
Taner Bayram
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.352 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
15
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Taner Bayram tarafından postalanan herşey
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Taner Bayram şurada cevap verdi: cozunurluk başlık Politika Bilimi
Ben varim, Benim gibi milyonlar var. Sayimiz sadece Kurt olarak 30-35 milyona yakin. Yanimiza demokratik ve halk kardesi Turk ve Arap arkadaslarimizi da aldik mi kimler durdurabilir ki bizleri? Yani variz, ben varim, siz varsiniz. ******* Zaten sistemin, ayirimci, bolucu, inkarci sistemin son urunlerinin son cirpinislarini hep beraber izliyoruz! Kendileri de cok iyi biliyorlar neler olup bittigini! yuzde 47'lik parti kapatmaya bile yonlediler artik ne diyelim! birakin cirpinsinlar! Sonlari ne hepimiz biliyoruz! Artik benim Turkiye halkima kimse hukum edemiyor. Halkimiz uyaniyor yavas yavas! ********** "Kurt sorunu yoktur" diye dursun!- 1.760 cevap
-
- Kürt Sorunu
- Türkiye
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Meğer Dink'in cinayetine göz yumulmuş…
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Tekrar ediyorum Sayin Mehmet Ali Birand bu u lkede korkudan agzini acipta gercekleri soyleyem,enlere ders veriyor gercekleri siralayarak! Neden bunu kalkip bir Baykal ya da Bahceli yapamiyor? Adam h erhalde olume sessiz kalsaydi o zaman digerleri gibi onunda sesi cikmazdi. Sayin Birand'a ovgu yagdirmak yerine elestiriyosunuz! Yani olacak is degil! Hangi insanlari hedef gosteriyor Sayin Birand, sorumlulardan ve katillerden haric onu soylermisiniz bana? Sizler kalkin Dink gibi birinin oldurulmesine, goz gore gore oldurulmesine sessiz kalin ve sonra birisi, Turkiye'nin en buyuk gazetecilerinden birisi kalkip bunu gozler onune sersin ve siz de buna tepki duyun? Bu ne anlayis be kardesim? Hata mi yapti gerceklerin altini cizerek Sayin Birand? -
Tarihi Bir Sivil İtaatsizlik Çağrısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Senyour başlık Politika Bilimi
Yok kusura bakmayin biz CHP hukukunu bilmeyiz. HUKUK iflas etmis Turkiye'de maalesef! Degistirmenin zamani geldi. SImdi sira onda zaten! Catlasanizda degiseceeeeeeeeeeeek! bu da doooooort! -
Tarihi Bir Sivil İtaatsizlik Çağrısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Senyour başlık Politika Bilimi
Duzeltme yapalim sizin dediginize: Halki temsil eden Hukumet ve elit bir kesimi temsil eden ve oranlari yuzde 20'yi asamayan kucucuk bir siyasi varlik arasinda savas var beyefendi! Yanlis dediniz! Devlet dedigin nedir ki insansiz, vatandassiz olunca? Onemli olanin insan oldugunu, hayaletler toplulularinin ve kurallarinin insanlardan daha onemli olmadigini hangi dilden anlatalim sizlere onu merak ediyorum! -
Tarihi Bir Sivil İtaatsizlik Çağrısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Senyour başlık Politika Bilimi
Yahu su cumhuriyetin ilanindan bu yana onyillardir yuzde 20 oy alan adamlar bile basa geldi istediklerini yaptilar ona bir sey demedik te, simde kalkip yuzde 50'ye yakin salt cogunlugun oyuna sahip olanlari elestirip Demokrasi dersi ve tarifi vermeye calisiyoruz! Be insaf be kardesim! Olayin adini demokrasi problemi diye adlandirmayin lutfen! Olayin adi ne size tarif edeyim: HALKIN IRADESINE BELIRLI BIR KESIMIN, HEMDE COK KUCUK BIR KESIMIN MENFAATLERI DOLAYISIYLA KARSI CIKMASI! Mert olun ve gercekleri konusun! Yani olaya kirk isim takabiliriz ama problem ne 75 milyon insanimiz biliyor! Sizler de biliyorsunuz! Mesele halkin iradesine olan tahammulsuzluk! ***** ********* -
Tarihi Bir Sivil İtaatsizlik Çağrısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Senyour başlık Politika Bilimi
