Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Evrensel ahlaktan yanayim....Dinin benimsedigi ahlak ahlak kurali degildir....Imzamdada bunu belirttim....Cinselligi tabu yapan dini kesimdir....Bunu zina olarak gostermesinin de nedeni bundan ibarettir....Muslumanlikta cinsellik tabulasmistir...

Serbest toplumlar da bu konu asla abartilmaz....

Bende Evrensel Ahlaktan yanayım Sevgili La-Bohéme... Cinselliği "Tabu" yapan, dediğiniz gibi "Kesim"dir... İmzanızı referans vermeyin isterseniz... Zira Lenin "Yahudidir" yani inançlıdır ve ondan sonra, onun politikasını yürüten/ilerleten Stalin'in "Rusları Değiştirme" politikasının ne olduğu ortadadır. Bu seferde Cinsellik fazlasıyla sıradan hale gelmiştir. Neyse, buna girmeyelim. Dinin benimsediği herşeyi "Ahlak Kuralı Değildir" diyerek yadsıyamazsınız. Her ne kadar Tanrısal olsa da "Toplumsal Kabullere" dayanırlar. Bir din öyle kabul ediyor diye, haklı bir şeye karşı koymak mantıksızlık olur. Mesela "Cinselliğin Eşlere Ait/Dair" olduğu öngörülür. Yani "Cinselliği" Eşler birlikte yaşamalıdır sadece... E bunu din öyle istiyor diye reddetmek mantıksızlık değil mi? Bir Ateistin kabul edemeyeceği bir yargı mı? Yada karşısında durması gereken bir yargı mı? Bence bu Evrensel bir Ahlak kuralı... Sadece "Eşlere ait olan" Cinsellik aleni olmamalıdır, umumileşmemelidir... Son derece Evrensel...

 

Demekki anlamisim!!!

Yoksa arkadasimiza psikolojiye baglayipmi cevap vericektiniz???

Ayy!!!Cok ozur dilerim.... :devil::wub: ....

Sevgili La-Bohéme, elbette ki "Psikoloji"ye bağlayacağım... İnançtan tutun diğer bahsettiğimiz tüm konular "Psikolojik Süreçlerin Belirlediği" yapılardır. Ahlaki oluşum, Dil gelişimi bile bunun bir parçasıdır... Başka bir şeyle açıklamanın mümkünü yok ki...

 

14 diye bir duzeltmede yapmissiniz....Yani simdi cocuk 14 yasindayken bunu yapabilirler....Bakin dikkat ettiniz mi cocuk diyorum???

Erinlik yaşı ortalama 14lü yaşlarda sona erer, bu Üreme (Cinsel) Organlarının hızla geliştiği dönemin sonudur. Üreme organları alacakları hali almıştır. Kızlarda adet, erkeklerde gece uyanmaları sağlık bir şekilde görülür. Ancak sağlıklı bir üremenin meydana geldiği yaş 18 ile 21 yaş arasındadır. Yani 18 yaşından önceki gebelikler ve cinsel birliktelikler sağlıksızdır ve tehlikelidir. Yani 14 yaşındayken "Erinlik Dönemi" sona erdi diye Cinsel birliktelik yaşamamaları gerekir. Çünkü o yaşlarda, yukarıda bahsettiğim gibi Cinsel Birlikteliklerdeki yaşantılara dair "Psikolojik Bozuklukların" görülmesi çok yüksek bir olasılık taşır.

 

nEDE olsa takip meselesi sizde haklisiniz........Ancak bence arkadasimizin konusu cinsel yasalar degil...Daha cok zinaydi....

Neyse konu psikolojiye gitmedi ama bu gidiste ahlak kurallarina gidecegi kesin.....

 

Ve eklemek istedigim bu birlikteliklerde cogu zaman kadinin rizasida alinmaz.....Sanirim peygamber kadinlarini pek dusunmemiss.......

Zina hakkındaki görüşlerim yukarıda açık ve nettir. Kadınların rızası alınmadan girilen ilişkilerin "Tecavüz" olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım... Ve bunu tasvip ettiğimi düşünmüyorsunuz öyle değil mi?

 

Sevgilerimle Sayın La-Bohéme :wub::clover:

  • Cevaplar 106
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Sayın Tengeriin boşig, sorularıma sizden başka cevap vermeye kalkışan olmamış. öncelikle size teşekkür etmeliyim. Fakat sorularıma cevap vermek istemenize rağmen, yanıtınız sorularımla alakasız olmuş, sanırım siz benim sorularımı anlamadınız.

Benim sorularım gayet açık ve net. Ben bu forumda yeniyim, kimsenin tarzını pek bilmem ama sayın la boheme konuyu psikilojik dallara çekeceğinizi tahmin etmiş ve yanılmamış. sanırım bunu söylerken sizin meseleyi dallandırıp budaklandıracağınızı tahmin etti. Benim sizden ricam, konuyu dağıtmadan ve detaylandırmadan, basit ve net olarak cevap vermenizdir. Ama tabiki cevap vermek zorunda da değilsiniz. neticede bu bir kişisel sorudur ve cevap verme gerekliliğiniz yoktur.

Ancak çok rica ediyorumki cevap verecek olursanız birkaç satırı geçmeden basitçe cevap veriniz.

Eğer cevap verecek olursanız sorularım sizedir sayın boşig:

1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz? (yani siz merak ediyormusunuz) Bu konudaki hisleriniz nedir?

2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü. İnançlı bir dindar olarak sizin hiç görmemiş olmanız gerekir sayın boşig.

3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyormu? Yine inançlı ve bekar biri olarak sizin bunları hiç yaşamamış olmanız gerekir. sorum bu yöndedir.

 

Eğer siz bu ve bunlara benzer bazı olayları yaşamış iseniz, o halde eğer cevap verirseniz size başka sorularım olacak.

1- yaptığınızdan pişmanmısınız? tövbe ettinizmi? Yani evlenene kadar bir daha yapmayacağım diyebiliyormusunuz?

2- Daha önce bu günahları birden fazla kere işledinizmi? ve her defasında tövbe ettinizmi?

 

Yine söylemeliyim. cevap vermek gerekliliğiniz yok ama cevap verecek olursanız basit ve net cevaplar verin lütfen.saygılarımla

Gönderi tarihi:

Sevgili La-Bohéme, elbette ki "Psikoloji"ye bağlayacağım...

Fakat sayın boşig, konuya basitçe cevap vermek varken psikolojiye bağlamak şart değildir. hadi diyelim bağladınız, fakat siz psikolojiye bağlayıp bir sürü yazı yazdığınız halde konuya cevap vermeyi unutuyorsunuz sanırım. En azından bana verdiğiniz cevap öyle olmuş. Zannedersem sayın la bohemin söylemek istediği şeyde bu olmalı.Bilmem yanılıyormuyum?

Gönderi tarihi:
Benim sorularım gayet açık ve net. Ben bu forumda yeniyim, kimsenin tarzını pek bilmem ama sayın la boheme konuyu psikilojik dallara çekeceğinizi tahmin etmiş ve yanılmamış. sanırım bunu söylerken sizin meseleyi dallandırıp budaklandıracağınızı tahmin etti.

Sevgili La-Bohéme'nin yanılmaması gayet normaldir Sayın Forsa, şaşırmayın... Beni iyi tanır kendileri... :wub::clover:

 

Benim sizden ricam, konuyu dağıtmadan ve detaylandırmadan, basit ve net olarak cevap vermenizdir. Ama tabiki cevap vermek zorunda da değilsiniz. neticede bu bir kişisel sorudur ve cevap verme gerekliliğiniz yoktur.

Aslında cevabım ortadadır arkadaşım. Konuyu dağıtmadım, yapılabilecek en geniş açıklamayı yaptım. Ama kısa cevaplar istiyorsanız illa ki, bununla ilgili cevaplarımı özelden vermek isterim. Zira sorularınızla işlenen bu tür konuların "Alenileşmesi" bana göre son derece abestir. O yüzden yukarıdaki tarzda bir açıklama yaptım ve aslında görebileceğiniz cevaplar orada yatıyor... Görebilmeniz lazımdı... Diğer arkadaşlar için yapabileceğim başka bir şey yok, cevabı oradan çıkarmalılar ama size özelden gerekli cevabı atacağım...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Zira sorularınızla işlenen bu tür konuların "Alenileşmesi" bana göre son derece abestir. O yüzden yukarıdaki tarzda bir açıklama yaptım ve aslında görebileceğiniz cevaplar orada yatıyor... Görebilmeniz lazımdı...

Sayın boşig, alenileşmesi abestir demişsiniz fakat ben kendim için bunda abes birşey görmüyorum. Abes olsa bende açıklamam bakın ben size kendi açımdan cevaplar vereyim.

 

1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz?Bu konudaki hisleriniz nedir?

Cevap: Merak etmiyorum çünkü bunu yaşadığım için biliyorum.

 

2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? İnançlı bir dindar olarak sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü.

Cevap: Bunuda merak etmiyorum çünkü defalarca gördüm.

 

3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyormu? Sizin bunları hiç yaşamamış olmanız gerekir.

Cevap: Hiç ruhsal bunalıma girmiyorum çünkü cinsel birleşmeyide defalarca yaşadım.

 

Gördüğünüz gibi, hiçde abes bir konu değil. Bu açıkladıklarıma abestir diyen varsa buyursun.

Ve dikkatinizi bir başka noktaya çekmek isterimki oda şudur; gördüğünüz gibi sorulara birer satırla cevap verilebiliyormuş. Fakat sizide anlıyorum. Bu bahsettiğim konuları "yaptım" derseniz ZINA veya günah işlediğinizi kabul etmiş olacaksınız.

Yapmadım derseniz, birçok kişi sizi yadırgayacak.Saygılarımla

Gönderi tarihi:
Sayın boşig, alenileşmesi abestir demişsiniz fakat ben kendim için bunda abes birşey görmüyorum. Abes olsa bende açıklamam bakın ben size kendi açımdan cevaplar vereyim.

