Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kuluduk kız

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    6
  • Katılım

  • Son Ziyaret

En Son Profil Ziyaretçileri

1.686 profil görüntüsü

kuluduk kız - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Alaylı yazılımcı ne demek? Alaylı sözcüğü Türk Dil Kurumuna göre "gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı" anlamına gelmektedir. Yani yazılım geliştirme konusunda okul veya kurs gibi bir formal eğitim almayan kişiye alaylı yazılımcı denir. Mektepli yazılımcı ne demek? Mektepli yazılımcı yazılım geliştirme konusunda meslek lisesi, üniversite veya kurs eğitimi gibi bir formal eğitim alan kişiye denir. Bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği, yönetim bilişim sistemleri vb. 4 yıllık lisans, bilgisayar programcılığı gibi 2 yıllık ön lisans programlarından mezun olanların yanı sıra bootcamp eğitimi alanlar ve yahut BTK akademi, Bilgeİş, Coursera gibi çevrimiçi eğitimleri takip edip sertifika alanlar da mektepli yazılımcı kategorisine girer.
  2. Nepo Baby veya Türkçesi ile Kohumbala genellikle eğlence sektöründe ebeveyni ünlü olup da kendisi de ünlü olan kişilere denir. Lily Collins, Scott Eastwood ve Angelina Jolie'nin ortak noktası nedir? Sadece ünlü değiller, aynı zamanda ünlü ebeveynleri var. Aslında yıllardan beri var olan bir konu olmasına rağmen bu kavramın yeni ifade şekli "kohumbala" oldu. Özellikle pek çok ünlünün kızının son dönemde moda ve eğlence sektöründe ünlü olması, "nepo baby", yani kohumbala kavramını gündeme getirdi. Johnny Depp, Kate Moss, Madonna, Heidi Klum, Cindy Crawford ve daha birçok ünlünün kızları dünyanın en tanınmış modelleri arasında. Johnny Depp'in kızı olan ve modellik yapan Lily-Rose Depp, bu konuyla ilgili olarak doktorların da çocuklarının doktor olduğunu ama kimsenin buna bir şey demediğini ifade etmiş. Çünkü doktor olmak için tıp fakültesinde emek verdiklerini eklemişti. Kendisini de aynı durumda gören model, kendisine bazı kapıların açıldığını kabul etmiş ama gerisinin kendi çabasıyla olduğunu söylemişti. Bunun gibi isimler veya Kate Hudson ve Jaden Smith gibi diğerleri son zamanlarda sosyal medya akışlarınızda birdenbire ortaya çıkıyorsa, muhtemelen "kohumbala" terimiyle bağlantılıdır. Son zamanlarda twitter ve tiktok gibi mecralarda ünlü yahut zengin kişilerin çocuklarının ünlü hâle gelmesi konusu sık sık gündeme gelmeye başlamış ve New York Magazine 2022 yılını kohumbala yılı olarak ilan etmiş. Nepotizm yahut kohumbazlık işletmelerde ve medyada bolca olsa da, 'kohumbala' terimi genellikle eğlence sektörüyle ilgili olarak kullanılır ve birçok ünlü aktör ve müzisyenin de sektörde ebeveynleri olduğu gerçeğini gösterir.
  3. baba – ata – büyükbaba – dede – moruk – peder baba yarısı – amca babaanne – nene – nine babacan – mihriban – sevimli babalanmak – öfkelenmek babasız – yetim babayiğit – yürekli bacaksız – bodur bacanak – arkadaş – dost bacarıklık – vukuf bacı – abla – hemşire – kız kardeş bacı oğlu – yeğen badalak vurmak – çelmek – çelmelemek badana – ahek bade – içki badiye – çöl bağ – bent – demet – deste – ilgi – ilişki – rabıta – sargı – teneklik bağ bozumu – güz – sonbahar bağa – kaplumbağa – ur bağan – düşük bağban – bahçıvan bağdarlama – program bağdaşmazlık – uyuşmazlık bağı – büyü bağıllık – izafiyet bağım – tabiiyet bağımlı – gayrimüstakil bağımlılık – tabiiyet bağımsız – hür – mutlak – müstakil – özgür bağımsız milletvekili – bağımsız bağıntı – bağlılık – nispet bağır – göğüs – sine bağırma – nida bağırsak – iç bağırtı – çığlık – yaygara bağış – armağan – hibe – iane – yardım bağışık – muaf bağışıklık – muafiyet bağışlama – affetme – hibe – şefaat bağışlamak – affetmek – geçirmek bağışlanmış – muaf bağışlayın – efendim – geçirin – pardon bağlam – bağ – bent – demet – deste – kelep bağlama – ambalaj – paket – saz bağlamak – tutmak – yok etmek bağlanak – bağlantı bağlanma – intisap bağlanmak – ilişmek – tapmak bağlanmış – vurgun bağlantı – ilişki – rabıta – temas bağlantısız – askerî bağlaşma – kontrat bağlı – asılı – kapalı – mecbur bağlı olmak – izlemek bağlılaşım – bağlılık bağlılık – intisap – tabiiyet bağnaz – yobaz bağrış çağrış – gürültü – şamata bahane – vesile bahar – baharat – ilkbahar – yaz baharat – bahar – edviye bahçıvan – bağban bahis – konu – laf – mevzu bahse girmek – hüccet etmek – mübahase etmek bahsetme – temas bahsetmek – konuşmak – temas etmek bahşetmek – bağışlamak – sunmak baht – alın yazısı – kader – şans – talih bahtiyar – mutlu bahtiyarlık – mutluluk bahusus – özellikle bakan – nazır – vekil bakanlar kurulu – hükûmet bakanlık – nezaret – vekâlet bakarak – göre baki – öteki – sürekli bakılırsa – göre bakımevi – kademe bakımlı – bayındır bakınmak – araştırmak bakır – mes bakış – göz – nazar bakir – yeni bakma – nezaret bakmak – aramak – denemek – gözetmek – ilgilenmek – incelemek – karışmak – korumak bakmayarak – rağmen bala – çocuk balaban – büyük – iri – nazik – şişman balalık – rahim balçık – çamur baldır – incik baldız – görümce balık yumurtası – havyar balıkkulağı – midye baliğ olmak – erişmek – ulaşmak balkı – güzel balkon – gezinti – hayat balon – palavra