Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.724
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    30

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. *** Başlarken; Bundan öncesinde aşağıda linkleri verilen 'Evrim Mekanizmaları'nın en önemlilerini aktardık. EVRİM MEKANİZMALARI (1): EVRİM NASIL GERÇEKLEŞİR? EVRİM MEKANİZMALARI (2): Doğal Seçilim EVRİM MEKANİZMALARI (3): Yapay Seçilim. EVRİM MEKANİZMALARI (4): Cinsel (Seksüel) Seçilim EVRİM MEKANİZMALARI (5): Akraba Seçilimi EVRİM MEKANİZMALARI (6): Gen Akışı (Göç) EVRİM MEKANİZMALARI (7): Genetik Sürüklenme EVRİM MEKANİZMALARI (8): Mutasyonlar (Değişinim) Geçen yazımızda Evrim'i tetikleyen mekanizmalar arasında bulunan minör mekanizmalardan bahsedeceğimizi açıklamıştık. Bu mekanizmaların doğada çeşitlilik yaratmak için çok önemli olduğunu ve mutasyonların Evrim'in çeşitlilik açısından muhtaç olduğu tek mekanizma olmadığını belirtmiştik. İlk olarak; EVRİM MEKANİZMALARI (9): Gen Değişimi (Crossing-Over) Başlığında Gen Aktarımı, ya da Crossing-over'ı EVRİM MEKANİZMALARI (10): Transpozonlar Başlığında Transpozonları tanıttık. Bu yazımızda da sizlere Evrim'in çok önemli bir diğer değişim ve çeşitlilik mekanizması olan Plazmidlerden bahsedeceğiz. ***
  2. *** Yukarıda açıkladığımız gibi, iki çeşit transpozon bulunur: A-) Birinci Sınıf Transpozonlar Birinci Sınıf Transpozonlar, ya da bir diğer adıyla Retrotranspozonlar, kendilerini kopyalarlar ve bu kopya DNA üzerinde bir diğer noktaya sıçrayıp yapışabilir. Bunun için öncelikle DNA'dan transkripsiyon mekanizması ile küçük DNA segmentleri üretilir; daha sonra bu RNA kullanılarak, geri transkripsiyon yöntemi ile DNA sentezlenir (retrovirüsler ve retrotranspozonlar, Merkezi Dogma isimli kuralı bozan elementlerdir). Üretilen bu retrotranspozon, tıpkı retrovirüsler gibi davranabilir. DNA'dan kopabilir, DNA üzerindeki farklı bir bölgeye yapışabilir ve hatta kimi durumda hücrenin dışına çıkarak bir diğer hücrenin DNA'sına yapışabilir. Bu durumda bir plazmid gibi davrandığını düşünebiliriz; ancak bunu bir sonraki yazımızda açıklayacağız. Temel olarak transpozonların HIV virüsü gibi davranabildiğini düşünebilirsiniz. Retrotranspozonların da üç alt grubu keşfedilmiştir: 1) Viral Retrotranspozonlar, RNA'dan DNA sentezleyebilecek "geri transkriptaz" enzimlerini kodlarlar. Genetik yapılarında uzun bitiş tekrarları (long terminal repeat) bulunur. Tıpkı retrovirüslere benzerler. Yaklaşık 100-5000 baz çifti uzunluğunda olabilirler. İnsan genomunun yaklaşık %8'i ve fare genomunun yaklaşık %10'unu oluştururlar. Bu alt gruba ait iki tip keşfedilmiştir: alglerden kapalı tohumlu bitkilere, açık tohumlu bitkilere kadar pek çok canlıda bulunan Ty1-copia retrotranspozonları ile yine çok sayıda canlıda keşfedilmiş olan Ty3-gypsy retrotranspozonları. 2) Uzun Serpiştirilmiş Nükleotid Elementleri (LINE: Long Interspersed Nucleotide Elements) isimli diğer grupta da, tam boyda olanlarında geri transkriptaz enzimleri bulunur ve RNA'dan DNA sentezleyebilir. Ayrıca hemen hepsinde endonükleaz enzimleri de taşıya rak çoklu-nükleotit dizilerinin orta bölgelerindeki fosfodiester bağlarını kırabilir. Ancak uzun bitiş kodlarını taşımaz ve RNA polimeraz II enzimi aracılığıyla çoğalırlar. İnsan genomunda yaklaşık 500.000 farklı LINE bulunur, bu da genomun %17'si eder. Bunlardan yaklaşık 7.000 tanesi tam boydadır ve geri transkripsiyon yapabilir. 3) Kısa Serpiştirilmiş Nükleotid Elementleri (SINE: Short Interspersed Nucleotide Elements) ise 500 baz çiftinden kısa boya sahip transpozonlardır. RNA polimeraz III enzimiyle salgılanan tRNA, rRNA gibi parçaların geri transkripsiyonuyla üretilir. Üzerlerinde fonksiyonel geri transkriptaz enzimleri bulunmaz ve sadece farklı bölgelere sıçrayarak, orada halihazırda salgılanmış enzimleri kullanarak kendilerini kopyalayabilirler. İnsan genomunun %11'ini oluştururlar. Büyük bir kısmı hurda DNA olarak görülse de (yani Evrimsel süreçte işlevini yitirmiş genlerse de), halen bir kısmı işlev görebilmektedir. ***
  3. *** GİRİŞ: Transpozonlar, tek bir hücrenin içerisinde bulunan ve sıklıkla bulundukları yerden koparak farklı bölgelere "sıçrayan" gen parçalarıdır. Transpozonal Sıçramalar, transpozonal bölgelerin önce kendilerini kopyalayıp, sonra bu kopyaların sıçraması şeklinde olabileceği gibi; gen parçalarının olduğu gibi, bulundukları yerden koparak yeni bir yere yerleşmeleri şeklinde de olabilir. (bilgisayardaki "Kes/Yapıştır" işlemi gibi düşünebilirsiniz) Örneğin aşağıdaki görselde, sarı-turuncu-sarı renklerle gösterilen transpozonal element, kendisini kopyalayarak karşı tarafa sıçramış ve normalde birleşik olan mor gen diziliminin ortasına yapışmıştır: Transpozonal sıçramalar gerçekten çok önemli bir Evrim Mekanizması'dır, çünkü hem fenotipi kökten değiştirebilecek mutasyonlara sebep olabilirler, hem de genom büyüklüğünün değişmesini sağlayabilirler. Özellikle ökaryotik hücrelerde, genom büyüklüğü üzerinde çok ciddi etkileri vardır. Çünkü bir transpozon, kendini kopyalayıp hem kendisini, hem de kopyasını DNA üzerinde farklı bölgelere yapıştırabilir. Bu şekilde, genomun büyümesine sebep olur. Eğer bu değişim, canlıya avantaj sağlarsa, gelecek nesillere de aktarılır. Böylece uzun evrimsel süreçte canlıların genom büyüklükleri değişir. Buradan da, transpozonların Evrim açısından önemini anlayabiliriz. Bu önemli mekanizma, 1993 yılında Barbara McClintock tarafından keşfedilmiş ve keşif ve kaşif, Nobel Ödülü ile ödüllendirilmiştir. ***
  4. *** Başlarken; Bundan öncesinde aşağıda linkleri verilen 'Evrim Mekanizmaları'nın en önemlilerini aktardık. EVRİM MEKANİZMALARI (1): EVRİM NASIL GERÇEKLEŞİR? EVRİM MEKANİZMALARI (2): Doğal Seçilim EVRİM MEKANİZMALARI (3): Yapay Seçilim. EVRİM MEKANİZMALARI (4): Cinsel (Seksüel) Seçilim EVRİM MEKANİZMALARI (5): Akraba Seçilimi EVRİM MEKANİZMALARI (6): Gen Akışı (Göç) EVRİM MEKANİZMALARI (7): Genetik Sürüklenme EVRİM MEKANİZMALARI (8): Mutasyonlar (Değişinim) Geçen yazımızda Evrim'i tetikleyen mekanizmalar arasında bulunan minör mekanizmalardan bahsedeceğimizi açıklamıştık. Bu mekanizmaların doğada çeşitlilik yaratmak için çok önemli olduğunu ve mutasyonların Evrim'in çeşitlilik açısından muhtaç olduğu tek mekanizma olmadığını belirtmiştik. İlk olarak EVRİM MEKANİZMALARI (9): Gen Değişimi (Crossing-Over) Başlığında Gen Aktarımı, ya da Crossing-over'ı tanıttık. Bu yazımızda da sizlere bir diğer önemli değişim ve çeşitlilik mekanizması olan Transpozonlardan bahsedeceğiz. ***
  5. GeceKuşu

    Gıdada bir skandal daha!