Ne haksiz yapiyor onlari? Halkimizin cogunun hakki olan turbani serbeslestirmeleri mi haksiz duruma dusuruyor bu yuzde 47'yi? Yoksa yuzde 20'lik bir kesimin korkulari ve menfaatleri yuzunden turban gibi oylesine basit bir insan, vatandas hakkini YASAKLAYANLAR mi haksiz? Yoksa yillardir bu devlette ozgurluk yonunde atilmis herseyi bloke eden ve elit bir tabakaya calisan ve nihayetinde halka saygisizca yuzde 47'lik (DTP de eklenirse yuzde 52 oluyor bu) bir oy potansiyeli olan birpartiyi kapatmaya calisanlar mi haksiz? gelin dunya'nin her tarafindan 100 kisiye soralim ******** SINIRLARI ve KURALLARI tayin eden kesim kim? Acaba sizin pesinden kostugunuz ********** yuzde 20'lik kesim olmasin? ***Sagolasiniz! -
Tarihi Bir Sivil İtaatsizlik Çağrısı
Taner Bayram şurada cevap verdi: Senyour başlık Politika Bilimi
Tam aksine Demokrasi demek halkin cogunlugunun (hele hele bu cogunluk yuzde 50lere variyorsa) istediklerinin diger kesimleri incitmeme cercevesinde yapabilmeleridir. Demokrasinin tabiri bu, yok eger islemiyor diyorsaniz o baska bir seY! Ne yani yzude 20'lik bir kesimin dedigi oldu senelerce de ne oldu? Ozgurlukleri kisilanan yuzde 80'e ne demeli? Peki Turkiye'de ki gibi AZINLIGIN COGUNLUGA tahakkumu nasil demokrasi oluyor onu anlatin bana isterseniz! -
Meğer Dink'in cinayetine göz yumulmuş…
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Hic degilse birileri cikip mertce ve acikca Dink cinayetine goz yumuldugunu itiraf ediyor. Peki bunu neden onca siyasetcimiz ve devlet adamimiz yapamadi? Nedent Ithibarat teskilatimiz ayibini itiraf edemedi? Siz burda dogru soz eden adama tepki gosteriyorsunuz! Anlayamadim! -
Polislerimiz devlet gorevlileri degil mi? Yapilan bu seylere devlet goz yummuyor mu? Yani gorunen koy klavuz istemez, senin hosuna gitse de gitmese de ortada bir devlet teroru olayi var! en acik orneklerinden birini verdim sana, ki daha dokunulacak ccccookk ornek var: ergenekonlar gibi, susurluklar gibi, semdinliler gibi! Ne yani inkar mi edeceksiniz? ***! Devletimizi boyle hale getiren sorumlulardan hesap sorun!
-
Sizin bu anlattiginizla benim yazimdaki polis ve devlet teroru arasinda ne alaka var onu anlayamadim!
-
Ahmet Kaya ve sonrası....
Taner Bayram şurada cevap verdi: hırçın karadenizli! başlık Güncel Konular
Kardesim neyin tartismasini yapiyoruz burada? 70 milyonluk Turkiye'de alisilagelmisten baska fikirlere yer varmidir yok mudur mesele bu! Koyun surusu degiliz ya. Isterse Mehmet Akif begenmez Kemalist rejimi ve isterse Nazim Hikmet komunist olur. *** -
Ahmet Kaya ve sonrası....
Taner Bayram şurada cevap verdi: hırçın karadenizli! başlık Güncel Konular
Beyefendi, Ben sizler gibi 10 vatanseveri cebimden cikaririm konu vatanseverlikten acilirsa. Vatanseverlik demek bu vatanin, bu topraklarin devamliligi icin, gelismesi icin mucadele etmektir. Sizler mucadeleyi bir yana birakin yobazlastiriyorsunuz! Ozgurlukleri kisitlayarak. ****** Nasil insanlarin, vatandaslarin osgurluklerini kisitlayip mafyalarin, siddet yanlisi orgutlerin olusmasina yardim edenler vatansever oluyor be kardesim? Nasil bu ulkede Kurtceyi ve turbani yasaklayarak AYIRIM yappanlar vatan sever oluyor? *** -
Ahmet Kaya ve sonrası....
Taner Bayram şurada cevap verdi: hırçın karadenizli! başlık Güncel Konular
