Zıplanacak içerik

ERBAY

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ERBAY tarafından postalanan herşey

  1. hani hepberaber görüşücektik....
  2. gözüm seni biyerden ısırıyo... seda halacım hoşgeldin sende....
  3. ERBAY şurada bir blog başlığı gönderdi: ERBAY
    Zamanın gözbebeklerinden yuvarlanıp seni "sana" yazdım dün gece. Oysa yarın erken kalkacaktım. Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla. Sütten yeni kesilmiş dağ ceylanlarını sabah ezanında uyandıracaktım. Uyumalıydım aslında. Kirpiklerim, uykuya hazırdı oysa. Ama ben seni düşündüm yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerde. Uykusuzluğumu taş dibeklerde dövüp ben seni " sana " yazdım dün gece. Yüreğimi kalem bilip sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koynuna. Yürek luğatindeki tüm kelimelerimle bir bir seni anlatmaya çalıştım. Seni " sana " yazdıkça , gözlerin parmak uçlarımı okşuyordu sanki. Dur durak bilmiyordum. Kalemin ucundan mürekkep değil bembeyaz yüreğinin mavi denizlerine "ben" akıyordum sanki... Hatırlar mısın gülüm, seni sevdiğim zamanları. Gözlerini ilk gördüğümde; güneş, nadasa bırakılmış toprağa ekiliyordu. Yıldızlar, gecelere bir gelin edasıyla birer birer seriliyordu " seni" yüreğime ördüğümde. Güneş, toprağa; gece, karanlığa; kelebekler, bahara ve ben sana sevdalıydım. Utangaç yanaklarına uzanıp gözlerimi pamuksu düşlere kapatmıştım. Sesin, hoyrat meltemlerin sarıldığı deniz kadar ılıktı. Dokunmaya bile kıyamadığım bir yürektin sen. Her gece uyurken gözlerine cicekleri taşırken gözbebeklerini inciteyeceğim diye korkardım. Gözlerinin içine bakmaktan çekinirdim. Her baktığımda buz dağının güneşin karşısındaki erimesi gibi gözlerindeki umut tanelerinin de erimesinden korkardım. Bilirsin, ellerim küçüktür benim. Küçük ellerime düşleri giydirip yüreğinin resmini çizdim gökyüzüne. Alnındaki ince cizgileri işledim bulutların narin gözlerine.. Oysa irin toplamış acıları soğuk kaldırımlarda dövmekte usta olan ellerim, yüreğinin resimini gökyüzü tuvaline yapamayacak kadar acemiydi. Oysa alnındaki ince çizgileri bulutların gözlerine işlemekten aciz ve bir o kadar kabaydı...Gözlerini, suya; yüreğini semaya yazdım.Küçük ellerimle nasıl çizdim bilmiyorum ama dün gece seni " sana " yazdım. Seni " sana " yazdığımda sen uyuyordun. Ay ışığı saçlarına beyazları giydirmişti.. Kangren gece, kirpiklerine yaslanıp delicesine umudu soluyordu.. Avuç içlerinde, rüzgarla olan kavgalarını bir türlü bitiremeyen hayırsız fırtınalar sabahın geceden ayrılışını bekliyordu. Oysa senin olan bitenden haberin yoktu. Sen, gül kokulu Melek'lerin omuzlarına göğsünü dayayıp sanki Cenneti soluyordun yatağında. Mavi denizler, karakışlara gelin gitmiş baharların tozlu dudaklarını yıkıyorlardı o masum gözlerinde. Önünde eğilip yüreğinin soluk alışını izledim.. Öyle duruydu ki gözlerin, öyle ılıktı ki nefesin; senden habersiz her nefes alışında nice yetim kırlangıçlar sıcak iklimlere kanatlanıyordu. Yağmurun toprağa düşerken nabzı atmıyordu.. Çünkü sen uyuyordun. Sen hulyalarda Cenneti soluyor ve huzur şehirlerini bulutların üzerinde izliyordun.. Hiçbir sey bu güzelliği bozmamalıydı.. Ve karanlık sırf sen uyanmayasın diye cığlıklarını yüreğine gömüp dudaklarını kanatarak yeni günün doğumuna sessizce tanıklık ediyordu... Birazdan zaman; yeni doğacak sabahın, arsız karanlığın esaretinden kurtulup özgürlüğüne kavuşma çığlıklarına gebe kalacaktı. Güneş, perdelerine eğilip baharın umutlarını fısıldayacak. Saçların, bir karanfil kadar güzel kokacak. Ve ben bir nefes kadar yakında seni izliyor olacağım. Zannetme ki, yanındayım. Ben, senin tarafından sevilmenin verdiği güçle, yeni filizlenmiş ciceklerin dallarını kıran fırtınalara kafa tutacağım. Uykusunu almış ceylanları uyandırıp senin gül desenli yanaklarına salacağım. Ve avuç içlerinin terine kıyamadığım için rüzgarın peşine düşüp yüreğine ılık meltemleri yollayacağım. Ve akşam olup sen uyuduğunda ben senin yüreğine geleceğim. Dün gece kaldığım yerden seni " sana " yazmaya devam edeceğim..
