Siyah_Beyaz tarafından postalanan herşey
-
Aylin Duruoğlu 10 ay sonra mahkemeye çıkarıldı
Emre Kongar. 27 Şubat 2010
-
Tuhaf ve tehlikeli bir konuşma
1 Mart 2010_Emre Kongar
-
" TEKEL işçilerinin eylemi, Hükümete karşı bir darbe hazırlığı mıdır? "
Tekel işçilerine Danıştay'dan Müjdeli Haber. Danıştay 12. Dairesi, 4 Şubat 2010 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı'nın, TEKEL işçilerinin de aralarında bulunduğu geçici personelin 4/c'ye geçiş için 30 günlük süre içinde ilgili kurumlara başvurmasını öngören hükmünün yürütmesini durdurdu. 31 Ocak 2010 itibariyle iş akitleri kamu tarafından feshedilen TEKEL işçilerine 4/c'ye geçiş için tanınan 30 günlük süre yarın doluyordu. TEK GIDA-İŞ Sendikası, Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “30 gün içerisinde” ibaresinin iptali ile davacı sendika üyeleri açısından, 31 Ocak 2010 itibariyle iş akitleri kamu tarafından feshedilmiş ve 30 günlük sürenin 2 Mart 2010'da doluyor olması da gözetilerek, öncelikle idarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle Danıştay 'da dava açmıştı. Daire kararının gerekçesinde, temel hak ve çalışma hayatına ilişkin bir konuda Bakanlar Kurulu'nun başka bir kararına atıfla süre zorunluluğunun getirilmesinin hukuka aykırı olduğu kaydedildi.
-
Bu fişleme ve takip hiç bitmez ...
*** 12 Eylül'den miras, fişleme, kişinin peşini asla bırakmıyor. Başbakanlığın 'takip edilecek şahıslar' yazısına göre fişleme, hazırlandığı kişi başka ile giderse o şehrin polisine gönderiliyor. Devletten kaçış yok: Başbakanlık imzalı ‘takip edilecek şahıslar’ yazısı, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın ‘şimdi fişleme sırası bizde’ sözleriyle bir kez daha gündeme gelen fişleme uygulamasının yazılı itirafı gibi. Başbakanlığın 3 Nisan 2001 günü İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği ve konu kısmına ‘13 Eylül 1983 ve 9 Kasım 1983 tarihli yazılarımız’ ifadesini koyduğu yazı şöyle başlıyor: “Ülkemizde yıkıcı bölücü ve irticai terör örgütü üyesi olup da tutukluluk ve hükümlülük halleri sona erenlerden bazılarının, ceza eve tutukevlerinden tahliye olduktan sonra da üyesi oldukları örgüt adına faaliyetlerine devam ettikleri bilinmekte, bu nedenle bu kişilerin tahliyeleri sonrasında mevzuat hükümleri doğrultusunda ‘takipli şahıslar’ kategorisine alınarak etkin bir şekilde izlenmesi gerekmektedir.”
-
Yargı Sistemi Üzerine Bir İnceleme
*** Orada bir yargı var, hem yakın hem de uzak. Adliye binası içinde 'kaybolan' vatandaş, son günlerde hukukla yatıyor hukukla kalkıyor. Tutuklama, tahliye, tutukluluğa itiraza ret gibi hukuki terimler havada uçuşuyor. Peki vatandaş hem yakın hem de uzak olduğu yargıya nasıl bakıyor? Vatandaş mahkemelerden memnun mu ve güvenmiyor mu? "Yargı Sistemi Üzerine Bir İnceleme" kitabında bu sorulara yanıt arıyor... ADALET GÖZET. Yargı Sistemi Üzerine Bir İnceleme Derleyen: Seda Kalem Bilgi Üniversitesi Yayınları 2010, 168 sayfa.
-
Bu kış 'yeşil komünizm' gelir mi?..
