hasakcay tarafından postalanan herşey
-
1 YIL 354 GÜN MÜ ?
Lisânul Arab'dan: العرب تجعل السنة ستة أَزمنة: شهران منها الربيع الأَوّل، وشهران صَيْف، وشهران قَيظ، وشهران الربيع الثاني، وشهران خريف وشهران شتاء؛ Araplar yılı her biri 2 ay süren 6 mevsime bölerlerdi: Rebiulevvel (erken iLK BAHAR): Mart, Nisan Sayf (geç iLK BAHAR): Mayis, Haziran Kayz (YAZ): Temmuz, Ağustos Rebiussâni (erken SON BAHAR): Eylul, Ekim Harîf (geç SON BAHAR): Kasim, Aralik Şitâ (KIŞ): Ocak, şubat Soru 1: Kureyş suresindeki "sayf"i ele alalim. Mevcut çevirilerde YAZ diye geçiyor ama gerçekte nedir; ilk bahar mi, yaz mi? Soru 2: Kureyş suresinde SAYF ve ŞiTÂ geçiyor. Mevsimdir bunlar ve KIŞ daima kıştır, iLK BAHAR daima ilk bahar yani vakten sabit. Mevsimler vakten sabit olup dururken onlarin aylari vakten oynak olur mu? Kamerî aylarin örnegin "şehru ramazân"ın vakten oynayip yilin içinde habire dolasmasi olacak iş midir?
-
1 YIL 354 GÜN MÜ ?
Şuna dikkat: YILDIZ takviminde geçen MENÂZiL yildiz kümeleriyle ilgilidir, Kuran'da geçen MENÂZiL ise gökteki ay ile. Yasin 39: Vel kamer... Kaddernâhu menâzile hattâ âdekel URCÛNiL KADîM Ve ay... Ay eski bir HURMA YAYI olana kadar menâzil ölçeriz ona. MENÂZiL nüzul etmek, inmek anlamindaki fiilin bir türevi. Çogul. Yani menziller anlamina geliyor. Gökteki ay dolunaydan son hilale inip varirken ugruyor o "menziller"e. O ------------> D ------------> ( Tam dolu --> çeyrek -----> eski hurma yayı Dolunay ---> son dördül--> son hilal Gökteki ayın "menâzil"i bunlar. Kur'an açisindan dolunaydan önce degil dolunaydan sonrakiler.
-
1 YIL 354 GÜN MÜ ?
Hz Muhammed sagken kamerî yil yok. Onun zamaninda iki takvim kullanilmis (Bkz. Kevser Başar'in CAHiLiYE DÖNEMiNDE NESî UYGULAMASi başlikli yüksek lisans tezi): 1.AY-GÜNES takvimi 2.YILDIZ takvimi AY-GÜNES takviminin esas aldigi YIL günes yilina uyarlanmis olup 365 gündür. YILDIZ takviminin esas aldigi YIL ise 28 "menâzil"den meydana gelir. Bunlarin 27'si 13'er gündür (27 x 13 = 351), 1'i 14 gün. Toplam: 365 gün. Hz Muhammed'in kullandigi takvimler bunlar.
-
1 YIL 354 GÜN MÜ ?
ARTIK AYLAR nerden geliyor? 11 günlük farktan. Farklar birike birike 29.5 güne ulastiginda gökte ARTIK AY beliriyor. Örnegin 11 + 11 + 11 = 33 Bunun 29.5 günü ARTIK AY olarak belirir, 4 günü ise birikmeye devam eder. O yüzden YIL = iddet eş-şuhûr denemez. Baska bir deyisle gökteki aylardan YIL olmaz. Kamerî yilcilarin dedigi gibi "Ben yaptim oldu!" denirse kamerî yil ucubesi olur. YIL MIL degildir kamerî yil. Vakten oynak aylara sahiptir; vakti o yüzden bildiremez. Örnegin "Muhammed nebinin dogum YIL dönümü hangi mevsimdedir?" sorusuna verebilecegi bi cevabi yoktur kamerî yilin. YIL uzunlugu degismeyen bir süredir, örnegin 365 küsur gün. IDDETLER ise degisirler. Örnegin iddet eger "artik ay"a sahipse... 383.5 gündür, "artik ay"a sahip degilse... 354 gün.