 

Arkadaşım, herkesin çizgileri vardır... Benim için abestir... Cinsel hayatımı burada ifşa etmem yakışmıyor... Kimsenin ilgilendiğini de sanmıyorum... Sizin cevaplarınızı da merak etmiyorum... Lakin illa ki bir cevap istiyorsanız, özelden atabilirim... İletimde yazdıklarım üstü kapalı bir şekilde tüm cevaplarımı veriyor... Anlayıp anlamamak size kalmış...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Sayın boşig, alenileşmesi abestir demişsiniz fakat ben kendim için bunda abes birşey görmüyorum. Abes olsa bende açıklamam bakın ben size kendi açımdan cevaplar vereyim.

 

Gördüğünüz gibi, hiçde abes bir konu değil. Bu açıkladıklarıma abestir diyen varsa buyursun.

Ve dikkatinizi bir başka noktaya çekmek isterimki oda şudur; gördüğünüz gibi sorulara birer satırla cevap verilebiliyormuş. Fakat sizide anlıyorum. Bu bahsettiğim konuları "yaptım" derseniz ZINA veya günah işlediğinizi kabul etmiş olacaksınız.

Yapmadım derseniz, birçok kişi sizi yadırgayacak.Saygılarımla

 

Burada birileri tarafından yadırganmayı umursayacak en son kişi olduğumu bile düşünmüyorum Sayın Forsa... Siz cinsel hayatınızdan insanları haberdar etmek gibi bir kaygı yaşayabilirsiniz, sizin sorununuzdur... Lakin ben bunun reklamını yapmayı sevmiyorum... Size özelden düşündüklerimi yazdım ve oradan paylaşırsınız düşündüklerinizi... Gerçi yukarıdaki ilgili iletimde verdiğim cevapta üstü kapalı bir şekilde verdim cevaplarımı ki verebileceğim en uç cevaplardı... Öyle ki "Yakaladığınızı Sandığınız" "Zina-Günah" ilişkisi hiçte sandığınız gibi değildir... Ben Masumiyete inanırım... Zira bu açıdan da açıklamasını yaptım;

 

Ben inanıyorum ki, kişinin içinde bir kötülük yoksa ve eğer ciddi bir ilişki ise yani taraflar "Masum" ise sakıncalı olmadığını düşünüyorum. Sonuçta Etik olarak bireyler "Birbirlerine Aidiyet" hissetmekte ve hayatlarını paylaşmak, birlikte idame ettirmek ve yaşamak istemektedirler, yani Evlillik meydana gelecektir...

Ortamı germemenizi ve forumdaşlarınızın yaklaşımlarını bilmeden, çizgilerini bilmeden yargılamamanızı rica ederim...

 

Ayrıca yeni olduğunuzuda belirttiğiniz üzere, bende size şunu belirtmek isterim; Forumda İnançlı/İnançsız ayrımına dayalı olarak insanları "Toptan" yargılamayınız aynı zamanda...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Ortamı germemenizi ve forumdaşlarınızın yaklaşımlarını bilmeden, çizgilerini bilmeden yargılamamanızı rica ederim...

Sayın boşig, benim yaklaşımım ortamı germek değildir bu size öyle geliyor.

Benim sorularım sorulması gayet makul sorulardır. isteyen cevap verir istemeyen vermez.

Kaldıki, bu sorduğum sorular modern Türkiyemizde televizyonlarda bile açık açık sorulabilen ve cevaplanabilen sorulardır.

Belki böyle sorular sormak yada cevaplamak sizin ailevi gelenek ve göreneklerinize, yaşam şartlarınıza veya yaşadığınız çevrenize ters düşebilir.

Fakat sizin yapınıza ters düşüyor diye benim modern yaklaşımımı ortamı gerecek yaklaşım olarak nitelendiremezsiniz.

Ben sorduğum sorumda "ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyormu?" diye bir soru yöneltmişim sizde onu alıp "ruhsal bozukluk" haline çevirmişsiniz.

Ruhsal bunalım geçici bir ruhsak sıkıntıdır. ruhsal bozukluğun ise ne manaya geldiği malumdur. Buda yetmemiş, bu merakımın "Ruhsal Bozukluk"lara gebe bir yaklaşım olabileceğini ima ederek, bir anlamda benim cinsel s.pık olabileceğimi ima etmişsiniz.

Sizin öğrenme merakınız neye dayanıyor bunu anlamıyorum, ki bu merakınız "Ruhsal Bozukluk"lara gebe bir yaklaşım değildir umarım, zira bunu bu kadar önemsediğinize göre :excl: .

 

Bence asıl ortamı germek budur ama ben yinede size sesimi çıkarmadım ve bu iletinizi es geçtim.

Az önce birkaç iletinize baktım ve konulara değinmekten çok kişilerle polemik haline girerek asıl sizin topiclerde ortamları gerdiğinizi gördüm fakat lütfen benlede polemik sürdürmeyi alışkanlık haline getirmeyin.

Çünkü ben o soruları ilk sorduğumda sizin şahsınıza sormadım. Daha sonra siz kendiliğinizden cevap vermeye kalktınız fakat sorduğum sorulara net olarak bir cevap vermediniz.

Bende bunun üzerine size "mademki siz cevap vermek istiyorsunuz, sorumu size yöneltiyorum" diyerek tekrar bir cevap yazdım.

Fakat sorumu size yöneltirken bile cevap vermek zorunda olmadığınızı tekrar belirttim.

 

Sayın boşig, birkaç satırda açıklanabilecek yazılara bir sürü alakasız yazı yazıyorsunuz ama malesef konulara aslında cevap bile vermemiş oluyorsunuz.

Bu konuyada cevap vermek zorunda değilsiniz.

Özelden yazdığınız cevabınızı ise sizede söylediğim gibi, okumadan sildim çünkü burada yazamayacak kadar mahrem gördüğünüz bir özelinizi başka yollada okumak istemem.

Mademki bu konu sizin için burada açık açık yazılmayacak kadar özelse neden bu kadar ter döktüğünüzü anlamak mümkün değil.

En baştan beri diğerlerinin yaptığı gibi sizde cevap yazmasaydınız olurdu. Kişisel polemik sevdiğinizi anladığım için bu iletimede kişisel cevaplar yazarak polemik sürdüreceğinizi düşünüyorum fakat bilmenizi isterimki siz bana cevap yazsanız bile bu topicte artık size cevap yazmayacağım.

Size cevap yazamayacağımıda sanmayın, ben sadece polemik uzamasın istiyorum. Bana cevap mecburiyeti doğmamış olsaydı zaten bu iletimide yazmak istemezdim. Gördümki forumda birçok kişiyle kavga halindesiniz ben sizin bu tavrınıza alet olmayacağım.

Aşağıdaki sorularım ise size değil diğer bekar ve teist erkek arkadaşlaradır. Saygılarımla

 

Sayın teist arkadaşlar. kimse cevap vermediği için sorularımı yinelemek zorundayım. Aslında bu topic dini konularda değilde, aşk,sevgi gibi konularda olsaydı ve zina kelimesi geçmeseydi kimse yadırgamadan eminimki birçok kişi yanıt verecekti. Fakat yinede bellimi olur? bir ümit sorularımı yineleyeyim dedim.

 

1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz? Bu konudaki hisleriniz nedir?

2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü.

3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyormu?

 

Tekrar saygılarımla

Gönderi tarihi:

Gerçekten "Evrensel Ahlaka" uygun bir tavır... Üzerinizde hiç durmamış Sayın Bilimselci... Her zaman "herkesin aynı kefeye konmasına" karşı olmaktayım ve bu tavrınız bunun en keskin örneği... Ve bunu "Bilimsellik" adına yapmanız... Çağdaş Hukuk der ki: Hiç bir kimse(ler) bir diğerinin eyleminden sorumlu tutulamaz... Sanırım asıl Bilimsel olan tavır budur...

Bunda yanlislik nerede....Ahlak dersi veren inanclilar.....

 

 

 

Sayın boşig.

Bilimsellik, bilim felsefesi, bilim ahlakı "takiyye" konusunu, tavrını irdeler.

Kaldıki, yazımdaki bir kısmını almadığın bölümü, inançlıların takiyyeciliğini vurgulamakta idi.

Bir diğer arkadaşımız da buna değinmiş sen farkına varmasanda.

Bilimselliği, bilimsel tavır'ı, evrenselliği her ne kadar seninki kadar bilmesemde kavramaya, anlamaya çalışıyorum. :(

 

"Çağdaş Hukuk der ki: Hiç bir kimse(ler) bir diğerinin eyleminden sorumlu tutulamaz..."

 

Çağdaş hukuk böyle bir şey nasıl diyebilir. Mutlaka ek açıklaması olmalıdır.

Diğerini eyleme azmettirmek te en az o kadar suçtur.

Son Dink cinayeti buna en güzel örnektir.

 

Sayın boşig,

İnsanlar gelişme, anlama çağlarında boyundan büyük tartışmaların altına girdiğinde altından kalkamıyor.

Geçmişte benimde bu tip deneyimlerim olmuştu. Bildiğim kadar konulara girmeliydim.

Bu; gençlik heyecanından, öğrenme azminden, ya da konuyu kavrama sorunundan kaynaklanıyor.

 

Forsa arkadaşımızın sana hitaben yazdığı son iletisini dikkatle okumanı öneririm.

Gelecekteki meselelere bakış açın ve takınacağın tavırlar için çok çok önemli.

Bu tavsiyeme bile önem vermeyeceğinden eminim.

Selamlar...

Gönderi tarihi:
Sayın teist arkadaşlar. kimse cevap vermediği için sorularımı yinelemek zorundayım. Aslında bu topic dini konularda değilde, aşk,sevgi gibi konularda olsaydı ve zina kelimesi geçmeseydi kimse yadırgamadan eminimki birçok kişi yanıt verecekti. Fakat yinede bellimi olur? bir ümit sorularımı yineleyeyim dedim.

 

1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz? Bu konudaki hisleriniz nedir?

2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü.

3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyormu?

