Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MonDieu

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    689
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

MonDieu tarafından postalanan herşey

  1. Sucu olan herkes dahildir erkabanda dahildir ben kimse gibi birilerini yargiliyalim digerlerini yargilamiyalim demiyorum herkes adalet onunde sorgulanmali.. Bugun bakkaldan ekmek calan bir cocuk komik bir cezaya captiliriyor ve bankalar soyup devleti zarara ugratanlar berat ediyorsa siz dusunun artik adalet sisteminizi pehhh
  2. 12 Eylulden sonrada hic cumhuriyet olmadi .Turkiye Cumhuriyetinde nezaman ilk askeri darbe oldu iste ozaman Mustafa Kemalin kurmus oldugu Cumhuriyeti yiktiniz.. Ordunun yeri ayri siyasetin yeri ayridir, Siyaset orduya ordu siyasete karismamalidir ama bizde karisan karisana sonrada cumhuriyeti yikmaya calisiyor demiyorlarmi insanin gulesi geliyor
  3. Cumhuriyet rejimimi vardi bizim ulkede.. ben daha cok junta rejimi var olarak biliyordum demek junta yonetimi cumhuriyet rejimi oluyormus halla hallaa
  4. Mantiga bakarmisiniz darbecilerin biri 94 biri 86miymis adamlarin ikiside olmusmus bu nasil mantik eger ortada bir suclu varsa 300yasindada olsa cezasini cekmelidir siradan bir vatandastan ne farki varki gecenlerde yunanistanda darbeciler ceza evine gonderildi adamlar 90 yasindaydi onlar demediler ahi gitmis vahi kalmis birde kalkmis bana demokrasiden bahsediyorsunuz bizim darbeciler gibi her gittigi yerde aman pasam ahh pasam deyip poh pohlamiyoruz pehhmis
  5. Bukadar sacmaligada pes dogrusu ozrunuz kabahatinizden beter denilir cinsten kirasini odemeyim kacan sadece kurt kokenli vatandaslarmi el insaf insanin icinde kotuluk olduktan sonra bu etnik koken aratmaz bende cok Turk kokenli arkadas taniyorum sizin bu soylediklerinizin aynisini yapan eee ozamanda Turkleremi ev kiralamasinlar. En basitinden cem ozan devleti okadar dolandirdi murat demirel banka hortumladi eee napcaz simdi.. Kotuluk insanin icinde olmasin insanin icinde oldugu zaman etnik kokenin ne olursa olsun yine yaparsin.
  6. Bugun isteyen istedigi oyu kullanamazmi ?! Ayse, Fatma, Ahmet,Mehmet, Evet yada Hayir diyemezmi, Neyin tartismasini yapiyorsunuz bugun sizin hayir demeye hakkiniz oldugu kadar onlarinda evet oyu kullanma haklari vardir madem demokrat oldugunuzu iddia ediyorsunuz ozaman baska insanlarin oyunun rengini tartisamazsiniz siz onlarin oyunun rengini tartistiginiz anda onlarda sizin oyunuzun rengini yargilar bugun sizler kendinizi demokrat olarak nitenlerken diger yandan darbeye destek cikiyorsunuz bu nasil demokratik celiski boyle.. Acikca soylesenize biz Cunta ile yonetilmek istiyoruz diye..
  7. Bildigim su AKP turkiye normlarinda bir politika yurutmekte yani nabza gore serbet vermekte, ve bu gidislede her istedigini halka yaptirmak birileri nekadar hayir diyin boykot edin desede. AKP bu referandumla bana kalirsa halkin nabzini olcu ve 2011 secimlerinde buyuk ara fark yine iktidardir kim ne derse desin. Ayrica kilicdaroglu miting alanlarinda hayir deyip halki oy kullanmaya davet ederken kendi neden referandumu boykot edip oy kullanmamis acaba Kilicdarogludami BDPnin boykotuna destek cikti
  8. Oneridir tabiki peki kagit uzerinde bir taslak hazirlanmismi yoksa agizdan soylenen laflarmi ? Eger kagit uzerinde hazirlanmis bir taslak ise ozaman bunu sunacaklardi hem AKP yonetimine hemde secmene basina bizim anayasa degisikligindeki onerilerimiz ve goruslerimiz, haa yok sozle soylenilmisse bunun hic bir deger kaynagi yoktur, BDPde barajin 10% dan 5% dusurulmesini istiyordu ama hic bir taslakta bunulmadi tek soyledikleri sey siz hazirlayin onumuze koyun begenirsek evet deriz begenmezsek hayir . Madem halkin temsilcisisiniz ve iktidar olmak istiyorsunuz biraz caba gosterin iste sonra boyle sinifta kalirsiniz
  9. Bugun secim sonuclarini bolgelere yada illere gore ayrip yorum yapmak cok yanlistir. Evet diyenler gerici Hayir diyenler ileri gorustelermi . Tabikide degiller bu tablodan cikarilacak en guzel sonuc sudurki muhalefet bir kez daha sinifta kalmistir bir soz vardir agzin calismasin elin calissin diye. Bizim meclisteki muhalefetin agzi cok iyi is yapiyor ama icraat yok. Herseye karsi cikmak haktir ama alternatif sunman gerekmekte iste muhalefetin hic bir zaman boyle bir girisimi olmamakta anayasa degisikligine karsi cikiyorsun iyi guzelde kardesim alternatif sunsanizda bizde hak versek. Tek soyledigi su oldu deniz baykalin 3 maddeyi cikarin digerlerine evet diyelim himm pazarlikci madem oyle teklifte bulunacaginiza sizde bir taslak hazirlayip sunsaydiniz olmazmiydi hazira alismisiz hersey onumuze hazirlanip gelsin biz kafamizi yormayalim.. Peki karsi ciktiginiz 3 maddede ne gibi bir degisiklik istediler onuda gormedik ciksin istemiyoruz halimizden memnunuz yeni anayasaya gerek yok .. Ama bu referandum sonucu onu demiyor secmen yeni bir sivil anayasa istiyor askeri anayasasini istemiyor iste bundan sonrada muhalefete cok gorev dusuyor tabi bundan bir ders cikarirsa onu bilemem. Birde dogu bolgeleriyle yorumlarda Tunceli hakkindaki yorumlar komigime gitti hayir verdikleri icin ileri goruslu ilan ediliyor aslinda o Tuncelinin ileri goruslugunden degil sadece CHP liderinin Tuncelili olmasindan kaynaklaniyor tipki basbakanin memleketi Rizeden evet oyu cikmasi gibi buda sunu gostermekte halen halk dost ahbap hatir icin oy kullanmakta kendi ulkesinin menfaati icin degil. Budurumda nekadar ilerici olunuyor meraktayim dogrusu ..
