A.T. tarafından postalanan herşey
-
kursatotçuya bir sorum var
Bir çoğumuz tanrının bir kişiliğinin varlığını düşleriz. Bence bu alışılagelmiş toplum baskısı ve aile içinde çocuğun otorite altında kalmasından kaynaklanıyor. Bu durumun psikolojik sebepleri de var, insanın kendisine benzeyen insansı bir tanrı her zaman inanılmaya daha makuldür, çünkü o tanrı artık somutlaştırılmıştır. Bu durum birçok inanç yapısında görülür. En temel din olduğu düşünülen totemizmde bile vardır. Önce nesnenin içindeki ''mana'' ya da ''ruh'' önemliyken daha sonra nesne önemli hale gelmeye başlar. Ondan sonra ''semavi'' denilen dinler, hıristiyanlılığın birçok mezhebinde İsa, tanrının vücut bulmuş halidir, Yahudilerin tanrısı ''Yahve'' insan-tanrıdır. Örnekleri çok fazla çoğaltabiliriz. Şu an İslam' da da aynı şey var. Örneğin sizin yaptığınız şey, tamamına yakını tasavvufkarların ''kutsal kaçış'' olarak nitelendirdikleri, ve severek yaptıkları şey... Evet Kutsal Kitap'ta da bu şekilde bir ayet var, ancak ayetin belirttiği şey bu güçlerin hepsinin tanrının bir nefesi, '' bir lütfu'' olduğu. Bunların tanrı tarafından verilmesi -ki bence hiç de öyle değil- tanrının aynı duygulara sahip olduğu anlamına gelmez. Eğer bu şekilde bir durum ortaya çıkarsa şöyle bir soru da ardı sıra gelir; ''Eğer tanrı, öfke,sevgi... gibi duygulara sahipse, kibir, kıskançlık vs. duygulara da sahiptir....öyleyse tanrı mükemmel midir?
-
ateistlerekarşı dev delil
İlk başta olaylar hakkında çabuk kanaatler getiriyorsun. Sana birşey söyleyebilir miyim? Bu dünyada geçmişe bakmak iyidir. Kolaydır da...İyi dersler çıkarabiliriz. Bir düşüncenin doğruluğunu geçmişteki insanlar kabul ediyor diye, sadece bunun için başkaları kabul etmek zorunda değil. Ayrıca saçma sapan arapça-farsça kelimelerle, bunları marifetmiş gibi göstermen tam bir *****lık. Bu belirsizlik içinde boğulmuş insanların davranışıdır. Ayrıca ''allah'' değil ''tanrı'' demeni öneririm. Ki bu islamiyet öncesi dönemde sizin nefret ettiğiniz putlardan birinin ismidir...''ALLAT'' kökünden türemiştir. Neyse nedersen de ama insanlara bilgi satıyormuş gibi ***** okuma. Elinde sağlam veriler ve bunları destekleyen kanıtlar olmadan pek inandırıcı olmaz. Kanıt diyorum, kutsal kitapta yazanları söylemiyorum, yanlış anlaşılma olmasın. Evren, yaplan hesaplamalara göre ''0'' dan başlamadı. Bir bezelye tanesi kadar sıkışmış bir şekildeydi ve patladı.....Temelini diğer evrenlerinde içinden çıktığı bir düzlemden alıyor. Düzlem de sonsuz değil. Bu bir döngü, tanrısallıkla alakası yok....Evet bi sonsuzluk var ama o da döngünün sonsuzluğu, tanrının değil.... LÜTFEN BİLİMİ DİNE BULAŞTIRMAYIN....DİN ''YA SEV YA TERK ET!'' TİR....ŞU GÜZEL İKİ YAPIYI -DİN VE BİLİM- ÇAMURA BULAMAYINDA İNSANLAR GÜNEŞİ GÖRSÜN ARTIK...
