Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Bütün Eylemler

Bu akış otomatik olarak güncellenir

  1. Geçen saat
  2. Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Ali İmran suresi 81. Ayet olacak. Lütfen makalenin sonuna kadar okuyup dikkatle düşünelim. Bu ayet gerektiği gibi doğru tercüme edilmediği ve bizlerinde Kur’an bütünlüğünde üzerinde düşünmediğimiz için, bazı Müslümanlarda kafa karışıklığı oluyor. Böyle olunca Allah’ın dinine nifak tohumları sokmaya çalışanlar görevini çok rahatlıkla yaparak, batıl inançlarını topluma kabul ettirebiliyorlar. Ayeti iki farklı tercümeden yazmak istiyorum. Ali İmran 81: HANİ, ALLAH PEYGAMBERLERDEN, “ANDOLSUN, SİZE VERECEĞİM HER KİTAP VE HİKMETTEN SONRA, ELİNİZDEKİNİ DOĞRULAYAN BİR PEYGAMBER GELDİĞİNDE, ONA MUTLAKA İMAN EDECEKSİNİZ VE ONA MUTLAKA YARDIM EDECEKSİNİZ” DİYE SÖZ ALMIŞ VE “BUNU KABUL ETTİNİZ Mİ; VERDİĞİM BU AĞIR GÖREVİ ÜSTLENDİNİZ Mİ?” DEMİŞTİ. ONLAR, “KABUL ETTİK” DEMİŞLERDİ. ALLAH’TA, “ÖYLEYSE ŞAHİD OLUN, BEN DE SİZİNLE BERABER ŞAHİT OLANLARDANIM” DEMİŞTİ. (Diyanet meali) Ali İmran 81: ALLAH NEBİLER (ARACILIĞIYLA KİTAP EHLİN)DEN; “EĞER VAHİYDEN VE HİKMETTEN SİZE BİR PAY VERDİKTEN SONRA SİZE ELİNİZDEKİNİ TASDİK EDEN BİR ELÇİ GELİRSE, KESİNLİKLE ONA İNANMALI VE YARDIM ETMELİSİNİZ” TAAHHÜDÜNÜ ALDIĞI ZAMAN SORDU: “İŞTE BU ŞARTA DAYALI AHDİMİ ALIP KABUL ETTİNİZ Mİ? “KABUL VE TASDİK ETTİK!” DİYE CEVAP VERDİLER. ALLAH BUYURDU: “O HÂLDE ŞAHİD OLUN! BEN DE SİZİNLE BİRLİKTE, BU SÖZÜNÜZE ŞAHİT OLANLARDANIM!” (Mustafa İslamoğlu) Ayetin özü, tüm iman edenlerin Allah’a verdikleri bir sözden bahsediliyor. Gelin birlikte, özellikle ilk cümlesinde geçen verilen sözden, neyin kast edildiğini anlamaya çalışalım. Önce şunu hatırlatmak istiyorum. İlk tercümede Peygamber diye çevrilen kelime NEBİ diye geçer. Daha sonra peygamber diye yazdıkları kelime ise RESUL yani elçi diye geçer. Gelelim ayetin ilk cümlesine. Allah Nebilerden, bir söz alındığından bahsediyor. “SİZE VERECEĞİM HER KİTAP VE HİKMETTEN SONRA, ELİNİZDEKİNİ DOĞRULAYAN BİR PEYGAMBER GELDİĞİNDE, ONA MUTLAKA İMAN EDECEKSİNİZ VE ONA MUTLAKA YARDIM EDECEKSİNİZ DİYE SÖZ ALMIŞTIK.” Tekrar hatırlatırım, ben diyanetin tercümesini aynen yazdım, hâlbuki size elinizdeki kitabı doğrulan bir RESUL geldiğinde ona iman edip, yardım edecekleri konusunda söz alındığından bahsediyor. Günümüzdeki tahrif edilmiş İncil ve Tevrat’ı okuduğunuzda bile, daha sonra gelecek Resuller hakkında bilgi verir. Örneğin Tevrat’ta Kur’an’da da geçtiği gibi Hz. İsa kast edilerek, bir MESİHİN geleceği bilgisi verilir, ama Yahudiler Hz. İsa babasız dünyaya geldiği için, onun birçok özelliklerini delillerini gördükleri halde, Mesih olarak görmedikleri için, Resul olarak ta kabul etmediler. İncil de de Hz. İsa benden sonra benim söylediklerimi doğrulayacak, tasdikleyecek bir tebliğcinin geleceği müjdesini verir. Daha açıkçası Kur’an’da belirtildiği gibi, Allah göndereceği Resulleri daha önceki kitaplarında bahsetmiştir ki, geldiklerinde tanınsın ona yardımcı olunsun. “Yuhanna incilinin Bab 16 ayet 13 de, şöyle geçer. “Ama Faraklit (ELÇİ) gelince sizi tüm gerçeğe yöneltecektir. Çünkü kendiliğinden konuşmayacaktır. Ne işitirse onu söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir” Ayeti anlamaya devam edelim. Sizce bu sözü yalnız Allah’ın Nebileri vermiş olabilir mi? Ayeti dikkatle hatta Kur’an’ı bir bütün olarak okuyan ve üzerinde dikkatle düşünen, yalnız Nebilerin söz verdiğini söylemesinin, mümkün olmadığını görecektir. Kur’an’dan bir örnek. “Maide suresi 70. ayetinde bakın Allah ne diyor bu konuyla ilgili. “Gerçek şu ki, biz İsrâiloğulları’ndan KESİN BİR SÖZ ALDIK ve onlara Resuller gönderdik. Ne zaman bir Resul onlara nefislerinin arzu etmediğini getirdiyse, bir kısmını yalanladılar” Yine Maide suresi 14. ayette de sözünde durmayanlardan bahsediyor. “Biz Hıristiyanlarız” diyenlerden de SAĞLAM SÖZ ALMIŞTIK. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular.” Sanırım Ali İmran 81. ayetinde, hem Nebilerim hemde iman edenlerin söz verdikleri anlaşılıyor. Gelin bu konuyu Kur’an bütünlüğünde, birlikte anlamaya devam edelim. Bu ayetin bahsettiğimiz ilk cümlesini anlatırken, Süleymaniye vakfı başkanı, Allah Nebiden söz almış ama Nebi tebliğ ettiğinde, Resul lük görevini yapmıştır dedikten sonra, Resul lük bitmemiştir kim bu ayetleri kavrar/anları gidip Müslümanlara anlatırsa, oda Resuldür diyor. Bu kitabın yani Kur’an’ın kendisi resuldür, onu anlatanlarda resuldür diyor. Çok ilginç, önce şunu hatırlatmak isterim RESULLÜK yani ELÇİLİK görevini verecek yalnız Allah’tır. Adı üstünde Allah’ın Elçisi. Kur’an’ın kendisi Resul/elçi değil Allah kelamıdır, mesajıdır. Kur’an Resul/Elçi olsaydı, Allah aramızdan Elçi görevlendirmezdi. Bunu söylersek, her cemaat ve tarikat lideri kendisini Resul ilan eder. Bunu söylemek çok büyük hata olur. ALLAH RESULLERİNİ SÜREKLİ KONTROL EDİP, EN KÜÇÜK HATASINDA UYARIYOR YANLIŞINI DÜZELTİYORDU. Bu durumda Kur’an’ı anlattığını zannedenlerin yanlışını kim düzeltecek, Allah diyebilir misiniz? Rabbimiz sakın benden başka VELİ edinmeyin, benim tebliğime Kur’an’a uyun diye boşuna uyarmıyor. Konumuza devam edelim. Bakara 40. Ayetinde Allah İsrail oğullarının verdiği söz konusunda bakın ne diyor. Bakara 40: EY İSRAİLOĞULLARI! SİZE VERDİĞİM NİMETİ HATIRLAYIN. BANA VERDİĞİNİZ SÖZÜ YERİNE GETİRİN Kİ BEN DE SİZE VERDİĞİM SÖZÜ YERİNE GETİREYİM. YALNIZ BENDEN KORKUN. (Diyanet meali) Demek ki tüm İsrail oğulları Allah’a bir söz vermiş ve Allah bu sözünüzde durun ki, bende sözümde durayım diyor. Verilen sözde zaten çok açıktır, Yalnız Resulümün sizlere tebliğ ettiği vahye uyun onu hayatınıza geçirin, batılı ve hurafeyi terk edip yalnız Allah’a kulluk edin, onun hükümlerinin dışına çıkmayın. Allah Kur’an’da da bizlere tüm bunları hayatımıza geçirmemizi istiyor ve iman ettim diyerek bu sözü Allah’a vermiş oluyoruz. Ali İmran 81. Ayeti anlamaya devam edelim. Aslında ayet bu konuya açıklık getiriyor ve diyor ki, bir Resul/Elçi geldiğinde ona iman edeceğiz ve mutlaka yardım edeceğiz diye söz verildiğine göre, AYNI ANDA İKİ RESUL BİRLİKTE OLMAYACAĞINDAN, bu sözü yalnız Nebilerin/Resullerin vermesi asla mümkün değil. DEMEK Kİ GÖREVLENDİRİLMİŞ NEBİLER VE RESULLÜK GÖREVİNİ YAPARKEN ONUN TEBLİĞİNE İMAN ETMİŞ TÜM İNSANLARIN, BU SÖZÜ VERDİĞİ ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR. Bu satırları okuyan bazı arkadaşlarımız, şöyle söyleyebilir. Taha suresinde Hz. Musa Nebilik görevini yaparken, 29. Ayetinde