Leyla Zana'yi asil Kurt milliyetcisi yapan olay ne biliyormusunuz? O hanimefendi Kurtce "Bi yemini Turk ve Kurt halklarinin kardesligi icin atiyorum" dediginde, herkesin ayaklanip, hanimefendiyi iceriye, hapse atmalariydi! Siz gelin baris yanlisi bir soylenimde bulunun, Ingilizce olsa, Almanca olsa OLAGAN ve NORMAL sayilsin, ama Kurtce soylendiginde kadini iceriye atin! Iste KORKULAR ulkesi Turkiye'nin hali! VE simdi kimse cikip ta "Leyla Zana PKK yanlisi" filan diyip gocunmasin. Kadin haksiz yere iceriye atilidi degil mi/ Baris icin haykirdigi icin! SImdi bu hanim Kurt davasina sempati duymasin da neye sempati duysun? Iste bizim halimiz, atin basit sebeplerle binlerce Kurt insanini iceriye, onlari PKK saffina itin! Iste sorun bu! Anlayamadiginiz bu! Ne yani "Kurtce album cikaracagim" dedi diye, catal bicak atildi sanatci adama, gidip MHP'li mi olsaydi? -
"Göstericiye kurşun sıkalım" Facebook'ta grup kuran yurdum polisinden tuhaf mesajlarıyla dikkat çekmek istiyorlar. Bu kadarına pes dedirtecek haber... 16 Haziran 2008 / 18:45 Facebook'a üye olan bazı polisler marifetleriyle övünüyor: "Bunlara biber gazı sıkmak yanlış, direkt mermi sıkmak lazım. Allah copunuzu keskin, gazınızı bol eylesin. Gösteri ve yürüyüşlerdeki sert müdahaleleriyle eleştirilen polisler Facebook'u keşfetmekte gecikmedi. Facebook'un tüm üye kullanıcılara açık bir platform olduğunu umursamayan polisler, kurdukları özel gruplarda birbiriyle mesajlaşıyor, eleştirilere sebep olanmüdahalelerinden övgüyle bahsediyor. Yeni Harman dergisinin son sayısında yayınlanan derlemede Facebook'ta gerçek isimleriyle, üniformalı resimleriyle tartışan, küfreden eğlenen, kendileriyle ilgili haberlere yorum yapan polislere yer verildi. Facebook'ta "Özel tim", "Polis Kafe", "Çevik Kuvvet", "Bekar Polisler Lokali" gibi çeşit çeşit grupları var. Kazara gazeteci görse "Çevik Kuvvet C Özel Tim" adlı gruba konan bir video sonrasında bir grup üyesi şöyle diyor: "Şu son eklediğiniz videolar yakışmamış kaldırın bence, kazara bir gazeteci görse "Çevik anırıyor' diyecek rezil olcaz elaleme. Özel tim olarak sizden ricam bu tür videoları kendi aranızda seyredin bu tür umuma açık herkesin izleyebileceği yerlere koymayın." Allah gazınızı bol eylesin 1 Mayıs tartışmasının yapıldığı polis gruplarından birinde bir grup üyesi şöyle diyor: "Biber gazı sıkmakla adil davranmıyorsunuz; bence bunlara direk mermi sıkacaksınız; hem de kafalarına, tek tek… Hem nüfus planlamasına katkı olur hem de ülke pisliklerden temizlenmiş olur." Bir grup üyesi "Yanlış kişilere müdahale edildi" diyor ve devam ediyor "Önce basının hakkından gelinecekti..." Bayrampaşa Çevik Kuvvet'in grubunda da 1 Mayıs müdahalesi konuşuluyor. Grupta, 1 Mayıs fotoğraflarının yanı sıra grup üyelerinin üniformalı resimleri ve bozkurt resmi var. Grupta üniformalı vesikalık resmini kullanan bir üye, 1 Mayıs'ta İstanbul'da olmak istediğini yazmış, "Metropol Aslanları; gazanız mübarek olsun" diye tebrik etmiş ardından da, "Allah copunuzu keskin, gazınızı bol eylesin" diye dua etmiş. Cerrah'ın ajanı Sinem isimli kullanıcının üye olduğu grupların birbiriyle zıt görüşlerle ilgili olduğunu gören bir polis, "Sinem sen rütbelilerin ajanı mısın? Belki de Cerrah müdürün (Celalettin Cerrah) ajanısın?" diyor. Ardından Sinem ve grup üyeleri arasında konuyla ilgili ufak tartışmalar yaşanmış ve Sinem gruptan atılmış. Rütbeliler giremez "Bekar polisler lokali" grubunun tanıtımında "Rütbeliler Giremez" yazarken, "Mersin çevik kuvvet" grubunda "Gençler sizin hiç rütbeli üyeniz yok mu" diyor biri. Sonra üniformalı yeni bir üye girip, "slm gençler, baktım burada bir başı boşluk bi el atayım dedim hepinize kolay gelsin. A.e.o (Allah'a emanet olun)" diyor. Grubun fotoğraf albümündeki Mersin Çevik ekibinin resmi altında, "Mersin'in bozkurtları bunlar" şeklinde yorumlar var. DTP'ye karşı omuz omuza Mersin Çevik Kuvvet Grubu'nun ilgili olduğu diğer gruplar ise şöyle: "Dtp'lilerin elini sıkmayan siirt emniyet müdürü'nün ellerinden öperiz", "Pkklılara terörist demeyenlerin elini sıkmam diyen emniyet müdürümüz" ve "Polis kadar çok çalışan yok diyenler grubu..."