-
1 YIL 354 GÜN MÜ ?
ARTIK AYLAR olmasaydi... yil yildan yaklasik 11 gün ERKEN gelmeyi zincirleme sürdürecekti. Verdigim 5 iddete 2'den itibaren bakar misiniz. 03te, 15te'dan 11 gün ERKEN, 23ha, 03te'dan 11 gün ERKEN ... ama 4'te zincir kopuyor: 12te, 23ha'dan 19 gün GEÇ çünkü devreye 13ha tarihli artik ay girmis. Mevsim açisindan gökteki aylar bunun için vakten sabit: 15te yaz mevsiminin içinde, 03te yaz mevsiminin içinde, 23ha yaz mevsiminin içinde, 12te yaz mevsiminin içinde, 02te yaz mevsiminin içinde. Örnegin Hz Muhammed'in HÖ 12 Rebiulevvel'de dogdugu kabul ediliyor. MS 23 Nisan 571'dir bu. Yani ilk bahar. Hz Muhammed bir şu mevsimde bir bu mevsimde bir o mevsimde... dogmamistir. Kutlu dogum günü daima ama daima ilk baharin içindedir. Şimdi düsünelim. Allah'in kurdugu düzende Yil yildan 11 gün ERKEN gelir mi? Gelip de vakten habire oynayan aylara sahip olur mu yani kamerî yil diye bi yil olur mu? Bir insan bir şu mevsimde bir bu mevsimde bir o mevsimde dogar mi? Siz bir şu mevsimde bir bu mevsimde bir o mevsimde mi dogdunuz? Kamerî yil gökteki aylarin 12 tanesi 1 yil olsun diye artik aylar ertelenerek uydurulmustur. Kamerî yil ucubesi Allah'in kurdugu düzene fesat sokmustur, Allah'in dinine ihanettir.
-
1 YIL 354 GÜN MÜ ?
Ayın menzilleri yillarin sayisini bilmemizi nasil saglar, kisaca anlatmaya çalisayim. Menzillerden biri ayın dolunay evresidir. Bkz: http://www.timeanddate.com/calendar/?year=2011&country=4 Bir dolunayin görünüşüyle bir sonraki görünüşü arasina Tevbe 36'de IDDET EŞ-ŞUHUR deniyor.. Örnegin 21 Hazirandan hemen sonra dogan dolunayi baslangiç kabul eden 5 iddetin dolunaylari dogduklari tarihlere göre şunlardir (ha:Haziran, te:Temmuz, ağ:Ağustos...): 15te 2011-13ağ-12ey-12ek-10ka-10ar-09oc 2012-07şu-08ma-06ni-06ma-04ha 03te 2012-02ağ-31ağ-30ey-29ek-28ka-28ar-27oc 2013-25şu-27ma-25ni-25ma 23ha 2013-22te-21ağ-19ey-19ek-17ka-17ar-16oc 2014-15şu-16ma-15ni-14ma-13ha 12te 2014-10ağ-09ey-08ek-07ka-06ar-05oc 2015-04şu-05ma-04ni-04ma-02ha 02te 2015-31te-29ağ-28ey-27ek-26ka-25ar-24oc 2016-22şu-23ma-22ni-22ma-20ha Görüldügü üzere 1 iddet EN AZ 12 dolunaya sahip ama... bazi iddetlerde arti ay var. Iste o arti aylar gökteki aylari mevsim açisindan vakten sabit hale getiriyor. Bunun nedeni ve sonuçlari her halde malumunuzdur; arti, gerektiginde Allah isterse ben de anlatirim. Ama sonra. Dolunaylar vakten sabit demek IDDETLER güneş yiliyla at başi gidiyor demek. Farzedelim ki Kuran'in indigi ortamdayiz. Yillari bizim için sayiveren duvar takvimi yok, televizyon, radyo, gazete yok. Nasil bilecektik yillarin sayisini? 21 Haziran yilin en uzun gündüzü oldugu için kolayca aklimizda kalacakti. Biz de 21 Hazirandan hemen sonraki her dolunay için kaseye bir ÇAKIL taşi atmak suretiyle yillarin sayisini bilecektik.
