DİPNOT tarafından postalanan herşey
-
GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
İşte diğer referansları... TEVBE SURESİ 111. AYET... "Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır: Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu, Tevrat'ta da, İncil'de de Kur'ân'da da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alışveriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur. " Arkadaşlar İslam'ın barış ve kardeşlik dini olduğundandan dem vurmuştu? Düşünün birkere; allah yolunda öldürmek ve öldürülmek...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Bende bugünTürkiye, "namaz kılan, niyaz eden zihniyetin" , Abdi İpekçi, Cavit Orhan Tütengil, Kemal Türkler, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Bedri Karafakioğlu, Ümit Kaftancıoğlu, Bedrettin Cömert gibi birçok önde gelen aydını öldürerek yok etmelerini kınıyorum... Yıllardır Toplumumuzda ilahi bir korku ortamı yaratıldı, "namazında ve niyazında geçler" bu nedenle son 40 yıllık siyasi yaşamımızda ölümle birlikte anılır hale geldi. Demokrat ve aydın insanlar ile toplum arasına ciddi anlamda yaralar açıldı... Veee hatta bunu görmezlikten gelen zihniyeti kınıyorum...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Konu ana başlığından....- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Sevgili bilimselci... Referansı aşağıdaki süre gibi inança denk olan düşüncelereden bana göre her şey beklenir.. Her zamanki gibi konuyu kişiselleştirip gerçekleri örtpas etmeye kalkarlar... Yani dedikoducu komşular gibidir aslında sergilenenler... Gereksiz, anlamsız, amaç dışı ve konu ötesi.... Bu ayıplara ve bu düşüncelere/doğmalara ancak bilimsel, gerçekçi ve akıl kullanılarak cevap verilir... O nedenle konu ile ilgili olarak aydınlatıcı ve bilgi dolu kişiliğinle gereksiz polimiklerden ziyade bugüne kadar bizlere aydınlatmacı yapınla, dürüstlüğünle ve konulara verdiğin çok değerli katkılarını bekliyoruz... Sen ve senin gibi dostlardan/bilgelerden rahatsız olmaları çok doğal... Çünkü biliriz ki yapabilecekleri tek şey sadece ipe sapa gelmez kişilik dokundurmalarıdır... Yada katli vaciptir gibi korkutmaları... Ki bizler seni çok iyi biliyor ve verdiğin değerlerin yanında olduğumuzun bilinciyle üretimine yürekten bağlıyız.. lütfen devam dostum... Bu oyunlar bizi aşar.... Sevgi ve saygılarımla... İŞTE REFERANSLARI...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Adana da dinsizlerde mi varmış... felsefe bu ya okuması tersten olanın yorumuda tersten olurmuş... Bu vesile ile ben adım gibi eminim ki.. Bunu da allah adına yapmıştır o cani... Hayrıca dinsizlik bir birikim ve bilgi sonucudur.. Öyle kolay kolay tercih edilen birşey değildir yani.. Yeryüzünde inanç sahibi olmak çok kolaydır... Ama ben hiçbir dine inanmıyorum ya da agnostiğim diyebilmek öyle her babayiğidin harcı değildir... Toplumsal olarak inançlar aile ve toplumdan ne gördüysen onun sonucu olmuştur... Yani ne tercih edilmişse sende etmişsindir... Torba misali yani (ne konmuşsa o var...) Fakat şu da bir gerçek ki... Şiddetin her türlüsüne, baskının her çeşidine, korkutmalarla inandırmanın her haline ve bırakın insanı bir canlıyı bile öldürenlere karşı mücadelem bir insan olarak sonuna kadar karşı duracağım... Amaaa... Düşünceni/düşünceri ifade etmen/edilmesi için de seninle her ortamı birlikte yaratmaya hazırım...