sardunyam tarafından postalanan herşey
-
sedelina
kız sedoş kahve yap jöne de bir fincan ver fal bakıcam... falcınız geldi hanımmmmmmmmmmm
-
Sardunyam Lütfen geri dön.
herşeye rağmen insanlığında kalabilenlere ve kalplerinde insan sevmeye yer açabilenlere bu çiçeklerimiz
-
Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
Bu sözlerinize katılmamak mümkün değil... devletin sadece bu konuda değil pek çok konuda yanlış, eksik ve yanlı yönetimleri mevcut hepimizin şikayetleri var... bunların düzelmesini sağlamakta elimizde... ama şunu bilmeliyiz ki %100 memnuniyet mümkün değil... talepler farklı ama mutabakat sağlayıcı ortak paydalarda buluşmak üzere... selamlar evrensel size katılmıyorum... ve bu yaklaşımlarınızın hiç bir faydasını göremiyorum... laikliğin dinsizlik olmadığını devletin ise dininin olmaması gerektiğini ben defalarca söylemiştim... siz farklı olarak laikleride aynı kefeye koymak istiyorsunuz bu yüzden sizinle aynı yerde olmamız mümkün değil... devlet kontrol etmeli ve ihtiyaçları gidermeli zaten bunun için var... şunuda söylemek isterim... laiklik ve laisizm farklı şeyler... laiklik din işlerinin devleti işlerinden ayrı tutulması demek oluyorken laisizm toplumunda dinsiz olması gerektiğini talep etmektir. o yüzden siz laik değil, la değil laisiztsiniz... size de selamlar
-
..vahh....vahh..!
reklamda ne diyordu... kirlenmek güzeldir, kirlen ki momo temizlesin... çayır çimen lekeleri olmalı üzerinde, hatta kahve dökmelisin üstüne... eee birazda vişne lekesi oldumu tamamdır... leke çıkarıcılar iç lekelerinide temizlermi acaba? aşk kirletir insanı... sonra başka bir aşk gelir hepsini temizler... sonra aşk biter.... kir gider... her biten aşkın ardından hepimiz biraz kırgın, kızgın, kinci, biraz depresif... sonra yine yeniden... sil baştan... alabildiğince, olabildiğince aşk yeniden yenildikçe, güçlendikçe, büyüyen... sonra şarkılar gelir ancak hakkından, bir dinler bin ahhhhh işitirsin... sonra Allah ne verdiyse söylenirsin... (şimdi figgaronun güldüğünü görüyorum burada) sen çok yaşa sardunya yok sarduncum hehehe neyse şimdi bu kadar yeter arkası yarın gelsin...
-
Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
güzel dost çok doğru söylemişsin... ama hepimizin demokrasiden, laiklikten, hoşgörüden... şundan bundan ne anladığı çok değişiyor... kimine göre demokratsındır da kimine göre değilsin bu kişilerin bakış açılarıyla çok alakalı... şimdi evrensel arkadaşımızın ya da onun gibi düşünenlerin meselesi anlaşılıyor... dini ortadan kaldırmanın yolunu aşırı dincilerden değil de ılımlı dedikleri dindarlardan geçtiğini düşünüyorlar... ya onları saflarına katmayı amaçlıyorlar ya da onlara saldırarak dine saldıracaklarını sanıyorlar... neyse birileri beni laik bulsa da olur bulmasada... hatta birileri beni dindar bile bulmaya bilir bunlar tamamen benim kendi vicdanımda yaptığım seçimler. bende evrenseli demokrat ve iyiniyetli bulmuyorum ne olacak şimdi... selamlar
-
böylesini ne yapmalı
tv de izlerken kanalı değiştirmek istedim gazeteyi okurken haberi atlamak istedim... görmezden gelmek istedim... ama ben/biz görmezden gelince bu olay olmamış olmuyor diyerek kendimle mücadele edip haberi dinledim/okudum... ben görmeye ve duymaya bile tahammül edemezken bu hayvanlar bu bebeğe bunu yaşattılar... ve şimdi cezaevindeler??? bu beni tatmin etmiyor eminim hiç birinizi etmiyor... midemden kalbime kadar kramlara uğrayarak katlanarak tahammül edemeyerek görmezden gelemiyorum... gelmemeliyiz... o yavruya bunu yapanların cezaevinde birilerinin karısı olması da yetmiyor İDAM İSTİYORUM... bebekler üzerinde pis elleri olanların hepsinin ölmesini istiyorum... insan hakları savunucuları neredeler... idama karşı olanlar neredeler... küçücük bir yavruya bunu reva görenler ve hele o bebeğin annesi bunlar insanmı? onların hakları varmı? bu bebeğe ya da bütün çocuklara bunu yapanların yaşamaya hakları yok hele onların topluma kazandırılması gibi bir safsatayı duymak bile istemiyorum. kahretsin ya o bebeğin anneside kahrolsun...
