Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

RA'NIN RUH SESİ

  • başlık
    203
  • yorum
    1.016
  • görüntü
    382.390

BEN YAZMADIM AMA...


rainyagmur121022903827bm.jpg

 

 

 

Beynimi uyuşturup, düşüncelerimden sıyrılmak istediğim zamanlarım vardır...Bütün günümü doldurur,oradan oraya koşturur, yorgun bir bedenle yatağa girerim ki, uykuya dalacağım zaman dilimim en aza insin.Böylece o aralıkta da düşünceler üşüşmeyecektir başıma...Birkaç gündür blogumu açıyorum bir şeyler karalayayım diyorum olmuyor yapamıyorum..."Neden acaba" dedim önce bi, ama sonra aklıma geldi.Ben düşünmüyorum ki :unsure:

 

Her neyse bugün bir şiir okudum,dedim ki; "kızım sen düşünmesen de senin yerine, bir yerlerde birileri düşünüyor,kendisi için düşünüyor belki ama, senin hapsettiğin düşüncelerin sana oradan "ceeee" yapıyor sonra da <_<

 

 

SUDAKİ MASAL

 

Bana hep yağmur armağan edildi

Koynumu ısıran hayal makasları bir de

 

Anılar sokağından dışarı çıkamadım hiç

Uzun mektuplar yazdım, kimseler okumadı

Yine de bağışlardım çocukluğumun kalbini kıranları

Kendimle söyleştim kimi zaman

Kimi zaman başkalarının düşleriyle yıkandım

Bahçeyi sevdim en çok

Bana gülümseyen ağaçları

Mavi bir keman sesiydi yutkunduğum

Eksikti şiirlerim, resimlerim, sevinçlerim

Kağıtlar, kelimeler ve renkler oyuncaklarımdı

Denize bakmayı severdim de içine giremezdim

Boğulmaktan korkardım, güz yaşındaydım

Kendi içimde kaybolmuş gibiydim

Kime şikayet etseydim korkularımı bilemezdim

Kimse maskesini çıkarmıyordu yüzünden

Ele vermiyordu kimse kendisini

Akdenizli bir hüzün yalıyordu yüzümü

İncinen bir anlam taşıyordu gözlerim

Taşıyordum başkalarından ve kendimden

 

Hiç kimseyi kıskanmadım ve sevmedim kalabalığı

Şiirin ve resmin evinde tenha durmak yetiyordu

Şair gibi yaşadım, kendi hayatımı yaşayamadım

Belki kendimi, belki hayatın sırrını, belki hiçliğin tadını

Belki birey olabilmenin kahredici yalnızlığını

Kim bilir belki de küçük avuntularla kendimi kandırıyor

Ya da kendime katlanmaya çalışıyordum

Belki de hızlı çeviriyordum sayfalarını ruhumun

Ve sonunda ben de kendime alıştım

 

Şarkılar mırıldanır vedalara tutunurdum

Beyhude olduğunu bile bile

Kelimelerin gurbetine düşerdim

Bazen küserdim kelimelere

Bazen şımartırdım onları

Arkadaşlığın lunapark gönlü konuşkandı

Saflığın çiçeği güzel ve derin kokardı

Asla somurtmazdı gecenin ışığı

Bahçeyi nasıl sevdiysem avluyu da öyle sevdim

Haddini bilmek konusunda üstüme yoktu

Fakat haddini bilmeyenlere en ağır cezaydı yokluğum

Yokluğun da bir fiyakası vardı çünkü

Ve bilirdi dostlarım bir heves çocuğu olduğumu

 

Sonra çok sıkılırdım yosun tutmuş hayatlardan

Ağzı nektar kokan hiç kimseydim, belki de çok kendimdim

Aşk suçu işliyordum durmadan ve dudağımda neşeli bir ıslık

Anılar nehri akıyordu şuramdan ve herkes düşlerine aşıktı

Kurmaca bir hayatım olmadı hiç

Bu yüzden mi roman yazamıyordum, bilmiyordum

Bilmemenin tadını çıkarırdım, sahilde bir imgeyle yürümenin

Yıldızlarla akraba olmanın tadı başkaydı

Kazanmak bana göre değildi, kaybedenlerdendim

Cömertti kalbim, nerede üşüyen bir ruh görse onu ısıtırdı

Tutkulu ve gönlü bol bir sabırsızdım

Hiçbir anıyı terk edemeyecek kadar vefa doluydu kalbim

Acırdı hep masum ve ıssız yanım

Hem panik hem atak bir sızıydım

Güzel bir şiir okuduğum zaman içim yanar ağlardım

Bir dostun iyilik dolu bakışıyla sarhoş olurdum

Sarhoşluk eskimeyen mesleğimdi benim

Rakı içmek teselliydi bana, şiir gibi

Meyhane bir gülümseme bahçesiydi benim için

Hayat bir başka kokuyordu incirin ve narın yanında

Türkülerin ve şarkıların yanında

Hayat hiç devrilmiyordu üzerime

Kinaye yok, öfke yok, kibir yoktu

Savrulmak vardı başka diyarlara

Gençliğin mavi sularına savrulmak vardı

 