-
HIRİSTİYANLIK VE PAGANİZM VE DE İSLAM...
fikirlerinize sonsuz saygım var. benim tepkili olduğum nokta bu yazıyı bir silah olarak görmenizdi....eğer karşıtlara saygı duymasaydım bu forumda yer almazdım...çünkü karşıtlarla işim olmazdı o zaman....inanın bana beni geliştiren en büyük etken görüşlerime karşı yürütülen fikirlerdir......birçok kez yıkıcı eleştiriye uğradım bazen binayı yeniden kurmak zorunda kaldım...her yapı birgün gelir çöker, yenisini, belki de benzerini tekrar yapmak zorunda kalırız......bu arada çeşitlilikten tekegidebiliriz...herşeyde böyle değilmidir. bunu zaten yapıyoruz gördüğün gibi. önemli olan tekin ne olduğu....belki de tekin öncesi... ben bir döngüselliği de mümkün görüyorum...sonsuz bir döngüyü. dün islam tarihi dersinde hoca dinine sadık birkaç kişinin konuşmasını istedi....zorla konuştular....bilmediğim birşey yüzünden çekiniyorlar...üzüldüm...gerçekten üzüldüm.........ben bir dinin içinde olmasam bile, farketmişsinizdir, sürekli uğraşıyorum..... bu kadar köklü bir kültür büyüleyici...neden korkuyorlar anlayamadım. geleceğim nokta şuydu; bir öğrenci ''ibadetimi yaparken mutlu ve huzurluyum. Bu yeterli bir sebep''dedi....bir süre belki...ama bence mutluluğun da arkasına bakılması lazım.. aynı bizim şu bahsettiğimiz tek gibi...yani herşeyin arkasında birşey çıkabilir..neyse yazdığınız için sağolun...
-
HIRİSTİYANLIK VE PAGANİZM VE DE İSLAM...
Evet sanırım orta ve güney amerika tapınaklarıyla mısır tapınakları arasındaki benzerliği biliyorsun ancak ademin bir peygamber değil insanın oluşumunu simgeleyen bir isim olduğunu bilmiyorsun. sen şimdi kuran-ı kerimde havva adının geçtiğine de inanıyorsundur(bir kadın olarak). hayır iyi yorumlandığında ''adem'' isminin cins belirtmediğini sadece insanı simgelediğini görürsün......yazdıklarımdaki amaç bunları bir silah haline getirmek değil. amacım bazı gerçeklerin altını çizip, kabul ettiğimiz gerçekleri doğru yorumlamak.. ........din-bilim arasındaki çatışma gerçekten umrumda değil.....bir tarafın galip çıkacağını da düşünmüyorum ama 124.000 peygamber diyerek herşeye girişmek gerçekçilikten ve gerçek bir yoldan uzak olur. körelmiş bir beyin 2.000.000 peygamberi de kabul eder...teşekkürler.
-
ateistlerekarşı dev delil
EVRENİN NASIL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSUN Kİ? TEPSİ ŞEKLİNDEMİ? EVET EVRENİN BİR KABUĞU VAR ANCAK BU GEÇİRGEN BİR KABUK. ANİDEN ŞİŞEN BİR EVREN! KLASİK OLARAK BALON BENZETMESİNİ KULLANACAĞIM. TAMAM İKİ TANE GEÇİRGEN(ŞEFFAF) BALONU AL, BUNLARIN İÇİNE MİSKET YA DA FASULYE TANESİ AT. SONRA BUNLARI ŞİŞİR VE ARKA ARKAYA KOY. BAK BAKALIM GÖREBİLECEK MİSİN MİSKETLERİ YA DA FASULYELERİ. HERNEYSE BİR ŞEYE DAHA DEĞİNMEK İSTİYORUM. ŞU SES KAYDI OLAYINA TAKTIM BEN. EĞER BİR PATLAMA VARSA VE BUNUN BAŞLANGICINI TESPİT EDİYORSAK GÖRELİLİĞİ BİRAZ ARKA PLANA ATMALIYIZ. AMA KUANTUM TEORİSİNDE HEİSENBERG DİYOR Kİ; BİR PARÇACIĞIN YERİNİ TESPİT ETMEK İÇİN KULLANDIĞIMIZ DALGA BOYU NE KADAR UZUN OLURSA PARÇACIĞIN YERİNİN BELİRSİZLİĞİ O KADAR BÜYÜK OLUR......DEVASA BOYUTLARDAN BAHSEDİYORUZ. DALGA BOYUNUN KISA OLMASI OLANAKSIZ. İŞTE BU YÜZDEN DİYORUM NASIL OLUYORDA SESLERİ ALABİLİYOR BU ESRARENGİZ MAKİNE. BİRKERE TEMEL KURAMA AYKIRI GELİYOR. HAYIR ALETE KARŞI DEĞİLİM AMA RİVAYET GİBİ GELİYOR. BUNU ÖĞRENDİĞİN KAYNAĞI SÖYLER MİSİN? GERÇEKTEN GÖRMEK İÇİN SABIRSIZLANIYORUM....GEÇ OLDU CEVAP KUSURA BAKMA....KAZI BÖLGESİNDEYDİK.....DAĞ BAŞI BÖYLE....ORADA OLUNCA KURTLAR GELECEK KORKUSUYLA HİÇ KARADELİK FALAN DÜŞÜNEMİYORSUN....İNSAN İŞTE DAİMA DUYGULARININ EGEMEN OLMASINI SAĞLIYOR....BELKİ DE DOĞALDIR.....ŞU ŞEYLERİ TARTIŞMAMIZ BİLE KORKU KAYNAKLI....BAZEN SAÇMA GELİYOR AMA SENELERİN BIRAKTIĞI ALIŞKANLIK.....NEYSE GEVEZELİK ETTİM..
