Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ERBAY

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    5.840
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    7

ERBAY tarafından postalanan herşey

  1. ERBAY

    Çağrışım

    yağmur....
  2. ERBAY

    Çağrışım

    polatı unut....
  3. eti bumbada'ya....
  4. ERBAY

    Çağrışım

    gökyüzü
  5. abicim doğum günün kutlu olsun...ALLAH sağlıklı huzurlu bir ömrü sevdiklerinle geçirmeni nasip etsin....
  6. Sanma ki ben bilmiyorum Oyunun kurallarını Ama tercih etmiyorum Denedim hiç tat almadım Olana kadar bekliyorum Gururdan sevgi ölür mü Yağmursuz çiçek büyür mü Bir kaç cümle son bir bakış Bilinmez maceralara Gidiyorsun can evimden Ağlat beni sana da bu yakışır İnsan bu elbet buna da alışır Bela oldun zaten başıma Git gidişin aslında benim kurtuluşumdur.....
  7. ERBAY

    KARŞILIKSIZ AŞKLARA...

    Kendime Sarıldım Geçemezsin kalbimin sokaklarından artık sana geldiğim yollardan döndürdün beni kendime sarılacağım yeniden seni hiç sevmemiş gibi kimsesiz bir vedanın busesini söküp dudaklarımdan gökyüzüne fırlatacağım varsın söz dinlemesin gözlerim varsın ağlasın isterse yağmurlarla seni unutacağım Vuramayacak artık anıların da beni gönlümün arka sokaklarında dolaşmak yok korkmuyorum şarkılardaki veda makamından korkmuyorum kalbimle buluşmaktan beni benden başkası vuramaz artık inan seni unutacağım en yorgun yerindeyim hayatın en yoğun acısındayım sevdanın hüznün karanlığını aydınlatacağım her sabah biraz daha kendime sarılıp seni unutacağım Naşide Göktürk
  8. ERBAY

    MAVİ MAVİ SEVDİM SENİ

    MAVİ MAVİ SEVDİM SENİ Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben kalbim şimdi bir sokak çocuğu kelebekleri göç etti gönlümün ıssızlaştı hayat sanki sanki sabahı eksik şiirlerimin sanki gecesi hep kanayan bir yara ve sanki artık hep kanayacak ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim çare yok ağlayacak Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben kapıları kendime ben açamadım ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni ter içinde takvimler istasyon öksüzlüğünde gözyaşım düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım savunamadım seni kimselere anlatamadım seni kimselere kimsesiz kaldım en çok da sensin Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben sana uyumak sana uyanmaktı hayat sıratını geçtim yaşarken,korkmadan korkumu geçtim cesarete ihanetle berduş bir,yalan masumiyeti öptüm bile bile tek sen gitme diye sonbahar oldum,yaprak yaprak ağaç oldum köklerimi unutarak tesellisiz bir geceye fırlatıldım kalbimi dar bi kafese kapatarak içimde bir kanarya hiç susmadan ağlayacak Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak seni sevdiğimi bağırdım mehtabına beyazında aklandım bulutunun mavi mavi sevdim seni içim kan ağlayarak Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben anlattıkça kış vuruyor satırlarıma anlattıkça üşüyor,anlattıkça ısınıyor yüreğim bu gün sardunyalarım da açmadı belkide küskün renklere ellerimde ibadet gibi yaşadıklarım ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım sensiz soluyorum anlayacağın mavi mavi ölüyorum duyuyor musun orda mısın var mısın yok musun? Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben yanarak yıkılarak aklıma her geldiğinde AĞLAYARAK........... Naşide Göktürk
  9. aleyküm selam.... hoşgeldin...
  10. aleyküm selam...hoşgeldin...
  11. imzasını görünce çok şey geldi aklıma birden....
  12. ufaklığım geliyo...
  13. kestane şekeri geliyo
  14. ERBAY

    Çağrışım

    top
  15. maykıl ceksın geliyo
  16. 300 SPARTALI... arkadaşımın yüzünden yunanların sahte bir kahramanlık filmini izlemek zorunda kaldık....
  17. ERBAY

    Çağrışım

    osmanlı tokatı
  18. ERBAY

    ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

    :clover:
  19. ERBAY

    ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

  20. ERBAY

    Çağrışım

    tarifsiz duygu
  21. ERBAY

    Çağrışım

    sevgi
  22. ERBAY

    ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

    Çanakkale Şehitlerine Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşına da, Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb. Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm. Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi; 'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi. Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? 'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. 'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif Ersoy
  23. kebeleğim hasta olmuş ona gelsin...
  24. ERBAY

    KARŞILIKSIZ AŞKLARA...

    Meşgale Kimi insan derbeder Ömrünü heba edip gider Kimisi maişet derdine düşmüş Rahattan bihaber Olmayacak işler peşinde Kimisi taban teper Kimisi dul kimisi yetimdir Alınyazısı kahreder Aklından zoru var kiminin Merhamet ister Ben sevda çekerim Hepsinden beter.... Cahit Sıtkı Tarancı
  25. ELEDİM ELEDİM...(KLİP) :crying:
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.