Allah’tan, kardeşi Harun’u kendisine yardımcı olarak görevlendirilmesini istedi, demek ki aynı anda Resul oluyormuş diyebilirsiniz. Bu ayette ve devamındaki ayetlerde asla Hz. Harun’un Resul olarak gönderildi diye geçmez. Bakın nasıl geçer. “AİLEMDEN DE, BANA BİR VEZİR TAYİN ET.” Vezir kelimesinin anlamı yardımcı, sorumluluk sahibi anlamındadır. Taha 36. Ayetinde de Allah şöyle cevap veriyor. “ALLAH BUYURDU: “EY MÛSÂ! DİLEĞİN KABUL EDİLDİ.” Onun içindir ki, Ali İmran 81. Ayetin ilk cümlesinde Allah’ın Nebilerden bir söz aldı hükmünü, Nebinin Resul lük görevini yaparak, tüm iman edenlerden bir söz aldığı şeklinde anlamalıyız. Bu söz bundan sonra, elimizdeki bize tebliğ edilen vahyi onaylayacak bir başka Resul geldiğinde, ona da uyacağız ve ona da sana yardım ettiğimiz gibi, yardım edeceğiz diye söz verildiği anlatılıyor. Kur’an’ı bir bütün olarak okuyan her Müslüman bu gerçeği görecektir. Bir ayet örnek verelim. “KENDİLERİNE KİTAP VERDİKLERİMİZ ONU, KENDİ OĞULLARINI TANIDIKLARI GİBİ TANIRLAR. YİNE DE İÇLERİNDEN BİR GRUP BİLE BİLE GERÇEĞİ SAKLIYORLAR.” (Bakara 146) Bakın Ali İmran 81. Ayette Allah, daha sonra gelecek Resullerini nasıl tanıttığını ve açıkça delillerini kanıtlarını gördükleri halde, sözlerinde durmadıklarını söylüyor. Yani Kitap Ehli aslında, Hz. Muhammed’in Resul/Nebi olarak gönderildiğini çok iyi biliyorlar, çünkü onlara daha öncede size indirileni tasdik edecek Resul gelince, ona da uyun diye söz vermişlerdi, ama sözlerinde durmadılar diyor. İMAN EDEN HER MÜSLÜMAN, SENİN İNDİRDİĞİN KİTABA İMAN ETTİM. ONU EKSİKSİZ HAYATIMA GEÇİRECEĞİM VE YALNIZ SENİN SÜNNETİNİ TAKİP EDECEĞİM, SENİN KOYDUĞUN SINIRLARI AŞMAYACAĞIM DİYE SÖZ VERİYOR. Sizce bizler bu sözümüzü tutuyor muyuz? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Allah görev verdiği tüm Resulleri aracılığıyla kullarını uyarmış ve sizlere gönderdiğim Nebiler, Resuller gibi daha sonra uyarıcı Resuller göndereceğim, onlarda sizlere daha önce gönderdiklerimi onaylayacak diyerek, tüm iman eden kullarından, yani geçmiş tüm kitap ehlinden bir söz aldığından bahseder, hatta daha sonra gelecek Resullerin kabulünü kolaylaştırmak için ön bilgiler verir. Kur’an’da da çok açık ve net Ahzab 40. Ayetinde, BUNDAN SONRA HİÇBİR NEBİ GÖNDERMEYECEĞİNİ Hz. Muhammed’in, nebilerin sonuncusu olduğunu bildirir. Her Nebi tebliğ görevini yaparken Resuldür. Nebi gelmeyecek Resul gelecek dersek büyük hata ederiz, Nebilik makamın adı Resul lük görevidir. Bundan sonrada hiçbir resul/nebi gelmeyeceği için, Kur’an’da bundan sonra gelecek bir Resulünden bahsetmediği gibi, tarifini dahi yapmamıştır, hiçbir bilgi vermemiştir. Birkaç örnek verelim ki Ali İmran suresi 81. Ayette geçen ilk cümleden, neyin kast edildiği daha açık anlaşılsın. “ALLAH’A VERDİKLERİ SÖZÜ SÖZLEŞTİKTEN SONRA BOZANLAR, ALLAH’IN BİRLEŞTİRİLMESİNİ (GÖZETİLMESİNİ) EMRETTİĞİ ŞEYLERİ KESENLER (TERK EDENLER) VE YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK ÇIKARANLAR VAR YA, İŞTE ONLAR KAYBEDENLERİN TA KENDİLERİDİR.” (Bakara 27) “YİNE ALLAH İLE SÖZLEŞME YAPTIĞINIZDA, SÖZÜNÜZE SADÂKAT GÖSTERİNİZ; BİR DE YEMİNLERİNİZİ İYİCE KESİNLEŞTİRDİKTEN SONRA BOZMAYA KALKMAYINIZ! UNUTMAYINIZ Kİ ALLAH’I KENDİNİZE KEFİL KILMIŞTINIZ: ZİRA ALLAH YAPTIĞINIZ HER ŞEYİ BİLİYOR. (Nahl 91) “ANDOLSUN Kİ DAHA ÖNCE ONLAR, SIRT ÇEVİRİP KAÇMAYACAKLARINA DAİR ALLAH’A SÖZ VERMİŞLERDİ. ALLAH’A VERİLEN SÖZ, MESULİYETİ GEREKTİRİR.” (Ahzab 15) Bakın bu ayetler özellikle Kitap Ehline söylenip uyarılmıştır. Konumuzu özetleyelim. Tüm bu ayetlerden de anlıyoruz ki iman eden insanların hepsi, Allah’a farklı konularda ama özünde, ALLAH’IN VAHYİNE UYACAKLARINA DAİR SÖZ VERMİŞERDİ. Ali İmran 80. Ayette de verilen söz yalnız Nebilerin verdiği bir söz asla değil, tüm iman edenlerin verdiği sözdür. Çünkü tüm iman edenler şu sözü veriyor Allah’a. Size Allah katından HAK olarak gelen kitap ve hikmetten sonra, çok daha sonraları sizin elinizdeki vahyi tasdikleyen bir elçi gelirse, ona mutlaka inanacak ve yardım edeceklerine dair söz aldığını söylüyor Rabbimiz. Bu sözü yalnız Resulün vermesinin mümkün olamayacağı çok açıktır, çünkü söz veren Resul vefat etmeli ki, ondan sonra yeni bir Resul uyarıcı vahiy getirsin. Resul vefat ettikten sonrada, zaten istenilen yardım görevini yapamaz. Değerli dostlarım, ayetleri tercüme ederken bazen yanlış anlaşılacak cümleler kurulabiliyor. Bunu bilen Rabbimiz, Kur’an’da birçok kez bizlerin aklımızı kullanmamız, ayetler arasında bağlantı kurup düşünmemizi emrediyor ve aynı konularda da birçok örneklerle tekrarlıyor. İnanın kafamızda batıl ve hurafe baskın değilse, gerçekleri görmek zor olmuyor. Dilerim bu çabayı gösteren, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz. Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK https://kuranadavet1.wordpress.com/ https://twitter.com/KURANA_DAVET http://www.hakyolkuran.com/ https://www.facebook.com/Kuranadavet1/ https://hakyolkuran1.blogspot.com/
  3. Elektrikli Arabadan Benzinli Arabaya Geçtim - İşte Öğrendiklerim Rakamların Ardındaki Şok Edici Gerçek Elektrik devrimine katılmaya ilk karar verdiğimde, hayatımın en akıllıca kararını verdiğimi düşünüyordum. McKinsey'nin yakın zamanda yaptığı küresel tüketici anketine göre, dünya genelinde elektrikli araç sahiplerinin yaklaşık %30'unun içten yanmalı motorlu araçlara geri dönme olasılığı yüksek. ABD'deki elektrikli araç sahiplerinin %46'sı, bir sonraki satın alımlarında benzinli bir araca geri dönme olasılıklarının "çok" yüksek olduğunu söylüyor. Ben de bu şaşırtıcı istatistiğin bir parçası oldum ve benzinli araca geri dönüş yolculuğum sırasında keşfettiklerim, elektrikli araç geçişinin günlük sürücüler için gerçekte ne anlama geldiğine dair bakış açımı tamamen değiştirdi. Rakamlar, otomobil üreticilerinin duymanızı istemediği bir hikaye anlatıyor. Edmunds tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2024'ün 2. çeyreğinde takas olarak kullanılan elektrikli araçların yaklaşık %40'ı yeni bir içten yanmalı araç satın almak veya kiralamak için kullanılırken, takas olarak kullanılan elektrikli araçların %39,4'ü yeni bir içten yanmalı araç satın almak veya kiralamak için kullanıldı. Bunlar sadece istatistik değil; elektrikli araçların gelecek olduğunu düşünen ve sonunda bir benzin istasyonunun sadeliğini özleyen benim gibi gerçek insanları temsil ediyor. Şarj Altyapısı Günlük Kabusum Oldu İlk gerçekle yüzleşmem, Amerika'nın şarj ağının ne kadar bozuk olduğunu fark ettiğimde gerçekleşti. Geleceğin