-
Hrant Dink cinayetiyle ilgili öylesine açıklamalar yapılmaya başlandı, öylesine ifadelerle karşılaşıyoruz ki, hayret etmemek elde değil. Dink' in öldürüleceği çok öncesinden biliniyormuş. Güvenlik kadroları da durumun farkındaymışlar, ancak gerekli önlem alınmamış. Göz göre göre, Dink ölüme mahkum edilmiş. Peki şimdi ne olacak? Sadece dövünmekle mi yetineceğiz, yoksa sorumluların tümü cezasını çekecek mi? Hrant Dink'in başına gelenler inanılacak gibi değil. İlk dönemde fazla ihtimal vermemiştim. Bu kadar ayrıntıya sahip olmadığımızdan dolayı, daha çok bir ciddiyetsizlik, koordinasyonsuzluk veya aldırmazlığımıza bağlamıştım. Çeşitli servislerin elde ettikleri bilgileri birbirleriyle paylaşma konusundaki isteksizliklerini, sorumlu durumdaki kişilerin önlem almamalarını, tamamen idari gevşekliğe bağlıyorduk. Aman efendim, meğer işin içinde neler neler varmış. Size burada ayrıntılı şekilde, kimin ne yaptığını yazacak ve anlatacak değilim. Merak ediyorsanız, günlük haberleri şöyle bir karıştırın göreceksiniz. Eminim sizlerde hayretler içinde kalacaksınız. Yazacaklarıma şaşırmayın… Bugüne kadarki açıklamalar, alınan ifadeler ve davada ortaya çıkan gerçekleri bir araya getirdiğinizde, özetle şöyle bir gerçekle karşılaşıyorsunuz: Hrant Dink'in öldürülmesi için hazırlıklar yapıldığını, Türkiye Emniyet teşkilatı çok öncelerden haber almış… Sadece bununla da kalınmamış, ilgili yerlere bu bilgiler servis edilmiş… Ancak, sorumlu durumdaki kişiler, yetkililer, Askeri ve Polis Müdürleri ya görmezden gelmişler veya görmek istememişler. Ben buna ne derim biliyor musunuz ? Bu yaklaşımın adı, Hrant Dink'i ölüme mahkum etmektir. Şimdi göreceksiniz, aynı kişiler raporların somut olmadığından, hemen hergün bu tip ihbarlar aldığından, her ihbarın peşinden koşamayacaklarından söz edeceklerdir. Hayır, Hrant Dink herhangi biri değildi. Farklı görüşleriyle ön planda ve heran böyle bir suikast girişimiyle karşı karşıya kalabileceği bilinen bir kişiydi. Hatta, bir vali yardımcısı tarafından uyarılmıştı. Şimdi kalkıp bu özürlerin arkasına saklanılamaz. Peki ne olacak ? Bu olayda, devletin büyük sorumluluğu vardır. Devlet, şimdi kalkıp sahte üzüntü gösterilerine girmekle, sorumluları ayıplamakla yetinemez. İnsan kaybının bedeli yoktur, ancak T.C Devleti mutlaka bu ayıbını ödemelidir. Bu, kamu oyunun önüne çıkıp açıkça “özür dilemekten“, yüklü bir tazminata kadar bir dizi yaptırımı kapsayabilir. Şimdi davanın sonucu bekleyelim. Yargıdan gerçekleri ortaya çıkarmasını bekliyoruz. Türkiye, Hrant 'ın kanını yerde bırakmamalıdır.
-
DTP'li Emine Ayna yine teröristbaşı Öcalan'ı savundu
Taner Bayram şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
****** baraj sistemini ayakta tutup, bagimsizlarin secilmesini bile zorlayan ve DTP'nin meclise girmemesi icin herseyi yapan AKP degil mi? Son yillarda CHP ile AKP'nin tek anlastigi, hic bir itiraz olmadan hemen anlastigi tek konu neydi hatirliyormusunuz? Hatirlatayim, bagimsiz oy pusulalarini okunamaz hale getirip DTP'nin bagimsiz milletvekili adaylarinin secilmesini onlemek. Eger yaptiklari bu birlik ornegini cumhurbaskanligi secimlerinde gosterselerdi bu ulkenin durumu farkli olurdu degil mi? :) -
Hangi Turkiye'ye gitmek istersiniz?
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Hayir yanlis dediniz, - O renklerin neyi temsil ettigini one suren popagandayi sizin 5 yasindaki yegeniniz bile biliyor. Hani ortada bir Kurt dusmanligi dalgasi var ya? Ondandir! - Yok ya, Kurt degilsiniz Turksunuz dediginiz icin bizlere guru dyacagiz oyle mi? Daha neler! Iste asil zararli mantik bu.. **** - Biz kazanacagiz. Allah haklinin ve hakkin yanindadir. Sizin hangi satta oldugunu acikca ortadadir! -
Hangi Turkiye'ye gitmek istersiniz?
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
- Devlet tarafindan gorevlendirilen polislerin 14 yasindaki cocuklarin sebep ne olursa olsun kollarini kameralar onunde kirmaya cesaret edemeyecegi, - Yasli ve gucsuz hanimlarimiz olesiye coplayamayacakalri, - Gencecik ve savunmasiz bir gence yuzlerce defa, onlarca polpis tarafindan cop atilamayacagi INSANCA bir Turkiye'ye gitmek isterim! Utopya ama! Buyuk bir Utopya bu! -
Erdoğan'ın korkusu Kürt nüfusu!
