Bütün Eylemler

İngiltere Genelkurmay Başkanı Richard Knighton, BBC'ye verdiği demeçte, Belçika ordusunun hafta başında İngiltere'den yardım talebinde bulunduğunu açıkladı.Habere Gitmek için Tıklayın

Bu yılki BM iklim konferansı (COP30), Brezilya'nın kuzeyinde yer alan ve dünyanın en büyük yağmur ormanı olan Amazon'a açılan kapı olarak nitelendirilen Belem kentinde düzenleniyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Fenerbahçe Atatürk Tweet'İ gönderdi

Cumhuriyetçiler, Zohran Mamdani'nin ABD vatandaşlığından çıkarılması için baskı yapıyor. Mümkün mü? Zohran Mamdani, New York belediye başkanlığı seçimlerini rahatça kazanarak şehrin ilk Müslüman ve ilk Güney Asyalı belediye başkanı olduktan sonra, Washington'daki Cumhuriyetçi muhalifler, onun göreve gelmesini engellemeye çalışacaklarını söylediler. Mamdani kazanırsa New York'a federal fon sağlamayı keseceği tehdidinde bulunan Başkan Donald Trump, Mamdani'nin vatandaşlığıyla ilgili yanıltıcı sorulara itibar kazandırdı ve Uganda doğumlu 34 yaşındaki Mamdani'yi asılsız yere komünist olmakla suçladı. Bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, Mamdani'nin vatandaşlığa alınma sürecinin soruşturulmasını talep etti ve kanıt olmaksızın komünist ve "terörist" faaliyetleri benimsemekle suçlayarak, ABD vatandaşlığından çıkarılmasını ve sınır dışı edilmesini talep etti. "Mamdani vatandaşlık belgelerinde yalan söyledi ise, vatandaş olamaz ve kesinlikle New York Belediye Başkanlığı'na aday olamaz. Büyük bir Amerikan şehri, terörist bir ideolojiyi alenen benimsemiş bir komünist tarafından yönetilmenin eşiğinde," dedi Cumhuriyetçi Parti'den Temsilci Andy Ogles, ABD Başsavcısı Pam Bondi'den Mamdani'yi soruşturmasını istedikten sonra 29 Ekim tarihli bir basın açıklamasında. "Amerikan vatandaşlık sistemi, komünizm veya terörist faaliyetlerle herhangi bir bağlantının açıklanmasını GEREKTİRİR. Bunları açıkladığından şüpheliyim. Eğer bu doğrulanırsa, onu ilk uçakla Uganda'ya geri gönderin." Florida'dan Cumhuriyetçi Parti temsilcisi Randy Fine, 27 Ekim'de Newsmax'te yaptığı açıklamada Mamdani'nin ABD'deki zamanını çarpıttı: "Barbarlar artık kapıda değil, içerideler... Ve sekiz yıl önce buraya taşınan Mamdani, vatandaşlığa geçişinin harika bir örneği. Bakın, okuduklarımdan anlaşıldığı üzere vatandaşlık tanımına uymuyordu." PolitiFact, Mamdani'nin vatandaşlık başvurusunda yalan söylediğine dair güvenilir bir kanıt bulamadı. Uganda doğumlu Mamdani, 1998'de 7 yaşındayken ABD'ye taşındı ve 2018'de ABD vatandaşı oldu. Yetişkinlerin ABD vatandaşı olabilmeleri için genellikle ülkede beş yıl, bir ABD vatandaşıyla evliyseler üç yıl boyunca yasal daimi ikametgah sahibi olarak kesintisiz yaşamış olmaları gerekir. Vatandaşlıktan çıkarma, yani bir kişinin vatandaşlığını iptal etme süreci, yalnızca yargı kararıyla yapılabilir. Örneğin, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'ye kaçan Nazileri veya "terörizm"den hüküm giymiş veya terörizmle bağlantılı kişileri uzaklaştırmak için nadiren kullanılmıştır. Göçmenlik hukuku uzmanları, Ogles ve Fine'ın Mamdani'nin başvurusu hakkındaki iddialarını destekleyecek hiçbir kanıt görmediklerini söyledi. Göçmenlik avukatı Jeremy McKinney, "Vatandaşlıktan çıkarma, hükümetin ya yasadışı tedarik ya da kasıtlı, somut bir yalanı kanıtlamasını gerektiren aşırı ve nadir bir çözümdür; en azından, gerçeğin vatandaşlığa kabul sırasında sonucu değiştireceğine dair açık, kesin ve ikna edici bir kanıt," dedi. "Yemin ederken uygun olmadığına veya herhangi bir ihmalin önemli olduğuna dair güvenilir bir kanıt görmedim." Ogles ve Fine, PolitiFact'in yayın yoluyla yorum taleplerine yanıt vermedi. Göçmenlik uzmanları, Mamdani'nin vatandaşlığa kabul sürecine yönelik saldırıların zayıf olduğunu söylüyor Mamdani'nin vatandaşlığını sorgulama çabaları, Demokrat Parti'den belediye başkan adayı olduğu yaz aylarında başladı. Ogles, Haziran ayında Bondi'ye yazdığı bir mektupta, Adalet Bakanlığı'ndan Mamdani hakkında "terörizme maddi destek sağladığını bilerek yanlış beyanda bulunarak veya gizleyerek ABD vatandaşlığı elde etmiş olabileceği" gerekçesiyle vatandaşlıktan çıkarma davası açmasını talep etti. Ogles, Mamdani'nin 2017'de yazdığı ve "Kutsal Topraklar Beşlisi"ni destekleyen rap sözlerine atıfta bulundu. Bu sözler, 2008 yılında Filistinli grup Hamas'a maddi destek sağlamaktan hüküm giyen Müslüman bir yardım kuruluşu olan Kutsal Topraklar Vakfı'ndaki beş adama atıfta bulunuyordu. Bazı avukatlar, davanın delillerini ve söylentilere dayanmasını eleştirdi. Ogles ve Fine, Mamdani'nin vatandaşlık başvuru formunda Amerika Demokratik Sosyalistleri üyeliğini açıklamadığını; milletvekillerinin ise örgütün komünist bir örgüt olduğunu ve Mamdani'nin bu örgüte katılımının onu vatandaşlıktan diskalifiye edebileceğini söylediğini belirtti. ABD vatandaşlık başvuru formunda, başvuranların herhangi bir komünist veya totaliter partiye üye olup olmadıkları, bu partilerle bağlantılı olup olmadıkları veya bu partilerle ilişkileri olup olmadığı soruluyor. Ancak Amerika Demokratik Sosyalistleri bir komünist parti değil. Emory Üniversitesi'nde Amerikan komünizmi tarihi uzmanı olan Harvey Klehr, daha önce PolitiFact'e yaptığı açıklamada, demokratik sosyalizmin komünizme bir alternatif olarak ortaya çıktığını söylemişti. Klehr, demokratik sosyalistlerin genellikle "komünistlerin temsili demokrasiye karşı düşmanlığını ve üretim araçlarının devlet mülkiyetine olan komünist inancını reddettiğini" söyledi. Göçmenlik avukatı McKinney, "DSA üyeliği vatandaşlığa engel değildir; yasal bir siyasi grubu (vatandaşlık formunda) listelememek, ifşa edilmesinin inkarla sonuçlanması