Öpülmedikçe ne işe yarar dudakların?
Öpülmedikçe ne işe yarar dudakların?
Ya kalbin…
En acemisinden sev beni, en kötü günlerin için sakla benden sana kalan
ne varsa, ne hüzünlerinle kardeş ol, ne sevinçlerinle dost…
Veremli değilim. Yani ciğerlerime bulaşan her şey mikroplar kadar
hızlı ürese de, seni kendime sakladım.
Bütün izbeliğine rağmen hayata tutundum. Beni hor gören tutkularıma
esir olmaktan yara almadım hiç. Ne işe yarardı ruhlarımız bu kadar
yanmayı sevmeseydi eğer. İzlediğimiz yol bizleri her zaman özgür
kılmıyor. Kuşların gökyüzüne neden sevdalandığını anlamak zor değil!
Aslında, özgürlük de bir nevi tutsaklık belki.
Tırnaklarımı söküp, altında var oluşumu arıyorum. Var oluşum en kuytu
köşelerde yine. Yüzleştiklerim benden ölümüne kaçarken,
yüzleşemediklerime atıyorum bütün cakalarımı.
Hıçkırıklarıma yenilerini ekledim, ruhumu, boğazlanmışçasına
tutsak eden her şeyi işte tam o an gördüm. Gördüklerim acılarıma
uydurduğum yeni kılıflarım oldu. Kendimi özgür kılmak için ödediğim
bedeller için, ne çok kılıf uydurmuştum; anladım.
Belki diyorum, bakmaktan ötesidir gözlerimdeki güç. Belki de,
örtülerimden vazgeçtiğim gün, gerçekten soyunmam gerekmeyecek!
Tuttun mu bacağından sancının, seninle benim aramda hiçbir fark yok.
Küçük düşlerin için harcadıkların var ya; büyük düşlerinin katili olacaklar,
işte o zaman seyret manzarayı. Kaç kelimelik bir yaşam seninkisi,
bir düşün! Ne kadar cümle seni anlatmaya yeter?
En iyi halle yüz sayfalık bir romansın, en kötüsüyle Cin Ali’den farkın yok.
Her ikisine de ben karar vermiyorum, ederini sen belirle.
Bildiklerinle bilmeyi istediklerin arasındaki fark, seni benden ve
diğerlerinden ayırıyor. Tutkularından göz gözü görmüyor desem yeri var.
Buharlaşıp uçman işten bile değil.
Kollarını iki yana açmış sana koşmamı bekliyorsun. Eminim ki sana
koştuğumda onları kapatacaksın, ne yazık ki, sana ulaşmadan.
Çat kapı gelişin ve gidişin arasında yıllar var, ne nedenleri öğrenmen
yaşananları değiştirebilir, ne nedenleri öğrenme arzun…
Her tükeniş kendi hikâyesini anlatırmış. Senin hikâyeni mutlu sonla
bitirmen elindeyken, sen kendi payına hüzünlerin gün be gün
boy verdiği bir bahçede yaşamayı seçtin.
Dışarıda hayat devam ediyor. Sense; ölü vakitler biriktiriyorsun
2 Yorum
Önerilen Yorumlar