    Gıdadaki skandal haberleri bitmek bilmiyor... Zeytinyağından sonra gıdadaki son skandal haberi kıymadan geldi. İstanbul Kasaplar Odası Başkanı Bilgin Şahin çöpe gitmesi gereken tavuk ve büyükbaş hayvan kemiklerinin, kilosu 20 kuruşa toplanarak, öğütüldükten sonra hazır kıymaya katıldığını ileri sürdü. Deşifre programında çarpıcı açıklamalar yapan Bilgin Şahin, Avrupa’da bu kemiklerin başta kedi maması olmak üzere, evcil hayvan yemi üretiminde kullanıldığına dikkat çekti. Şahin, söz konusu kemiklerin ülkemizde mekanik kıyma olarak yurttaşa yedirildiğini belirtti. Yurttaşları hazır kıyma tüketmemeleri konusunda uyaran Bilgin Şahin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın işlenmiş et ürünleriyle ilgili Gıda Kodeksinde yapacağı değişikliğin bu tarz hilelerin önüne geçebileceğini savundu.... 5 Mayıs 2012 Video: http://www.turkish-m...-buyuk-tehlike/
  6. *** Günümüzde türler nasıl birbirinden ayırt edilmekte ve tanımlanmaktadır? Günümüzde bilim insanları oldukça titiz çalışmaktadırlar ve teknolojiden sonuna kadar faydalanmaktadırlar. Bu sayede, yeni bulunan bir canlı veya bilinen canlılar üzerinde çok ayrıntılı analizler yapılabilmektedir. Genetik ve moleküler biyoloji alanında yapılan hızlı gelişmeler, çok etkili bir şekilde canlıların genetik haritalarının çıkarılmasını ve modern yöntemlerle farklı genetik haritaların kıyaslanabilmesini sağlamaktadır. 'Biyolojik Tür Tanımı'nın belirlediği sınırlar ile 'Filogenetik Tür Tanımı'nın kattığı esneklik, genetik ve moleküler çalışmalarla birleştirildiğinde, çok doğru ve ayrıntılı tür tanımları yapabilmemize olanak sağlamaktadır. Yani bilim insanları, bir türü belirlemek için, günümüzde tek bir yönteme değil pek çok yönteme başvurmaktalardır. Bu sayede çok net sonuçlara ulaşabilmekteyiz. Genetik çalışmaların tür sınıflandırmalarında çok önemli faydaları vardır: Örneğin sadece 5386 baz çiftine sahip olan Phage Φ-X174 isimli bir virüsün DNA'sını kodlamak 2 sene sürmüştür. Bazı engeller de göz önüne alındığında, 3.200.000.000 (3 milyar 200 milyon) baz çiftine sahip olan Homo sapiens türünün genomu 15 seneden uzun bir sürede çözülebilmiştir. İnsan, sanıldığının aksine en büyük genoma sahip canlı değildir. Pieris japonica isimli bir bitkinin 150 milyar, Polychaos dubium isimli bir amibin (protista türü) ise 670 milyar baz çifti bulunur. Bunların genomları da uzun yıllarda çözülebilmiştir. Günümüzde, bu canlıların genetik haritaları birkaç hafta ile birkaç ay arasında çözülebilmektedir. Şu anda üzerinde çalışılmakta olan bir teknoloji sayesinde, genomun çözülmesinin 8-10 dakikaya kadar indirilmesi beklenmektedir. İşte bu ayrıntılı yöntemler (bunların en önemlisi de PCR denen Polymerase Chain Reaction denen bir tepkimedir) sayesinde, genetik haritlar yoluyla canlıların birbirlerinden farklılıkları ortaya konulmakta ve türler tanımlanmaktadır. Bu tanımlar, çoğu zaman 'Biyolojik Tür Tanımı'na uygun bir biçimde birbiriyle üreyemeyecek kadar farklı canlıları farklı türler olarak ortaya koymakla birlikte, bu güncel olmayan tanımın karşılaştığı zorlukları da yenebilmektedir. Ayrıca bir tür tanımlanırken, canlının morfolojik özellikleri ve fenotipik karakterleri de hesaba katılır. Bunun ötesinde ekolojik durumu, nişi, organlarının yapısı gibi özellikler de hesaba katılır. Tüm bu araştırmalar, genetik özelliklerle birleştirilerek türler tanımlanır. İşte bu çalışmalar sonucunda, türler birbirinden ayrılabilmekte ve Filogenetik Ağaçlar (bizim tanımımızla Evrim Ağacı) inşa edilebilmektedir. Günlük yaşantımızda, farklı türleri ayırt edebilmek için basitçe çiftleşebilmelerine bakmamız yeterlidir. Ancak şunu aklımızdan çıkarmamalıyız: Birbiriyle çiftleşemeyen türler çok büyük bir ihtimalle farklı türlerdir; ancak birbiriyle çiftleşebilen türler birbiriyle aynı tür olmak zorunda değildir! Bir sonraki TÜRLEŞME (2): "Türleşme Nedir? Farklı Türler Nasıl Oluşur? Allopatrik Türleşme Ne Demektir?" konu başlığında, türleşmenin nasıl olduğunu ve canlıların birbirinden nasıl farklılaştığını inceleyeceğiz. ***
  7. *** Filogenetik (Kladistik) Tür Tanımı Nedir? Sonuncu ve diğer tüm tanımları tek bir çatı altında başarıyla toplayan tür tanımı, 'Filogenetik Tür Tanımı'dır ve Evrimsel Biyoloji'nin gelişmesi ve Evrim Kuramı'nın anlaşılmasıyla birlikte gelişmiştir. Bu noktada, Evrim'in bilimi geliştirmedeki önemini bir kere daha görebilmekteyiz. 'Filogenetik Tür Tanımı'da oldukça eskiye, 19. yüzyılın büyük biyologu Ernst Haeckel'a dayanır. Günümüzdeki teknikleri kullarak tanımı ayrıntılı bir hale getiren isim ise 1992 yılında konuyla ilgili makalesini yayınlayan Baum'dur. Baum, tür tanımını aşağıdaki iki temel noktada toplar: Bir tür, belirli bir ayırt edici özellik açısından fark taşıyan en küçük canlı grubudur. Bu karakter; morfolojik, biyokimyasal veya moleküler olabilir; ancak mutlaka üreyici (reproductive) kaynaşık birimler içerisinde sabit olmalıdır. Üreyici süreklilik, Biyolojik Tür Tanımı'nda olduğundan farklıdır. 'Filogenetik Tür Tanımı'na göre farklı türler birbirleriyle çiftleşebilirler. Üreme açısından birbiriyle uyumlu olmayan bireyler farklı türler sayılmak zorunda değildirler. Ancak farklı türler; genel olarak birbirlerinden çok farklı oldukları için, üreme özellikleri de bu farklılaşma sürecinde değişmiş ve birbirleriyle üreyemez hale gelmişlerdir. Bir tür, monofiletik olmak (bir türden farklılaşarak meydana gelen tüm türlerle birlikte, bu ata türü de içerisine alan biyolojik sınıflandırma birimi, de Queiroz and Donoghue 1988, Nelson 1989); yani atadan en az bir özellik almış olmak ve kendisine ait, sonradan kazanılmış bir veya daha fazla özelliğe sahip olmak zorundadır. Bazı durumlarda 'Filogenetik Tür Tanımı'da işe yaramayabilir; fakat günümüze kadar tanımlanmış ve en çok canlıyı birbirinden ayırmak için kullanılabilecek en etkili yöntem 'Filogenetik Tür Tanımı'dır.. ***