durumu hariç, dolandırıcılık sayılmaz. Kutsal Topraklar Beşlisi'ne atıfta bulunan bir şarkı sözü, belirlenmiş bir yabancı terör örgütüne fiili maddi destek olmadığı sürece korunan bir konuşmadır." dedi. PolitiFact, yorum almak için Mamdani ile iletişime geçti, ancak yanıt alamadı. Kampanya sırasındaki Müslüman karşıtı söylemler, Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi'nden (CAIR) ve hatta Demokrat Parti üyelerinden eleştiri aldı. Müslüman hakları savunucusu CAIR, Mamdani'ye yönelik vatandaşlıktan çıkarma davası talebini ırkçı ve İslamofobik olarak nitelendirdi. Mamdani, Ekim ayında MSNBC'ye verdiği bir röportajda, seçim kampanyası sırasında kullanılan Müslüman karşıtı söylemlerden de bahsetti. Mamdani, MSNBC'ye verdiği demeçte, "Bence İslamofobi, bu ülke genelindeki siyasete özgü bir şey," dedi. "Ve bunun normalleştiğini gördük. Kabul edildiğini gördük. Ve öyle bir noktaya geldi ki, bu konuda konuşmak, mesele haline getirmek gibi algılanıyor; oysa aslında zaten var olan bir şeyi dile getiriyorsunuz. Ve bunların çoğu, Müslümanların şehre ait olduğunu kabul etme isteksizliğinden kaynaklanıyor." Mamdani'nin göreve gelmesini engellemeye yönelik bir baskı New York Post'un haberine göre, New York Genç Cumhuriyetçiler Kulübü, 14. Anayasa Değişikliği'ni gerekçe göstererek farklı bir taktik izliyor. Değişiklik, "ayaklanma veya isyana katılan" veya ülkenin "düşmanlarına yardım veya destek sağlayan" kişilerin görevden alınmasını yasaklıyor. Eyalet Cumhuriyetçi Partisi grubu, Mamdani'nin "Hamas yanlısı" grupları destekleyerek ABD düşmanlarına "yardım ve destek" sağladığını ve Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza ajanlarına direnme çağrılarıyla çeteleri desteklediğini belirtti. Bu, Kongre'nin Mamdani'yi göreve uygunsuz ilan etmesi için uzun vadeli bir girişim olacaktır ve hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Senato'da üçte iki oy gerektirir. Kabul edilirse, ABD Yüksek Mahkemesi'ne kadar itiraz edilebilir. Göçmenlik uzmanları, PolitiFact'e, ICE ajanlarına direnme çağrılarının 14. Değişiklik'i tetiklemediğini, çünkü ilgili maddenin iç politika eleştirisini değil, ayaklanma ve savaş zamanı düşmanlarına yardımı hedef aldığını söyledi. Vatandaşlıktan çıkarma davaları nasıl şekillenir? Adalet Bakanlığı, vatandaşlığa alma dolandırıcılığı nedeniyle ceza davası açarak veya hukuk davası açarak ABD vatandaşlığını iptal edebilir. Her iki durumda da hükümet, başvuranın vatandaşlık başvurusunda yanlış beyanda bulunduğunu ve bu beyanın başvuruyu etkileyeceğini kanıtlamak zorundadır. Hükümetin ceza davasında aklanma standardı - suçu "makul şüphenin ötesinde" kanıtlamak - hukuk davasında "açık ve ikna edici kanıt" sunma standardından daha yüksektir. Case Western Reserve Üniversitesi'nde vatandaşlıktan çıkarma üzerine çalışan hukuk profesörü Cassandra Burke Robertson, daha yaygın hukuk davalarında mahkeme tarafından atanan bir avukat hakkı gibi bazı anayasal korumaların bulunmadığını söyledi. Robertson, "Mamdani aleyhine açılan bir davanın herhangi bir ivme kazanmasının son derece düşük bir ihtimal" olduğunu söyledi. Robertson, "Bence daha büyük risk, hükümete karşı konuşmaktan korkabilecek, kaynakları kısıtlı bireyler üzerindeki potansiyel caydırıcı etkidir" dedi. Hofstra Üniversitesi'nde vatandaşlıktan çıkarma konusunda çalışan hukuk profesörü Irina Manta, ABD'de vatandaşlıktan çıkarmaların genellikle nadir görülmesine rağmen Trump yönetimi altında daha sık görüldüğünü söyledi. Haziran ayında Adalet Bakanlığı, avukatlara vatandaşlıktan çıkarma davalarına öncelik vermeleri talimatını veren bir yazı yayınladı. Yazıda, yönetimin ulusal güvenlik açısından endişe kaynağı olarak gördüğü kişiler, çete üyeleri ve "Hukuk Dairesi'ne sevk edilen ve Daire'nin takip edilmesi için yeterince önemli olduğuna karar verdiği diğer davalar" için genel bir kategori yer alıyor. Mamdani'nin vatandaşlığı iptal edilirse, göçmenlik statüsü eski statüsüne, yani yasal daimi ikamet statüsüne geri dönecek. Bu durum, onu New York belediye başkanı olarak görev yapmaktan diskalifiye edecek. Kaynak: AJ

Bizler bu dünyada, öyle bir ortamda yaşıyoruz ki, GERÇEK İLE RÜYA ADETA BİR BİRİNE KARIŞMIŞ DURUMDA. Gerçek ile rüyayı birbirinden ayırmak inanın çok zor. Yaşı ileri olanlar çok iyi bilirler, bazen geçmişi düşündüğümüzde hayatımız rüya gibi geçti deriz. Evet hayatımız aslında, yönetimi elimizde olan bir rüyadan farksız. Sizlere şöyle desem, bizler bu dünyada yaşarken, aslında hem Allah’ın katına geçip yaşıyoruz, hem de bu dünyada yaşıyoruz desem ne dersiniz? Sanırım tam anlamamış olabilirsiniz, sözlerime açıklık getirmek istiyorum. Allah Kur’an’da uykuyu ölüme benzetir ve aslında bizlerin her akşam uyuduğumuzda, ruhumuzun ölümü yaşadığını ve Allah’ın katına geçtiğimizi söyler. Uyandığımızda da Allah, ruhlarımızı bedenimize iade ettiği açıklamasını yapar, hatta bir kısmını iade etmeyiz yani bu dünyadaki yaşamı, sona ermiş olur diye bilgi verir. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz içinde, çok önemli bir bilgi verir Kur’an ve derki, sizin bu dünyadaki zaman akışınızla, Allah’ın katımdaki zaman akışı çok farklıdır. SİZİN YAŞADIĞINIZ BİN YIL, BENİM KATIMDA BİR GÜN GİBİDİR DİYEREK, BİZLERE ASLINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR BİLGİ VERİR. Hatta bilim gerçekten bizler uyuduğumuzda, bedenimiz bu dünyada ama ruhumuz Allah’ın katına geçtiğinde, çok uzun gibi gördüğümüz rüyanın, saniyelerle gördüğümüzü bilim kanıtlanmış. DEMEK Kİ BİZLER BU DÜNYADA YAŞARKEN, ASLINDA HER AKŞAM UYUDUĞUMUZDA ALLAH’IN KATINA GEÇİYORUR ÖLÜMÜ YAŞIYORUZ, DAHA SONRA UYANINCA TEKRAR DÜNYA YAŞAMINA DEVAM EDİYORUZ VE DİYORUZ Kİ BU AKŞAM, ÇOK GÜZEL BİR RÜYA GÖRDÜM. Demek ki ruhun ölümü diye bir şey asla yok. Hatta bizlerin ölüm dediğimiz şey BU DÜNYA MEKÂNINDAN, ALLAH’IN ZAMANINA MEKÂNINA GÖÇ ETMEK ANLAMINA GELDİĞİ ANLAŞILIYOR. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, başka bir örnek vermek istiyorum. Yasin süresi 48. Ayetinde geçen ayeti önce hatırlayalım. “DOĞRUYSANIZ O VAAT (SON SAAT) NE ZAMANMIŞ!” DERLER.” Yani Kur’an’da Allah, mahşer günü konusunda açıklama yaparken, bir gün hepimizin hesap vereceği O çetin günü hatırlatıp, bizleri uyarıyor ve ikaz ediyordu ayetlerinde. Ne yazık ki geçmiş Kitap Ehlide biz Kur’an’a iman ettiğimizi söyleyen Müslümanlarda, O çetin hesap gününün geleceğini bildiğimiz uyarıldığımız halde, İNANIN HİÇ DUYMAMIŞ GİBİ BU DÜNYADA YAŞAMAYA, HİÇ HESAP VERMEYECEKMİŞ GİBİ DAVRANMAYA DEVAM EDİYORUZ. Rabbimiz O çetin gün gelip çattığında, Yasin 50. Ayetinde bakın nasıl bir durumda olacağımızı söylüyor. “O DURUMDA NE BİR TAVSİYEDE BULUNABİLİR, NE DE AİLELERİNE DÖNEBİLİRLER” Demek ki geri dönüş yok ve ne yaptıysak onun karşılığını göreceğiz. Yasin suresi 51. Ayetinde ise çok önemli bir konuya Rabbimiz açıklık getiriyor ve bakın ne diyor. “SÛR’A ÜFLENDİĞİNDE, BİR DE BAKARSIN Kİ (HEMEN) MEZARLARINDAN (KALKARAK) RABLERİNE KOŞACAKLAR.” Lütfen bu ayet üzerinde dikkatle düşünelim. Tüm insanlık dünyada yok oldu, hatta binlerce yıl önce dünyada öldüklerini yok olduklarını düşündüğümüz insanlarla birlikte hepsi mezarlarından kalkıyorlar, hesap vermek için. Demek ki makalemin ilk bölümünde verdiğim örnekte olduğu gibi, dünyada nasıl geceleri uyurken aslında ruhumuz geçici olarak Allah’ın katına geçiyor ölümü yaşıyorsak, dünyada tüm insanlığın yerle bir oluşuyla, MEKÂN DEĞİŞTİREREK YENİ BİR YAŞAMA BAŞLIYORUZ. Aslında RUH ÖLMEMİŞ beden yok olmuş çürümüş ama Allah nasıl ilk doğumda olduğu gibi, insanlar evlenip çocuk sahibi olmaya başladığında, ruhu Allah nasıl bedene veriyorsa, mahşer günüde beklemedeki ruha, bedeni Allah tekrar veriyor ve ruhumuzu o bedene koyuyor ki, yaptıklarımızın hesabını sorabilsin. Şunu hatırlatmak isterim. Biz insanlar bildiğiniz gibi ilk önce balçıktan, sulu topraktan yaratılmıştık. Bu dünyada bedenimiz ölüp toprağa gömüldüğünde, bizlerin bedenindeki tüm yapı taşımız D.N.A özelliklerimiz toprağa geçiyor. Ama toprakta kaybolmuyor lütfen bunu unutmayalım. D.N.A neydi hatırlayalım. “CANLININ TÜM ÖZELLİKLERİNİ TAŞIYAN, BU ÖZELLİKLERİN ÇALIŞMASINI VE FONKSİYONLARININ GERÇEKLEŞMESİNİ VE TÜM ÖZELLİKLERİN YENİ NESİLLERE TAŞINMASINI SAĞLAYAN, YÖNETEN MOLEKÜLDÜR.” Bilim adamları, geçmişte yaşamış hayvanların D.N.A sından, onları tekrar yaratabilmek için çalışıyorlar. Bilim adamları günümüzde, topraktan DNA kalıntılarını arıyorlar. İnsanlar bunu yapmaya çalışıyorlarsa, bu Allah için çok kolay demektir. Yüce Rabbimiz bizleri nasıl balçıktan yarattıysa, bizlerin bedeni öldüğünde toprağa gömüldüğünde, toprağa geçen tüm canlı özelliklerimizi Rabbimiz bir araya getirip, bizleri tekrar yaratacağını açıkça söylüyor. Konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, Yasin suresi 52. Ayete bakalım, acaba insanlar mahşer gününde, öldüklerini zannettikleri halde, tekrar dirildiklerinde ne söyleyeceklermiş ona bakalım. “EYVAH! BİZİ UYUDUĞUMUZ YERDEN KİM KALDIRDI?” DİYECEK (VE CEVABI KENDİLERİ VERECEK)LER: “RAHMÂN’IN VAAD ETTİĞİ BU OLSA GEREK; DEMEK Kİ GÖNDERİLEN ELÇİLER DOĞRU SÖYLEMİŞLER!” Bu ayetten de çok açık anlıyoruz ki, bizlerin bildiği bir ölüm yani yok olma aslında yok. Çok net şunu söyleyebiliriz. BİZLERİN ÖLÜM DEDİĞİMİZ, ASLINDA BİZLERİN BİR UYKU HALİ. Dikkat ettiyseniz mahşer günü dirilen, canlanan tüm insanlarda, çok büyük bir şaşkınlık var. Eyvah diyorlar, peki neden eyvah diyorlar? Çünkü bizler bu dünyada yaşarken genel çoğunluğumuz, HİÇ HESAP VERMEYECEK GİBİ YAŞIYORUZDA ONDAN. Hepsi de tekrar dirildiğinde, kendilerinin rüyada olduğunu söylüyorlar ve bizi kim uyandırdı diyorlar. Buradan şunu anlıyoruz ölen yakınlarımız, tıpkı bu dünyada bizlerin gece uyuduğumuzda gördüğümüz rüyayı, mahşer günü dirilene kadar görüyorlar. YANİ HEPSİ BİZİM ANLAYACAĞIMIZ ŞEKLİYLE, RÜYA ÂLEMİNDE BEKLETİLİYORLAR. Diriltilip uyandıklarında da, her söylenenin yani Kur’an’da bahsedilenlerin, gerçek olduğu ortaya çıkınca korkulacağı anlaşılıyor. Bu ayetten sonra şunu sanırım rahatlıkla söyleyebiliriz. BU DÜNYADA AKŞAM UYUDUĞUMUZDA GÖRDÜĞÜMÜZ NASIL BİR RÜYA İSE, MAHŞER GÜNÜDE UYANDIRILDIĞIMIZDA, AYNI ŞEYLERİ SÖYLEYECEĞİZ VE BU DÜNYA BİZLER İÇİN BİR RÜYAYMIŞ DİYECEĞİZ. Çok önemli bir farkı hatırlatmak isterim. Bu dünyada yaşarken yaptığımız her şeyi bilinçli ve kendi kararlarımızla yapıyoruz. Ama yaşarken, gece uykumuzda gördüğümüz rüyayı bizler, kendi kararlarımızla ya da bilincimizle görmüyoruz. Mahşer günü uyandırıldığımızda Eyvah dememizin nedeni, özellikle imtihanımız gereği, kendi özgür kararlarımızla yaptıklarımızdan sorumlu olacağımız, adeta bu dünyada yaşadığımız bizlere rüya gibi gelen davranışlarımızın korkusu, bizleri tedirgin ediyor. Değerli dostlarım kardeşlerim. Sizce mahşer günü neredeyse hepimizin O EYVAH sözünü söyleyeceğimizden, inanın hiç kuşkumuz olmasın. Çünkü hiç düşünmeden öyle yanlış şeyleri doğru diye yapıyoruz ki, bunun hesabını verme korkusu hepimizin çok ama çok korkmasına neden olacak. Bu yanlışımıza küçük ama çok önemli bir örnek vermek istiyorum Kur’an’dan. Lütfen Allah aşkına bir an yaşadığımız hayatı ve inancımızı Kur’an ile sorgulayarak, aşağıdaki ayet üzerinde pişman olmak istemiyorsak, dikkatle düşünelim. Yunus 60: PEKİ, KENDİ UYDURMALARINI ALLAH’A YAKIŞTIRANLAR, KIYAMET GÜNÜNDE OLACAKLAR İÇİN NE DÜŞÜNÜYORLAR? GERÇEK ŞU Kİ ALLAH İNSANLARA KARŞI LUTUFKÂRDIR; AMA ONLARIN ÇOĞU ŞÜKRETMEZLER. (Kur’an Yolu. Diyanet İşl.) Kıyamet gününde pişman olmak istemeyen, rivayetlere sanı bilgilere, beşeri mezhep inançlarına uymadan, en emin bilgi YALNIZ ALLAH’IN İPİ KUR’AN’A SARILIR. Lütfen Allah’a güvenelim, rivayetlere, sanı bilgilere değil. “ONLARIN ÇOĞU, ZANDAN/ SANIDAN/ RİVAYETLERDEN BAŞKA BİR ŞEYE UYMAZ. ŞÜPHESİZ ZAN, HAKTAN HİÇBİR ŞEYİN YERİNİ TUTMAZ. ALLAH, ONLARIN YAPMAKTA OLDUKLARINI ÇOK İYİ BİLENDİR. “(Yunus 36) “GERÇEK HAK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O HALDE KUŞKULANANLARDAN OLMA!” (BAKARA 147) Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

