Admin tarafından postalanan herşey
-
Hidayet Türkoğlu NBA'de FİNAL'e Kaldı
http://www.youtube.com/watch?v=4bretoHwfzA
-
Selam Arkadaşlar
Admin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz
-
Hidayet Türkoğlu NBA'de FİNAL'e Kaldı
Bugün sabaha karşı yapılan maçta Orlando Magic Cleveland Cavaliers'i 99-89 yenerek seride 2-1 öne geçti ve dördüncü maç Orlando'da oynanacak... Hidayet'in iyi oynamamsına rağmen Cleveland'ın Hidayet üstünde baskı kurması diğer forvetleri rahatlattığından Orlando için daha kolay bir maç oldu diyebiliriz. Hidayet sadece 11'de bir iki sayılık yapabildi ve diğer bütün sayılarını serbest atışlardan yaptı.. Bir sonraki maç Çarşamba günü sabaha karşı oynanacak.... Başarılar Hidayet...
-
Daima Mutlu (2008)
- Daima Mutlu (2008)
Daima Mutlu (2008) Happy-Go-Lucky Aşık oldum! Poppy aşık oldum bu filmde! Filmlerde bazı rollere aşık olunur ve bu da benim aşkım diye başlayayım. Sadece ve sadece Poppy için filmi 3 defa daha izledim. Tiyatro oyunu gibi bir film ama insan ön planda çok fazla teknoloji kokan bir film değil ve yaşamın kendi içinden zorluklarla çekilmiş bir film. 30 yaşında Londrada öğretmen olan Poppy (Sally Hawkins) alışveriş sırasında bisikletinin çalınması nedeniyle uzun ve enteresan bir serüvene, bir sürücü öğretmeni ve filmin en renkli karekterlerinden birisi olan Scott (Eddie Marsan) tanışacak. Bu karşıtların buluşmasında aklınıza gelen ilk soru ne kadar sabırlı olabilirsiniz demek geliyor. Bu karmaşık ve anlaşılmaz ilişkinin etrafında yaşamın içindeki bir kaç renk ve insan tipi arasında gidip gelen film sonunda kendi içinde bitiyor. Mutlaka ama mutlaka izlemelisini özellikle büyük aşk yaşadığım bu tipi görmelisiniz. Poppy bakarken gözlerinin içine bakmayı unutmayın. İnsanların güzelliğinin nerede saklı olduğunu da göreceksiniz böylece... Kesinlikle izleyin. Yönetmen: Mike Leigh Oyuncular: Sally Hawkins, Alexis Zegerman, Eddie Marsan, Andrea Riseborough, Samuel Roukin, Sinead Matthews, Kate O'Flynn, Sarah Niles, Joseph Kloska, Sylvestra Le Touzel, Karina Fernandez Poppy (Sally Hawkins, in a Golden Globe-winning role) is a perpetually cheerful 30-year-old London teacher. When her beloved bike is stolen, she decides to take up driving, and is paired with Scott (Eddie Marsan), an instructor who's her polar opposite. Their relationship is strained until Poppy's bright personality attracts a co-worker, making Scott unexpectedly jealous. Alexis Zegerman and Karina Fernandez co-star in Mike Leigh's effervescent comedy (nominated for a Best Picture Golden Globe). Director: Mike Leigh Cast: Sally Hawkins, Alexis Zegerman, Eddie Marsan, Andrea Riseborough, Samuel Roukin, Sinead Matthews, Kate O'Flynn, Sarah Niles, Joseph Kloska, Sylvestra Le Touzel, Karina Fernandez- Ben Yine Ben Tekrar Ben Hep Ben Öylede Ben Böylede Ben Herzaman Ben
'Ya hep Ya hiç', ya hep alırım yada hep karşı çıkarım, arası yoktur. Dünya'yı çevrenizi, diğer insanları algılarken ve dünyaya bakarken hiç bir zaman, ya hep yapacaksınız yada hiç yapmayacaksınız mantığı ile yola çıkmamalısınız. Buda bir öneridir onuda düşünürsüzün ve ne kadar gerekli olduğu üzerinden mantığınızla gerektiği kadarını kullanırsınız. Yazının özü bir gün dünyaya başkalarının gözünden bakarak onların da dünya hakkında (dünya genel bir terim, sorunlar, yaşam biçimleri, algılama herşey dünya teriminin içine sıkıştırılmış burada) hakkındaki düşüncelerini anlamaktan bahsediyoruz. Kendi düşünceleriniz zaten yerli yerinde duruyor ve sizi kendi gözünüzden