-
Yasin sûresi
Sûrenin şu anda dilime ve aklıma yatan çevirisini buraya yazıp kendi yorumularımı ekliyorum. Yani bu benim "Ya Sin"im. Koruyan, bağışlayan Allah'ın adıyla. Ya Sin (1). Bilge Kuran’a and olsun, sen yollanan birisin, doğru yoldasın (2-4). Ve bunu, o üstün olup bağışlayan indiriyor; ataları uyarılmamış olan bilmezler topluluğunu uyaracaksın (5-6). Çoğunun üzerine o söz hak oldu, inanmaz onlar (6). Biz onların boyunlarına halkalar taktık çenelerine kadar; o yüzden başları kalkar (7-8). Önlerine bir duvar koyduk arkalarına bir duvar, ve örttük o kimseleri; görmezler (9). Uyarsan da bir onları uyarmasan da; inanmazlar (10). Sen Uyarı'ya kulak veren ve görmedikleri Koruyan’ı kâle alanları uyarabilirsin. Güzel bir ödülü ve bağışlandıklarını bildir onlara (11). Ölüleri diriltiriz Biz; insanın öne yolladığını da ardında bıraktığını da yazarız ve her şeyi ana kitapta tutarız (12). Ayet 7'de hak edildiği belirtilen söz kafirler içindir; ayet 70'te de geçiyor: Diriler uyarılsın; kafirler o "söz"ü hak etsinler. O söz Allah'ın Secde 13 ve Sâd 85'teki uyarısıdır: BAZI cinleri ve insanları cehenneme tıkacağım. Ayet 7'de boyunları tasmalı olarak resmedilen kimseler benim gözümün önünde şöyle beliriyor: Tasmalar o kadar enli ki omuzlarından çenelerine kadar varıyor. O yüzden başları kalkık. Her ne kadar kibirden öyle yaptıkları sanılabilirse de gerçekte SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ devreye girmiş; kıskıvrak yakalanmışlar. Yani çaresizlikten öyle yapıyorlar. Ayet 9'da anılan DUVAR bana göre ALLAH'IN TARZI demek olan "sünnetullah"tır. Yani yine SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ. Allah’ın hükmüne göre örneğin taş katıdır, onu tekmeleyenin ayağını acıtır; su insanı boğar; ateş yakar. Cahit Sıtkı Tarancı, OTUZBEŞ YAŞ: Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! ... O halde "Beni Allah’ın hükmü bağlamaz!" deyip girdaplara dalanlar ve kayalara kafa çıkanlar kendi kendilerini zora sokup manen kör ederler. (Devamı var)
-
Bir günde kaç farz namazı var?
Merhaba SideSwipe. "... biliyo musun?" derken bu iletiyi yazan Hasan Akçay'a sesleniyorsun her halde ama namazını düzenli kılan biri o. Sevgiyle, Hasan Akçay
-
Bir günde kaç farz namazı var?
Merhaba. Bir günde yalnızca iki farz namazı var. Bu gerçeğe yapılan itirazı kısaca cevaplamak istiyorum. Bu iletinin ardından gelen görüş teatisi esnasında ayrıntılar üzerinde durulması ümidiyle. İDDİA: Hûd 114'te "Gündüzün iki ucunda namaz kıl ve gecenin zülüflerinde!" deniyor, Ve akımi's salâte tarafeyi'n nehâri ve zülefen mine'l leyl (واقم الصلاة طرفي النهار وزلفا من الليل). Arapçada ZÜLEFEN ikiden çok zülüf demek yani 3 zülüf, 4 zülüf, 5 zülüf... O halde bir günde kılınması farz olan namazlar ikiden çoktur. Örneğin 3, 4, 5... CEVAP: Allah'ın gökleri ve yeri yaratırkenki hükmü (9:36) o ki yeryüzünün belli bir noktasında, örneğin Ankara'da, güneş ufuğa bir günde yalnızca iki kez değer, gün batarken ve gün doğarken. O yüzden bu iki ana gün batımı ve gün doğumu deniyor. (طرفي النهار) yani GÜNDÜZÜN İKİ UCU işte bu iki andır. GECENİN ZÜLÜFLERİ ise gecenin, gündüzün iki ucuna inip gelen anları oluyor. Yani bir ilçede gündüzün nasıl yalnızca iki ucu varsa gecenin de yalnızca iki zülüfü var. Allah "O iki zülüfte namaz kıl!" buyuruyor. Üçüncü bir zülüf yok; üçüncü bir farz namazı yok. Peki,(زلفا من الليل) yani GECENİN ZÜLÜFLERİ ne demek? Gecenin "birden çok yer"deki, örneğin Ankara'daki ve İstanbul'daki ve Edirne'deki zülüfleri demek. Toplam 6 zülüf. Takvime bakıyorum. Vakit... Ankara İstanbul Güneş. 