NAS'ımı kullanarak kendi DNS sunucumu barındırdım, siz de barındırabilirsiniz. Herkes, ister Wi-Fi performansını artırarak ister eve kadar fiber bağlantıya geçerek internet hızını artırmak ister. Bunlar, doğrudan indirme hızları için iyi fikirlerdir, ancak ziyaret ettiğiniz her web sitesinde gezinme deneyiminizi daha hızlı hale getirmek için tek bir (neredeyse) garantili çözüm vardır. Bu, kendi DNS sunucunuzu kendiniz barındırmanızdır. Cihazlarınızın ev ağınızdaki bir şeye DNS aramaları göndermesi, aynı istekleri harici bir DNS sunucusuna gönderip yanıt beklemesinden çok daha hızlıdır. DNS sunucuları, tarayıcınız ile internetteki milyonlarca sunucu ve web sitesi arasında bulunur ve xda-developers.com gibi insanların okuyabileceği URL'leri, tarayıcının veri sorgulaması için ihtiyaç duyduğu IP adreslerine dönüştürür. İnternet onlarca yıldır böyle çalışıyor; iyi çalışıyor, ancak birkaç sorunu var. Uzak bir sunucuya istek göndermek zaman alır ve DNS sunucusu sağlayıcısı, sizi istediği sitelere yönlendirmek veya görmenizi istemediği siteleri engellemek için çeşitli yöntemler kullanabilir. Ayrıca, normal DNS istekleri düz metin olarak gönderilir ve ele geçirilebilir. Ancak, ziyaret ettiğiniz sitelerin DNS girişlerini önbelleğe almak için kendi DNS sunucunuzu barındırmak genellikle süreci hızlandırır ve aynı zamanda gezinmenizi gizli tutar. Ayrıca, kendi barındırdığınız hizmetlerle dolu bir ev laboratuvarınız varsa, bu harika bir seçenektir; çünkü bu hizmetlerin IP adreslerine daha güzel bir URL vermek için özel DNS girişleri kullanabilirsiniz. Ben kendi sunucumu barındırmak için bir Synology NAS kullanıyorum, çünkü bende var, ancak siz bir Raspberry Pi kullanabilir veya ağınızdaki herhangi bir cihazda Unbound çalıştırabilirsiniz. İhtiyacınız olanlar Bir DNS sunucusunu kendi kendinize barındırmak düşündüğünüzden daha kolay Bir DNS sunucusunu kendi kendinize barındırmak oldukça kolay bir iştir, bu nedenle ağa bağlı neredeyse tüm cihazlar çalışacaktır. Raspberry Pi SBC'lerini kullanmada oldukça başarılı olduk ve ister bir kapsayıcı ister yerel bir işlev aracılığıyla olsun, sizin marka NAS cihazınızda da bu mümkün olmalı. Elimizde bir Synology NAS olduğu için bir Synology NAS kullanıyoruz, ancak LAN bağlantı noktası etkinleştirilmiş herhangi bir NAS da çalışacaktır. NAS'ınızda statik bir IP adresi ayarlayın Bu, cihazlarınızda yeni DNS sunucusu olarak kullanabileceğiniz bir IP adresi sağlayacaktır. DNS sunucusunu çalıştırmadan önce, NAS'ınızın statik bir IP adresine sahip olması çok önemlidir. DHCP sunucunuzda ayrılmış bir IP adresi ayarlayabilir veya NAS yazılımının içinden statik bir IP adresi ayarlayabilirsiniz. Biz burada Synology DSM Denetim Masası'nı kullanıyoruz: Synology NAS'ınızda oturum açın ve Denetim Masası'nı açın. Ağ'ı ve ardından Ağ Arayüzü'nü seçin. NAS'ınızın ağınıza bağlandığı LAN bağlantı noktasını seçin ve Düzenle'yi seçin. Manuel yapılandırmayı kullan'ı seçin ve kullanmak istediğiniz statik IP için IPv4 ayrıntılarını girin, ardından ayarları kaydetmek için Tamam'ı seçin. Kurulum ve ilk yapılandırma Synology, ihtiyacınız olan her şeyi sağlayan kullanışlı bir DNS Sunucusu paketine sahiptir. Synology kontrol panelindeyken Paket Merkezi'ni açın ve DNS Sunucusu'nu arayın. Yükle'yi seçin ve NAS yeni programı indirip yüklerken bekleyin. Artık bu işlem bittiğine göre, DNS sunucusunu kullanabilmemiz için yapılandırmaya geçebiliriz. Yapılandırma Ayarlanması gereken ilk şey, yerel DNS önbelleğiniz DNS isteklerini çözemiyorsa hangi DNS Yönlendiricilerinin kullanılacağını belirleyen Çözünürlük'tür. DNS Sunucusu'nu açın ve sol menüden Çözünürlük'ü seçin. Ardından şunları ayarlamanız gerekir: Çözünürlük hizmetini etkinleştir'in yanındaki kutuyu işaretleyin. Yönlendiricileri etkinleştir'i işaretleyin ve yedek olarak kullanmak istediğiniz DNS hizmetlerini iki kutuya girin. Ben 1.1.1.1 (Cloudflare) ve 9.9.9.9 (Quad DNS) kullandım çünkü her ikisi de kötü amaçlı yazılım veya kimlik avı sunmadıkları sürece siteleri engellememe ve gizlilik konusunda güvenilirliğe sahipler. Yönlendirme politikası muhtemelen önce Yönlendir olarak ayarlanmalıdır. Kaynak IP'yi Sınırla hizmeti, bu DNS sunucusunu hangi IP aralıklarının kullanabileceğini sınırlamanıza olanak tanır. Benimki iki alt ağdan birinin içinde olacak şekilde ayarlandı. Şimdi, Birincil Yönlendirme Bölgesi'ni ayarlayalım. Bu, cihazlarınızdan gelen tüm DNS isteklerini alır ve bunları şuraya iletir: Synology NAS'ınız zaten bir DNS Sunucusu çalıştırıyor, ancak DNS kayıtlarını önbelleğe alması veya henüz yoksa DNS isteklerini DNS çözümleyicilerimize iletmesi için ayarlamamız gereken birkaç şey var. Bölgeler sekmesini, ardından Oluştur'u ve Birincil Bölge'yi seçin. Form alanlarına aşağıdakileri girin. Etki alanı türü: Yönlendirme bölgesi Etki alanı adı: [etki alanınızın ne olmasını istiyorsanız] Birincil DNS sunucusu: [harici statik IP adresiniz - bu bir Synology DDNS IP adresi olabilir] Seri biçim: Burada iki seçeneği de seçebilirsiniz. Bölge