-
PAGANİZM VE HIRİSTİYANLIK / İSLAM'A SORU...
Din evrimleşir. Öyle evrimleşir ki onu gökten indi sayarız. Kabul ederiz, dualarla tanrıyı besleriz. Çoğu zaman görüldüğü gibi ölüm korkusu pek çok yapısallıklar çıkardı meydana. Birikerek oluşan bu olgular elimize geçen dinin anahtarını teşkil ediyor. Pagan dinleri doğa betimlemeli dinlerdir yani doğaya bakılarak oluşturulmuş olgulardır. Ana Tanrıça ''Kibele'' yle başlar bu merasim. Paleolitik(eski taş) çağda başlar ve Milano fermanına kadar resmi olarak varlığını sürdürür. Doğa doğurgandır. Doğa besler. Doğa verir. Yani onlara göre doğa bir annedir. Bu yüzden yaratan bir kadındı. Bu ana tanrıça olgusunu açıklamaya yeterli (ayrıntılı bilgi için=> W.Burkert, İlkçağ Gizem Tapıları). Daha sonra İsis geliyor. Daha sonra Eleusis misterler.... Bu Mithra kültüne kadar gidiyor. İşte tam burada öyle bir iddia var ki gerçekten büyük bir soru işareti teşkil ediyor. Bazı tarihçiler; eğer İsa olmasaydı şu anda dünyanın %80 i Mithraist olurdu, diyor. Peki neden bunu söylüyorlar. Birinci sebebi şu; Mitra ataerkil düzene geçişteki ilk pagan inancıdır. 1-Tıpkı Hıristiyanlar gibi, Mithra'cılar da kurtarıcılarının göklerden yere indiğine, on iki yandaşı ile son yemeğini paylaştığına, kendi kanını saçarak insanlığı günehlarından kurtardığına ve öldükten sonra yeniden canlandığına inanırlardı. Boğa kanı ile olsa bile, geçmiş günahlardan arınmak için yeni inananları vaftiz ederlerdi. 2-Mithra'nın simgesi olan güneşin doğuşu ve batışı, İsa'nın ölüm ve dirilişini anımsatır. Üstelik, güneş tanrının doğuşunun kutlandığı Mithra bayramı, İsa'nın doğum günü olan 25 Aralık'tadır. Her iki dinde de, vaftiz ile ekmek ve şarabın kutsanması törenleri vardır. 3-"Benim bedenimi yemeyenler ve kanımı içmeyenler, böylece benimle birleşmeyenler kurtulamayacaktır." J. M. Vermaseren, Mithras, The Secret God ACABA BU KAN KUTSAL KASENİN İÇİNDEKİ İSA'NIN KANIMI? "Onlar yemek yerken İsa ekmeği alıp kutsadı. Sonra bölüp öğrencilerine verdi. "Alın, bedenimdir bu" dedi. Ardından bir bardak aldı, teşekkür sunduktan sonra onlara verdi. Hepsi içtiler. İsa, "Bu birçokları için akıtılan antlaşma kanımdır"dedi." Markos 14:22-26 4-Mithra son yemeğini 12 arkadaşıyla birlikte yemişti ve bu yemeğin ardından göğe yükselerek kurtuluşa ulaşmıştır. 5-Mithra'nın doğum günü ve bunun için yapılan şenlikler yazıtlara göre 25 ARALIK. İsa da 25 ARALIK' ta doğdu ve onun için yapılan nuel şenlikleri de bu tarihte gerçekleşiyor. 6-Mithra'cıların Kutsal Baba'sı (başrahip) kırmızı başlık ve giysi giyerdi, yüzük takar, bir çoban değneği taşırdı. Hıristiyanların başı da, aynı unvanı aldı ve aynı biçimde giyindi. Hıristiyan rahipler, aynı Mithra rahipleri gibi, İsa'nın kesin yasaklamasına karşın, "Baba" (peder) adını kullandılar." 7-Mithra rahipleri, görevlerinin simgesi olarak, uzun bir başlık takarlardı. Hıristiyan rahipler de bu başlığı benimsediler. Mithra'cılar, güneş-tanrının yükselişini anmak için, "mizd" adı verilen, üzeri Mithra haçı kabartmalı, güneş biçiminde bir çörek yerlerdi. Bu çörek de Hıristiyanlığa uyarlanmıştır. Katoliklerde, mayasız ekmek güneş biçimini hala korumaktadır." BENCE BENZERLİKLER ÇOK ŞAŞIRTICI. ŞİMDİ OBJEKTİF OLMAK GEREKİYOR. İSA MİTHRA'YI TANIYORDU. YAHUDİLER DE TANIYORDU. MİTHRA ROMALILARIN EN SEVDİĞİ TANRISIYDI. ŞİMDİ İSLAM TARAFINA GEÇELİM. İSLAM İNCİL'İ RESMEN TANIYOR VE KABUL EDİYOR. İSLAM İSA'YI DA TANIYOR VE KABUL EDİYOR. BİR YERLERDE BİR SORUN YOK MU?
