“Evvel zaman içinde, bir şarap testisiyle, şarap dost olmuşlar. Şarap testisi şarabı tutarmış bağrında, demlendirirmiş. Şarap da bu sıcak yuvadan memnun söyleşir, ele güne minnet etmeden mutlu mesut gün geçirirlermiş. Sonra bir gün afacan bir çocuk şişeye küçük bir taş atmış. Taş küçükmüş ama öyle bir yerden öyle bir nokta atışı yapmış ki çocuk, testi çatlayıvermiş. Testi çatlayınca, şaraba, artık kendine başka yuva bul, benimle kalırsan ziyan olur gidersin demiş, sırf ona olan merhamet ve sevgi
Durmadan kabaran bir şeyler vardı etrafımızda; ama biz susuyorduk...Endişeyle izliyordum onu...İçindeki huzuru yitirmişti. Yıllardır tanıdığım, sürekli içimde taşıdığım bu kadın hakkındaki düşüncelerimin acımasızlığı şaşırttı beni.
Susuyorduk gene...
“Onun bedeni bir tımarhane
İçinde çok işçi, deli ve çalışkan!
Onun bedeni bir kule
İçinde çok basamak, karanlık ve nemli.
Güldürerek çıkarır merdivenlerden,
Ağlatarak indirir aşağı!
Onun bedeni bir küre
Yüzeyi çok giz, parlak ve ak
Önce doğdum elbette.
Bir gül yüzlü ananın kucağına hem de
Adıma bin bir isimden birini vermişler
Büyürken ismine aşina oluyor insan
Manasıyla yoğruluyor isminin
Okullar, parklar, sokak araları
Git gel bitmeyen yollar
Ufacık adımların büyüyeceği günlere değin
Bir hayalden bir diğerine gidip geldim
Anam öğretmen, babam doktor olmamı istedi
Ben ne olacağıma karar bile veremeden
Bir sistem vardı yaşanılan
Ve bu sistemdi bizi biçimlendiren
İsteni
İngiltere Kraliçesi'ne dev bir inci hediye edilmiş. Kraliçe taca takılmayacak kadar büyük bu incinin delinerek, tahtın arkasına asılmasını istemiş. Ancak İngiltere'deki bütün kuyumcular, böyle nadir bir inciyi delerken kırılmasından korkarak bu işe yanaşmamışlar. İnci, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkenin kuyumcularına götürülmüş ama hepsi de aynı gerekçeyi ileri sürüp inciyi delmeye yanaşmamışlar. Neden sonra bir deniz subayı İstanbul'da Kapalıçarşı'da bu işi yapabilecek nitelikte ustaların
A quoi ca sert l'amour
aDOiWOlltzI
Kadın>>neye yarar aşk?
sürekli anlatılır,
saçma sapan hikayeler
neye yarar sevmek?
Erkek>>aşk açıklanmaz,
öyle bir şeydir.
kimse bilmez nereden gelir
bir anda alır götürür sizi
Kadın>>ben, duydum ki
aşk acıtıyormuş
aşk ağlatıyormuş
neye yarar ki sevmek?
Erkek>>aşk neye mi ya
Özgürlüğün Resmi
Küçük kızın babası İspanya`nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu.
Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.
Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.
Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...
Çok üzülmüştü küçük kı
Resim:Gürbüz Doğan Ekşioğlu
Bir Zen ustasına müritlerinden biri yaklaşmış; “Usta, ben çok mutsuzum, mutsuzluğuma bir çare bul!” demiş.
Usta, adamın gözlerinin içine bakarak, “Çok mu mutsuzsun? Senden daha mutsuz biri olamaz mı yeryüzünde?” diye sormuş. “Şey, olabilir” diye yanıt vermiş mürit. “İyi öyleyse” demiş usta. “Git, senden daha mutsuz bir kişiyi bul, ona yardım et, mutlu olduğunu göreceksin.”
Ustanın önerisinin doğru olduğunu anlamak için bir kez bile denemek yeter. Herkes
Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkân yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, “Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir faren
TABİ YAA!!!
ELBETTE " ŞEYTANIN FISILTISI"DIR AŞK
İŞTE BU YÜZDEN NEREDE BİR AŞIK YÜREK GÖRSE
MELEKLER DUAYA ÇIKAR
ÜZÜLÜR GÖZYAŞI DÖKERLER ONUN İÇİN
SONRA DA O GÖZYAŞLARI YAĞMUR OLUR AKAR
GÖKTEN AŞIĞIN TA İÇİNE...
-----------------------------------------
GECELERİ UYANIP BAĞIRA BAĞIRA
ORTALIĞA KÜFÜRLER SAVURAN BİRİNİ TANIDIM.