06:24... 06:42 Akşam 16:42... 16:55 Ankara'lılar namazlarını gecenin Ankara'ya ait iki zülüfünde kılacak; İstanbul'lular gecenin İstanbul'a ait iki zülüfünde. Ankara'da güneş sabahleyin 2 kere, 3 kere, 4 kere 5 kere doğmuyor ki gecenin yalnızca orada 2 zülüfü, 3 zülüfü, 4 zülüfü, 5 zülüfü olsun. Güneş yalnızca 1 (bir) kere doğuyor; o yüzden orada gecenin sabaha inip gelen yalnzca 1 (bir) zülüfü var. Akşam da aynı. Yani Ankara'da gecenin gün batımına inip gelen yalnızca 1 (bir) zülüfü var. Ankara için gecenin zülüf sayısı Gün batımına inip gelen 1 + gün doğumuna inip gelen 1 = 2 zülüf Kısacası gecenin Ankara'da toplam 2 zülüfü var; İstanbul'da 2; Edirne'de 2; Atina'da... 2. Farz namazları o iki zülüfte kılınacak. Bir günde toplam 2 (iki) vakit. Zaten Yüce Allah bunu GÜNDÜZÜN İKİ UCU diyerek açık açık belirtmiş. Daha ne yapsın? Sevgi ile, Hasan Akçay
-
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
Her ne kadar gelenekçi ulema, örneğin Mevdudi, "mirasın pay edilmesinde ilk önemli kural erkeğin hakkının kadınınkinin iki katı olmasıdır" diyorsa da bu doğru değil. Çünkü kurallar değişmez; oysa 1’e 2 değişiyor. Hem de onu miras ayetlerinde Allah değiştiriyor. Nisâ 11: Çocuklarınız için Allah’ın size vasiyeti: bir erkeğe iki kadının payı. Çocuklar ikiden fazla kız iseler mirasın üçte ikisini alırlar; tek kız ise yarısını. Ölenin çocuğu var ise ana babasının her biri mirasın altıda birini alır; çocuğu yok ve varisleri ana babası ise anası mirasın üçte birini alır. Ölenin kardeşi var ise de anası mirasın altıda birini alır. Vasiyet ya da borçlarından sonra. Atalarınız ve oğullarınız, hangisi size yararca daha yakındır siz bilemezsiniz. Allah’ın farzları bunlar. Allah bilir; bilgedir. Nisâ 12: Karınızın çocuğu yok ise vasiyet ya da borçlarından sonra mirasının yarısı sizin olur; çocuğu var ise dörtte biri. Sizin çocuğunuz yok ise vasiyet ya da borçlarınızdan sonra mirasınızın dörtte biri eşinizin olur; çocuğunuz var ise sekizde biri. Ölen adamın mirasçıları bir erkek kardeşi ya da bir kızkardeşi ise bunların her biri mirasın altıda birini alır. Kardeşleri daha çoksa mirasın üçte birine ortak olurlar. Vasiyet ya da borçlarından sonra ve zarar vermeden. Allah bilir; anlayış gösterir. Nisâ 176: Senden hükmünü soruyorlar. Şöyle de: ana babasız ve çocuksuz kimseler hakkındaki ilahî hükme göre mirasçı tek kızkardeş ise mirasın yarısını o alır; tek erkek kardeş ise hepsini. Kardeşler iki kız iseler mirasın üçte ikisini alırlar; kadınlı erkekli ve çok iseler bir erkeğe iki kadının payı düşer. Allah size böyle açıklıyor ki sapmayın. Allah her şeyi bilir. ALLAH’IN VASİYETİ 4:11’deki "yûsi"nin kökü: VAV-SAD-YE. Anlamı: mal bağışlamak, vasiyet etmek, tavsiyede bulunmak. Fiilin Kuran’da kullanılan türevleri: vasiyet, vassa, avsa, tavassa. vasiyet (dişil isim) 2:180, 2:240, 4:11, 4:12, 5:106 vassa (mük etken) 2:132, 4:131, 6:144, 