  10. Elbetteki insanlar konusa konusa anlasirlar ama yine son karari verecek olanda bireylerin kendileridir. Bugun ben sana evet/hayir diye baski yapsam sen o sandigin basina gectiginde benimi dinliyeceksin yoksa hur iradenimi sakin beni dinleyecegini soyleme inanmam cunku benim seni yonlendirmemle karar veriyorsan hic oy kullanma daha hayirlidir Atalarimiz bosuna dememisler Akilsiz dostum olacagina, Akilli dusmanim olsun diye. Egerki halk koyun misali kendi kararini kendisi veremeyip Basbakanin, Kilicdaroglunun yada Baydemirin sozuyle hareket ediyorsa ozaman sen istedigin kadar durma konus bir kulagindan girip otekinden cikacaktir. Egerki ben Evet/yada Hayir diyeceksem bilki ben kararimi coktan vermisimdir vede kimsenin doldurusuna gelmem..
  11. Ne hayircilarin/ Ne evetcilerin nede boykotcularin hevesini kirma cabasindayim zaten kararini vermis olan birisi ne basbakani dinler ne kilicdaroglunu dinler ne seni ne beni dinler senin benimkisi lafa kalabaliindan baska birsey degildir.. Nasilki secim zamaninda tum caddeler sokaklar secim adaylarinin pankartlariyla dolup goruntu kirliligi yapiyorsa buda ayni onun gibi birsey.. Bir taraf diyor Evet dersen memleketini dusunuyorsun helal olsun iyi yurttassin hayircilar icinde bunun aksini soyluyorlar... Diger taraftan hayircilar hayir dersen vatansever bir yurttassin evet dersen vatanhainisin eee benim nasil bir insan oldugumu siz benden iyimi bileceksin evet/hayir/yada boykottu renkim ne olursa olsun emin olunki vatansever diye gecinen pek cok insandan daha vatanseverimdir yanliz birakin insanlarida daha saglikli dusunsunler.. Eger Evet/yada hayir diyeceklersede kimsenin baskisi olmadan hur iradeleriyle evet yada hayir desinler sirf ahbab arkadas akraba hatiri icin degil icinden geldigi icin versinler oylarini...
  12. Bence insanlara su sizin Evetinizden/Hayirinizdan/boykotculardan gina geldi... Insanlari artik bir rahat birakinda salim kafayla dusunsunler neyin ne oldugunu anlamaya calissinlar.. Hayir diyecekleri varsa sirf size inat olsun diye oy kullanmayacaklar.. Demokrasi baskilarla olmaz bir tarafta hayircilar diger tarafta evetciler.. Kimse birsey bilmiyorda sirf Evetcilerle/Hayircilarmi/boykotcular biliyor madem bukadar biliyordunuzda bugun neden bu durumdayiz kimin sayesinde budurumlara dustuk ?! Herkes cikarsin sapkasini koysun onune ve dusunsun ?!
  13. Bolgesel ayrimcilikmi ?! Bunu gazetemi soyluyor ?! bunu gazetenin soylemesine gerek yokki zaten bunu bilmeyen yok karadeniz bolgesinin kurtlere karsi bir ayrimciligi var bunu herkes biliyor ama bu hemen butun karadenizlinin ayni tutum icinde oldugunu gostermez.. Gazetede bolgesel ayrimciligidegil Turkiyedeki tum insanlarin birbirine karsi bir on yargisi oldugunu gozler onune sermektedir bu on yarginin yok olmasi icinde ic ice olmalari ve birbirlerini anlamalari gerektigini anlatiyor bir diger vurgulamaya calistigi ise o donemde askerlik yapan insanlarin tezkereden sonra askerlerin kendi kaderlerine terkedilgini ve devletin sahip cikmadigini bir pacavra gibi kullanilip isi bitikten sonrada firlatip atildigini gostermekte.. bir cogunun ruhsal bunalimda oldugunu anlatmakta.. bolge halkininda o askerlerden hic bir farki yoktur.. Olan kime oluyor koylulere ve gencecik acemi askerlere egerki gercekten terorle mucadele etmek istiyorlarsa acemi askerlerle degilde daha profosyonel askerlerle hem daha basarili olunur hemde daha az zahiyat verilir ve boylelikle bolge halkin can guvenligi daha kolay ve emin bir sekilde korunur.. Yanlis bunun neresinde simdi soylermisiniz
  14. Yapilan yorumlar hic ama hic tatmin edici degil, nedir efendim sirf taraf gazetesi yayinladigi icin yalan haber olmakta. Eee bugune kadar kactane gazete boyle yazi yazmaya cesaret edebildiki sifir koca bir sifir yani o donemlerde guney doguya askere gidipte saglam donen kimse yoktur siz halen hayatin tospembe oldugunu kendi dogrularinizin dogrulugunu inatla savunmaktasiniz haa egerki haber yalan ise arastirir belgelerle gelirsiniz ama yok sirf sizin dusuncelerinizle uyusmuyor diye her yazilan yaziya uydurmaca demek kendinizi kandirmaniz demektir.. Ben sahsen taraf gazetesinin bu yayinlamis oldugu yaziyi okumadan evvel buna benzer hatta dahada fazlasini dinledim askerlerden dinlediklerimden birisi mesela komsum albumdeki resimlerini dahi gordum bir digeride dayi oglu gerci o album yapmamis ama piskolojisi normal degil. Sizler daha masal anlatmaktan bahsediyorsunuz bir seyin yalan veyahut dogru oldugunu anlamak icin bol okuma ve arastirmak gerek sadece kendi dusuncemizin dogrulugunu kanitliyan yazilari okumak degildir cunku dunya sizin dogrularinizdan ibaret degildir.. Size soyleyecegim her yaziya on yargili yaklasmamanizdir biraz duvarlarinizi yikmayi deneyin
  15. MonDieu

    Radio onair 1-2-2-1

    Hey hey heyo yayindayiz