kendi çizginizde götürüyor. Önemli olan başkalarının nasıl baktığını ve bu bakış açılarının ve anlamalarının neden, nasıl, niçin oluştuğunu ve sizin açınızdan sizin bakış açınızla neden, nasıl, niçin çeliştiğini bulmanızdır. İnsan, insan olarak bir bütünün kendine dönük ve gelişmeye elverişli paydalarında saklıdır. Bu paydalar kendini tamamlama ve geliştirme sürecinden hiç bir zaman diğerlerinden (diğer insanlardan) ayrılamaz ve ayrılmaya çalışırsa başana gelecek yegane iş 'ben ben yine ben hep ben ve sonuçta yine ben' olması kaçınılmazdır. Bu, bu kişinin doğru veya yanlış yolda olduğunu da gösteren bir şey değildir. Sadece kendi ekseni etrafında olanlar ve algılaması doğrultusunda dünyayı yorumlamasını sağlamaktadır. İnsanın kendini iyi tanıması bir çok farklı algılama ve değerlendirme olayının sonucunda olan bir şeydir... Kendinizi iyi tanımanız bile bir çok defa başkalarının gözü ile kendinize bakmanızdan (hep bunu yapacaksınız demiyorum - bir kaç defa diyorum) geçer çünkü göreceğiniz şeyler sizin kendi kendinize baktığınızda karşınıza çıkmayabilir. En başta söylediğim gibi: Lütfen bir defa da olsa çevrenize bakın ve dünyaya başkalarının gözünden bakmaya çalışın... deneyin bir şey kaybetmezsiniz... Saygılar- ben geldim
Admin şurada cevap verdi: lusakalı başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz...- Lotto Çekilişi
Tebrikler..- TANJU OKAN - HASRET
- Ben Yine Ben Tekrar Ben Hep Ben Öylede Ben Böylede Ben Herzaman Ben
Sevgili DayıSı Bu dediğini Robin Williams bir filminde (Ölü ozanlar derneği - Dead Poets Society) filminde olmuştu belki hatırlarsınız... Çocuklara farklı bakış açılarını öğretirken bu olayı kullanmıştı ve en son kendini okuldan kovduklarında sınıfa dönerek eşyalarını almak istediğinde en çekingen öğrenci birden öğrenci sırasının üstüne çıkarak şunu bağırarak 'Captian My Captian' Kaptan Benim Kaptanım veya öğretmenim şunu demek istemiştir Bak öğretmenin ben de artık korkmadan sizin dediğiniz gibi olaylara değişik açıdan bakmaya başladım ve artık korkmuyorum.... Neden korku 'çünkü' kurulu düzen tarih boyunca farklı düşünmeyi kötü olarak göstermiştir... Bu nedenle farklı düşünce çocuklarda veya gençlerde biraz da toplumun yardımı ile kolayca korkuya dönüşebiliyor...- Ben Yine Ben Tekrar Ben Hep Ben Öylede Ben Böylede Ben Herzaman Ben
Şimdi kendimize bakalım dediğimde şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Bizim toplum olarak başkalarının sözleri ile yaşamayı çok seviyoruz ben buna alıntı imparatorluğu diyorum. Önüne gelen şiir, güzel resim üzeri şiir, veya birine ait ve altına alıntı bile yazmadığı sözlerle kendini anlatmaya çalışıyor ve bu anlatımda 'yapma' ögesi hiç bir şekilde bulunmuyor. Demek istediğim 'lafta kalıyor' işte buraya dikkat çekmek istiyorum. O lafta kalan güzellikleri uygulamak ve sonuçlarını görmek gerekli diyorum ve bu görme olayının ötesinde hissetmeniz gerekir diyorum. Bir defa başladığınızda artık önüne geçemediğiniz bir güzelliğin başladığını ve hissettiklerinizin sizi daha da farklı bir insan yapacağından emin olmanız gerektiğini belirtiyorum. kendin için yapacağını şeylerinde olması çok normaldir... insan egosu o kadar kolayca alt edilebilecek bir şey değil- Bıçak Sırtı (1996)
