köşeyastığı

Teşekkürler, bende sonradan görünce noluyoruz dedim )

Arayı çok uzatmayın, hoşçakalın

iyi ben sölim o zaman, sen hayırsızsın bee!

Ben biraz dik kafalıyımdır listeye eklemeye unutmuşum

Bir süre fransız mallarına herkes ambargo koyar sonra unutulur gider (Fransa'yı ilgilendirmez olur mu vardır ermenilerden bir çıkarları.)

Evet arkadaşlar siz : Nesiniz ? Çılgın mı ? Utangaç mı ? Meraklı mı ? Konuşkan mı ? Melek gibi mi ? Şeytan Gibi mi ? Sessiz mi ? Yada? (....)

Siz sahiden medyum musunuz...? Görünmez biri benim üstümde oturuyormuş gibi nefes alamıyorum ben, napmam lazım...

"O kurbağayı prens yapıyorsan bir gün seni sineğe sattığında da üzülmeyeceksin.."

Bencil uykuu...

Tamam şimdi oldu, yani bunun yanlızca fiziksel bir tepkime olduğunu kabul edebilirim.Çünkü asıl hazır olmadığımı düşünmeyi kabul edememiştim. Fakat ölüm konusunda hayvanların bilinçsiz olduğunu bende zannetmiyorum...

Neden din ile alakası olmasın.Tanrıya tamamen teslimiyet gösteren biri ile inanmayan, ibadet etmeyen bir insan ölüme aynı pencereden bakabilirler mi?

Yaşamak konusunda tıpkı sizin gibi düşünüyorum Dayı.Ölüme de sizin gibi bakıyordum, ama bedenim öyle buz gibi olup gözlerim kararınca niçin panikledim öyleyse?

Hiç ölümle burun buruna geldiniz mi? Ben birkaç gün önce geldim ve buna her zaman hazır olduğumu söylediğim halde hiç de hazır olmadığımı farkettim...Konuşamıyordum, gözlerim kararmıştı ve o anda duyduğum iki şey vardı.Birincisi kulağımdaki tiz çınlama, ikincisi ise içimden yükselen "hayır henüz değil" çığlığı! Kendimi iyi hissettikten sonra, tekrar tekrar o anı düşündüm ve neden diye sordum kendime.Doğduğuma inanıyorsam öleceğime niye inanmıyordum yada buna neden hazır değildim. Bu canı ben kendi emeğimle kazanmamıştım, bana sunulmuştu bu can.Peki geri iade de niçin bu kadar zorlanıyorum.Geri veremeyişimin sebebi sahiplendiklerim, benim dediğim herşey olabilir mi...Peki canım bile bana ait değil iken ben başka şeyleri nasıl sahipleniyordum... Peki arkadaşlar siz gerçekten ölmeye hazır mısınız?