  16. Himmm dusuneyim bakayim manken olur azicik kendileri Annecigim.. Mustafa mistik nerelerdeydin
  17. Iyi guzelde bunda yadirgayacak birsey yok herkes kendi secim propagandasini yapmakta .. Ramazandan evvel CHP eski baskani Deniz Baykal yine bir CHP belediye baskanin oglunun/veya kizinin tam hatirlamiyorum nikah toreninde ne gelin damat ne Deniz Baykal hic bir Evet demedi bu herhalde gozunuzden kacmis olmali hemende politikacilarin oyununa geliyorsunuz Allah Akil fikir versin baska ne diyim size
  18. Dar zamanimda geldin hep bana Nefesimi tikayip durdun Dar zamanimda kostun hep bana Allak bullak edip durdun Dar zamanimda yoktun ki yanimda Cok yalnizdim dar zamanimda Ben seni degil seni sevmeyi Ben seni degil seni ozlemeyi sevdim Gunduz bekledim gece bekledim Derdime hic dert eklemedim Uyandim bekledim yumdum bekledim Gelmeni degil sevdami bekledim
  19. Bugune kadar hep kurt/turk olaylarinda genelllikle basin medya ve forumdada hep teroristlerin itiraflari yer aldi hep madolyonu bir taraftan dinledik ama hic orada askerlik yapanlardan catismaya girenlerden dinlemedik bugun tesadufen sabah ise gitmeden evvel tvde bir programda gazetelerin basliklarindan birisi dikkatimi cekti gerci her nekadar Taraf gazetesi kimilerine gore yandas gazetesi oldugunu soyleselerde gazetede yazilanlarin bir cogunu ben yakin arkadaslarimin kendi agzindan duydum vede fotograf albumlerinden birebir gordum .. Buyrun.. Trabzonlu er, savaşta insani değerlerini nasıl yitirdiğini anlattı: Kürtler’i zaten sevmiyordum Köylerini yaktık, yıktık. Öldürdükçe arkası geldi. 16 yıldır yaşadıklarımı üzerimden atamadım... Ali Altay “Ne varsa geçmişinde öyledir insanlar” diyor. Ali’nin albümünde anne babasının siyah beyaz resimleri, gülümseyen çocukluk fotoğrafları, haşarı liseli fotoğrafları var. Bir de ölü insan resimleri... Güneydoğu’da askerlik yaparken öldürdükleri ve sonra şiddet uyguladıkları PKK’lıların resimleri. Ali Altay “Her katil cinayet mahalline dönmek ister” de diyor; “Bu bir hesaplaşmadır. Ben de Güneydoğu’ya gitmeyi çok düşünüyorum”. Nitekim benimle yaptığı konuşmada Güneydoğu günlerine epey zorlu bir yolculuk yaptı Ali. Hayatında ilk kez gördüğü bir kişiye ‘kulak’lı, bebekli, mayınlı hikayeler anlattı. Geçmişine şimdi sizin elinizde tuttuğunuz bu sayfayı da ekledi. » Ne zaman askere gittin? Kasım 94’te. 94-95 en hareketli dönemdi, ben de o dönem Bitlis’te komandoydum. » Gitmeden önce neredeydin, ne yapıyordun? Ben Trabzon doğumluyum. Ortaokulu bıraktım, 17-18 yaşında İstanbul’a geldim. İstanbul metrokent, orada bir fırsatın varsa, burada bin fırsatın var, ben de özgürlüğüne düşkün bir insanım. İstanbul’a gelirken burada hiç tanıdığım da yoktu. Kendi şartlarımı oluşturdum, geldim. Askere gitmeden önce gündüz kafede gece aynı gruba ait barda çalışıyordum. » Nasıl bir aileden geliyorsun? Babam işçi emeklisi, biz 6 kardeşiz. Kendimi bildim bileli, Trabzonluyuz, milliyetçi insanlarız. Dedem Kurtuluş Savaşı’nı yaşamış bir insan. » Askere gidişin nasıl oldu? Askere severek gittik. İstesem gitmezdim zaten, o dönem İstanbul’da ikametgâhım yoktu. Kurada Isparta Dağ Komando Eğitim çıktı. Yüzde 99 doğuya gitmeye hazırlıklıydım, istiyordum, içimde vardı. » İlk görev yerin neresiydi? Oraya gidene kadar ruh halin nasıldı? İlk görev yerim Bitlis Hizan’dı. Trenle İstanbul’dan çıktık, gidiyoruz. Bir tren düşün, ucu bucağı görünmüyor. Üstünde toplar, tanklar var, askeri mühimmat var. Güvenlik nedeniyle gündüz gidiyoruz, gece duruyoruz. Bingöl Genç’e gelene kadar biz hâlâ olayın dalgasındayız. Orada yaşamamışsın ya bilmiyorsun, hamsın. Askeri anlamda da olmamışsın. Teoride birşeyler öğrenmişsin, kendi kendine olduğun yerde bir şeyler yapmışsın. Macera yaşıyorsun, bir çeşit safariye gitmişsin o âna kadar... Ama ne zaman ki Bingöl Genç’e vardık... Vadinin bir tarafında terörist, diğer tarafından asker var, çatışmanın ortasından geçiyor tren, camlar kırılıyor. Bize çelik başlık vermişler, herkes savurup atmış, ben de benimkini koltuğun altına sokmuşum. Çıkartıp takacağım. Ama takılmış, çekiyorum çekiyorum gelmiyor. Olay koptu artık, sınırdasın. Baktım çıkmıyor. Yemin ederim, yattım kafamı orada içine soktum. » İlk çatışmanı böylece görmüş oldun.. Asıl vadiyi geçtikten sonra, yola bomba koymuşlar, bizden bir önceki tren dere yatağına devrilmiş. O anda anladık ki, hiçbir şey sürpriz değil artık. » Nerede kaldınız Hizan’da? Bize Sakıp Sabancı Öğrenci Yurdu tahsis edilmiş. orda kalan az öğrenci varmış, bizim için boşaltılmış. Güzel, konforlu bir yer. Ama binaya girdik, psikolojimiz bozuldu. Orada öğrenciler her yere yazmışlar “Biji Apo” “PKK Büyük” “Yaşasın Gerilla”. Tuvalete gidiyorsun, oturuyorsun, kapıyı çeviriyorsun, arkasında Kürt bayrakları. » “Biji PKK”yi görünce, orada yaşayan Kürtler için ne hissediyorsun? Bizde eskiden beri vardır. Karadeniz insanı Kürtleri sevmez, ciddi anlamda sevmez, ne yalan söyleyeyim. Tabii onları görünce psikolojin bozuluyor. Buradan baktığın zaman; “Orada birkaç tane terörist var, halk ayrı”. Ama dışarıdan gördüğün gibi değil. Aslında hepsi bir. Tarladaki de bir dağdaki de bir. Halk onlara terörist falan demiyor, “Oğlumu askere gönderdim” diyor. Oradaki insanların PKK’ya müthiş desteği var. Eskiden bu çok anlaşılmıyordu da şimdi panellerde, mitinglerde, sanal alemde çok rahat görebiliyorsun. 