-
Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
Düşmez arkadaşım meselenin aslını irdeledikçe nedense konu dönüp dolaşıp kişiselleşiyor... laik sistem dinin kurallarını hiçe saymaz, nereden çıkartıyorsunuz bunu. Din kuralları vicdani bir meseledir. Laiklik olmazsa inanmayan bir adama ya da başka bir inanca mensup olana inanmadığı dinin yargıları ilemi yargılama yapacaksınız. Laiklik bu yüzden de önemlidir. İnançlarda eşitlik sağlamalı devlet. Ve bütün inançlara eşit mesafede sadece denetleyici, kontrolcü ve ihtiyaç giderici olarak müdahale etmeli. Aksi takdirde devlet meselenin kontrolünü bırakırsa bu ard niyetli insanların samimi bir bağla iman etmiş olanları sömürmesine sebeb olur (olmaktadır) buda devletin sorumluluğundadır. Üstelik günümüzde inançlar kendi içerisinde bile pek çok farklı yoruma gitmiştir. Mezheplere göre yorumlar değişmektedir. Asrı saadet çağındaki gibi tek bir mezhep yok, tek bir görüş yok çeşit çeşit... Sizlerin yapmak istediği şey belli. İnananları seçim yapmak zorunda hissettirmeye ve bunu düşünmeye zorlamak istiyorsunuz. Kuran gelmiş geçmiş en muhteşem kitap ve bu kitabın asıl gönderiliş sebebi insanlığa yol gösterici olması içindir. Belli kurallar getirmiştir ama o çağlardan bu çağlara çok şey değişti zamanın meseleleri çok farklı bunları düzenlemek içinde insanlar yeni cezai uygulamalar ve yeni anayasal maddeler getirmek zorundalar. Bu Kuranı terk etmek demek değil ki... Ülkemizde pek çok insan hukukun eksikliklerinden şikayet etmektedir. Pek çok konuda yetersizleşmiştir çünkü insanlık hem nüfus olarak çoğalmakta hemde yeni arayışlar içerisine girmektedir. Şimdi ne yapalım hukuktan vazmı geçelim. Hayır demekki insan aklını sürekli işletecek sabit bir noktada kalmayacak... Kuran bizim için gerekli hukukta bunlar birbirinin karşısında gibi gösterilemez... Hepsi insanlar için gerekli... Selamlar
-
..vahh....vahh..!
"keşke"nin panzehiri iyi ki dir... ilki ne kadar pısırıksa ikincisi o kadar yiğittir... "keşke"... çoğunlukla bir "ahh" la kopup gelir ciğerden esefler hayıflanmalar yerinmeler sürükler peşinden... "keşke"li, cümlelerde nasıl yaşanmışlığın yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa "iyi"ki lerde de göze alışabilmişliğin riske girebilmişliğin tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar. okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir, dokundurtmamışsınızdır kendinize... bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır... konuşmanız gerektiğinde susmuş, konuşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur... bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır. o insanın, o işin, o davanın bunu haketmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır "keşke" "şimdiki aklım olsaydı" dövünmesindedir... geriye dönüp baktığınızda ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, "ne derler" e kurban verilmiş son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz bilinç altından el sallar... "keşke" cilerin hayatı kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır. "iyiki" öylemi ya...! onda yara bere içinde de olsa yana yana ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır "iyiki"lerinizi toplayın bugün ve "keşke"lerinizden çıkartın, fazlaysa kardasınız demektir... aldırmayın... yüreğinizde ki kramplara, mahsun hatıralara rüzgarlarla koştunuz ya... "keşke"leriniz, "iyiki" lerden çoksa telafi için elinizi çabuk tutun tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken feri sönen gözleriniz keşke diye nemlenmesin... bende alıntıladım bugün can dündardan çaldım... bu arada figgaro seni özledim... diloşum senide özledim... frozenim gelmiş hoşgelmiş hep bizimle kal olur mu?