DEHB olan çocuklar okulda sıklıkla sıralarına oturamayan veya otursalar bile uzun süre aynı konumda kalamayan çocuklardır. Sürekli konuşan, bağıran, başkalarını rahatsız eden, sınıf düzenine uyum sağlayamayan ve herkesi yaptığı işten alıkoyan, dikkatini toplamada ve sürdürmede güçlük çeken çocuklardır. Düzensiz olma ve gerekli eşyalarını unutma, kaybetme eğilimindedirler. Sınıf ortamında etkili öğretim ve eğitimi sağlamaya çalışan öğretmenler genellikle bu tür davranışlar sonunda sinirlenirler. Sınıf ortamında diğer çocuklar bu durumu eğlenceli bulup ilk zamanlar kabul etseler bile DEHB olan çocuklar özelliği gereği, arkadaşlarına impulsif bir şekilde ataklıkla saldırmaya ve öğrenmeden alıkoymaya çalışınca, arkadaşları da bu tür davranış sergileyen arkadaşını rahatsız edici bulmaya başlarlar. Öğretmenin görevi olan, etkili eğitim ve öğrenme ortamını sağlayabilmesi için, DEHB hakkında bilgi sahibi olmalı ve bu durumlarda karşılaşabileceği güçlükleri önceden bilmelidir. Bu tür olumsuzlukları etkin bir biçimde çözebilmesi için bilgi sahibi olduğu bu konuda etkili stratejiler geliştirmesi de daha kolay olacaktır. Öğretmenin geliştireceği ve sınıf içinde kullanacağı bu stratejiler çocuğun olumlu benlik algısını geliştirmesine yardımcı olacak nitelikte olmalı ve belirlenmelidir. Sosyal ve akademik alanlarda sorun yaşayan çocuk, olumsuz geri bildirimlerle karşılaşmaya daha açık durumdadır. Bunun için ilk başta olumlu davranışlara odaklanmalı, çocuğun yapamadığı değil yapabildikleri üzerinde durulmalıdır. Böylece olumsuz davranışların üstesinden gelebilmek öğretmen için de öğrenci için de daha kalıcı olacak ve çocuğun olumlu benlik algısı gelişmesine ve korunmasına yardımcı olacaktır. Aksi bir davranış DEHB olan çocukların ikincil sorun geliştirme riskini artırır. Kendisine güvensizlik, kendini suçlama, umutsuzluk gibi duygular daha fazla görülür. Öğretmenler, bütün öğrencilerin aynı özelliklere sahip olmadığını, herkesin bireysel farklılıkları olduğunu göz önünde bulundurarak size, DEHB olan öğrencilerle birlikte sınıfta etkili eğitim ve öğretimi sağlayabilmeniz ve olumlu sınıf ortamını oluşturmanıza yardımcı olacak önerilerimiz şunlardır; Dikkatsizlik için: Öğrenciyi sürekli gözlem altında tutabileceğiniz, size yakın bir sıraya oturtun. Cam kenarı, çok ses geçiren bir duvar kenarı ya da pano yanı gibi uyarıcılara yakın olmamasına dikkat edin. İsteklerinizi açık ve net bir şekilde belirtin, ayrıntıları azaltın.Çocuklailgili kural ve beklentilerinizi açıkça belirtin. Yavaş ve anlaşılır bir dille konuşun. Sizi dinlediğinden, dersi takip ettiğinden emin olun. Ders anlatırken omzuna dokunun, saçını okşayın. O daha çok görsel ve dokunsal uyarılardan etkilenir. Somut ve dikkatini çekecek örnekler kullanmaya dikkat edin. Büyük projeleri küçük ve bitirmesi kolay parçalara bölün. Her bölümü tamamladıkça mola verin. Basit, anlaşılması kolay direktifler vermeye özen gösterin. Dikkatinin dağıldığını fark ettiğiniz öğrenciye basit bir soru yöneltin ve dikkatini toplamaya çalışın. Sözlü ve yazılı anlatımı birlikte kullanın. Öğrendiklerini daha sonra hatırlayabilmeleri için küçük notlar tutturmaya dikkat edin. Bu yöntem söylenenlerin daha dikkatli dinlenmesine yardımcı olacaktır. Dersi ufak şakalarla, görsel işitsel malzemelerle süslemek de işinizi kolaylaştıracak diğer b,r yöntemdir

O sıvı olmazsa arkadaşınız ilişki sırasında acı duyar.O sıvı vaginayı kayganlaştırmaya yarar