  8. *** Morfolojik (Fenetik) Tür Tanımı Nedir? 1988 yılında Cronquist, Biyolojik Tür Tanımı'na alternatif olarak bir tanımlama geliştirdi ve türleri şu şekilde tanımladı: "... sıradan yöntemlerle birbirlerinden ayırt edilebilen ve ayrı olan en küçük canlı grupları." Bu tanım oldukça pratiktir; ancak bazı çok kritik ve temel hataları beraberinde getirdiği için Biyolojik Tür Tanımı'ndan daha kötü; ancak onu destekleyen bir tanım olarak görülmelidir. Pratikliği, Cronquist'in "sıradan yöntem" olarak belirttiği tanımlama yöntemlerinin ucuzluğu ve hızından kaynaklanmaktadır. Örneğin bir bitki bilimci (botanist) için bir kapalı tohumluyu incelemek için gereken "basit yöntem" bir büyüteçtir. Bir entomolojist için ise ayrıştırıcı (dissecting) mikroskop yeterli olacaktır. Diatomlar üzerinde çalışan bir (Algı bilimci) fikolojist içinse elektron mikroskobu "sıradan yöntem" olacaktır. Bu tanımın bir diğer kolaylaştırıcı tarafı, cinsel ilişkileri hesaba çok fazla katmamasıdır. Ancak bu nokta, belki de tanımı güvenilirlikten tamamen çıkaran noktadır. Buna az sonra geleceğim. Son olarak, morfolojiyi gözlemek oldukça kolaydır. Bu da, onu yine pratik ama güvenilmez yapan bir diğer noktadır. Morfolojik Tür Tanımı'na göre bir örnek olarak şu verilebilir: Bir bakışta bir tavuk ile bir ördeği birbirinden ayırabiliriz. Bu sebeple, bunlar farklı türlerdir. Aslında morfolojik sınıflandırma Cronquist'ten çok önce, Carl Linneus (Carl von Linné) isimli ve "sınıflandırmanın babası" olarak tanınan bilim insanına kadar gider. 1700'lerin başında yaşamış olan Linneus, ilk defa canlıları dindar kesimin yaptığı gibi Tanrılara olan yakınlıktan (Tanrı -> Melekler -> Şeytanlar -> Erkekler -> Kadınlar -> Hayvanlar -> Bitkiler -> Cansızlar gibi) çıkararak, biyolojik olarak yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu amaçla kolları sıvayan Linne, çok kapsamlı bir sınıflandırma yapmıştır. Sınıflandırmasında en çok morfolojik özelliklere önem verdiği için, Linne, Morfolojik Tür Tanımı'nın mucidi olarak düşünülebilir. Ancak, Linne ve diğer morfolojiye göre sınıflandırma yapanları tuzağa düşüren çok önemli bir biyolojik olgu vardır: Cinsel iki-biçimlilik (sexual dimorphism). Bazı canlıların erkekleri ile dişileri birbirinden tamamen farklıdır ve sadece morfolojiye bakarak sınıflandırma yapan bir bilim insanı, ciddi bir biçimde hataya düşecektir. Linne ve diğerleri de bu hataya düşmüşlerdir. Linne, Agelaius phoenicus isimli bir türün erkeği ve dişisini yanlışlıkla farklı türler olarak tanımlamıştır. Halbuki bu canlıların tek özelliği, erkek ile dişisinin birbirinden tamamen farklı olmasıdır. Bu şekilde yola çıkan bir bilim insanı, uzun saçlı insanları bir tür, kısa saçlı insanları bir diğer tür olarak tanımlayabilecektir. Böylece, insanların kadını ve erkeği farklı türler olacak; üstelik uzun saçlı bir erkek, kadınlar türünden sayılabilecektir. Günümüzde bu tip kargaşalara sebebiyet vermemek açısından, Morfolojik Tür Tanımı oldukça geliştirilmiştir. Örneğin günümüzde bu tür tanımını kullanan bilim insanları, canlıları farklı türler olarak değerlendirmeden önce, kromozom sayılarına, kromozom morfolojilerine, hücre yapılarına, ikincil metabolitlerine, yaşam ortamlarına ve bazı diğer özelliklere de bakmaktadırlar. Bu açılardan güçlendirilen Morfolojik Tür Tanımı sayesinde, çok daha ayrıntılı tanımlar yapılabilmektedir. ***
  9. *** Biyolojik Tür Tanımı Nedir? Son birkaç on yıldır, Biyoloji dünyasında genel geçer olarak kabul edilen tür tanımı, 'Biyolojik Tür Tanımı'dır (BTT). Bu tanım, türleri cinsel olarak üretken bir komünite olarak görür. BTT, belki de en çok bilim adamı tarafından geliştirilen ve kullanılan tanımdır. 'Biyolojik Tür Tanımı' yıllar içerisinde oldukça değişim geçirmiştir. İlk olarak, 1930 yılında Du Rietz tarafından; "...farklı ve sürekli olmayan biyotip kesintileriyle birbirinden ayrılan en küçük doğal popülasyonlar" olarak tanımlamıştır. Bu tanımda, çiftleşmeye karşı doğal bariyerlere üstü kapalı bir biçimde değinilmektedir. Ondan birkaç sene sonra, 1937'de ünlü Evrimsel Biyolog Dobzhansky, türleşmeyi; "... bir zamanlar gerçekten veya potansiyel olarak çiftleşen bireylerin, fiziksel olarak birbirleriyle çiftleşemeyecek hale gelmelerine sebep olan ve iki ayrı grup oluşturan evrimsel süreç" olarak tanımlamıştır. Bu, son derece sınırlandırıcı bir tanımlamadır. Daha sonraları, Dobzhansky de Mayr'ın tanımını kabul eder. Mayr, 1942'de türleri şöyle tanımlar: "...birbirleriyle gerçekten ya da potansiyel olarak çiftleşebilen ve bu tip diğer popülasyonlardan eşeysel olarak izole olmuş, doğada bir göreve (nişe) sahip olan doğal popülasyonlardır." Omurgalıları inceleyen zoologlar ve entomologlar için BTT en çok kabul gören tür açıklamasıdır. Botanikçiler ise bu tanımı kullanmakta zorlanırlar çünkü kara bitkileri, hayvanlara göre çok daha çeşitli üreme yöntemleri izlerler. Biyoloji'de sıklıkla karşılaşıldığı üzere, BTT için de pek çok istisna doğada bulunabilir. Bunlar için BTT ile uyumlu; ancak BTT ile sınıflandırılamayacak türleri de içerisine alan daha geniş tanımlar geliştirilmiştir. (Buna az sonra değineceğiz.) 'Biyolojik Tür Tanımı'nın uygulanabilirliği ve geçerliliği hakkında olduça sık eleştirilerde bulunulmuştur. (Cracraft 1989, Donoghue 1985, Levin 1979, Mishler and Donoghue 1985, Sokal and Crovello 1970) BTT'nin birkaç canlı grubuna uygulanması özellikle problemli görülmüştür. Bunların başında da, aralarındaki hibritleşme (farklı tür olarak görülen canlıların çiftleşmesi, at ve eşek gibi) miktarının fazlalığından ötürü, bitkiler gelir. (McCourt and Hoshaw 1990, Mishler 1985) Ayrıca Dünya'da pek çok cinsiyetsiz (aseksüel) popülasyon da vardır ve bunlar üzerinde 'Biyolojik Tür Tanımı' uygulanamaz. (Budd and Mishler 1990) Bunlara birkaç örnek olarak; zorunlu aseksüel olan rotiferleri, öglenoid flagellalıları, Oocystaceae'ye (coccoid yeşil algler) ait birkaç üyeyi, kloromonad flagellalıları ve bazı diatomları gösterebiliriz. Ayrıca, bilinen bazı cinsiyetli canlıların, cinsiyetsiz biçimleri de bilinmektedir. Örneğin, bazı arktik göllerde Daphnia'nın cinsiyetsiz popülasyonları bulunmaktadır. 'Biyolojik Tür Tanımı' bu türleri sınıflandırmada kullanılamaz. Aynı durum, prokaryotlar için de geçerlidir. Genler, prokaryotlarda bazı yollarla birbirlerine aktarılabilirler; ancak ökaryotlardaki gibi bir çiftleşme prokaryotlarda tanımlanamamaktadır. Önemli bir mikrobiyoloji ders kitabı, 'Biyolojik Tür Tanımı''dan bahsetmez bile. (Brock and Madigan 1988) 'Biyolojik Tür Tanımı'nın uygulanabilirliği, kendi kendini dölleyen (self-pollinate) kara bitkileri açısından da şüphelidir. (Cronquist 1988) Ancak kara bitkilerini tanıma dahil edecek bazı açıklamalar getirilebilmiştir. Bu gibi sebeplerden ötürü, 'Biyolojik Tür Tanımı' bazı bilim insanları tarafından eleştirilmektedir. Ne var ki, diğer yöntemlerle birleştirilerek kullanıldığında, 'Biyolojik Tür Tanımı' en çok canlıyı bir seferde birbirinden ayırabilen açıklama olarak karşımıza çıkmaktadır. (Buna, diğer iki tanımımıza da değindikten sonra döneceğiz.) ***