balya – denk bambaşka – değişik – farklı banal – bayağı – sıradan bandaj – bağ – sargı bandırmak – banmak bando – takım – topluluk banko – kesinlikle banmak – batırmak banyo – hamam bap – başlık – konu baraj – bent barama – koza barama kurdu – ipek böceği barbar – ilkel bardak – testi baresinde – hakkında barı – çit barınmak – daldalanmak – sığınmak barış – sulh barışık – sevecen barışma – anlaşma bariyer – engel bariz – açık barlı – velut basamak – aşama – derece – hane – kademe – merhale – pilleken basar – göz basık – alçak basılış – baskı basımevi – matbaa basın – matbuat basınç – tazyik basit – bayağı – cılız – kolay – mahdut – olağan – yalın basitçe – kolay baskı – basılış – el – neşir – tazyik – zor baskül – kantar basmak – çap etmek – kaplamak – örtmek – tabetmek – vurmak bastık – pestil bastırık – yük bastırmak – dikmek – durdurmak – gidermek – gömmek – kaplamak – yenmek baston – asa – kötek baş – başlangıç – esas – kafa – kelle – temel baş başa – birlikte baş döndürücü – aşırı baş örtüsü – eşarp başa düşmek – anlamak başağrısı – sıkıntı başak – sümbül başarı – muvaffakiyet – sükse başarılı – kalburüstü – kudretli başarısızlık – muvaffakiyetsizlik başarmak – muvaffak olmak başbakan – başnazır başbuğ – başkan başçı – önder başıboş – avare başından – esasen başka – değişik – diğer – farklı – öbür – özge – sair başkaları – âlem başkalaşmak – bozulmak başkaldırı – isyan başkaldırma – başkaldırı – mukabele başkaldırmak – ayaklanmak – isyan etmek – kıyam etmek başkalık – ayrım – fark başkan – reis – sadır başkası – diğeri – öbürü başkent – başşehir – payitaht başlamak – atılmak – koyulmak – olmak – oluşmak – tutmak başlangıç – baş – eşik – giriş – menşe – mukaddime başlangıçta – ilkin – önceden başlarken – önceden başlayıcı – müptedi başlı – çivi başlıca – esas – gerçek başlık – kalın – serlevha başmak – ayakkabı başmaklık – has başmal – sermaye başnazır – başbakan başörtüsü – leçek başşehir – başkent – payitaht başta – ilkin – özellikle baştan aşağı – tamamen baştan savma – üstünkörü baştan sona – daima – tamamen başüstüne – oldu başvekil – başbakan başvezir – sadrazam başvurma – müracaat başvurmak – gezmek – müracaat etmek başvuru – müracaat batı – garp bati – ağır batık – gamze batıl – asılsız batın – göbek – karın – kuşak bâtın – gizli – iç batırmak – banmak – gömmek – mahvetmek batkı – hüsran – iflas batkınlık – iflas batma – çökme batmak – dokunmak – incitmek – sançmak – yemek – yok olmak batmış – batık bavul – camedan bayağı – adi – alelade – aşağı – aşağılık – basit – epey – gerçekten – hasis – küçük – pespaye – sıradan – süfli – yoz bayağılaşmak – düşmek bayak – demin bayakki – deminki bayan – eş – hanım – hatun – kadın – karı bayat – kart baygınlaşmak – süzülmek bayılmak – bitmek bayındır – imar – mamur bayındırlık – imar bayır – dışarı baylanlık – naz baylanmak – şımarmak bayrak – öncü – sancak – sembol bayrak ağacı – gönder bayrak direği – gönder bayram – alay – neşe – sevinç – şenlik baytar – veteriner baz – temel bazen – bazı – kimi bazı – bazen – birtakım – kimi bazısı – kimi – kimisi baziçe – oyun bebek – çağa becerikli – acar – usta beceriksiz – amatör becermek – bozmak bed – kötü – tuhaf bedaheten – ansızın – irticalen bedava – caba – havayi – müft – parasız – pulsuz bedavadan – parasız bedbin – kötümser bedel – değer – denk – eşit – fiyat – karşılık – kıymet beden – gövde – üzeri – vücut bedharç – savurgan bedir – dolunay bedreftar – geçimsiz begayet – aşırı beğeni – tabiat – zevk beğenilen – maruf – mazbut beğenmek – açmak – bitmek – onaylamak – tutmak beğenmemek – yermek behişt – cennet behre – hisse – pay beis – engel – zarar bek – katı – sağlam – sert bekâr – mücerret – subay bekâret – saflık bekçi – gözetçi – karakolcu – keşikçi bekinmek – direnmek bekitmek – kapamak beklemek – aramak – durmak – eğlenmek – gözetmek – gözlemek – korumak beklenen – muhtemel beklenir – muhtemel beklenti – ümit bekletmek – oyalamak bekleyivermek – beklemek bel kemiği – esas – temel bela – çile belde – çevre – kasaba – şehir beledi – yerleşik belediye – icraiye komitesi belen – bayır – tepe beleş – havayi – müft – müfte – pulsuz belet – bildik beletçi – iletken – kondüktör belge – senet – vesika belgesel – senetli belgi – alamet – nişan – şiar belgin – sarih belginlik – sarahat belgit – senet beli – efendim – evet beli bükük – zavallı belinlemek – irkilmek belirgin – açık – sarih – saydam belirleme – tayin belirlemek – muayyen etmek – sınırlamak – tayin etmek – tespit etmek – yakalamak belirli – makul belirmek – dolaşmak – peyda olmak – teşekkül etmek – zahir olmak belirsiz – uçuk belirten – tamlayan belirti – alamet – emare – gösterge – koku – nişan belirtik – açık – sarih belirtke – gösterge belirtme – tayin belirtmek – açıklamak – kesmek beliye – keder – tasa belki – ihtimal – muhtemelen belkili – ihtimalî – muhtemel bellek – akıl – hafıza – kafa – zihin bellemek – aktarmak – çapalamak belli – mahsus – maruf – vazıh belli belirsiz – hafif belli etmek – tayin etmek belli olmak – yansımak bellik – ayraç ben – hal bencil – egoist – hodbin bencilik – hodpesentlik bende – kul benefşe – menekşe benek – hal – puan bengi – ebedî