Dikkatli Dinleyememe Sorunu İçin Uygun Çözümler Dinlemek; kişisel gelişim açısından çok önemli bir eylemdir. Bazen bize anlatılan bir dersi, bazen öğrenmemiz gereken önemli bilgileri, bazen de yaşamımızı etkileyecek önerileri dikkatle dinlemeliyiz. Birçok insan, dinleme eylemini tam olarak gerçekleştirememekten şikâyetçidir aslında. Bu insanlar, dinleme esnasında akıllarının başka yerlere gittiğinden yakınırlar. Gerçekten dinlemek, sanıldığı kadar basit bir eylem değildir. Çünkü insan aklı, çok boyutlu bir yapıya sahiptir ve sürekli farklı düşüncelere ev sahipliği yapar. Bu durumda kişinin bu kadar düşünce arasında tek bir şeye odaklanması çok zordur. Eğer bir insanı dinlerken kaçırdığınız yerler oluyorsa meraklanmanıza gerek yok. Çünkü sıra dışı durumlar olmadıkça her insan, zaman zaman dinlemekten yorulabilir ya da bu eylemden kopabilir. Eğer bu durum dinleme boyunca sürüyorsa ya da her olayda tekerrür ediyorsa, işte o zaman önemsemeniz şarttır. Çünkü bu durum kalıcı bozukluklara kadar yol açabilir. Birini dinlerken ona odaklanma durumumuz az da olsa karşımızdaki kişiden de kaynaklanmaktadır. Çünkü iyi bir konuşmacı ya da anlatıcı, kendisini dinleyenleri yeteri kadar etkileyebilir. Bu etki, kişilerin kendine dikkatle bakması ve onu dikkatlice dinlemesi için de geçerlidir. Bu sebeple bu tür insanları dinlerken isteseniz de dikkatiniz dağılmaz. Eğer buna rağmen dikkatiniz dağılıyorsa işte o zaman muhakkak iyi bir doktora görünmeniz gerekmekte. Çünkü dikkatli dinleyememe, insanları yaşamdan alıkoyar. Yaşamınız açısından önemli haberleri ya da konuşmaları kaçırırsanız, bu eksikliğiniz size pahalıya patlamış olur. Dikkatli dinleyememe rahatsızlığı, vitamin eksikliğinden de kaynaklanabilmektedir. Özellikle B12 vitamininin eksik olarak alınması, bu tür rahatsızlıklara yol açmaktadır. Bu türde bilinen dikkatsizlik, ileri düzeyde sakarlık, unutkanlık, halsizlik ve isteksizlik, odaklanamama gibi rahatsızlıkların temel sebeplerinden biri de bu vitaminin yetersiz alınmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebeple B12 vitamini kullanmaya özen göstermeli ve aynı zamanda yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. Bu şekilde kendi kendimizi tedavi etme yetisini kullanmış oluruz.

İnsanlar, diyaloglar ve konuşmalar esnasında bazen konudan kopabilirler. Bu durum tamamen dikkatli dinlememekten kaynaklanmaktadır. Dikkatli dinleme; belli bir alan içerisinde duyulabilecek düzeyde olan seslenmeleri ya da açıklamaları yeterli düzeyde takip etmektir. İnsanlar, bazı durumlardan ötürü her zaman aynı ciddiyeti yakalamayabilirler. Bu durum, beraberinde bazı olumsuz sonuçları da getirebilir. Özellikle eğitim alanında verilen dersler, seminerler ve açıklamalar esnasında dikkat toplayabilmek çok önemlidir. Bu tür durumlarda, söylenen her cümlenin; hatta her kelimenin ayrı bir önemi vardır. Bu sebeple dinleyici, tüm dikkatini bu yönde toplamalıdır. Dikkatli dinleme eyleminin gerçekleşebilmesi için bazı unsurların aynı anda bir araya gelmesi gerekir. İlk olarak aklınızdaki kötü düşünceleri ya da ekstra fikirleri silmelisiniz. O an için düşünecek daha önemli işinizin olmaması gerekir. Aksi takdirde; siz istemeseniz bile aklınız başka yerlere kayabilir. Kısaca stres, sinir, heyecan, üzüntü, psikolojik baskı gibi durumların tamamen yok edilmesi gerekir. Tüm dikkat, sadece konuşmacı ve konuşulan içerik üzerinde toplanmalıdır. Dikkatli dinleme konusunda önemli olan bir diğer ayrıntı da bulunulan ortamdır. Eğer ortam müsait değilse, tam olarak odaklanamayabilir ve bu yüzden söylenenleri dikkatli dinleyemeyebilirsiniz. Ortamda gereksiz ayrıntıların ve gürültünün olmaması gerekir. Dinleyicilerin sadece işlerine odaklanması şarttır. Bu tür çevresel faktörler olmadığı halde dikkatli dinlemememe sorunu yaşıyorsanız, diğer psikolojik rahatsızlıkların etkisi olabilir. Genelde stres, depresyon, ruhsal çöküntü gibi rahatsızlıklar; bu durumun habercisi olabilir. Elbette dikkatli dinleyememe, sadece psikolojik etmenlerden meydana gelmeyebilir. Fiziksel bozukluklar da bu durumun tetikleyicileri arasınadır. Örneğin; fiziksel bir rahatsızlığınız varsa yaşadığınız acı, sizi diğer işlevlerinizden geri bırakabilir. Tüm bu etkenleri bir araya getirip kendi sorununuzu anlamanız pek de zor olmayacaktır. Bulduğunuz sonuç doğrultusunda kişisel tedavinizi yapabilirsiniz. Var olan olumsuz düşünce ve durumları ortadan kaldırdığınızda muhtemelen sorununuzu da çözmüş olacaksınız. Aksi durumda uzman bir psikolog ile görüşmeniz gerekebilir.