  10. *** Irksal Tür Tanımı nedir? Irk, günlük dilde ve yakın geçmişte değişerek dilimize tamamen farklı olarak yerleşen anlamı aksine, Biyoloji'de bir tür dahilindeki genetik olarak pek fazla birbirine karışmayan, genetik ve morfolojik açıdan birbirine göreceli olarak benzeyen canlı gruplarına verilen isimdir. Biyolojik anlamıyla ırklar genellikle ekolojik olarak (yerel yaşam alanlarının farklılığından kaynaklanıyorsa) veya coğrafi olarak (aralarında coğrafi izolasyon varsa) birbirinden ayrılırlar. Bu şekilde farklı olan ırklar, eğer birbirlerinden gerçekten diğer ırklara göre çok fazla uzaklaşırlarsa, bu yeni ve farklı iki gruba Biyoloji'de "alt tür" denir. Alt türlerin farklı türler olmadığını kesinlikle belirtmekte fayda vardır. Örneğin Batı Bal Arısı, pek çok farklı coğrafi ırka ayrılır; ancak bunların hepsi aynı türe Apis mellifera'ya aittir. Doğa bilimciler, çevrelerinde gördükleri bitki ve hayvanları, bireysel olarak basitçe, birbirleriyle olan benzerliklerine göre gruplayabileceklerini düşünmüşlerdir. Doğada bulunan gruplara (bilimsel ismiyle taksonlara) bu benzerliklere göre isimler vermişlerdir. Bu tip taksonomilerin temelde iki ortak noktası vardır: Bunlardan ilki, üreme açısından (eşeysel) uyumluluk ve bireylerin devamlılığıdır. Basitçe: Köpekler köpeklerle çiftleşirler ve asla kedilerle çiftleşmezler! Bu, ırk tanımının temelini oluşturur. İkinci olarak, türler arasında çeşitlilik açısından bir süreklilik olmadığıdır. Yani türlere basitçe bakarak onları ayırt edebilirsiniz. (Cronquist 1988) ***
  11. *** Türlerin bilimsel isimlendirilmesi nasıl yapılır? Biyolojik olarak türler, çoğumuzun bir şekilde aşina olabileceği üzere, genellikle iki kelime ile isimlendirilirler. Bu sisteme, ikili isimlendirme (Binomial nomenclature) denir. Bu yöntemin bazı önemli kuralları vardır. Bunlara kısaca değinmemiz gerekirse: Kullanılan dil Latince olmak zorundadır. Her tür, iki kelime ile tanımlanır. Bu kelimelerden ilki, cins adını belirtir. İkinci kelimeye “belirleyici isim” adı verilir. İki kelime, birlikte “tür ismi”ni belirler. Yazılı kaynaklarda mutlaka eğik veya altı çizili olarak yazılırlar. Cins adının ilk harfi mutlaka büyük harfle yazılır. Sonraki isimlerin hepsi küçük harflidir. Kimi zaman, az sonra tanımlayacağımız “alt tür”leri belirtmek için üçüncü bir isim kullanılır. Bu kelime için de kurallar, “belirleyici isim” için uyulması gereken kurallarla aynıdır. İki örnekle üzerinden geçecek olursak: (Panthera tigris): Kaplan türünü tanımlar. (Panthera tigris altaica): Siberya Kaplanı’nı tanımlar. İki yazım da ikili isimlendirme kurallarına uygun olarak yazılmıştır. Bunu da öğrendikten sonra, tür tanımlarına giriş yapabiliriz. ***
  12. *** Türler Hangi Özelliklerine Göre Tanımlanırlar? Türlerin tanımını yapabilmek için türlerin neyi barındırdığını anlamak gerekir. Bu konu, Biyoloji dünyasında oldukça fazla tartışılmaktadır. Biyologlar tarafından kullanılmakta olan çeşitli tür tanımları vardır. Bunlar; ırksal, tipolojik, biyolojik/izolasyon, biyolojik/üreyici, tanıyıcı, morfolojik, ekolojik, mikrotür, kohezyon, genetik, paleontolojik, evrimsel, filogenetik ve biyosistematik tür tanımları olarak isimlendirilebilirler. Burada şu noktayı anlamak hayati önem taşır: Aslında bunlar her ne kadar bu şekilde çok farklı isimlerde gözükseler de, aslında birbirlerine yakın tanımlardır. Sadece, "tür" kavramını ele alışları farklıdır. Çoğu, hemen hemen her zaman benzer sonuçlar verirler. Sadece bazıları, kimi zaman bir türü tanımlamak için, diğerlerine göre daha kullanışlı olabilmektedir. Biz burada, aslında diğerlerinin bazılarını da içerisine katan ve gruplandırmayı kolaylaştıran dört tanesini inceleyeceğiz: ırksal tür tanımı, biyolojik tür tanımı, morfolojik tür tanımı ve filogenetik tür tanımı. Bunlarla ilgili daha ayrıntılı tanımlar için 1985 yılında Stuessy tarafından yazılan Kladistik Teori ve Metodoloji (Cladistic Theory and Methdology) isimli kitaba (ve benzerlerin) ve yazının sonuna eklediğimiz daha güncel kaynaklara bakabilirsiniz. Türlerin tanımlarına geçmeden önce, türlerin bilimsel isimlendirilmelerine bakmakta fayda vardır. ***
  13. *** Başlarken; Yedi ayrı başlık altında işleyeceğimiz "TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER" yazı dizisinde, sizlere doğadaki türlerin nasıl tanımlandığından, türleşmenin nasıl gerçekleşebileceğinden ve doğada gözlenen bazı türleşme örneklerinden bahsedeceğiz. Bu yazı, tahminimizce sizler için çok önemli bir kaynak olacaktır. *** GİRİŞ: İlk olarak, tür tanımlarından bahsetmemiz gerekir. Çünkü doğa bilginleri ve biyologlar çok uzun yıllardır türleri tanımlamanın kolay bir yolunu aramışlardır. Ne yazık ki günümüzde hala türleri tanımlamak çok kolay bir iş değildir ve çok kapsamlı incelemeler gerektirmektedir. Ancak bu, bize aslında Evrim'in ne kadar güzel ve güçlü bir doğa gerçeği olduğunu gösterir. Günümüzdeki bazı türler, akrabalarına veya atalarına o kadar benzer ki ve bazı özellikleri de onları aynı gruba (türe) koymak için o kadar farklıdır ki, bu canlıları sınıflandırmak zorlayıcı ve hatta hararetli bilimsel tartışmalara sebep olabilir. Bu, Richard Dawkins gibi ünlü biyologların esasen hoşuna gider; çünkü dediğimiz gibi, gerçekten de türler arasındaki yumuşak geçişin, değişimin ve evrimin ispatlayıcısı bir niteliktedir. Yazının sonunda örneklerimize girdiğimiz zaman bu konuyu çok daha net anlayabileceksiniz. Şimdi, günümüze kadar yapılan tür tanımlarını sizlere tanıtalım. ***
  14. Tüm yaşamımızı etkileyen 68’in fotoğrafları Belgeseli... ** 68 Kuşağı ne istiyordu? Kimlerdi bunlar? Romantik devrimciler mi, yoksa anarjistler mi? "İşçiye iş, köylüye toprak, gence kitap", "Herkes hür olmadıkça kimse hür değildir" derken neyi kastediyorlardı? Suçları neydi? 18-25 yaşlarındaki gençler öldürülecek, idam edilecek ne yapmışlardı? http://youtu.be/1D1s5vi_xT0 Kan da döktüler, hedeflerine varmak için kanları da döküldü; bu amaçla gözlerini kırpmadan can da verdiler. Daha iyi bir yaşam, daha özgür bir ülke, bağımsız bir Türkiye istiyorlardı. Belki hedeflerine varamadılar; ancak 'gökyüzünü fethe çıkmış bu gençler'in yaktığı muhalif meşale, aradan neredeyse yarım asır geçmesine rağmen hiç sönmedi. Gerçekçi miydiler, imkansızı istemeleri ne kadar akılcıydı? Tartışılır! Ama hiç biri bu acı sonlarını hak etmediler. İdamları bile vicdanlarda büyük sızı, ölümleri gönüllerde derin bir yara bıraktı. Kimlerden mi bahsediyoruz? Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşlarından bahsediyoruz. Habertürk TV Haber Koordinatörü Abdullah Kılıç'ın hazırladığı, Yasemin Çekiç'in yönetmenliğini yaptığı ve birçoğu ilk yayınlanacak olan fotoğraflarla "68'in Fotoğrafı" belgeseli Cumartesi 21:10'da Habertürk TV'de...