-
ateistlerekarşı dev delil
bU SES KAYDI KONUSUNDA BİR BİLGİM YOK AMA ENTERESAN OLSA GEREK. EVRENİMİZ İÇİNDE KARADELİKLER VAR BİLİYORSUN. BUNLARDAN IŞIK BİLE KAÇAMIYOR. BUNLAR EİNSTEİN'IN GÖRELİLİĞİNİN BİTTİ YERLER. YANİ ZAMAN MEKANIN SON BULDUĞU SONSUZ YOĞUNLUKTAKİ SİSEMLER. İŞTE EVRENİN İLK HALİ DE BU ŞEKİLDEYDİ. SONSUZ BİR YOĞUNLUKTA. ZAMAN MEKAN OLMASA BİLE BİR ŞEKİLDE BİR ENERJİ HAPSEDİLMİŞTİ İÇİNE. SONUÇTA BİR YERLERDEN BESLENİYORDU. BEN DE BUNU BİR UZAY DÜZLEMİ OLARAK GÖRÜYORUM. BİR DÜŞÜNCEM DAHA BAŞKA BİR EVRENİN İÇİNDE KARADELİK GİBİ BİR TEKİLLİKTEN DOĞMAMIZ. GERÇİ BU PEK DESTEKLİ DEĞİL AMA BİR DÜŞÜNCE SONUÇTA. GEÇEN YAZ ŞU EGE ÜNİVERSİTESİNİN AÇTIĞI KOZMOLOJİ KAMPINA GİTMİŞTİM. ATEŞBAŞI MUHABBETLERİNDEN BİRİNDE BİR HOCAMIZ, EVRENİN YAŞINDAN DAHA UZAK BİR IŞIK YILINDA GÖRÜNEN BİR YILDIZIN SAPTANDIĞINI VE BUNUN HUBBLE KAYITLARINDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ. O ZAMAN? TEK EVREN BİZİMKİ DEĞİL? BAK BU DA YARI YARIYA BİR ISPAT SAYILIR. AYRICA SESLERİN KAYDI NASIL YAPILDI ONU DA ANLAMIYORUM. ZATEN TAYFLAR BULUNDUĞUMUZ YERE ZAR ZOR ULAŞIYOR. SES DALGALARI NASIL ULAŞABİLİR? ULAŞTIĞINI VARSAYALIM....YILDIZ ÇÖKMELERİNDE DEVASA SESLERİN ÇIKMASI GEREKİYOR. BİG BANG İ KAYDEDEN ONLARI DA KAYDEDER.. ANCAK ÖYLE BİR KAYIT YOK.
-
HIRİSTİYANLIK VE PAGANİZM VE DE İSLAM...