aktarımını sınırla: İşaretli Kaynak IP hizmetini sınırla: Tercih edilirse işaretli ve Kaynak IP Listesi'ne sınırlar eklenmiş. Bu ayarları korumak ve oluşturma aracından çıkmak için Kaydet'i seçmeyi unutmayın. Yönlendirme bölgesi, xda-developers.com adresini, tarama sırasında uzak sunucuya bağlanmak için gerekli olan İnternet Protokol Adresi'ne çevirir. Ev laboratuvarınızda veya ağınızda ters proxy'ler kullanıyorsanız ve insanlar tarafından okunabilir URL'ler istiyorsanız, Birincil bölgeyi seçip Kaynak kaydını düzenle'yi seçebilir ve istediğiniz hizmet URL'lerini, IP adreslerini ve Bağlantı Noktası ayrıntılarını A Tipi kayıtları olarak girebilirsiniz. Ve Birincil Ters Bölge Bu, IP adreslerini insanlar tarafından okunabilir URL'lere dönüştürür. Bu adım isteğe bağlıdır, ancak IP adreslerini aramanıza gerek kalmadan tam nitelikli alan adlarının günlük dosyalarında görünmesini istiyorsanız, kurulumu için birkaç dakika ayırmaya değer. DNS Sunucusu uygulamasından tekrar Bölgeler seçeneğini, ardından Oluştur ve Birincil bölge'yi seçin. Bu sefer farklı ayarlar kullanacağız: Alan türü: Ters bölge Alan adı: Alt ağınız için Ters IP gösterimi Ad sunucusu: Birincil Yönlendirme Bölgesi'nde oluşturduğunuz sunucuyu seçin Seri biçim: Tercih ettiğiniz seçeneği belirleyin Bölge aktarımını sınırla: İşaretli Kaynak IP hizmetini sınırla: İsterseniz, alt ağ bölgelerinizi veya IP aralıklarınızı listeye girin. Buradaki Alan adının, kayıt sağlamak istediğiniz alt ağın tersi olduğunu unutmayın. IP aralığınız 192.168.1.0 ise, bu ayar 1.168.192.in-addr-arpa olacaktır. IPv6 alt ağları için açılır menüyü .ip6.arpa olarak değiştirin. NAS'ınız artık kendi DNS Sunucusunu çalıştırıyor, ancak bazı ağ ayarlarını değiştirmeniz gerekecek. Her şey doğru şekilde ayarlandıysa, NAS'ınız artık tüm DNS isteklerini, yerel önbellekten veya sağladığınız DNS sunucularına yönlendirerek ve ardından bilgileri cihazlarınıza geri ileterek işleyecek şekilde yapılandırılmıştır. Artık yönlendiricinizin DHCP sunucusunu, Birincil Yönlendirme Bölgesi'nde kullandığınız Synology harici IP adresini gösterecek şekilde ayarlayabilir ve normal şekilde gezinebilirsiniz. Artık DNS istekleriniz daha gizli olacak ve bir web sitesine bir kez girdikten sonra, sonraki her ziyaretinizde daha hızlı olacak. Kaynak: XDA

Bu iki mutfak yardımcısını kullanarak saniyeler içinde kireçten kurtuldum ve bu, oyunun kurallarını değiştirdi Banyo temizliğinde en nefret ettiğim işlerden biri, çirkin kireçleri temizlemektir. Musluklarınızın veya duş başlığınızın etrafında kireç birikmişse, inatçı kireçten kurtulmak ve kromunuzu tekrar parlatmak genellikle biraz el becerisi gerektirebilir. Kireç, esasen sert su buharlaştığında geride kalan kalsiyum ve magnezyumdan oluşan bir maddedir. Bu, özellikle banyonuz çok nemliyse, her çatlakta oluşabilir. Bu durumda, nem seviyelerini azaltmak için muhtemelen en iyi nem gidericilerden birine yatırım yapmanız gerekir. Kireci temizleyeceğini vaat eden sayısız ticari ürün olsa da, mutfak dolaplarınızda gizli silahınız zaten olabilir. İhtiyacınız olan tek şey, doğal, toksin içermeyen ve uygun fiyatlı iki yaygın ev eşyası. Dahası, bunun çok fazla ovma bile gerektirmeyen daha da iyi bir temizlik çözümü olduğunu gördüm. Peki bu mucizevi kireç sökücü nedir? Bu kablosuz fırçalama makinesi, 30 W'lık bir motor ve iki sıkma moduyla donatılmıştır: biri günlük temizlik, diğeri ise derinlemesine temizlik için. Bu kullanışlı alet, çeşitli yüzeylere zarar vermeden temizlik yapmanızı sağlayan 8 çıkarılabilir başlıkla birlikte gelir. Fırsatı Görüntüle Tuz ve beyaz sirke solüsyonu Beyaz sirkeyle temizliğin mucizevi faydalarını hepimiz duymuşuzdur, ancak tuzla birleştirildiğinde iki kat daha fazla güç üretebilir. Sirke, kireç gibi alkali kalıntıları nötralize edip parçalamak için asidik yapısıyla öne çıkarken, tuz, inatçı kalıntıların temizlenmesine ve çıkarılmasına yardımcı olmak için aşındırıcı bir temizleyici (karbonat gibi) görevi görür. Eşit miktarda tuz ve sirkeyi bir kapta iyice karıştırarak ev yapımı bir temizleyici yapın. Ardından, solüsyonu doğrudan bölgeye uygulayın ve bir fırça veya aşındırıcı süngerle iyice ovalayın. Birkaç dakika sonra, kirecin musluklardan veya duş başlıklarından ayrılmaya başladığını görmelisiniz. Alternatif olarak, duş başlıklarının etrafında zorlu kireçle uğraşıyorsanız, mineral birikimini gidermek için duş başlığını bir gece boyunca beyaz sirke dolu bir torbaya dikkatlice batırmak iyi bir ipucu olabilir. "Doğal temizlik son zamanlarda TikTok'ta kendini göstermeye başladı ve insanları dolaplarında bulunan malzemeleri temizlik çözümü olarak kullanmaya teşvik ediyor." Victorian Plumbing'de banyo uzmanı olan Alex Woods. "Özellikle beyaz sirke popülerlik kazandı; bu çok yönlü çözüm, kireci ve bakterileri parçalama yeteneği sayesinde en iyi sonucu veriyor." Ayrıca, beyaz sirke banyodaki hafif küf ve mantarları gidermek için de kullanışlıdır. Simply Plastics'te Ev Geliştirme Uzmanı olan Andrew Haydon, "Hem beyaz sirke hem de karbonat, erken evre küfle mücadelede harikadır," diye katılıyor. "Ayrıca sirke, çamaşır suyunun başaramadığı birçok küf türünü etkili bir şekilde öldürür." Bu nedenle, bir dahaki sefere banyoda veya mutfakta inatçı kireçle mücadele ettiğinizde, temizlik çözümünüzü bulmak için mutfak dolaplarınızdan başkasına bakmayın. Kaynak: TG