  15. Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden el çektirilen savcılardan Abdulvahap Yaren mahkemede verdiği ifade de "Sadaka paraları hovardalıkta kullanılmış" açıklamasını yaptı... Deniz Feneri soruşturmasından el çektirilen Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, soruşturma sırasında gözaltı ve tutuklama olmasa bu davanın açılmayacağını söyledi. Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma iddiasıyla görevden alınan Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz'ün Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde yargılanmalarına başlandı. Yargıtay Genel Kurul Salonu'ndaki ilk duruşmaya, sanıklar ve avukatları ile müdahil avukatları katıldı. Bazı CHP ve MHP milletvekilleri, YARSAV üyeleri ile Ankara Adliyesi'ndeki bazı hakim ve savcılar da duruşmayı izliyor. Duruşmada ilk olarak sanık Savcı Mehmet Tamöz'ün, yargılamanın kapalı yapılmasına ilişkin dün Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne gönderdiği dilekçe okundu. Tamöz dilekçesinde, Deniz Feneri e.V davasının kamuoyunda yakından takip edildiğini, bunun hakkındaki yargılamaya siyasi nitelik kazandıracağı ve yargılamanın önüne geçeceği kaygısı taşıdığını kaydederek, halen Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığını, mesleğinin onuru için duruşmanın kapalı yapılmasını talep etti. Diğer sanıklar ve sanık avukatları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve müdahil avukatları, bu talebin reddini talep etti. Heyet de Tamöz'ün kısıtlılık kararını yerinde bulmayarak duruşmaların kapalı yapılması talebini oy birliğiyle reddetti. Avukatı bulunmayan Tamöz, avukat istemediğini belirterek, savunmasını kendisinin yapacağını kaydetti. Duruşmanın sabahki oturumunda savunmasını yapan Nadi Türkaslan, yapacağı savunmadaki sözlerinin sadece kendisini bağlayacağının altını çizerek, 26 yıllık savcı olarak heyetin karşısında bulunmanın kendisi için kolay olmadığını sözlerine ekledi. Mesleğini titizlikle, hukuk kuralları içinde, tarafsız yaptığını, bu güne kadar bir disiplin cezası bile bulanmadığını belirten Türkaslan, "Kamuoyuna da mal olan binlerce soruşturma yürüttüm. Kimsenin hakkını ihlal etmemeye hep özen gösterdim. Hep hukuk kuralları içinde kaldım ama hukuk dışı niyet ve uygulamalar sonucu karşınızdayım" diye konuştu. Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın uluslararası alanda yürütüldüğü için olağandan daha fazla özen gerektirdiğini kaydeden Türkaslan, soruşturma esnasında maksimum özenle hareket ettiklerini belirtti. Soruşturma sırasında gizliliğe riayet ettiğini belirten Türkaslan, "Gizlilik nedeniyle zaman zaman medyada soruşturmayı örtmekle, korumakla itham edildik. Soruşturma sırasında göz altı ve tutuklama olmasa bu dava açılmazdı. Soruşturma boyunca zor ve kritik yerlerden geçtim. Dava da bunlarla ilgili. Kamuoyu da bunları bilmek istiyor ama bunların anlatılmasının ne yeri ne zamanı" dedi. Türkaslan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) hakkında verilen soruşturma ve kovuşturma kararlarının da hukuksuz olduğunu savunarak, kovuşturma izni verilmesine ilişkin HSYK kararında tek kelime gerekçe yazılmadığını söyledi. Hakkında açılan davanın Deniz Feneri soruşturmasından alınmasının gerekçesi olduğunu belirten Türkaslan, süreçte HSYK tarafından yapılan yazılı açıklamayı da eleştirdi. "Tedbir kararıyla zerre kadar oynamadım" Nadi Türkaslan, Deniz Feneri soruşturmasında mal varlıklarına el konulmasına ilişkin mahkeme kararıyla zerre kadar oynamadığının ve değişiklik yapmadığının altını çizerek, yalnızca kararın b ve c bentlerini kapatıp fotokopisini çektiğini belirtti. Fotokopiyi tapu sicile gönderdiğini kaydeden Türkaslan, "Kararda gerçek kişilerin mal varlıklarına tedbir uygulanması vardı. 18 gerçek kişinin kimliklerine yer veriliyordu, şirket ismi yoktu. Çektiğim faksta aslının aynıdır ibaresi yoktu. Tapu sicile gönderdiğim faksta şirket isimlerinden hiç bahsedilmiyor, sadece tüzel kişilerin ismi vardı" diye konuştu. Sonraki süreçte kararı infaz eden, tapu sicil müdürlükleri, icra müdürlükleri gibi infaz yerlerinin kararı sanki tüm bölümleri açık gibi yorumladıklarını öne süren Türkaslan, böylelikle şüphelilerin ortak olduğu şirketlerinin mal varlıkları üzerine de tedbir konulduğunu, gönderdiği faksta infaz makamlarını yönlendirecek bir ibare kullanmadığını öne sürdü. Kararın kapatarak gönderilmesi işleminin zaman zaman yapıldığını kaydeden Türkaslan, yazının gönderildiği yerin b ve c bentlerinde yazılanlarla bir ilgisinin olmadığını ve o tarihte açık kimliği belli olmadığı için hakkındaki tedbir talebi reddedilen kişinin isminin yazdığı için bu bölümleri kapatarak gönderdiğinin altını çizdi. Türkaslan, "Bu benim tarzım. Sulh ceza mahkemesinin tedbir kararının üzerinde silinti, çizinti gibi hiçbir değişiklik yapmadım. Fotokopi hukuki bir belge olmadığına göre yüklenen suçun unsurları oluşmamıştır. Tapu sicile gönderdiğim faksta kapalılık açıkça belli. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından onaysız bir fotokopinin nasıl suç oluşturduğu açıklanmalıdır. Faks yoluyla gönderilen onaysız yazılı kağıt belge olamaz" dedi. Türkaslan, HSYK tarafından kendisi hakkında verilen kovuşturma kararında görevi kötüye kullanma suçunun bulunmadığını, ancak Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu suçtan da dava açtığını belirtti. Türkaslan, "Bu suçtan HSYK tarafından verilmiş bir izin yoktur" diyerek savunma yaptığını ancak Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce savunmasının kabul edilmediğini ifade etti. Nadi Türkaslan, her iki suçtan da beraatına karar verilmesini istedi. "Hukuk bilgisini görmüş olsaydık" Savcı Mehmet Tamöz de savunmasında soruşturmada belli bir süre sonra görev aldığını ve bundan sonra kararlar için 3 imza açıldığını belirterek, 3 imzanın olmadığı yerlerde sorumlu sayılamayacağını ifade etti. Tedbir kararını anlatan Tamöz, bu konuda icra hukukunun bilinmesi gerektiğini, Adalet Başmüfettişinin bu nedenle yanıldığını savundu. Ortaklık payının şirketteki tüm hak ve yükümlülükleri kapsadığını belirten Tamöz, bir şirket ortağının şahsi borçları için ortaklık payının haczedilebileceğini anlattı. Tedbirin ortaklık payına alındığını ve şirketin mal varlığına etki edeceğinin açık olduğunu dile getiren Tamöz, tedbir kararında şirket ismi olmadığını belirtti. CMK'de ortaklık payına el koyma konusunun bulunmadığını, bu nedenle ticaret hukukunun bilinmesi gerektiğini ifade eden Tamöz, "Ticaret hukukunu bilmezsek nasıl anlatacağız? Adalet Başmüfettişi keşke açıklasaydı da biz de hukuk bilgisini görmüş olsaydık" değerlendirmesinde bulundu. 2004 yılında Ankara'ya geldiğini ve ciddi soruşturmalarda görev aldığını anlatan Tamöz, "Hiçbirinde bana 'bu yaramaz adam şüpheli yap dediklerinde kim olursa olsun 'bu şüpheliyi çıkar dedikleri zaman da hukuk ve vicdanım karşısında asla yapmadım. Ben başı dik duran bir insanım. Bütün soruşturmaları tarafsızlık, doğruluk ilkeleri doğrultusunda yürüttüm. Özel bir amacım asla olamaz, olmadı da" dedi. "Sadaka paraları hovardalıkta kullanılmış" Abdulvahap Yaren de "Bu insanlar ne yapmış? Zekat, fitre, sadaka paralarını hovardalıkta kullanmış, şirketlerine aktarmış, paraları kendine mal etmiş. Bunu dini inançları suistimal ederek yapmış" derken, Cumhuriyet savcısı olarak görevini yerine getirdiğini belirtti. Tedbir kararında, şüphelilerle ilgili 'şu şirketteki payı şu kadardır' şeklinde açıklama bulunmadığını anlatan Yaren, "Yargılandığım suç yazdığım mütalaa. Sonraki savcılar da aynı mütalaayı yazmış. Onlarla ilgili karar var mı? Yok. Gerçek amaç savcıları uzaklaştırmak ve amaçlarına ulaştılar" değerlendirmesinde bulunarak beraatini istedi. Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda müdahillik taleplerini değerlendirecek olan Daire, tanık dinleyecek. Sanıkların mal varlıklarına tedbir konulmasına ilişkin sulh ceza mahkemesinin kararının anlaşılabilmesi için icra hukukunun bilinmesi gerektiğini savunan Tamöz, adalet başmüfettişinin bu nedenle yanıldığını öne sürdü. Ortaklık payının şirketteki tüm hak ve yükümlülükleri kapsadığını ifade eden Tamöz, bir şirket ortağının şahsi borçları için ortaklık payının hacz edilebileceğini söyledi. Tedbir kararının ortaklık payı için alındığını ve şirketin malvarlığına etki edeceğinin açık olduğunu savunan Tamöz, tedbir kararında şirket ismi bulunmadığını söyledi. Tamöz, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ortaklık payına el koyma konusunun yer almadığını, bu nedenle ticaret hukukunun bilinmesi gerektiğini ifade etti. ''Yargısal denetimde bizim mütalaamızın hukuka uygun olduğu görülüyor'' diyen Tamöz, karar nedeniyle üçüncü şahısların zarar görmesinin imkansız olduğunu öne sürdü. Bütün soruşturmaları, ''tarafsızlık, doğruluk ilkeleri doğrultusunda yürüttüğünü'' ifade eden Tamöz, ''Özel bir amacım asla olamaz, olmadı da'' diyerek beraatını istedi. Savcı Yaren'in savunması Savcı Abdulvahap Yaren de kendileri hakkında kovuşturmaya izin veren HSYK kararının yasaya aykırı olduğunu iddia etti. Cumhuriyet savcısı olarak görevini yerine getirdiğini söyleyen Yaren, tedbir kararında şüphelilerle ilgili ''şu şirketteki payı şu kadardır'' şeklinde açıklamada bulunmadığını anlattı. Savcıların savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi. Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda heyet, müdahillik taleplerini değerlendirerek, tanıkları dinleyecek. 4 Mayıs 2012
  16. Kız öğrenciye tokat, yumruk, saçından sürükleme: ** Samsun'daki Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde bugün açılışa katılan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç gelmeden önce protesto gösterisi yapmak isteyen öğrencilere önce özel güvenlik görevlileri, ardından da polis müdahale etti. Protestoya katılan öğrenciler yumruk ve tokat yedi. Kız öğrenciler saçlarından tutularak sürüklendi. Müdahale sonrasında 20 kişi gözaltına alındı. Hürriyet'in haberine göre, Gençlik ve Spor Bakın Suat Kılıç’ın çeşitli açılış ve temel atma programlarına katılmak üzere Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit Yerleşkesi’ne geleceğini öğrenen yaklaşık bir grup öğrenci, Fen Edebiyat Fakültesi önünde toplandı. 'AKP defol, üniversiteler bizimdir’ pankartı açan öğrenciler sloganlar atarak kampus içerisinde yürümek istedi. Bu sırada üniversitenin özel güvenlik personeli Ziraat Fakültesi’nin önüne gelen öğrencilere engel oldu. Öğrenciler ile özel güvenlik personeli arasında arbede çıkınca, Çevik Kuvvet polisleri çağrıldı. Polisin, açılış töreninin yapılacağı Sağlık Meslek Yüksekokulu önüne gitmesine engel olduğu protestocu grup oturma eylemi yaparak yolu trafiğe kapattı. Grubu eyleme son vermesi için uyaran polis, ardından müdahale etti. Çıkan arbedede polise direnen 20 öğrenci yaka paça gözaltına alınarak polis minibüsüyle emniyete götürüldü ve haklarında işlem başlatıldı. Olayın yatışmasından 15 dakika sonra Gençlik Ve Spor Bakanı Suat Kılıç, temel atma programına katılmak üzere kampus alanına geldi. 4 Mayıs 2012
  17. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anmak için önceki gün TBMM Genel Kurulu’na getirdiği çınar fidanı, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam tarafından salondan çıkarılmıştı. Dün de BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Gezmiş ve arkadaşlarını anmak için bir konuşma yaptı ve kürsüye 3 karanfil bıraktı. Sakık, konuşmasının sonunda, “Sayın Başkan dün (önceki gün) Aylin Hanım’ın fidanını kaldırttınız. En azından bugün bu karanfiller kürsüde kalsın” ricasında bulundu. Ancak bu sözler de Sağlam’ı ikna edemedi. Sakık’ın konuşmasının ardından Sağlam’ın talimatı ile kavas, karanfilleri kürsüden alarak Sakık’a geri verdi.
  18. Ulusal bayramların kutlanmasına ilişkin esasların daha önce ayrı ayrı düzenlendiği yönetmelikler, tek bir yönetmelikte toplandı. Buna göre 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları Cumhurbaşkanı'nın ev sahipliğinde yapılacak. Cumhurbaşkanı, tebrikleri Çankaya Köşkü'nde kabul edecek, daha önce ordu evlerinde verilen resepsiyonlar da Cumhurbaşkanlığı'na taşınacak.
  19. Bir memlekette matematik ve fen`deki not ortalamasi on üzerinden 7 - 8 civarında ise, gayet memnun olunur. On üzerinden 5-6 ise ortalama, "fena değil", "vasat" deriz daha iyi olmasını bekleriz. On üzerinden , 4 ise, sıkıntılı, 3 ise vahim, 2 ise çok zor bir durumda olduğumuzu anlariz. Ama üniversiteye hazırlık sınavında 700.000 öğrenci matematik ve fen ´de on üzerinden SIFIR aldıysa, oradaki sorunun boyutu değişir... Hele bu oran %70 boyutundaysa . Matematik evrenin sayısal düzeni, fen ise doğanın açıklamasını inceleyen bilim dalları, Eski Yunan okulundaki 4 zorunlu dersin ikisi fen ve matematik (Diğerleri felsefe ve muzik ) Simdi dışarıdan bakan biri bu durumu nasil analiz edebilir? Kendisine ne sorar? Ya genetik olarak bir halk beyinsel olarak geridir bu durumda.., -ki oyle olmadığını, 1960'larda, 70'lerde, 80'lerde, 90'lardaki matematik fen sınavları sonuçlarının öyle olmadığından anlayabiliriz- ya da memlekette yaşanan tum sosyal sorunların toplami o işin içine girmiştir. Dincilik, medyayi din korkusuna boğmak, ilime bilime inanmamak, sanati putperestlik olarak görmek , buyuk bir sorundur. Orasi kesin, ama çok daha derinlerde yatan sorunlar var; Matematik ve sanat arasındaki mecburi ve doğal ilişkiyi ele alalim, sonuçta bu gençlerin hepsi muzik dinlemektedir. Günümüz ticari müziğini dinleyen çoğu genç, matematikte sıfır alır bu normaldir! Müziğin icine ait olması gereken matematik, -bu birilerinin adına muzik dediği ticaret ögesi olan saçma şey yüzünden artik yok edilmiştir.Ya da buna illaki muzik dalı denilecekse de, öğrencinin dinlediği şey (maalesef) tam bir akılsızlığın matematiksizliğin müziğidir. Matematik dersinde komplike bir sorunun çözümünü örnekleyecek, mantık ve güdüsel olarak destekleyecek bir ticari muzik son 20 yıldır dünyadaki medyanin sunumunda mevcut değildir. Bu konuları çok yazdık, çok önemsedik, çok çırpındık bir şey anlatabilmek icin, hiç bir şey anlamak istemeyen tüm bağlantıları göremeyen birileri tarafından hep bertaraf edildik, niye yazdığımız zamanla çok daha iyi anlaşılacak... Uyusun da büyüsün diye ninni söylenilen dönemler bitti.. Büyüsün de uyusun diye bir dönem başladı... Şu anda SIFIRCILAR birilerinin oy potansiyelidir. Matematik ve fen´den sifir alan genç, bir internet cafe´de etrafa öfke saçacaktır, etrafi bilgisizliğe, saçmalığa ve densizliğe boğacaktır. Okula girememiştir. İşsizdir. Mutsuzdur.. Türkiye, 2023 yılında, Birleşik Arap Emirliklerindeki otel ve ofislerde hamallık yapma konusunda Bangladeş'in bir numarali rakibi olacaktır... Fazıl Say