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Sevgili arkadaşım bir arkadışın savunduğu aşağıdaki şu sureyi okursanız... İnsanların inanç adına ne menem bir terör gizlendiğini çok iyi anlarsınız... (Yada Türkiye gerçeğindeki potansiyeli) Nihayetinde de bağı bahçeyi... Bizim endişemiz bu düşüncenin/düşüncelerin toplumsal huzur ve yapısına verdiği tahribatın derecesidir... Ondan sonra da adam gelecek taşradan bir bir insanlarımızı,yazarlarımızı, düşüncelerimizi ve her kim ise bunu allah ve kuran adına yapacak... Durumun vahametini düşünebiliyormusunuz/en azından tahmin edebiliyormusunuz... Bunlar dün başladı ve bugün azısıyla geliyorlar... Son olarak ta böyle düşünceyi savunanlar karşısında da duruşumuzun ne kadar haklı olduğunu.. Ama bizler aklımızla, kalemimizle, yüreğimizle, insan sevgilimizle ve gönülülüğümüzle yapıyoruz bunu... Ayetlerle değil.. Dost sevgilerimle...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Düşünebiliyormusunuz arkadaşlar... Bir inanç ki... Korku, şiddet, cinayet istemiyle dolu.... Ve şunu söylüyorum hiçte korkmadım, korkmam, korkmayızda... Temel yapı bu... Hayırlı uğurlu olsun... Vatan ve millet olarak başımız göklere erdi... BARIŞ, KARDEŞLİK, SEVGİ ÖYLEMİ... SEN ONU KÜLAHIMA ANLAT... PEH...- TAHRİKAT DESTEKLİ FEODAL KÜLTÜR TÜRKİYE'Yİ TESLİM ALIRSA ÜLKE NE HALDE OLUR....
Gecekondu Kültürü Türkiye'yi Teslim Alınca... Tarikat destekli feodal kültür Türkiye'yi teslim alınca: - Toplumda hiçbir değer, hiçbir kural kalmaz. - Sorunlar şiddet yoluyla, hatta cinayetle çözülmek istenir... - Kentlerde, özellikle de büyük kentlerde yaşamak olanaksızlaşır. - Ne can güvenliği kalır, ne mal güvenliği. - Ne arkeolojik sit kalır, ne doğal sit, ne kentsel sit. - Ülkenin bütün zenginlikleri yağmalanır ve yok edilir... - Siyaset, ülkeye hizmet için değil, ülkeyi soymak için kullanılır. - Politikacılar sorun çözmez, sorun üretir. - Ulusal bütünlük ve vatandaşlık yok olur. - Topluma, hemşericilik, cemaatçilik, kabilecilik, aşiretçilik, mezhepçilik, tarikatçılık, sözün kısası bölücülük egemen olur. - Okul sistemi, örgün ve yaygın eğitim çöker. - Sistem, yurttaş yerine, fırsatçı üretir. - Ne tahsilin önemi kalır, ne terbiyenin. - Topçuluk, popçuluk, köşe dönücülük, çetecilik, tetikçilik egemen olur. - Ülkenin kısa ve uzun dönemli çıkarları artık görülmez olur. - Bireysel çıkarlar ön plana çıkar. - Toplumsal ve ulusal özgüven biter. - Yabancı hayranlığı, dışarıdan yönetilme ve kurtarılma arzusu gelişir. - Hukuk, adalet, güvenlik biter. - Yozlaşma, yağma, yolsuzluk ve yoksulluk egemen olur. - Ülke, bağımsızlığını ve bütünlüğünü yitirir. - Emperyalizmin pençesine düşer, bölünür. Kimdir bunun sorumlusu? Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminin tamamlandığı 1945'ten beri ülkeyi yönetenler, dinci-feodal yapıyı koruyarak ortaçağ zihniyetini hortlatanlar kimlerdir? Kimlerdir o iç ve dış güçler? Kimlerdir kent yağmacılığıyla dinci eğitimi iç içe geçirerek seçmeni koşullandıran ve böylece Türkiye'yi tarikatçılıkla desteklenen feodal gecekondu kültürüne teslim edenler? Aydınları tetikçilere kurban edenler? Türkiye'nin geleceğini karartanlar? Kimlerdir, kimler? Yazı kaynağı: E. Kongar / 05.02.2007 Cumhuriyet / www.kongar.org. Not. İstatistik bana aittir... (Sevgili E. Kongar'a sevgi ve saygılarımızla)- Atatürk'ün bugünü yansitan sözleri..