Bıçak Sırtı (1996) Sling Blade Size çok eski ve değişik bir film getirdim. Billy Bob'un yazdığı, yönetttiğ ve aynı zamandada oynadığı bir film. Özellikle dikkat çekmek istediğim yer Karl denen akıl hastasının Bill Bob olup olmadığına karar verme durumunuz. Bir türlü Karl'ın Billy Bob olarak oynadığını ve benzeyip benzemediğini düşündüren bir film. Bu demek oluyorki Billy Bob gerçekten iyi oynamış. Herneyse, 12 yaşında annesini ve aşığını öldüren Karl akıl hastanesinde uzun süre kaldıktan sonra serbest bırakılacaktır. Tam olarak akıl hastası damgası vurulan Karl'ın hareketleri sizinde kafanızı karıştırabilir dikkatli olun. Thornton çok iyi oynamış ve kaçırmayın değişik bir film. Karli bir küçük çocukla arkadaş olacaktır ve olaylar yeni çevresi içinde gelişecek ve Karl'ı hiç ummadığı bir sonuca götürecektir. Biraz bilinen bir son fakat olsun değişik bir oyun olmuş... Yönetmen: Billy Bob Thornton Oyuncular: Billy Bob Thornton, Robert Duvall, Dwight Yoakam, J.T. Walsh, John Ritter, Lucas Black, Natalie Canerday, James Hampton, Rick Dial, Brent Briscoe, Christy Ward, Sarah Boss, Vic Chesnutt, Kathy Sue Brown, Wendell Rafferty, Bruce Hampton Sling Blade is the story of Karl Childers (writer-director-star Billy Bob Thornton), a man who returns home after being released from a psychiatric hospital where he had been incarcerated since age 12 for murdering his mother and her lover. On the outside, Karl (though mentally handicapped) lands a job at a garage fixing motors and befriends a young boy. But can he outrun his past? Dwight Yoakam co-stars in Thornton's Oscar-winning tour de force. Director: Billy Bob Thornton Cast: Billy Bob Thornton, Robert Duvall, Dwight Yoakam, J.T. Walsh, John Ritter, Lucas Black, Natalie Canerday, James Hampton, Rick Dial, Brent Briscoe, Christy Ward, Sarah Boss, Vic Chesnutt, Kathy Sue Brown, Wendell Rafferty, Bruce Hampton- Ben Yine Ben Tekrar Ben Hep Ben Öylede Ben Böylede Ben Herzaman Ben
Başlık güzeldi değil mi? Evet öyle bir insanla yaşamak ne kadar zor hiç düşündünüz mü? Size bir alıntı yapacağım, bu alıntı bir filmin tanıtımında geçmişti ama filmin ismini hatırlamıyorum: Türkçesi: Dünyayı başkalarının gözünden görene kadar bütün yaşamını kim olduğunu bilmeden yaşayabilirsin.. Özellikle kendime baktığımda gerçekten o kadar ihtiyacımız varki bu alıntıya sadece denemek bile size bir çok şey kazandıracak ve herzaman gördüğünüz şeyleri değiştirecek. Herzaman gittiğim yerlere, hiç tanımadığım veya daha yeni tanıştığım insanlarla gittiğimde ve onların gözü ile o herzamanki çevreye baktığımda inanılmaz haz duyduğumu belirtmek istiyorum. Hiç farkına varmadıklarımın yanında farkına varıpta öyle bir açının olamayabileceğini düşündüğüm durumlar bile olmuştur. En önemlisi bu yolla insanları daha iyi anladım, onlara daha çok değer verdim. Özellikle daha önce anlamadığım ve tek taraflı bakış açımla devamlı eleştirdiğim şeyler daha sonra anlaşılır ve birlikte yaşanabilir olmaya başladı. Bu alışkanlıkla ilgili bir şey değil tamamen başkalarını gözü ile aynı şeye baktığımda gördüğüm şeyler nedeni ile olanlar. Lütfen bir defa da olsa çevrenize bakın ve dünyaya başkalarının gözünden bakmaya çalışın... deneyin bir şey kaybetmezsiniz... Saygılar- Yaşam=Aşk=Ölüm
Öyle olsun bakalım ne diyeyim...- Yaşam=Aşk=Ölüm
Aslında ölümü yaşama çevirmeyi öğrenmeli diyorum işte o zaman içinde bulunduğun soğuk havayı veya dudağına değen dudağı tam anlamıyla hissedebileceğini göreceksin...- Yaşam=Aşk=Ölüm
Uzman gibi konuştun... yoksa o denklemi kuran sen olmayasın- Yaşam=Aşk=Ölüm
En güzelide damardan ölmek ne dersin- herkeze selamlar
Admin şurada cevap verdi: nyx-fallen angel başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımBir yıl içinde yaptığın katkıların için teşekkürler...- 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Şölen Fotoğrafları