  20. Solcuların eline ne zaman geçti, yıl, ay, gün ve saat verebilir misin? Hangi camiyi parti binası yapmışlardı? Bölge, şehir, kasaba, mahalle, adres verebilir misin? Karakter deyince orada durup biraz düşünmek lazım!... Birilerinin kendilerini temsil etmeleri için oralara gönderdikleri insanlara karaktersiz demeden önce seni temsil etmeleri için oraya yolladığın karakterli (!) insanların neler yaptığına şöyle bir bakmak ve tartmak lazım!.. Eğer o iki sorunun yanıtı "kasıtlı olarak yayılan yanlış veya doğruluğu bulunmayan bilgilere" dayanıyorsa o taktirde bunları söyleyenlerin oturup kendi karakter tahlillerini sil baştan yapmaları lazım
  21. Şarkı Sözü: Miley Cyrus - Can't Be Tamed For those who dont know me, I can get a bit crazy Beni tanımayanlara karşı biraz çılgın davranabilirim Have to get my way, 24 hours a day Günde 24 saat kendi istediğimi yaptırmalıyım Cause Im hot that Çünkü ben böyleyim Every guy every just gives me mad attention Tüm erkekler her yerde bana sadece delice bir ilgi gösterir Im under inspection, I always get the 10s Denetim altındaymış gibiyim, … Cause Im built that Çünkü ben böyle yetiştim I go through guys money flyin out their hands Erkeklerin arasından, ellerinden uçan para gibi geçerim They try to change me but they realize they cant Beni değiştirmeye çalışırlar ama yapamayacaklarını farkederler And every tomorrow is a day I never planned Ve her geçen gün hiç planlamadığım gündür If youre gonna be my man, understand Eğer benim erkeğim olacaksan bunu anla I cant be tamed, I cant be saved Ben evcilleştirilemem, ben korunamam I cant be blamed, I cant, cant Ben suçlanamam, suçlanamam, hayır I cant be tamed, I cant be changed Ben evcilleştirilemem, ben değiştirilemem I cant be saved, I cant be (cant be) Ben korunamam, korunamam (korunamam) I cant be tamed Ben evcilleştirilemem If there is a question about my intentions, Evlenme niyetimle ilgili bir kuşku olursa Ill tell ya Sana söylerim Im not here to sell ya Burada seni satmak Or tell you to go to **** Ve ya sana “canın cehenneme” demek için bulunmuyorum (Im not a brat that) (Ben öyle bir şımarık değilim) Im a puzzle Ben bir bulmaca gibiyim but all of my pieces are jagged Ama tüm parçalarım sivridir If you can understand this, Eğer bunu anlayabilirsen we can make some magic, Biraz sihir yapabiliriz Im wrong that Bu şekilde ben yanlışım I wanna fly, Uçmak istiyorum I wanna drive, Araba kullanmak istiyorum I wanna go Gitmek istiyorum I wanna be apart of something I dont know Bilmediğim bazı şeylerden ayrılmak istiyorum And if you try to hold me back I might explode Ve eğer beni tekrar alıkoymak istersen, patlayabilirim Baby, by now you should know Bebeğim, şimdiye kadar bilmeliydin I cant be tamed, I cant be saved Ben evcilleştirilemem, ben korunamam I cant be blamed, I cant, cant Ben suçlanamam, suçlanamam, hayır I cant be tamed, I cant be changed Ben evcilleştirilemem, ben değiştirilemem I cant be saved, I cant be (cant be) Ben korunamam, korunamam (korunamam) I cant be tamed Ben evcilleştirilemem Well Im not a trick you play, Oynadığın bire oyun değilim Im wired a different way Ben farklı bir şekilde bağlıyım Im not a mistake, Ben bir hata değilim Im not a fake, Yalan değilim Its set in my DNA Bu benim DNA’ma işlemiş Dont change me Beni değiştirme Dont change me Beni değiştirme Dont change me Beni değiştirme Dont change me Beni değiştirme (I cant be tamed) (Ben evcilleştirilemem) I wanna fly, Uçmak istiyorum I wanna drive, Araba kullanmak istiyorum I wanna go Gitmek istiyorum I wanna be apart of something I dont know Bilmediğim bazı şeylerden ayrılmak istiyorum And if you try to hold me back I might explode Ve eğer beni tekrar alıkoymak istersen, patlayabilirim Baby, by now you should know Bebeğim, şimdiye kadar bilmeliydin I cant be tamed, I cant be saved Ben evcilleştirilemem, ben korunamam I cant be blamed, I cant, cant Ben suçlanamam, suçlanamam, hayır I cant be tamed, I cant be changed Ben evcilleştirilemem, ben değiştirilemem I cant be saved, I cant be (cant be) Ben korunamam, korunamam (korunamam) I cant be tamed Ben evcilleştirilemem
  22. Jessie J - Nobody's Perfect When I’m nervous I have this thing yeah I talk too much Gergin olduğumda, çok fazla konuşmak gibi bir huyum var Sometimes I just can’t shut the **** up Bazen şu lanet olası çenemi bir türlü kapatamam It’s like I need to tell someone anyone who’ll listen Yani, beni dinleyecek birisine birşeyler söylemek istiyorum And that’s where I seem to **** up, yeah Ve evet galiba burada yanlış yapıyorum I forget about the consequences, for a minute there I lose my senses Sonuçları unuturum, orda bir dakikalığına hislerimi kaybederim And in the heat of the moment my mouth’s starts going the words start flowing Ve o anın öfkesiyle benim ağzımdan kelimeler akmaya başlar But I never meant to hurt you, Ama ben asla seni incitmek istemedim I know it’s time that i learnt to Bunu öğrenme vaktinin geldiğini biliyorum Treat the people I love, like I wanna be loved, Ben nasıl sevilmek istiyorsam, ben de sevdiğim insanlara öyle davranırım, This is a lesson learnt, Bu öğrendiğim bir ders, I hate that I let you down and I feel so bad about it Seni yüzüstü bıraktığımdan dolayı nefret ediyorum ve bunun için çok kötü hissediyorum I guess karma comes back around cause now I’m the one that’s hurting yeah Sanırım karma* etrafıma geliyor çünkü şimdi bende yaralayan birisiyim evet And I hate that I made you think that the trust we had is broken Ve sana sahip olduğumuz güvenin sarsıldığını düşündürmekten nefret ediyorum So don’t tell me you can’t forgive me Bu yüzden bana affedemiyeceğini söyleme Cause nobody’s perfect, no, no, no, no, no, no, no, nobodys perfect Çünkü kimse mükemmel değildir, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, kimse mükemmel değildir If i could turn back the hands of time Eğer akrep ve yelkovanı geri döndürebilsem I swear I never would have crossed that line Yemin ederim asla çizgiyi geçmezdim I should of kept it between us but Jessie went and told the whole world how she’s feeling Ben onu bizim aramızda tutmalıydım ama Jessie gitti ve bütün dünyaya onun nasıl hissettiğini söyledi So I sit and I realise with these tears falling from my eyes Bu yüzden oturdum ve gözlerimden düşen yaşları farkettim I gotta change if I wanna keep you forever Sana sonsuza kadar sahip olmak istiyorsam değişmeliyim I promise that I’m gonna try Söz veriyorum deniyeceğim But I never meant to hurt you, I know it’s time that i learnt to Ama ben asla seni incitmek istemedim, bunu biliyorum o zaman öğrendim Treat the people I love, like I wanna be loved, this is a lesson I learnt İnsanlara seviyorum gibi davranıyorum sanki sevilmek istiyorum, bu öğrendiğim bir ders I hate that I let you down and I feel so bad about it Seni yüzüstü bırakmaktan nefret ediyorum ve bunun için çok kötü hissediyorum I guess karma comes back around cause now I’m the one that’s hurting yeah Sanırım karma* etrafıma geliyor çünkü şimdi bende yaralayan birisiyim evet And I hate that I made you think that the trust we had is broken Ve sana sahip olduğumuz güvenin sarsıldığını düşündürmekten nefret ediyorum So don’t tell me you can’t forgive me Bu yüzden bana affedemiyeceğini söyleme Cause nobody’s perfect, no, no, no, no, no, no, no, nobodys perfect Çünkü kimse mükemmel değildir, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, kimse mükemmel değildir Im Not a saint no not at all, but what I did it wasn’t cool Ben aziz değilim hayır kesinlikle değil, ama yaptığım şey de uygun değildi But I swear that I’ll never do that again to you Ama yemin ederim bunu sana bir daha yapmayacağım I’m Not a saint no not at all, but what I did it wasn’t cool Ben aziz değilim hayır kesinlikle değil, ama yaptığım şey de uygun değildi But I swear that I’ll never do that again to you Ama yemin ederim bunu sana bir daha yapmayacağım I hate that I let you down and I feel so bad about it Seni yüzüstü bırakmaktan nefret ediyorum ve bunun için çok kötü hissediyorum I guess karma comes back around cause now I’m the one that’s hurting yeah Sanırım karma* etrafıma geliyor çünkü şimdi bende yaralayan birisiyim evet And I hate that I made you think that the trust we had is broken Ve sana sahip olduğumuz güvenin sarsıldığını düşündürmekten nefret ediyorum So don’t tell me you can’t forgive me Bu yüzden bana affedemiyeceğini söyleme Cause nobody’s perfect, no, nobody’s perfect Çünkü kimse mükemmel değildir hayır kimse mükemmel değil…