Öncelikle bugünlere ışık tutabilecek denli anlamlı paylaşım için çok teşekkür ederim sevgili politika... Sorduğunuz soruya gelince.... Kesinlikle fazlası var eksiği yok derim... Sevgi ve saygılarımla..- DÜNYAYA BEDEL TÜRKLER... (Dünya birincisiyiz… 400 bilim adamı tarafından resmen açıklandı, Türkiye olarak dünya birincisiyiz… Bizede bu yakışırdı...)
Sevgili politika... Evet doğru dünya kirliliğinin başını çekenlerden biri de evet ne yazıkki Hindistan... Ama Türkiye'nin birinciliği havaya karbondioksit yaymadaki birinciliktir, genel kirlilik teki birincilik değildir. Öncelikle bunun bilinmesini önemle rica ediyorum... Diğer taraftan; Topic başındaki konunun (yukarıda da belirttim) Cumhuriyet gazetesi ile uzaktan yakından bir ilgisi yok... Eğer dikkat edilirise başlıkta (topic'te) eklenen resmin altında kaynak adresi verilmektedir (http://www.acikgazete.com/?newsid=14090&category=149)... Evet iyi bir cumhuriyet okuruyum ve yaklaşık olarak 12 yaşından beri sürekli takip etmekteyim gazetemi... İnanın hiç bir yerinde bu ülkemize karşı bir yazı yazdığını hatırlamıyorum fakat şunu çok iyi biliyorum... Bugün sistemli birşekilde gazetemize karşı inanılmaz bir saldırı ve ve bunun boş sorumluluları ise hepimiz bildiği karanlık güçler.. Ve bu karanlıklar maalasef; Emperyalizmin en bağnaz düzeni olan Yeni Dünya Düzeni'nin uşakları ve soytarılarıyla ılımlı İslamcılar kol kolalar; Ne güzel ortaklıktır bu! Tarikatların ticaretle, mafyayla/çetelerle, devletle, düzenin efendileriyle iç içeliklerinin ardında ahlak ve faziletin olmadığını bilmenizi isterim.. Bana ülkemi bu gazete sevdirdi.. Düşünsel kavgayı bu gazete öğretti... Silahların olmadığı, düşünsel barışın hakim olduğu ama müspet bilimden sapmamamız gerektiğini, Yaşamda var olma bilincini, Sorumluluklarımı vb... bu gazeteden öğrendim... Ki gazetem; Demokrat, laik, çağdaş, modern, akılcı, yaratıcı, üreten ve gelişen bir ülke için hiç durmadan düşünsey duruşunu bozmadı... Bu nedenle sizlere düşüncelerinizden ötürü saygı duyuyor ve sevgilerimi gönderiyorum.... Biliyorum ki bigün her şey gün ışığına çıkacaktır...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Tüm yaşam da ilahiyattan ibaret değil ama değilmi?... Gürül gürül akan bir bilgi çağındayız... Eğer bu toplumda kişi başı GSMH 5.000 dolar değilde, 15.000.-, 20.000 dolar cıvarlarında olsa hiç biriniz ertelenmiş cennetler için günlerce ibadet etmessizin ama maalesef türkiye gerçekleri böyle... Ne yazıkki ülkemin insanlari bilinçli olarak yoksullaştırıldıkça bağlantıkları ilahi yapı da bir o kadar güçlenmekte... Ve yıllardır oynanan bu senaryonun parçası bile olmayı göremeyenlere üzülmemek elde değil... Ama kan uykulardan uyandırmak ta bizlerin en kutsal görevi, insan olma sorunu ve bir yaşam felsefedir... Sevgiyle kalın...- GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
DÜNYAYNIN ISINMASININ NEDENİ İNSANLAR... (BASINDAN)- DÜNYAYA BEDEL TÜRKLER... (Dünya birincisiyiz… 400 bilim adamı tarafından resmen açıklandı, Türkiye olarak dünya birincisiyiz… Bizede bu yakışırdı...)
