
Cevizağacı
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
40 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Cevizağacı tarafından postalanan herşey
-
bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim demişler boşuna dememişler teşekkür ederim sevgiler sizede
-
Burçların Arapçası
Cevizağacı şurada cevap verdi: SELAM_YALNIZLIK başlık Astroloji - Burçlar - Geleceği Öğrenin
aynen öyle kardeşim -
bu arkadaşta forumun eskilerinden bu sitedeki samimi olduğum 2 kişiden biri ve çokta iyi bir insan altın yürekli onun sayfasına yalnızca güzel kelimeler yakışır ve bu çiçekler hatta bu çiçekler gösterdiğin yakınlıktan dolayı teşekkür eder hep böyle altın kalpli kalmanı dilerim...
-
SEVGİNİN GÜCÜ Mavisi yeşiline karışmış, uzun uzun ağaçların gölgelerini cömertçe sunduğu, türlü türlü böceklerin, çiçeklerin yaşadığı, insanoğlunun pek az uğradığı ormanlardan birinde güzel bir göl vardı. Suyu berrak mı berrak, serin mi serin... Gölün kıyısında hayat bulmuş boynu bükük papatya, yanıbaşında o eşsiz büyülü suyun içinde açmış olan, en az kendi kadar yalnız görünen nilüfer çiçeğine sevdalanmıştı. Onun görkemli görüntüsünü, saf, masum, asaletli halini hayranlıkla seyrediyordu her gün. Nilüfer çiçeği de kayıtsız değildi sevgili papatyasına karşın. Birbirlerine sevgiyle bakıyorlar, şarkılar söylüyorlardı birlikte. Yalnızlıklarını unutuyorlardı şu koskoca orman içinde... Tanrım, diyordu papatya içinden kimi kez. Bu güzelliğin yanında benim yerim nedir ki? O suyun içinde yaşar bense toprakta... Elimi uzatsam tutamam bile onu... Oysa öylesine istiyorum ki onun yanında olmayı... - Ey güzel çiçeğim, ey benim nilüferim seviyorum seni... Lâkin öylesine çaresizim ki... Sana nasıl ulaşacağımı bile bilmiyorum... Evet, orada olduğunu bilmek, sesini duymak, güzelliğini görmek bile yetiyor bana ama istiyorum ki elini tutayım, güzelliğine dokunayım. Gel gör ki ben bir papatyayım, sen ise bir nilüfer... Ayrı dünyalarda yaşayan iki ayrı çiçek... Nilüfer, karşılıksız bırakmadı papatyanın sözlerini: - Papatyaların en tatlısı, kemandan çıkan müzik aynı ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır. Sen başkasın, ben başkayım, sen ordasın, ben buradayım diye yerinme. Gönül sesine kulak ver yalnız... Bir şeyi istiyorsan yürekten iste....Sevgi, aşk, ne büründüğün kıyafeti, ne makamı, ne mesafeleri ne de başka bir şeyi dinler... Onun fermanı okunmaya başladımı her şey susar. Her şey çaresiz kalır... Sevgi söz konusu olduğunda kişi kendi dışındaki güçlerin insafına kalmaz. Çünkü; kendisi de güçlü bir varlık haline gelir. Ruhunun derinliklerinden gelen bu ezgi güçlenmeye başladıkça kayıtsız kalamaz buna tüm evren... Sen ki benim güzelliğime, aşkınla güzellik katmakta, yalnızlığımı örtbas etmektesin. Benim ve kendinin varolduğumu ispatlamaktasın dünyaya. Şimdi kapat gözlerini sımsıkı... Sıyrıl tüm düşüncelerinden... Yalnızca ama yalnızca beni düşle... Yanımda olduğunu, gölün sularında elimi tuttuğunu hayal et... İste beni... Göreceksin ki sevginin aşamayacağı engel yoktur! Papatya, nilüferin dediğini yaptı. Yalnızca ama yalnızca onun hayalini doldurdu tüm benliğine. Kendini güzeller güzeli çiçeğinin yanında farzetti. İstedi... İstedi... - Aç gözlerini!, dedi nilüfer. Papatya şaşkınlık içindeydi gözlerini açtığında. Sevgili çiçeğinin yanında, gölün suları içinde bir nilüfer çiçeğiydi artık o da... Sevmek... İstemek... Hayal etmek... İnanmak... Olmayacak şey yoktur! Eğer ki; bu duygulara sahipseniz..
