Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

delikızın türküsü

  • başlık
    43
  • yorum
    74
  • görüntü
    67.882

Bu blog hakkında

bir yolcuyum ben yerim yoktur bana ait…

Bu blogdaki başlıklar

...

http://www.dailymotion.com/video/x9e0no_fikret-kyzylok-bir-harmanym-bu-akya_music

delifırtına

delifırtına

Şarap Testisine

“Evvel zaman içinde, bir şarap testisiyle, şarap dost olmuşlar. Şarap testisi şarabı tutarmış bağrında, demlendirirmiş. Şarap da bu sıcak yuvadan memnun söyleşir, ele güne minnet etmeden mutlu mesut gün geçirirlermiş. Sonra bir gün afacan bir çocuk şişeye küçük bir taş atmış. Taş küçükmüş ama öyle bir yerden öyle bir nokta atışı yapmış ki çocuk, testi çatlayıvermiş. Testi çatlayınca, şaraba, artık kendine başka yuva bul, benimle kalırsan ziyan olur gidersin demiş, sırf ona olan merhamet ve sevgi

delifırtına

delifırtına

Beni İçinden Kovan Kadına

Durmadan kabaran bir şeyler vardı etrafımızda; ama biz susuyorduk...Endişeyle izliyordum onu...İçindeki huzuru yitirmişti. Yıllardır tanıdığım, sürekli içimde taşıdığım bu kadın hakkındaki düşüncelerimin acımasızlığı şaşırttı beni. Susuyorduk gene...   “Onun bedeni bir tımarhane İçinde çok işçi, deli ve çalışkan!   Onun bedeni bir kule İçinde çok basamak, karanlık ve nemli. Güldürerek çıkarır merdivenlerden, Ağlatarak indirir aşağı!   Onun bedeni bir küre Yüzeyi çok giz, parlak ve ak

delifırtına

delifırtına

Yazık Ettim Kendime

Önce doğdum elbette.   Bir gül yüzlü ananın kucağına hem de   Adıma bin bir isimden birini vermişler   Büyürken ismine aşina oluyor insan   Manasıyla yoğruluyor isminin   Okullar, parklar, sokak araları   Git gel bitmeyen yollar   Ufacık adımların büyüyeceği günlere değin   Bir hayalden bir diğerine gidip geldim     Anam öğretmen, babam doktor olmamı istedi   Ben ne olacağıma karar bile veremeden   Bir sistem vardı yaşanılan   Ve bu sistemdi bizi biçimlendiren   İsteni

delifırtına

delifırtına

Haddini Bilmek..!

İngiltere Kraliçesi'ne dev bir inci hediye edilmiş. Kraliçe taca takılmayacak kadar büyük bu incinin delinerek, tahtın arkasına asılmasını istemiş. Ancak İngiltere'deki bütün kuyumcular, böyle nadir bir inciyi delerken kırılmasından korkarak bu işe yanaşmamışlar. İnci, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkenin kuyumcularına götürülmüş ama hepsi de aynı gerekçeyi ileri sürüp inciyi delmeye yanaşmamışlar. Neden sonra bir deniz subayı İstanbul'da Kapalıçarşı'da bu işi yapabilecek nitelikte ustaların

delifırtına

delifırtına

Deseler de İnanma...:))

A quoi ca sert l'amour   aDOiWOlltzI         Kadın>>neye yarar aşk? sürekli anlatılır, saçma sapan hikayeler neye yarar sevmek?   Erkek>>aşk açıklanmaz, öyle bir şeydir. kimse bilmez nereden gelir bir anda alır götürür sizi   Kadın>>ben, duydum ki aşk acıtıyormuş aşk ağlatıyormuş neye yarar ki sevmek? Erkek>>aşk neye mi ya

delifırtına

delifırtına

Hşşşt

Özgürlüğün Resmi   Küçük kızın babası İspanya`nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.   Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.   Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...   Çok üzülmüştü küçük kı

delifırtına

delifırtına

Yaşam Denen Okul

Resim:Gürbüz Doğan Ekşioğlu   Bir Zen ustasına müritlerinden biri yaklaşmış; “Usta, ben çok mutsuzum, mutsuzluğuma bir çare bul!” demiş.   Usta, adamın gözlerinin içine bakarak, “Çok mu mutsuzsun? Senden daha mutsuz biri olamaz mı yeryüzünde?” diye sormuş. “Şey, olabilir” diye yanıt vermiş mürit. “İyi öyleyse” demiş usta. “Git, senden daha mutsuz bir kişiyi bul, ona yardım et, mutlu olduğunu göreceksin.”   Ustanın önerisinin doğru olduğunu anlamak için bir kez bile denemek yeter. Herkes

delifırtına

delifırtına

Bir Hint Masalı..

Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkân yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, “Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir faren

delifırtına

delifırtına

Şeytanın Fısıltısı

TABİ YAA!!!   ELBETTE " ŞEYTANIN FISILTISI"DIR AŞK   İŞTE BU YÜZDEN NEREDE BİR AŞIK YÜREK GÖRSE   MELEKLER DUAYA ÇIKAR   ÜZÜLÜR GÖZYAŞI DÖKERLER ONUN İÇİN   SONRA DA O GÖZYAŞLARI YAĞMUR OLUR AKAR   GÖKTEN AŞIĞIN TA İÇİNE...     -----------------------------------------     GECELERİ UYANIP BAĞIRA BAĞIRA   ORTALIĞA KÜFÜRLER SAVURAN BİRİNİ TANIDIM.   KÜFÜRLERLE YIKIYORMUŞ MEĞER   KİRLENMİŞ RUHUNU!   BİR KERESİNDE;   KİME DEDİM BU KÜFÜRLER?   "NEFSİME" DEDİ BANA.  

delifırtına

delifırtına

Yedi (ben)lik

gecenin en sessiz saatinde yarı dalmışken yedi benliğim birlikte oturup fısıltıyla tartışmaya başladılar: ilk benlik: bütün bu yıllar boyunca burada bu delinin içinde günlerle onun acısını yenileyip gecelerle kederini tekrar oluşturmak dışında hiçbir şey yapmadan oturdum;artık bu yükü daha fazla taşıyamayacağım ve baş kaldırıyorum.. ikinci benlik: sen benden daha şanslısın kardeşim;çünkü bana bu delinin neşeli benliği olmak düştü.onun kahkahalarıyla güler,mutlu saatlerinde şarkı söylerim ve

delifırtına

delifırtına

Görmesen de,duymasan da...!

Sizin hiç gülüşünüz dondu mu yüzünüzde?   Birden ayaza tutulmuş gibi   üşüdümü yüreğiniz? Sevinciniz   kursağınız da kalıp   tıkadı mı nefesinizi? Üstelik!   o nefesi almaya hiç uğraşmadığınızı   farkettiniz mi şaşkınlıkla!   Görmediğiniz ama hissettiğiniz,   soğuk bir bakış, gözünüzde ki   ışığı söndürdü mü?   Alev alev yanarlarken   birden, sağanak bir yağmur bulutu   kapladı mı onları?   Sert bir rüzgar misali, söylenmiş sözler   suratınıza çarptımı tokat gibi?

delifırtına

delifırtına

Pollyanna'ya

Pollyanna'ya Mektuplar   IV.   Muhabbet kuşumuz öldü Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman Acıyı hangi dile tercüme etsek şimdi yalan olur Pollyanna   Uyumadığım gecelerin sabahında Göz altlarımdan mor çocuklar doğardı Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları Fırtınada ters çevrilen şemsiyelere benzerdi Duaya açılan avuçlarım Avuçlarıma kar yağardı Kimi zaman tipi... Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım. Bi

delifırtına

delifırtına

Kızıyorum...

Kızıyorum   Yastığımın altında büyüttüğüm   -düşlerime kızıyorum   Yazdıkları cümleleri ben sildikçe inatla tekrar yazan   -ellerime kızıyorum   Ben susuz bıraktıkça,ısrarla tekrar tekrar açan   -içimdeki sevgi çiçeklerine kızıyorum   Sol yanımda heyecanla çırpınan kuşa   yanaklarımı al al yapan,damarlarımda ki serseri kana   Gecenin bir yarısı yarıya bölünen uykularıma   Bitmez karanlığa aldırmadan,kararlı adımlarla   -yüreyen ayaklarıma kızıyorum   her ağladığımda gözy

delifırtına

delifırtına

Fırtına delirirse

Aaaaaaaaaaaaaaa dellendırmeyin beni uleynnn kaç kere deyecez herkes işine baksın deye haaa? (Sinirimde geçti gerçi ben buraya gelene kadar ya neyse artıkın )   Ne alaka mı böölee sokak ağzınnan yazıyom? Aaaay saçlarımı yolasım geldi nassı bilmezsiniz yaww!!.   Pek bi farklı, pek bi özel olmak için şimdi böyle yazmak moda cancağazımm.   Şimdi siz bana bi sorun hele bakayım; "Sen hangi çiçeksin cancağazımm?" deyin... La deyin hadi!!!   Hangisi miyim?   Küstüm çiçeği, herkese, herşey

delifırtına

delifırtına

Herşey Barış İçin...

Papua Yeni Gine'de, 20 yıldır süren kabile savaşlarına son verebilmek için anneler 10 yıldır yeni doğan erkek çocuklarını öldürüyor.   Papua Yeni Gine'de yaşayan iki kabilenin kadınları şu anda süren savaşı sona erdirmek için inanılması güç bir çare buldu. Her anne doğan erkek bebeğini anında öldürüyor.   İki kabile arasında barışı sağlamak için çaba harcayan Rona Luke adlı kadın, 10 yıldır erkek çocuklarını öldüren annelerin durumunu şöyle açıklıyor: "Minik bebekler büyüdüklerinde önce erk

delifırtına

delifırtına

Belki de...

Deli olmak lazım belki   yarım akıllı deselerde gülmek herseye...   Kırmak lazım bazen zincirlerı   önünü ardını düşünmeden.   hani deli cesaretı derler ya   işte öyle cesur olmak belki de   mangal gibi yürekli olmak lazım yani...   varını yoğunu tüm paranı   ortaya koyup bir kibrik çakmak,   ve ardına bile bakmadan daga tasa vurabılmelı belkıde   Özgürce haykırmak lazım belki   en masum kelimeleri korkup yutmak yerıne...   Bir Merhaba için bile, yürekli olmak belki de

delifırtına

delifırtına

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.