Dikkatsizlik için : Çocuğunuzun ders çalışma ortamının olabildiğince televizyon ve bilgisayardan uzak tutun, çalıştığı masanın cam kenarından uzak olmasına dikkat edin. İstediklerinizi açık ve net şekilde belirtin, ayrıntıları azaltın. Çocukla ilgili kural ve beklentilerinizi açıkça belirtin. Anne ve baba olarak ortak bir dil kullanmaya özen gösterin. Yavaş ve anlaşılır konuşun.. Talimatları kısa ve tek tek verin. Bir talimatı tamamlamadan diğerine geçmemeye dikkat edin.. Söylediklerinizi dinlediğinden emin olun. Bir şey yapmasını isterken omzuna dokunun, saçını okşayın. Çünkü O daha çok görsel ve dokunsal uyaranlardan etkilenir. Somut ve dikkatini çeken örnekler vermeye özen gösterin. Büyük projeleri küçük ve bitirilmesi kolay parçalara bölün. Her bir bölümü tamamladıkça moral verin. Dikkatinin dağıldığını fark ettiğiniz an durun ve dikkatini yeniden toplaması için ona süre tanıyın. Ev içinde ona ufak sorumluluklar vererek size yardım etmesini sağlayın ve sözel olarak memnuniyetinizi her seferinde dile getirin. Hiperaktivite için : Ev içindehareketliliğini tetikleyecek görsel unsurlardan (çizgi film, bilgisayar oyunu, TV dizisi) uzak durmasına dikkat edin. Fiziksel hareket için çocuğunuza gün boyu fırsat verin. Hafta sonu hareket ihtiyacını karşılayacak aktiviteler organize etmeye özen gösterin ve mümkünse bu aktiviteleri birlikte yapın. Bazen kendi kendisine konuşması, kıpır kıpır olması, garip sesler çıkarması, ellerini ayaklarını sallamasını olumsuz karşılamayın. O sizi dinlerken başka bir şeyle uğraşabilir. Bu durumu engellemeye çalışmayın. Hiperaktif davranışları azaltması için çocuğunuzu, ev düzeninizi bozmayacak hareketler yapmasına izin verin ( bağırarak oynadığı bir oyun ya da evde yer alan objelerle oynaması). Ev içinde heyecan uyandıracak durumlardan kaçının. Bu gibi durumlarda hiperaktivitesi artmaya meyillidir. Heyecan durumlarında kontrolü hemen sağlayın. Sınırlar koymaktan çekinmeyin. Sınırlar çocuklara ceza vermek için değil, onların rahatlığı ve çevrelerine güven duymalarını sağlamak içindir. Çocukların kendilerini değerlendirmeleri için onlara yardımcı olun. Çoğu zaman nasıl davrandıklarının farkında değildirler. Yapıcı bir tutumla ( Sen böyle davrandığında, annenin ya da babanın neden seni uyardığını biliyor musun? ) davranışlarının yanlış olduğunu anlamalarını sağlayın. Ev dışı ortamlarda da (alışveriş merkezi, park, sinema vb) çocuğun hiperaktivitesi artmaya eğilimlidir. Bu gibi durumlarda çocuğunuzu o ortama girmeden önce ortamla ve istenilen davranış ile ilgili bilgilendirmeye ve ona örnek olmaya özen gösterin. Ders başarısı için : Başarısızlık şansı az olan öğrenme deneyimleri sağlamaya çalışın. Başarılı olduğu alanlarda ön plana çıkmasını sağlayın, böylece kendine güven duygusu artacağı gibi olumlu davranışların da gelişmesini sağlayacaktır. Ev içi görevlerinde ailenin tün bireylerinin katılacağı ortak bir görev dağılımı yapın ve bu görev dağılımda çocuğunuzun başarılı olacağı görevler almasına dikkat edin. Ödevleri akşam yemeğinden önce yorgunluk ve uykusuzluğu engellemek için yaptırmaya özen gösterin. Televizyon ya da bilgisayarı (oyun saati) ödev bitirmeden sonra ödül olarak kullanın . Ödevlerini tam olarak alıp almadığını kontrol edin. Çocuğunuz başarılı oluncaya kadar akademik başarısı ile ilgili beklentilerinizi azaltın. Küçük de olsa başarılılarını ev içinde her seferinde onurlandırın. Övün, cesaret verin, onaylayın, umutlandırın. Başarısı ne kadar küçük olursa olsun mutlaka ödüllendirin. Olumlu bir davranışı pekiştirirken tanımlayın. Yeni bilgileri verdikten sonra hemen başarılı olmasını beklemeyin. Sık sık ara verip tekrar etmesine dikkat edin Soru sormak ve tekrarlamak için kendilerini rahat hissetmesini sağlayın. Yanlış davranışlarından çok doğru davranışlarıyla ilgilenin. Evde ders çalışırken konunun önemli yerlerinin altını çizmesini sağlayın. Mutlaka ödevlerini kontrol edin. Yapmamışsa nedenlerini araştırın ve o nedenleri gidermeye çalışın. Ona yol gösterin ve onu motive edin. Ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun. Nasıl öğrenebildiği konusunda o kendini daha iyi tanır. Çocuğunuza günlük tutması için ortam hazırlayın. Yatmadan önce gününün nasıl geçtiği ile ilgili onu sorgulamadan dinlemeye özen gösterin.