-
kim olduğunu bilmediğimimi sanıyorsun? demekki beni çok iyi tanımıyorsun benim rumuzumla benim plakamı başka kim kullanabilir sürprizin bozuldu malesef yavuz kardeş ben sadece o nickten sıkıldım ne o öyle SELAM YALNIZLIK sanki bişe kendimi soktum yalnız havalarına yalnızlık kötü birşey değilki sevgilim yok derdim yok ne uğraşacam elalemin kızıyla yanlız sevdiğim bir kız var onun için bu nickle yeniden üye oldum manevi değeri çok yüksek anlıyormusun onu beklemekten ağaç oldum nerdeyse kuruyup döküleceğim o haala gelmiyor ama onu kuruyuncaya kadar bekleyeceğim insanın içini açması yazıylada olsa çok güzelmiş be kardeş sağolasın çok teşekkür ederim abini düşünüp bu inceliği yapmışsınya sen bir numaralı adamsın alem sanalda kız avlamaya çıkıyor sen abine sürpriz yapmak için bende bu inceliğini unutursam bana abi demezsin birdaha sevgiler canım kardeşim
-
Hani ne oldu aşkımız Şimdi bilmem kimlerlesin Boş geçmezdi bir anımız Şimdi esen yellerdesin Sevgi denen şey yalanmış Daldan dala konmak için Her çiçeğin balı varmış Aşk sarhoşu olmak için Nisan yağmuru kadar Kısa süren hayatımız Durmaz bir saadet arar Bir sevgiyi cana katar Sevgi denen şey yalanmış Daldan dala konmak için Her çiçeğin balı varmış Aşk sarhoşu olmak için
-
teşekkürler arkadaşım ama buyürek sağlığına kavuşmaz artık
-
Bu sene kim şampiyon olur?
Cevizağacı şurada cevap verdi: @enesis başlık Futbol - Süper Lig - Dünya - Avrupa
yok arkadaşım yok fenerde bu para varken ve ülkemizde böyle hakemler varken fenerden başkası şampiyon olamaz -
evet gerçektende zaman nasıl geçiyor anlaşılmıyor bile yaş 28 oldu haala kendimi çocuk sanıyorum işin acı yanı sevdiğim kızın benim kadar çocuğu olmuştur şimdi
-
aldatmak diye birşey yoktur sevmek yada sevmemek vardır
-
eline sağlık diyemeyeceğim gece_yağmuru yaramı dağladın resmen
-
olmayanlara bulacakmısınız amaç ne?
-
bu kadar sevebilir misinz?
Cevizağacı şurada cevap verdi: angelflower başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
hikaye çok güzeldi flower eline sağlık -
BEN SENİ NEDEN Mİ SEVDİM?
Cevizağacı şurada cevap verdi: LaRsiE_ başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
bu ne güzellik yaa yüreklerden sevgi damlıyor -
Bu kara yazgıdır Zilan; Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban... Bilisen Kaç gece kaç gündüz adını sayıklamışam İçimden atamamışam Köçelerde yolunu gözlemişem El etmişem, işmar etmişem Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Ne zaman büyümüşsen farketmemişem Ne zaman ellerin büyümüş Ne zaman gözlerin büyümüş Ne zaman bürünmüşsen kara çarşafa Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin vurulmuşam. Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Daracık köçelere sığmamış sevdam Seni Halilrahman'da sormuşam Anzılha'da Urfa kalasında Nemrut köşküne adını kazımışam Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Şimdi gelin olisen telli duvaklı Yine gülü misen biye? Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen? Sevdanı içime gömdüm bilesen Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım. Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan... Bilirem dahlin yoktur bu işde. Töreler böyle demiş, yazgılar böyle çizmiş. Kim karşı gelmiş ki sen de gelesen. Atalar boynumuz kıldan incedir demiş... Her şafak seninle sökerdi Zilan. Sıcak yaz geceleri seninle eserdi. Ben siye şiirler okurdum. Sen biye Urfa türkülerini... Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin. Önceleri inanmamıştım sevdiğine. Fakat anladım zamanla. Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi; Acımı anla... Kar ender yağardı Urfa'ya Sevdamız yağan kar kimin aktı. Hatırlı misen bir de tutkumuz Yağmurda "çömçe gelin" oynamaktı... Şimdi sen mi gelin olisen Zilan? Sevgin bir yanda Töreler diğer yanda Duydum ki "KUMA" olmişsen Akar suda saman çöpü gibi çaresiz Ve de köle kimin itaatkar, sessiz gidisen Oldu mu ya?... Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak? Bu kenti terkediyem Zilan. Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki, Bu kenti terkediyem... Yasak mayın tarlalarını, Kaçakda kol verenleri, Can verenleri terkediyem... Efsunlu akrepleri, çıyanları Urfa kalasında kenetlenen efsane şahmaranı Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem. Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellidiğin için Bu kenti terkediyem... Bu sana son satırlarım Zilan... Biliyem unutacaksan beni. "Unutmam" deme biye Davullar uranda unutmalısan. Yoksa nasıl yaşayabilir insan... Hani ağaçları çiçek açardı ya Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde. İşte ben Her çiçek açanda nar ağaçları Ve söylenende Urfatürküleri Seni ve gülüşünü hatırlayacağam... Bundan böyle cigaramda dumansın Kaçak tütünden sarılmış... Her içime çekişde ağun yakacak beni. Kendini düşünmedin, beni düşünmedin Sevdanı düşünmedin, çocuklarını düşün. Seni tutsak, beni esrik eden töreler; Çocuklarını da yakacak bir gün... Bu kara yazgı değildir ZİLAN... Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban... Bu çağlar boyu insanları kul eden Bağnazlıktır ki, yıkılacak. Bilisen ZİLAN. Sen görmesen de Ben görmesem de Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN... hiç kimse yerini doldurmadı be urfalım ben gene sensiz gene ölüme kadar seni hep seveceğim... Evlilik Ağacı Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa da, evlenmeden önce sık sık birbirlerini çok sevdiklerine dair ne kadar da dil dökmüşlerdi. Ama şimdilerde, küçük bir söz, ufak bir hadise aralarında orta çaplı bir kavganın çıkasına yetiyordu. Bir akşam oturup ilişkilerini gözden geçirmeye karar verdiler. Her ikisi de, boşanmayı istememekle beraber, işlerin böyle gitmeyeceğinin farkındaydılar. Erkek, "Aklıma bir fikir geldi" dedi. "Bahçeye bir ağaç dikelim ve eğer bu ağaç üç ay içinde kurursa boşanalım. Kurumaz da büyürse bunu bir daha aklımızdan geçirmeyelim. Bu süre içinde de ayrı ayrı odalarda kalalım." Bu ilginç fikir hanımının da hoşuna gitti. Ertesi gün gidip bir meyve fidanı aldılar ve birlikte bahçeye diktiler. Aradan bir ay geçti. Bir gece bahçede karşılatılar. Her ikisinin de elinde içi su dolu birer bidon vardı. ----------------------------------------------------------------------- Seviyorum seni Ekmeği tuza banıp Banıp yer gibi Geceleyin ateşler içinde uyanarak Ağzımı dayayıp musluğa Su içer gibi Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken Büyürken görürüm gülüm Her sabah yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz alır beni Seni düşündükçe Gül dikiyorum ellerinin Değdiği yere Atlara su veriyorum Daha bir seviyorum Dağları gülüm her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz alır beni denizlermi aldı seni ÖLÜM SENSİZLİKSE SENSİZLİK ZATEN ÖLÜM SERÇE VE GÖÇMEN KUŞUN HİKAYESİ İhanetin adı göçmen bir kuşa verilmiş, Sadakatin adı ise; bir serçeye Göçmen kuş bütün bahar ve yaz boyunca Küçük köyün üstünde uçmuş serçeyle beraber Küçük sinekleri, kurtları yemişler, Kış yağmurlarıyla şaha kalkmış, derelerden su içmişler. Masmavi gökyüzünde dans etmişler, Çiçek açan ağaçlara konup, papatya tarlalarında gezmişler... Birbirlerine söz vermiş kuşlar; Ayrılmayacağız diye. Ama kış gelmiş, Göçmen kuş adına yakışanı yapmaya kararlıymış, Serçe ise her zamanki gibi sadık Ama sevgi de yabana atılmaz bir gerçek. Ayrılık acı, ihanet kötüymüş serçe için Yaşamaksa önemli imiş göçmen için. O, baharların tatlı eğlencesiymiş sadece Gel demiş serçeye benle beraber... Başka bir bahara uçalım. Serçe ise burda bekleyelim demiş yeni baharı Ama kış acımasızdır. demiş göçmen, Yaşayamayız burda, aç kalır üşürüz Serçe hayır demiş korunuruz kötülüklerinden kışın beraber Göçmen inanmamış serçeye hayır demiş gidelim. Serçe için gitmek nasıl bir ihanetse yaşadığı yere Kalmakta aynı şekilde ihanetmiş sevgiliye Ve karar vermiş sevgiyi seçmiş Uçacakmış yeni bir bahara... Göçmen ve serçe çıkmışlar yola, Ama serçe zayıfmış, onun kanatları uzun uçuşlar için değil. Dayanamayacakmış bu yola Oysa göçmenin kanatları güçlüymüş Çünkü o hep kaçarmış kışlardan Hep gidermiş zorluklarından kışın yeni baharlara Bir fırtına yaklaşıyormuş. Göçmen hızlı gidiyormuş fırtınadan, yakalanmayacakmış Ama serçe iyice zayıf kalmış, yavaşlamaya başlamış Göçmene duralım demiş artık. Biraz dinlenelim Göçmen itiraz etmiş, fırtına demiş, ölürüz. Serçe çok fırtına görmüş, kurtuluruz demiş. Ama göçmen yürü demiş serçeye birazdan okyanuslara varacağız Serçe sevgisine uymuş ve peşinden son bir gayretle gitmiş göçmenin Birazdan varmışlar okyanusa Kurtuluşuymuş bu büyük deniz Göçmen için çok iyi bilirmiş buraları Ama serçe ilk kez görüyormuş ve sanki Gökyüzünden daha büyükmüş bu yeni mavi Serçe artık dayanamıyormuş, Son bir sevgi sesiyle seslenmiş göçmene Artık gidemiyorum.... Göçmen serçeye bakmış, Bakmış ve devam etmiş........ Okyanus çok büyükmüş, serçe ise çok küçük Serçenin sevgisi de çok büyükmüş ama göçmen çok küçük... Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT ... Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET... sen göçmenlik yaptın urfalı sen yenildin ben yenilmedim !