benzin istasyonu ağına derinlemesine bir bakış, sürücülerin konut dışı elektrikli araç ekipmanlarını kullanarak araçlarını yalnızca %78 oranında başarıyla şarj edebildiğini ve güvenilirlikle ilgili kritik sorunları vurguladığını tahmin ediyor. Bu, her beş şarj girişiminden birinin başarısız olduğu anlamına geliyor - benzin pompalarının bu kadar güvenilmez çalıştığını düşünün. Günlük rutinim şarj kaygısıyla doldu. Yeterli kamusal şarj altyapısının olmaması büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Şehir sakinlerinin %60'ı en yakın kamusal şarj istasyonuna bir milden daha yakın mesafede yaşarken, banliyö sakinlerinin %41'i ve kırsal kesim sakinlerinin %17'si bu mesafede yaşıyor. Banliyöde yaşadığım için, vardığımda çalışıp çalışmayacağı belli olmayan şarj istasyonlarının etrafından sürekli rotalar planlıyordum. En sinir bozucu kısım ise öngörülemezlikti. Arabada küçük çocuklarınız olduğunu ve hızlı bir şarj cihazı bulmak için yarım saat dolaşmak zorunda kaldığınızı ve şarj cihazının çalışmadığını düşünün. Bu senaryo, saymakla bitiremeyeceğim kadar çok kez gerçek oldu ve basit aile gezilerini lojistik bir kabusa dönüştürdü. Kimsenin Bahsetmediği Gizli Maliyetler Herkes elektrikli araçların ilk tasarruflarına odaklanıyor, ancak gerçek maliyetler sizi en çok acıtan yerden vuruyor. Elektrikli araç sahiplerinin benzinli bir araca geri dönmek istemelerinin en büyük nedeni, mevcut şarj altyapısının olmamasıydı (%35); İkinci en yüksek oran, bir elektrikli araç sahibi olmanın toplam maliyetinin çok yüksek olmasıydı (%34). Daha ucuz kullanım vaadi, günlük hayatta karşılaştığım gerçeklikle uyuşmuyordu. Akü bozulması, benzinli araç sahiplerinin asla karşılaşmadığı sürekli bir endişe haline geldi. Elektrikli araç aküsü değişim maliyetleri, paket boyutuna ve üreticiye bağlı olarak genellikle 5.000 ila 16.000 dolar arasında değişiyor, ancak bu cepten yapılan onarımlar son derece nadir. Değişimler nadir olsa da, potansiyel 15.000 dolarlık bir onarım faturasının tehdidi, geleneksel araçlarda hiç yaşamadığım bir finansal endişeye yol açtı. Kolaylık Karmaşıklığa Dönüştüğünde Benzinli araçlarda hafife aldığım basitlik, geri döndüğümde apaçık ortadaydı. Elektrikli bir araç, çoğu insanın ortadan kaldırmaya çalıştığı bir karmaşıklığı günlük hayatınıza ekler - hayatlarını daha karmaşık hale getirmeye değil, işleri daha basit hale getirmeye çalışırlar. Bu, aylarca şarj uygulamaları, ağ uyumluluk sorunları ve menzil hesaplamalarıyla uğraştıktan sonra yaşadığım deneyimi mükemmel bir şekilde yansıtıyordu. Eskiden üç dakikalık bir benzin istasyonu durağı olan bu süreç, planlama, bekleme ve ekipmanın çalışmasını ummayı gerektiren karmaşık şarj seanslarına dönüştü. Tesla'nın güçlü ve güvenilir hızlı şarj ağından yoksun yaşıyorlar, şarja kolay erişimi olmayan apartmanlarda yaşıyorlar ve birçok erken benimseyenin kolayca kabullendiği elektrikli araç kaynaklı sorunlara katlanmaya daha az istekliler. Bunlar arasında, geçen yılki fiyat indirimleri nedeniyle aracınızın yeniden satış değerinin büyük bir kısmını kaybetmek de var. Yaş Faktörü Herkesi Şaşırttı İlginçtir ki, ABD'de bir dahaki sefere elektrikli araç kullanmayı reddedebileceklerini belirten anket katılımcılarının çoğu gençti - yaklaşık 36 yaşındaydılar ve birçoğunun genç aileleri de vardı. Amerika'nın vasat şarj ağının acısını diğerlerinden daha fazla hissedenler onlardı. Bu durum, yaşlıların değişime direnirken genç nesillerin yeni teknolojileri benimsediği varsayımını sorguladı. Otuzlu yaşlarımda ve çocuklu biri olarak, elektrikli araçların teorik faydaları aile hayatının pratik gerçekleriyle çarpıştı. Yolculuklar, keyifli bir aile zamanı olmaktan çıkıp stres yönetimi egzersizlerine dönüştü. Katılımcıların %34'ü elektrikli araç sahip olma maliyetlerinin hala çok yüksek olduğunu söylerken, %32'si elektrikli araçların uzun yolculuklarda sürüş alışkanlıklarını çok fazla etkilediğini söyledi. Pil Teknolojisinin Gerçek Anlamı Pil teknolojisindeki gelişmelere rağmen, temel sınırlamalar birçok sürücü için sorun olmaya devam ediyor. Ancak 2024 tarihli yeni bir analiz önemli bir gelişmeyi ortaya koyuyor: Elektrikli araç pilleri artık yılda ortalama %1,8 oranında bozuluyor; bu oran 2019'da yılda %2,3'tü. Bu kulağa cesaret verici gelse de, zaman içinde gözle görülür bir menzil kaybı anlamına geliyor. Ankete katılan ABD'li otomobil alıcılarının %26'sı, pahalı pil değişimlerini en büyük elektrikli araç endişeleri olarak belirterek, menzil (%24) ve şarj istasyonu eksikliği (%23) endişelerini ilk kez geride bıraktı. Tüketici önceliklerindeki bu değişim, elektrikli araçlar ilk popülerleştiğinde tam olarak anlaşılmayan uzun vadeli sahip olma maliyetlerine ilişkin artan farkındalığı yansıtıyor. Coğrafi Gerçeklik Kontrolü Elektrikli araç sahipliğinde başarı söz konusu olduğunda konum her şeyi belirler. Örneğin, Kaliforniya'daki otomobil sahiplerinin %25'i elektrikli araç kullanırken, Wisconsin'de yaşayanların yalnızca %1'i elektrikli araç kullanıyor. Bu büyük fark, posta kodunuzun elektrikli araç sahipliğinin kullanışlı mı yoksa sürekli olarak sinir bozucu mu olacağını ne kadar etkilediğini ortaya koyuyor. ABD merkezli elektrikli araç sahiplerinin %46'sı içten yanmalı motorlara (ICE) geri dönebileceğini söylerken, Norveçli araç sahiplerinin yalnızca %18'i geçiş yapmak istiyor. Norveç'in başarısı, çoğu Amerikan toplumunda bulunmayan kapsamlı altyapı yatırımları ve politika desteğinden kaynaklanıyor. Herkesi Şaşırtan Çelişkili Araştırma Elektrikli araç memnuniyetine ilişkin veriler, kimin sorduğuna ve nasıl sorduğuna bağlı olarak büyük ölçüde değişiyor. 