Dikkat Eksikliği ve Tedavisi İnsanlar, psikolojik olarak bir takım sorunlar yaşayabilir ve bu sorunların olumsuz etkilerini yaşam boyu hissedebilirler. Bu yüzden insanın kendini tanıması ve yaşadığı sorunları bilmesi, çok önemli bir olaydır. Her insan, zaman zaman kendini ve yaşantısını gözden geçirmelidir. Genelde hayatı hızlı yaşayan kişiler, bu iş için yeterli zamanı bulamazlar ve kendilerinde meydana gelen büyük sorunları bile takip edemezler. Bu sebeple yaşadıkları sorunlar, ancak birikip çok büyük bir etkiye sahip olduğunda haberdar olurlar. Belli bir zaman geçtikten sonra ise çözüm bulmak zorlaşabilir. Bu sebeple her insanın, kendinde gerçekleşen değişimlere kulak asması şarttır. Bu farklar ve değişimler, ruhsal olabileceği gibi fiziksel de olabilir. Yetişkin insanlarda daha çok ruhsal değişimler yaşanırken, gençlerde ve çocuklarda bu durum fiziksel düzeyde seyretmektedir. Her iki durumda da gerekli çözümler bulunmalı ve bu durumların olumsuz etkilerinden olabildiğince uzak durulmalıdır. Yaşanabilecek en önemli olumsuzluklardan biri de dikkat eksikliği olarak göze çarpar. Dikkat eksikliği, basit görünümlü önemli bir rahatsızlıktır. Zira bu eksiklik, birçok durumda bizi zor hallere sokabilir. Basit sandığımız bu eksiklik, bizim için çok önemli sonuçlara mal olabilir. Hayatımızla ilgili önemli anlarda olumsuz durumlarla karşılaşabilir ya da eğitim alanında bize verilen bilgiler esnasında dikkatimizi toplayamadığımızdan başarısız olabiliriz. Bu sebeple dikkat eksikliği durumunda biran önce sorunu algılamamız gerekir. Dikkat eksikliği vitamin yetersizliğinden de olabilir. Protein, vitamin ve mineral eksikliği dikkat yetersizliği ve benzer rahatsızlıklara ortam hazırlar. Bu sebeple yeterli ve dengeli beslenmek gerekir. Özellikle çocukların besin sağlığı tam olarak sağlanmalıdır. Zira bu tür durumlar, daha çok çocukları etkisi altına alır ve gelişim sürecini ileri düzeyde etkiler. Gelişim döneminde olan çocuklar, dikkat eksikliği yüzünden gerekli bilgileri alamazlar. Çevrelerine karşı duyarsız olma yolunda da hızla ilerlerler.