Din evrimleşir. Öyle evrimleşir ki onu gökten indi sayarız. Kabul ederiz, dualarla tanrıyı besleriz. Çoğu zaman görüldüğü gibi ölüm korkusu pek çok yapısallıklar çıkardı meydana. Birikerek oluşan bu olgular elimize geçen dinin anahtarını teşkil ediyor. Pagan dinleri doğa betimlemeli dinlerdir yani doğaya bakılarak oluşturulmuş olgulardır. Ana Tanrıça ''Kibele'' yle başlar bu merasim. Paleolitik(eski taş) çağda başlar ve Milano fermanına kadar resmi olarak varlığını sürdürür. Doğa doğurgandır. Doğa besler. Doğa verir. Yani onlara göre doğa bir annedir. Bu yüzden yaratan bir kadındı. Bu ana tanrıça olgusunu açıklamaya yeterli (ayrıntılı bilgi için=> W.Burkert, İlkçağ Gizem Tapıları). Daha sonra İsis geliyor. Daha sonra Eleusis misterler.... Bu Mithra kültüne kadar gidiyor. İşte tam burada öyle bir iddia var ki gerçekten büyük bir soru işareti teşkil ediyor. Bazı tarihçiler; eğer İsa olmasaydı şu anda dünyanın %80 i Mithraist olurdu, diyor. Peki neden bunu söylüyorlar. Birinci sebebi şu; Mitra ataerkil düzene geçişteki ilk pagan inancıdır. 1-Tıpkı Hıristiyanlar gibi, Mithra'cılar da kurtarıcılarının göklerden yere indiğine, on iki yandaşı ile son yemeğini paylaştığına, kendi kanını saçarak insanlığı günehlarından kurtardığına ve öldükten sonra yeniden canlandığına inanırlardı. Boğa kanı ile olsa bile, geçmiş günahlardan arınmak için yeni inananları vaftiz ederlerdi. 2-Mithra'nın simgesi olan güneşin doğuşu ve batışı, İsa'nın ölüm ve dirilişini anımsatır. Üstelik, güneş tanrının doğuşunun kutlandığı Mithra bayramı, İsa'nın doğum günü olan 25 Aralık'tadır. Her iki dinde de, vaftiz ile ekmek ve şarabın kutsanması törenleri vardır. 3-"Benim bedenimi yemeyenler ve kanımı içmeyenler, böylece benimle birleşmeyenler kurtulamayacaktır." J. M. Vermaseren, Mithras, The Secret God ACABA BU KAN KUTSAL KASENİN İÇİNDEKİ İSA'NIN KANIMI? "Onlar yemek yerken İsa ekmeği alıp kutsadı. Sonra bölüp öğrencilerine verdi. "Alın, bedenimdir bu" dedi. Ardından bir bardak aldı, teşekkür sunduktan sonra onlara verdi. Hepsi içtiler. İsa, "Bu birçokları için akıtılan antlaşma kanımdır"dedi." Markos 14:22-26 4-Mithra son yemeğini 12 arkadaşıyla birlikte yemişti ve bu yemeğin ardından göğe yükselerek kurtuluşa ulaşmıştır. 5-Mithra'nın doğum günü ve bunun için yapılan şenlikler yazıtlara göre 25 ARALIK. İsa da 25 ARALIK' ta doğdu ve onun için yapılan nuel şenlikleri de bu tarihte gerçekleşiyor. 6-Mithra'cıların Kutsal Baba'sı (başrahip) kırmızı başlık ve giysi giyerdi, yüzük takar, bir çoban değneği taşırdı. Hıristiyanların başı da, aynı unvanı aldı ve aynı biçimde giyindi. Hıristiyan rahipler, aynı Mithra rahipleri gibi, İsa'nın kesin yasaklamasına karşın, "Baba" (peder) adını kullandılar." 7-Mithra rahipleri, görevlerinin simgesi olarak, uzun bir başlık takarlardı. Hıristiyan rahipler de bu başlığı benimsediler. Mithra'cılar, güneş-tanrının yükselişini anmak için, "mizd" adı verilen, üzeri Mithra haçı kabartmalı, güneş biçiminde bir çörek yerlerdi. Bu çörek de Hıristiyanlığa uyarlanmıştır. Katoliklerde, mayasız ekmek güneş biçimini hala korumaktadır." BENCE BENZERLİKLER ÇOK ŞAŞIRTICI. ŞİMDİ OBJEKTİF OLMAK GEREKİYOR. İSA MİTHRA'YI TANIYORDU. YAHUDİLER DE TANIYORDU. MİTHRA ROMALILARIN EN SEVDİĞİ TANRISIYDI. ŞİMDİ İSLAM TARAFINA GEÇELİM. İSLAM İNCİL'İ RESMEN TANIYOR VE KABUL EDİYOR. İSLAM İSA'YI DA TANIYOR VE KABUL EDİYOR. BİR YERLERDE BİR SORUN YOK MU?