 

Tekrar saygılarımla[/b]

 

Sn forsa cinselliğin en güzel yanı nedir biliyormusunuz?Birbirini seven iki insan arasında yaşanmasıdır.

Bana göre bir üçüncü şahsın bir insanın cinsellik hakkında ki düşüncelerini merak etmesini bilgilenmek için değil kendi cinsel dünyasına fantezi katmak içindir.Yinede bir iki şey yazmadan geçemeyeceğim gerçi sorularınız erkeklere hitaben sorulmuş ama.....

Siz bir bayanla sırf merak içinmi öpüşürsünüz?Nasıl birşeydir diyemi?yoksa sevdiğiniz aşık olduğunuz bir insanla birlikteliğinizi resmileştirip sevginizi kutsayıp paylaşmak içinmi?İnsan sevmediği yada hoşlanmadığı bir insanla sırf merağını gidermek için öpüşmez,öpüşemez.Bu söylediğimi ikinci sorunuz içinde geçerli.

Diğerine gelince cinsel birleşme yaşamayan insanların ruhsal bunalıma girdiğini nerden çıkardınız böyle kanıtlanmış psikolojik bir olgumu var yoksa bu tamamen size ait bir fikirmi?Sizde böyle bir durummu söz konusu.

Sorularınızı kast ettiğiniz kalıp içerisinde yorumlarsak hiçte hoş olmayan şeyler çıkar,cinsellik sevginin/aşkın paylaşmanın getirdiği özel bir durumdur sizin anlatmak istediğiniz gibi öyle her önünüze çıkan kişi ile sırf merak gidermek için yaşanmaz,yaşanırsa doğuracağı sonuçlarında pek iç açıcı olacağını sanmıyorum,çünkü unutmayın insanın başına ne gelirse fazla meraktan gelir :D

Gönderi tarihi:

forsa, soruların askıda kaldı, boşa gitmesin.

 

1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz? Bu konudaki hisleriniz nedir?

 

merak ediyordum ve bunu gerçekleştirmek için elimden geleni fazlasıyla yaptım. Çünkü tüm vucudum beynim herşeyim bunu istiyordu, sanırım bu çok doğal bir durum ve onu incitmeden ve kendi rızasıyla öpüşmeyi başardım. Harika bir duygu. Bunu herzaman ahlak olgusuna bağlı kalarak yapmak isterim.

 

2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü.

 

merak ediyordum ve bunu gerçekleştirmek için elimden geleni fazlasıyla yaptım. Çünkü tüm vucudum beynim herşeyim bunu istiyordu, sanırım bu çok doğal bir durum ve onu incitmeden ve kendi rızasıyla görmeyi ve de birleşmeyi başardım. Harika bir duygu. Bunu herzaman ahlak olgusuna bağlı kalarak yapmak isterim.

 

 

3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyormu?

 

Evet, zaten başarıya ulaşmamda en büyük etken buydu

 

 

Sn forsa cinselliğin en güzel yanı nedir biliyormusunuz?Birbirini seven iki insan arasında yaşanmasıdır.

 

suheda, evet haklısın

 

ama durum böyle olunca evli olmak gerekmiyor

Gönderi tarihi:
Sayın boşig.

Bilimsellik, bilim felsefesi, bilim ahlakı "takiyye" konusunu, tavrını irdeler.

Kaldıki, yazımdaki bir kısmını almadığın bölümü, inançlıların takiyyeciliğini vurgulamakta idi.

Bir diğer arkadaşımız da buna değinmiş sen farkına varmasanda.

Bilimselliği, bilimsel tavır'ı, evrenselliği her ne kadar seninki kadar bilmesemde kavramaya, anlamaya çalışıyorum. :(

 

Sayın Bilimselci... Ben sadece herkesi topluca yargılayan, "aynı tutan" "ayn kefeye koyan" ifadelere karşıyım... Yani mesela şöyle bir ifade kullanırsanız daha etik olurdu diye düşünüyorum; "Bir Kısmı" veya "Bir Çoğu"... Anlatabildim mi? Ama siz genelde "Tümden" iması veriyorsunuz ve bu beni rahatsız ediyor. Çünkü Tanrı'ya inanan bir insan olarak "Aklımın Şeyimde Olmadığını" rahatça söyleyebilirim... İnanmak değil bunun kıstası... Bu açıdanda takıyyeci olduğumu sanmıyorum ama illa ki bir kısım insanı böyle niteleyecekseniz "Takıyyeci Olan İnançlılar" gibi bir tanımda kullanabilirsiniz. O zaman herkesi itham etmemiş olursunuz ve kimsede alınmaz... Ayrıca tavsiyenizi göz önünde bulundurdum ve merak etmeyin iletileriniz benim için değerli, siz her ne kadar göz ardı ettiğimi düşünsenizde... Lakin dediğim gibi "Genellemelere Kurban Gitmeyi" sevmiyorum...

 

Sayın Forsa'nın iletisini okudum, kişilik tahlilimi yapmaya çalışmış kendince... Ben bazen bazı konularda kişiselleştirme yapdığımın farkına varıyorum, ancak bunun nedeni karşımdaki kimseninde tavrından kaynaklanıyor birazda ve ben hatalı bir davranışta ise bunu belirtmek istiyorum... Çünkü genelde karşımızdakini itham ettiğimiz hataya kendimiz düşüyoruz ve bunu bile bile yapıyoruz ama kabullenmiyoruz...

 

"Evrenselliği" "Bilimselliği" benden daha iyi biliyor olabilirsiniz Sayın Bilimselci, zira ben sizin kadar deneyim sahibi değilim... Lakin doğruluğundan emin olduğum şeylerde yok değil... Ve sizinde "Hatasız" olmanız mümkün değil...

 

Sayın Forsa'nın iletsini "Cevaplamak" yada "Cevaplamamak", bu konudan bahsetmek "Modernlik" ile alakalı değildir.

 

Lakin o kadar merak ediliyorsa söyleyeyim:

 

1- Bir bayanla öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyormusunuz? Bu konudaki hisleriniz nedir?

1- Belli bir olgunluğa erişen her insan karşı cinsi merak eder ve buna bağlı olarak öpmeyi merak eder. Kişisel olarak illa ki bir cevap isteniyorsa: Öptüm.

 

2- Kitaplardan değilde, gerçek olarak bir bayanın cinsel bölgelerini merak ediyormusunuz? sizin hiç görmemiş olmanız gerekir çünkü.

2- 1inci açıklamam geçerlidir. Bu içsel bir dürtüdür. Bir insan, ciddi ciddi gelecek planları yaptığı bir insanla yani son derece "Masumane" bir ilişki kurduğu insanla "Görüp/Görmeme" olayını yaşayabilir. Çünkü o insan sizin hayatınıza girecek olan çocuğunuzun annesi/babası olarak planladığınız insandır. İlgili yaşlarda ilgili ilişkilerde bulunmazsanız asıl bu sorun doğurur. Eksik kalırsınız. "Masumiyet" olduğu sürece "Görmenin" bir zararının olmadığını. Eşiniz olacak olan kişi ile bir şeyler yaşamanız gayet doğaldır.

 

3- Hayatınızda hiç cinsel birleşme yaşamadığınız için, ruhsal bunalımlara girdiğiniz oluyor mu?

3- "Cinsel Birleşmeyi Yaşamama" Ruhsal Bunalımlar getirmez, en azından benim yaşlarımdaki sağlıklı bir bireyde meydana getirmediğini biliyorum. "Ruhsal Bunalım"dan kastınızız da anlamadım aslında. Çünkü buna örnekle bir açıklama yapmıştı ancak onu kabul etmediniz... O yüzden açarsanız sevinirim.

 

4- yaptığınızdan pişman mısınız? tövbe ettinizmi? Yani evlenene kadar bir daha yapmayacağım diyebiliyor musunuz?

4- İnsan "Eşi" olacak olan insanla yaptığından pişman olmaz Sayın Forsa. Olmasını gerektirecek bir durum yoktur çünkü. Ancak bakın, ben "Reşit" insanlardan bahsediyorum. Hem yasal olarak hemde birey olarak reşit kimselerden... Yani düşünün; 18 yaşını geçmişsiniz, Yasal olarak eş seçimi "Evlenme" hakkına sahipsiniz... Ve eşiniz olarak seçtiğiniz insanlar bir şeyler yaşıyorsunuz. Gayet normaldir. Siz gerçekten "Masum" duygularla o kimseyi "Eşiniz" olarak seçtiyseniz bunun dini açıdan da bir mahsuru yoktur. Zina; kişilere, ailelere, topluma ve eğer olursa doğacak olan çocuğa zarar verir. Ha hayatın ne getireceği belli olmaz; yani "Evlenmeyi Düşündüğünüz" kimse ile bir şekilde ayrılabilirsinizde... O yüzden Seks ile Sevişmek arasındaki farkın ayırdınz varmak lazımdır.

 

5- Daha önce bu günahları birden fazla kere işledinizmi? ve her defasında tövbe ettiniz mi?

5- Söylediğim gibi, insanın eşiyle yaşadığı şeyleri "Günah" olarak görmüyorum, göremiyorum... Zira aynı hayatı paylaşmak istediğiniz, bunu amaçladığınız, adımlarınızı bu yönde attığınız bir kişi ise karşınızdaki kim bunun hesabını sorabilir? Lakin "ŞEhvet ve Zevk" içgüdüsü ile yapılıyorsa yani karşınızdaki bir seks objesi olarak görüp sadece faydalanmayı ve o anki tatminsizliğinizi gidermeyi amaç ediniyorsanız bu etik değildir ve günah olan budur...

 

Bu iletimi, önceki iletimi göz önünde bulundurarak okursanız sevinirim...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Lakin "ŞEhvet ve Zevk" içgüdüsü ile yapılıyorsa yani karşınızdaki bir seks objesi olarak görüp sadece faydalanmayı ve o anki tatminsizliğinizi gidermeyi amaç ediniyorsanız bu etik değildir ve günah olan budur...

