sardunyam

asil şovalyem, siz asil olduğunuz kadar duygusalsınızda... vicdanı hür, irfanı hür olmadıkça aklı başındada olamayacaklar... kurulmuş robot gibi hepsi, başka ses duymayacaklar...

çok hamarat gördüm seni, kutlarım bide kahve ısmarlayım bari

söyledim ama gene dürtüceklermiş gıcık olabilirsin aysum

olur sende benim için şu bulaşıkları yıkar, çamaşırları asar, banyoyu parlatırsın artık... ben kardayım...

dürtenlerede gıcık oluyorum

lilac, ewücüm mutlu yıllar, hayırlı ömürleriniz olsun... sizi seviyorum...

kim yürümüş eğri büğrü

hepinize gıcık oluyorum uleyn,

bir fısıltı kulaklarımda ve;o fısıltının sessizliğinde .........sen varsın....... peki neden hala bir fısıltı olarak kalıyorsun ki!!! seni;yüreğinin sesini ....duymak..... bedenimde; duygulanan sesinin yankısını bulmak ... istiyorum... ve;bir suskunluk sende istemiyrum artık bu sessizliği... bilinmezliklerin yükü ......ağır geliyor.... ....toparlayamıyorum..... her defasında daha da karmaşık duygularda buluyorum kendimi... ve seni;bu karışıklıkta yaşamak istemiyorum... sen;bütün güzelliklerin en gerçeğine layıksın... haykır istersen bağır çağır yeter ki!!! fısıltı olarak kalma ......kulaklarımda... olur mu? ....fısıltıyla konuşuyor yüreğim benimle..... .......sakın duyma sen....... .......ne diyor biliyor musun?..... .....yüreğim seni çok özlemiş...... ......şiştttt!!!....... ama ;sır aramızda; .........duyma sen........

Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olma yolunda ilerliyor... Ve yıl 2007... Dün türban krizi yaşatanlar şimdi namaz kılamıyoruz diye yaygara koparacaklar... İnanç özgürlüğü istiyorlar ya... pehhh

Evet sayın bozan gerçi benim sorduklarıma düz yanıtlar vermemişsiniz ama olsun... benim size sorduğum şey Siyasal İslam'ın üzerinden Türkiye'de laik düzeni değiştirmek isteniyor ama bunun öncelikle kansız ve ağrısız olmasını da istiyorlar... işte sizin yazdığınız "başladığımız gibi bitirelim" den ben bunu anladım... yanlışmı anladım diye sordum siz yukarıdaki açıklamayı yaptınız... yani yuvarlak bir yanıt olmuş... Abdullah Gül ya da Tayyip Erdoğan sizin için ikisi arasında bir fark yok değil mi? Benim içinde yok, çünkü ikiside karşı devrimci yani siz o dikenlere (hangi dikenlerse artık) bu günleri görmek için katlandınız yani siz bunları demek istemiş olmaya bilirsiniz ama buradan benim anladığım bu, başka okuyanlarda sanırım benzer şeyler anlamıştır... Şimdi bize göre bu ülkede Kemalizme savaş açmış bir karşı cephe var... Bunlar şer odakları bir ayağında Kürtçüler diğer ayağında dinciler var, siz Ümraniye bombacısını dile getirdiniz, bütün ulusal cepheleri dile getirdiniz birde bunları dile getirirmisiniz, sizin düşüncenizi merak ediyorum... Kemalist düzen yani Atatürk ilkeleri, devrimleri yerini Ilımlı İslam'a terk ediyor mu ediyorsa siz ne düşünüyorsunuz? Selamlar

hani nerede dtp nin davet edilmemesine bozulanlar? cevaplasınlar bu soruları...