6:151… avsa (fiilimsi alan fiil) 4:11 (yûsî), 4:12, 2:182 tavassa (fiilimsi alan fiil) 51:53, 90:107, 103:3 Elmalılı 6:151’deki "vassa"yı Türkçeye vasiyet eder diye çevirip "bu öyle bir emirdir ki…" diye yorumlamış. (Hak Dini Kur’an Dili). Hacı Ahmet Didin’in lafzî çeviriyi amaçlayan "Kur’an-ı Kerim Renkli Lugatı ve İrab"ında da bu görülüyor: Böylece size bunları vasiyet etti Zalikum vassa kum bih (6:151) Allah size çocuklarınız hakkında vasiyet ediyor Yûsî kumu ‘llahu fî evlad ikum (4:11) Ancak, 6:151’deki VASSA bence tavsiye ediyor diye Türkçeye çevirilmeli. Çünkü o ayetin konusu haramlar. Allah inananlara onlardan uzak durmayı elbet tavsiye eder. Vasiyet ise mal bağışlamak ve mirası ona göre pay etmekle ilgili bir iş. Ve miras ayetlerinin konusu o. Dolayısıyla 4:11’deki YÛSî KUMU ‘LLAH, Allah size vasiyet ediyor anlamına gelir. Başka bir kanıt ta miras bırakanın vasiyetinden sonra deniyor olması –min ba’di vasiyye (4:11, 12). Yani Allah’ın buradaki buyruğu insanın "vasiyet"ine seçenektir; dolayısıyla vasiyet. 1’E 2 FARZ DEĞİL çünkü kural değil. Kural olsaydı değişmezdi; oysa 1’e 2 değişiyor: Ölenin çocuğu var ise ana babasının HER BİRİ mirasın altıda birini alır (4:11). Baba erkektir; ana, kadın. Ama ikisi de altıda bir alıyor. Bu paylaşımda 1’e 2 kuralı yok; paylar eşit. Ölen adamın mirasçıları bir erkek kardeşi ya da bir kızkardeşi ise bunların her biri mirasın altıda birini alır (4:12). Kardeşlerin biri erkek, biri kadın. Ama ikisi de altıda bir alıyor. 1’e 2 kuralı yok; paylar yine eşit. Doğrusu şu: Miras "vasiyetler"e göre pay edilir. Vasiyetler diyorum çünkü iki vasiyet var: (1)Kulun vasiyeti, (2)Allah’ın vasiyeti. (1)İnananların vasiyette bulunması farzdır: Ardında mal bırakacak birinize ölüm gelip çatınca ana baba ve akrabalar için örfe uygun vasiyet düzenlemeniz size yazıldı (Kutibe aleykum… el-vasiyye). Sakınanların üzerinde haktır bu (2:180) Tıpkı oruç gibi: Size oruç yazıldı –kutibe aleykumu’s siyam (2:183) Size vasiyet yazıldı -kutibe aleykum… el-vasiyye (2:180) Dolayısıyla iman için oruç ne ise miras için vasiyet odur. 1’e 2 değişir; olmasa da olur ama vasiyetsiz miras olmaz. (2)Nisa 11’de "Çocuklarınız için Allah’ın size vasiyeti: bir erkeğe iki kadının payı" dendiğine göre 1’e 2 Allah’ın vasiyetidir. Ama bunun miras bırakanın vasiyetinden sonra işleme konacağı da açık ve net olarak belirtilmiş –min ba’di vasiyye. Bunun anlamı: Miras önce, ölen kulun vasiyetine göre pay edilir; eğer artarsa sonra o, Allah’ın vasiyetine göre pay edilir. Artmazsa Allah’ın vasiyeti uygulanmaz. Örneğin ölenin bir oğlu, bir kızı olsun; başka mirasçısı yok. Mirasın parasal değeri 210 000 TL. -Ölenin vasiyetinde "Mirasımın 120 000 TL’si bir kadına iki erkeğin payı düşecek şekilde pay edilsin," deniyor ise kızı 80 000, oğlu 40 000 TL alır. 90 000 TL artar. İşte o, kıza 1 pay oğula 2 pay düşecek şekilde pay edilir yani kız 30 000, oğul 60 000 alır. (Ama "1’e 2"nin gerekçesi halen geçerli ise.) -"Mirasımın hepsi bir kadına iki erkeğin payı düşecek şekilde paylaşılsın" deniyorsa Allah’ın vasiyeti uygulanmaz. -Miras bırakanın vasiyeti yoksa Allah’ın vasiyeti işleme konur. (Ama eğer "1’e 2"nin gerekçesi halen geçerli ise.) Örneğin bir adam öldü; geride üç kız evlat ile bir ana, bir baba ve bir eş bıraktı. Miras ayetlerine göre miras paylaşımı nasil olmalidir? (Kalan miras: 100 lira) Önce paylaşım oranı hesaplanır. Sonra oran, bütün mirasla çarpılır. Sonuç her bir mirasçının payı ile çarpılır. Kızlar ikiden çok ise 2/3 alırlar (Nisâ 11). Ölenin çocuğu varsa ana ve babanın her biri 1/6 alır. (Nisâ 11). Ölen adamın çocuğu varsa eşi 1/8 alır (Nisâ 12) . Paylaşım oranı X olsun. 