Teşekkürler sevgili adrenalin... Gelişmektü olan ülkeler grubu olarak KYOTO sözleşmesine imza atmadığımız hakkında arkadaşlarımızın bir düşüncesi varmı şeklinde bir soru haklıma geldi hemen... Ben asıl onun cevabını çok merak ediyorum... Sevgiyle kalın..- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Birilerin her nedense namazında niyazında olanların katilliğinden neden gocunulur anlamıyorum... Aslında her şey açık ve ortada... Kısacası sorun bu adamların binlerce yıldır öğretilen ilahi hikayelerin sonuçlarının gerçek yüzlerini ortaya dökmemiz... Sevgili Melih Cevdet Anday'ın belirttiği gibi... "Onun hikayelerinde kesin yargılardan, büyük sözlerden kaçınması yazdıklarının daha keyifle okunmasını sağlıyor..." Yoksa burada anlamayanlar için davul da çalacak değiliz.. Ama üslubumuzu sonuna kadar da sürdürme kararlılığındayız... Kalın sağlıcakla...- Hrant DİNK öldürüldü...
SKANDAL ÜSTÜNE SKANDAL... Daha neyi tartışıyorsunuz Maalesef 'Deriiin' tartışılıyor 'sıııığ' zaaflarını saklıyor... 1- Dink cinayetinden 11 ay önce suikastın ihbar edildiğinin ortaya çıkması 2- Dink'in Valilik'e çağrılıp üstü kapalı tehdit edilmesi 3- Dink'in korunma isteğinin sümen altı edilmesi 4- Cinayetten hemen sonra soruşturma aşamasında olunmasına rağmen İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı bulunmadığını "milliyetçi duygularla işlendiğini" söylemesi... 5- Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ı azmettirdiği iddia edilen Yasin Hayal’e talimat verdiği öne sürülen gözaltındaki KTÜ öğrencisi Erhan Tuncel'’nin, BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun Trabzon gezilerinin organizasyonunda görev alması ve BBP'ye son günlerde katılımların artması... 6- Dink'e yapılan suikasta karşı duygularını felsefi olarak "Hepimiz Ermeniyiz!"* diyerek dışa vuran, yapılan haksızlığa karşı çıkan yüzbinlere karşı, azmettiricilere destek olurcasına "Hepimiz Türküz!" sloganının öne çıkarılması... 7- Samas'ın gözaltına alındığı Samsun'da emniyet ve/ veya jandarma da 'Vatan Toprağı Kutsaldır Kaderine Terk Edilemez!' sloganının önünde elinde bayrak fotoğrafı çekilmesi... Güvenlik görevlilerinin katil zanlısıyla hatıra fotoğarfı karesine girmesi... Suçlamaların jandarma ve polisi karşı karşıya getirmesi.- GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
- DÜNYAYA BEDEL TÜRKLER... (Dünya birincisiyiz… 400 bilim adamı tarafından resmen açıklandı, Türkiye olarak dünya birincisiyiz… Bizede bu yakışırdı...)
