-
İçerik Sayısı
1.080 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
İletiler gönderen: modernjames
-
-
bence şöyle bir tıklatta uykum kaçsın yoksa birazdan mayışacağım
son bileti akşama akşam bize kakalamasınlar da..
-
ilk partide gidenlerden olurdum
yapmadığım ne varsa yapayım
şiişt sen hele şu ekrana bir vur şeytanı kova bakalım. nereye diyorsun forum sensiz olmaz
-
basit bir hesaplamayla;
dünya nüfusu yaklaşık 6,500,000,000 (kendimiz dahil )
1 günde dünyada yaklaşık 200,000 kişi ölüyor ise 6,500,000,000/200,000 ihtimal ile her an öle biliriz.
-
bu gününün bizim için son olmadığı ne malum??
-
Günaydınn yoksa Tünaydınmı
Güzel bir gün diliyorummm.
asıl tünaydın benden olsun
-
günaydın arkadaşlar.
-
hey gidi günler.. siyah beyaz telvizyon dallas, hayat ağacı ve yalan rüzgarı..
bunalar komuşuk ilişkilerini arttıran dizilerdi bence de. ama şu an diziler bırak komşuyu aile içindeki iletişimi bitirmek üzere..
-
çok zor bir soru
kesin olan birşey var ki o da yeni teknolojilerin bazılarını sonuna kadar kullanabilmemiz ve yeni fikirler üretmemiz
teknolojiyi sonuna kadar kullandiğimiz kesin ama düşünüyorumda şu 25 buluşun her biri ayrı ehemmiyet taşıyor yani bunlar icat edilmeseydi şu an ne olurdu düşünmek istemiyorum.. (tabi bunu üzerine 25 yıl öncesi olurdu dene bilir )
-
çok zor bir soru
kesin olan birşey var ki o da yeni teknolojilerin bazılarını sonuna kadar kullanabilmemiz ve yeni fikirler üretmemiz
teknolojiyi sonuna kadar kullandiğimiz kesin ama düşünüyorumda şu 25 buluşun her biri ayrı ehemmiyet taşıyor yani bunlar icat edilmeseydi şu an ne olurdu düşünmek istemiyorum.. (tabi bunu üzerine 25 yıl öncesi olurdu dene bilir )
-
çok zor bir soru
kesin olan birşey var ki o da yeni teknolojilerin bazılarını sonuna kadar kullanabilmemiz ve yeni fikirler üretmemiz
teknolojiyi sonuna kadar kullandiğimiz kesin ama düşünüyorumda şu 25 buluşun her biri ayrı ehemmiyet taşıyor yani bunlar icat edilmeseydi şu an ne olurdu düşünmek istemiyorum.. (tabi bunu üzerine 25 yıl öncesi olurdu dene bilir )
-
Son 25 yılın buluşları listesi, önemlerine göre şöyle sıralanıyor:
26. buluşta sizden olsun
1) İnternet
2) Cep telefonu
3) Kişisel bilgisayar
4) Fiber optik
5) E-posta
6) Ticari GPS (Küresel Konuşlandırma Sistemi)
7) Taşınabilir bilgisayarlar
8) Hafıza depolama disketleri
9) Tüketicilere yönelik dijital fotoğraf makinası
10) Radyo frekanslı kimlik etiketleri
11) MEMS (MikroElektroMekanik Sistemler)
12) DNA testleri
13) Hava yastıkları
14) ATM
15) Gelişmiş piller
16) Melez (Hibrid) otomobiller
17) OLED (Organic light-Emitting diode: Organik ışık-Yayıcı diyot)
18) Görüntü panelleri
19) HDTV (Yüksek çözünürlüklü televizyon)
20) Uzay mekiği
21) Nanoteknoloji
22) Yapay hafıza
23) Sesli posta
24) Modern işitme cihazları
25) Kısa Menzilli, Yüksek Frekanslı Radyo{mosgoogle none}
26 ?
-
hızlı mı vurdum şeytanı kovuyoruz olacak o kadar
03 de intihar vakaları var neme lazım duymasın
şaytan mı
bu vurma şiddetine ben dayanamadıysam müsterih ol şeytan hiç dayanamaz.. o şimidi pılını pırtını toplayıp kaçti .
-
Tam benim dinç olduğum saatler ekrana vurup kulağımı çekeyim tık tık.. ne şeker,ne tansiyon,ne kalp.. şeytan kulağına diyeyim
yararlı bilgiler için teşekkürler..
senin gececi olduğunu biliyoruz canım
ekrana öyle bir vurdunki burası 7,2 şiddetinde sallandı, aman yavaş aman yavaş.. dinçsin kuvvetlisin..
-
biyolojik saat.
saat saat bedeninizi tanıyın ona göre plan yapın..
06.00: Kortizon salgılanmasıyla organizma uyanır. Metabolizma hareketlenerek günün işleri için enerji ve proteini hizmete sunar.