18 farklı ülkeden 23.000'den fazla elektrikli araç sahibine ulaşan anket, katılımcıların %4'ünün elektrikli araçlarını bir plug-in hibrit araçla değiştireceğini, sadece %1'inin benzinli bir arabayı tercih edeceğini ve sadece %1'inin içten yanmalı bir araca geri döneceğini ortaya koydu. Bu durum, McKinsey'nin çok daha yüksek memnuniyetsizlik oranları gösteren çalışmasıyla çelişiyor. Bu çelişkili çalışmalar, elektrikli araç deneyiminin bireysel koşullara, konuma ve araç seçimine bağlı olarak nasıl önemli ölçüde değiştiğini vurguluyor. Bu istatistik, otomotiv dünyasındaki yaygın inanışın aksine, elektrikli araç geçişinin ne kadar sorunlu olduğunun bir örneği olarak geniş çapta alıntılanmıştır: İnsanlar bir kez elektrikliye geçtiklerinde neredeyse hiç geri dönmezler. İlk Benimseyenlerin Yanıldığı Noktalar İlk elektrikli araç alıcıları, ana akım tüketicilerden farklı beklenti ve tolerans seviyelerine sahipti. Elektrikli araçlar için bir sonraki büyük büyüme alanının daha ana akım bir kitle olduğu söyleniyor: düşük ve orta gelirli alıcılar, pratik günlük araçlar isteyenler ve elektrikli araçlar dünyasına tamamen yeni başlayanlar. Ancak, özellikle menzil ve halka açık şarj söz konusu olduğunda, nispeten daha hoşgörülü ilk Tesla sahiplerinden çok daha zorlu bir durumla karşı karşıyalar. Birini vazgeçirdiğinizde, onu geri kazanmak çok daha zordur - deneyimleri zaten olumsuzluklarla doludur. Bu, elektrikli araç sahipleri arasındaki artan memnuniyetsizliğin sektörün geleceği için neden bu kadar önemli olduğunu tam olarak ortaya koyuyor. Çalışmayan Altyapı Yatırımı Devletin büyük yatırımlarına rağmen, şarj ağı ana akım benimseme için yetersiz kalmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, 2024 yılında şarj istasyonu stokunu %20 artırarak yaklaşık 200.000 halka açık şarj noktasına çıkardı. 2021'de kabul edilen İki Partili Altyapı Yasası'nın bir parçası olan Ulusal Elektrikli Araç Altyapı Programı, koridorlardaki hızlı şarj istasyonlarını finanse etmek için 5 milyar ABD doları ayırdı; ancak 2024 yılı sonuna kadar şu anda faaliyette olan şarj istasyonlarına yalnızca yaklaşık 30 milyon ABD doları harcanmıştı. Federal fon programlarının yavaş uygulanması, altyapının büyük ölçekte inşa edilmesinin karmaşıklığını ortaya koyuyor. Yasanın kabulünden sonra ilk şarj istasyonlarının halka açılması iki yıldan fazla sürdü. 16 Ağustos itibarıyla yaklaşık 4.000 bağlantı noktası finanse edildi, ancak yalnızca 382'si açık. Vaatler ve teslimatlar arasındaki bu uçurum, mevcut elektrikli araç sahiplerini ve potansiyel alıcıları hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. Benzine dönüş yolculuğum, değişime direnç veya çevresel kayıtsızlıktan kaynaklanmadı. Bu, elektrikli araçların, vaatlerine rağmen, benzinli arabalar gibi günlük hayatıma sorunsuz bir şekilde entegre olamayacağı pratik gerçekliğinden kaynaklanıyordu. Benzinli bir arabaya geri dönmeyi düşünenler, her şeyden önce, bunu satın alma pişmanlığı yüzünden yapıyorlar. Şarj etmek, benzin almak kadar güvenilir ve kolay hale gelene kadar, birçok Amerikalı, henüz tanışmayı bekledikleri melek yerine, bildikleri şeytanı seçmeye devam edecek. Kaynak: CC
  4. Türkiye: 3 - Japonya: 1 Finaldeyiz. Japonları 3-1 yendik ve zor bir maçtan sonra Dünya şampiyonasında finale yükseldik. Gelelim maça: Gördüklerim Elif Şahin Vargas'a top atmıyor. Nedenini bilmiyorum ama tercihlerini hep başka oyuncular için kullanıyor. Görünür bir şekilde.... İlkin Aydın'ın bu kadar hatayla neden oyunda tutulduğunu anlamadım desem yeri olur... Cansu Özbay'ın blok problemi ve yer savunması problemi var... Bunlara dikkat etmek zorunda.... Maça dikkat ederseniz Japonlar Cansu'nun üzerinden bir çok sayı aldılar. Gelelim Vargas'a her şey çok iyi ama Servislerinin çoğu kaçıyor. Ve blok yaparken bir şey dikkatimi çekti topların çoğu kollarının arasından geçiyor. Buna bir çözüm var mı bilemiyorum. Filenin Sultanları Tarih Yazmaya Devam Ediyor ! Dünya Şampiyonasında Finaldeyiz A Milli Kadın Voleybol Takımımız, Tayland'da düzenlenen FIVB Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası'nda tarih yazmaya devam ediyor. Millilerimiz, yarı finalde Japonya'yı 3-1 mağlup ederek tarihinde ilk kez Dünya Şampiyonası'nda adını finale yazdırdı. Filenin Sultanları, Dünya şampiyonluğu için 7 Eylül Pazar günü saat 15.30'da İtalya-Brezilya maçının galibiyle karşılaşacak. Müsabaka, TRT 1'den canlı yayınlanacak. JAPONYA-TÜRKİYE: 1-3 SALON: Huamark Salonu HAKEMLER: Ivaylo Ivanov (Bulgaristan), Karina Noemi Karina Rene (Arjantin) JAPONYA: Ishikawa, Miyabe, Wada, Sato, Shimamura, Seki, Kojima (L) (Tsusaka, Akimoto, Kitamado, Yoshino) TÜRKİYE: Ebrar, Zehra, Vargas, İlkin, Eda, Cansu, Gizem (L) (Yaprak, Elif, Hande) SETLER: 25-16, 17-25, 18-25, 25-27 SÜRE: 1 saat 36 dakika (21,22,23,30)
  5. Bugün
  6. Basketbolda 12 Dev Adam İsveç'i devirdi! Çeyrek finaldeyiz Türkiye A Milli Basketbol Takımı, 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası son 16 turu maçında İsveç ile karşı karşıya geldi. 12 Dev Adam, kıran kırana geçen mücadeleyi 85-79 kazanarak adını çeyrek finale yükseldi. ÇEYREK FİNALDEYİZ! A Erkek Milli Takımımız, FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası son 16 turunda İsveç'i 85-79 mağlup ederek çeyrek final biletini alıyor. Türkiye 85-79 İsveç
  7. NBA takımlarından Houston Rockets forması giyen Alperen Şengün, Türk milli takımıyla EuroBasket 2025'te gösterdiği güçlü performansıyla dikkat çekiyor. Peki Alperen Şengün'ün basketbol kariyeri nasıl başladı? Yorumcular onun gelişimi için ne diyor?Habere Gitmek için Tıklayın
  8. 2025 Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda (EuroBasket 2025) Türkiye Sırbistan'ı 95-90 yenerek A Grubu'nu lider tamamladı. Grupta oynadığı beş maçı da kazanan Ay-Yıldızlılar, son 16 turunda İsveç ile eşleşti. Habere Gitmek için Tıklayın
  9. Litvanya ve Polonya arasındaki Suwałki Koridoru diye bilinen küçük kara parçası sıklıkla askeri uzmanlar tarafından NATO'nun "en zayıf noktası" ve "tehlike bölgesi" diye tanımlanıyor. NATO ve Rusya arasında bir çatışma çıkması halinde bu koridor kritik bir nokta olabilir. Habere Gitmek için Tıklayın
  10. Litvanya ve Poolnya arasındaki Suwałki Koridoru diye bilinen küçük kara parçası sıklıkla askeri uzmanlar tarafından NATO'nun "en zayıf noktası" ve "tehlike bölgesi" diye tanımlanıyor. NATO ve Rusya arasında bir çatışma çıkması halinde bu koridor kritik bir nokta olabilir. Habere Gitmek için Tıklayın
  11. Son haftalarda İngiltere'nin şehirlerinde, kasabalarında ve köylerinde artan bir şekilde ulusal bayraklar görülüyor. Peki neden?Habere Gitmek için Tıklayın
  12. Dün
  13. Fenerbahçe arsaVev 2-0 WFC Nike Lusso (Hazırlık Maçı) Fenerbahçe arsaVev Kadın Futbol Takımımız yeni sezon çalışmaları kapsamında Gürcistan Ligi ekiplerinden WFC Nike Lusso ile hazırlık maçı yaptı. Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesislerimizin ev sahipliğindeki karşılaşmada rakibi karşısında etkili bir oyun ortaya koyan Takımımız, sahadan 2-0 galip ayrıldı. Gollerimizi Marta Cox ve Roselord Borgella (P) kaydetti. İki ekip geçtiğimiz hafta bir hazırlık maçı daha yapmış, Fenerbahçemiz bu karşılaşmadan da 2-1 galip ayrılmıştı. Fenerbahçe arsaVev Kadın Futbol Takımımız, yeni sezon hazırlıklarını İstanbul’da sürdürmeye devam edecek.