-
Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
Devletin görevi nedir sayın evrensel vatandaştan toplamış olduğu vergileri vatandaşa geri döndermek yani vatandaşın her türlü ihtiyacını karşılamak... bunun içinde inancını yaşayacağı camilerde var, hastaneler, fabrikalar, okullar, eğitim kurumları, vs....vs..... ama ben burada sizin söylediğiniz tek bir şeye katılıyorum Türkiye de sünni ılımlı müslümanların illegal devleti var... evet çoğunluk böyle... bence devlet vatandaşlarının hepsinin azınlıklar dahil ihtiyaçlarını karşılamak, yani icab ediyorsa cem evi, sinegog, kilise açmalı devlet... tabiki devlet imam hatip lisesi de açacak devletin görevi bu, din adamı da yetiştircek siz inanmıyorsunuz diye devlet neden bu görevinden vazgeçecek ki? bizim kınadığımız şeyler devletin azınlık haklarını gözardı etmesidir, aydın din görevlilerinin yetiştirilmesine engel teşkil edecek talepleri olanlardır ki bunun neticeleri çok acı olmaktadır. devlet, bütün bunları yaptığı gibi denetlemeyide yapacaktır devlet neden var ki? asıl laik olmayanlar dinsiz bir toplum hayal edenlerdir, laiklik onlara yetmemektedir. devlet işlerine dini karıştırmamak demek devletin din görevlileri yetiştirmemesi demek değildir. laiklik kimsenin tekeline alacağı ve sen light laiksin deme cüreti göstereceği bir şey değil ki, sen beni laik kabul etsen ne olur etmesen ne olur. bu benim bileceğim şey ben kendime laik bir vatandaşım dedikten sonra kimseye laf söylemek düşmez... devlet inananlardan da vergi alıyorsa hemde farklı bütün inançlara sahip olanlardan onlara haksızlık yapmamalı... devletin asli varlık sebebi vatandaşının bütün ihtiyaçlarını karşılamaktır. eğer devlet cami, kilise, cem evi açmazsa ya da buralara din görevlileri atamazsa asıl o zaman sorun teşkil edici şeyler olur bağış toplamaya kalkıldığında insanların nasıl sömürüldüğünü ve din görevlisi atanmadığında vatandaşın yanlış kişileri nasıl başa getirdiğini görüyoruz. devlet vatandaşını korumak zorundadır... birileri bağışla iş yaparsa bunun sonucu nerelere varır biliyoruz.
-
Akp'nin ekonomideki hataları
vanda göremedikte tayyip erdoğanın oğlu trafik kazası yaptığında üstü nasıl örtbas edildi o zaman gördük. tayyip bey değil miydi ab nin talebiyle orhan pamuk davasını düşüren... elif şafakta da gördük... daha ne davalar gördük at gözlüğü ile bakan siz olmayın sakın... yipmaş olayında da yargıya havale ediyorlar ama hepimiz biliyoruz ki yargı kimlerin elinde ve bağımsız değil... akp nin kendi içerisinde bile yapılan yolsuzluklara müdahale etmeye çalışanlar susturuluyor ve ihraç ediliyor ama bu normal akp demokrasi ve ifade özgürlüğüne tahammül edemez hele ki bu fikirler onların yaptıklarına karşıysa... ama asıl bu hükümet gittiğinde göreceğiz hepimiz kimlerin nelerden yargılandığını...