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var...Öncelikle burada hiçbirşekilde Türkiye ve Türkleri *****lar bir tarafının olduğu sanmıyorum. Nedeni ise bu topic'teki başlık sadece çevresel tehlikenin Ülke duyarlılığına hizmet etmesi açısından ele alınmıştır... Evet biraz sert bir giriş gibi belirtilebilir ama esas amaç burada verilmek istenen mesajın siyasal vb. gibi bir olgunun ötesinde topyekün duyarlılığa yöneliktir... AMA ASIL İŞİN ÖZÜ... (Yazı iyi okunursa anlaşılacaktır ki her zamanki kibi konuyu tam okumadan tepki veriliyor.. ) DÜNYAYA EN FAZLA KARBONDİOKSİT SALINIM ORANINDAKİ BİRİNCİLİĞİMİZDİR bahse konu olan... Lütfen eleştiri yapmadan önce yazıların ne demek istendiği gayet iyi anlaşılsını rica ediyorum... Bununda bilinçli olarak yapıldığını sanmıyorum... Ki konu ile ilgili olarak sayın bilim adamımız da yukarıda bütün bunları doğrulayıcı nitelikte bir açıklama yapmış bulunmaktadır... Neyse arkadaşımızın üretim ile bahsettiği bir konu var ki gerçekten üzücü... Demiş ki; İyi de sevgili dostum senin yaratıcılık anlayışın nedir... Önce kendi yaratıcılığın ne... Bende buna üzülüyorum aslında... Gelelim tekrar konumuza; Arkadaşımız yine; Düşünüyorum da bu çelişki ve bindebiri bile gerçek olmayan düşünceyi bizlere biraz açarsanız çok seviniriz sevgili Anakonda... Hakikaten biraz kıvrak gibi geldi bana ve ne demek istediğiniz pek anlaşılmıyor gibi.. Dost sevgilerimle.- DÜNYAYA BEDEL TÜRKLER... (Dünya birincisiyiz… 400 bilim adamı tarafından resmen açıklandı, Türkiye olarak dünya birincisiyiz… Bizede bu yakışırdı...)
Sevgili Marcus... Öncelikle topic başlığının ve devamı yazıların şahısm adına Cumhuruyet gazetesi ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur... Hükümetlerarası İklim Değişimi Uzmanlar Grubu'ndaki tek Türk bilim adamı Prof. Dr.Zekai Şen: Kuraklık Ege'yi vuracak... Küresel harekát Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nın merakla beklenen raporundan çıkan felaket tablosu, Türkiye’yi de alarma geçirdi. Raporun ardından 3 icracı bakanlık acilen toplanma kararı alırken, "İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu" (İDKK) tehlikeye karşı "1. Ulusal Bildirim"i hazırladı, TBMM, "Küresel Isınma Araştırma Komisyonu" kurulmasını istedi. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker, küresel ısınma eylem planı hazırlamak için Salı günü acilen bir araya gelecek. Pepe’nin ev sahipliğinde yapılacak zirvede, küresel ısınmanın Türkiye’ye etkileri; çevre, tarım ve enerji politikalarına nasıl yansıyacağı ve bu konularda beklenen değişimlera karşı Türkiye’nin yeni politikalarının neler olması gerektiği sorusunun dışında, kuraklık yönetimi, su yönetimi ve suyun etkin kullanımı konuları ele alınacak. HERKESE GÖREV Zirve hakkında Hürriyet’e bilgi veren Pepe, BM’nin küresel ısınma raporlarının tehlikeyi tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğunu belirterek, Türkiye’nin de bu konuda acilen harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Pepe şunları söyledi: "Türkiye’de yıllık enerji israfı 7-8 milyar dolar. Maddi boyutunun yanı sıra çevresel tahribatı korkunç. Hedefimiz, bu konuda kamuoyu duyarlılığını artırmak. Türkiye’de şehirlerimiz bir