Dikkat dağınıklığı; çocuklarda ve yetişkinlerde ortak olarak görülen bir rahatsızlıktır. Bu durum, farklı faktörlerden ötürü meydana gelebilir. Dikkat dağınıklığı, daha çok çocuklarda görüldüğünden ailelerin dikkatli olması gerekir. Çünkü dikkat dağınıklığı sonucunda çocuk, büyüme ve gelişme sürecini yetersiz geçirebilir. Bu dönemde çocukların çevreleriyle iyi iletişim kurması gerekmektedir. Çünkü büyüme ve gelişme döneminde fiziksel anlamda gelişirken, psikolojik olarak da temel alırlar. Çevrelerinde olup bitene kulak asmaları gerekir; fakat dikkat dağınıklığı sorunu yaşarlarsa bu süreci etkisiz tamamlayabilirler. Bu eksiklik, yaşam boyu kendini hissettirir ve kişiyi, hayatta pasif kılar. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için ailelere büyük iş düşmektedir. Aileler, çocuklarının dikkat dağınıklığının farkına vardıklarında uzmanlardan yardım almalıdırlar. Çünkü bu durum çevresel faktörlerden ötürü meydana gelebileceği gibi fiziksel ölçütlerden de etkilenmiş olabilir. Vitamin, mineral ya da protein eksiklikleri de bu tür rahatsızlıkları tetikler. Dikkat dağınıklığı yaşayan çocuklar, özellikle okul döneminde birçok farklı sorunlar karşı karşıya gelebilirler. Öğretmenlerinin anlattıklarını tam olarak dinleyemedikleri için eğitim anlamında eksik kalırlar. Bu durum ilerledikçe çocuğun temel eğitim alması çok zorlaşır. Dikkat dağınıklığı, çocuğun kişisel eşyalarına sahip çıkma durumunu da etkiler. Kalem, defter, kitap, silgi ve benzeri araç gereçlerini kaybeden çocuk, zamanla daha büyük aksaklıklara maruz kalabilir. Aileler, bu tür durumlarla karşılaştıkları zaman bu konuda uzman bir hekime danışmalıdırlar. Eğer durum çok ilerlememişse tedavi süreci daha etkili geçebilir. Bu konuda bilinçli aileler, her zaman bir adım öndedir. Çocuklarının sağlığını her şeyden önde tutan aileler, erken tanı ve tedaviye daha yakındır. Diğer aileler de bilinçli aileleri örnek almalı ve çocukları ile ilgili durumlarda daha dikkatli olmalıdırlar. İleri seviyede bozukluklar için sadece aile desteği yeterli değildir ve bunun için uzmanlardan yardım almak gerekir.

Çoğu zaman böyle yapmıyormuyuz