07.00: Vücut hâlâ zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçının. Kalbe ve dolaşıma gereksiz yere yüklenilmiş olur. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır, güzel bir kahvaltı edin.
08.00: Seks için en iyi zamandır. Nikotinin sağlığa en fazla zarar verdiği saattir. Kahvaltı sigarası damarları her zamankinden fazla daraltır.
09.00: Vücudun kuvvetli olduğu saattir. İğne olacaksanız veya röntgen çektirecekseniz en uygun zaman.
10.00: Vücut en yüksek ısısına ulaşmıştır, verimliliğimiz en üst düzeydedir. Bellek yaratıcı ve dinamiktir. Ama 10.00-12.00 arası enfarktüse sık rastlanır.
11.00: Vücudumuzun tam formunda olduğu saat. Zihnimiz hızlı çalışır ve özellikle hesap işleri zorlanmadan yapılabilir.
12.00: Dikkat azalır, uyku basar. Midedeki asit fazlalaşır, beyindeki kan azalır.
13.00: Vücut formdan düşmüştür. Verimlilik gün ortalamasının yüzde 20 altındadır. {mosgoogle none}
14.00: Tansiyon ve hormon düzeyi düştüğünden kendimizi bitkin hissederiz. Diş hekiminden korkanlar bu saatte randevu almalı. Çünkü bu saatte acıyı daha az hissederiz.
15.00: Enerjimiz geri gelmiştir, belleğimiz tam formundadır. Sabahkinden az olmakla birlikte ikinci verimliliğe yaklaşırız.
16.00: Spor için en iyi saat. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Mide asidini önleyici ilaçların etkisi bu saatte daha verimlidir.
17.00: Organların faaliyeti üst düzeyde. Kuvvetimiz artar. Böbrekler, mesane çok çalışır. Akşam üstü midedeki asit miktarı fazlalaşır. 17'ye doğru mide kanaması geçirenler artar.
18.00: Akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas özellikle aktiftir. Karaciğer alkole karşı her zamankinden daha dayanıklı sayılır.
19.00: Tansiyon ve nabız tembelleşir. Bu nedenle, tansiyonu düşüren ilaçlar konusunda dikkatli olmalısınız. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçların tesir derecesi de fazladır.
20.00: Karaciğerdeki yağ düzeyi düşer ve kullanılmış kan kalbe tekrar her zamankinden fazla akar. Alerjisi olanlar, astımlılar ilaçlarını bu saatte almalı. Antibiyotiklerin etkisi de artar.
21.00: Sindirim organlarının günlük görevi sona erer. Yenen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır.
22.00: Sigara içenler de son sigaralarını içmeli çünkü vücut nikotini daha zor atar.
23.00: Tam dinlenme saatidir. Organizma stres hormonu salgılamasını durdurur. Sakinleşir, gevşeriz. Tansiyon ve vücudun ısısı düşer.
24.00: Uyuduğumuz sırada deri hücreleri durmaksızın çalışır. İlk rüya safhası başlar.
01.00: Vücut kendini uykuya programlar. Dikkat azaldığından bu saatte çalışanların hata yapma olasılığı, iş - trafik kazaları artar.
02.00: Görme duyusu ve refleksler zayıflar. Bu nedenle trafik kazalarının çoğu bu saatte olur. Vücut soğuğa karşı aşırı hassastır.
03.00: Melatonin hormonunun salgılanması tembelleştirir, kararsız yapar. Melankolik hissetme artar ve intihar vakalarına çokça rastlanır.
04.00: Stres hormonundan enerji kazanırız. Enfarktüsler 04.00 - 06.00 arasında özellikle fazlalaşır. Çünkü tansiyon oldukça fazla yükselir, kalp damarları çabuk gerilir.
05.00: Bu saatte vücuttaki erkeklik hormonu çok fazla salgılanır. Stres hormonu gündüz değerinin 6 katına çıkar. Kaybolan enerji geri gelir.
-
günaydın forum sakinleri
-
İyi geceler hepinize arkadaşlar ben gidiyorum...
-
bu gün bir kez daha anladım ki eski sevgiliden arkadaş olmuyor...
-
Biz erkekler ve hikayeleri....
8 yaşında onu bir hikaye anlatmak için yatağa götürürsünüz,
18 yaşında onu yatağa götürmek için bir hikaye anlatırsınız,
28 yaşında onu yatağa götürmek için bir hikaye anlatmanıza gerek yok,
38 yaşında o sizi yatağa götürmek için bir hikaye anlatır,
48 yaşında onunla yatağa girmemek için ne hikaye uyduracağınızı şaşırırsınız.