*** Bu kış 'yeşil komünizm' gelir mi?.. Elbette ki kısa vadenin işi değil, tartışma inanç ve mülkiyet tarihi kadar eski. Fakat İslamiyet’in, özünde kapitalizme mi, sosyalizme mi yakın durduğu, İhsan Eliaçık’ın dediği gibi asgari ücretle işçi çalıştıran bir Müslüman’ın boşa namaz kılıp kılmadığı, son yıllarda Türkiye burjuvazisinin renk değiştirmesiyle, ‘Cami kapısında marka ayakkabılar birikmesiyle’ oldu. Ali Şeraiti’nin ‘devrimci zahitliği’, ahlaki bir kapitalizmin mümkünatı, artık çok daha geniş bir tabanda konuşuluyor. Teorisi yapılıyor, pratikte durum nasıl? İslami kesimin sınıf savaşı nasıl olacak? TEKEL direnişinin bu hararetli günlerinde konuyu iki isme sorup yanıtlarını almış Radikalden Pınar Öğünç. Okumak ve değerlendirmek, bilgilenmek isteyenler için yazının kısa özeti, soruları ve devamı için kaynak linki aşağıda... (Okumak isteyenler için: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=982607&Date=01.03.2010&CategoryID=41-
-
Tahrifatla demokrat olunur mu?
Ahmet İnsel - Sezgin Tanrıkulu_Radikal2, 1.2.2010 'YARGI HER ŞEYİ BİLİYORDU' YAZISI İÇİN TIKLAYIN_ Radikal2, 1.2.2009
-
Tuhaf ve tehlikeli bir konuşma
HALUK ŞAHİN 27.2.2010 Sonuç Olarak; Ya Çok Sevgili, Çok Saygıdeğer Başbakanı ve diğer beyefendileri ve AKP'yi seviniz ya da bu diyarı terk ediniz! Çünkü; Sevmezseniz kansız olursunuz, kan tahlillerine gönderilirsiniz. Karşı çıkarsanız fişlenir, ergenekon ya da başka gerekçeyle tutuklana bilirsiniz. Yandaş yazılar yazmazsanız patronunuza şikayet edilir ve kulağınızdan tutulur işten atılırsınız.
-
Demiri tavında dövmeli
Kafama takılan bir şey daha var. Bugün çok ama çok sayın Bülen Arınç beyefendiler, başbakanın o konuşmasının yanlış anlaşıldığını söylemiş. Anlayamadığım nokta şu; Bu insanlar bir yerlerde bir şeyler söylüyorlar, her ne hikmetse bizler onları nedense hep yanlış anlıyoruz. Sanki söylediklerinin yanlış anlaşılacak bir noktası varmış gibi kalkıp utanmazca, pişkin bir üslup ve yaklaşımla bizlere geri zekalı muamelesi yapıp siz yanlış anladınız diye biliyorlar. Olurda bu kadar olur yani. *** "Kanlı mı olacak kansız mı" dediler, "Al ananı git" dediler, biz yanlış anladık. "Şimdi biz onları fişliyoruz" dediler, "Bizden olmayan kansızdır" dediler yine biz yanlış anladık... Anlayışsız bir toplumuz biz anlaşılan ve layık olduğumuz siyasiler tarafından hep onları yanlış anlayarak yönetiliyoruz... Bir de bir yanlışlık yapıp yanlışlıkla bu siyasileri sandığa gömsek mi ne? Bak işte bu konuda yanlış yapmamızı istemiyorlar nedense... Serde Demeokrasiyle yönetiliyoruz ya ondadır diye düşünüyorum yanlışlıkla !... Yanlış yanlış şeyler düşünüp duruyoruz habire...