-
ateistlerekarşı dev delil
ya haklısın aslında....ama hani şu paralel evren olayı falan var ya....mutlaka duymuşsundur...şimdi tut ki bir uzay düzlemi içinde bir sürü evren var. bu evrenler zeminden enerji alarak besleniyorlar. biri sönerken diğeri şişmeye başlıyor. bu mantıklı...şimdi neden diye sorarsan...söyleyim; zamanın şekli armut gibi aslında...(bunun için HAWKİNG,S.,CEVİZ KABUĞUNDA EVREN,BÖLÜM İKİ; ZAMANIN ŞEKLİ' ne bakabilirsin) Şimdi buradan evrene bakan gözlemci aldığı ışınları 2.7 derece sıcaklıkta görür. Bu da daha önce bu ısıyı kesmiş ve yarı geçirgen olan, çok geniş bir tabakadan geçtiğini gösterir. Bu tabaka daha sonra galaksiler,gezegenler.....vesaireye dönüşecek olan bir ışınım topluluğu. Önemli olan bu ışınımdan öncesi.Işınım öncesine baktığımızda bir tekilliğe doğru gidilir.(sonuçta evren şuanda genişliyorsa daha önce herşey birbirine daha yakındı) ancak iş bu tekillikte değişiyor. Mutlak 0 a inilemiyor. bu yüzden diyorum ben. eğer mutlak sıfıra inilemiyorsa, yani evren yoktan varolmamışsa bir düzleme bağlı olması çok mantıklı. İşte bu düzlem kendi içinde döngüyü yaratıyor. Şimdi soru eee o zaman düzlem nasıl oluştu ve kim oluşturdu? gerçekten bilmiyorum. ama bizim evren için konuşursak bence bir döngüden bahsedebiliriz.. Ya karışık oldu biraz kusura bakma...
-
ateistlerekarşı dev delil
İyi de bunu nereden bilebilirsin ki? herhangi başlangıcın olduğuna dair bir delilin var mı? kozmoloji mutlak sıfıra indi mi? evet haklı olabili,rsin ama ben de olabilirim. İnsanlar sağduyularıyla hareket ederler. evet bir döngünün olması sağduyuya aykırı ama gerçeğe değil. veri yetersizliği var zaten. istediğimiz kadar boğaz patlatalım sonuçta aynı yere çıkıyoruz. bu ''peki başlangıç ne?'' sorusu. Bak burada bile döngüye giriyoruz. Bence bu döngü mevzusunun oluru var...tabi olmazı da var. yeteri kadar kanıt bulamadan şu şudur diyemeyiz. ancak bir düşünce olur. Bu da çürük olur...
-
ateistlerekarşı dev delil
Ya döngüsü varsa? Yani hep bir döngü halindeyse? o zaman bir başlangıç ya da son aramaya gerek yok!
-
TÜRKÜN TANIMI
TÜRKLERİ BİR IRK OLARAK ALMAK ASLINDA YANLIŞ BİR DÜŞÜNCE. ÇÜNKÜ ''TÜRK'' DİYE TANIMLANAN OLGUNUN ASIL ANLAMI BİR DİL GRUBUNU BELİRTMEKTİR. BU KAVRAM ''TURKİ'' DİLLERİ KONUŞAN BÜTÜN KAVİMLERİ İÇİNE ALIR. EVET DİL BİRÇOK ŞEYİ EKSİK BIRAKIR. O YÜZDEN BEN HEM DİL HEM DE KÜLTÜR BAĞLAMINDA BUNU ALMAK İSTERİM. AYRICA BU IRK OLAYININ BENCE DE BİR ÖNEMİ YOK. AYNI DÜNYANIN TOPRAĞINDA GEZİP AYNI DÜNYANIN TOPRAĞINDAN YİYİYORUZ. İNSANLIK OLARAK TANIMLAYALIM, TÜRK,ÇERKEZ,GERMEN YA DA ANGLO-SAKSON OLARAK DEĞİL. NEYSE KONUŞMASI GÜZEL BİR KONU...
-
biraz felsefe-
EVET TARİH TEHLİKELİDİR. UĞRAŞIRSINIZ AMA BİR BAKARSINIZ ELİNİZDE VE BEYNİNİZDE BİRŞEY KALMAMIŞ. TARİH KİMSEYE TESELLİ VEREMEZ...