11 milyon Kürt varsa bunun on milyonu rahat PKK’yı destekliyor. Diğer bir milyon da kişisel çıkarları için ayrı düşmüştür. » Sen de Kürtleri düşman olarak görüp ona göre davranıyorsun o zaman? 18-19 yaşında birisin, çok sağlıklı düşünmeyebilirsin. O dönem öyle düşünüyorsun ama aslında öyle değil. O zaman “Herkesten her şeyi beklemen lazım” diye düşünüyorsun. Bekliyorsun da. Sürpriz de olmadı zaten. Ondan sonra olaylar gelişti. » Nasıl gelişti? Dediler ki; âdettendir, buraya gelen her birliğe bir “Hoşgeldin” yaparlar. Biz de “He yaparlar” falan, hâlâ olayın tam ciddiyetinde değiliz. Sonra bir gece “Hoşgeldin” yaptılar. Milli maç var. Herkes gazinoda maç seyrediyor. Biz de bir arkadaşla nöbetteyiz. Yağmur yağıyor, gök gürlüyor. Puslu bir hava. Roket geliyor. Kavak ağaçlarından birine vuruyor, ağaç yarılıyor. Biz yıldırım düştü sanıyoruz. » Sonra? Sonra silahlı tacizler başladı. Telsizden anons geçiyorlar: “Sizin tarafa doğru geliyorlar”. Biz iki kişiyiz orada, 20 yaşına daha yeni girmişiz. Oradan şallı şalvarlı geliyorlar. İki kişi 20 kişiye kahramanlık yapacak durumun yok. Can tatlı. Siperde kim duracak? Siper hedef. O kadar kafamız çalışıyor. Siperi terk ettik, bulunduğumuz yerin yan tarafı bataklıktı, yattık suya boynumuza kadar. Geçtiler, kalktık. Taciz ateşiydi zaten baskın değildi. » Ciddi çatışmalara girdiniz bunun dışında herhalde... Kimsenin yapamadığını yaptık, istikrar sağladık bölgede. Mesela Kolludere diye bir yer var. Orada, PKK 300-400 kişilik Jandarma Karakolunu tahliye etmiş, Örgüt, bayrağı çekmiş. Kurtarılmış bölge ilan etmiş orayı. Biz duyduk, şok olduk. O derece gelişmiş olaylar. İlk o bölge kurtarıldı bizim dönemimizde. Yüklü bir çıkarma yapıldı oraya. » Peki bu süreçte psikolojinin yavaş yavaş değiştiğini hissetin mi? Bölgeye gittiğinde insani değerleri olan bir insansın. Gayet nizami davranıyorsun, prosedürü uyguluyorsun. Ama sonra... İlk JİTEM olayını orda gördüm ben. Biz adamları teslim alıyoruz, helikopterle Jandarma İstihbarat binasına getiriyoruz. Helikopter pisti tepede. Nerden baksan 100- 150 basamak var aşağıya doğru jandarma binasının kapısına. Önce adamları kolunda indiriyorsun. Bunu bir kere yapıyorsun, iki kere yapıyorsun. Ama sonra o kadar insanlıktan uzaklaşıyorsun, yozlaşıyorsun ki... » Ne yapıyorsun? Pistin başındasın, adamın kolları bağlı, oradan aşağı yuvarlıyorsun; “Yolluyorum, geliyor, aşağıdan al.” Artık insani değerlerini kaybediyorsun, kontrolden çıkıyorsun. Gerek öldürülme korkusu, gerek onların sana yaptıkları... İlk ben orada anladım bir şeyler kaybettiğimi. » Aşağıya yuvarladığınız adamlar yaralanıyor tabii... Kolu bacağı kırılanlar olur ama ölmez, en fazla kırık çıkık olur. O da çok önemli değil zaten. » Başka neler gördün askerde? Bana “Senin hemşerin var Trabzonlu, terhis oluyormuş, JİTEM binasında. Onun yerine yerleşirsen operasyona çıkmazsın, rahat olursun” dediler. Benim de bir beklentim yok, ama “Gideyim tanışayım” dedim. Gidiyorsun, yerin altında tutuklular var. İçerisi bir pislik kokuyor, rögar yanından geçersin ya, öyle. Yemişler yapmışlar, yedikleri hücrelere yapıyorlar dışkılarını. JİTEMciler orada. Bir şiddet var içerde, bir şiddet var, böyle bir şey yok yani. » Senin arkadaş ne yapıyor? Koridorun sonunda. Çalışıyor, girmiş birine çalışıyor. Kan ter içinde kalmış adam, kalbi duracak nerdeyse. Prosedür gereği, sorgulananın gözü bantlı. Çocuk uyarmış ‘gözbantını açma’ diye. Bu da omzuyla açmaya çalışmış... Bizim Trabzonlu kırmış kafayı zaten. Dolayısıyla fena şiddet var. Ki o dönem herkese... Herkesten şüphelenmek zorundasın, şüpheleniyorsun da zaten. Bizim dönem olağanüstü haldi, belli bir saatten sonra dışarı çıkmak yasak... Vurabilirsin, yolda kimi görürsen gör. Vur emri var çünkü. » Öyle vurduğunuz birileri oldu mu? Bir asker vardı mesela... Çocuk askerliğini batıda yapmış, terhis olmuş. Köyüne gelmiş, akşam yan köye kız arkadaşını görmeye gidiyor. Orada herkesin evinde keleş (kalaşnikof silah) var. Yanına kendini korumak için silahını alıyor. Yan köye giderken bizim görüntüye giriyor, silahlı da görünce hiç sorgusuz sualsiz vurursun, vurduk. » Sen mi vurdun? O anda herkes ateş ediyor. Bunu “sen vurdun” diye kimse diyemez. Sen oradan ateş ediyorsun o oradan ateş ediyor. Bölgeyi komple tarıyorsun. Biz ilk başta ateş etmedik, bayağı yol verdik ona, bu öncü grup diye, arkadakileri