KÜFÜRLERLE YIKIYORMUŞ MEĞER
KİRLENMİŞ RUHUNU!
BİR KERESİNDE;
KİME DEDİM BU KÜFÜRLER?
"NEFSİME" DEDİ BANA.
gecenin en sessiz saatinde yarı dalmışken yedi benliğim birlikte oturup fısıltıyla tartışmaya başladılar:
ilk benlik:
bütün bu yıllar boyunca burada bu delinin içinde günlerle onun acısını yenileyip gecelerle kederini tekrar oluşturmak dışında hiçbir şey yapmadan oturdum;artık bu yükü daha fazla taşıyamayacağım ve baş kaldırıyorum..
ikinci benlik:
sen benden daha şanslısın kardeşim;çünkü bana bu delinin neşeli benliği olmak düştü.onun kahkahalarıyla güler,mutlu saatlerinde şarkı söylerim ve
Sizin hiç gülüşünüz dondu mu yüzünüzde?
Birden ayaza tutulmuş gibi
üşüdümü yüreğiniz? Sevinciniz
kursağınız da kalıp
tıkadı mı nefesinizi? Üstelik!
o nefesi almaya hiç uğraşmadığınızı
farkettiniz mi şaşkınlıkla!
Görmediğiniz ama hissettiğiniz,
soğuk bir bakış, gözünüzde ki
ışığı söndürdü mü?
Alev alev yanarlarken
birden, sağanak bir yağmur bulutu
kapladı mı onları?
Sert bir rüzgar misali, söylenmiş sözler
suratınıza çarptımı tokat gibi?
Pollyanna'ya Mektuplar
IV.
Muhabbet kuşumuz öldü
Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak
Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman
Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna
Uyumadığım gecelerin sabahında
Göz altlarımdan mor çocuklar doğardı
Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları
Fırtınada ters çevrilen şemsiyelere benzerdi
Duaya açılan avuçlarım
Avuçlarıma kar yağardı
Kimi zaman tipi...
Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.
Bi
Kızıyorum
Yastığımın altında büyüttüğüm
-düşlerime kızıyorum
Yazdıkları cümleleri ben sildikçe inatla tekrar yazan
-ellerime kızıyorum
Ben susuz bıraktıkça,ısrarla tekrar tekrar açan
-içimdeki sevgi çiçeklerine kızıyorum
Sol yanımda heyecanla çırpınan kuşa
yanaklarımı al al yapan,damarlarımda ki serseri kana
Gecenin bir yarısı yarıya bölünen uykularıma
Bitmez karanlığa aldırmadan,kararlı adımlarla
-yüreyen ayaklarıma kızıyorum
her ağladığımda gözy
Aaaaaaaaaaaaaaa dellendırmeyin beni uleynnn kaç kere deyecez herkes işine baksın deye haaa? (Sinirimde geçti gerçi ben buraya gelene kadar ya neyse artıkın )
Ne alaka mı böölee sokak ağzınnan yazıyom? Aaaay saçlarımı yolasım geldi nassı bilmezsiniz yaww!!.
Pek bi farklı, pek bi özel olmak için şimdi böyle yazmak moda cancağazımm.
Şimdi siz bana bi sorun hele bakayım;
"Sen hangi çiçeksin cancağazımm?" deyin... La deyin hadi!!!
Hangisi miyim?
Küstüm çiçeği, herkese, herşey
Papua Yeni Gine'de, 20 yıldır süren kabile savaşlarına son verebilmek için anneler 10 yıldır yeni doğan erkek çocuklarını öldürüyor.
Papua Yeni Gine'de yaşayan iki kabilenin kadınları şu anda süren savaşı sona erdirmek için inanılması güç bir çare buldu. Her anne doğan erkek bebeğini anında öldürüyor.
İki kabile arasında barışı sağlamak için çaba harcayan Rona Luke adlı kadın, 10 yıldır erkek çocuklarını öldüren annelerin durumunu şöyle açıklıyor: "Minik bebekler büyüdüklerinde önce erk
Deli olmak lazım belki
yarım akıllı deselerde gülmek herseye...
Kırmak lazım bazen zincirlerı
önünü ardını düşünmeden.
hani deli cesaretı derler ya
işte öyle cesur olmak belki de
mangal gibi yürekli olmak lazım yani...
varını yoğunu tüm paranı
ortaya koyup bir kibrik çakmak,
ve ardına bile bakmadan daga tasa vurabılmelı belkıde
Özgürce haykırmak lazım belki
en masum kelimeleri korkup yutmak yerıne...
Bir Merhaba için bile, yürekli olmak belki de