Taner Bayram şurada cevap verdi: Taner Bayram başlık Politika Bilimi
Simdi ortada benim anlamadigim bir hesap yanlisligi var. Yukarida yazdigim verilere gore: - Turkiye'de Turk nufusu 50 milyon ve artis orani binde 8, yani 1.008 - Turkiye'de Kurt nufusu 12.6 milyon ver artis orani yuzde 2.5, yani 1.025 - yani soyle bir denklestirme yaptigimizda--> 50 milyon x (1.008) ^ x = 12.6 milyon x (1.025) ^ x - x yil sonra Turk ve Kurt nufusunun bu artis oranlari itibariyle esitlenecegini gosteriyor. Benim hesaplarima gore x = Log (12.6/50)/Log(1008/1025) = 82 yil Yani bugunden 81 yil sonra (eger arastirmanin bugunden 14 ay once yapildigi farzedilirse) Turk/Kurt nufus orani esitlenecek. Peki eger durum boyleyken neden sayin Erdogan 2037 yilini gosteriyor? Neden bu yildan cekiniyor Kurt ve Turk nufuslarinin esitleneceginden mi? Oyle farzedelim. Gelin onun da bir hesabini yapalim: Bunun iki aciklamasi olabilir: - Ya Kurtlerin nufusu az olarak gosteriliyor ve Turklerin nufusu dolyisiyla cok olarak gosteriliyo - Yada nufus artis oranlari Kurtler icin oldugundan az olarak gosterilip , Turk nufusu icin cok olarak gosteriliyor. Gelin farzedelim ilk secenegi: Yani Kurtlerin nufusu az olarak gosteriliyor ki ben MGK tarafindan yapilan bir arastirmanin boylesine bir sonucu olabilecegi kanisindayim. Hesap yapmaya devam. - Turk ve Kurt nufusunun toplami 62.6 milyon - Turk nufusu Z milyon ise o zaman Kurt Nufusu (62.6 - Z) milyon - Sayin Erdogan'in korktugu 2037 yili esas alindiginda ve arastirmanin bir yil once yapildigi esas alindiginda bi onceki denklemimizdeki x = 30 yil oluyor ve soyle bir denklem cikiyor ortaya: Z x (1.008) ^ 30 = (62.6 - Z) x (1.025) ^ 30 --> Z / (62.6 - Z) = 1.652 --> Z = 103.4 milyon - 1.652 Z --> Z = 39 milyon Yani Eger Sayin Erdogan'in o cok korktugu 2037 yili ve arastirmanin sonucu artis oranlari esas alindiginda Turkiye'nin Turk nufusu 39 milyon olarak ortaya cikiyor. Kurt Nufusu is 62.6 - 39 = 23 milyon olarak... Ben bu hesapladigim rakamin gercek oldugunu savunmuyorum. Ama ortaya atilan 12.6 milyon gibi bir rakamin da cok az oldugunu ispatlamaya calisiyorum. Eger nufus artis oranlarinda da bir hata yapildigi esas alinirsa o zaman 23 milyonun 20 miyona hata bundan biraz daha asagiya inmesi cok normaldir. Ama sonuc olarak Turkiye'de 12.6 milyon'dan fazla bir Kurt sayisi oldugu kanisindayim! 2037 yili ve MGK'nin artis oranlari goz onunde tutulursa tabii! Zira MGK gibi bir organin Kurtlerin leyhinde bir rakam aciklamasini kimse beklemiyordu. Yani Turkiye'de 20 milyon Kurt vardir dedigimizde bildigimiz bir sey var da soyluyoruz! Matematik bilgisi olanlar yazdigim hersey cok iyi anlayacaklar, anlamayanlara da izah etmekten guru duyarim! Kaldiki sorun kac milyon Kurt kac milyon Turk olmasi degildir. Bir, iki kisi bile olsa herkesin haklariyla, beraberce ayirim yapilmadan yasayabilmesidir. Iste Turkiye'de bu bilinc yok maalesef!- 16 cevap
-
- Kürt nüfusu
- Göç haritası
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sozum meclisten disari. Yok eger kendinize sandiysaniz onun da bir nedeni vardir herhalde! Eger o partilere oy vermedinizse ne mutlu size! Saygilarrr.... Ben sizin Turk-Kurt ayirimi yapan biri oldugunuzu sanmiyorum. Kurtlere belirli haklarin en kisa zamanda verilmesi gerektigini dusunen birisi oldugunuza inaniyorum! Yanlismiyim yoksa?
-
Türkiye'yi yöneten biri eski, diğeri yeni iki lideri görüş ayrılığına düşüren 'çocuk' konusunun arka planında yatan gerçek ne? Erdoğan'ın 'Türk milletinin devamı' şeklindeki ifadesi ve verdiği 2037 tarihi ne anlama geliyor? Erdoğan'ın açıkça dile getiremediği, dilinin altındaki bakla aslında Kürt nüfusu. Hakkındaki dava nedeniyle partisi kapatılma riskiyle karşı karşıya bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünlerde gündeminde hararetli bir başka konu daha var. O da, 'çocuk kampanyası.' Erdoğan bir süredir 'En az üç çocuk yapın' çağrısını sık sık tekrarlayarak, bu konuyu özellikle gündemde tutmaya çalışıyor. Uzun yıllar ülkeyi yöneten 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, 'Herkes bakabileceği kadar çocuk yapmalı' sözleriyle tartışmaya katıldı. Demirel, 'Bakamayacağınız halde 3 çocuk sahibi olursanız o çocuklar sokaklara düşer, tinerci olur. Yolsuzluklara bulaşır' derken, Erdoğan'ın buna yanıtı, 'Siz tinerci mi oldunuz, yolsuzluklara mı bulaştınız?' oldu. Böylece Erdoğan'ın sözleri Demirel'le arasında karşılıklı bir tartışmaya dönüşmüş oldu. 