bekliyoruz. Arkadan kimse çıkmayınca bari öncüyü kaçırmayalım, dedik. Vurduk. Ondan sonra soruşturma açılıyor, kimliği ortaya çıkarılıyor. Biz terörist vurduk, diye seviniyoruz tabii. Sonra masum çıktı ama olabilir. İş kazası. » Başka ‘iş kazası’ oldu mu? Mesela birini aldık, kamyoncu, kuru gıda getiriyor. Direkt örgüte yardım yataklıktan aldık. Soruşturma bitti, evrakları geldi, bırakıldı adam. Ama bir hafta da arabada yattı, gidemedi. Çünkü o evrakları gelene kadar boş durmuyorsun, adama çalışıyorsun. Bilgi bilgidir diyorsun, taze bilgi istiyorsun, çalışıyorsun. » Askerlikte seni en çok etkileyen olay neydi? Köylerin yakılmasına karşıydık. Yakıyorduk yıkıyorduk ama... 80’e yakın köy boşalttık. İnsanlar çaresiz, diyor ki “Nereye gideceğim?” “Ya nereye gidersen git, umurumda değil kardeşim, boşaltacaksın” diyorsun. Yağmalıyorsun, koyunu keçisi var, onu telef ediyorsun, şiddet uyguluyorsun. İlk yaptığında “Aaa yapamam” diyorsun, ikincide “Yapamam” diyorsun, üçüncüde herkesten güzel yapıyorsun. Ama bunları çaresizlikten yapıyorsun. Devlet o bölgede otoriteyi sağlayamıyor, onun için boşaltıyor, sen olsan sen de yaparsın. » Köy yakmaları sırasında inanılması zor hikayeler anlatıyorlar. Ateşe atılan bebeklerden bahsediliyor. Sen gördün mü böyle şeyler, yaptın mı? Ben yapmadım ama şiddet var tabii. İnsan psikolojisi bozuluyor orda. Bu tür şeyleri çok fazla yadırgamamak lazım. Dışarıdaki insan yadırgayabilir ama orada psikolojisi bozulmuş insan için çok anormal birşey değil o. Arkadaşını vuran bile var orda. » Bir de anahtarlığında PKK’lılardan kestiği kulakları taşıyanlar var... Doktor geliyordu, “Arkadaşlar lütfen ben gittikten sonra kesin kulakları” diyordu. Kestik biz de ama “Anahtarlık yapayım, saklayayım” demedik. Onlar da bizim askerlerin pipisini kesmişlerdi ama öyle deme. Bak mesela buna öldürdükten sonra şiddet uyguladık. (Ölmüş bir PKK’lının fotoğrafını gösteriyor albümünde) Ayaklarından bağlamıştık, sarkıttık yukardan aşağı. » Hiç kopma noktasına geldiğin zamanlar oldu mu? Oluyor tabii. Aylardır oradasın, görev yapıyorsun. Bir tarafta milliyetçi duygularla çatışıyorsun bir tarafta ölen insanlar var.Haberlerde bakıyorsun ki, Hülya Avşar’ın gözlerinin haberi yarım saat, ‘Hakkari’de şehit’ altyazı geçiyor, haber bile olmuyor. O kadar değerin var. Bunun ötesi yok yani. Saçma birşey. » Yanında ölen arkadaşların oldu mu? Biz en az zayiat veren bölüktük. Bir tane şehit verdik. » Nasıl oldu? Telefon hattını kesmişler, tamir etmeye gidiyor, mayın koymuşlar, basıyor o da. Çok kötüydü... Antipersonel mayın... Bastığın zaman kuruluyor, ayağını kaldırdığın zaman da mekanizma çalışıyor, yerden fırlıyor, bel hizana kadar geliyor, orada patlıyor. Dolayısıyla tahrip gücü çok yüksek. Kol bacak... Onu gördük zaten ya... Buradan bakınca film gibi ama orada olunca öyle olmuyor. Kolu kopmuş, bacağı kopmuş, çok hoş bir şey değil. » Şimdi geriye baktığında bu Güneydoğu’da yaşananlar için ne düşünüyorsun? Bizim dönemizde Çevik Bir, biz bölgeye gittiğimizde “Hayırlı olsun”a geldi. Bize dediği şuydu: Orada iki tane g... boklu Kürt var, siz dört buçuk ay eğitim aldınız, göz bebeğimizsiniz, çok iyi eğitildiniz. Gerillaya “iki tane g... boklu Kürt” dedi adam. Şimdi de aynı şeyi söylüyorlar. “Vatan sana canım feda”. Üstünde yaşamadıktan sonra, vatan nereye kadar, neye yarar. Tamam vatan uğruna öl ama bu saçmalık. Diyorlar ki 30 yılda 50 bin insan kaybettik. Komik! Ortada hiçbir şey yokken. Ortada harbiden hiçbir şey yok. Abdullah Öcalan bizim toprak talebimiz yok diyor, Türkiye sınırlarını değiştirmek gibi bir talebimiz yok, diyor. » Askerden sonra devletin sana sahip çıktığını düşünüyor musun? Burada öncelikle Güneydoğu gazisi arkadaşımla benden iki yıldır tek kuruş kira almayan ev sahibime selam ederim. Ondan gördüğümüz duyarlılığı TSK’mızdan göremedik. Senin yaptığın bir iş vardır, hakkıyla yapıyorsundur, dolayısıyla karşılığını beklersin. Devlet sana bir misyon vermiş, keyfine gitmemişsin ki oraya, safariye de gitmemişsin. Hayatını ortaya koymuşsun. Şu anda Vietnam gazilerine davranışa bak, aldıkları paraya bak, yaşama standartlarına bak, buradaki insanlara bak. Adam karısını asıyor, hızını alamıyor, aileyi komple katlediyor, kayınpeder. baldız, kayınço. Kontrolünü kaybediyor. Çocuk hepsini pusuya düşürüp öldürmüş, asker taktiğini uygulamış. Onu yaşamış orada, öğrenmiş biliyor. » Senin için tanıdık bir hikaye mi bu? Tanıdık. Sürpriz de olmadı. Oradan gelen insan ciddi anlamda yaşamışsa, iyi bir askerlik eğitimi almışsa, bir sorun yaşadığında bu sorunu mutlaka şiddetle çözer. Orada görev yapan askerlerin televizyonda konuşmalarına bak, konuşma tarzları çok farklıdır, sert konuşurlar, şiddet vardır onların içinde. Orada görev yapan herkes, subayından erine kadar herkeste vardır bu. Bir insan uykusuz ne kadar durabilir