 

ben herzaman derim, 10 da 9 u müslüman olan bir ülkede, karşıma bugüne kadar doğru dürüst bir müslüman çıkmadı diye.

Gönderi tarihi:
ben herzaman derim, 10 da 9 u müslüman olan bir ülkede, karşıma bugüne kadar doğru dürüst bir müslüman çıkmadı diye.

 

doğru dürüst bir müslüman ???

 

Bunu biraz açar mısınız?

 

 

Bakın, belki yanlış bir anlamda kullandım ancak demek istediğim: Bir insandan faydalanmak, kullanmak... Yani kendi ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir kimseyi elde etmek, kötüye kullanmak... Karşınızdaki insana "Zevk Unsuru/Objesi" olarak bakmak...

 

Sizi bilmem ama ben bunu yadsıyorum ve insani bulmuyorum...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Iki insan arasinda yasanan cinsellik sevgi ve saygi cercevesinde gayet dogaldir, bu illa evlilik gerektirmez. Bunu yasamamak ancak dogal olmayandir. Yeter ki iki tarafta samimi ve durust olsun.

 

Eskiden -derken- bundan daha birkac yil oncesine kadar, Turk erkekleri sokaklarda el ele kol kola yururlerken turistlere 'yanlis anlamayin bunlar homoseksuel degil,

bizde bu aliskanlik arkadaslar arasinda vardir' diyordum. Elbette var olacakti, cunku o zamanlar cinsellik daha bir tabu idi, konusulmazdi, konusturulmazdi. Nasil ki kizlar kol kola yuruyorduysalar sokaklarda erkekler de ayni seyi yapiyorlardi. Gerci erkeklerde bu el ele kol kola modasi hemen hemen gecmis durumda fakat Anadolu'da bu gibi manzaralari gormek hala daha mumkun. Peki insanlar neden ayni cins ile el ele kol kola yururler veya otururlar. Bunun nedeni de; karsi cins ile bir birliktelik yasayamamanin verdigi eksikliktir. O yuzdendir ki Anadolu'da erkeklerimiz hayvanlarla cinsel temasta bulunurlar veya ensest iliskilerde o kadar ileri gidilir ki, kimse kimseye kizoglankiz tafrasi yapmaz. Hersey oldugu gibi kabul edilir, edilme zorunlulugu vardir.

 

Ve bu soru genelde erkeklere sorulur. "Deneyimin var mi?" Kadinlara sorulmaz, zira onlar 'deneyimli olma engelli' olarak yetistirilmislerdir. Bugun dahi bircok aile icin cocuklarinin -tabii ki ozellikle kiz cocuklarinin- cinsel yonden saglikli olup olmadiklari, guvenli ve saglikli seks yapip yapmadiklarindan daha onemli olan sey, onlarin bakire olup olmadigidir. Bekaretin toplum tarafindan tabu haline getirilmesi her iki tarafta da fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabiliyor. Kadinlarimizin en buyuk kabusu 'gerdek gecesi'dir. Bu kabus da gerdek gecesinin kutsal olduguna dair bir sartlanmadan ileri geldigidir. Bazi kadinlarda bu sendrom giderek buyuyor ve frijitlige kadar varabiliyor.

 

Bu yazdiklarimin belki konu ile alakasi yok ama, bence iki insan ortaklasa bir karara varmislarsa, din'in, torelerin, toplumun ve ailelerin bakis acisi ne olursa olsun kendi kararlarini kendileri vermeleri gerekir. Bu karar dogru veya yanlis olabilir, ancak bir insanin bedenine ve gelecegine kendisinin sahip cikmasi kadar dogal bir davranis bicimi de yoktur.

Gönderi tarihi:
Iki insan arasinda yasanan cinsellik sevgi ve saygi cercevesinde gayet dogaldir, bu illa evlilik gerektirmez. Bunu yasamamak ancak dogal olmayandir. Yeter ki iki tarafta samimi ve durust olsun.

 

Bu yazdiklarimin belki konu ile alakasi yok ama, bence iki insan ortaklasa bir karara varmislarsa, din'in, torelerin, toplumun ve ailelerin bakis acisi ne olursa olsun kendi kararlarini kendileri vermeleri gerekir. Bu karar dogru veya yanlis olabilir, ancak bir insanin bedenine ve gelecegine kendisinin sahip cikmasi kadar dogal bir davranis bicimi de yoktur.

 

Sayın Muki, özellikle işaretlediğim noktalara aynılığıyla katılıyorum.

 

Bence de "Dürüstlük" ve "Masumiyet" öncelikli gelir. Ve bu olunca da "Din"e aykırılık söz konusu olmuyor bence...

 

Şöyle ki: Din zaten belli bir yaştan sonra evlenmeyi öğütlemiş. Evlenme ise "Dinsel" bir ritüele dönüştürülmüş... Yani "Tören" haline getirilmiş. Bazı öğeleri katı bir şekilde Tabulaştırılmış. Ha aile elbette ki çok önemlidir ancak "Nikah" dediğimiz olay çok daha abartılmış bence... Yani düşünün; gelecekte aynı hayatı paylaşmaya gayret eden iki şahıs, o güne kadar "Evli" kabul edilmiyor... Oysa o kimseler arasındaki ruhsal bağ veya itimat, yaşanılanlar yada yaşanılacaklar... En basitinden "Birlikte Yaşayacak Olma Azmi" içersinde olmaları dahi onları bir nebzede "Nihaklı" kılmaktadır. Diğer törenler sadece dinsel ritüeller haline gelmiştir. Bugün bile açıklama yapılıyor ki; Resmi nikahın kıyılmış olması yeterlidir. Yani "Dini Nikah" dediğimiz şey aslında gerekli değildir. O kimselerin "Evlilik" kararlılığında olmaları yeterlidir dini açıdan da... O yüzden böyle bir kararlılıkta iseler, yaşanması gereken şeylerin yaşanması elbette gereklidir ve aynı hayatı paylaşacak olan kimseler içinde "Evlilik Dönemine Hazırlık" açısından da yararlıdır... Ancak yine söylüyorum, bunda önemli olan, kişinin karşısındaki insana "Temiz" duygularla yaklaşması, art bir niyet beslememesi, o kişiyi kullanarak kendi menfaatlerine alet etmemesidir... Evlilik kararlılığında olması ve kişiye, aileye ve topluma zarar verecek bir ilişki yaşamamalarıdır... Ha ama tekrar söylüyorum; geleceğin bu çiftlere ne getireceği yine belli olmayabilir... Diyelim ki resmi nikah kıyılacak ancak bir kaza olur falan... Belki ne kadar masumane olunursa olunsun bunlarında düşünülmesi gereklidir ilişki açısından...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Bence de "Dürüstlük" ve "Masumiyet" öncelikli gelir. Ve bu olunca da "Din"e aykırılık söz konusu olmuyor bence...

Sayın boşig, dürüstlük ve masumiyet tabiki öncelikli gelir. Ancak şunu bilmeniz gerekirki; cinsellik konusunda kimse ben dürüst değilim demez. Bizde kimseye sen dürüst değilsin diyemeyiz, zira insanların içini bilemeyiz. Ama neyse biz yinede bu konuya girmeyelimde konu başka yerlere gitmesin.

 

Ben yanlızca size şunu sorucam; siz hangi islama inanıyorsunuz? Kuranda sizin dediğinizi tastikleyen tek bir ayet bile yok.

Yani dürüst ve masumsanız Zinaya giren davranışlarda bulunabilirsiniz diyen bir ayet yok. Varsa buyrun getirin.

İslamda evlilik öncesi her türlü cinsel ilişki yasaktır. İster dürüst olun ister masum. saygılarımla

Gönderi tarihi:
Sayın boşig, dürüstlük ve masumiyet tabiki öncelikli gelir. Ancak şunu bilmeniz gerekirki; cinsellik konusunda kimse ben dürüst değilim demez. Bizde kimseye sen dürüst değilsin diyemeyiz, zira insanların içini bilemeyiz. Ama neyse biz yinede bu konuya girmeyelimde konu başka yerlere gitmesin.

 

Cinsellik konusunda kimin ne düşüncede olduğu beni ilgilendirmiyor. Zira "Günah" ve "Sevap" kavramları son derece bireyseldir. O yüzden herhangi bir kimsenin içide bizi ilgilendirmez. Ben ilişkilerde "Günah" ve "Sevap" kavramlarının yerini anlatmaya çalıştım...

 

Ben yanlızca size şunu sorucam; siz hangi islama inanıyorsunuz? Kuranda sizin dediğinizi tastikleyen tek bir ayet bile yok.

Yani dürüst ve masumsanız Zinaya giren davranışlarda bulunabilirsiniz diyen bir ayet yok. Varsa buyrun getirin.

İslamda evlilik öncesi her türlü cinsel ilişki yasaktır. İster dürüst olun ister masum. saygılarımla

 

"Hangi İslam'a İnanıyorum" diye bir şey yok arkadaşım. Ben İslam'dan ne anlıyorsam ona inanıyorum...

Ben söylediklerimi "İslam"a uydurma, ya da İslam'ı kendime uydurma gibi bir çabada değilim...

 

Kur'andaki "Nikah" ve "Evlilik" ile ilgili ayetlere tekrar bakıp gözden geçirdim Sayın Forsa... Ve "Nikah"ın ne olduğu, nasıl yapıldığı, neye dair ve hangi törenle yapıldığı konusunda bir bilgi yok... Sadece "Nikahlanacağınız" kişiye ve size dair bilgiler veriyor... İrdelediğinizde de "Masumiyet" "İffet" vs gibi tanımlamalar çıkıyor... Ve buradan da "Birlikte hayat sürecek olan iki insan"ın bahsedildiği anlaşılıyor. Yani söylediklerimin "Karşıtı" tek bir ayet dahi bulamadım... Söylediklerimi destekleyip desteklemediğine inanmak ise size kalmış bir şey... Ben inanıyorum ki; Ömrünüzü beraber geçireceğiniz insanı seçmişseniz, geleceğe dair birlikte adımlar atmışsanız ve eşlerin yaşayabileceği şeyleri yaşamışsanız, ve tabi eğer önemsiyorsanız (ki İslam'da ailenin görüşlerine önem verilir) ailenizinde "Olur"u yani rızaları varsa, zaten siz "Evli"sinizdir, tek olmayan şey "Yasal bir imza"dır... Yasal İmza'dan önce bunun yerini "Dini Nikah" almıştır o kadar... Ve o da bir ritüeldir... İyi Niyet/Hüsn-ü Niyet'tir... Birbirinize aitsinizdir öyle değil mi?