'Erdoğan beni anlamadı' diyen Demirel, 'Daha sağlıklı, daha zengin, daha eğitimli, işi olan bir toplum mu istiyorsunuz? O zaman herkes bakabileceği kadar çocuk yetiştirsin' diyerek, tavrını sürdürdü. Aile planlamasının bir ülkedeki nüfusu azaltma meselesi olmadığını, çocuk ve anne ölümlerini önlemenin de en önemli şartı olduğunu söyleyen Demirel, son 25 yıla bakıldığında, dünyada ortalama doğurganlık oranının yüzde 4.8'den 2.6'ya, Türkiye'de ise doğurganlığın geçen 25 yıl zarfında yüzde 5.1'den 2.3'e düştüğüne işaret etti. Artan nüfusa iş bulmak gerektiğini, bir kişiye istihdam yaratmanın maliyetinin 100-150 bin dolar civarında olduğunu ifade eden Demirel, Türkiye'de yılda bir milyon civarında çocuk dünyaya geldiğini, yüzde 5'lik bir büyüme ile ancak 500 bin kişiye istihdam yaratılabildiğini belirterek, 'Burada bir tercih yapmak durumundasınız, acaba daha çok işsizlik, yoksulluk, eğitilmemişlik ve daha çok muhtaç insan mı elde etmek istiyorsunuz? O zaman çoğalın' diye konuştu. 'Türk milletinin devamı' Demirel'in bu sözleri üzerine Erdoğan, 'Türkiye'nin gücünü, Türk milletinin devamını isteyen karşı çıkmamalı. En az üç diyorum' diyerek, tartışmayı etnik çağrışımlar içeren farklı bir boyuta taşıdı. Erdoğan, sözlerine karşı çıkanların bu ülkenin yararını ve geleceğini düşünmediğini savunarak, şunları söyledi: 'Bu gidişle 2037 yılında Türkiye yaşlı nüfus haline gelecek. Rakamla, bilgisel konuşuyorum. Bugün Avrupa ağlıyor ve 'Biz yanlış yaptık' diyor. Türkiye'yi de birileri bu oyuna kurban etmek istiyor.' Bölge, ülke ortalamasının üzerinde Peki Türkiye'yi yöneten biri eski, diğeri yeni iki lideri görüş ayrılığına düşüren 'çocuk' konusunun arka planında yatan gerçek ne? Erdoğan'ın 'Türk milletinin devamı' şeklindeki ifadesi ve verdiği 2037 tarihi ne anlama geliyor? Erdoğan'ın açıkça dile getiremediği, dilinin altındaki bakla aslında Kürt nüfusu. Erdoğan, 'Türk milletinin devamını isteyenler karşı çıkmamalı' derken bunu kastediyor. 'Rakamla, bilgisel konuşuyorum' diyerek, devletin nüfus projeksiyonuna dair yaptığı araştırmalara dayandığının mesajını veriyor. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün araştırmalarına göre, Türkiye'nin ortalama doğurganlık hızı 2.2 düzeyinde. Bu rakam bir kadının sahip olduğu ortalama çocuk sayısını ifade ediyor. Türkiye genelindeki bu oran bölgelere göre nasıl bir seyir izliyor? Aynı araştırma verilerine göre Batı illerinde özellikle kentlerde 1.8 olan bu oran, Bölge'de 3.65. Yani ortalama çocuk sayısı Türkiye genelinde düşerken, Bölge'de bu sayı ülke ortalamasının üzerinde seyrediyor. Örneğin İstanbul'da doğurganlık 1.8 olarak belirlenirken, GAP Bölgesi'nde bu oran 4.19 düzeyinde. Bölge'de en düşük doğum oranı 1.8 ile Dersim'de gerçekleşiyor. Nüfusu Kürtler ayakta tutuyor Bu verilerin ortaya koyduğu sonuç şu: Doğurganlık oranı Batı'da düşerken, Kürt illerinde düzeyini koruyor. 1990'lar sonrası yaşanan iç göç hareketi göz önünde bulundurulduğunda Batı'daki 1.8 olan doğurganlık oranı içinde de yine Kürt nüfusunun kayda değer bir etkinliği var. Bir başka ifadeyle Türkiye'nin demografik yapısını doğurganlık oranını koruyan Kürt nüfusu ayakta tutuyor. İşte devleti kaygılandıran ve yeni nüfus politikaları oluşturmaya iten de Kürt nüfusunun demografik yapı içindeki bu ağırlığı. Başbakan Erdoğan'ın ifade edemediği gerçeği bu veriler ortaya koyuyor. Eğer batı ile doğu arasındaki bu doğurganlık farkı kapanmazsa 2030'larda Kürtlerin oranının genel nüfus içerisinde önemli bir düzeye ulaşacağı tahmin ediliyor. 