  14. Adam 2024 Kia EV6'ini Bir Yıl Kullanmış ve İşte Dürüst Gerçek Bir yıl ve 24.000 kilometrelik sürüşün ardından, Kia'nın elektrikli crossover'ı bana elektrikli araç sahipliği hakkında çok şey öğretti. İşte inişler ve çıkışlar. Elektrikli araçlar hakkında konuştuğunuzda, neredeyse her zaman menzil kaygısı gündeme gelir. Bu, bir elektrikli aracın aküsünün şarj cihazına ulaşmadan bitmesi ve sürücüsünün büyük, bitmiş bir akü ve yüklü bir çekici faturasıyla ortada kalması korkusudur. Ancak 2024 model bir Kia EV6'ya sahip olduğum bir yılda, ailem farklı bir tür kaygıyla boğuşuyor: kiralama sözleşmemizdeki kilometre sınırı kaygısı. Kısacası, bu lanet olası aracı çok fazla kullanıyoruz. Yılda yaklaşık 24.000 km yol kat ettikten sonra, iki yıllık kiralama sözleşmemiz için ayrılan 32.000 km'yi neredeyse kesinlikle aşacağız. Ve herhangi bir kiralama sözleşmesinde olduğu gibi, bu da muhtemelen aracı teslim ettiğimde maddi bir ceza anlamına gelecek. Ancak bu, EV6'yı (benim ve eşimin ilk tamamen elektrikli arabamız) ne kadar sevdiğimizin ve benzinli Mazda 3 hatchback'imizi artık kullanmak istemememize ne kadar yol açtığının kanıtı. 12 ay sonra tek endişem buysa, elektrikli bir gelecek için iyi bir gerekçe olduğunu söyleyebilirim. Kısa bir özet olarak, geçen Ağustos ayında iki yıllığına 2024 model bir Kia EV6 Wind kiraladım. 77,4 kWh bataryaya sahip, çift motorlu dört tekerlekten çekişli model ve EPA tarafından 455 km menzil olarak derecelendirilmiş. GT-Line veya yüksek performanslı GT kadar donanımlı olmasa da, iyi donanımlı geliyor. Kia veya New York'taki bayiden özel bir muamele veya ayrıcalık görmeden, kendim ödedim. Bir süre, EV6 sahibi olduğum hakkında aylık raporlar yazma alışkanlığım vardı. Ama sonra işte daha yoğun bir tempoya girdim. Gidecek yerlerim ve test edeceğim başka arabalar vardı. Bazen haftalarca EV6'yı kullanmadan geçirirken, eşim onu günlük hayatının birincil aracı haline getiriyordu. Yine de ona geri dönmeye devam ediyorum. (Sadece etrafta dolaşmak için ihtiyacım olduğu için de değil.) Orta düzey, vaadi tutulmamış elektrikli araçlardan, yarın Powerball bileti kazansam alacağım yüksek testli araçlara kadar her şeyi kullanıyorum. Tüm bunlara rağmen, EV6'yı her sürdüğümde, şansım olsa bu arabayı tekrar alırdım diye düşünüyorum. Ancak Kia'nın Lancia Stratos'tan esinlendiği iddia edilen aile crossover'ı hakkında her şey mükemmel değil. İşte bir yıllık sürüşün ardından bu araba hakkındaki hem iyi hem de kötü değerlendirmem. Şarj Etmek, Benzin Almak İçin Durmak Gibi Elektrikli araç alışverişine çıktığımda, Kia EV6 ve Hyundai Ioniq 5 arasında bir yerde olduğumu biliyordum. İkisinden de memnun olurdum, ancak bana daha yakın olanında daha iyi bir fırsat bulduğum için Kia'yı seçtim. Sebep şarj etmekti. Çok fazla elektrikli araç kullanan biri olarak, Hyundai'nin E-GMP platformunun sınıfının lideri şarj sürelerine her zaman hayran kalmışımdır. 350 kilovatlık bir DC hızlı şarj cihazında, bu araçlar yaklaşık 18-20 dakikada %10'dan %80'e ulaşıyor. Maksimum şarj hızı yaklaşık 225 kW. Bu, sözde mütevazı olan bu Hyundai ve Kia'ları, dünyanın Porsche ve Lucid'leri arasında yer alarak, satın alabileceğiniz en hızlı şarj olan elektrikli araçlar arasına sokuyor. Tesla Süper Şarj Cihazı kullanmak bile, düşük bir şarjdan %80'e 30 dakikadan biraz daha kısa bir sürede ulaşmak anlamına geliyor. Bu arada, bu araçlardaki rota planlama mükemmel. Navigasyon sistemine nereye gitmeniz gerektiğini söylüyorsunuz ve o da size nerede ve ne kadar süreyle duracağınızı söylüyor. Ayrıca, siz veya aracınız daha hızlı bir seçenek bulursa, bazı şarj cihazı seçenekleri de sunuyor. Çoğu zaman, evde şarj cihazımız olduğu için sık sık yapmadığım hızlı şarj deneyimlerim yaklaşık 10 dakika, hatta daha az sürüyor. Şarj cihazından ihtiyacım olanı alıp gidiyorum. Bazen bu %80, bazen daha az. Benzin almak ve belki de tuvalete gitmekten hiçbir farkı yok. Duyduklarınızı unutun. Benim için "saatlerce şarj beklemek" yok. Keşke araçta yeni EV6'daki gibi Tesla tarzı Kuzey Amerika Şarj Standardı (NACS) prizi olsaydı? Özellikle bagajınıza bir NACS adaptörü sığdırabildiğinizde, benim için önemli bir sorun değil. Menzil Mükemmel, Ama Öznel Yeni E-GMP araçlar, birincil menzilin yanı sıra "maksimum menzil" ve "minimum menzil" değerleri de sunuyor. Bence bu harika bir özellik. Çünkü EV6'nın menzil değerleri değişkenlik gösterebiliyor. Uzun bir yolculuğa çıkmadığım sürece arabamı genellikle %80'e kadar şarj ediyorum. Bazen bu değer 450 km'ye kadar çıkabiliyor; bazen de 420 km oluyor. Bazen 400 km, hatta 550 km civarında oluyor. Menzil tahminlerinin hava durumu veya son sürüş alışkanlıklarınız gibi bir dizi faktöre dayandığını düşündüğünüzde bu mantıklı geliyor; otoyolda 130 km/s hızla uzun süre kalmak, daha sonra daha düşük bir maksimum menzil değeriyle sonuçlanacaktır. Test ettiğim diğer birçok elektrikli araç bu şekilde çalışmıyor ve %100 (bu durumda %80) şarj edildiğinde maksimum menzil değerlerine ulaşıyor gibi görünüyor. Ancak, çift motorlu bir araç olsa bile, EV6'nın hava ılıman olduğunda şarj başına yaklaşık 480 km yol kat ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. 480 km'ye ulaştığınızda ise menzil konusunda düşündüğünüzden çok daha az endişeleniyorsunuz. Verimliliğim de mükemmel. Kışın kilovatsaat başına ortalama 4,5 ila 5,8 km, yazın ise kilovatsaat başına 6,4 km'nin çok üzerinde yol kat ediyorum. Bakım mı? Ne Bakımı? Bir tamirciye gidip birinin bana adını bile duymadığım bir motor parçasının bozulduğunu söylemesini ve bunu tamir etmenin, çocuklarını Ivy League üniversitesine göndermeme yardımcı olmak anlamına geldiğini hiç özlemiyorum. EV6'da yaptığım en büyük "bakım" iki lastik rotasyonu ve bir silecek suyu takviyesi oldu. Yani yılda 150 doların altında, en fazla. Peki ya diğer tasarruflar? Recurrent'ın içgörülerine göre, bu yazıyı yazdığım sırada yaklaşık 290 litre benzin tasarrufu yaptım. New York eyaletinde normal kurşunsuz benzinin 3,158 dolara satılması, yılda 2.000 dolardan fazla ediyor. Tesla Süper Şarj İstasyonları da dahil olmak üzere çeşitli hızlı şarj seanslarına en fazla 250 dolar harcamışımdır. Bu da ChargePoint Home Flex Level 2 şarj cihazımın kurulum maliyetleri de dahil olmak üzere kendini çoktan amorti ettiği anlamına geliyor. Sadece benzinden tasarruf etmek için elektrikli araç almamanız gerektiğini düşünüyorum çünkü daha yüksek işlem ücreti ve toplu taşıma veya evde şarj için ödeyeceğiniz ücret gibi başka maliyetler de var. Ama benzini özlemiyorum, orası kesin. V2L Bir Gün Olmazsa Olmaz Bir Özellik Olacak Kış elektrik kesintisi sırasında arabamla bir demlik kahve yaptığımı hatırlıyor musunuz? EV6'nın araçtan yüke adaptörünü çok sık kullanmıyorum. Ama bu özellik, ihtiyaç