-
Demiri tavında dövmeli
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmasında. "Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Patron gerekirse kusura bakma sana burada yer yok demelidir. Herkes çizgisini bilsin. Köşe yazarlarını uyarmak zorundayım" diyen Başbakan, yapılan yorumları engellemenin gazete patronlarının görevi olduğunu , "Maaşını ödediğin yazara hakim ol" ifadesini kullanarak, medya patronlarına neden fırça attı? Bırakalım Başbakanın demokrasi söylemlerinin ne kadar yüzeysel ve laf olsun söylemler olduğunun bu yaklaşımıyla yerle bir olmasını. Bu yaklaşımının arkasında ne gibi korkular ve gerçekler varda böyle çıkışlar yapıyor bu başlıkta alıntılanan yazılarda açıkca ortaya çıkıyor.. Konuyu yakından takip edenlerin Vatan yazarı Necati Doğru'nun, Tekel’in Cevizli’deki pırlanta değerindeki arsasının Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından iktidar yanlılarına peşkeş çekilmesi olayıyla ilgili araştırmalarını Tayyip erdoğanı ve diğerlerini kızdıracak şekilde yayınlaması ve bugün de bu konuyu köşesinde "bulgularına göre İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi de bu arsaya imar izni vermiş olduğunu öne sürmesi", çok sayın Erdoğanın neden böylesine hiddetli çıkışlar yaptığını, medya patronlarına bakın "ayağınızı denk alın" anlamındaki konuşmasının nedeni onu okuyanların bu gerçekleri duymuş olması değil mi?
-
Kaddafi cihad ilan etti ! Kaddafi ayrıca, İsviçre ile ilişkisi olan tüm Müslümanların da inançsız olduğunu vurgulayarak,
Haklı olmalı, kim bilir ne sorunlarla uğraşıyordur. Ülkesinde halkın gözünden kaçırmaya çalıştığı, onları düşünmemeleri için başka şeylerle meşgul olmaları gereken sorunları olsa gerek. Toptancı zihniyetine bakılacak olursa eğer sorunlar az buz da değil hani... Allah kolaylık versin Libya halkına.
-
CENNETE GİDEN MERDİVEN
İspanyol sanatçı Eugenio Merino'nun; üst üste ibadet eden Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi'den oluşan heykeli.. İspanya'nın başkenti Madrid'deki ARCO Çağdaş Sanat Fuarında yer alan İspanyol sanatçı Eugenio Merino'nun heykeli tartışılıyor. Sanatçı Merino'nun 'Cennete giden merdiven' adını verdiği heykel, üst üste ibadet eden Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi'den oluşuyor. Heykelde dikkat çeken bir başka özellik ise papazın elinde Tevrat, hahamın elinde Kur'an-ı Kerim olması ve secde eden Müslüman'ın alnını koyduğu yerin yanında da İncil'in bulunması. Heykelin yanında ise makineli bir silahın namlusunun ucuna geçirilmiş Museviliğin sembollerinden olan yedi kollu şamdan bulunuyor. Heykele gerçekçi bir görünüm kazandırmak için Merino çalışmasında reçine, silikon ve insan saçı kullanmış. Heykel fuarın ilk günüde 50 bin Euro karşılığında Belçikalı bir sanat koleksiyoncusuna satıldı. İspanyol sanatçı Merino tartışmalara konu olan çalışmasıyla ilgili olarak İHA'ya yaptığı açıklamada, çalışmasını üç büyük dinin bir arada olmasını göstermek amacıyla yaptığını söyledi. Kendisine çalışması hakkında tepkiler gelebileceğini söyleyen Merino, özellikle kimin üstte, kimin altta olacağı konusunda tepki gelebileceğini ancak buradaki ana fikrin bu dinlerin Allah'a ulaşma ortak amaç dairesinde toplandığını belirtti. Sanatçı Merino, çalışmasını Eylül ayında zihninde tasarladığını, Kasım ayında yapmaya başladığını ve Ocak ayında ise çalışmasını tamamladığını söyledi. Merino, heykelin yapımına başlamadan önce ise dinler ve semboller hakkında araştırma yaptığını da sözlerine ekledi. Öte yandan, Madrid'deki İsrail Büyükelçiliği heykelin Yahudiliğe, İsrail'e ve aynı zamanda diğer dinlere yapılan bir saldırı olduğunu söyleyerek protesto ettiğini bildirdi.
-
Bilgisayarınızın Performansını % 100 Arttırın...