-
böylesini ne yapmalı
- Akp'nin ekonomideki hataları
yalan ve yolsuzluk akp nin yaptığı en iyi iş... bu iddiayı ilk ortaya atan ben değilim miş muş ta demiyorum yeminin tarihini söylüyorum bakın daha ne icraatları varmış akp nin... ama siz bunlara da kılıf hazırlarsınız... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kabinesinde Devlet Bakanı yaptığı Beşir Atalay, YİMPAŞ Holding'in eski yöneticilerinden. YİMPAŞ'ın Kahramanmaraş Şubesi'ni kuran Fatih Arıkan ise bugün AKP milletvekili olarak Meclis sıralarında oturuyor. Almanya'da aranan 5 kişi arasında yer alan Veli Korkmaz da arandığı sırada Mart 2004'te AKP'den Kırıkkale Belediye Başkanı oldu Almanya'nın ciddi gazetelerinden Die Welt'in YİMPAŞ'la iktidar partisi AKP arasındaki ilişkileri mercek altına alması geçmişi işaret ediyor. Almanya'nın Interpol aracılığıyla tüm dünyada ''uluslararası tutuklama emri'' yle aradığı ancak Adalet Bakanlığı'nın Almanya'dan istediği dosyanın gelmediğini gerekçe göstererek gözaltına almadığı YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar 'la çalışan YİMPAŞ'ın eski yöneticileri AKP ile birlikte ''bakan, milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi'' oldu. UYAR'IN DANIŞMANI BAKAN OLDU Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın kabinesinde Devlet Bakanı yaptığı Beşir Atalay , YİMPAŞ Holding'in eski yöneticilerinden. Bakan Atalay, Almanya'nın Interpol kanalıyla aradığı Dursun Uyar'ın şirketinin danışmanlığını yapmıştı. Alman gazetesinin haberinde, YİMPAŞ'ın AKP'nin kamuoyu anketlerini gerçekleştiren ve Bakan Atalay'ın kurduğu ANAR şirketini finanse ettiğini yazması da dikkat çekiyor. YİMPAŞ MÜDÜRLÜĞÜNDEN AKP VEKİLLİĞİNE YİMPAŞ'ın Kahramanmaş Şubesi'ni kuran Fatih Arıkan bugün AKP milletvekili olarak Meclis'te yer alıyor. YİMPAŞ şubesinde kendi parasını da değerlendiren Arıkan, YİMPAŞ mağdurlarının aksine hem anaparasını hem de kârını geri almış. Arıkan'ın 2005'teki, ''Sistemin batmasına, vatandaşın mağdur olmasına çok üzülüyorum'' sözleri çok şeyi ifade ediyor. Arıkan'ın, Dursun Uyar'la tanışıklığı ise üniversite dönemine rastlıyor. Uyar, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde edebiyat, Arıkan ise işletme bölümünde okurken tanışıyor. Arıkan, YİMPAŞ'ın 1999-2001 dönemindeki para akışını ise 800 milyon mark olarak açıklıyor. UYAR'LA ARANIYORDU, BELEDİYE BAŞKANI OLDU Almanya'da Darmstadt Savcılığı'nın 18 Şubat 2004 tarihli resmi yazısına göre YİMPAŞ soruşturması kapsamında 5 kişi dolandırıcılık suçlamasıyla bu ülkede aranıyor. İlk isim Almanya'nın aradığı Dursun Uyar. Aranan 5 kişi arasında Veli Korkmaz 'ın ismi de yer alıyor. Veli Korkmaz, arandığı sırada Mart 2004'te AKP'den Kırıkkale Belediye Başkanı oldu. KAÇAK ALTINLA YAKALANDI AMA... YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu üyesi Kadir Şöhret 10 Mayıs 1997'de Esenboğa Havalimanı'nda 24 kilo kaçak altınla yakalanmış, Çubuk Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakılmıştı. Ve o dönem RP Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek ve İlyas Arslan 'ın (Şeker Bayramı öncesi yaşamını yitiren AKP'li vekil) Şöhret'in serbest bırakılması için devreye girdiği basına yansımıştı. Şöhret