 

İsterseniz sizde tekrar bakıp, benim söylediklerimi yalanlayan ayetleri getirebilirsiniz eğer varsa... Olur ki belki benim gözümden kaçmıştır.

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Sayın boşig nikahın nasıl yapılacağını kuranda boşuna aramışsınız tabiki öyle bir ayet yok. Çünkü nikahın ne olduğu kurandan öncede belliydi. Ve şu anda da bellidir. Nikah her ne şekilde olursa olsun kadın ve erkeğin evlenmesidir. Fakat dikkat edin "yakında evlenmeye karar vermesi" değil. Yani evlenme işleminin tamamlanmasıdır.

Buna göre nikah işlemi herhangi bir şeklide tamamlanmadan cinsel ilişki kurmak zinadır. Yani ne şekilde evlendiğiniz değil evlenmiş olmanız gereklidir.

Evlenmeden cinsel ilişki kurmak=Zina. Bunun lamu cimi yok.

İyi niyet, mahsumiyet vs. Bunların hepsi geçersiz şeylerdir.

 

Buyrun Kuran zina edenler karşı ne ceza emretmiş?

 

Nûr(*) Sûresi/2:

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.

 

Yukardaki ayete dikkat edin; sizin dediğiniz gibi iyi niyet ve masumiyet geçerli olsaydı ayet şöyle başlardı:

İyi niyetli ve masumca zina cinsel ilişkiye girenler hariç, Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun.

Ama malesef ayet böyle başlamıyor. iyi niyetli kötü niyetli ayrımı yapmıyor.

Sizin dediğiniz gibi olsa zaten; nasıl yüzer değnek vurulabilir?

Hangi enayi yüz değnek yemek için "ben kötü niyetliydim de yaptım" der?

Tabiki herkez ben masumca yaptım diyecek.

Mademki iyi niyet geçerliyse o zaman değnek cezası nasıl verilecek?

Gönderi tarihi:

Cevap verme çabanızı anlıyorum ancak, anlattığımdan zerre anlamamışsınız Sayın Forsa... Zira:

 

Sayın boşig nikahın nasıl yapılacağını kuranda boşuna aramışsınız tabiki öyle bir ayet yok. Çünkü nikahın ne olduğu kurandan öncede belliydi. Ve şu anda da bellidir. Nikah her ne şekilde olursa olsun kadın ve erkeğin evlenmesidir. Fakat dikkat edin "yakında evlenmeye karar vermesi" değil. Yani evlenme işleminin tamamlanmasıdır.

 

Evlenme İşi Nasıl Tamamlanır? Bunu cevaplar mısınız? Ne olurda tamamlanır?

 

AHZAB SURESİ : 49 Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın.

 

Yani Cinsel İlişki Olmadığı zaman, bir kimse, bir kimse ile tam olarak evlenmiş sayılmıyor… Kocaları, onların üzerlerinde süre belirleme hakkına bile sahip olmuyor… Yani, siz “Evlenme Kararlılığında” olduğunuz bir kadınla “Cinsel İlişki” kurduğunuz zaman, eylemsel olarak “Evlenmiş” oluyorsunuz… “Cinsel İlişkiden” başka “Evlenme İşinin Tamamlanması” diye bir şey aranır mı? Çocuğun doğmasını mı bekleyeceksiniz evliliğin tamamlanması için?

 

Ayrıca, “İslam’dan önce nikah biliniyordu, o yüzden bahsetmemiştir”de ne demek? İslam, içinde barındırdığı birçok bilgilerin, daha önce de peygamberlerce bildirildiğini söylüyor. Madem önceki bilgileri barındırmamak gibi bir adeti var, onları niye almış?

 

Nikah Töreninin ne olduğu ile ilgili bilgiler Kur’an-da yoktur. Yani nasıl yapılır, kim yapar, ne olursa insanlar nikahlanmış olur… Bunlar Toplumların kabullerine göre şekillenen unsurlardır. Tükiye’de “Nişan” taktığınız zaman “Evlenmiş” sayılırsınız. Yani şu açıdan; artık birbirine aittir o iki insan, bu anlayış vardır.

 

Ya da kimi kimselerin yaşam tarzlarına göre “Yasal Evlilik”i gerçekleştirmeyen insanlar var. Ancak aynı evde yaşıyorlar. Evli kimselerden hiçbir farkları yok… “İmza” yok diye, “Evli Değillerdir” diyebilir misiniz? Evli insanların sahip oldukları her yaşantıya sahip bu insanlar, öyle değil mi?

 

Ayrıca:

Buna göre nikah işlemi herhangi bir şeklide tamamlanmadan cinsel ilişki kurmak zinadır. Yani ne şekilde evlendiğiniz değil evlenmiş olmanız gereklidir.

Evlenmeden cinsel ilişki kurmak = Zina. Bunun lamu cimi yok.

İyi niyet, mahsumiyet vs. Bunların hepsi geçersiz şeylerdir.

 

Nasıl tamamlanıyor bu “Evlilik” ya hu!?

Nikah İşlemi nasıl tamamlanıyor!?

Ya planlar yapıyorsunuz, karar alıyorsunuz, evlilik için her şeyiniz yerinde, bir tek tören kalmış yapılmayan… Ne yani, o tören olmadıkça evlilik tamamlanmıyor mu? Bugün bile “Yasal Olarak” evlenmediği halde, yaşam biçimi olarak “Evli Hayatı” süren insanlar vardır dedik… Bir tek “İmza” ya da “Tören”mi belirliyor evlenmeyi tamamlamayı? Yapmayın rica ederim… Siz “her şeyi yaşadığınız bir insanla” daha ne kadar tamamlayacaksınız “Evlilik” denen şeyi?

Nikah, iki insanın Evlenmek üzere ahitleşmesidir… Ee “Evliliğe” dair her şeyi yaşamış olan bir çift daha fazladan/ekstradan ne yapıp ta ahitleşecekler yaa!? “Hala Evli Olmadıklarını” savunabilir misiniz? Evli insanlar fazladan/ekstradan ne yaşıyorlar? Cinsel İlişkiden daha Tamamlayıcı bir “İmza” var mı Evliliği ya da Nikâhı…

 

 

Ayrıca bakınız şu var ve söylediklerimi bu açıdan ele alınız rica ederim:

— Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden razı…

— Ana ve Babaların, ailelerin olurları alınmış…

— Bulundukları toplum haberdar edilmiş, yani “Nişan” akdedilmiş…

— Evlilik muhakkak…

— Tüm hazırlıklar yapılmış…

— Çeyiz dürülüp eve gönderilmiş…

— Nikâh şekerlerinin tane hesabı yapılmaya başlanmış…

— Nikâh memuru masada bekliyor, ya da imam vs işte…

Neyse geyiğe gerek yok, anlamışsınızdır mutlaka…

 

Yani diyorum ki; bir çift; “Gizli” “Art Niyetli” değillerse, “Kişilere, Aileye, Topluma Zarar Verecek” bir eylemde bulunmuyorlarsa, “Aileler ve taraflar ilişkinin Yasal Evliliğe taşınması gayretindeyseler ve bu olacaksa (en azında büyük ihtimalle”… Yaşanılanı Zina olarak kim yargılayacak? Ben şimdiye kadar bu şekilde birçok birlikteliğe rastladım, hepsi de son derece Müslüman ailelerdi, bir tane kimse bile çıkıp “Zinadır” demedi… Yani, bilmiyorum, söylediğimi mi anlamıyorsunuz ya da ben mi anlatamıyorum… Evliliğin Tamamlanması nasıl oluyor, bunu anlatın siz bana… Cinsellikten başka evliliği tamamlayan başka bir şey daha mı var?

 

Tabi burada “Günübirlik Cinsel İlişki” yaşayan kimselerin yaşantılarından bahsetmiyorum… Ayırtına varabildiniz umarım… Ne söylediğim gayet nettir aslında…

 

Ama malesef ayet böyle başlamıyor. iyi niyetli kötü niyetli ayrımı yapmıyor.

Sizin dediğiniz gibi olsa zaten; nasıl yüzer değnek vurulabilir?

Hangi enayi yüz değnek yemek için "ben kötü niyetliydim de yaptım" der?

Tabiki herkez ben masumca yaptım diyecek.

Mademki iyi niyet geçerliyse o zaman değnek cezası nasıl verilecek?