Paris, Roma gibi çok aydınlatılmıyor ama yine de çok dikkatli olmak gerekiyor. Başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere binalarımızdan başlayarak aydınlatmaların kısıtlanması, suların daha iktisatlı kullanılması, herkesin bu konuda kendini kontrol etmesi gerekir." ULUSAL BİLDİRİM Pepe, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın soru önergesine verdiği yanıtta da, Türkiye’nin iklim değişikliği alanında belirleyeceği politikaların ve alacağı önlemlerin saptanması amacıyla, 6 ilgili bakanlık, DPT ve TOBB’nin katılımıyla "İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu" (İDKK) oluşturulduğunu bildirdi. Pepe, Kurul’un hazırladığı "1. Ulusal Bildirim"de öncelikli politikaları şöyle sıraladı: Güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklarının kullanım kapasiteleri artırılacak. Hidrolik enerjinin daha büyük oranlarda kullanımını sağlayacak projeler hayata geçirilecek. Hem sera gazı emisyonlarını azaltmak, hem de küresel iklim güvenliğini sağlamak için projeler üretilecek." MECLİS DE HAREKETLİ Öte yandan küresel ısınma nedeniyle Türkiye’nin çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği uyarıları Meclis’i de harekete geçirdi. Hem iktidar hem de muhalefet "küresel ısınma" ve Türkiye’ye etkilerinin incelenmesi için "Araştırma Komisyonu" kurulmasını istedi. CHP Milletvekili Yakup Kepenek’in hazırladığı ve 60 milletvekilin imzasını taşıyan önergeye AKP’li Fatma Şahin de destek verdi. Hürriyet / Nuray BABACAN / ANKARA /- DÜNYAYA BEDEL TÜRKLER... (Dünya birincisiyiz… 400 bilim adamı tarafından resmen açıklandı, Türkiye olarak dünya birincisiyiz… Bizede bu yakışırdı...)
İyi güzelde sevgili dinazor... Gel görki kazın ayağı öyle değil gibi artık bu güneş ülkesinin gerçekleri... Öylesine sap ve saman karıştıkı sorma gitsin.. Örneğin; kin, nefret, sevgisizlik, güvensizlik, yağma, soygun, dolandırıcılık, kapkaç, hırsızlık, din tacirleri, bezirganlar toplumun içine yıllardır öyle sınsici içine yerleşmiş ki bizler sen ben kavgasından uzak bir yaklaşımla buraya taşındı bu konu ve kral çıplak demek içindi açıkçası.. Bunun hakkını vermek gerekiyor diye düşünüyorum.. Hep birlikte üzerine gitmeliyiz tüm olumsuzlukların.. Dünya hızlı ve korkunç bir değişim içerisinde.. Bizler artık asgari müştereklerde birleştirebilen bir hale doğru, yani kenetlenmeye doğru götürmekte hepimizi.. İşin diğer tarafı ise... Artık çözümün kalıcı ve etkili olabilmesi için... Yıllardır topluma işlenen feodal bir milliyeçilik anlayışı.... Önyargılı.. Kavramlara kendi anlamlarını yükleyen.. Herksesı dışlarcasına... Size önemli bir örnek sunmak istiyorum... Bugün insanlığa “soykırım” kelimesini kazandırma alçaklığını yaşatmış Hitler’in “Kavgam” isimli ırkçılığı savunan kitabının Türkiye’de “en çok satan” kitaplar arasına girmesini kayıtsızca izleyenlerin, bugün belki de yaşamlarında tek okudukları kitap Almanya’da yasak “Kavgam” olan kitleler karşı oldukları herkesi “Ermeni” diye tanımlarken yüzleri kızar mıyor mu, acaba?... (Aslında bu durum çok önemli bir mesaj vermekte bizlere...) Ne dersin... Dost sevgilerimle...- KÖRÜ KÖRÜNE YAŞAMAK... ("O olmazsa yaşayamam" demeyeceksin / demeyecaksin işte, / Yaşarsın çükü...