benimsemek – katılmak – paylaşmak – tutmak beniz – bet – yüz benlik – gurur – kibir – kişilik – şahsiyet bent – bağ – baraj – eklem – set bent olmak – bağlanmak bentlemek – kenetlemek benzemek – çalmak – dönmek – kaçmak – kesilmek benzer – bir – emsal – eş – misal – nüsha benzeri – aynı – benzer – eş – tıpkı benzeşim – benzer benzetmek – bozmak – dövmek beraat kazandırmak – aklamak beraber – birlikte – denk – eşit beraberinde – birlikte beraberlik – el birliği – müsavat berbat – bozuk – kötü berbat olmak – bozulmak berber – tellak berber dükkânı – berber berceste – güzel – seçme berduş – bozuk – pis bereket – bolluk bereketlenmek – artmak – çoğalmak bereketli – bol – verimli berenarı – biraz bergüzar – armağan – yadigâr berhava – boş – yararsız berhava etmek – yok etmek berhudar – mutlu beribenzer – alelade – bayağı – sıradan berk – katı – kıskıvrak – sağlam – sert – tıkız berkitmek – raptetmek berrak – açık – aydınlık – dupduru – duru – şeffaf – temiz bertaraf etmek – gidermek bertilmek – morarmak besili – semiz besin – gıda beslek – hizmetçi beslemek – desteklemek – eklemek beslengi – hizmetçi beste – ahenk – hava – melodi besteci – bestekâr – kompozitör bestekâr – kompozitör beş – ilkokul beş altı – biraz beş on – biraz beşaret – muştu beşeriyetçi – insancıl beşkardeş – şamar bet – beniz – sıfat – yüz betik – mektup bey – efendi – eş – koca bey soylu – asil beyaban – çöl beyanat – bildiri – demeç beyaz – ak – kır beyaz zehir – beyaz beyazca – akça beygir – at beyhude – anlamsız – boşuna – yararsız beyhude yere – boşuna beyin – akıl – dimağ beyinli – akıllı beyit – ev beylik – hükûmet beynelhalk – enternasyonal beyyine – delil – kanıt bez – çaput bezdirmek – tüketmek bezeksiz – yalın bezelye – nohut bezenmek – donanmak bezginlik – usanç bezmek – usanmak bıçkın – cesur – kabadayı – korkusuz – yürekli bıkkınlık – usanç bıkma – usanç bıkmak – tenge gelmek – usanmak – yılmak bıldır – geçen yıl bılkımak – bozulmak bıngıldamak – titremek bırakıt – miras bırakmak – artırmak – bozmak – koymak – saklamak – salmak bırakmamak – tutmak biabır etmek – azarlamak biaman – gaddar biber dolması – dolma biberli – acı bibi – hala bibliyografi – kaynakça bibliyografya – kaynakça biçare – çaresiz – gariban – zavallı biçim – eşkâl – hat – merkez – suret – şekil – tarz biçimci – şekilci – tutum biçimsiz – kötü biçmek – çalmak – kesmek bidayet – başlangıç bigâne – yabancı bihaber – bilgisiz bihakkın – gerçekten bihuş – deli biilaç – çaresiz bilahare – sonra bilakis – aksine – tersine – yok bilavasıta – doğrudan doğruya bilcümle – bütün – hep bildik – aşina – belet – tanış bildiri – beyanat – tebliğ bildirim – tebligat bildiriş – duyuru – ilan – tebligat bildirişim – iletişim bildirme – arz – tebliğ bildirmek – aktarmak – yayımlamak bile – birlikte – da – dahi – hatta – üstelik bile bile – kasten bilek – güç – kuvvet bilen – alim bilerek – kasten – kasti – mahsus bileşik – mürekkep bileşke – birleşme bilezik – kelepçe bilfarz – söz gelişi bilge – hakim bilgelik – bilgi – vukuf bilgi – bilim – haber – malumat – olgun – veri – vukuf bilgili – agâh – haberdar bilgin – âlim bilgisayar – kompüter bilgisiz – acemi – boş – cahil – kabak – nadan – yayan bilgisizlik – cehalet bilhassa – alelhusus – hususiyle – özellikle bili – bilgi bilici – alim bilik – vukuf bilim – bilgi – ilim bilim adamı – bilgin bilimci – bilgin bilimsel – ilmi bilinç – dimağ – şuur – zihin bilinçaltı – şuuraltı – tahteşşuur bilinçlilik – nesne bilinen – aşina bilinmeyen – gizli – yabancı – yeni bilir – agâh bilirkişi – uzman bilisiz – bilgisiz – cahil bilisizlik – bilgisizlik biliş – bildik – vukuf billur – kristal bilme – vukuf bilmece – bulmaca bilmeden – kazara – yanlışlıkla bilmek – çakmak – inanmak – saymak bilmeyerek – yanlışlıkla bilmezlik – cehalet bilvasıta – dolaylı bilye – kürecik bina – çatı – yapı bina etmek – dayamak binaenaleyh – buna göre – bunun için bindi – destek bindirmek – eklemek binmek – atlamak – katılmak binnetice – nihayet bir – aynı – benzer – eş – sadece – tek – vahit – yalnız bir anda – çabucak bir araba – fazla bir cür – özdeş bir hayli – çok – epey – hayli bir hoş – garip bir kadar – biraz – birtakım bir kez – bir bir küme – fazla bir lahzada – çabucak bir niçe – birçok bir numara – birinci – tek bir tahtada – yekten bir tane – biricik bir tomar – fazla bir vakitler – eskiden bir zaman – biraz – eskiden bir zamanlar – eskiden birader – kardeş biraz – azıcık – bir kadar biraz önce – demin birçok – çoklu – hayli – kaç – müteaddit – niçe birden – ani – aniden – ansızın – çabucak – gafleten – yekten birdenbire – ani – aniden – ansızın – gafleten – yekten bire bir – aynı – tıpkı birebir – uygun birey – duygusal – fert – şahıs birge – birlikte – mutabık – ortaklaşa birgelik – el birliği biricik – tek birikim – deneyim birikmek – üşüşmek – yığılmak – yığışmak biriktirmek – tutmak birim – ünite – vahit birinci – öncü birleşik – bir – mürekkep birleşme – camia birleşmiş – mürekkep birleştirmek – ulamak birlik – bağlantı – bağlılık – bütün – tek birlikte – beraber – bile – birge – ortaklaşa birtakım – bazı – bir kadar – kimi birtakımı – bazısı – kimi – kimisi bitap – bitkin bitaraf – çekimser – yansız bitek – verimli bitik – dolaşık – fena – kötü bitim – nihayet – son bitiren – tüketici bitirilmek – tamamlanmak bitirim – yaman bitirme – ikmal – kat bitirmek – devretmek – kotarmak – mahvetmek – tüketmek – yemek bitirmiş – açıkgöz bitiştirmek – kenetlemek bitki – nebat bitkin – güçten düşmüş – harap – tapsız – üzgün bitli – cimri bitmek – dinmek – kurtarmak – sonuçlanmak – tamamlanmak – yetişmek bitmeyen – sonsuz bitmiş – tamam bittabi – elbette – tabii biyografi – öz geçmiş – tercümeihal bizar – tedirgin bizar olmak – bıkmak – usanmak bizzat – şahsen bloke etmek – durdurmak blöf – karakorku – uydurma boca etmek – boşaltmak bocalamak – karıkmak – şaşmak bodrum – zirizemin boduç – bardak bodur – alçakboylu – cırttan – kısaboy boğaz – gebe boğazlamak – kesmek boğmak – bastırmak boğulmak – bunalmak boğum – eklem – mafsal boğunç – bunalım – kasvet – üzüntü boğuntu – sıkıntı boğunuk – donuk – kapalı boğuşmak – çabalamak boklu – pis bokluk – pislik boktan – yararsız bol – ferah – iyi – mebzul bol bolamat – bolluk bolluk – bereket bomboş – tamtakır bonjur – günaydın bonkör – cömert borcu olmak – ikmale kalmak borç – kredi – ödev – ödünç – vecibe borçlanma – istikraz borçlu – yükümlü bordro – cetvel – siyahe boş – abes – açık – anlamsız – bilgisiz – yararsız boş boş – anlamsız boş kafalı – bilgisiz boş söylemek – zırva boş yere – boşuna boşaltmak – açmak – kotarmak boşamak – bırakmak boşanmak – kurtulmak boşboğaz – çaçaron – çenebaz – farfara – geveze boşboğazlık – yave – zırva boşboğazlık etmek – zırvalamak boşkap – tabak boşlama – ihmal boşlamak – bırakmak boşluk – ara – göz – kesinti boşu boşuna – boşuna boşuna – abes yere – beyhude – boş yere – gereksiz – nafile – nahak boy – kabile boy bos – değer – kesim boydak – bekâr – yalnız boylam – meridyen – uzunluk dairesi boylamak – düşmek – yükselmek boylu boslu – gösterişli – yakışıklı boyun – sorumluluk – üzeri boyun borcu – vecibe boyunbağı – kolye boyut – durum – ebat – kapsam – mikyas – nitelik – ölçü boz – gri boz renk – gri boza olmak – utanmak bozan – öçürge – silgi bozdurmak – bozmak – hurdalamak bozdurtmak – bozdurmak bozgun – bozulmuş – uçarı – yenilgi bozgunluk – bozgun bozkır – çöl – düz – step bozma – ihlal bozmak – bırakmak – bozdurmak – feshetmek – yenmek bozuk – eğreti – karışık – kötümser – ucuz bozuk para – bozuk – bozukluk bozukluk – arıza – illet – sekte bozulma – arıza bozulmak – arızalanmak – ekşimek – sınmak – yozlaşmak bozulmamış – sağlam bozulmuş – bozgun – yoz bozum olmak – utanmak böbür – kibir – leopar böbürlenme – böbür böbürlenmek – lokalanmak – tekebbürlenmek böcü – kurt böhtan – tezvirat bölge – kesim – nahiye bölme – ayırma – taksim bölmek – ayırmak – kesmek bölü – taksim bölük – hane – hizip – kısım bölüm – büro – çağ – devir – göz – kesim – kısım – kol bölünmek – üleşmek bölüşmek – üleşmek bölüştürme – taksim bölüt – halka bön – ahmak – budala – saf bönce – budala – saf bönlük – saflık börkenek – külah branş – ihtisas – kol bravo – aferin bronz – tunç broşür – kitapça – risale bu – işte bu an – derken bu arada – beraber bu vakit – derken bucak – açı – kasaba – kenar – köşe – nahiye buçuk – yarım budak – dal budala – ahmak – enayi – giç – hıyar – sefih budalalık – ahmaklık budamak – azaltmak – kısaltmak budun – kavim – millet – ulus budur – işte bugün – zaman bugünlerde – geçende buğu – buhar buğulu – nemli – yaşlı buhar – buğu buhar olmak – kaybolmak – yok olmak buhari – şömine buharlaşmak – yok olmak buhran – bunalım – kriz buhur – tütsü bukağı – köstek bukağılamak – kösteklemek buke – koku buket – gül destesi – güldeste bulak – kaynak – pınar bulanık – dumanlı bulanmak – karışmak bulaşan – bulaşıcı – geçici bulaşıcı – geçici – yolukucu – yukmalı – yukumlu bulaşık – etki – karışık – kirli – yapışkan bulaşkan – yapışkan bulaşmak – çatmak bulaşmış olmak – kapmak bulgu – netice bulmaca – bilmece - tapmaca bulmak – sağlamak – tapmak – temin etmek – ulaşmak bulucu – kâşif bulunak – adres - unvan bulunan – mevcut bulunmak – düşmek – gezmek – olmak – yatmak bulunmaz – kıymetli – nadir buluş – icat buluşma – mülakat bulut – endişe – keder bulutsuz – açık – berrak bun – sıkıntı buna göre – binaenaleyh bunalım – buhran – kriz bunalmak – darıkmak – sıkılmak bunaltıcı – ağır bunamak – hariflemek bunca – çok – epey bundan ilave – caba bundan sonra – artık bungunluk – sıkıntı bunluk – buhran – bunalım – sıkıntı bunun için – binaenaleyh burağan – hortum buralak – dikuçar – helikopter burcu – ıtır burga – tornavida burgu – matkap burhan – kanıt burmak – kıvırmak burs – tekaüt buruk – büklüm – diş kamaştırıcı – tosun burulgan – girdap burulmak – dönmek – gücenmek burum – büklüm burun – kibir butlan – haksızlık buut – boyut buyruk – emir – ferman buyurmak – etmek buyuru – buyruk – emir buzdolabı – buzlatka – soğutucu buzkaymak – dondurma buzulkuşu – buzlakkuşu – diuca speculifera büğet – bent bühtan – iftira bük – dönemeç büklüm – buruk – burum – dönemeç – kıvrım – viraj bükmek – kıvırmak büküç – köşe bükülme – devrim bükülmek – eğilmek – katlanmak bükülmüş – kıvrım büküm – kat – kıvrım büküntü – dönemeç – viraj bülten – dergi bünye – kuruluş – yapı bürgü – atkı büro – bölüm – ofis – şube – yazıhane bürokrasi – resmiyetçilik bürokrat – şekilci bürümek – basmak – kaplamak – örtmek – tutmak büsbütün – tamamen – temelli bütün – cemi – cümle – kamu – mecmu – olanca – tamam – tüm bütünleme – ikmal – tamamlama bütünlenmek – tamamlanmak bütünüyle – top büyü – afsun – cadı – efsun – sihir büyük – aka – koca – kocaman – kodaman – önemli – yüce büyükanne – nene – nine büyükbaba – baba – dede büyükbacı – abla büyükbaş – karamal büyükelçi – elçi – sefir büyüklenme – gurur – kasıntı – kibir – kurum – tavır – tekebbür büyüklüğünde – kadar büyüklük – devlet – oran büyükpeder – dede büyülemek – cadılamak – efsunlamak – sihirlemek büyültmek – abartmak büyüme – nema büyümek – palazlanmak – serpilmek – yetişmek büyüteç – büyütücü – lup büyütme – ilave büyütmek – abartmak büyütücü – büyüteç büyüyememek – küsmek büzmek – kısmak büzüktaş – kafadar büzülmek – ufalmak büzüşmek – ilişmek
  4. ab – su aba – abla – anne – üstlük abadanlık – imar abanmak – bastırmak – dayanmak abanozlaşmak – matlaşmak abartı – mübalağa abartma – ilave abartmak – artırmak abat – bayındır – şen abatlık – imar abd – kul abdesthane – tuvalet - hacethane abece – alfabe abecesel – abecelik - alfabetik abes – boş – gereksiz – yersiz abes yere – boşuna abırlamak – azarlamak abidik gubidik – abuk sabuk abiye – gösterişli – tuvalet abla – aba – bacı – büyükbacı abluka – kuşatma – muhasara abluka etmek – kuşatmak abra – yük abstre – soyut abuk sabuk – anlamsız abuk subuk – abuk sabuk abullabut – hantal – kaba abur cubur – boş abus – acayip – garip – somurtkan acaba – kuşku – şüphe acar – becerikli – cesur – yeni acara – acar acayip – abus – garip – garibe - ibret – tuhaf acele – çabuk – ivedi – tacilî – telesik – tez acele etmek – aşıkmak – telesmek aceleci – çabuk – farfara – ivecen aceleten – çabucak Acemce – Farsça acemi – amatör – bilgisiz – müptedi – tor – toy acı – ateş – çığlık – dokunaklı – ıstırap – keder – kötü – üzüntü – zehir acıklı – dokunaklı – feci – gussalı – kederli acıkmak – acmak acılamak – paylamak acılar – teessürat acılaşmak – acımak acılı – kederli acıma – merhamet – rahim acımak – yazığı gelmek acımasız – cani – gaddar – katı – merhametsiz acımsı – dokunaklı acışmak – gocunmak acıtmak – ağrıtmak – incitmek acil – ivedi acil yardım – ilk yardım acilen – çabucak aciz – güçsüzlük âciz – zavallı âcizlik – güçsüzlük acmak – acıkmak acul – aceleci – çabuk acun – dünya aç – hevesli açacak – anahtar açar – anahtar açgöz – açgözlü açgözlü – açgöz – hırslı açgözlülük – tamah açı – bucak açık – aleni – berrak – boş – sarih – somut – vazıh açık ağızlı – ahmak – aptal açık artırma – artırma açık saçık – edepsiz açıkça – açık açıkgöz – jandarma – kurnaz açıklama – izah açıklamak – izah etmek – yayımlamak açıklık – ara – mesafe – sarahat – vuzuh açım – açma açımlama – şerh açınım – inkişaf açınmak – gelişmek – inkişaf etmek açkı – anahtar açma – otopsi – şerh açmak – ayırmak – boşaltmak – çözmek ad – isim – şöhret – ün adale – kas adalet – doğruluk – hak adaletsizlik – mağduriyet adam – eş – koca – zat – zevat adam olmak – gelişmek adamak – nezretmek adamakıllı – güzel – pir adamyiyen – yamyam adap – töre adavet – düşmanlık – husumet aday – namzet addetmek – saymak adele – kas âdem – adam âdet – gelenek adet – tane âdet – töre âdeta – bayağı adi – alçak – aşağı – aşağılık – bayağı – eclaf - olağan – sıradan – süfli – ucuz – yoz adıl – zamir adım – aşama – girişim adım adım – asta asta - yavaş yavaş adilik – aşağılık adlı – ünlü adlı sanlı – ünlü adres – unvan aferin – bravo afet – facia affedersiniz – efendim affedilmiş – muaf affedin – pardon affetme – bağışlama – şefaat affetmek – bağışlamak affeylemek – affetmek afi – caka – çalım – fiyaka – gösteriş afili – gösterişli afişe etmek – açıklamak afişlemek – nitelemek afiyet – sağlık aforozlamak – kovmak afra tafra – çalım afsun – büyü afsunlamak – büyülemek afur tafur – çalım afyon – tiryak agâh – muttali agreman – uygunluk agresif – saldırgan ağ – file – şebeke – tor – tuzak ağa – koca ağababa – ata – dede ağabey – aka – efe ağdalı – karmaşık ağı – zehir ağır – ağırbaşlı – alçak – ciddi – çetin – dokunaklı – gösterişli – güç – korkulu – oturaklı – tehlikeli ağır ağır – yavaş yavaş ağır sıklet – ağır ağırbaşlı – ağır – ciddi – gösterişli – kâmil – temkinli – vakur ağırbaşlılık – vakar ağırcanlı – tembel ağırlaşmak – bozulmak ağırlık – baskı – etki – kalın – sıkıntı – sorumluluk – yük ağız – gaga – kenar ağız ağıza – tamamen ağız dalaşı – tartışma ağız kavafı – geveze ağız kavgası – tartışma ağız tadı – rahatlık ağızsız – sessiz ağlamak – sızlanmak – viyaklamak – yakınmak ağlaşmak – sızlanmak ağmak – inmek ağrı – dert ağrılı olmak – acımak ağrımak – burulmak – tutmak ağrıtmak – acıtmak ağzı bozuk – küfürbaz aha – işte ahacık – işte ahali – el – halk – nüfus ahbapça – içten ahbaplık – hukuk – hususiyet – ünsiyet ahek – badana ahenk – beste – uyum aheste – ağır aheste aheste – yavaş yavaş aheste beste – yavaş yavaş ahi – cömert – kardeş ahır – dam ahir – son – sonra ahit – ant – antlaşma – devir – zaman ahitname – antlaşma ahize – destek ahlak – moral ahlaklı – mazbut ahlaksız – düşkün – soysuz ahmak – aptal – budala – dangalak – salak ahmaklık – hamakat ahraz – dilsiz ahşa – bağır ahunt – hoca ahvalat – vukuat ahvaliruhiye – haletiruhiye ahvalruhiye – hava aidat – ödenti aile – eş – ev – familya – karı – kodak – sülale ailevi – maaile ajan – temsilci ajite etmek – kışkırtmak ak – beyaz – dürüst – temiz ak pak – temiz aka – büyük akademi – bilimyurdu - yüksekokul akak – yatak akarca – kaplıca akarsu – su akbaba – ihtiyar akça – nakit akçe – akça – nakit akıbet – son – sonuç akıl – bellek – düşünce – hatır – kanı – karın – us akıllanmak – uslanmak akıllı – aptal – makul – uslu akıllıca – doğru – makul akılsızlık – ahmaklık akım – cereyan – hareket akın – atak – dere akın etmek – üşüşmek – yürümek akıntı – akım – cereyan – meyil akıntılı – meyilli akış – akın – cereyan akil – akıllı akis – yankı – zıt akla yatkın – makul – uygun aklamak – beraat kazandırmak aklavcı – avukat aklı kıt – budala – saf akmak – karışmak – katılmak – süzülmek akmamak – kesilmek akman – saf – temiz akort – düzen – uyum akraba – hısım – kohum akrep – yelkovan aks – dingil aksak – topal aksakal – ermiş – evliya aksaklık – arıza aksama – arıza aksamayan – dakik akse – kriz aksetmek – ulaşmak – vurmak – yankılanmak – yansımak aksi – hırçın – huysuz – karşıt – menfi – olumsuz – ters – zıt aksi cevap – tepki aksine – bilakis – tersine aksiseda – yankı aksiseda vermek – yankılanmak aksiyon – eylem – hareket – iş aksiyoner – hissedar aksülamel – tepki aktalanmış – iğdiş aktarılma – devir aktarım – nakil aktarma – alıntı – nakil – transfer aktarma etmek – aktarmak aktarma yapmak – nakliyat değişmek aktarmak – aramak – bellemek – devretmek – göçürmek – iletmek – nakletmek – tercüme etmek aktif – canlı – cevval – faal aktiflik – etkinlik aktivite – etkinlik aktör – oyuncu aktöre – ahlak aktris – oyuncu aktüalite – aktüellik aktüel – güncel aktüellik – aktüalite akva – kuvvetli – sağlam al – düzen – hile – kırmızı – kızıl – tuzak ala – alaca âlâ – iyi – pek iyi ala bezek – alaca ala bula – alaca alaca – ala bezek – ala bula alacalı – alaca alaçık – çardak alak otu – çim alaka – ilgi – komünikasyon – ulaşım alakadar olmak – ilgilenmek alakalandırılma – koordinasyon alakalandırma – koordinasyon alakalanmak – ilgilenmek alamet – belirti – emare – im – nişan alaminüt – acele – çabuk alan – düz – meydan – saha alarm – heyecan sinyali alaşağı etmek – kovmak alavere dalavere – hile alay – lağ – söz alay malay – birlikte alaycı – müstehzi alayişli – gösterişli alaylı – görkemli – gösterişli – müstehzi alaz – alev albalı – vişne albeni – hava alça – erik alçak – adi – ağır – aşağılık – pespaye – rezil – soysuz – süfli alçak gönüllü – mütevazı – tevazukâr alçak gönüllülük – tevazu alçakboylu – bodur alçaklık – zül alçalma – düşkünlük – zül alçı – jips alçı taşı – jips alçıtaşı – jips aldangıç – tuzak aldanmak – atlamak – kanmak aldanmaz – kurt aldatma – al – hıyanet aldatmak – oyalamak – oynamak aldırmaz – lakayıt alelacele – çabucak alelade – bayağı – olağan – sıradan alelhusus – bilhassa – özellikle alelumum – genellikle alem – bayrak âlem – çevre – dünya – eğlence – evren – hava – ortam alemdar – önder alengir – düzen – fiyaka – gösteriş – hile – tuzak alengirli – gösterişli – yakışıklı aleni – açık aleniyet – açıklık alet – araç – aygıt – cihaz alev – alaz – yalın alevlenmek – harlamak – öfkelenmek alfabe – abece – elifba – yazı alfabetik – abecesel algı – idrak – kazanç algılamak – derk etmek algın – cılız – vurgun ali – yüce ali mektep – yüksekokul ali tahsil – lisans – yükseköğretim alıcı – müşteri alık – aptal – budala alık salık – aptal alıkoymak – hapsetmek – saklamak – tutmak – yubatmak alım – çalım – gurur – hava – kurum alım çalım – gösteriş alımlı – cazibedar – çekici alımlı çalımlı – gösterişli – güzel alın – karşı alındı – makbuz alıngan – hassas – nazik yürekli alınmak – darılmak – kırılmak alıntı – iktibas alıntılamak – aktarmak alısün – çınka - telefon alışılmadık – olağanüstü alışılmış – olağan alışkan – kibrit alışkanlık – huy – ünsiyet alışkın – alışkan alışmak – bağlanmak – düşmek alıştım yandım – yanardöner alıştırma – egzersiz – idman alışveriş – ilişki – iş – muamele – münasebet – pazar alicenap – cömert alicenaplık – asalet alil – sakat âlim – bilgin alkış – tezahürat alkol – ispirto Allah’a ısmarladık – hüdahafız – selamat kalın allahsız – acımasız – vicdansız allık – al alma – alıntı – iktibas – kabız – transfer almaç – alıcı almak – bağışlamak – çalmak – çekmek – elde etmek – gidermek – kaplamak – kazanmak – kısaltmak – koymak – kullanmak – örtmek – yok etmek alp – yiğit alplık – kahramanlık alt bölüm – ayrım alt etmek – yenmek altın – değerli – kızıl – zer altüst olmak – yıkılmak ama – fakat âmâ – görme engelli – kör - sokur ama – lakin – yalnız amacıyla – için amaç – erek – gaye – kasıt – maksat amade – hazır amale – işçi amatör – acemi – heveskâr – meraklı ambalaj – bağlama ambar – depo – kiler ambiyans – hava amca – emmi amel – fiil – iş amele – emekçi amelî – kolay – uygun ameliyat – işlem amil – faktör – sebep amiyane – bayağı – sıradan amma – ama amme – kamu amortisör – cihaz ampul – lambacık amudi – dikey amut – topuz an – lahza – zihin ana – anne – asıl – esas – temel – valide – velinimet ana yarısı – teyze anaç – iri – kart – kurnaz anafor – girdap anahtar – açar – araç – dil – kurgu – vasıta – vesile analiz etmek – çözümlemek analog – benzer – eş anamal – sermaye anane – gelenek – örf anaokulu – uşak bahçesi anarşi – kargaşa anayasa – esas – esas kanun – konstitüsyon – temel ancak – bir – fakat – sade andaç – anı – hatıra – yadigâr andavallı – ahmak – aptal andırma – çalım andırmak – çalmak – kaçmak angaje olmak – bağlanmak angajman – bağlantı angın – meşhur – ünlü angutluk – ahmaklık ani – ansızın – birden – birdenbire anı – hatıra – yadigâr anık – hazır anımsatmak – uyarmak anında – çabucak anıştırma – ima – telmih anide – ansızın aniden – ansızın – birden – birdenbire anif – kaba – sert anket – soruşturma anlam – mana – mazmun anlama – intikal – vukuf anlamak – başa düşmek – çakmak – derk etmek – hissetmek – ihata etmek – takip etmek – yakalamak anlamdaş – eş anlamlı – müteradif anlamlı – manalı – manidar anlamsız – abuk sabuk – beyhude – boş – manasız – yersiz anlaşılan – galiba – mahsus – muhtemelen anlaşılmak – yansımak anlaşılmaz – karışık – tuhaf anlaşma – geçim – kesim – pakt anlaşmak – geçinmek anlaşmazlık – ihtilaf – uyuşmazlık anlatı – hikâye – nağıl anlatım – ifade anlatmak – izah etmek – nakletmek anlayış – idrak – ihata – iş – telakki – zihin anlayışsız – dümbelek – geri anlayışsızlık – ahmaklık anlı şanlı – gösterişli – güzel – ünlü anmalık – hatıra – yadigâr anne – aba – ana – nene – valide anne baba – ebeveyn anons – duyuru anormal – deli ansambl – topluluk ansız – ansızın ansızın – ani – aniden – bedaheten – birden – birdenbire – gafleten ant – yemin antagonist – düşman antagonizm – düşmanlık antant – anlaşma – mutabakat antet – başlık antika – acayip – örtü – tuhaf antipatik – soğuk antlaşma – mukavele – pakt antrakt – ara antre – giriş antrepo – depo apansız – ansızın apansızın – ansızın aparey – cihaz aparmak – çalmak apaz – avuç aperitif – açar apışlık – ağ apiko – derli toplu – hazır apotr – yardımcı apse – iltihap aptal – ahmak – akıllı – dingil – geri – kelek – salak – şapşal ar etmek – utanmak ara – açıklık – fasıla – mesafe – ortam ara bulucu – aradüzelten – vasıtacı ara sıra – bazen ara vermek – durmak araba – otomobil arabozan – müzevir aracı – ara bulucu – vasıta aracılık – delalet – tavassut – vasıta aracısız – direkt – doğrudan araç – alet – anahtar – kayıt – vasıta araçsız – bilavasıta – doğrudan doğruya aradan kaldırmak – gidermek aradüzelten – ara bulucu arakçın – takke araklamak – aşırmak – çalmak aralık – ara – ayakyolu – fasıla – koridor – mesafe – sıra – vakit arama – kontrol aramak – aktarmak – araştırmak – beklemek – özlemek araştırıcı – meraklı – mütecessis araştırmak – aramak – deşelemek – gözlemek – incelemek – karıştırmak araz – belirti ardılmak – çatmak ardiye – depo argaç – atkı argın – bitkin argıt – boğaz – geçit argüman – kanıt – tez ari – hür ari – özgür arı – öz arı – saf – salt – temiz arı peteği – kovan arı teknesi – kovan arık – cılız – sıska arıklamak – süzülmek arıklık – zafiyet – zayıflık arılık – saflık arınmış – duru arıtma – tasfiye arız olmak – ilişmek arıza – bozukluk arıza – engebe – kusur arızalanmak – bozulmak – sınmak arızasız – düz arızi – eğreti – geçici aristokrat – soylu ariza – dilekçe arka – art – dayı – geri – peş – torpil arkadaş – dost – eş – yoldaş arkadaşlık – şeriklik – ünsiyet arkalama – yardım arkalamak – korumak arkalık – semer arkalıksız – sedir arkasında olmak – izlemek arlanmak – utanmak arlanmaz – utanmaz arlı – utangaç armağan – bağış – hediye – ödül – yadigâr arsa – saha – toprak sahası arsenik – zırnık arsız – utanmaz – yüzsüz art – arka – geri – peş artağanlık – bereket artı – toplama işareti artık – fazla artırma – teras artırmak – abartmak – bırakmak artist – sanatkâr artmak – çoğalmak – yükselmek arttırma – ilave arz – maruzat – yeryüzü arz derecesi – enlem arz etmek – sunmak arziyat – yer bilimi arzu – dilek – istek arzu etmek – dilemek arzuhâl – dilekçe arzulamak – özlemek arzulu – hevesli – istekli arzuya yetişmek – mazhar olmak as – bey asa – baston asabi – sinirli asabileşmek – öfkelenmek – sinirlenmek asal – esas asalet – alicenaplık – neciplik asaletli – soylu asamble – kurul asan – kolay asansör – götürge asap – sinir asayiş – emniyet – güvenlik asetat – saydam asgari – en az asık – asılı – somurtkan asıl – ana – cevher – cins – esas – gerçek – hakikat – kaynak – kök – köken – temel asıl – nesep – özgün – soy asılgan – askı asılı – bağlı asıllar – usul asıllı – soylu asılsız – soysuz – uydurma asıntı olmak – sırnaşmak asır – çağ – yüzyıl asil – necabetli asil – soylu asileşmek – başkaldırmak – isyan etmek asilik etmek – başkaldırmak asillik – asalet asilzade – soylu asistan – yardımcı asker – er askerî – harbi askı – asılgan aslında – esasen asliye – esas – temel asma – asılı asmak – çekmek asparagas – uydurma asri – çağdaş asta - yavaş asta asta - azar azar - yavaş yavaş astana – eşik astragan – karagül astronomi – heyet asudelik – rahatlık asuman – gök aş – ekmek – yemek aşağı – adi – bayağı – kötü – süfli aşağılık – adi – alçak – bayağı – pespaye – rezil – süfli aşama – basamak – derece – kademe – merhale – mertebe – paye – rütbe aşçı – aşpaz – lokanta aşevi – aşçı – lokanta aşı – calak – peyvent âşık – müptela – ozan – vurgun âşıklı – düşkün aşıkmak – acele etmek – telesmek âşıktaşlık etmek – oynaşmak aşılamak – etkilemek aşındırmak – yemek aşınmak – yenmek aşınmış – yenik aşırı – çılgın – çok – hadden artık – ifrat – kötü – müfrit aşırmak – çalmak aşırtmak – aşırmak aşikâr – mahsus aşikârlık – vuzuh aşina – bildik – tanış aşiret – el – oymak – tayfa aşiyan – ev – mesken aşkın – çok – fazla aşpaz – aşçı aşüfte – oynak at – beygir ata – ata baba – baba – cet – ecdat – peder ata ana – ebeveyn ata baba – ata atak – akın – geveze – girişken – hücum – saldırı – yiğit atalar – ecdat ataletli – mıymıntı atama – nakil – tayin atamak – tayin etmek ateş – acı – coşkunluk – hınç – hırs – od – öfke – tehlike ateş parçası – becerikli – canlı ateşlemek – kışkırtmak ateşlendirmek – kışkırtmak ateşlilik – hararet ati – gelecek atıfet – bağış atıl – aylak – tembel atılgan – acar – girişken atılım – atak – hücum atılmak – fırlamak – hücum etmek – saldırmak atışma – tartışma atışmak – tartışmak atkı – eşarp atlama beygiri – beygir atlamak – aldanmak – atlanmak – inmek – tullanmak atlanılmak – atlanmak atlanmak – atlamak – düşmek atlatmak – ekmek – paketlemek – savsaklamak – savuşturmak atmaca – sapan atmak – çalmak – çarpmak – çekmek – ertelemek – kovmak – koymak – örtmek – uzatmak atmosfer – hava atölye – işlik aut – dış avadanlık – demirbaş avam – halk avanak – aptal – enayi avane – yardakçı – yardımcı avangart – öncü avantaj – yarar avantajsız – yararsız avantür – macera avare – aylak – başıboş – serseri avarız – engebe avize – çilçırak avlamak – tutmak avlu – hayat avrat – eş – hanım – kadın – karı avratağız – kılıbık avratbaz – çapkın – hovarda – zampara avuç – aya avukat – aklavcı avunmak – aldanmak – yetinmek avutmak – oyalamak aya – avuç – taban ayak – basamak ayak oyunu – hile ayak tabanı – aya ayakkabı – pabuç ayakla – yaya – yayan ayaklanma – başkaldırı ayaklanmak – başkaldırmak – isyan etmek – kıyam etmek ayaklık – kaide ayaksilen – paspas ayakyolu – hela – tuvalet – yüznumara ayal – eş – karı ayan – açık ayar – dakiklik – değer – derece – köklenme ayarlamak – dakikleştirmek – köklemek ayazlık – teras aybaşı – âdet aydın – aydınlık – münevver – sarih – somut – vazıh – veciz – ziyalı aydınlatılmış – münevver aydınlık – aydın – berrak – fer – saf – sarahat – temiz – vazıh – vuzuh – ziya – ziyalı aygın – bitkin aygın baygın – bitkin – vurgun aygıt – alet – cihaz ayıklama – tasfiye ayın on dördü – dolunay ayıp – kusur – şaibe ayıraç – miyar ayırma – bölme – şerh – tahsis ayırmak – açmak – kesmek – koymak – saklamak – sökmek – üleşmek ayırt – fark ayırt etmek – karakterize etmek aykırı – çapraz – karşıt – ters – tersine – zıddına aykırı olmak – zıt olmak aykırılık – ihtilaf aylak – avare – serseri aylamak – beklemek aylı – gebe aylık – maaş aymaz – bilgisiz aymazlık – uyku ayn – göz ayna – güzgü aynalı – güzel – yakışıklı aynasız – kötü – ters aynek – gözlük aynı – bir – nüsha – özdeş – tıpkı ayraç – parantez ayran – katık ayran ağızlı – boşboğaz – geveze ayran budalası – aptal – budala ayrı ayrı – değişik ayrıca – hatta ayrıcalık – imtiyaz ayrıcalıklı – imtiyazlı ayrıç – çatal ayrıksı – başka ayrılık – ihtilaf ayrılmak – bırakmak – fırlamak ayrılmış – için ayrım – fark – kıvrım ayrımlı – değişik – farklı ayrımsız – aynı ayrıntı – detay – ilim – incelik – tafsilat – teferruat ayrıntılar – teferruat ayrışık – muhtelif aytışmak – tartışmak ayvaz – eş – koca ayyar – dolandırıcı ayyarlık – dolandırıcılık az – düşük – eksik – mahdut az buçuk – biraz az kalmak – ramak kalmak aza – kılgan - organ – uzuv – üye azade – başıboş – erkin azalmak – düşmek – kırılmak azaltmak – kesmek – kısmak azamet – çalım – gösteriş – gurur – kurum – tekebbür azametli – görkemli azami – en çok – maksimum azar azar – asta asta - yavaş yavaş azarlamak – abırlamak – biabır etmek – çıkışmak – darılmak – paylamak – tanlamak – terslemek azat – hür – özgür – serazat azat etmek – azletmek azatlık – hürriyet azgınlık – dalalet azıcık – biraz azık – besin – rızık azınlık – azlık – ekalliyet azimet – gidiş azimkâr – kararlı azimli – kararlı aziz – ermiş – gözde – şirin azletmek – azat etmek – kenar etmek azlık – ekalliyet azma – melez
  5. Konuyu açan kişinin sadece 1 iletisi var, kendisine verilen cevaplara da bir karşılık yazmamış. "canım yaaaaaaaa çok tatlısın!!!!" diyen de olmuş (amacı neyse). 2005'te belki forumlar yeni yeni yaygınlaşıyordu ve şimdikinden daha fazla ciddiye alınıyordu. Şimdilerde ise internette sosyal paylaşım sitesi veya sözlük olarak adlandırılan sitelerde biri böyle bir konu açtığında konuyu açan kişinin trol olduğunu söyleyen dahi çıkabiliyor. Çok kimse konuyu ciddiye almayıp dalgasını geçiyor. Forumlarda genellikle terbiyesiz konuşmak yasak olduğu hâlde o tip sitelerde insanlar küfürler de edebiliyor.
  6. Bir de telefonumun şarjı bitti yerine şarjım bitti diyenler oluyor. Sanki kendilerinin şarjı bitmiş gibi.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.