duyduğunuzda inanılmaz derecede kullanışlı. (Aslında eşim, yakın zamanda tüm elektrikli araçların bunu yapamayacağını öğrendiğinde çok şaşırdı.) Kia EV9, uygun ekipmanı kullandığınızda tüm evinizi üç güne kadar çalıştıracak şekilde tasarlandı. Neyse ki benim bu kadar uç bir kullanım alanım olmadı. Ama bir elektrik kesintisi durumunda arabadan güç alabileceğim bir ev devresi kurmak istiyorum. Ders şu: Güç kaynağı sadece tekerlekleri döndürmekten daha fazlasını yapabilen bir arabanız olduğunda, geri dönmek istemeyeceksiniz. Performans, Benzer Benzinli Arabaları Geride Bırakıyor Wind AWD EV6, 0'dan 100 km/s hıza 5,1 saniyede ulaşıyor. Bu, onu sahip olduğum en hızlı araba yapıyor; gençken kullandığım modifiyeli Subaru WRX ile hemen hemen aynı. Ancak günlük kullanımda bu araba inanılmaz derecede hızlı ve sollamada harika. En sevdiğim şey, aracı orta viteste Spor Moduna alıp, şüphelenmeyen yolcularımın o ani torku hissetmesini sağlamak. Evet, bana bu fiyat etiketine sahip, benzinle çalışan ve bu hıza ayak uydurabilen bir aile crossover'ı gösterin. Bekleyebilirim. Teknolojinin Bir Kısmı Mükemmel. Bir Kısmı... Pek Değil EV6'nın sesli kontrolleri piyasadaki en iyiler arasında. Konuşma tanıma, belirsiz navigasyon komutlarını somut adreslere dönüştürme ve genel olarak istediğimi yapma konusunda araç mükemmel. Aynı şey, şarj yönetimi, şarj cihazı bulma ve rota planlama gibi elektrikli araç odaklı özellikler için de geçerli. Diğer yönlerden, yaşını gösteriyor. EV6'nın bilgi-eğlence sistemi, standart benzinli Kia modelleriyle aynı seviyede, ancak bazı düşünceli EV odaklı özellikler eklenmiş. Hız, kişiselleştirme ve araç içi uygulamalar açısından, Polestar 2, Volvo EX40, Chevrolet Equinox EV ve Cadillac Optiq gibi araçlarda test ettiğim Android Automotive ve Google'ın tüm yerleşik sistemlerinin gerisinde kalıyor. Aracımda ayrıca otoyol şerit değiştirme asistanı özellikli, pratik bir radarlı hız sabitleyici de var. Bu güzel, ancak Kia ve Hyundai, General Motors'un Super Cruise veya Ford'un BlueCruise'uyla boy ölçüşebilecek hiçbir şey sunmuyor. Umarım bir gün bu değişir. Ve sürekli yeni özellikler ekleyen kablosuz yazılım güncellemeleri istiyorsanız, bir Tesla veya Rivian alın. Kia ve Hyundai Motor Group bu konuda oldukça geride kalıyor. Biz EV6 sahipleri birkaç navigasyon sistemi güncellemesi ve hata düzeltmesi alıyoruz, hepsi bu kadar. Ayrıca, Kia Connect Aboneliğim bir yıl sonra sona erdi. Artık iPhone'umu kullanarak arabayı uzaktan çalıştırıp kilitleyemiyorum, klimayı önceden ayarlayamıyorum veya diğer özellikleri yönetemiyorum. Bu sistem yıllık 200 dolar. Ancak uygulama o kadar yavaş ve laglı ki, parayı harcamaya yanaşmıyorum. Hyundai Motor Group, yazılım özellikleri için müşterilerden ücret talep etme konusunda iddialı planlara sahip, ancak bunun gerçekleşmesi için önce sunduğu hizmetleri iyileştirmesi gerekiyor. Bu Bir Sis Makinesi İşte EV6'ların garip bir özelliği: Havalandırma menfezlerinin altındaki, hem klima kontrol sistemi hem de harita ve navigasyon sistemleri gibi diğer özelliklere kısayol işlevi gören o düğme sırası. O küçük ok işleviyle ikisi arasında geçiş yapmanın harika bir tasarım olduğunu düşünmüyorum, ama bu anlaşmayı bozan bir şey değil. Benim daha büyük sorunum, bu arabadaki klima kontrollerinin -özellikle verimlilik için ideal olan otomatik modda- kışın ön camların buğulanmasını bir türlü engelleyememesi. İnanılmaz derecede sinir bozucu. Bir forum sahibinin dediği gibi, "Arkadan Çekişli Uzun Menzilli EV6'm, 50 yıllık sürüş hayatımda sahip olduğum en buğulu araç." Benimkini 50 yerine 20 yap, seninle aynı fikirdeyim dostum. Bunun çözümünü bilen varsa bana e-posta göndersin. Sana bir kadeh içki borçluyum. Cidden. Kapı Kolları Hakkında... Birçok elektrikli araçta olduğu gibi, EV6'nın kapı kolları da görünürdeki verimlilik ve aerodinamik nedenlerle aracın gövdesine tam olarak oturtulmuş. Benim eski EV6'larımda, GT veya GT-Line bir araç kullanıyorsanız, aracın kilidini açtığınızda otomatik olarak çıkarlar. Ben kullanmıyorum, bu yüzden arabayı kilitlemek veya kilidini açmak için onları kapıya sertçe sokmak zorunda kalıyorum - bu şeyde hafifçe vurma yok - veya içeri girmek istediğim her seferinde çıkarmak zorunda kalıyorum. Neyse ki Kia bu sorunu çözdü. Tüm yeni EV6'larda elektrikli açılır kapı kolları bulunur. Keşke benim arabamda da böyle olsaydı. Karar: Amerika'nın En Az Değer Gören Elektrikli Aracı EV6'yı belki de Amerika'nın en az değer gören elektrikli aracı olarak görmeye başladım. EV6, Ioniq 5 ile aynı donanıma sahip olsa da, Hyundai'nin aracı 2024'te Kia'yı iki kat fazla sattı ve bu fark bu yıl daha da açıldı. Nedenini söyleyemem. Belki de EV6'nın alışılmadık, neredeyse station wagon benzeri gövdesi, ya da Tesla'nın yeni fişli EV6'sının 2025'te showroom'lara gelmesinin biraz zaman almasıdır. (Ve Tesla muhtemelen bir haftada EV6'nın yılbaşından bu yana sattığı kadar Model Y satıyor.) Bazen, Kia'nın çok daha geleneksel görünümlü Kia EV5 ile benim buz grisi harikalar diyarımdan daha başarılı olup olmayacağını merak etmeden duramıyorum. Ama yine de bu arabayı seviyorum. Onu kullanmaktan asla sıkılmıyorum. Ailem için performans, menzil, şarj ve kapasite açısından doğru karışımı sunuyor. Piyasadaki en iyi elektrikli araç olmasa bile, bazı yönleriyle çok daha pahalı elektrikli araçları geride bırakıyor. Unutmayın: Burada yaşadığım tek gerçek baş ağrıları, eğer bunlara baş ağrısı diyebilirseniz, cam buğusu, kapı kolları ve yanlış on yıldan kalma bir akıllı telefon uygulamasıydı. Bunlar gerçek elektrikli araç sorunları bile değil. Herhangi bir benzinli araçta da sorun olabilir. Elektrikliye geçenlerin geri dönmemesine şaşmamalı. Gelecek yıl, kiralama sürem bittiğinde ve veda etmek veya satın almak zorunda kaldığımda EV6 ile ne yapacağım? Elektrikli araçların değer kaybı nedeniyle satın alma fiyatının gerçek değerinin altında olacağını biliyorum. Bunu çözmek için zamanım var. O zamana kadar bu Kia ile kat edeceğim kilometreler var ve hepsini sabırsızlıkla bekliyorum. Kaynak: InsiderEVsG
  15. FİNAL İÇİN OMUZ OMUZA, HAYDİ TÜRKİYE! MAÇ GÜNÜ! FIVB Dünya Şampiyonası Yarı Final Japonya TSİ 11.30 TRT 1
  16. CHP, İstanbul İl yönetiminin görevden uzaklaştırılarak yerine kayyum atanmasının ardından, 21 Eylül'de olağanüstü kurultay kararı aldı. Delegenin kurultay çağrısı ne anlama geliyor?Habere Gitmek için Tıklayın
  17. Neredeyse tüm banka hesapları (%99'u) 250.000 dolarlık FDIC tavanı kapsamında. Tavanın 20 milyon doların üzerine çıkarılması, en zengin %1'lik kesime fayda sağlarken, vergi mükellefleri riski üstlenecek ve bankalar daha büyük riskler alacak. Senato'da yapılacak bir Bankacılık duruşması yaklaşırken, vergi mükellefleri yanıtları hak ediyor.