TuneUp Utilities 2010 - 20.4 MB TuneUp Utilities, bir performans ayarlama programıdır. Kişisel bilgisayarınızı en yüksek seviyede performansa kavuşturmak için kullanabileceğiniz kullanışlı bir uygulamadır. Program sayesinde ileri düzeyde bilgisayar bilmenize gerek kalmadan sisteminizi çok daha verimli kullanabiliyorsunuz. Windows’unuza rahat bir nefes aldırmak için, webde hızınızı artırmak, geri dönüşüm kutusunu rahatlıkla temizleyebilmek için kullanabileceğiniz faydalı bir program. Program genelde donanımsal olarak geri kalan bilgisayarlar için uygundur. Örneğin; ekran kartınız sisteminizin grafiksel isteklerine cevap veremiyorsa bu programı kullanarak o grafikleri ekran kartınıza göre ayarlayabilirsiniz. İçerisindeki "DiskCleaner" ve "RegistryCleaner" gibi ek araçlar sayesinde bilgisayarınızın diskini ve kayıt defterini düzenleyebilir ve temizleyebilirsiniz. En çok fayda sağlayan da bunlardır. "TuneUp Disk Doctor": Bu modül sayesinde sisteminizi otomatik olarak hatalara karşı tarayabilir ve hataları otomatik olarak düzeltebilirsiniz. "TuneUp Disk Space Explorer": Sisteminizdeki dosyaların türlerini ve hangi türlerin ne kadar yer kapladığını istatistiki olarak görebilirsiniz. Sisteminize kurulu olan programları ve eklentileri kaldıramıyorsanız içerisindeki "Uninstall Manager" özelliği sayesinde bu sorunu da halledebilirsiniz. Program sayesinde Windows tamamen sizin kontrolünüzde çalışıyor. "StartUp Manager" eklentisi sayesinde Windows açılırken çalışması gereken programları ayarlayabilirsiniz. Eğer Windows hakkında geniş bir bilgiye sahipseniz kayıt defterini de bu program sayesinde düzenleyebilirsiniz. Eğer bunların hepsiyle tek tek uğraşmak istemiyorsanız programı açtığınızda bütün işlemleri devreye sokan "TuneUp 1-Click Maintenance" özelliği bulunmakta. Bu özellik sayesinde yukarıda sayılan işlemleri program bir seferde yapabilir. Programın son sürümünde yavaş olduğu için Mozilla Firefox tarayıcısını da hızlandırabilirsiniz. Programın size sağladığı avantajlar ise şöyle: * Windows’un masaüstünü tamamen kontrol altına alabilirsiniz. * Gereksiz dosyalardan ve kısayollardan tamamen kurtulabilirsiniz. * İçerisindeki araçlar sayesinde sisteminizi gözle görülür şekilde hızlandırabilirsiniz. * İnternet bağlantınızı istediğiniz gibi yapılandırabilir ve hızlandırabilirsiniz. * Internet Explorer 8, Opera 10, Firefox 3.6, programlarını düzenler. * Kayıt defterini düzenleyebilirsiniz. * Geçici hafızayı (RAM) temizleterek daha fazla işlem yaptırabilirsiniz. * Sisteminizin donanımsal ve yazılımsal bilgilerine ayrıntılı bir şekilde ulaşabilirsiniz. * Yanlışlıkla sildiğiniz dosyaları geri getirebilirsiniz. * Güvenliğinizi tehlikeye sokacak tüm bilgileri sisteminizden kaldırabilirsiniz. * Windows Media Player 11 ve Office 2007 programlarını düzenleyebilme. * Dosya sistemindeki hataları otomatik giderebilme. * Güvenli silme özelliğine secure DoD 5220.22-M ve Gutmann metodlar. TuneUp Utilities - version 2010 trial version: -http://www.tune-up.com/download/-
-
Ergenekon: Türkiye’de Kansız Bir İç Savaş Sürüyor!