NVIDIA ve Oracle, DOE'nin En Büyük Yapay Zeka Süper Bilgisayarı "Solstice"i Geliştirecek NVIDIA, Washington, D.C.'deki GTC'de, önümüzdeki on yıl boyunca Amerikan bilimsel inovasyonuna güç vermek üzere tasarlanan ABD Enerji Bakanlığı'nın en büyük yapay zeka süper bilgisayarını inşa etmek için Oracle ile büyük bir iş birliği duyurdu. Yeni Solstice sistemi, enerji, savunma ve bilim alanlarındaki araştırmaları hızlandırmak için benzeri görülmemiş bir yapay zeka performansı sunan rekor kıran 100.000 NVIDIA Blackwell GPU'ya sahip olacak. Enerji Bakanlığı, bu hafta teknoloji şirketleriyle iş birliği içinde üç ulusal laboratuvarda inşa edilecek dokuz yeni süper bilgisayarı duyurdu. Enerji Bakanlığı, bazılarının gelecek yıl faaliyete geçeceğini ve Argonne Ulusal Laboratuvarı'ndaki bir bilgisayarın laboratuvar sistemi içindeki en büyük yapay zeka süper bilgisayarı olması planlandığını belirtti. Laboratuvarlar, duyurularında yeni bilgisayarların bilimsel yapay zeka modellerini ve keşiflerini hızlandıracağını belirtti. Duyurularda, her bir süper bilgisayar için ayrılan fonun ne kadarının HPE, Nvidia, AMD ve Oracle gibi özel sektör ortaklarından geleceği belirtilmiyor. Enerji Bakanlığı'nın Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı süper bilgisayarları için yaptığı duyuruda, "1 milyar doları aşan kamu-özel sektör yatırımıyla, Enerji Bakanlığı, AMD ve HPE ile birlikte rekor sürede yeni yapay zeka kapasitesi sunuyor" ifadesi yer alıyor. Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'ndan yapılan duyuruda ise, "projenin, ödeneklerin mevcudiyetine bağlı olarak, öngörülen gelecekteki fonlarla destekleneceği" belirtiliyor. Argonne Direktörü Paul Kearns, Argonne'da iki yeni süper bilgisayarın, Gelişmiş Foton Kaynağı gibi deneysel tesislerdeki keşifleri ilerleteceğini söyledi. Örneğin, Argonne Liderlik Hesaplama Tesisi bölüm direktörü Michael Papka'ya göre, bu süper bilgisayarlar araştırmacıların bu tesislerden gelen karmaşık veri kümelerindeki, elle tespit edilmesi imkansız olan kalıpları belirlemelerine yardımcı olacak. Papka, uygulamaların malzeme keşfinden iklim modellemesine ve deneyleri otonom olarak tasarlayıp yorumlayabilen yapay zeka araçlarına kadar uzandığını da sözlerine ekledi. Argonne, iki süper bilgisayar için Oracle ve Nvidia ile ortaklık kuruyor. Equinox süper bilgisayarının inşasına hemen başlanacak ve 2026'da tamamlanması bekleniyor. Duyuruda, Solstice'in laboratuvar sistemindeki en büyük yapay zeka süper bilgisayarı olacağı belirtiliyor ve beklenen bir çalışma tarihi verilmiyor. Duyuruda ayrıca Minerva, Janus ve Tara olmak üzere üç süper bilgisayar daha yer alıyor. Minerva ve Tara, yapay zeka tahminine odaklanırken, Janus, yapay zeka ve yüksek performanslı bilgi işlem alanında iş gücü gelişimini destekleyecek. Oak Ridge, Lux süper bilgisayarını 2026 başlarında devreye almayı ve füzyon, fisyon, malzeme bilimi ve kuantum bilimi araştırmalarında kullanmayı hedefliyor. Laboratuvarın duyurusuna göre, HPE tarafından 2028'de teslim edilecek olan Discovery süper bilgisayarı, bilimsel yapay zeka modellerinin eğitimini hızlandıracak "benzeri görülmemiş hızlarda" veri üretip analiz edecek. Discovery, laboratuvarın mevcut amiral gemisi süper bilgisayarı Frontier'ı "önemli ölçüde" geride bırakacak. Frontier, TOP500 listesinde kıyaslama yapıldığında şu anda dünyanın en hızlı ikinci süper bilgisayarı konumunda. Kıyaslama yapılan en hızlı süper bilgisayar ise Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'ndaki El Capitan. Ancak Çin, en iyi süper bilgisayarlarından bazılarının kıyaslama yapılmasına izin vermeyi bıraktığı için liste kapsamlı olmayabilir. Oak Ridge Direktörü Stephen Streiffer, laboratuvarın süper bilgisayar alanındaki liderliğinin "araştırmacıların problemden çözüme ulaşma süresini önemli ölçüde kısalttığını" ve Discovery ve Lux sistemlerinin "bilimsel inovasyonu her zamankinden daha hızlı ve daha ileriye taşıyacağını" söyledi. Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi'nin laboratuvarlarından biri olan Los Alamos, Nvidia ve HPE ile ortaklaşa iki süper bilgisayar duyurdu. Duyuruda, Mission süper bilgisayarının nükleer testler olmadan nükleer güvenliği değerlendirmek ve iyileştirmek için kullanılacağı belirtiliyor. Duyuru, Başkan Donald Trump'ın Truth Social'da Savunma Bakanlığı'na "nükleer silahlarımızı diğer ülkelerin test programlarıyla eşit bir şekilde test etmeye başlaması" talimatını verdiğini söylemesinden bir gün önce geldi. Mission, HPE tarafından 2022'de tamamlanan ve tahmini silah hesaplamalarında kullanılan Crossroads süper bilgisayarının yerini alacak. Yakın zamanda duyurulan diğer Los Alamos süper bilgisayarı Vision ise ulusal güvenlik, malzeme ve nükleer bilim ve enerji modellemesi gibi alanlarda bilimsel araştırmaları destekleyecek. Los Alamos'un basın açıklamasında, Vision'ın 2024 yılında laboratuvara kurulan Venado süper bilgisayarının "başarısını temel alacağı" ve yine Nvidia ve HPE ile ortaklaşa çalışacağı belirtiliyor. Hem Mission hem de Vision'ın 2027 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor. Laboratuvarların sözcüleri, laboratuvarların veya ortaklarının süper bilgisayarlar için sağladığı fon miktarı hakkında daha fazla bilgi vermedi. Yapay zeka, Trump yönetimi için olduğu gibi Biden yönetimi için de belirtilen bir öncelik. Yeni süper bilgisayarlara ek olarak, Enerji Bakanlığı ulusal laboratuvarlarında yapay zeka veri merkezi geliştirilmesi için teklifler topluyor. Kaynak: Defiance