Kaçıp kurtulamıyordum bana her şeyini veren

Elimden tutan, beni en derin maceralara götüren

Bana sadık, beni hiç aldatmayan İstanbul’dan

İstanbul su gibi bir rüyanın kardeşliğiyle akardı

Arkadaşlığın ülkesinde mahcup kalandım

Bir aşk tiryakisiydim kiraz kadınların bulutlarına sarılacak kadar

Yaz damlıyordu çakırkeyif gönlümden

Yalnızlığımın uykusuz komşusuydu İstanbul

Ve ben İstanbul’u kadehime koyar

Sonsuzluğu ve kendimi içerdim

 

Ten ve gül arasında kanatsız melekler üzgün

Kime inansam adresini terk ediyor

Kime inansam önce o öldürüyordu beni

Hayatı hep yeniden okumak çabasıyla demlenirdi

Şu benim şaşkın ruhum

Ve benim şu esrik ruhumu kim dansa kaldıracaktı

 

Hasret yontucusuydum

Ve el değmemiş bir sürgündüm sizdeki aşka

Şiirin bulutlarına çarpa çarpa koşardım

Kuşlara kadar yolum vardı, bilirdim

Ve son yazların iflah olmaz divane çocuğuydum

Eskimeyen bir efkarla yıkanırdı gövdem

Yaşsız bir masaldım, sıkılmanın altın çağını yaşardım

Mahsur kalırdım delirmiş bir yaranın içinde

Ne çabuk kirlenir ve çürürdü her şey

Hassas ve kırılgan, dalgın ve sevimli bir budalaydım

Her gün gül açardım korkudan

Defosuz hayatlardan ahşap rüyalar çıkarırdım kendime

Kendime bir su gibi akardım

Su düş görür, su acıkır, su sırrını açardı bana

Suyun kanatları ve aklı vardı

Suyun görgüsüyle emzirirdim kelimelerin ruhunu

Güz evinde oturur, güneş biriktirirdim kalbimin avlusunda

 

Bana hep yağmur armağan edildi

Koynumu ısıran hayal makasları bir de

 

ENGİN TURGUT

 

8 Yorum


Önerilen Yorumlar

enginar

Gönderi tarihi:

Sen yazmamışsın ama şiir bir çok şeyi ifade ediyor .Herkes kedine pay çıkaracak .Yazın için teşekkür.Bazen yazmak istesekte yazamıyoruz.Kafamızın içi o kadar dolu ki okuduğumu bile anlamadığım zamanlar oluyor.Bir daha okuyorum.Hele bu zamanda ,olaylar kimde kafa bıraktı.

odisseus

Gönderi tarihi:

Müzik çok güzel,konu ile de uyumlu ama yine de başlığı görür görmez benim aklıma:Almora_Su Masalı..Şarkısı gelmişti.

Radya

Gönderi tarihi:

Denizkızı,Enginar,Odiseus...Teşekkürler :flowers:

 

Nolur yağmur yağmasın artık,ben güneşi özledim çünkü :closedeyes:

bozan

Gönderi tarihi:

Çok sıradan bir yazı beğenmedim ben...yazı yazan iki şeyi unutmamalı..doğru kelimeler ve faklı cümle yapıları ile oluşturacağı ahenk...

Radya

Gönderi tarihi:

Çok sıradan bir yazı beğenmedim ben...yazı yazan iki şeyi unutmamalı..doğru kelimeler ve faklı cümle yapıları ile oluşturacağı ahenk...

 

Bence içinden geldiği gibi satırlara bırakılıvermiş kelimeler...Hiç hesapsız...

 

Ben de bunu seviyorum işte :)

mavi olmayan gökyüzü

Gönderi tarihi:

Sevgili Ablam,

 

Bir ajandam vardı.İçimden geçen herşeyi karalardım.Kimseler okumazdı,bie ben okurdum kendimi.Sonra...o ajandamı kaybettim.

 

Şimdi kalemi aldığımda elime sadece elime aldığım kağıda bakakalıyorum...sadece ajanda mı kaybetmemişim ben düşünmeyi de unutmuşum kaybederken...

 

sevgiler.

godzilla

Gönderi tarihi:

bozan beğenmemiş yaaa :(

 

valla olabilir bakış açısı tabii ki..siz bir edebiyat eleştirmeni olarak baktıysanızzz bilemeyükk

 

ama iyi işte yazan kişi duygu fırtınasına kapılmış (engin turgut için diyorum)

 

bir de 500. ileti benim oldu ihihihihiihih

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.