Yazmaya kullandığınız cümleleri bir araya getirerek başlıyalım. Tespit çok doğru... "Önce Erzincan başsavcısı Cihaner’in tutuklanması, ardından Balyoz operasyonu ile Gerçektende Türkiye’de kansız bir iç savaş yaşandığı doğru." Ancak ! Bir de olayları iktidarın ve sizin göstermeye çalıştığınız şekilde değil farklı bir bakış açısıyla bakarak değerlendirelim... Evet Bu hafta işler çığırından çıktı. Oysa; Ülkemizin ekonomik tablosu aynen devam etti. .. SABAHA KARŞI 4'TE kapınız çalındığı zaman olsa olsa sütçüdür diyebiliyorsanız demokrasi vardır. Eğer sabaha karşı 4’te 'Eyvah geldiler' diyorsanız, korku sizin ruhunuza işlemişse, işte o ülke demokratik bir ülke olmaktan çıkmış demektir.
-
Kubilay'ı şeriatçılar değil, o günün ergenekoncuları öldürdü
Yazdıklarımın anlaşılması bu kadar güç mü? Tutarlı ve gerçekçi olmayı... Yazılarınızı okuyan biri olarak biliyorum elbette bugünkü düzeni savunmadığınızı; Bakın kendiniz ifade ediyorsunuz, "O tarihçinin görüşlerini paylaşmıyorum" diye. Paylaşmadığınız görüşlerin altında neden sizin imzanız var o halde? Bu yaklaşımınızı eleştiriyorum işte, sanırım bu sefer anlaşılır olmuştur. Saygılar...
-
Kubilay'ı şeriatçılar değil, o günün ergenekoncuları öldürdü
Aynı konu üzerinde farklı dillerden konuşuyoruz... Kendi görüşlerinizden ya da forumda yazan kişilerin dile getirdikleri kendi görüşlerinden bahsetmiyoruz. Bir başkasının öne sürdüklerini doğru olup olmadığını gözetmeden alıntılamaktan bahsediyoruz. Bu kadar açık anlaşılmayacak bir şey olduğunu sanmıyorum. Neden gerçek dışı bir şeyleri buraya taşıyıp, onları düzeltmenin sorumluluğunu başkalarına yüklüyorsunuz ki... Üstelik dile getirdim sizin bu düşüncede olmadığınızı bildiğimi. Eğer bu dezenformasyon bilgiye katıldığınızı kabul etsem yazdıklarım onlar olmazdı... Saygılar.
-
Kubilay'ı şeriatçılar değil, o günün ergenekoncuları öldürdü
Sayın Dominik; Buraya taşıdığımız alıntıların gerçeklerle bağlantısını araştırıp öğrenmeden taşırsak eğer, birilerinin yapmaya çalıştığı çarpıtma ve zihinleri karıştırma amaçlarına alet olmuş olmaz mıyız? Bizim için bizim yerimize, bir başkasının düşünmesine, bizim adımıza kararlar vermesine izin verdiğimiz zaman, kendimizin değil, onun istediklerini yapmak zorunda kalmaz mıyız.? Tıpkı bu deyişte olduğu gibi gerçek olup olmadığını bilmediğimiz ve sırf bazı bakış açılarımızı öne çıkarıyor diye dezonfermasyon bilgileri buraya taşıyıp bilgilerin kirlenmesi açısından onların istediklerini yapmış olmaz mıyız?... Hiç de böyle bir düşünceniz olduğunu sanmıyorum ama istenmeden de olsa Bülent Arınç'ın geçmişinin aklanmasına katkı verilmiş oluyor öyle değil mi? http://www.turkish-m...post__p__854681 "Gerçek olan öğrenmektir de sevgili dominik; Ancak neler bildiğimizden çok ne yaptığımız daha önemlidir. *** Yazıyı Orhan Kemal'in yapmış olduğu bir tespitle sonlandıralım belki kulağımıza küpe olur... "Nereden, nasıl öğrenirsen öğren. Nereden,nasıl öğrendiğin, diploman, hatta neler bildiğin de önemli değil. Ne yaptığın önemlidir."