Teknisyen, buzdolabınızın ömrünü uzatmak için kolay bir ipucu açıkladı: "Yapmanız gereken bir şey" Dürüstlük en iyi politikadır ve teknisyen Appliance Shark (@applianceshark), en kötü kısmı önce anlatıyor: "Günümüzde üretilen cihazlar berbat." Ama her şey bitmiş değil. Daha kısa ömürlü bir buzdolabının bile ömrü uzatılabilir. "Bu bobinleri düzenli olarak temizliyorum," diye devam ediyor OP, buzdolabının ömrünü uzatmanın en iyi yöntemini vurgulayarak. Önemli Bilgi OP, izleyiciye buzdolabını duvardan çekerek kondenser bobinlerine nasıl erişeceğini göstererek, "Bu ipucu aslında hiç de bir ipucu değil. Buzdolabınızdan en uzun süre yararlanmak için yapmanız gereken bir şey," diye devam ediyor. Arka panel çıkarılmış haldeki video, kondenser bobinlerinin yerini ve bobinleri vakumlayarak ve kalan kalıntıları temizlemek için basınçlı hava veya kondenser spreyi kullanarak nasıl iyice temizleneceğini gösteriyor; bu, herkesin yılda en az bir kez yapması gereken bir işlem. Nasıl yardımcı oluyor? Önemli olan uzun ömürlü olmaları çünkü buzdolapları ucuz değil ve kaçınılmaz yaşam döngüleri sona erdiğinde her zaman sorumlu bir şekilde atılmıyorlar. Kondenser bobinlerini düzenli olarak temizlemek, aşırı ısınmayı ve bileşenlere ek yük binmesini önlerken uygun çalışma sıcaklıklarını ve basınçlarını korur. Orta derecede kirli kondenser bobinleri bile soğutmayı ve uygun hava akışını azaltarak buzdolabının iç kısmını soğutmak için daha fazla çalışmak zorunda kalması nedeniyle ömrünü kısaltır. Ayrıca, mesele sadece mutfakta duran buzdolabı değil. Aynı zamanda talebi kovalayan artan üretim kirliliği ve kaynak tüketimi de önemli. Buzdolabınızı temiz tutarak maksimum verim elde ediyorsanız, bu toplu olarak talebi ve e-atıkları azaltacaktır. Buzdolapları söz konusu olduğunda, e-atık depolama alanları, alttaki toprağı ve yeraltı su seviyesini sızan soğutucu akışkanların neden olduğu kirlenmeye maruz bırakır. Buzdolabınızı mümkün olduğunca uzun süre korumak, genel olarak bakıldığında pek de önemli bir şey gibi görünmeyebilir, ancak araştırmalar (Pinnacle List ve Earth 911 aracılığıyla), cihazları değiştirmek yerine onarmanın yıllık çevresel etkileri %30'a kadar azaltabileceğini gösteriyor. Bu önemli bir azalmadır ve erken değiştirme tam tersine katkıda bulunur. Buzdolabı ne kadar temiz ve bakımlı olursa olsun, sonunda değiştirilmesi gerekecektir. Neyse ki, ev aletlerinin, hatta büyük olanların bile geri dönüştürülmesi, hem kısa hem de uzun vadede sağladığı tasarruftan bahsetmeye gerek kalmadan, çöplükte son bulmalarına karşı uygulanabilir bir alternatiftir. Herkesin Söyledikleri Yoğuşturucu serpantinlerini temizlemek işe yarayan bir önleyici bakım seçeneğidir ve yanıt yorumları, OP'nin iddiasını destekliyor: "Frigidaire'im 21 yıldır bende... Bu serpantinleri düzenli olarak temizliyorum." Başka bir yanıt gönderisinde ise, "Buzdolabımız 22 yaşında ve gayet iyi çalışıyor. Bunu yılda iki kez yapıyorum ama serpantinlerim altta, bu yüzden tam bir baş belası," iddiası yer alıyor ve doğru olanı yapmanın her zaman kolay olmadığını, ancak nihai sonucun kendini gösterdiğini kabul ediyor. Kaynak: TCD

Toyota'nın 40 Yıllık Katı Hal Pili, Elektrikli Araçlar Hakkında Bildiğimiz Her Şeyi Değiştirebilir Otomobil üreticisi, yeni nesil elektrikli araç pillerinin aracın kendisinden daha uzun ömürlü olacağını ve yeni pillerle yeniden takılacağını iddia ediyor. Toyota'nın yeni nesil elektrikli araç pilleri, günümüz pillerine kıyasla sürüş menzilini ve şarj hızlarını önemli ölçüde artırabilir. Şirketin, kırk yıl dayanabilen ve bu süre zarfında defalarca kullanılabilen hücreler üzerinde çalıştığı bildiriliyor. Şirket, yaşlanmanın minimum enerji kaybıyla gerçekleşeceğini iddia ediyor. Katı hal pilleri hakkında yazmak, her zaman beş dakika uzaklıkta olan ama asla gelmeyen bir treni beklemek gibi. Otomobil üreticileri bu "kutsal kase" pilleri yıllardır geliştiriyor, ancak henüz gerçek dünyada kitlesel pazara yönelik bir uygulama göremedik. Ancak bu iddialı iddialar, teknolojinin kendisinden çok daha hızlı bir şekilde yankı bulmaya devam ediyor. Ancak üreticilerinin bu teknolojiyle ne yapmayı planladıkları da çok şey anlatabilir. Toyota, yakın zamanda sona eren Japonya Mobilite Fuarı'nda, katı hal pillerinin 40 yıl dayanacak şekilde tasarlandığını söyledi. Eğer bu doğruysa, bu, ABD'de 2025 itibarıyla bir binek aracın ortalama yaşının yaklaşık 2,7 katına denk geliyor; Ulaştırma İstatistikleri Bürosu'na göre bu yaş şu anda 14,5 yıl. Toyota'nın Karbon Nötr İleri Mühendislik Geliştirme Merkezi Başkanı Keiji Kaita, bu hedefleri Avustralyalı haber kuruluşu Car Expert'e açıkladı. Kaita, "Şu anda ürettiğimiz mevcut lityum pilin, tipik kullanım ömrüne göre hedefimiz belki 10 yıl, %90 kapasite," dedi. "Bu [SSB] belki 40 yıl, %90 kapasite; hedeflediğimiz potansiyel bu." Toyota'nın söyledikleri doğruysa, bu piller araçlarda pillerin üretim ve kullanım şeklini kökten değiştirebilir. Kaita, bu pillerin maliyetinin başlangıçta daha yüksek olabileceğini, ancak zamanla bu farkı uzun ömürleriyle telafi edeceklerini söyledi. "Başlangıçta fiyat gerçekten çok daha yüksek olacak, ancak zamanla diğerlerine yaklaşacak, ancak uzun ömürlü, süper uzun ömürlü [ömür] özelliklerini kullanmak istiyoruz," dedi. Otomobil üreticileri ve batarya uzmanları, katı hal bataryalarının daha uzun menzil sağlayabileceğini, batarya ağırlığını önemli ölçüde azaltabileceğini ve hücrelerin güvenlik profilini iyileştirebileceğini, yani yangın riskinin daha düşük olabileceğini uzun zamandır söylüyor. Teorik olarak, bu bataryalar daha hızlı şarj olacak ve daha dayanıklı olacak. Akü üreticileri ayrıca bu yeni bataryaların çok daha uzun süre dayanacağını söylüyor. Toyota, 40 yıllık tamamen katı hal bataryasının bu sürenin sonunda orijinal kapasitesinin %90'ını koruyacağını iddia ediyor. Şu anda, otomobil üreticileri yüksek voltajlı bataryaları için genellikle sekiz yıl garanti sunuyor. Tesla daha önce, lityum iyon bataryalarının ortalama olarak %90 kapasite koruma oranıyla 200.000 mil (320.000 mil) dayanabileceğini söylemişti. Ancak, katı hal pillerinin çok daha fazla şarj-deşarj döngüsünü kaldırabileceği konusunda bir fikir birliği olsa da, pil şirketlerinin hepsinin ne kadar dayanabileceği konusunda farklı tahminleri var. Katı hal teknolojisi geliştirmek için BMW ile birlikte çalışan Colorado merkezli Solid Power, deneysel katı hal pillerinin 1.000'den fazla şarj döngüsüne dayanabileceğini söylüyor. Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, 6.000 döngüden sonra orijinal kapasitesinin %80'ini koruyan bir pil geliştirdiğini ortaya koydu. Samsung SDI, şarj ve deşarj döngülerine dayalı bir tahminde bulunmadı, ancak katı hal pillerinin 20 yıl dayanacak şekilde tasarlandığını belirtti. Potansiyel faydalar arasında daha az yedek parça, aracın ömrü boyunca daha düşük maliyetler ve pil üretiminden kaynaklanan çevresel etkide önemli bir azalma yer alabilir; daha az pil, daha az emek yoğun madencilik ve uzun vadede daha az atık anlamına gelir. Şirket, katı hal hayallerini gerçeğe dönüştürmek için elektrolit tedarikçisi Idemitsu Kosan ve katot malzemesi tedarikçisi Sumitomo Metal Mining ile anlaşmalar yaptı. Sumitomo Metal Mining, öncelikle Toyota'ya, ardından diğer müşterilere tedarik sağlamayı önceliklendireceğini belirtti. Toyota'nın katı hal pillerini ilk olarak nerede kullanacağına dair çelişkili açıklamalar da duyduk. Toyota'nın baş bilim insanı ve Toyota Araştırma Enstitüsü başkanı Gill Pratt, daha önce ilk uygulamanın bir Toyota hibritinde olabileceğini söylemişti. Ancak şirket, 2025 Japonya Mobility fuarında "yüksek güçlü, kompakt ve uzun menzilli" bir uygulamadan bahsetti. Dolayısıyla, LFA'nın potansiyel halefi olacak Lexus Electrified Sport Concept'in üretim versiyonu mantıklı bir uygulama olabilir. Ya da kim bilir, hem hibrit hem de spor otomobil, onları aynı 2027-2028 zaman diliminde piyasaya sürebilir. Her iki durumda da Toyota uzun zamandır katı hal pilleri vaat ediyor; ancak sonunda bu büyük iddiaları gerçekleştirebilirse, elektrikli araç pazarı büyük bir sıfırlamaya uğrayabilir. Kaynak: Toyota

Kendinizi halsiz veya enerjisiz mi hissediyorsunuz? Günün sonunda genellikle bitik halde misiniz? Testosteron replasman tedavisi (TRT) ile yeniden zinde olabileceğinizi söyleyen reklamlar ve ünlülerle bombardımana mı tutuluyorsunuz? Gelin bu iddiaları birlikte inceleyelimHabere Gitmek için Tıklayın

Rosalía bir önceki albüm turumu üç yıl önce tamamladığında, hayranları onun bundan sonra ne yöne gideceğini merak ediyordu. Bunun cevabını 7 Kasım'da çıkan dördüncü albümü Lux'ta veriyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Rosalía bir önceki albüm turumu üç yıl önce tamamladığında, hayranları onun bundan sonra ne yöne gideceğini merak ediyordu. Bunun cevabını 7 Kasım'da çıkan dördüncü albümü Lux'ta veriyor.Habere Gitmek için Tıklayın

Albert Speer, Nürnberg'deki savaş suçları mahkemesinde Nazilerin katliamlarıyla arasına mesafe koymuştu. Hapisten çıktıktan sonra da kamuoyu önündeki imajını dikkatle yeniden inşa etti. Habere Gitmek için Tıklayın

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde parfüm imalatının yapıldığı bir depoda çıkan yangında altı kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin ikisi 18 yaşının altında. Yangınla ilgili bilinenleri araştırdık. Habere Gitmek için Tıklayın

Fox News izleyicileri, yalan söylediği iddia edilen Donald Trump'a cephe almaya başladı Başkan Donald Trump, gümrük vergilerini geri çekmenin ABD ekonomisine ciddi zarar vereceği konusunda uyardı ve ülkenin "trilyonlarca dolar" geri ödeme borcu olacağını iddia etti. Fox News'da canlı yayın sırasında Beyaz Saray brifing odasından kaydedilen röportaj, internette anında eleştirilere yol açtı ve kullanıcılar Trump'ı ticaret ekonomisini yanlış tanıtmakla suçladı. Yeni gümrük vergileri getirmeyi planlayıp planlamadığı sorulduğunda Trump, "Umarım kazanırız. Kimsenin ülkemize böyle bir yıkım getireceğini hayal edemiyorum. Biliyorsunuz, trilyonlarca doları geri ödemek zorunda kalırız." diye yanıt verdi. Bu haber, Başkan'ın son derece endişe verici bir televizyon konuşmasının ardından sağlık endişelerinin artmasıyla geldi. Trilyonlarca dolar aldık. Milyarlarca dolar almadık. Trilyonlarca dolar aldık. Bunlara dayanarak, örneğin Avrupa Birliği'ne 950 milyar dolar kazandıran ticaret anlaşmaları yaptık." "Japonya 650 milyar dolar. Güney Kore 350 milyar dolar. Bu olmadan, bu kadar paradan bahsetmiyoruz ve onlar da sorun yaşamıyorlar. Memnunlar." "Bizi seviyorlar. Ben yeni ayrıldım. Hepsi bizi seviyor, yani biz o kadar kötü insanlar değiliz ama ben gelene kadar bize aynısını yapıyorlardı." Eleştirmenler, gümrük vergilerinin yabancı hükümetler tarafından değil, ABD ithalatçıları tarafından ödendiğini ve maliyetlerin genellikle tüketicilere yansıtıldığını belirtti. Bir kullanıcı, "Trump'ın ortaya attığı rakamlar son derece yanıltıcı," diye yazdı. İkinci bir kullanıcı, "Evet, eminim ABD'li tüketiciler (gümrük vergilerini ödeyenler) TRUMP'IN ÇALDIĞI paralarını geri almaktan çok üzülürlerdi." diye yazdı. Bir diğeri ise, "Ulusal borç ve ticaret dengeleri, gelen ve giden fonların basit bir sayımı değildir ve bunu kişisel bir zafer gibi sunmak, küresel ekonominin karmaşıklığını göz ardı etmektir," diye ekledi. Dördüncüsü ise şöyle yazdı: "Yani diğer ülkelerden 'trilyonlarca dolar alıyor' ve şirketler bu maliyetleri Amerikan halkına yüklerken, hükümet sıradan Amerikalılara sağlanan sosyal yardımları kesiyor veya reddediyor ve milyarderlere muazzam vergi indirimleri sağlıyor, öyle mi? Ne büyük bir dalavere." Bir diğeri ise, "Bunların HİÇBİRİ doğru değil," diye yazdı. "Ya korkunç bir yalancı, ya bunama hastası, ya da her ikisi de." Kaynak: TDE