  18. CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresi'nin iptal edilmesinin ardından İstanbul İl Başkanlığı'na atanan Gürsel Tekin, bir video mesaj yayınlayarak beraberindeki geçici kurulla birlikte göreve başladıklarını söyledi. Peki geçici kurulda kimler var? Habere Gitmek için Tıklayın
  19. Portekiz, başkent Lizbon'da 140 yıllık tarihi Gloria fünikülerinin raydan çıkması sonucu yaşanan trajediyle sarsıldı. Kazada en az 16 kişi hayatını kaybetti, 20'den fazla kişi de yaralandı Habere Gitmek için Tıklayın
  20. CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresi'nin iptal edilmesinin ardından İstanbul İl Başkanlığı'na atanan Gürsel Tekin, bir video mesaj yayınlayarak beraberindeki geçici kurulla birlikte göreve başladıklarını söyledi. Peki geçici kurulda kimler var? Habere Gitmek için Tıklayın
  21. Putin, Ukrayna’ya gönderilecek Batılı birlikleri “meşru hedef” ilan ederek Paris’te alınan güvenlik garantisi kararlarını reddetti. Batılı liderler ise Kiev’e destek taahhüdünü güçlendirirken, ateşkes ve barış arayışında Rusya’nın zaman kazanmaya çalıştığını düşünüyor Habere Gitmek için Tıklayın
  22. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), CHP'nin İstanbul'daki bazı ilçe kongrelerinin durdurulmasına ilişkin ilçe seçim kurullarınca verilen kararlara karşı yaptığı itirazı görüşmek üzere toplandı. Habere Gitmek için Tıklayın
  23. Amerika'nın iş bulma piyasasında bir sorun var Bu hafta yayınlanan bir dizi ekonomik veri, ABD iş piyasasının ve bu piyasanın desteklediği genel ekonominin sağlığı hakkındaki endişeleri artırdı. Yakın zamana kadar iş gücü piyasasının oldukça sağlıklı olduğu düşünülüyordu. Beyaz Saray, Haziran ayındaki beklenenden iyi iş rakamlarını, Başkan Donald Trump'ın "işçilerimiz için tarihi bir büyüme ve refah" sağladığının kanıtı olarak gösterdi. Bu arada, Federal Rezerv'in Temmuz ayı toplantı tutanaklarında iş gücü koşullarından "sağlam" olarak bahsedildi; bu durum, muhtemelen daha acil bir sorun olan "yüksek" enflasyonla boğuşurken faiz indirimlerini erteleme konusunda daha fazla güven veriyordu. Ağustos başında, Çalışma İstatistikleri Bürosu'nun (BLS), ekonominin bir önceki ay sadece 73.000 istihdam yarattığını, bunun da analistlerin beklediği 110.000'in çok altında olduğunu bildirmesiyle, ibre değişmeye başladı. Önceki ayların verilerinde yapılan büyük revizyonların yanı sıra, Trump'ın BLS komisyon üyesi Erika McEntarfer'i görevden almasına yol açtı. McEntarfer, kendisi ve yönetimi hakkında olumsuz bir izlenim yaratmak için rakamlarla oynadığını iddia etti. Ancak McEntarfer görevden alınıp yerine ideolojik olarak daha uyumlu bir ekonomist getirilmiş olsa da, BLS ve diğer kuruluşlardan gelen son veriler, Trump'ın umduğu güçlü iş piyasasına dair henüz bir kanıt sunamadı. Çarşamba günü kurum, ABD'deki iş ilanlarının 176.000 azalarak 7,18 milyona gerilediğini bildirdi. Bu, Eylül 2024'ten bu yana en düşük seviye ve 7,4 milyonluk tahminlerin oldukça altında. Nisan 2021'den bu yana ilk kez, iş ilanları toplam işsiz sayısından (7,24 milyon) daha düşük. Moody's Baş Ekonomisti Mark Zandi, Newsweek'e verdiği demeçte, "Açık pozisyonlardaki düşüş, işe alımların zayıf kalacağının ve iş piyasasının durgun olduğunun bir başka göstergesi." dedi. "Pandemiden bu yana ilk kez açık pozisyon sayısının işsiz sayısından daha az olması, iş piyasasının zorlandığının güçlü bir göstergesi." Ekonomist Ioana Marinescu, "İş ilanı başına düşen işsiz sayısının artış eğiliminde olmasının önemli olduğunu ve işgücü piyasasındaki yavaşlamayı, daha düşük daralmayı ve bunun da genellikle daha düşük ücretlere yol açtığını düşünüyorum," diye ekledi. Perşembe günkü veriler, ABD işgücü piyasasındaki daha fazla çatlağı araştıranlara pek güven vermedi; bu, ekonominin temel itici güçlerinden biri ve devam eden zayıflığı, yaklaşan bir durgunluğun habercisi olabilir. İşe alım firması Challenger, Gray & Christmas, ABD'li işverenlerin Ağustos ayında 85.979 kişiyi işten çıkardığını açıkladı. İlaç, finans ve teknoloji sektörlerindeki işten çıkarmaların etkisiyle -hiçbir sektör bu durumdan muaf tutulmamış olsa da- bu, Temmuz ayına göre %39, geçen yılın Ağustos ayına göre ise %13'lük bir artışa işaret ediyor. Kıdemli Başkan Yardımcısı Andrew Challenger, bu rakamların işverenler arasındaki ekonomik endişelerden ve bu yıl Amerika'yı vuran mağaza kapatma ve iflas dalgasından kaynaklandığını belirtti. Bir saatten kısa bir süre sonra, bordro işleme firması ADP, özel sektör işverenlerinin Ağustos ayında 54.000 yeni istihdam yarattığını bildirdi. Bu rakam, Temmuz ayındaki 106.000'lik rakamdan düşük olsa da, Haziran ayında 23.000 kişilik bir kayıp yaşanmıştı. Baş Ekonomist Nela Richardson, "Yıl güçlü bir istihdam artışıyla başladı," dedi, "ancak bu ivme belirsizlik nedeniyle sekteye uğradı." Massachusetts Amherst Üniversitesi ekonomi profesörü Arindrajit Dube, Newsweek'e verdiği demeçte, "Bence kanıtlar, işgücü piyasasında bir durgunluğu yansıtabilecek bir yavaşlamaya işaret ediyor," dedi. "İşe alım ve iş ilanlarındaki yavaşlamadan endişe duyuyorum. Tarım dışı istihdamdaki son üç iş rakamı 100.000'in altındaydı." "Bu yavaşlamanın kesin nedenlerini tespit etmek zor," diye ekledi, "ancak bu yönetimin politikalarının (gümrük vergileri gibi) yardımcı olmadığını söylemek mümkün." ING'nin baş uluslararası ekonomisti James Knightley, mevcut işgücü piyasasını "soğuyan ama çökmeyen" bir piyasa olarak nitelendirdi. Ancak, iş verilerinin genellikle geçmişe dönük olduğunu ve daha gerçek zamanlı verilerin yaklaşan bir toparlanma için çok az umut verdiğini belirtti. Michigan Üniversitesi'nin Ağustos ortası tüketici güveni raporuna göre, önümüzdeki 12 ay içinde işsizliğin kötüleşmesini bekleyen tüketicilerin oranı yaklaşık %60 seviyesinde ve bu oranın "en son Büyük Durgunluk döneminde görüldüğünü" belirtiyor. Knightley, Newsweek'e verdiği demeçte, "İnsanlar iş piyasasındaki değişiklikleri resmi verilerde görünmeden önce görüyor ve hissediyorlar; şirketimizde işe alımların dondurulup dondurulmadığını veya şurada burada birkaç kişinin işten çıkarılıp çıkarılmadığını biliyoruz," dedi. "Şu anda iş piyasasına ilişkin güven seviyeleri, istihdamdaki yakın düşüşlerle tutarlı." Daha da önemlisi, birçok kişi Cuma günkü tarım dışı istihdam raporunu özellikle ilgiyle izleyecek; hem rakamların kendisi hem de bu rakamların veri toplama kuruluşunun yeni yönetimi hakkında ortaya koydukları. Zandî, X'te yakın zamanda yayınladığı bir gönderide, bunun "durgunluk tehdidini ölçmede kritik öneme sahip olacağını" söyledi. Moody's ekonomisti, Ağustos ayında yalnızca 50.000 istihdam artışının gerçekleşmesini ve geçmiş verilerde daha fazla aşağı yönlü revizyon yapılmasını bekliyor. "Bu revizyonlarla, son zamanlardaki yetersiz istihdam artışlarının kayıplara dönüşmesi mümkün," diye yazdı. "Eğer öyleyse, ekonominin halihazırda durgunlukta olup olmadığı konusunda meşru bir tartışma başlayacak." Kaynak: Newsweek