-
TARIKAT HUKUKU GELIYOR
AKP iktidarı döneminde devletin içinde fettullahcı örgütlenmenin yoğun bir şekilde kendilerinden olmayanları dinlediklerini biliyorduk. Şimdi, fişlediklerini de öğrenmiş olduk beyefendinin sayesinde... İnsanların fişlenmesinin hukuk düzeninde, demokratik düzende çok doğal bir şeymiş gibi konuşan bu çok sayın milletvekilimiz, bugün de kalkmış yanlış anlaşıldığından dem vurmuş. Bunlar nasıl bir düşünce yapısına ve konuşma diline sahip insanlardır ki, her konuştuklarından sonra insanlar onları hep yanlış anlıyor. Sayın Doğan bey efendiye sormak lazım aslında; “40 yıldır bizi fişliyorlardı” diyor. Ancak, Türkiye’de daha çok solcuların fişlendiğini, solcuların hapishanelerde süründür-düklerini hiç mi duymamış yoksa bu gerçeği dile getirmek işine mi gelmiyor. Sayın Doğan bey efendiye sormak lazım; 8 yıldır AKP iktidarda. Yargıya bu fişleme yapanları neden taşımamış, niçin bunların hesabını soramamış? Avni Doğan bey aslında erken seçimlere hazırlık yapmaya çalışırken aklı sıra ajitasyon yapıyorum diye AK Parti iktidarında insanların fişlendiklerini itiraf ediyor. Beyefendiler"40 yıldır bizi fişliyorlar" diye uydurma bir bahanenin ardına sığınarak, faşist uygulamalarının itirafını yaptığı o konuşmada "Eğer sonuca ulaşamazsak bu Ergenekoncular bizi daha fena yaparlar." gibi korkutmaya ve korkularına yönelik bir cümle kurabiliyorlar. Göreceğiz bakalım göstermelik de olsa Avni Doğan’la ilgili disiplin hükümlerini uygulayıp, gerekli cezayı verecekler mi?
-
Bülent Arınç'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'ne Karşı Husumetinin Kökeni ...
Bülent Arınç'ın Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri personeline ilişkin düşünce ve görüşleri yapmış olduğu son beyanatlarıyla artık onu destekleyen ve eleştiren herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Bülent Arınç, bundan bir süre önce vermiş olduğu beyanatta; ''Emekli orgenerallere ait ses kayıtları ortaya çıktı. Neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah'a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş'' demişti. Gerçekte ne yazık ki Meclis başkanlığı yapmış olan Bülent Arınç ve onun gibi düşünen bu tip kişilerin ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifadeleri üzerinde fazla durulmasına gerek bile yok. Çünkü bu tip konuşmalar hiçbir zaman gerçekleri ve doğruları değiştiremiyor. Bülent Arınç'ın bu konuşmasında Üzerinde durulması gereken önemli nokta, Hukuk Fakültesi mezunu bir kişinin yargı kararı olmadan hiçbir kimseyi suçlamaya, dolaylı olarak da bir kurumu hedef almaya hakkı ve yetkisi olmadığını hala anlayamamış olmasıdır.
-
Neden Yapılmıştı Şapka Devrimi?
Takke düştü kel göründü... Şapka düştü ne göründü?
-
TSK, düşman ordusu mudur?
Hürriyet, Milliyet, Vatan gazetelerinin internet sitelerinde; “Eşine iftira atılan albay canına kıydı” haberi yayınlanmıştı hatırlarsanız... Aşağıda okuyacağınız satırlar, bu haberlerin altına yapılan yorumlardan bazı örnekler...
-
Cemaati Araştıranların Hepsi Cezaevinde Buluştu
- Cemaati Araştıranların Hepsi Cezaevinde Buluştu
- Cemaati Araştıranların Hepsi Cezaevinde Buluştu
internethaber.com- Bektaşi Fıkraları...
Bir Bektaşi, merkebine odun yükleyip şehre gelirken karşıdan tüccar kılıklı iki adam; " Şu zındıkla alay edelim! " diye Bektaşiye yanaşıp selam verince, Bektaşi de durur, merkebi de... Tüccarlar işaretle; -Bu eşegin ne düşünüyor? Bektaşi bir adamlara bakmış bir de eşeğine; -Odun taşımaktan yorgun düştü de, artık kasabada ticaret etmeyi düşünüyor! - Cemaati Araştıranların Hepsi Cezaevinde Buluştu
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.