nicomedias tarafından postalanan herşey
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
hahahhahah biliyodum şimdi diyodum alaturka kızacek vet haklısın alarturka insanoğlu nankördür maalesef
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
bak dogville kıymetini bil çiçekler en güzel yerlerden geliyooo
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
pardon efem kızmayınız ben sabuncakis ten isticektim ben hala gülüyorum bakma güldüğüme bee içim kan ağlıyo
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
hahahahah siparişle çiçek veriliyomu banada banada :D
-
benim neyim eksik ben de anı defteri açıyorum buyrun
anaaaa angel kııı naber dicem ama yoksun neyse olduğun zman iyyiyim yazarsın karneleri dağıttın mı ... sen polyanna gibi bişisin yavv örtmenim
-
yaş problemi
gülene teşekkür eden bana teşekkür ettiği için bende ona teşekkür ediyorum hahahah ay ne karışık oldu.... emre s bak problem yok .... :D
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
ana siz kardeşmisiniz vay be biz bu forumda bayaa yabancı kalmışız
-
yaş problemi
bende gülücem saol güldüğün için....
-
yaş problemi
evet görüldüğü gibi hiç problem yok. 5ler 7ler 20ler havada uçuşuyo matematik dersi gibi emre s sen sorduğına pişman olucan bak sölimm
-
yaş problemi
27*92+46/172xy+ --------------------- 20025+xy2+z nema problema
-
Şu an ne dinliyorsunuz
izledim heee.ama beğenmedim ben.ondan kalmamış aklımda manu chao-Enjoy yourself
-
Şu an ne dinliyorsunuz
heheheheh o senin yer yere batan sarnıcımı neresi oo:)
-
Şu an ne dinliyorsunuz
hoşbulduk yaa geç gördüm kusura bakma natalia nın dinlediği çok romantik arap ezgileri var tunus suudi arabistan maçıı feridun düzağaç-düşler sokağı
-
Şu an ne dinliyorsunuz
Manu Chao-CLANDESTİNO dinle dinle doyulmaz manu chao ya..
-
gıcıklanıyorum kendimden..
heryerde bir parça var benden .. sana adresi vericem isterim bütün siparişleri
-
gıcıklanıyorum kendimden..
tamam tamam cidden göndericen galiba tamam o zaman ya şimdi tv sefası yapim göndericem bir ara tantuni de gönder ama ne o meşhur tantunici yaprak mydı kimdi..
-
gıcıklanıyorum kendimden..
kerebiç tabeeeeeeeeeee tamam da msn den mi yollanıyoo ..olar bir ara veririm .
-
gıcıklanıyorum kendimden..
ohh iyi etmişsin yav bana cezerye gönder bide böyle meşhur bişeyi var merssinin üstünde köpükler oluyoo off canım çektii
-
Şu an ne dinliyorsunuz
The Dandy Warhols-Get off
-
gıcıklanıyorum kendimden..
ya kendini kandırma değil aslında farkında olmadan içine girmek denebilir dimiii... kafana göre takıl ne halin varsa gör Allah bildiği gibi yapsın emiii
-
Aldatma üzerine
oyuncu değişikliğini uzatmaların sonuna sakladım dostum(bence seninki güzeldide şu şimdi yaptığım ********* oldu)
-
Aldatma üzerine
1-1 derim uzatmaları oy nardım
-
Perihan Mağden'in Yazısı (Dava Açılan)
1. soruyu anlamadım anlatırsın bir ara. 2.şeref belirten görev askerliktir dimi.ben burada kötü bişey mi demişim askerlik için ama kimse zorla birileriyle savaştırılamaz.içinden gelmeyen birşeyi ne kadar doğru yapabilirsin.Seven isteyen tabiki askerliğini yapacak ama diyorum ki istemeyene neden zorla yaptırılıyoo.bi fayda alamazsınki. 3.Askerlik zorunlu olmasaydı kaç kişi pkk yla savaşırdı dersen çok hemde çooookkk kişi savaşırdı bunu bilesin.yani sen benden de beter düşünüyosun umutsuzca "Askerlik bir zorunluluk olmasaydı kaç kişi o pkk ya karşı koymak için vatanımızın dört bir yanına gidecekti?" bu soruyu soruyosun.Merak etme sorun olmaz bu ülkede asker olmak isteyen çok. Benim büyüklerim hep derlerdi "ya bi askeri okula falan girde hayatın kurtulsun bak ne kadar rahatlar"derlerdi yani demekki askerlik öyle korkulacak bişey değilmiş beee dimi .ama benim demek istediğim zorla olmasa bazı şeyler.ama değişmeyecek tabiki bunlar. ordu evi kamp vs.den bahsetmiyorum ben ama askerlikten soğutan şeyler perihan mağden vb. gibi yazılar değil bence asıl soğutan "..........................................."şimdi buraya yazarsam banada dava falan açarlar.Asıl sorun içeride. Baban ve baban gibilere saygı duyuyorum. neyse yazarsan devam ederiz.