ki. Maksimum 24 saat durabilirsin. Bizde gece uyuyamazsın. Gündüz uyuyorsun, ama uyuyamıyorsun. Dala kuş konuyor hemen fırlıyorsun. Sonra yatıyorsun, çıt, tekrar kalkıyorsun. Müthiş bir şey, acayip bir psikoloji, 16 sene oluyor. Atamıyorsun hala. Ben hâlâ, yemin ederim, uyurken odama gir, seni nefesinden hissederim, yataktan bir kalkışım vardır ışık hızıyla... » Demin anlattığın, Zonguldak’taki tüm ailesini öldüren çocuğun ruh haline senin de girdiğin zamanlar oldu mu hiç? Düşün, kendine bile yapabiliyorsun. Bak (göğsünde karın bölgesinden kalbine uzanan dikiş izlerini gösteriyor). » Nasıl yaptın? Bir gece alkol aldım, yaptım. O sırada evdeyim, , bazı özel problemler de var. Dokunsan ağlayacak moddaydım, haberleri izliyorum, “Adam cinnet geçirdi, çocuğunu vurdu kendisini vurdu, karısını vurdu” diyor. Ben de kendimi moda sokmuşum; sıkayım bir tane gideyim. Kalbime sıktım. Büyük de bir silahtı. Sıkınca sekti, buradan girdi, arkadan çıktı. Dolayısıyla kendine bile yapabiliyorsun, o anda gözün görmüyor. Gönül’ü vurmuşsun, Ahmet’i vurmuşsun, çocuğu var, ailesi var. Hiçbir şey umurumda olmuyor. » Bu intihar girişimin özel sorunlarınla ilgili görünüşte... Ama orada yaşadıkların var, psikolojin var. Bu şuna benzer: Sen çok iyi resim yapmayı biliyorsundur ama eline fırça almazsan onu hissetmezsin ya, sonuçta sana resim yapmayı öğretmişler orada. Bize resim yapmayı öğrettiler. İçinde yoksa da resim yapmayı öğreniyorsun. » Resim yapmak dediğin? Şiddet... Şiddeti öğreniyorsun orada. Normalde içinde yoktur, kursa gider öğrenirsin. Biz sonuçta orada resim yapmanın kursuna gittik. Sivildeyken şiddet yapan bir insan değildik. Silahı alıp kafana sıkmak çok zor bir şey gibi gelmiyor artık. Çünkü yapmışsın, sıkmışsın. » Asker dönüşünde kabus görüyor muydun? O zaman görüyordum ama uzun zamandır görmüyorum. Mayına basan arkadaşımız vardı ya, onu çok gördüm. Kolu bacağı kopmuş, gözünün önünden gitmiyor, bunlar kalıyor hafızanda. Ne yaparsan yap geçmişinden kurtulmazsın. Ne varsa geçmişinde artık öyledir insanlar. Hani derler ya “Her katil mutlaka cinayet yerine gelir”, insanın kendiyle hesaplaşmasıdır o. Ben Güneydoğu’ya gitmeyi de çok düşünüyorum. » Askerliğin bittiğinde ne hissettin? Bittikten sonra da enteresan bir şey var; boşlukta kalıyorsun. Havaalanına gelmişsin, sivilsin. Artık arınmışsın, silahını falan herşeyini bırakmışsın. Spor ayakkabılarını, kot pantolonunu giyiyorsun, o anda bir şey hissediyorsun, bir boşluk hissediyorsun. Sanki üzerinden bir yük kalkmış, çok hafifsin ama bir acayip... Ayakların gelmiyor. Oradaki yaşam tarzını benimsemişsin artık bir şekilde. » İstanbul’a geldikten sonra nerede çalıştın? O sırada doğuda komando görevi yapan askerlere çok güzel para veriyordu güvenlik şirketleri. Ben de güvenlik şirketinde çalışmaya başladım. » Bir şekilde silahla bağın kopmadı yani... Kopmadı. Birgün şöyle bir şey oldu. Beşiktaş’ta yemeğe çıkmışız, iş arkadaşları falan. Birkaç tane abla var yanımızda, evli. İki tane maganda laf attı. Ben “Nasıl laf atarsın ha” diye bir girdim. Bir dayak yedim kırolardan, bir dayak yedim. Beşiktaş’ta güzel bir kafedeyiz, şemsiyelikler falan var. Artık gözüm dönmüş, şemsiyenin borusu vardır, metal ve ağır bir boru, vurdun mu düşüyor. Bir tanesine bir vurdum, dağıldı, yıkıldı. Ötekine bir tane, olayı iki dakikada çözdüm. » İşyerinden ne dediler bu duruma? Oradan değil de ikincisinden benzer bir olay yüzünden atıldım. Beni simit almaya gönderen doktoru vuracaktım. Mesele çıkmasın diye simidi aldık, demesen mi ‘Bu sabah simidi, git öğle simidi al.’ Psikolojin bozulmuş bir kere, her şeyi şiddetle çözmeye çalışıyorsun. İhtilafa düşmüş olabiliriz, medeni insanlar ne yapıyorlar, ya mahkemeye gider ya da konuşur hakkını arar. Ben “mahkeme, konuşayım, falan, filan, amaaan...” » Kadınlarla ilişkilerin değişti mi? Askere gitmeden önce çok duygusaldım, mektuplar yazıyordum, şiirler yazıyordum. Ben şiir yazıyordum kızlara. » Şimdi? Şimdi nerdeeee. Pat pat. Askerden sonra bitiyor artık. » Evlendin mi? İki kere evlendim, iki kere boşandım, bir tane oğlum var. » Niye bitti evliliklerin? Hep antisosyalliğimden. “Bugün dışarı çıkalım.” Ay niye çıkalım, ben istemiyorum. » Şiddet var mıydı ilişkilerinde? Vardı. Bir kız arkadaşımla olan olayı anlatayım: Sinemaya gitmiştik. Onu harbiden çok seviyordum ama. Kavga çıktı kıskançlık yüzünden. Otoparkta kavga ediyoruz. İki tane vurdum zaten, yüzü gözü dağıldı. Öyle çok uzun bir şiddet değildi ama dozu yüksekti. » Askerden önce de öyle kavgalara karışan bir tip miydin? Kavgaya karışmak falan hiç yoktu, askerden önce çok sakin bir insandım ben. Şiddete meyilli değildim ama şimdi şiddete meyilliyim yani. O yüzden pek fazla dışarı çıkmamakta yarar var. » Şimdi nedir ruh halin? Üç aydır depresyondayım, içime kapanıyorum, evden dışarı çıkmıyorum. Evliliklerimi bitirdikten sonra da kapatmıştım kendimi. Askerden önceki halimle kıyaslıyorum, hiç kopmazdım böyle. Şimdi o kadar bağlı değilim hayata. Bedavadan yaşıyoruz. » Niye bedavadan? Depresyona girdiğin zaman hiçbir şey umurunda olmuyor ya. Yakıyorsun her şeyi. Bir boşluktasın artık. Hiçbir şeyden zevk almıyorsun. Masa değil tabut çakıyoruz » İlk çatışma gördüğünde koltuğun altında kafana başlığı geçirdiğini anlattın. Sonra kulak kestiğinden bahsediyorsun. Bu iki resim arasındaki karelerde neler var? Sürekli bombalıyorsun abi, sürekli sıkıyorsun, attığın silahın haddi hesabi yok. Namlu bitiyor silahta, namlu değişiyorsun. Takılıyorsun. 