ve Örnek, halen YİMPAŞ şirketlerinin yönetim kurulunda yer alıyor. Arslan ise AKP'nin Yozgat milletvekiliydi. Şöhret şu anda Yozgat Protokolü'nde AKP'li belediye meclis üyesi. SPK'nin, 2005 yılı Ağustos ayında aralarında Dursun Uyar, Şöhret ve Örnek'in isimlerinin de yer aldığı aralarında 17 YİMPAŞ yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunması dikkat çekici. AKSU VE ÇİÇEK AÇILIŞLARDA Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da YİMPAŞ'ın mağaza açılışlarına katılan isimler arasında yer alıyor. VEKİLLERDEN 28 ŞUBAT'A SUÇLAMA AKP'li bazı vekillerin Meclis komisyonunda ve kürsüsünde YİMPAŞ'ın mağdurlar yaratmasını, ''28 Şubat sonrası şirketin yatırım yapmasının engellenmesi olarak gördüklerini'' açıklaması ise iktidardaki milletvekillerinin bu şirkete bakış açısını ortaya koyuyor.- Akp'nin ekonomideki hataları
geçmiş yazılarda tire kelimesinin hatası yüzünden bu yeminin doğruluğu kabul edilemiyor mu? kendi siteme koyup kanıt diye göstermeyecek kadar aklı selimim bu verdiğim link büyük bir site ve çok değerli yazarları var... deniz baykalın bunu kanıt olarak kullanıp kullanmaması da beni enterese etmiyor o zaman başbakan çıkıp yalanlasın ve kanıtlasın bunu söylemediğini... sayın başbakanın suçlandığı tek konuda bu değil bir çok mesele var açıklayamadığı ama en iyi yaptığı şey laf ebeliği olduğu için birilerini ikna etmesi kolay oluyor sayın ottoman26... ama biz inanmıyoruz, çünkü kendisinin geçmişi belli, kökü belli, söylemleri belli ve bu yemin 1986 yıllarında söylenmiş o zamanlar rp liler bu tür sözleri heryerde söylüyorlardı hemde büyük bir gururla hatırlarsınız şevki yılmaz vardı bir zamanlar aşağı yukarı aynı şeyleri söylerdi hepsinin geldiği yerde aynı erbakanın öğrencileri... kadayıfın altımı yanacak üstümü yanacak, kanlı mı olacak kansız mı olacak... bunları hatırlıyormusunuz?- Akp'nin ekonomideki hataları
değerli arkadaşım şuan hükmeti kim yönetiyor, akp yani tayyip erdoğan, o zaman hangi resmi sitede görebilirsiniz böyle bir yazı, lütfen gerçekçi olun... şimdi size link vereceğim burada bu yeminin tam kaynağı, Trabzon ilinin askeri arşivinden alınmıştır, tire ilçesi değil. zaten tire kelimesi yanlış girilmiş (-) işareti yerine bu şekilde tire yazılmış... eğer gerçekleri arıyorsanız bu linke bakın... hatta bir link daha vereyim orada kuvayimilliyecilerin burdanda çok fazla bilgiye ulaşırsınız... Ama ulusalcılarındır bu siteler sıkılmayın... tayyibin yemini kuvayimilliye- Akp'nin ekonomideki hataları
canım arkadaşım araya girmek ne demek biz birlikteyiz rüyalardan uyandırıcılarız seni de beni de sevmezler böyleleri, eee gayet normal kim rüyasından uyandırılmak ister ki, ay bana ne oldu ya, soldan soldan geliyorlar- Akp'nin ekonomideki hataları
iyi bir iş göreceli tabi, size göre iyi bir iş bize göre değil... hatta yapmış oldukları iyi şeyler varsa onları görmekte sizin işiniz paylaşın bizimle ne gibi iyilikler yapmış... çamur at izi kalsın demek biraz tuhaf olmuş yemini ben etmedim ki başbakanın kendisi etmiş isterseniz bulup yeniden ekleyelim mi? iftiracı arkadaşım benimde yok iftiracılarla ve hatta bakar körlerle arkadaşlık etmiyorum...- Sardunyam Lütfen geri dön.