.... ''Dev balinaların yumuşak valsini dinlemekten hoşlanırım İngiliz papatyalarının tatlı kokusunu tatmaktan Yeşil kumun mavimsi ayaklarıma dokunuşunu duyumsamaktan Hayaletlerin çelik rengini görmekten .. Mali köknarlarının tarihlerini okumaktan hoşlanırım Kokuları yakalamaktan Işın dalgalarını usulca okşamaktan Dipsiz şiirler yazmaktan...'' ______ Manon Baglin / ''Tüm duyularda'' adlı şiirinden...- la_bohéme arkadaşımın büyük katkısıyla… (2007 YILBAŞI PARİS TATİLİM ve FOTOĞRAFLARIMLA 8 GÜNLÜK PANAROMİK PARİS RÜYASI)…
İyide sevgili la_bohem... Bu "kasis" denen şey de neyin nesi... Onu ne bilen var ne de duyan buralarda... Bir bilebilsem / bulabilsem ben ne yapacağımı çok iyi biliyorum ama... Yardımına şimdiden çok teşekkür ederim... Sende kendine iyi bak olurumu.. En azından seni sevenler için... Sevgiyle kal...- DÜNYAYA BEDEL TÜRKLER... (Dünya birincisiyiz… 400 bilim adamı tarafından resmen açıklandı, Türkiye olarak dünya birincisiyiz… Bizede bu yakışırdı...)
Tıpkı dün insan öldüren bir caninin eline verilen bir bayrakla fotoğraf çektirmek gibi yani... Bizler gibi demokrat ve akılcı milliyetçilik zaten beklemiyoruz kendilerinden... Suçlular çünkü hemde köküne kadar... Neden mi? Yıllardır bu ülkede “milliyetçilik” kavramını ırkçılığa kalkan yaparken o zamanki “yavru kurtların” bugünün “eli kanlı tosunları” olacağını hesaba katmamış olsanız dahi sorumlu ve suçlusunuz! bana göre 1- Dün insanlar sadece “Alevi” oldukları için “Kahraman” Maraş ve daha bir çok yerde çoluk, çocuk, genç, yaşlı evleri basılarak katledildiğinde durum aslında farklı değildi. 2- Türkiye’de sadece Kürt oldukları için dışlayıcı uygulamalara maruz kalanları görmezden gelerek onlarca yıl bu sorun yokmuş gibi “başını kuma sokanlar” şimdi ırkçılığın nasıl bir “bela” olduğunu korkuyla izlemekteler. Alevi, Kürt ya da Ermeni kavramları uzun yıllar bu ülkede ırkçılığı politik hedefleri için kullananlar tarafından acımasızca istismar edildiler. Çocukların böylesine bir propaganda ortamında ve zor yaşam koşulları içinde doğru düzgün bir perspektiften uzak büyüdüğü ülkede cahil gençlerin “Kurtlar Vadisi” gibi filmlerin de katkılarıyla kanlı cinayetleri işleyebilecek bir konuma gelmesi acı ama doğal bir sonuç. Sonuçta bende bir herşeyimle Türk'üm ve bundan da onur duyuyorum ama... Özeleştiriye bile tahammül edemeyen hırkçı düşüncelerin zararlarını ve yarattığı toplumsal taribatı gördükçe... Üzülmemek elde değil.. Ne dersiniz haksızmıyım...- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL... "namazında niyazında" kişinin, cinayetle, insan öldürmekle ilgisi olabilir mi? "Namazında niyazında" kişi cinayet işler mi? Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi. Hıristiyanlığın bu konudaki sabıkası büyük ölçüde geçmiş yüzyıllara ait.Buna karşılık, geride bıraktığımız 20. yüzyıl ve yaşamakta olduğumuz yıllar, İslam adına işlenen, işlenmekte olan cinayetlerle dolup taşıyor. Bizim uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmiş, işlenmekte. Fakat yazımın konusu, zaten herkesçe bilinen, çoğuna toplumca tanık olduğumuz bu olgular değil. "Namaz niyaz" sözcüklerine dönmek istiyorum. Deyimi bu biçimiyle ilk kez, Danıştay cinayetini işleyen kişinin babası dile getirdi. Oğlunu temize çıkarmak için ve övünerek, onun "namazında niyazında" bir genç olduğunu söylüyordu. Bu babanın nasıl biri olduğu kısa sürede anlaşıldı. Nitekim katil oğul da, babasının övgüsünü hak etmek istercesine, "namaz kılmak" için duruşma salonundan kaçmaya yeltenmişti... Hrant Dink cinayetini azmettiren Yasin adlı kişiyle ilgili olarak, "namazında niyazında" sözü bir kez daha karşımıza çıktı. Bir yakınından, onun da "namazında niyazında" bir genç olduğunu öğrenmiş olduk. Cinayet "zanlı" sının kendisi de, cinayeti işlemeden önce namazını kıldığını söylüyordu. Daha önceki toplu ya da tek cinayetlerin her biriyle aralarında kan akrabalığı bulunsa da, bu son iki cinayetle birlikte, yeni bir durum karşısında olduğumuzu düşünüyorum. Bu "namaz niyaz" edebiyatı, bu dile getiriliş biçimiyle, bana yeni bir olgu gibi görünüyor. Neredeyse "postmodern" bir yenilik diyeceğim geliyor... Namazını kılıyor, niyazda bulunuyor, cinayetini işliyor, sonra belki internet kafede "chat" leşiyor, cep telefonuyla mesajlaşıyor. Ele geçirildiğinde de yakınları, ezberlenmiş bir sözü tekrarlarcasına, suçun üstünü örtmek ya da önemini azaltmak istercesine, bütün bir toplumla ve bu arada "namaz" ve "niyaz" la dalga geçercesine, onun "kendi halinde", "namazında niyazında" bir genç olduğunu söylüyor... Kesinlikle yeni bir olgu, yeni bir söylem biçimi karşısında olduğumuzu düşünüyorum... Teknolojinin olanaklarından yararlanan, futbol oynayan, yoksul aile çocukları da olsalar "modernleşme" ye çok da uzak durmayan bu "genç" ler, günümüz Türkiye'sinin sokaklarını, varoşlarını, kenar mahallelerini dolduruyor. Bence asıl ve başlıca sorun, bu gençlerin eğitimlisinin de eğitimsizinin de, hiçbir hümanist ve bilimsel referansa sahip olmayışıdır Çünkü ülkemizde böyle bir eğitim yok. Çünkü ülkemizde eğitim artık Kuran kurslarıyla başlıyor ve bilim düşmanlarının elinde devam ediyor. Çünkü "namaz" ve "niyaz" kavramlarının ezberlenmiş bir söz gibi ayağa düşürüldüğü bu ülkede evrim kuramını yadsıyan biri ulusal eğitimin başında, asıl referansının (bilim değil) din olduğunu söylemiş (ve bu sözüne bağlılığını her zaman kanıtlamış) bir diğeri hükümetin başında ve cumhurbaşkanlığını da ele geçirmek üzeredir. "Namazında niyazında" genç katiller üreten bir ortamın, yoksulluktan, toplumsal adaletsizlikten bile daha vahim altyapısı (insanlık kültürünün hümanist-bilimsel değerlerinden, birikimlerinden bu kopuş) gözden kaçırılırsa, çok da uzak olmayan bir gelecekte, şu yaşadığımız günlerdeki aymazlığımızı utançla, pişmanlıkla anımsayacağız demektir. Tabii henüz yaşamaktaysak. Sevgili A. Bahramoğluna sevgi ve saygılarımızla...- GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
- NAMAZINDA NİYAZINDA KATİL / LER... (Din adına tarih boyunca sayısız cinayet işlendi... uzak ve yakın tarihimizde de din adına sayısız cinayet işlenmi)
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Configure browser push notifications
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.