-
ateistlerekarşı dev delil
birşey daha. muhammed'in şizofren olmadığını nereden bilelim? pekala zaten temelleri atılmış ve evrimle gelmiş dinsel bir yapının üzerine birşeyler ekleyebilir. Bu arada bir sosyopat olup kapandığı mağarasında galipten sesler duyabilir. Zaten inanmaya susamış ve o zamanki düzenden ezilmiş insanları kolaylıkla kendi yanına çekebilir. imkansız değil. Muhammed'in okumayı bilmediğini nasıl ıspatlayabiliriz? Emini ki basit bir çoban değildi. Al sana din! İyi bir tanrı. İnananlar da onun gibi iyi. İnanmayanlara cevap hazır! ''Şeytanın oyununa geliyorsun evlat!!'' boooommm!!! bittik biz!! Sonra sevgi şevkat hoşgörü falan filan.....masumiyetmiş!!! yok öyle birşey. Yeni doğan kız çocuğu bile babasına tamamen içgüdüsel olan cinsel bir iple bağlanıyor, erkek de aynı şekilde annesine.... arkadaşlık mı? sadece menfaat! sosyal düzenin gerektirdiği konuşma arzusu ve eksiklik. Hepsi aldım verdim...... Bir şeyler sun ki arasın.... Din de masum değil. Tanrıyı kullanıyorlar... dua edip ondan birşeyler istiyorlar ve bunun için belli davranışlar izliyorlar. sonra ölümsüz bir hayat vadedilmiş. Tanrının en büyük özelliklerinden biri ne? ölümsüzlük. o zaman kendimizi tanrılaştırıyoruz. insani bir ütopyayı cennet yapmışız gidiyoruz.... aşık oluyoruz. Lee'nin aşk kuramı!! kişilik bozukluğu ve cinsle dürtüler.. Bir kaç hormaon ve amigdala!! başka birşey değil. Neyse çok konuştum bugün....
-
ateistlerekarşı dev delil
BİRAZDAN YAZACAKLARIM VARSAYIMLARA DAYANIR, KİMSE ALINMASIN... Semavi dinlerin varlığının kutsallığını bir süre için kabul edelim. Şimdi çok eskilere, yahudilerin babil öncesi dönemine, dinin kuruluş aşamasına gidelim. Öncelikle belirtmeliyim ki üç kitap da birbiriyle aşırı şekilde benzeşiyor.( buna Zerdüşt'ün kitabını da ekleyebiliriz.) O zamanlar çok tanrılı dinlerin hüküm sürdüğü bir dünya vardı. Peki 1000 yıl içinde yaşatılan üç baş tanrının isimlerini verelim. Enlil, Marduk, Samas. Bu üç tanrıya adanmış bazı yazılara bakıldığında üçüne de aynı korku, hayranlık ve sığınma duygusu beslendiği görülür. daha ilginci yazıtlarda biraz daha göz gezdirildiğinde bu üç büyük tanrının şu anki tanrı anlayışındaki çoğu sıfatı aldığı görülür. ''Koruyan, gözleyen, karar veren, en büyük, emirleri tartışılmaz, herşeyi yaratan ve herşeyi bilen, dünyadaki herkese yazgı dağıtan, ışığını tüm evrene ulaştıran...''. Ne kadar da benzer.. neyse bir başka ince ayrıntı da ''şeytan'' kavramında ortaya çıkıyor. Mısır tanrısı ''Set''; yılan ve kötülük tanrısı( ayrıca o zamanlar saygı duyulan ve sevilen bir tanrıydı ). Bu Set ifadesi değişikliğe uğrayarak dilin evrim aşamalarını geçirmiş. Önce ''Settah'', sonra ''Sattah'' ve sonunda latincedeki özünü ''Satan'' ı bulmuş. Ne kadar ilginç. devam edelim! Şimdi eski ahid teki birkaç cümleye değinmek isterim. Bahsedilen şey yahudilerin Mısırdan ayrılırken yanlarına ''Set''in kabartmalarını almaları. ''...Ve o zaman yaradan dedi ki; İşte ben sizin tanrınız Yahve'yim. Diğer tanrılardan daha kıskancım, o yüzden bana itaat edin. Ve Yahve Musa'ya uygulanması imkansız bir din verdi''... Sorun şurada; ''uygulanması imkansız bir din'' bir ceza değilmidir. Peki bu kavim tanrıya göre hata sayılan bir davranışı sergilemeseydi semavi dinler olacak mıydı? Peki niye insanlar bir kavmin hatasını çekmek zorundalar. Bu ayrı bir olgu, aklıma şu an geldi ben de ekledim. Asıl anlatmak istediğim şey dinin