  4. ablacuuuuuuuuuuuumm beraber horon tepcez senle....
  5. susarmısın....
  6. beni gerçekten sevenlere çiçek değil kalbimi veriyorum....
  7. sizdekilerin içine bile girilmiyo bea...
  8. hoşgeldin banada hiç yabancı gelmedin yerli'den mi yoksam.....
  9. kullanıyom ama yıkayan yok gidip geri veriyim....
  10. ERBAY şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    sevenin halinden sevenler anlar....
  11. sen kendine malzeme edemedin ki buraya edesin...
  12. nerde sende o yürekkkk....
  13. MEYDÜN...
  14. ERBAY şurada cevap verdi: ERBAY başlık Trabzon
    BURDA BULUTLARIN ÜSTÜNDE OLMANIN ZEVKİNİ ÇIKARIYORUM.... BUNUDA YAYLAYA ÇIKARKEN ÇEKTİM... BUDA ÇAYIR TAŞIYAN TEYZE...
  15. bekarlık sultanlıksa evlilik krallıktır....
  16. hahahahaha ALLAH daha iyi etsin o zaman.... ha bu arada hoşgeldin diyimde topiğin formatı bozulmasın....
  17. tamam o zaman.... işler nasıl gidiyo duşakabinlerde bi sorun varmı bu aralar banyo yapanlar çok olur malum havalar sıcak falan....
  18. nerelerdesin yav yoksam mazotun mu bitti...
  19. ulen sen açtırdın mevzuyu..banane yav sen bardak çanak kırmaya devam et....
  20. ERBAY şurada bir blog başlığı gönderdi: ERBAY
    Gül Bahçesindeki Sevgiliye Ağıt Sen ki, mağrur çehrenle, asi bahar gülüsün. Önünde secde eden, bülbüle gülen gülsün. Bense sarp kayalarda, yorgun yıldız çiçeği. Tek bir sözüne vurgun, kanlı sevda çiçeği. Sen gül bahçelerinde, ağıtlardan uzaksın. Beyaz gönül kuşumu, yaralayan tuzaksın. Gökkuşaklı hayaller, uykunu süsledikce, Gecelerin tenine, aşkla seni işledim. Göklerinde yıldızlar, şiirler söyledikce, Çürüttüğün baharın, hazarını izledim. Yalnızlığın küf kokan, yitik mahzenlerinde, Ciğerin kanamadı, has aşkın közlerinde. Sen sevda acısını, yaşamadın bilmezsin. Bıçak sırtı kederi gaye, bal eylemezsin. Gemilerin poyrazda, yönünü şaşırmadı. Limansız öksüz gibi, hiç çaresiz kalmadı. Ateşi üzerine, derman diye örtmedin. Sevdanın korlarını, şifa diye öpmedin. Hüzün çıkmazlarından boşluklara düşerken, Tutunacak ellere, boş yere uzanmadın. Aşkın uçurumunda yârdan imdat beklerken, Bin parçaya bölünüp, toprağa dağılmadın. Ruhumun yamacında, yeşil ovalar vardı. Güneşle sarmaş dolaş, gözlerine uzardı. Koşardı ceylanlarım, sen kalbime baktıkca. Coşardı nehirlerim, sen gönlüme aktıkca. Ay parçası yüzünde, mehtap şarkı söylerdi. Saçlarında yakamoz, parlar eşlik ederdi. Senin bir bakışınla, kainat aydınlanır, Yüreğimin çölünde, kumlar çiçek olurdu. Gonca gamzelerinde, tüm tabiat canlanır, Filizlenen duygular, aşka buse olurdu. Sen sevdamın özüne, inemedin maralım. Deryanı bulandırdın, yüzemedin karalım. Sen aşkı bir mevsimlik, gönül oyunu sandın. Ağustos güllerinin, mis kokusuna kandın. Hazan rüzgarı esip, güz gülüne dönünce, Aşkımı öğrenirsin, pişmanlık görününce. Nigar Yıldız
  21. ERBAY şurada bir blog başlığı gönderdi: ERBAY
    Sonsuzluğumsun Tomurcuklanan düşlerim. Beni sana götürüyor, Hayatın kokusunu, Kendimden şaşırmışlığımla, İçime çekiyorum. Ve içindekileri dışına çıkarıyorum. Kollarının sıcaklığına bürünerek, Aşkını düşüncelerimle, Kanarak içiyorum. Zaman ve mekan, İçimdeki huzurla birleşiyor. Bana geleceğin yolu, Kırmızı güllerle süsledim. Ağaçların dallarına, güneş ışınlarını astım. Geceden kalan ayın parlaklığını, Saçlarıma serperek beklemelere sarıldım. Sana doğru ilerlerken, Ellerimde rüzgarın esintisini taşıyorum. Bir yıldızı öpmen için sana güç veriyorum. Öp ki her daim temiz ve parlak ışıldasın. Bilmelisin aşk benim sonsuzluğum olacak. Sen çılgın dalgalarında, Kalbimi sürükleyen bir denizsin. Ve her anım senin sayende, Sonsuzluğum oluyor.. Nigar Yıldız
  22. gıı yoksa sen ankaradamısın....pekle geliyrum....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.