'Kürt-Türk nüfusu 2030'da eşitlenecek' Erdoğan'ın sözlerinden Kürt nüfusunun genel demografik yapı içerisinde ulaşacağı düzeyin devletin labirentlerinde ciddi bir biçimde analiz edildiği anlaşılıyor. Nitekim bunu yansıtan görüşler zaman zaman ortay atılmıyor değil. MHP İstanbul Milletvekili, emekli büyükelçi Gündüz Aktan da, üç yıl önce Kürt nüfusunu gündeme getirmişti. Devlete strateji oluşturan Avrasya Stratejik Araştırmalar Kurumu'nda da görev alan Aktan, 24 Kasım 2005 tarihli Radikal Gazetesi'ndeki köşesinde aynen şu görüşleri savunuyordu: '...Asıl önemli sorun Bölge nüfusunun Türkiye geneline oranla birkaç kat yüksek olması. Bunda PKK'nin siyasi amaçlı çoğalma söyleminin etkisi var. Öte yandan, Bölge kadınının belki de dünyada eşi benzeri görülmeyen ölçüde aşağı statüsü ve bu bağlamda çokeşliliğin yaygınlığı nüfus artışını rekor düzeye çıkarıyor. Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt nüfusun bu artış hızıyla 2025'te ülkenin geri kalan nüfusuna eşit olacağı hesaplanıyor. İyimser tahminler Kürtlerin bu hedefe en geç 2035'te ulaşacağını gösteriyor...' Aktan'ın dile getirdiği bu görüşlerin devletin ilgili katlarında süzgeçten geçtiği bir gerçek. Burada dikkat çekici bir nokta var. O da, Aktan'ın dile getirdiği 'Kürtlerin nüfusunun ülkenin geri kalan nüfusuna eşitleneceği' 2035 tarihiyle, Başbakan Erdoğan'ın verdiği 2037 tarihlerinin hemen hemen aynı olması. Erdoğan, 'Böyle gidersek 2037'de Türkiye Avrupa ülkeleri gibi yaşlı nüfusa dönüşecek' demişti. Erdoğan'ın 'üç çocuk yapın' çağrısının altında gizlenen Kürt nüfusu korkusunu Gündüz Aktan'ın 3 yıl önce kaleme aldığı bu yazıda görmek mümkün. Erdoğan'ın 'çocuk kampanyasını' özellikle Batı illerindeki gezilerinde sık sık tekrarlaması, 'Türk nüfusunda artışı teşvik etme' faaliyeti olarak dikkat çekiyor. MGK'de ele alınmıştı Biraz daha gerilere gidilecek olursa Kürt nüfusuna dair tehdit algılaması ilk olarak 1996'daki Milli Güvenlik Kurulu toplantısında gündeme gelmişti. MGK Takip ve Yönlendirme Kurulu'nun 20 Kasım 1996'daki 'Sorunlar ve Çözüm Önerileri' başlıklı raporunda, Kürt nüfusuyla ilgili şu ifadeler yer almıştı: 'Kürtlerin oturduğu bölgelerde nüfus artışı diğer bölgelerden yüksek. Kürt nüfusu 2025'te toplam nüfusun yüzde 50'sinin üzerine çıkma eğiliminde. Bu, Kürt milliyetçiliğinin canlı tutulmasıyla birlikte düşünüldüğünde, bunun da milletvekili sayısına oranlaması uzun vadede Türkiye için vahim tehdit oluşturabilir. Bölge'de nüfus planlaması seferberliği elzemdir. Az çocuğa prim ve çok çocuğa vergi gibi radikal önlemler gereklidir.' MGK'nin 1996'daki bu raporunun ardından Bölge illerinde 'nüfus ve aile planlaması' adı altında doğurganlık oranını düşürmeye dönük, kısırlaştırma da dahil bir dizi tedbir devreye sokulmuştu. Göç tehdit olarak görülüyor! Kürt nüfusundaki artış 9 yıl sonra 2005'teki MGK toplantısında da bir kez daha gündeme geldi. MGK Genel Sekreterliği'nin hazırladığı 40 sayfalık 'Güneydoğu Eylem Planı'nda yer alan 'Kürt nüfusunun artış hızı' başlıklı raporla, Bölge'nin doğurganlık oranı masaya yatırılmıştı. Bununla bağlantılı olarak MGK'de göç sorunu da ele alındı. Jandarma Genel Komutanlığı'nın kurula sunduğu raporda, göç ve nüfus hareketleri masaya yatırılarak, göç alan bölgelerdeki muhtemel nüfus artışları üzerinde durulmuştu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök de 20 Nisan 2005'te Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmada, göçü iç tehdit unsurlarından biri olarak değerlendirerek, şunları kaydetmişti: 'Göç eden vatandaşlarımızın bir bölümü, toplumun bütünüyle entegre olmak yerine, maalesef kendi etnik ve mezhepsel kimliklerini öne çıkarmaktadırlar. Bu gibi davranışlar, toplumsal bütünlük yerine ayrışmaya neden olmakta ve büyük bir güven sorunu yaratmaktadır. Ayrıca; köylerden şehirlere göç sonucu oluşan varoşların sorunları, iç tehdit unsurlarının istismar edebilecekleri bir ortam oluşturmaktadır... Bu durum göç edenler ile yerli halk arasında artarak devam eden iletişim ve kaynaşma noksanlığı ile menfaat çatışması gibi sorunlar yaratmakta, bu illerin emniyet ve asayişi ile kamu düzenini olumsuz yönde etkilemektedir.' Göç haritası çıkarıldı İç göç hareketi ve nüfus artışının masaya yatırıldığı 2005'teki MGK toplantısının ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nın talebi doğrultusunda Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'ne, 'Türkiye Göç ve Yerinden Olmuş Nüfus Araştırması' yaptırıldı. Araştırma, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Dersim, Van, Adıyaman ve Ağrı'nın yanısıra göç alan