100 bin mermide namlu bitiyor, o derece asılıyorsun, takır takır. Gece çatışmalarını izliyorsun ya televizyonda ışıklı ışıklı. Önde giden ışıklı mermiyle arkada giden ışıklı mermi arasında 5 tane de gözükmeyen var. O derece çalışıyorsun. » Süreç içinde olanları sorguluyor musun? İlk gittiğinde batıda gördüklerin var: “Vatan Millet Sakarya”. “Allah Allah” saldırıyorsun. Ama bir süre sonra “Biz burada ne yapıyoruz abi ya?” diyorsun. Saçma sapan bir şey: İki kişi onlar vuruyor, üç kişi sen vuruyorsun. Eskiden Trabzon’da vardı, tavuğun bizim bahçeye girdi, küt. Seninki bizim bahçeye girdi, küt. Doğuda savaş hala öyle devam ediyor. Benim şu andaki düşüncelerimle o zamanki düşüncelerim arasında dağlar kadar fark var. Savaşarak bitecek birşey değil bu... » Orada yaşadığın, sana “Abi biz burada ne yapıyoruz” dedirten somut bir olay oldu mu? Hergün bir olay yaşıyorsun. Sürekli cenazeler geliyor. Sürekli... Düşün, meslek soruluyor; “Marangoz var mı?”. Marangoza ne yaptıracaksın, masa sandalye yapacak değil ya tabut çakıyor insanlar sürekli. Bunu anlayacak kadar zekisin, o bile senin psikolojini bozuyor. Sivildeyken hiçbir zaman ölümle yaşam arasındaki sınırda değilsin, orada kaldığın gece ya da gündüz sürekli o sınırdasın. Dolayısıyla bir gün, iki gün, üç gün... Üzerinde sürekli o baskıyla yaşamaya başlıyorsun. Kimse yaşadığı herşeyi anlatmaz... Şimdi 19 yaşında olsan, askere aynı heyecanla gider misin? Gitmem valla, gidersem namerdim. » Oğluna askerlikte Güneydoğu çıkarsa ne yaparsın? Güneydoğu’ya askere gitmesini tabii ki istemem, belki de askere hiç yollamam. » Kime oy veriyorsun? Ben BDP’ye vereceğim vallahi. Türkiye’nin partisi olsunlar artık. » Ciddi mi söylüyorsun? Ciddi söylüyorum. Kürtleri sevmezdim, nefret ediyordum. Kürtleri de seviyorum artık. » Güneydoğu’da askerken yaşadığın herşeyi birilerine anlattın mı, yoksa hiç anlatamadığın şeyler var mı? Kimse yaşadığı herşeyi anlatmaz ki. Kadın kocasından şiddet görür, mahkemeye gider bir kısmını anlatır, bir kısmını anlatmaz. Anlatamıyorsun... Sonuçta yaşıyorsun, sonra hesaplaşıyorsun. Amerikan filmlerini izlersen Vietnam filmlerinde adam geliyor, kendisiyle hesaplaşıyor. “Ben yaptıklarımdan hiçbir zaman gurur duymadım” diyor. “Benim hatam düşünmeden gitmek oldu” diyor, “Şu anda olsa gitmem” diyor, “Siz de gitmeyin” diyor. Bugüne kadar Güneydoğu’dan gelen kimse çıkıp da “Gitmeyin” demedi. » Sen diyorsun şimdi... Ben diyorum. O çevreyle Facebook’ta yazışıyorum » Askerdeyken yaptıkların için kendini suçluyor musun? Öyle bir suçluluk duygusu yok içimde. Orada bir görev verildi, sen kendi başına yapmadın bunu. Zaman zaman şiddet de gördüm, şiddetin dozunu da artırdım, işin kuralı o. Ama sonuçta devlet oraya götürüyor seni, ‘Haydi haydi haydi’ diyor, ondan sonra salıyor topluma. Rehabilitasyon merkezleri olması lazım, devletin bu insanları rehabilite etmesi lazım. » Tedavi görmek için devlet kurumlarına başvurdun mu? Niye ben başvurayım ki? Bu devletin yapması gereken bir şey. Ben kendi inisiyatifimle gitmedim ki Güneydoğu’ya. Ben bunu kendimle ilgili söylenmiyorum, bu toplumsal bir sorun, kendimle ilgili birşey istediğim yok. Oraya gidip gelen binlerce insan var. » Kendin psikologa gittin mi? İhtiyar bir psikologum vardı. Ucuz diye gidiyorum, adamın kulakları duymuyor, bağıra bağıra anlatıyorsun. Bir seans parasına üç seans gidiyorsun. En son kız arkadaşımla ilgili mevzuda gitmiştim. Geçen bir gittim, Beyoğlu’nda ofis mofis kalmamış. » Öcalan’ın geçmişinden, PKK’nın kuruluşundan falan bahsediyorsun. Bu konularda çok okudun mu? Tabii. Orada birşeyler yaşadın, o birşeyler senden birşeyler aldı. Ben niye kaybettim bunları diyorsun ve araştırma içine giriyorsun. Okuyorsun. O çevreden yazıştıklarım var nette artık, öyle düşün. » Nasıl buldun onları? Face’den (Facebook) dostluk kuruyorsun, birini ekleyince diğerleri “ A bunun arkadaşıymış” diyor, onlar da seni ekliyor. Tabii ben orada görev yaptığımı falan söylemedim, “Tarafsızım” dedim. Onların ideoloji tarzı ne, düşünceleri ne, kafalarındaki ne, onu anlamaya çalışıyorum. “Aptalca bir şey sizin davanız” diyorum, “Yok öyle değil” diyorlar. ******* Güneydoğu’da savaşırken 1984’ten bu yana ölen asker, polis