  24. Bu Android Kötü Amaçlı Yazılımı Facebook Reklamları Aracılığıyla Yayılıyor Tehdit aktörleri, kötü amaçlı yazılımları dağıtmak için bir kez daha Meta'nın reklam platformunu kullanıyor. Bu seferki, Brokewell olarak bilinen bir Android casus yazılımı türü ve Facebook'ta kötü amaçlı reklam kampanyası aracılığıyla yayılıyor. Bitdefender araştırmacılarına göre, siber suçlular, Android mobil kullanıcılarına piyasa takibi ve yatırım uygulaması TradingView Premium'a ücretsiz erişim vaat eden reklamlar yayınlıyor. TradingView markasını ve bazı durumlarda Labubus görsellerini kullanan sahte reklamlara tıklamak, kullanıcıların cihazlarına kötü amaçlı yazılım indirip yüklemesine neden oluyor. Brokewell Android Cihazları Nasıl Ele Geçiriyor? Bitdefender raporunda da belirtildiği gibi, bu kötü amaçlı reklam saldırısı, kullanıcıları TradingView'e aitmiş gibi görünen Facebook reklamlarına tıklamaya kandırıyor, ancak bağlantılar klonlanmış bir web sitesine yönlendiriliyor ve bu da kullanıcının cihazına kötü amaçlı bir .apk dosyasının indirilmesini başlatıyor. Kaldırılan uygulama, kullanıcıya cihazın kilit ekranı PIN kodunu da içeren bir dizi sahte güncelleme istemi gösterirken geniş erişilebilirlik izinleri talep ediyor. İzinler verildikten sonra, dropper tespit edilmemek için kendini kaldırıyor. Kötü amaçlı yazılımın kendisi, çeşitli yeteneklere sahip gelişmiş bir casus yazılım ve uzaktan erişim trojanı (RAT) olup şu özelliklere sahiptir: Kripto hırsızlığı Google Authenticator'dan iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kodlarını kazıma ve dışa aktarma Hesap ele geçirmek için sahte giriş ekranları yerleştirme Tuş kaydı ve ekran kaydı gibi gözetleme Bankacılık ve 2FA kodlarını çalmak için SMS mesajlarını ele geçirme Uzaktan cihaz kontrolü Bu özel plan, Android mobil kullanıcılarını hedef alıyor; Windows masaüstü veya MacOS kullanan biri sahte bir TradingView reklamına tıklarsa, kötü amaçlı klonlanmış site yerine zararsız içerik görecek. Bununla birlikte, tehdit aktörleri, çeşitli kripto para, yatırım ve ticaret uygulamalarının yanı sıra önde gelen finans uzmanlarını taklit eden kampanyalarla, platformlar ve cihazlar genelinde kullanıcılara ulaşmak için Facebook reklamlarını kullandı. Kötü amaçlı reklamlardan nasıl korunulur? Facebook ve diğer sosyal medya sitelerindeki reklamlara karşı dikkatli olmalısınız, çünkü bunlar kötü amaçlı yazılımların ve diğer dolandırıcılıkların yayılması için yaygın araçlardır. Şirketi veya markayı tanıyor olsanız bile, özellikle de yatırım tavsiyesi veya gerçek olamayacak kadar iyi görünen bir teklif sunuyorlarsa, reklamlara tıklamayın. Sizi dosya veya uygulama indirmeye zorlayan benzer alan adlarına veya sahte web sitelerine yönlendiren bağlantılara dikkat edin. Bunun yerine, uygulamaları yalnızca Google Play Store gibi güvenilir kaynaklardan indirmelisiniz. Kötü amaçlı uygulamalar bazen gözden kaçabilse de, doğrulanmamış kaynaklardan yan yükleme yapmaktan çok daha güvenlidir. Açık bir sebep olmadan erişilebilirlik izinleri veya kilit ekranı PIN'inizi isteyen uygulamalara şüpheyle yaklaşın ve uygulamanın işlevselliği için gerekli olmayan hiçbir şeye izin vermekten kaçının (uygulama yasal olsa bile). Kaynak: LifeHacker
  25. Trump'ın gümrük vergilerinin ABD imalat sanayisini canlandırması gerekiyordu. Ama Mahvettiği Ortaya Çıktı Başkan Donald Trump, göreve başlama konuşmasında, kapsamlı gümrük vergisi rejiminin Amerika'nın bir kez daha "üretim yapan bir ülke" haline gelmesine yardımcı olacağını vaat etmişti. Ancak şimdiye kadar gümrük vergileri ve ekonomiyi daha geniş bir şekilde ele alış biçimi tam tersi bir gerçekliğe ulaşıyor: Yeni veriler, Amerika'nın imalat sektörünün sürekli olarak küçüldüğünü gösteriyor ve sektördeki yöneticiler gümrük vergilerinin kilit bir faktör olduğundan şikayet ediyor. Bloomberg Salı günü, "ABD'deki fabrika faaliyetleri, imalat sektörünün yüksek ithalat vergileri nedeniyle hala durgun olduğunu gösteren üretimdeki gerileme nedeniyle Ağustos ayında üst üste altıncı ay daraldı." diye bildirdi. Bloomberg'e göre, Tedarik Yönetimi Enstitüsü İmalat İşletmeleri Anket Komitesi Başkanı Susan Spence, gazetecilerle yaptığı görüşmede, "Genel olarak zayıf bir talep görmeye devam ediyoruz, ancak bu durum gümrük vergisi belirsizliğinden kaynaklanıyor." dedi. "İmalat sektörünün GSYİH'sinin yüzde 69'u daralmada." Reuters, ISM anketiyle ilgili haberinde, "Bazı ulaşım ekipmanı üreticileri, koşulların 2007-2009 resesyonundan daha kötü olduğunu belirterek, 'hiçbir faaliyet yok' ve 'bunun yüzde 100 mevcut gümrük vergisi politikasından ve yarattığı belirsizlikten kaynaklandığını' belirtti." diye yazdı. Amerikan imalat sektörü, artan uluslararası rekabet ve otomasyonun yarattığı zorluklarla uzun süredir karşı karşıya. Ancak Trump döneminde sektörün daralması, kendisinin bile kabul ettiği gibi Amerikan tüketicilerine "acı" çektirmenin temel gerekçesini çürütüyor. Amerikan fabrikaları bir patlama yaşamıyorsa, Trump korumacı aşırılığını nasıl savunabilir? Michigan Üniversitesi ekonomisti Justin Wolfers, Teksaslı üreticilerin Dallas Federal Rezerv Bankası'nın Ağustos ayı imalat görünümü anketine verdiği yanıtlara dayanarak yakın zamanda bir pasta grafiği oluşturdu. Gördüğünüz gibi, katılımcıların %70'inden fazlası gümrük vergilerinin işletmeleri üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu belirtirken, %5'ten azı olumlu bir etkisi olduğunu söyledi. Anketteki bir diğer soru, temel nedeni açıklıyor: Üreticilerin yaklaşık %80'i, gümrük vergilerinin "girdi maliyetlerini" (mal üretmek için yapılan harcamalar) artırdığını söyledi. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir araba üretmenin, diğer ülkelerden ithal edilen otomobil parçalarına sınır vergileri uygulanması nedeniyle artık daha pahalı hale geldiğini düşünün. Dallas Fed anketine katılan işletmelerin yaklaşık yarısı ise gümrük vergilerinin satış fiyatlarını artırmalarına neden olduğunu söylüyor. Trump'ın gümrük vergilerini yerel sanayileri canlandırmak için basit bir araç olarak görmesinin neden bu kadar safça olduğunun özü şu: Tedarik zincirleri ve hammaddelere erişim, küreselleşmiş bir ekonomiye o kadar derinden yerleşmiş durumda ki, gümrük vergileri aynı zamanda ürünlerini yurt içinde üreten şirketleri de cezalandırıyor. Dahası, başkanın kaprisli ve keyfi gümrük vergileri uygulaması, sürekli bir belirsizlik ortamı yarattı. Sonuç olarak, işletmeler büyümelerine yardımcı olabilecek yatırımlar yapma konusunda daha çekingen davranıyor ve bu da ekonomiye daha fazla yük bindiriyor. Trump'ın Amerikan imalatını ayrım gözetmeyen tarifelerle canlandırma arayışı, ileriye dönük bir vizyondan ziyade, zamanı geriye çevirme yönündeki boş bir arzudur. Trump, tarifeleri uygulama biçiminde çok daha hedef odaklı ve öngörülebilir olsaydı ve bunun yerine sektöre stratejik kamu yatırımlarına odaklansaydı, üreticiler daha iyi durumda olurdu. Kaynak: MSNBC - Bloomberg

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.