2/3X + 1/6X + 1/6X + 1/8X =1 X = 24/27 3 kız……: 2/3 * 24/27 * 100 = 59.- ana…….: 1/6 * 24/27 * 100 = 15.- baba…..: 1/6 * 24/27 * 100 = 15.- eş……….: 1/8 * 24/27 * 100 = 11.- * İddia: Bir insan ölünce eğer sağlığında malının bir kesimini falan kişiye yahut kuruma verilmesini vasiyet etmiş ise önce bu yerine getirilir. Yapılan vasiyet, ölenin bıraktığı malın üçte birini geçerse varisler bunu uygulamak zorunda değillerdir. Mirasın ancak üçte biri vasiyete ayrılır. Bundan fazla olan vasiyete uyma zorunluluğu yoktur. (Süleyman Ateş, VATAN gazetesi, 17 Eylul 2008) Cevap: Allah'ın hükmü değil bu; Kuran'da yok. Say ki vasiyet düzenleyen, bir oğula ve bir kıza sahiptir. Oğul okul kaçkını, uçkur düşkünü, içkici, kumarcı bir hayta. Eline geçen parayı kuruşuna kadar kumarhanelerde, dansözlü içkili yerlerde yok ediyor. Kızı aklı başında, temiz ahlaklı, iyi eğitim görmüş; babası daha sağken onun işinin başına geçip deneyim kazanmış dinen de duyarlı bir kadın. Adam malının üçte ikisini vasiyet dışı bırakıp o okumamış, uçkur düşkünü, içkici, kumarcı oğlunun çar çur etmesine göz mü yumsun? Adam eğer öyle yaparsa (1)oğlunun günahına ortak olmaz mı; (2)İslama uyan bu mudur?
-
NUR SURESİ NASIL ÇEVRİLMİŞ Kuranı Kerim'in Nur Suresi'nin 30 ve 31. ayetlerinin
"Hür cariye olmayan kadinlarin el ve yüz disindaki tüm vücut bölgelerinin avret oldugu ve sonuc olarak da örtünmesi gerektigi" tesettür hükmünün yalnızca ilk yarısıdır. İkinci yarısı şöyle: AMA (illa) o örtülü yerlerini şu şu şu şu kimselere açmaları caizdir. Şu şu şu şu kimseler derken? Örneğin inanan kadınların ihtiyaçsız erkek tâbileri (tâbi'îne gayri uli'l ırbeti mine'r ricâl), yeminlerinin sahip oldukları (ma meleket eyman uhun), kadın avretlerinden anlamayan çocuklar (tıfl illezîne lem yazherû alâ avrâtun nisâ) Bunların hepsi inanan kadına "nâmahrem"dir yani onunla evlenebilirler. Kısacası sokaktaki yabancı erkekler ne ise bu erkekler odur. Bu ne demek? Allah'ın ayette ZİYNET derkek kastettiği şu iki şeyden yalnızca biridir demek: (1)inanan kadının vücudu; örneğin saçı başı, göğüs çatalı, memeleri... İnanan kadın o yabancı erkeklere oralarını örneğin memelerini açabilir; caiz olan budur. (2)inanan kadının takıları; örneğin gerdanlığı, altın zinciri, halhalı... İnanan kadın örneğin göğüslerini aşıp göbeğine uzanan altın zincirini teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takmak suretiyle o erkeklere gösterebilir. Caiz olan budur. Sizce hangisini kastediyor Allah? Lütfen dikkat: "Allah'ın dini"ndeki ahlakî icazet ile "tesettür dini"ndeki ahlaksız icazet arasında seçim yapıyorsunuz. Allah'ın şu şu şu şu kimseler başka derken verdiği icazetin inanan kadının vücuduyla, dolayısıyla tesettürle zerre kadar ilgisi yok; Allah'ın dininde tesettür denen ahlaksızlık yok. Sevgi ile, Hasan Akçay