- Ya Siz (2007)
Ya Siz (2007) How About You Çok eğlenceli bir film olduğunu söylemkte yarar var. İrlanda'da şehir dışında bir huzur evi işleten abla küçük kız kardeşini işe alıyor. Bu küçük kız kardeş haşarılığı ile tanındığı için huzur evinde huysuz yaşlılarla arasında geçen olaylar nedeni ile işten çıkarılma durumuna geliyor fakat annelerini geçirdiği kalp krizi menejer ablanın aniden huzur evinden ayrılması ile küçük kızkardeşi o koltuğa oturtuyor ve olaylar buradan sonra eğlenceli bir yolculuğa dönüşüyor. Çok sevdiğim bir kaç oyuncu var bu filmde: Öncelikle Imelda Staunton bu kadın inanılmaz bir yetenek ve Vanessa Redgrave tabiki Joss Acland'ı unutmadık... Mutlaka izleyin diyorum. Kısa, zevkli ve bir o kadarda yaşlı bir film ve bir o kadar da huysuz mu huysuz bir film ve ve ve bir o kadarda şarap gibi bir film hala duramıyorum bir o kadar da Mariuanalı bir film daha ne dememi bekliyorsunuz izleyin işte.... Ve filmden bir fragman: "May be that was the role I was going to play" Vanessa Redgrave eski bir resminde o olup olmadığı sorulduğunda o da evet benim dediğinde diğerleri ne kadar şaşalı bir yaşam sürmüssün dediklerinde o da yukarıdaki cümleyi kuruyor yani: "Belki de o roldü oynamam gereken" Yönetmen: Anthony Byrne Oyuncular: Joss Ackland, Hayley Atwell, Orla Brady, Brenda Fricker, Elizabeth Moynihan, Joan O'Hara, Vanessa Redgrave, Imelda Staunton When the manager of a retirement home in the Irish countryside asks her younger sister, Ellie (Hayley Atwell), to run the facility during the holidays, four mischievous residents take advantage of the power vacuum and turn the place upside down. As Ellie learns to take charge, the residents also come to terms with their own troubles. Anthony Byrne directs this heartwarming comedy-drama co-starring Joss Ackland and Vanessa Redgrave. Director: Anthony Byrne Cast: Joss Ackland, Hayley Atwell, Orla Brady, Brenda Fricker, Elizabeth Moynihan, Joan O'Hara, Vanessa Redgrave, Imelda Staunton- MERHABA
Admin şurada cevap verdi: APHRODITES başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz...- Uzay Yolu - Gelecek Başlıyor (2009)
Uzay Yolu - Gelecek Başlıyor (2009) Star Trek 'The Future Begins' Televizyonun Türkiye'de yeni yeni yangınlaşmaya başladığı dönem öykülerini hepimiz çokça okumuşuzdur, Charli'nin Melekleri, Uzay Yolu gibi diziler bu dönemin vazgeçilmez dizileri olmuşlardır. Bu diziler bir döneme ait insanlara duydukları bir kelime ile onlarca şey hatırlatırlar. Örneğin onlara Kaptn Kirk derseniz veya Mr Spock derseniz akıllarına hemen Uzay Yolu gelir. İlk duyduğumda bu filmi görmeden duramayacağıma karar verdim çünkü filmin nostaljisi filmin kendisinden daha ağır duruyordu. Gelelim filme çok sıkıcı bir film ama sonuna kadar izledim ve Mr Spock'ı çok tuttum iki Spock'ıda oynatmışlar yaşlı ve genç ve genç rolünü iyi onyamış... Ayrıca filme konu bulma zorluğu çektikleri için olsa gerek aksanlı konuşan bir rus eklemişler tabi gene yaratıklar filmin ilgi çeken tarafı olmaya devam ediyor. Kaçırmayın diyemeyeceğim fakat eski bir nostaljiyi anlamak istiyorsanız mutlaka izlemelisiniz. (Galiba ben J.J. Abrams'dan çok şey bekledim diye düşünmedim de diyemem!) Yönetmen: J.J. Abrams Oyuncular: Chris Pine, Zachary Quinto, Eric Bana, Simon Pegg, John Cho, Zoe Saldana, Winona Ryder, Karl Urban, Bruce Greenwood, Anton Yelchin, Greg Ellis Capt. Kirk (Chris Pine) and his trusted team on the starship USS Enterprise boldly go