teşekkür ederim bizi insanlıktan çıkarmak zordur geldim geldim trafiği aştım...- böylesini ne yapmalı
tahammül edemiyorum, söz bulamıyorum ne yapmalı diye sormuş arkadaş bunu adalete sormak lazım, kaç ay ya da kaç yıl cezasını çekecekler yani bu bebeğe yapılanların bedeli ne olmalı... bence de idam... başka bir çözüm asla bizi tatmin etmeyecek, bebeklerden ne istiyorlar ya, bu tür varlıklarla aynı türden olmaktan utanıyorum aynı gezegeni paylaşmaktan utanıyorum... uyu bebek uyu ve unut- Akp'nin ekonomideki hataları
benim ne olduğumu anlamak sizin için zordur. ben solcu değilim, mhp li de değilim ama doğru bulduğum sözün ve fikrin peşinden giderim. onun ideolojisine bakmam. benim gibilere ULUSALCI diyorlar, bu tabiri bilirmisiniz? bizim içimizde solcu, sağcı, ülkücü, milliyetçi, dindar insanlar var. bizler sade vatandaşlarız kimseyle göbek bağımız yok... bağımsızız ama bazıları alışkın değil bunlara illa birilerini biryerlere yakıştırıyorlar. neden afallamışım ki, ozan arif mhp li olsa ne olur olmasa ne olur, ben bu şiirdeki görüşlerine katılıyorum hepsi o... sol görüşlü arkadaşlarımda var, sağ görüşlü arkadaşlarımda var tek ortak noktamız hepimiz bu vatanı seviyoruz ve en çok kim seviyor yarışı yapmıyoruz... sayın ottaman26, selamlar- Mustafa Kemal in din hakkındaki görüşleri
Sayın evrensel artık haddinizi aştığınızı görüyorum. bu saplantılı tutumunuz tehlikelidir. kendinize gelin ve Kuran hakkında bu türlü konuşmalardan vazgeçin. eğer bu nazik görünüşlü alaycı ve karalamacı tavrınıza devam ederseniz bizimde size bakış açımız değişecek ve tıpkı sizin gibi karşılık vereceğiz. Laikliğin ardına saklanarak dine saldırmayın. Laikliği anlamından saptırmayın. Ne demek o siz ancak kiracısınız, hadi ordan. ben seçimimi yapmışım müslümanım ve laik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bundan hoşnutum sizin sapkın fikirlerinizle bunu değiştirecek değilim hiç birimiz değiliz. kendinize amaç edindiğiniz şey bölmek ama bu sizin gücünüzün yeteceği birşey değil. siz değil binlercesi parçalara ayırmak istiyor bu milleti hepsinin amacı aynı yöntemleri farklı ama bu öyle kolay değil. Dün Gazi Mustafa Kemal'de bölücülerle mücadele etti ve Türk Milletinin (çeşitli etnik kökenler, çeşitli mezhepler ve çeşitli dinlerden oluşan) Cumhuriyetini kurdu. Siz milyon kerede iddia etseniz milyon kere karşınıza çıkacağız. Laiklik dine karşı değildir din ile ilgilenmez, bu bir devlet yönetimidir ve halkın ihtiyaçlarını karşılar. Kuranı geçmiş dönemlere ait bir kitap gibi göstermedim siz öyle algılamak istiyorsunuz, bunu onlarca defa anlattık ama anlamak istemiyorsunuz, dünyaya gönderiliş dönemindeki hal ve toplumsal eksiklikleri tedavi ettiği gibi bugün hala buna devam etmektedir. demek ılımlı müslümanları bulamıyorsunuz biz buradayız buluyorsunuz işte parçalayın bizi. yazmış olduğunuz yazı baştan aşağı kurgudur. bundan iyi bir cem yılmaz filmi olur. kusura bakmayın bendede başladı bu alaycı davranışlar ne derler üzüm üzüme baka baka kararırmış. laik müslümanlar siz istesenizde istemesenizde varlar ve var olacaklar sizi üzmeye devam edeceğiz. dinsiz bir toplum ve hatta dinsiz bir dünya hayal ediyorsunuz ama bu sadece bir ütopya olarak kalacak. benimde hayallerim var hatta herkesin hayali var, kimileride Türkiye'yi bölüp karadenizde pontus, güneydoğuda kürdistan kurmayı hayal ediyorlar eee hayal kurmaya da engel olamayız... papada bütün dünyanın hristiyan olacağı günü hayal ediyor, yahudilerde bop hayali ile yaşıyor... hayaller sonsuz sayın evrensel siz devam edin... son olarak Gazi Mustafa Kemal'in laiklik ve İslam ile ilgili bir kaç sözü ile noktalıyorum... 'Milletimiz din gibi kuvvetli bir fazilete sahiptir. Bu fazileti hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz' Türkler, dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kuran, Türkçe olmalıdır. Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslam'ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinidir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı. Din vardır ve lâzımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi; fakat bina, uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur -tefsirler, hurafeler- binayı daha fazla hırpalamış. Bugün bu binaya dokunulamaz, tamir de edilemez. Ancak zamanla çatlaklar derinleşecek ve sağlam temeller üstünde yeni bir bina kurmak lüzumu hasıl olacaktır. Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamağa çalışıyor; kaste ve fiile dayanan taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz. (Asaf İlbay Anlatıyor, Yakınlarından Hatıralar, S. 102-103) Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla alâkası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir. 1923 (Atatürk'ün S.D. II, S. 128)- Akp'nin ekonomideki hataları
AK MI, KARA MI? Evet... Sayın Başbakan, Tayyip Bey hazretleri; Arattınız siz sizden önceki ********, Nasıl dile getirsem açtığınız dertleri, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz... Bak Tayyip Bey, ben öyle kolay kolay söz demem, Amma yeri geldi mi sözümü esirgemem, Riyaset-i Cumhurmuş, Başbakanmış dinlemem, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz....... Zaten biraz bilirsin, bir parça tanışırız, Ne elden akıl alır, ne ele danışırız, Biz adamın yüzüne erkekçe konuşuruz, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Zannetme ki bu adam, sırf elleri iğneler, Ben benden olanlara neler söyledim, neler!... Neler çekti elimden, o oturan gölgeler!... Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Değiştiniz, aksınız, tamam, iyi, çok güzel, "Ak" lâfının üstünde özel duralım, özel!.. Yahu bu "Ak" diyenler, hep mi böyle ******? Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ecevit'te bir zaman "Ak"lı lâflar etmişti, "Ak günler" diye diye tepemizde bitmişti, Ve aynen anamızı ağlatarak gitmişti... Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Önce şunu kabul et: "Sözüne uymuyorsun!" Sana oy verenleri, kat'iyen duymuyorsun, Vermeyeni zaten hiç insandan saymıyorsun, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Hükümetin de aynı, hem acemi, hem hamlar, Koskoca koltuklarda, küçük küçük adamlar, Sizi de kuşatmış o, ihaleci *** ********, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ekonomi, istikrar "çok düzelmiş canım çok", Ne düzeldi arkadaş, boş lâflara karnım tok! Olanda zaten vardı, olmayanda yine yok!... Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. İşçi, memur, emekli, refaha mı erişti? Yani siz geldiniz de, hangi hâller değişti? Yine kazık yiyoruz, atan eller değişti, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Köylü zaten gitmiyor, niye gitsin tarlaya? Ne verdiniz pancara, fındık veya buğdaya? Üstelik Rize'lisin, kaç kuruş verdin çaya? Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Gerçi hanım köylüsün, hikâye Rize-mize, Pas bile vermiyorsun, artık Karadeniz'e, O Rize, Rize ise, bunları sorar size, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Tayyip Bey başarınız göz boyamak, aldatmak, "İMF"li ****** gelince havlu tutmak, Yaptığınız tek şey var, paradan sıfır atmak, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ondan da şüpheliyim, gerçi Allah biliyor, İktisatçı olanlar bu işi irdeliyor, Altı sıfır gitti mi? Yedinci mi geliyor!? Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Baş örtüsü ne oldu? Dilin konuşsun, dilin, Bizimkiler fos çıktı, siz çözün, hadi gelin, Takke düştü Tayyip Bey, kelin göründü, kelin, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. ******** anlamam, türbanlıyı sat tınız, Korkunuzdan bu işin üzerine yattınız, Siz bile hanımları evlere kapatınız, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Senin de kitabında, vefa-mefa masalmış, Kimlerle yola çıktın, bak yanında kim kalmış, Sağ yanını "Mir Dengir", solunu "Zapsu" almış, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Sağınıza bir *****, solunuza bir *****, Alır almaz dedin ki: "Türk'lük ney?" falan-filân, "Türk değil Türkiyeli" olmakmış mühim olan, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Bu nasıl bir ifade, amacın ney, gayen ney? Başbakan'ın ağzında ne geziyor böyle şey? Ben o zaman sorarım: "Türk müsünüz Tayyip Bey " Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Zana –****** dışarıda, kanunlara bir bakın, Madem biz asamadık, o *** de bırakın, Vallahi bak ciddiyim, şaka sanmayın sakın! Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Onun bunun ağzıyla, yediğiniz hurmalar, Yarın sizi çok kötü yerinizden tırmalar, O zaman para etmez, dizinize vurmalar, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Yahu size ne oldu? Siz böyle değildiniz, Kırk yıllık çizginizi, bir kalem de sildiniz, Avrupa'ya çatarken, önünde eğildiniz. Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Böylesine geçmişten kopmaya gerek var mı? Brüksel'de el-etek öpme gerek var mı? Bu "AB"ye bu kadar tapmaya gerek var mı? Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Amma derdin ayrı şey, desem uzun olacak, "AB"nin çorbasında illâ tuzun olacak, Çünkü ordu "höt" dese, "AB" kozun olacak, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Bir şiir okuyordun, hatırla, daha dündü, Hani kubbe miğferin, minareler süngündü, Hadi çizgin değişti, dinin de mi ters döndü? Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Yanınıza bir "papaz", bir de "haham" seçtiniz, "İmam" zaten hazırdı, başlarına geçtiniz, Antalya'da dinlerin bahçesini açtınız, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ve bahçenizin gülleri tez büyüdü kokuyor! Misyonerler her yerde sanki mekik dokuyor, Sayende çoluk-çocuk, artık İncil okuyor, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. On yedi aralıkta, Brüksel'de tuttunuz, O imzayı millete hiç sormadan attınız, Biz "Lozan" kötü derken, siz "Sevr"i hortlattınız, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Talabani, Barzani, kanımıza giriyor, Ankara'da bu *****, izzet, ikram görüyor, Ne oluyor? Devletin ciddiyeti eriyor! Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ne karaymış Kıbrıs'ta soydaşın yazgıları, Kan ağlıyor Türkmen'in hoyratı, ezgileri, Nerde kaldı Devlet'in kırmızı çizgileri? Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Çizgilerden vazgeçtik, çizgi-mizgi hiç yokta, Nokta bile kalmadı, kırmızı bir tek nokta, Bir yanda Kıbrıs şokta, bir yanda Kerkük şokta, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Velhasılı Tayyip Bey, Allah size boy vermiş, Gerisini maalesef, sanki kapıp koyvermiş, Demek ki millet size, boyun için oy vermiş, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ah şu başım baş olsa, bir bitse benim derdim, Ozan Arif olarak, size neler ederdim, Sizi var ya, üç ayda, bitirmezsem na merdim, Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz, Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz. Ozan ARİF- Sardunyam Lütfen geri dön.
Ben gibi sende... ve seni de çok sevdiğimi biliyorsun değil mi diloş Bilmukabele sevgili fakirr (bu arada yeni nikciniz hayırlı olsun) Yanlış anlamalar olacaktır ama olmaması için elimizden geleni yapacağız ve kendimizi doğru ifade etmeye çalışacağız... ve sevgili siyahx hoşbuldum... teşekkür ederim...- Sardunyam Lütfen geri dön.
the boss gerçekten çok teşekkür ederim aynen katılıyorum gece yağmuru bunları hiç haketmedi ve sebeb olduğum için de ondan özür diliyorum. gecem beni affet inan çok üzülüyorum- Sardunyam Lütfen geri dön.
Arkadaşlar ne oluyorsunuz anlamıyorum ki, Gece yağmurunun sizleri kasdetmediğini ben biliyorum ve onun sözlerine kefilim bu topicte adı geçen hiç kimse kasdedilmemiştir. Mevzu sizlerin bildiği bir şey olmadığı gibi gece yağmuru ile aramızda geçen bir konuşmaya dayanır. Ben arkadaşıma sıkıntılarını aktardım oda beni dinledi ve bu yüzden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Onun yazdığı yazıdan neden kendi üzerinize pay çıkartıyorsunuz anlamış değilim. Eğer forumdan ayrılmamdan kendinizi sorumlu tutuyorsanız bilmelisiniz ki yanılıyorsunuz. Lütfen artık Gece yağmurumu üzmeyin. Gereksiz ve üstelik sizlerle bir alakası yok. ve sevgili frozen dostum hoşbulduk... by x men hoşbulduk- Sardunyam Lütfen geri dön.
Teşekkür ederim arkadaşım iyi ve yararlı düşüncelerimiz büyüsün, zararlı ve kötü düşüncelerimiz küçülsün diliyorum... Saygı ve selam bizden Ve güzel dost yanlış anlaşılma var diyorum lütfen uzatmayın artık ya... - Akp'nin ekonomideki hataları
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.