-
anne karnında iken bebeğe sorsalar bebek yerim rahat der ne işim var dünyada der ekmek elden su gölden döne döne yan gel yat der, dışarı çıkınca ana rahmi ne küçükmüş dışarda DÜNYA VARMIŞ der..
eminim ki bu dünya kimimiz için bir cennet kimimiz içinse bir cehennemdir.
-
Benim zaten el ayak takıntım vardır...
"Havuza gidelim, denize gidelim" derim...Olmadı babamla hamama yollarım...
Hiç kaçarı yok görülecek o ayaklar...
ben yukarıda demiştim zaten bayanlar ne yapar ne eder çıkartırlar çorabı
-
önceki alıntımda bunu belirtmiştim..
kişi analizine şaka karıştırdım sadece..bu da takmakla ne kadar alakalı size kalmış derim..sizin düşüncenize gem vuramam..
yağmurlu bir pazar gününü neşeli geçirmek taraftarıyım
özür dilerim sizi kırmak istemezdim.
sanırım bir yanlış anlatım olmuş..
ii pazarlar. çiçek verirsem affedersin dimi?
-
yemek yerken,ya da seyahatte parmak uçlarını kıpırdattığını göremezsin
hımm arkadaşım sen ayaklara takmış durumdasın..
ben ayaklar olmadan kişilik analizi için yeterli olabilecek durumlardan söz ediyorum. kısaca yukardaki araştırmanın dışında bir fikir beyan ettiydim doğrusu.
ama sen illaki ayaklara bakacağım diyorsanda bişe diyemem yani. o zaman sana bir önerim seçeceğin erkek asker olmasın (botu çırtmaları biraz zor da .. )
-
elbet ayağa göre kişilik testine tabi olunamaz ..değerlendirmeler sonuca göre değişir
kişiyi tanımak için 3 unsur yeterli; 1 seyehat edeceksin
2 yemek yiyeceksin
3 misafir olacaksın
kişiyi analiz edebilirsin o zaman...
-
film çok güzeldi görseleri ile ama ne olursa olsun 14 sene bir proje için çok uzun hele bu filmse çok gereksiz..14 senede elin adamı 4 filim çekiyor ve izlediğimizde onuda beğeniyoruz..
koskoca 14 senede neler olmaz ki düşününce işin içinden çıkamıyorum, çok basit bir şekilde bir çocuk doğar ve 8. sınıftan mezun olur yada, lise çocuğu bir bakmışsın kariyer yapmış bir konuda uzman olmuş, prof olmuş, ne biliyim 14 yıl evvel abdullah gül bir basit siyasetçi iken şimdi cumhurbaşkanı.. eminim çok örnekler yazılabilinir..
Mutluluğun Rengi Bulundu ?
- Havadan Sudan Konular
Gönderi tarihi:
Depresyondaki insanların donuk, kendini iyi hissedenlerin ise sıcak renkleri tercih ettiğine işaret eden bilim adamları, bunun, çocukların ve iletişim sorunu yaşayanların hastalıklarının teşhisine yardımcı olabileceğini belirttiler.
İtalyan La Repubblica gazetesinde yayımlanan habere göre, İngiltere’deki Manchester Üniversitesinden bir grup bilim adamı, sağlıklı 105 ve depresyondaki 108 yetişkinin her birinden, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor, kahverengi, siyah, beyaz ve grinin 38 tonunun bulunduğu renk tablosundan ruhsal durumlarına en uygun olan rengi seçmelerini istediler. Araştırmacılar, depresyondakilerin grinin, sağlıklı katılımcıların ise sarının tonlarını tercih ettiklerini gözlemlediler.
Araştırmanın ikinci bölümünde ise sağlıklı 204 gönüllüden renkleri pozitif, negatif ve nötr olarak ayırmalarını ve en sevdikleri renkleri seçmelerini isteyen bilim adamları, katılımcıların sadece yüzde 10’unun, ruhsal durumlarını temsil etmesi için griye yöneldiklerini belirttiler.
Araştırma sonuçlarının, beynin, insanın ruh haliyle renkleri hemen eşleştirdiğini ve bu şekilde dış dünyayla iletişim kurduğunu gösterdiğini kaydeden bilim adamları, bu ilişkinin sürekli dile getirildiğini, ancak şimdiye kadar bu konuda yapılmış tam ve gerçek bir araştırmanın mevcut olmadığını vurguladılar.
Araştırma ekibinin başındaki Peter Whorwell, şu anda asabi bağırsak sendromu görülen ve dolayısıyla da oldukça sıkıntılı olan hastalar üzerinde çalışmakta olduğunu belirterek, “Renk çarkının, bu hastaların psikolojik tedavilere verdikleri yanıtı görmemize yardımcı olmasını umuyorum” dedi. Kelimelerin yetersiz kaldığı ve sözsüz ifade yöntemlerinin daha etkili olduğu durumların olduğunu ifade eden Whorwell, bu gibi durumlarda renklerden faydalanılabileceğini söyledi.