Fetoşun askerleri maçı önde götüyor görünüyorlar... Zaten Fethullah zaman gazetesinde bir kutlama gönderdi sevincinden... Kemalin askerleri ve Kemalin Cumhuriyetçileri, görüyor, duyuyor, anlıyor... Fetoşun askerlerine duyurulur... O yalan sevgi sözcükleriniz ve o sahteliklerin ardındakini görüyoruz... Şuan okuyorum Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Köstebek isimli kitabını Cumhuriyetçilerin hepsine okumalarını tavsiye ediyorum, neyle karşı karşıyayız çok net anlayacaksınız...

sevgili boşig, müsade edermisin bilmiyorum ama son cümlen için söyleyeceğim bişey var... yanlış anlıyor, yanlış anlamlandırıyor ve yanlış yapıyoruz... bütün bunlar en acı şekilde bizi öğütüyor... yanı sırada galiba eğitiyor... ama kaybetmek ve suçlu olmak diye bişey yok, senin kazanmak olarak adlandıracağın şey o an için bir kayıba benzesede zaman içinde kazanca döndüğünü görüyor ve onu bile doğal karşılıyorsun... yani insan su misali girdiği her kaba uyum sağlıyor... kaybedilen tek kıymetli şey zaman, hangi uğurda ve nasıl geçirildiği asla geri dönüşü olmayan bir kayıp yaşatıyor... bir yorum...

bu yıl hissetmeye başladığımız küresel ısınmanın etkileri önümüzdeki yıllarda dahada fazla hissedilecekmiş... kuruyan ve bilinçsizce yok edilen su kaynakları yaşamsal anlamda önem kazanacak... ilahi adalet belkide insana "yaşamın" ve "suyun" paradan, hırstan, silahlanmadan çok daha önemli olduğunu çok acı şekilde öğretecek... insanlığın geleceği globalleşmede, sömürgeleşmede, küreselleşmede bilmem nede değil, gelecek doğada ve biz onu hızla yok ediyoruz... bütün bunlara karşı insanlık ciddi anlamda önlem almadıkça ve gereğini yapmadıkça gelecek pek aydınlık görünmüyor... ve ne yazık ki herşeye rağmen insanlık yaşamadan ders almıyor... bundan yirmiyıl öncesini hatırlıyorum bilim adamları ve aydınlar küresel ısınmanın dünyayı tehtit ettiğini ve geleceğin en büyük sıkıntısının susuzluk yani kuraklık olduğunu söylüyorlardı ama o günlerde kimse bunu ciddiye almadı dünyanın her yeri su kaynıyorken nasıl olurda susuzluk olur diyorlardı ve hiç önlem almadılar... Türkiyede zaten insanlar bilinçsiz siz ne anlatırsanız anlatın onlar yaşamadan inanmıyorlar... yaşamak için su gerek, su olmazsa doğa yok olacak, onun peşinden açlık, kıtlık ve su savaşları gelecek... demek ki, insan bu kez gerçek anlamda "yaşamak" için savaşacak...

görüntüyü izlemedim bu tür şeylere bakamıyorum ama tahmin ediyorum... dünyayı kendimizede hayvanlarada dar ediyoruz, köpekbalığı saldırısında ölen yada yaralanan insan sayısına kıyasla insan tarafından öldürülen köpekbalığı sayısı arasında milyon rakamı var... bunu diğer tüm canlılara genelleyebiliriz, tabiat birgün bu dengesizliğin hesabını sorar... doğa denge üzerine kuruluysa bu denge bozulduğunda tüm canlılarla beraber bizde yok olacağız... kürkü için öldürülen canlıların yerine kendilerini koysalar zaten giyemezler... ben o görüntülere bakamam...

sen zaten çatlaksın canım

tamam bitanem iyi oldu söylediğin insan alıştımı meraklanıyor... ve aleykümselam iletirim bidenem bende seni seviyorum...

her ne işin varsa Allah kolaylaştırsın seni seviyorum bunu zaten biliyorsun

kendimi bildim bileli yazarım, şiir, makale, cart, curt ama şair oldum diyemem şair olunmuyor o ruh ya vardır sende ya yok, benimkisi karalama desek daha doğru... eskiden yazdığım şiirleri okusan böyle demezsin nerden biliyon canem sen müneccimmisin yuksam medyummusun ya hele ilhami gelmişken iki karalayım sonra gidicek biliyorum yakalamışken faydalanalım

bi ara kendinede format atarsın herhalde sanırım beyin biraz karışmış

rüzgar her zaman aynı şiddetle aynı yönden esmiyor... herşeyin döndüğü bir dönüm noktası var... sardunyam

sibel can/ akşam sefası

la havle'ye

mayalı ekmeğe