where no man has gone before in this installment of Gene Roddenberry's sci-fi franchise that follows the early days of the intergalactic adventurers. The crew includes Spock (Zachary Quinto), Chekov (Anton Yelchin), Uhura (Zoe Saldana), Scotty (Simon Pegg) and Sulu (John Cho). Eric Bana co-stars, and Leonard Nimoy appears as an older version of Spock. Director: J.J. Abrams Cast: Chris Pine, Zachary Quinto, Eric Bana, Simon Pegg, John Cho, Zoe Saldana, Winona Ryder, Karl Urban, Bruce Greenwood, Anton Yelchin, Greg Ellis- Güreşçi (2008)
Güreşçi (2008) The Wrestler - Şampiyon Bir zamanların çok ünlü oyuncusu ve esrar içicisi ve geri dönüş yolu arayan bir aktörün kendisine hiç para almadan oynaması için verilen bu rol Mickey Rourke yeniden Holywood gündemine oturtmuş diyebiliriz. Gerçekten de güzel oynamış. Profesyonel Güreşçi olan RAM (Robinson - Mickey Rourke) profesyonel güreşe geri dönme kararı alır fakat yaşamı hiç yardım etmediği kızı ve para kazanma durumunda olması açısından çok karmaşık olan RAM buna birde sağlık sorunları eklenince çok kötü bir duruma düşecek. RAM bunlara kendi çapında çözümler bulmaya çalışırken çok sevdiği profesyonel güreştende ayrı kalmak istememmektedir. İzleyin derim hatta kaçırmayın. Bir dram fakat bazı şeylerin anlaşılması açısından o cilalı görünen güreşlerin arkasındaki dramı size anlatacak güzel bir film.. Mickey bu rolu ile Altın Küreyi aldı ve Oskara aday gösterildi. Darren Aronofsky çok bilinen bir yönetmen olarak kendi elleri ile film üretmesi ile meşhur bir yönetmendir. Bir çok filminde kendini geliştirdiği ve aştığı gözlenir bu filmindede bir süreliğine yavaş giden filmi Mickey'nin sayesinde istediği yöne göndermeyi başarmış. Birde Marisa Tomei'den bahsetmek istiyorum hep ikinci aşık olan kadın rollerinde oynayan bu sinema emekçisine aşık olmamak elde değil yani bilmem hatırlarmısınız kadın ne ister filminde Mel Gibson'a aşık olan bir kadını oynamıştı.... Gene çok cesur ve güzel oynuyor. Kaçırmayın bu filmi... Yönetmen: Darren Aronofsky Oyuncular: Mickey Rourke, Marisa Tomei, Evan Rachel Wood, Judah Friedlander, Ashley Springer, Ajay Naidu, Giovanni Roselli, Marcia Jean Kurtz, Todd Barry, Anna-Karin Eskilsson, Ernest Miller, Angelina Aucello Mickey Rourke (in a Golden Globe-winning, Oscar-nominated role) stars as retired professional wrestler Randy "The Ram" Robinson, who returns to the ring and tries to work his way up the circuit for a final shot at defeating his longtime rival. Along the way, he tries to reconnect with his daughter, Stephanie (Evan Rachel Wood), while exploring a relationship with a stripper named Cassidy (Marisa Tomei, also nominated for a Golden Globe and Oscar). Director: Darren Aronofsky Cast: Mickey Rourke, Marisa Tomei, Evan Rachel Wood, Judah Friedlander, Ashley Springer, Ajay Naidu, Giovanni Roselli, Marcia Jean Kurtz, Todd Barry, Anna-Karin Eskilsson, Ernest Miller, Angelina Aucello Not: Filmin Türkçe ismi Güreşçi olarak belirlenmiş bazı sitelerde de Şampiyon olarak geçiyor- Melekler - Şeytanlar
Listeme aldım en yakın zamanda izleyeceğim... Güzel tanıtım için teşekkürler. Bende kitabını okumuştum bakalım ne olacak Saygılar- Baraka (1992)
İlk izlediğimde 1995 yılıydı ve müziklerine aşık olmuştum... Şimdi bu tanıtımı duyunca hemen tekrar seyrettim ve o müziklere gene aşık olduğumu belirtmek isterim. Böyle birşey olamaz denilen belgesel... Mutlaka izleyin... Teşekkürler harent... - Daima Mutlu (2008)
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.