ve korucuların sayısının altı bini aştığından bahsediliyor. Yaralananlardan ise pek bahsedilmiyor. “Medya ‘3 şehit, 6 yaralı’ der. İsmini söylemez ama yaralanmış dediğinin kesin bir yeri kopmuştur, ya kolu yoktur, ya bacakları ya da gözü.” Böyle özetliyor durumu kendisi de gazetede ufak bir habere konu olmuş, iki bacağını Güneydoğu’da kaybetmiş Faruk Baştürk. Bir de bir yerleri kopmayanlar ama kopmuş parçaları görenler var. Mermiler başının hemen üzerinden geçenler ya da ölen arkadaşları için tabut çakanlar. İntikam duygusuyla kulak kesenler, istemeye istemeye köy yakanlar, kurşun vızıltıları arasında ne hissedeceğini bilemeyenler. Ve sonra gazetelerin siyaset sayfalarından üçüncü sayfalarına düşen haberler: “Şırnak’ta mayına basıp iki bacağını iki gözünü kaybeden 26 yaşındaki Hüseyin Ümit tedavi sürecinde intihar etti.” “Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde Şafak Köksal adlı genç, şiddetli geçimsizlik yaşadığı karısıyla birlikte aynı aileden 6 kişiyi öldürdü. Askerliğini Hakkari Çukurca’da yapmış olan Köksal, aileyi yolda pusu kurarak katletti” Rakamlar kesin değil ama şu anda Güneydoğu’da aktif çatışma bölgesindeki operasyonel birliklerde 200 bin asker var. 1984’ten bu yana bölgede çatışmış askerlerin sayısı kaba hesapla 5 milyonu buluyor. Devletin ilgi alanına bu gençlerden sakatlık oranı yüzde 40’ın üzerinde olup da ‘vazife malülü’ sayılanlar giriyor. (Güneydoğu’da bir savaş olduğu kabul edilmediği için orada sakatlanan askerlere ‘harp malülü’ değil ‘vazife malülü’ deniyor.) Vazife malüllerine sakatlık derecelerine göre artan oranda tazminat veriliyor, emekli maaşı bağlanıyor. Şansı yaver gidenler işyerlerinde gazi kadrosunda kendilerine bir yer bulabiliyorlar. Güneydoğu’da savaşmış askerler arasında “Bu vatan için canım feda” diyenler de var, “Bir daha gidersem namerdim” diyenler de... Bir kısmı “Askeriye bize sahip çıktı” diyor, bir kısmı kendisini “kullanılıp bir kenara atılmış” gibi hissettiğini söylüyor. Ama hemen hemen hepsinde bir haksızlığa uğramışlık duygusu var: “Biz orada öldük öldürdük, burada televizyonda ‘üç şehit, beş yaralı’ kapat geç. Bu kadar mı değersiz” Bu yazı dizisinde Güneydoğu’da savaşmış askerlerin orada ve sonrasında neler yaşadıklarını kendilerinin ve yakınlarının ağzından aktarmaya çalışacağız. [Taraf Gazetesi]
  20. MonDieu

    Dunya Kucukmus

    Dunya kucukmus deriz zaman zaman ama aslinda hicte kucuk olmadigini biliriz fakat bazen oyle seyler olurki hic ummadigimiz ve beklemedigimiz anda karsimiza cikar ve hayretler icinde kaliriz ve Allah Allah veyahut Halla halla dunya nekadarda kucukmus gercektende.. Iste benimde bu gunlerde basima halla halla diyecegim birsey geldi dunya gercektende kucukmus.. Beni bilenler bilir haylazmi haylaz ikitane oglum var, Bir baba olarak iyi egitim saglamak her anne ve babanin gorevi oldugu icin bende bir baba olarak buyil iyi bir egitim almasi icin oglumu devlet okulundan alip ozele kayit ettim ve 2 haftadirda ozel okula gitmekte buraya kadar hersey normal guzel.. Ders programlarini soyle bir goz attim ve ogretmenlerinin isimlerine baktim hepsi bayan gerci oglum her nekadar budurumdan rahatsiz olsada alisti sayilir yanliz ogretmenin ismi dikkatimi cekti oglumada soyledim bak dedim herhalde ben sizin su ingilizce, tarih, ve danimarkaca ogretmenizi taniyorum oda nereden taniyorsun dedi bende benim ilk okul arkadasim dedim tarif ettim aynisi bende yok canim bu isimde bircok insan var dedim bugun okulla gezmeye gideceklerdi bende alip tren istasyonuna biraktim Birde ne goreyim dunya gercektende kucukmus.. Cunku gercektende oglumun ogretmeni benim ilk okul orta okuldaki askim yillar sonra bugun ilk defa gorustuk garip bir his insan ne diyecegini bilemiyor .. DUNYA NE KUCUKMUS...
  21. MonDieu

    İyi Sahurlaaaar..

    Ciddi ciddi herkes sahurda geliyormus ben simdiden herkese iyi sahurlar dilesem olmazmi nakadan mikkemel olur deyilmi
  22. Asigim bir kuluna Olecegim yoluna Dermanim sensin tanrim Merhamet eyle bana Senden son dilegim Yaz onu anlima O benim kaderim olsun Yuzum onunla guler Zindan oldu geceler Cektigim bu cileler senin elinle biter Bilirsin halimi Anlarsin derdimi O benim kaderim olsun
  23. Hangi bolumde okudugunu sormamda bir sakinca varmi ve ayrica burs talebi olarak nekadar bir ucret gerekmekte isterseniz ozel iletide gonderebilirsiniz
  24. MonDieu

    Radio onair 1-2-2-1

    Bap Bap Bap yayindayiz
  25. MonDieu

    NE ÇIKAR KONUŞTUM İŞTE...

    Eskiden gece kondular coktu ve gecekondu mahallelerinde herkes herkesi taniyordu gece saat 12-01 kadar disarida olsanda kimse kimseden kormuyordu ama nezamanki beton binalar dikilmeye basladi iste ozaman Ayse teyzeler Ahmet amcalar kendilerini o 4 duvar beton binalarin arasina gizlemeye basladilar..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.