 

Ayrıca konunun iyi anlaşılması için, daha önceki konularda belirttiğim “Kur’an-ın Toplumsal Kuralları/Normları” ve “İnançsal Özellikleri” ile ilgili belirttiklerimi okursanız eğer; “Zina” yasasının bugün için neyi ifade ettiğini anlamamanız için hiçbir neden yoktur…

 

Yada Zina’ı size şöyle ifade edeyim; Kur’an-da belirtilen “Toplumsal Normlar” o döneme hitap eder. Bunu birkaç kez açıkladım ve beni itham ettiğiniz yazıda yazdığınız gibi iletilerimi okumuş olsaydınız bunu zaten bilirdiniz… 100 değnek cezası, o dönem için uygun görülmüş bir cezadır. Bugün, eşiniz sizi “Aldattığında” yani “Zina” yaptığında; ispatlarsınız, mahkemeye verirsiniz. Yüz kızartıcı suç işlediği için çocuğunu elinden alırsınız, yine kendi işlediği suç mucibince ayrıldığınızdan nafaka vermezsiniz ve bir de tazminat davası açarsınız… 100 değnekten kat kat daha büyük acılar yaşatırsınız… Yani bugün için durum farklıdır…

 

Ayrıca Zina’nın tanımını yapmakta lazım; “Evlilik”in temel olarak “Ne İle” meydana geldiğini ifade ettim… “Cinsel Birleşme”nin olması Evliliği Tamamlıyor… Çünkü sadece Karı-Koca arasında yaşanabilecek bir olaydır bu. Ondan sonra artık o kimse sizin “Karınız/Kadınınız”, sizde o kişinin “Kocası/Erkeği” olursunuz…

 

Zina ise “Evlilik Dışı”, yani diyelim ki bir şahıs var ve Evli olduğunu bildiği bir Kadını/Erkeği ayartıyor… İşte bu zinadır, Evlilik Dışıdır. Aslına bakarsanız, bir kimsenin "Evli" yada "İlişkide" olduğunu "bildiği" bir insana, amiyane tabirle “ayarlamak/tavlamak/etkilemek” amacıyla yaklaşmaya çalışması bile “Ahlaksızlık”tır…

 

Bundan başka; insanlarla günübirlik yaşantılarla cinsel ilişkiye girmek zaten ahlaki değildir ve zina budur.

 

Ve en önemli nokta; Bir kimseye tecavüz edildiğinde, tecavüz eden taraf “Zani/Zina Eden”, tecavüz edilen taraf ise “Masum”dur…

 

Not: Yazımdan "Evlilikte, Cinsel İlişki Olduğu Zaman, Yasal İmza'nın Gereksiz Olduğu"nu savunduğum gibi bir mana çıkmaz umarım... Çıkıyorsa eğer, bu benim anlatmak istediğimi anlatamamamdan kaynaklanıyordur mutlaka...

 

Saygılarımla…

Gönderi tarihi:

Evlenme İşi Nasıl Tamamlanır? Bunu cevaplar mısınız? Ne olurda tamamlanır?

Sayın boşig, bu sizin yaşadığınız yere ve dini inançlarınızın ne olduğuna bağlıdır.Ben konuyu ülkemize göre size tarif edeyim.

Eğer müslümansanız, islam alimlerinin hemfikir olduğu şekilde "imam nikahı" yapılarak evlenme tamamlanır. Bazı islamcılara göre dini nikah şart değildir ama bunu söyleyenler hem nadir kişilerdir hemde onların söylediklerinde bile bir kural bütünlüğü vardır.

Mesela kişilerin evlendiğini başkalarıda bilmesi gerekir. sadece iki kişi arasında gizli akitle evlenme olmaz.

Bunun sebebi de vardır. Yarın öbürgün anlaşmazlık durumunda haklıyı ve haksızı hukuken ayırabilmek için, onların evli olduklarının bilinmesi gerekir.

Zira evlilik aleni olmazsa eğer, taraflardan birisi biz evli değildik der ve o zaman haklıyı ve haksızı ayırmak hukuken imkansız olur.

Kuranda olmasa bile İslamda "imam nikahı vardır". Bunun ispatı ise müslümanların hemen hemen tamamının imam nikahı yapmasıdır.

Ama hadi diyelimki oda yoksa bile(!) şahitlerin olması şartı vardır.

Zaten zina suçuna; bırakın ahiret cezasını dünyevi cezalarında öngürüldüğünü sizde belirtmişsiniz.

İster değnek olsun, ister hapis. kuran zina yapanlara ceza verilmesini emretmiştir. Bu yüzdende kimin evli kimin bekar olduğunun başkaları tarafından da bilinmesi gerekir. Aksi halde cezalandırma yapılamaz.

Yani biz bir cinsel ilişkiye girdik ve evlenmiş olduk diye gizli bir ilişki kurulamaz. Bu günahtır ve bu bir zina'dır.

Zinadır çünkü ortada ne şahit, ne yazılı akit, nede yapılmış bir düğün vardır. Yani gayrımeşru bir ilişkidir. Masum bile olsa gayrımeşrudur.

 

İnançları olmayan kişiler için ise evlenmek resmi nikah demektir. Fakat inançları olmayan insanlar için resmi nikahtan önce ilişkide bulunmama diye bir şart yoktur. Zina ile ilgileri alakaları yoktur.

 

Özetle evlenmek iki kişi arasında tamamlanamaz. Evlilik şartlarını yerine getirmeden önce İstediğiniz kadar cinsel ilişkiye girin, islama göre "nikah yapmış değil, tam tersine ZINA" yapmış olursunuz.

ZINA= Evlilik şartlarını yerine getirmeden "önce" cinsel ilişkide bulunmak.

Evlenmenin şartları ise daha öncede söylediğim gibi inançlarınıza ve yaşadığınız topluma göre değişir.

Ama şartları VARDIR.

 

Cinsel ilişki kurmak evliliği tamamlayıcı bir unsur olabilir buna itirazım yok. Fakat cinsel ilişki öncesinde de nikah şartları VARDIR. Eğer bunlara itirazınız varsa, o halde zinanın ne olduğunu siz bana tarif edin???

 

Cinsel İlişki Olmadığı zaman, bir kimse, bir kimse ile tam olarak evlenmiş sayılmıyor…

Cinsel ilişki olMaMalı diyenmi var sayın boşig? Biz burda cinsel ilişkinin olup olmamasını değil, zamanlamasını tartışıyoruz.

Yani ne zaman olmalı onu tartışıyoruz. Evlenmeden öncemi yoksa sonramı? Bunlardan hangisi islama uygun?

Her farketmiyorsa; ZINA nedir öyleyse?

ZINA'da masumiyete inanmak yoktur, islamiyete inanmak vardır.

 

 

Tükiye’de “Nişan” taktığınız zaman “Evlenmiş” sayılırsınız.

Buda çok ilginç olmuş. Bunu ilk defa sizden duydum. Mademki nişanlandığınız zaman evlenmiş sayılıyorsanız, öyleyse nikaha ne gerek var?

Nişan evlilik öncesi insanların birbirlerini tanıma aşamasıdır. İslama görede birbirlerini tanıma aşamasında bile olsalar cinsel ilişki yasaktır.

Bunun adı ZINA'dır.

 

Kur’an-da belirtilen “Toplumsal Normlar” o döneme hitap eder.

Yani kuranın bir kısmı şu anda gerçersizdir öylemi?

1- Peki allah hangi ayetlerin geçici olduğunu açıklamışmı?

2- Yoksa buna siz kendinizmi karar verin demiş?

3- Mesela zina yapanlara yüzer değnek vurun demiş. Bu uygulamanın hangi dönemde biteceğini açıklamışmı?

 

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
Sayın boşig, bu sizin yaşadığınız yere ve dini inançlarınızın ne olduğuna bağlıdır.Ben konuyu ülkemize göre size tarif edeyim.

Eğer müslümansanız, islam alimlerinin hemfikir olduğu şekilde "imam nikahı" yapılarak evlenme tamamlanır. Bazı islamcılara göre dini nikah şart değildir ama bunu söyleyenler hem nadir kişilerdir hemde onların söylediklerinde bile bir kural bütünlüğü vardır.

"Resmi Nikah"ın varlığı "Dini Nikah"ın kıyılmasını gereksiz kılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının bildirgesidir bu. Bundan başka "Dinsel Toplumlardan Modern Toplumlara Geçiş Süreci"ni mi anlatmak gerekiyor birde...

Mesela kişilerin evlendiğini başkalarıda bilmesi gerekir. sadece iki kişi arasında gizli akitle evlenme olmaz.

Sadece "Cevap Vermek" için yazmışsınız Sayın Forsa... Zira bakınız;

Ayrıca bakınız şu var ve söylediklerimi bu açıdan ele alınız rica ederim:

— Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden razı…

— Ana ve Babaların, ailelerin olurları alınmış…

— Bulundukları toplum haberdar edilmiş, yani “Nişan” akdedilmiş…

— Evlilik muhakkak…

— Tüm hazırlıklar yapılmış…

İletinizin bundan sonraki açıklamasını, benim söylediklerimi hiç bir şekilde nitelemediği için ele almamam gerek aslında belki de ama saygısızlık olur...

Kuranda olmasa bile İslamda "imam nikahı vardır". Bunun ispatı ise müslümanların hemen hemen tamamının imam nikahı yapmasıdır.

Al bide burdan yak... Bu nedir Sayın Forsa? Kur'an-da Yoktur ama İslam'da vardır?

İster değnek olsun, ister hapis. kuran zina yapanlara ceza verilmesini emretmiştir. Bu yüzdende kimin evli kimin bekar olduğunun başkaları tarafından da bilinmesi gerekir. Aksi halde cezalandırma yapılamaz.

Yani biz bir cinsel ilişkiye girdik ve evlenmiş olduk diye gizli bir ilişki kurulamaz.

Zinadır çünkü ortada ne şahit, ne yazılı akit, nede yapılmış bir düğün vardır. Yani gayrımeşru bir ilişkidir. Masum bile olsa gayrımeşrudur.

Sayın Forsa; verdiği cevabın, iletimi hangi açıdan ve hangi amaçla nitelediği hiç mi hiç belli olmayan ilk forumdaşım olma özelliğini taşıyorsunuz, bilmem farkında mısınız?

Ya bakınız "Cinsel İlişki" ne zamandan beri "Aleni" ve "Herkes Haberdar Edilerek" yapılıyor? Bir tek Anadolu'da şöyle bir şey vardır; Gerdek Gecesinin sonunda, kanlı çarşafı askıya asarlar, bir hafta durur o orada... Ve bunun kaynağı da "Din" değil "Töre"dir... Aksine Din, eşler arasındaki "Cinsel İlişki"yi gizli kılar... Çünkü eşlerin birbirlerine ait özel yaşamlarıdır bu. Ki zaten bu yanlış bir görüşte değildir. Ayrıca "Düğün" falan olması gerekmiyor. Ben eşimle "Düğünsüz" evlenmek istesem ne yapıcaz peki? Yada akrabalarımla küsüm belki veya kimsesizim, kimse haberdar olamıyor!!!... Dini Nikah'ta da ortada "Yazılı bir akit" yoktur ayrıca... Şahit meselesinde ise, zaten herkesin o çifti "Nişanlı" olarak addetmeleri ve Evlenecek olmalarını onamaları şahitliğin pek alasıdır... Yazılarımı "Dikkate Alarak Okumanız" gereken iletiyi yukarıda alıntıladım... Ona göre bir cevap yazarsanız sevinirim... Böyle alakasız olunca iletişim kopukluğu oluyor...