  23. Jessie J - Domino I’m feeling sexy and free Kendimi seksi ve özgür hissediyorum Like glitter’s raining on me Sanki parıltı üzerime yağıyormuş gibi You like a shot of pure gold Saf bir altın zerresi gibisin I think I’m ’bout to explode Sanırım patlamak üzereyim I can taste the tension like a cloud of smoke in the air Tıpkı havada bir duman kitlesi gibi olan tansiyonu hissedebiliyorum Now I’m breathing like I’m running cause you’re taking me there Şimdi sanki koşuyorcasına nefes alıyorum çünkü beni bu hale sen sokuyorsun Don’t you know…you spin me out of control Bilmiyor musun…beni kontrol dışı bırakıyorsun Ooh ooh ooh [Nakarat] We can do this all night Bunu tüm gece boyunca yapabiliriz Turn this club, skin tight Hadi bu klübü sıkı fıkı yapalım Baby come on Haydi bebeğim Pull me like a bass drum Beni bir bass davul gibi çal Sparkin’ up a rhythm Bir ritim yakala Baby, come on! Haydi bebeğim Ooh ooh ooh ooh Rock my world into the sunlight Hayatımı gün ışığı gibi şenlendir Make this dream the best I’ve ever known Bu rüyayı bildiğim en iyi rüya haline dönüştür Dirty dancing in the moonlight Ay ışığı altında çekici dans Take me down like I’m a domino Beni bir domino gibi yere düşür Every second is a highlight Her bir dakikamız önemli When we touch don’t ever let me go Dokunduğumuzda beni hiç bir zaman salıverme Dirty dancing in the moonlight Ayışığında çekici dans Take me down like I’m a domino Beni bir domino gibi yere düşür [Jessie J] You got me loosing my mind My heart beats out of time I’m seeing Hollywood stars You strike You strike me like a guitar I can taste the tension like a cloud of smoke in the air Now I’m breathing like I’m running cause you’re taking me there Don’t you know…you spin me out of control Ooh ooh ooh [Chorus] We can do this all night Turn this club, skin tight Baby come on Pull me like a bass drum Sparkin’ up a rhythm Baby, come on! Ooh ooh ooh ooh Rock my world into the sunlight Make this dream the best I’ve ever known Dirty dancing in the moonlight Take me down like I’m a domino Every second is a highlight When we touch don’t ever let me go Dirty dancing in the moonlight Take me down like I’m a domino [bridge] Ooh baby baby got me feeling so right Ooh baby baby dancing in the moonlight Ooh baby baby got me feeling so right Ooh baby baby dancing in the moonlight Ooh baby baby got me feeling so right Ooh baby baby dancing in the moonlight [Outro] Rock my world into the sunlight Make this dream the best I’ve ever known Dirty dancing in the moonlight Take me down like I’m a domino Every second is a highlight When we touch don’t ever let me go Dirty dancing in the moonlight Take me down like I’m a domino
  24. Jessie J - Price Tag ft. B.o.B. Seems like everybody’s got a price, Görünen o ki herkesin bir fiyatı var I wonder how they sleep at night. Gece asıl uyuyorlar merak ediyorum When the tale comes first, Palavra önce ilk sırada And the truth comes second, Gerçek ikinci geldiğinde Just stop, for a minute and Sadece dur, bir dakikalığına Smile Gülümse Why is everybody so serious! Neden herkes bu kadar ciddi! Acting so **** mysterious Böyle lanet gizemli davranıyorlar You got your shades on your eyes Gözlerinde güneş gözlükleri var And your heels so high Ve topukların çok yüksek That you can’t even have a good time. Öyle ki iyi vakit bile geçiremiyorsun Everybody look to their left (yeah) Herkes soluna baksın Everybody look to their right (ha) Herkes sağına baksın Can you feel that (yeah) Bunu hissedebiliyor musunuz Well pay them with love tonight… Güzel, onlara sevgi ile ödeme yapın bu gece… [Chorus] It’s not about the money, money, money Bu para meselesi değil, para, para We don’t need your money, money, money Paranıza ihtiyacımız yok, paranıza, paranıza We just wanna make the world dance, Biz sadece dünyayı dans ettirmek istiyoruz Forget about the Price Tag Fiyat etiketini unutun Ain’t about the (ha) Ka-Ching Ka-Ching. Ka-Ching Ka-Ching hakkında değil Ain’t about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling Ba-Bling Ba-Bling hakkında değil Wanna make the world dance, Biz dünyayı dans ettirmek istiyoruz Forget about the Price Tag. Fiyat etiketini unutun [Jessie J] We need to take it back in time, Onu zamanında geri almak istiyoruz When music made us all UNITE! Müzik hepimizi birleştirdiğinde And it wasn’t low blows and video Hoes, Ve bu belden aşağı vurma ve klip o!ospuları hakkında değil Am I the only one gettin… tired? Yorulan bir tek..ben miyim? Why is everybody so obsessed? Neden herkes bu kadar takıntılı? Money can’t buy us happiness Para bize mutluluk satın alamıyor Can we all slow down and enjoy right now Hepimiz yavaşlayabilir ve şu anın tadını çıkabilir miyiz Guarantee we’ll be feelin Garanti iyi hissedeceğiz All right. Pekala Everybody look to their left (yeah) Herkes soluna baksın Everybody look to their right (ha) Herkes sağına baksın Can you feel that (yeah) Bunu hissedebiliyor musunuz Well pay them with love tonight… Güzel, onlara sevgi ile ödeme yapın bu gece… [b.o.B] Yeah yeah Evet evet well, keep the price tag fiyat etiketini sakla and take the cash back ve paranı geri al just give me six streams and a half stack bana sadece altı akıntı ve yarım bir raf ver and you can keep the cars ve arabalar sende kalsın leave me the garage bana garajı bırak and all I.. ve tamamen ben.. yes all I need are keys and garage evet tüm ihtiyacım olan garaj ve anahtarlar and guess what, in 30 seconds I’m leaving to Mars ve tahmin et ne, 30 saniye içinde Mars’a gidiyorum yes we leaving across these undefeatable odds evet bu yenilemez olasılıkları karşıda bırakıyoruz its like this man, you can’t put a price on life bu adam gibi, yaşama bir fiyat koyamazsın we do this for the love so we fight and sacrifice everynight bunu aşk için yapıyoruz o yüzden her gece kavga ediyoruz ve feda ediyoruz so we ain’t gon stumble and fall never böylece tökezlemeyeceğiz ve asla düşmeyeceğiz waiting to see, a sign of defeat uh uh görmeyi bekliyoruz, bir yenilgi işareti so we gon keep everyone moving there feet böylece herkesin ayaklarını hareket ettirmesini sağlayacağız so bring back the beat and everybody sing o zaman tempoyu geri getir ve herkes şarkı söylesin it’s not about… bu hakkında değil… [Jessie J - Outro] Yeah yeah Evet evet oo-oooh forget about the price tag fiyat etiketini unut
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.