Mersin, Adana, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirleri kapsadı. Yerinden olan kişilerin göç etmeden önceki yerleşim yerlerine, göç ettikleri yerlere, göç öncesi ve sonrası nitelikleriyle sayılarına ilişkin bilgileri tespit eden araştırma sonuçları açıklanmadı. Göç haritasını çıkartan bu araştırmanın sonuçlarının halen gizli tutulması dikkat çekiyor. Genç nüfusta azalma eğilimi Uzmanlara göre, Türkiye'deki ortalama doğurganlık oranı 2.1'in altına düşme eğiliminde. Nüfus projeksiyonlarına göre; 2.1 oranı nüfusun kendisini yenileme düzeyi olarak kabul ediliyor. Avrupa'da birçok ülkede bu oran 2.1'in altına indi. Uzmanlara göre, Avrupa'nın şuan Türkiye değerlendirmesinde nüfus faktörü de önemli yer tutuyor. Nüfusun fazla olması ve genç nüfustan oluşması AB'yi düşündürüyor. Uzmanlara göre; yüksek nüfuslu bir Türkiye'yi AB'ye almak bir açıdan risk getirirken, bir açıdan da kendi genç nüfus eksikğini kapatmak için de bir denge unsuru oluşturuyor. Birleşmiş Milletler'in yaptığı projeksiyonlara göre de, şuan 12.5 milyon olan 15-24 yaş arası gençlerin sayısı 2010 yılında 13.7 milyon ile zirve yaptıktan sonra azalmaya başlayacak. Yine aynı tahminlere göre; 2040 yılında 15-64 yaş arası, yani çalışma yaşındaki nüfus en üst düzeye ulaşarak 64.8 milyonu bulacak. BM, düşen doğum oranlarına bağlı olarak nüfusun bu tarihten sonra azalacağını ve 65 yaş üstü nüfusun 15-24 yaş arası nüfustan daha fazla olacağını ileri sürüyor.
- 16 cevap
-
- Kürt nüfusu
- Göç haritası
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
DTP'li Emine Ayna yine teröristbaşı Öcalan'ı savundu
Taner Bayram şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Politika Bilimi
Ya siz sasirdiniz ya da biz: AKP ile hic bir zaman ittifak yapmadik. Hatta bagimsizlarin secilmelerini engellediler sirf bizler meclise girmeyelim diye! Yani sizin dediginiz YANLIS oldu, dogrulari yansitmiyor! Memleketin sorunu parti sorunu degil. Kimsenin kendinden ya da tarif edilenden baska halka, dusunceye tahammulu olmamasidir! Kurtler tehlike, turbanlilar tehlike, Iran tehlike, her sey tehlike. Artik acalim gozumuzu. Diger ulkelerde insanlar kendi degerleri icinde baris icinde kardes kardes yasiyor **** Ben neden kendi kimligimle Kurt olarak yasayamiyayim? Ne munasebet? ******* -
Kardesim yok saymak icin can attiginiz Kurtleri bile MGK dosyasindan 13 milyon nufusla cikardiniz. Daha dun haberlerdeydi! 20 milyonuz iste, kabul etseniz de etmeseniz de! ****** Birakin Allah askina su yaptiginizi. Artik tadi kaciyor tartismanin bile. Turkiye'de en az 20 milyon Kurt yasiyor. Iddia ediyorum. MGK bile bunu 13 milyon diye ortaya atiyorsa artik gercegin hangi sayi oldugunu bir de siz dusunun! Sen bu memleketin 75 milyonundan birisin. Iste bizim asil sorunumuz o, birakin Kurt olarak Turkiye vatandasi olarak kendi degerlerimizle kendi dilimizle ve kulturumuzle yasayalim o zmaan siz kimsiniz bi kimiz gibi sorular sorulmaz! CHP gibi son yillarda MHP'den dahi daha cok milliyetcilik ve Kurt-Turk ayirimi yapmis ve Kurt yorelerinde adeta IFLAS etmis (ki Turk Siyasi sahnesinde de iflas ettiler bana sorarsaniz), meclisi ve meclisin kararlarini bile HICE sayan bir partiye yumurta domates degil daha neler neler atilirdi. Dedim ya! Simdi ben olsam Diyarbakir'da karpuz yagmuruna tutardim o insanlari. Az bile etmis benim Diyarbakirlilarim! Kurt olarak ama Turkiye Cumhuryiyetinin esit vatandasi olarak, dilimizi konusarak, tarihimizi ogrenerek, bayramlarimiz kutlayarak yasamak istiyoruz. Ne yani gelip HAYIR mi diyeceksiniz? Ne derseniz diyin, Turkiye'de ki Kurtlerin hakki verilmedikce bu ulke hic bir zaman ama hic bir zaman REFAH ve BARIS goremeyecektir!
-
Hangi insanhaklarindan ve hukuktan bahsediyorsunuz? - 20 milyon Kurt insanini yok sayan insan haklarindan mi? - Onlarin dilini cok goren insan haklarindan mi? - Turban takmayi bile sorun haline getiren insan haklarindan mi? - Halkin yarisinin oyunu almis partiyi icine sindiremeyen hukuk ve insan haklarina mi? Demogojinin alasini yaptiniz. Iste sorun da bu zaten, "ben ne istersem yapayim da sizler bir sey yapamayin sizler bir sey diyemeyin" anlayisi! Demogoji yapmayi nerede mi ogretiyorlar? CHP GENEL MERKEZI'nde! :) saygilarrrrr....