İnançları olmayan kişiler için ise evlenmek resmi nikah demektir. Fakat inançları olmayan insanlar için resmi nikahtan önce ilişkide bulunmama diye bir şart yoktur. Zina ile ilgileri alakaları yoktur.

Hayır, her inancı olmayan Evlilik için Resmi Nikahı öngörmüyor... Aynı evde yaşamak, aynı şeyleri paylaşmak, birbirlerini sahiplenmek... Kısacası Resmi Nikah olmadan "Evlilik" yaşanabiliyor. Resmi Nikah; "Dinsel Toplumdan" "Modern Topluma" geçişte yani "Liberal Felsefenin" Anayasalcılık/Yasallık anlayışıyla gelen bir Medeni Hukuk çerçevesinde olgudur... Hakların "Yasalaştırılmasından" ileri gelir. Artık Hakların verilmesinde ölçüt "Tanrıya Edilen Yemin" değil "Yasalara Olan Bağlılık"tır... Kendi ekonomik gücüne güvenen Kadın/Erkek "İnançlı" yada "İnançsız" Resmi Nikah olmadan Birlikte Yaşayabilmektedirler; Hukuki açıdan zararlı olsada... ...

 

İnançsızlar için dini teşekküllerin önemi yoktur, İnançlılar için ise "Tanrı'nın Şahitliği/Tanrı Katındalık" veya "Toplumun Bilgisi" kafi olabilmektedir bazen(toplumun tepkisini önemsemeyenler açısından) , ancak tekrar söylüyorum, hukuki açıdan eksik yada hatalı bir davranış olabilir... "İnançlılar Yadırganır" diyecek olursanız pek tabiidir ki aynı tepkiye "İnançsızlar"da maruz kalacaktır... Resmi Nikah; bir ihtiyaçtır hakların korunması için... Sanırım görmüyorsunuz ancak "Toplumlar" buna çoktaaan evrilmeye başladı bile... Yani Hukuki açıdan "Tanrı'ya Verilen Söz" yerini "Yasalara Olan Bağlılığa" bırakalı yüzyılı aşkın bir zaman oluyor ve dahada kabullenecek zaten gün geçtikçe... Tekrar söylüyorum; Evlilik iki kişi arasında olan bir akittir... Ve bu ömür boyu da öyle sürecektir... Dinsel Toplumlarda "Hakların Korunması" için "Şahit" uygulaması uygulanmıştır, ki ben Kur'anda nikah için Şahit istendiği ile ilgili bir ayet okumadım, eğer varsa rica ederim siz getiriniz... Toplumun "Haberdar Edilmesi" kafidir zannımca... Bu bir yana, Şahit usulu "Toplumun Kabullerinden" ileri gelmiştir. İslam Alimler bulundukları toplumlara öyle açmışlardır...

ZINA= Evlilik şartlarını yerine getirmeden "önce" cinsel ilişkide bulunmak.

Cinsel ilişki kurmak evliliği tamamlayıcı bir unsur olabilir buna itirazım yok. Fakat cinsel ilişki öncesinde de nikah şartları VARDIR.

Eğer bunlara itirazınız varsa, o halde zinanın ne olduğunu siz bana tarif edin???

Cinsel ilişki olMaMalı diyenmi var sayın boşig? Biz burda cinsel ilişkinin olup olmamasını değil, zamanlamasını tartışıyoruz.

Yani ne zaman olmalı onu tartışıyoruz. Evlenmeden öncemi yoksa sonramı? Bunlardan hangisi islama uygun?

Bakınız; "Cinsel İlişki" Evlenmeyi Tamamlayan unsur olduğuna göre (ki sizde buna karşı çıkmadınız), Masumiyetle yani edinilmiş genel ve olgun bir ahlaki çerçeveye sahip olarak "Cinsel İlişkiye giren" eşler "Eylemsel Olarak" evlenmişlerdir diyorum size daha ne diyeyim... Evlenmek ile Nikah'ın Kur'an-da hangi şartlara bağlandığı ile ilgili bilgileri getirmek size düşüyor... Ben yeterli bilgiyi verdiğimi düşünüyorum...

Zina başkadır ve size özellikle üç örnek verdim ve ekleyerek tekrar vereyim:

Zina ise “Evlilik Dışı”, yani diyelim ki bir şahıs var ve Evli olduğunu bildiği bir Kadını/Erkeği ayartıyor… İşte bu zinadır, Evlilik Dışıdır. Aslına bakarsanız, bir kimsenin "Evli" yada "İlişkide" olduğunu "bildiği" bir insana, amiyane tabirle “ayarlamak/tavlamak/etkilemek” amacıyla yaklaşmaya çalışması bile “Ahlaksızlık”tır…

 

Bundan başka; insanlarla günübirlik yaşantılarla cinsel ilişkiye girmek zaten ahlaki değildir ve zina budur.

 

Ve en önemli nokta; Bir kimseye tecavüz edildiğinde, tecavüz eden taraf “Zani/Zina Eden”, tecavüz edilen taraf ise “Masum”dur…

Ekleyecek olursam: Evli bir kimsenin, isteyerek bile olsa Eşinden bir başka kimse ile birlikte olması Zina'dır. Bir kimsenin,diğer bir kimseyi "Zevk unsuru" olarak görüp ilişkiye girmesi veya iki kimsenin birbirlerini "seks Objesi" olarak niteleyip, sırf bu amaçla ilişkiye girmesi zinadır ve ahlaki değildir. Buna bağlı olarak jigololuk, hayat kadınlığı ve bu tür ilişkilere girmekte zinadır...

 

Ya aslında örneklendirmeme gerek yok, çünkü söylediklerim son derece açık ve nettir...

Tükiye’de “Nişan” taktığınız zaman “Evlenmiş” sayılırsınız.

Buda çok ilginç olmuş. Bunu ilk defa sizden duydum. Mademki nişanlandığınız zaman evlenmiş sayılıyorsanız, öyleyse nikaha ne gerek var?

Nişan evlilik öncesi insanların birbirlerini tanıma aşamasıdır. İslama görede birbirlerini tanıma aşamasında bile olsalar cinsel ilişki yasaktır.

İlk defa benden duymayın Sayın Forsa, çıkıp bir de yadsısanız bile Müslüman ailelerin içine giriniz, tespit ediniz, tanımlayınız...

Ayrıca...

İletilerimi "Eksik" alıntılamayınız Sayın Forsa, zira "Alıntı Kuralları"na aykırı bir davranıştır bu... Ben aynen şu açıdan bakılması gerektiğini söyledim;

Nikah Töreninin ne olduğu ile ilgili bilgiler Kur’an-da yoktur. Yani nasıl yapılır, kim yapar, ne olursa insanlar nikahlanmış olur… Bunlar Toplumların kabullerine göre şekillenen unsurlardır. Tükiye’de “Nişan” taktığınız zaman “Evlenmiş” sayılırsınız. Yani şu açıdan; artık birbirine aittir o iki insan, bu anlayış vardır.

Nişan ise bir gelenektir. Yani dedim ya; Dini açıdan toplumunda haberdar edilmesi gerekir diye... Onun "Şekil Bulmuş" halidir işte... Nikah'ı ise açıkladım yukarıda...

Yani kuranın bir kısmı şu anda gerçersizdir öylemi?

1- Peki allah hangi ayetlerin geçici olduğunu açıklamışmı?

2- Yoksa buna siz kendinizmi karar verin demiş?

3- Mesela zina yapanlara yüzer değnek vurun demiş. Bu uygulamanın hangi dönemde biteceğini açıklamışmı?

Bakın bu konuda daha önce sanıyorum ki yeterli derecede yazılar yazdım... Hem önceki iletinizde benim yazılarımı okuduğunuzu söylemiştiniz ve bu benim kişilik tahlilimi yapabileceğiniz kadarda yeterli idi değil mi? E nasıl oldu da o yazılarımı gözden kaçırdınız? Bence tekrar dönüp okuyunuz... Zira konumuz bu değil ve tekrar yazmam uzun zaman alır... Malum uzun yazmayı seviyorum...

 

Ve Sayın Forsa, özellikle rica edeceğim, lütfen iletilerimi daha açık bir şekilde eleştiriniz ve alıntılama yaparken, anlamı bozacak şekilde eksik alıntılamayınız. Yapıtğınız alıntıları da (kasıtlı olarak yaptığınızı düşünmüyorum gerçi ama...) yanlış anlamlara bürümeyiniz. Söylediklerimde konu bütünlüğü sağlamanız açısından da ilgili yazılarımı okumanızı tavsiye ederim...

 

Yazımın uzunluğundan rahatsız olan herkesten Özür Dilerim...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Sayın boşig, bildiğinden şaşmayan ısrarcı birisiniz sanırım. Size ne yazarsam yazayım anlatabilmem mümkün değil galiba ama bir kez daha denemeliyim diye düşünüyorum.

Uzun yazılar yazmaktan şikayetçi olmuşsunuz ama siz yazılarınızı zaten uzun yazmak zorundasınız çünkü basit ve net cevaplar veremiyorsunuz.

Uzun yazılarla bile cevap veremediğinize göre; kısa yazılarla hiç cevap veremezsiniz.

"Resmi Nikah"ın varlığı "Dini Nikah"ın kıyılmasını gereksiz kılmaktadır.

Kabul. Burdan sonra resmi nikahı baz alacağız, lütfen tekrar dini nikah konusuna girmeyin. Çünkü resmi nikahın dini nikah yerine geçtiğini söylüyorsunuz ve bende buna katılıyorum.

