İDARE LAMBASIMIYIM BEN ANNEEE
Farkındamısın,çok hırçınsın...biraz sakin ol!
Bayramda bu eleştiriyi birkaç kişiden aldım ben.Biri annemdi...
-Kızım sen çok hırçın oldun farkındamısın?
İnanmaz gözlerle baktım anneme,sonrada gülümsedim hiçbir şey söylemeden.O gülüşümün ardında ki haykırışları kendime sakladım.
Senin hiç hayat üzerine üzerine gelmedi mi anne? Boğazının görülmez eller tarafından sıkıldığını hissetmedin mi?Eleştireceğine bunun nedenlerini sorgulasan!Ama tabi benim asabi olmak için mazeretim olamaz değil mi?
Yıllarca bana öğrettiğin gibi ,sakin olmalıyım,idare eden, alttan alan olmalıyım değil mi anne?
-Amannnn kızım sen kardeşine uyma,sen ablasın idare et lütfen.
-Sakın ola eşine zıt gitme,bak sizin için çalışıyor,yoruluyor,dışarı da binbir insanla uğraşıyor, bir de eve gelince sen dır dır etme!
-Yarene kızma ergenlik çağında!
-Teyzene darılma menapozda!
-Baban desen antropozda!
-Hele kuzenine hiç kırılma, bunalımda!
-Kayınvalideni duyma,yaşlılıktan ne dediğini bilmiyor artık!
-Tıka kulaklarını tıka,üç maymunu oyna hep...
Anneeeeeeeeeee peki ya bennnnnnnnnn???
ELİF ŞAFAK'TAN BİR ALINTI
"kadınlar için on derste idarecilik yeteneği el kılavuzu"nu açıp baktığınızda, şöyle bir açıklama görürsünüz "idare etmek" fiilinin karşısında:
İdare etmek: en bedbaht durumlarda dahi sabredip sineye çekerek, en çetin çatışmaları dahi en az hasarla atlatarak, ŞİMDİ ye değil, GELECEK e odaklanarak vaziyeti kurtarma, yuvayı koruma becerisi...
Kelimelerin kancaları hayatımın akışına takıldı, hayatımın akışı ilişkilere bakışıma. Çuvalladığım çuvallattığım her ilişkide baktım ki, sorun biraz da bende, yani bendeki temel bir bilgi eksikliğinde. Çünkü ben "idareci" değil, "idare-etmeyici" bir annenin tezgahından yetişmişim hayata. Ne de olsa, kocalarını dolaylı dolambaçlı yollardan ince ince idare etmektense, fuzuli ve hayali bir geleceğin hatırına bugünlerini heba etmektense boşanmayı tercih eden, ve gerekirse yalnız-güvencesiz kalmayı göze alan birtakım acaip kadınlar da var bu toplumda. Ve bu kadınların ekseriyetle tek başlarına büyüttükleri kızlar, ne "baba nasıl idare edilir?" kılavuzundan haberdardır, ne de "peki koca niçin idare edilmelidir?" sorusuna anlamlı bir cevap bulmayı becerebilirler.
Hani bir laf vardı, "idare ede ede idare lambalarına döndük" diye. Vaziyeti, evliliği, yuvayı, babayı, kocayı ve derken bütün bir hayatı idare ede ede eriten, eritirken kendini de tüketen kadınlar vardır bir de. Sanırım hâlâ varlar yakınlarda bir yerlerde...
Elif Şafak
Eylül 2002
5 Yorum
Önerilen Yorumlar