de herşey gibi evrim geçirip bu hale geldiği. Etkileşim sürekli. Etkileşerek büyüyen ve yok olan ya da eriyen dinler var tarihte. İnsanın genetik özelliği olan inanma isteği sürekliliğe sahip. Yani herşey insanda bitiyor. Focus dergisinin hatırlamadığım bir sayısında bir makalede ''inanç geninden'' bahsediliyor. Soyut bir şey arayanlara söylüyorum; tanrı herşeyden daha somut!!! bunu kabullenememek insani bir zayıflık. Evet inanmak insanı rahatlatır, korkularını gizler ama ben bir parça çamurdan yaratılmadım. Bir tanrının kibiri altında ezilmiyorum. Aptalca mucizelere inanmıyorum. Ben yaşama inanıyorum. Yolun sonu geldiğinde ölümü yaşamak istiyorum. Son nefesimi verirken arapça birşeyler mırıldanmak istemiyorum. Birşey beni bana sormadan yarattı diye ona itaat etmek zorunda hissetmiyorum. Gerçekle yüzleşmek kolay değil. Gerçeği kabullenmek ayrı bir zorluk. Ama gerçek oralarda bir yerde havalarda-ya da hangi lanet yerdeyse orada uçuşan melekler, cinler falan değil. İnsanlık böyle acizlikleri böyle mantıksızlıkları görmezden geliyor. Neden kendi kendimize burada olduğumuza inanamıyoruz. Hazmedilmesi çok mu zor. Dinin ahlaki yönünü eleştirmiyorum, belki anarşizmin bir numaralı düşmanı ama tamamen sahtelik üzerine kurulmuş Neden düzeni sürekli büyük bir gücün yarattığı düşünülüyor. ya kendiliğinden olduysa? ya bir similasyonun içinde sıkışmışsak? pekala bilgisayarlar kusursuzlaştırılıyor... Hiç kimse bir şeyi ıspatlayamayacak, herşey hiçbirşeydir diyen bir kişiye karşı savvunu ne olabir ki? '' bak düzene bak! ne güzel dimi?'' diyemeyiz. Asıl düzenden korkmalıyız. Herşeyin çok düzenli olduğu bir yerde mutlaka bir sorun vardır. Yaşamın gerçek dışılığı tanrının işaretinden çok sorunun işaretine benziyor. Neyse ya tribe girdim iyice...
-
ateistlerekarşı dev delil
Selam arkadaşlar. Tartışılan konu hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Zaman falan diyoruz da önce şu zamanı bir tanımlayalım. Duvarlarımızda ya da kolumuzda duran o mekanik saatlerin bizi güzel bir şekilde yanıltabileceği taa 1905 te sevgili hocamız, ciğerparemiz Profesör Einstein tarafından kanıtlandı. ee o zaman bu bahsedilen olaylar zincirinin nerede ne zaman gerçekleştiğini bilmek söz konusu değil. Sonuçta bir nötron yıldızının yanına gittiğimizde varolan kuvvet dünyadaki kuvvetten fazladır. Bu da orada geçen süreyi dünyadakine oranla azaltır. O zaman göreli olan birşeyin gerçekliğini tartışmaya gerek yok. En iyisi biz zaman dediğimiz o şeyi mekanın üzerine yapıştırarak adını ''değişim'' koyalım. Öyle ya! Şimdi zamanı mekanın üzerine yapıştırdık, e mekan olmasa zaman yani değişimde olmayacak. Şimdi biraz geçmişe, büyük patlamaya inelim. Ne vardı o zaman? tabi ki bir madde vardı. küçük çok küçük bir madde Ceviz kadar birşey ama içi dolu!!! Şu anki evreni oluşturabilecek kadar yoğunluğa sahip. Çok küçük olduğundan hep yoktan varolan bir şeymiş gibi göründü ama çok kısa zaman alan bir formül sayesinde 0.0000000000001 saniyeden bu başlangıcın gerçekleştiği belirlendi. E şimdi bir sıfır noktasını kaldırdık. Bir tantıya ihtiyacımız da kalmadı! ee zaman-mekan dedik; zamanın sonsuzdan gelmediğini de gördük. Ne olacak? Arkadaşlar. tanrıyı doğada arayıp, onu ıspatlamaya gerek yok. Daha içlerde arayalım ki raslantılara karışmasın. Ben daha farklı şeyler arıyorum...Sonucu olmayan işlerin başlangıcı da bulunamaz. ee nereden başladık da nereye ulaşıyoruz?