-
Beklentiler...
ya ben girdim bu başlığa ileti yazdım okudum okudum senin iletini bir saat sonra gördüm onu demek istedim e bidaha geçmiş olsun hatta artık geç-miş olsun gelmesin bi daha diş ağrısı
-
Yıldız ve Samanyolu
Yıldız ve Samanyolu Bahçedeki muz ağacını anlatır bir öyküsünde Erdal Öz... Çocuklar ağacın gövdesini taşlar. Taşlar yerini bulursa, muz ağacının yumuşak bedenine saplanır; sular sızar taşın gömüldüğü yerden.... Ağlar muz ağacı; kurur zamanla... Muz salkımları boynunu büker, buruşur gider. *** Bir öyküsünde demir parmaklıklı pencereden bir mahkûmun hücresine giriveren güvercini anlatır Erdal Öz... Etli kanatlarıyla mahkûmun başının üzerinden karşı duvara uçar, çarpıp yere düşer. İlk sersemliğinden sıyrıldığında bu kez karşı duvara vurur kendini... Mahkûm, misafirini ürkütmemek için siner köşeye... Güvercinin korku dolu kırmızı cam gözleriyle bakışırlar bir süre... Güvercin duvara vurmanın acısıyla yeniden havalanıp demir parmaklığa konar. Mahkûm bu kez de yeniden yalnızlığa dönecek olmanın hüznüne bulanır. "Gitmese" diye yakarır içinden... O sırada kapı açılır; ürkütücü bir görevli içeri girer; güvercin korkuyla havalanınca içeri düşer. Karşı duvara çarpıp görevlinin ayakları dibine serilir. İki hoyrat el sarılır gövdesine... Tutuklu güvercin, görevlinin hoyrat ellerinde uzaklaşır. *** Bir öyküsünde iki arkadaşı anlatır Erdal Öz... Bir Akdeniz kasabasında aynı sınıfa düşmüşlerdir. Çocuklardan biri kitapsız, deftersiz gelmiştir sınıfa; belli ki yoksuldur. Arkadaşı kitap alır ona.... O da karşılığında uçurtma yapmayı öğretir. Renk renk kaplama kâğıtlarını kesip nişasta bulamacıyla birleştirerek kocaman bir uçurtma yaparlar. Bunun keyfiyle, kayalıkların orda, öyküsünü anlatır yoksul olan... Annesi yoktur, ablası kaçmıştır evden; babasının zulmünden... Ve babası dün gece çok kötü şeyler yapmıştır ona... "Artık gücüm tükendi. Bununla baş edemeyeceğim" der arkadaşına... "Sana anlatırım ama kimselere söylemeyeceğine söz ver" der. Sözleşirler. Dertleşirler. Vedalaşırlar. Ertesi gün kayalıkların dibinde bulunur ölüsü... Bir uçurtma gibi hışırtıyla gökyüzüne yükselmiş, sonra dönüp ıslak kayalıklara çakılmıştır. Nedenini bir tek arkadaşı bilir; ama söz vermiştir, söylemez kimselere... *** Belki de ölüm, bir yıldız kaymasından fazla bir şeydir. Belki de yasımız, kayan o yıldıza olduğu kadar, her kayan yıldızla Samanyolumuz biraz daha eksildiğindendir. Giden, yalnızca ölen değildir; bizden de bir şeyler götürür yanında... Anılarımız vardır onunla ya da yapıtlarıyla... Bir imza gününde tebessümünü görmüş, hasta düştüğünde kitap götürmüşüzdür. Filmlerine, oyunlarına gözyaşı dökmüş, öykülerinde boyun bükmüşüzdür. O kuruyan muz ağacı bizim bahçededir artık... Hücredeki güvercine ağıt yakmış, uçurtmaya özenen çocuğun acısını çekmişizdir. Yaralıyken, kanarken direnmenin onurunu ondan öğrenmişizdir. Ölüm, bütün bunları da öldürür ilk anda... Öyle sanırız. Kaybımız kadar kendi eksilmemize de yanarız. Kururuz; cenazelerle taşlanmış muz ağaçları gibi... *** Lakin yanılgıdır bu... Yıldız kayar, ama asla eksilmez Samanyolu... "Selvi Boylum Al Yazmalım" oradadır. "Bir Uçurtma Gibi" orada... "Kanayan", "Güvercin", "Duvar" orada... Okudukça, izledikçe,andıkça yaşatırız onları... Eksilmez, çoğalırız. Not:valla kusura bakmayın nereye koyacağımı bilemedim...ben bu yazıyı okurken gözyaşlarıma hakim olamamıştım.Hem Erdal Öz ü de bi anmış oluruz tekrar.