Al bide burdan yak... Bu nedir Sayın Forsa? Kur'an-da Yoktur ama İslam'da vardır?

Sayın boşig, deminden beri kuranda nikahın nasıl yapılacağının şekli yoktur diye her ikimizde kabul etmedikmi? islamda ise kuranda olmadığı halde "imam nikahı" uygulaması vardır. Yalanmı bu? İmam nikahını şart görmeyenler olsa bile müslümanların yüzde 99 u imam nikahlı değilmidir? Demekki bazı şeyler kuranda olmasa bile islamda varmış. Zaten tek ciltlik bir kitapta herşeyin olmasına imkanmı var? Namazın bile nasıl kılınacağı kuranda yazmaz. Öyleyse namazın nasıl kılınacağı islamda belirsizmidir?

Şahit meselesinde ise, zaten herkesin o çifti "Nişanlı" olarak addetmeleri ve Evlenecek olmalarını onamaları şahitliğin pek alasıdır...

Bu çok yanlış. Nikah şahitleri iki insanın "evlendiklerine" şahit olan kimselerdir. Evlenecek olmalarına değil. Nişanlı olmalarınada değil. Siz hiç bir nişan yapılırken nikah şahitliği yapıldığını gördünüzmü? Ayrıca, İster resmi akitli ister şahitli olsun, demekki "adına evlilik demek" için birşeyler gerekiyormuş. Siz ne diyorsunuz; masumca cinsel ilişkiye girilince zaten evli sayılırsınız. Zaten sizle bu yüzden anlaşamıyoruz, ben evli olmaktan bahsediyorum siz ise evli sayılmaktan bahsediyorsunuz. Evli sayılmak geçersizdir. Evli olmak geçerlidir.

 

 

Sayın boşig, lütfen burdan sonraki sorularıma unutmadan cevap verin. Ama çok kısa cevaplar. altlarına tek tek birer satır yazmanızı istiyorum. Bir diğer ricam ise; "fakat, ama ve lakin" kelimelerini kullanmadan yanıtlamanızdır. Net cevaplar istiyorum çünkü.

 

1- Nikah şekli her ne şekilde olursa olsun. "Nikah kıymadan" önce cinsel ilişki kurmak zinamıdır? değilmidir? Siz şimdi lafı yinede uzatırsınız, ben tekrar edeyim; Nikah şekli her ne şekilde olursa olsun. "Nikah kıymadan" önce.

 

2- Benim çevremde nikahsız yaşayan bir çok çift var. Bu kişilere evlimisiniz dendiği zaman ne cevap vermeliler? Evliyizmi diyecekler yoksa değilizmi diyecekler? Örneğin bir ev kiralarken, malsahibi evlimisiniz diye sorduğunda evetmi yoksa hayırmı demeliler? Yoksa malsahibine "biz masumca cinsel ilişkiye girdik, nasıl olsa evleneceğiz ve evli sayılırız" mı demeliler?

 

Lütfen kısa ve net. Teşekkürler

Gönderi tarihi:
Sayın boşig, bildiğinden şaşmayan ısrarcı birisiniz sanırım. Size ne yazarsam yazayım anlatabilmem mümkün değil galiba ama bir kez daha denemeliyim diye düşünüyorum.

Uzun yazılar yazmaktan şikayetçi olmuşsunuz ama siz yazılarınızı zaten uzun yazmak zorundasınız çünkü basit ve net cevaplar veremiyorsunuz.

Uzun yazılarla bile cevap veremediğinize göre; kısa yazılarla hiç cevap veremezsiniz.

Bildiğinden şaşmayan biri değilim ancak, anlaşılan siz bildiklerinizin! "Doğru!" olduğundan bir an bile şüphe edemeyecek haldesiniz ne yazık ki. Uzun yazılmasından şikayetçi değilim ve uzun yazıları okumayı yeğlerim her zaman, çünkü çok daha bilgi içeriyorlar; en azından belli kişilerce ve gereğince yazılanları... Kısa yazılarda ise anlatmak istediklerim eksik kalıyor, uzun yazıları anlayamamanızın nedenini kendinize yorun isterseniz. Sizde ayrıntılayarak anlatmama rağmen anlamadığınıza göre, kısaca anlatırsam hiç anlamayacaksınızdır ama yine de ben özetleyeyim "Tekrar"...

 

1- Evliliği tamamlayan unsurun "Cinsel İlişki" olduğunu sizde kabul etmiştiniz:

Cinsel ilişki kurmak evliliği tamamlayıcı bir unsur olabilir buna itirazım yok.

Bu açıdan "Cinsel İlişki" kişilerin "Eylemsel Olarak" yada "Yaşam Tarzı" olarak "Evli" olduklarını gösterir. Ya benim söylemek istediğim şey; Resmi ya da Dini nikah "Tarafların Haklarının Korunması" için toplumsal olarak kabul edilmiş hukuk kurallarıdır. Din bu açıdan bir yargıda bulunmamıştır. "-Bak şimdi; aha şunu!, şunu!, ahanda birde bunu yaptınızmıydı nikahlandınız gettiiii!!" dememiştir... Bu konuda anlaştığımızı söylüyorsunuz ama hala anlamıyorsunuz...

 

2- Bakınız Dini Nikah; ister kabullenilsin ister kabullenilmesin "Anayasal" topluma geçilmeden önceki "Dinsel Toplumlara" ait bir evlilik hukuk öğesidir. Yani "Tanrı'ya Verilen Söz" vardır... "Resmi Nikah" ise Anayasal süreçte, evlilik hukukunun yansımasıdır. Ve ben özellikle belirttim ki "Kurum Olarak Evlilik"ten bahsetmiyorum bu yüzden...

Masumiyetle yani edinilmiş genel ve olgun bir ahlaki çerçeveye sahip olarak "Cinsel İlişkiye giren" eşler "Eylemsel Olarak" evlenmişlerdir diyorum size daha ne diyeyim...

Yani sizin kastettiğiniz "Nikah" (Resmi/Dini) sadece ve sadece "Hakların Korunması" için toplumlarca çıkarılmış hukuki bir uygulamadır. "Hakk-Hukuk" açısından yapılmış bir uygulamadır... Bunu daha nasıl anlatabilirim. Medeni hukukun gelişimini mi anlatayım size? İletinizin devamı, bu yüzden mesnedsizdir.

 

Bu çok yanlış. Nikah şahitleri iki insanın "evlendiklerine" şahit olan kimselerdir. masumca cinsel ilişkiye girilince zaten evli sayılırsınız. Zaten sizle bu yüzden anlaşamıyoruz, ben evli olmaktan bahsediyorum siz ise evli sayılmaktan bahsediyorsunuz. Evli sayılmak geçersizdir. Evli olmak geçerlidir.

3- Evli Sayılmak demek istemiyorum aslında... Söylediğim şartlar altında Cinsel Birliktelik olursa, bunun dini açıdan bir sakıncası yoktur... Bunu anlamak o kadar zor mu? Dini yada Resmi nikah, tarafların "Toplum İçindeki Yerlerini, Haklarını Düzenlemek ve Belirlemek" amacıyla toplumca üretilmiştir... Kast ettiğim "Evlilik" ise "Kurum" olarak değildir... İslam'da "Kurum Olarak Evlilik"ten dem vurmamıştır. Dini Nikah yada Resmi Nikah gibi bir uygulama sunmamıştır. Sadece "Evli" çiftlerin nasıl olmaları gerektiğinden bahsetmiştir. Aksini iddia ediyorsanız kanıtınızı getirmelisiniz... Yine diyorum, ben "Tarafların Birbirleri İle olan İlişkileri Açısında; Evlilik"ten bahsediyorum...

 

Ayrıca "Yazdıklarınızdan" bazı kelimeleri devasa bir şekilde büyütmezseniz memnun olurum, anlayabiliyorum çünkü normal yazıldığında da... Aksi başka bir imaya kaçıyor çünkü ve alınganımdır biraz...

1- Nikah şekli her ne şekilde olursa olsun. "Nikah kıymadan" önce cinsel ilişki kurmak zina mıdır? değilmidir?önce.

Bunu açıkladım size, çıkaramıyor musunuz? Bu iletimde de açıkladım... Cinsel İlişki; çiftleri "Birbirleri Açısından" "Evli Kılar"... Karı-koca olunmuştur yani, Evliliği tamamlayıcı olan şeydir... Zina'ya da örnekler verdim oysa bir sürü...

 

2- Benim çevremde nikahsız yaşayan bir çok çift var. Bu kişilere evlimisiniz dendiği zaman ne cevap vermeliler? Evliyizmi diyecekler yoksa değilizmi diyecekler?

Ne diyecekleri kendi takdirlerine kalmış... İsterseler "Resmiyeti" baz alıp "Evli Değiliz" derler, isterseler "Yaşam Tarzları"nı belirtirler... Bunu onlar belirler... Yada "Evleniyoruz, Mutluyuz, Mesuduz"da diyebilirler... Ve ya "Babam Sağolsun"da diyebilirler yani... Benim etrafımda, söylediğim durumda olanlar ise; "Karı-Koca"yız diyorlar... Bunu tercih ediyorlar; çünkü, Resmi olmasada yaşantıları onları "Evli" kılıyor...

 

Şöyle de ifade edeyim, "Nişan" vakası ve hatta "Söz" dediğimiz "akitleşme" olduktan sonra bile "Cinsel İlişki"ye giren çoktur... Ancak bunu herkese hissettirme yada belirtme gibi bir ihtiyaçları yok... Çünkü "Cinsel Yaşamları" kendi aralarında... Ve bu "Zina" değildir. Zina'ya örnek olarak özellikle örnekler verdim...

 

Hala anlatmak istediğimi anlamadığınız ortada...

Lakin şu var; benim sizden öğrenmek istediklerim ise ortada kaldı ama önemli değil, olsun... Sıkmayın canınızı...

 

Valla; kısa yazmak istiyorum ancak en fazla bu kadar oluyor... Tarz meselesi sanırım...

 

Saygılarımla...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.