Zıplanacak içerik
Blog gönderen: harmony - Şurada: Genel
  • Başlık

    75
  • Yorum

    4
  • Görüntü

    61.368

Bu blog hakkında

Umutlar..

Bu blogdaki başlıklar

AŞK ve ÖZGÜR İRADE   Aşk, Yüce bir kavramdır. Ama ne yazık ki, insanlarca henüz kavra- namamıştır. Aşk'ın anlaşılamaması ya da Yanlış anlaşılması, toplumu o- luşturan bireylerin, aşk'a hatalı yaklaşımlarından kaynaklanmaktadır. Aşk'ı sadece kadın ve erkeğin arasındaki duygu yoğunluğu ile kı- sıtlamak, onu cendereye sokmaktır. Kadın ve erkek arasındaki aşk, aşk basamaklarından sadece biridir ve önemli bir basamakdır. Fakat bu ö- nemli basamak da yanlış anlamaların ve dejenerasyon
  • harmony
Yüzünü alıyorum elime yaşam budur , Bir gülün akşamı da budur Seninle doğmak yeryüzüne her sabah Ve silinmek seninle. Sen yollara yürürsen , çiçekler de yürür, şaşarım gülüşünün ardından güneş doğmazsa, Bir çocuk kapılari kırıp kırlara koşmazsa, Sen ufuk çizgisinin düşüncesiyle özgür, Gülüşü ışık olup da yüzüme akan düş, Sen uzak kıyıların denizkızı, Sen benim yüreğimde açan gülsün..   Benim sevgim, zaman ve uzaklıkla sınırlı değildir. Zamanı kaldırınca aynı andayız. Uzaklığı ka
Gizlice seviyorum seni Kimse bilmesin,duymasın Yüreğimde saklıyorum seni Sen bile bilmiyorsun.   Yüreğim yansada alevler içinde Ağlasamda seni her düşündüğümde Kaybolsam bile kadehler içinde Ben seni gizlice seviyorum.   Açıklarda bir gemiye benziyorum Binlerce balığın benden haberi yok Denizlerin içinde kayboluyorum Denizin bile benden haberi yok. Gizlice seviyorum seni   Tarifi imkansız duygular içinde Sen gözlerimin içinde,her baktığım yerde Yolum hep çıkmazlarda hikayem yal
Bu günlerine bakıp sakın ola aldanma İçine çaresizlik çökünce beni düşün! Aynalara bakarken güleceğini sanma İntizarım boynunu bükünce beni düşün!   Kaybolan umutlar da yıkılan hayallerde Yaradan'a sığınan açtığın bu ellerde Bedenimde günahın dolanırken dillerde Gözlerin kanlı yaşı dökünce beni düşün!   Bak şimdi gözünde yaş sözünde bin pişmanlık Düşün şöyle maziyi nerde kaldı düşmanlık Hani hep söylenir ya ömür ise bir anlık Dilin yürekten bir of çekince beni düşün!
Bir tıkınmayı bir de ıkınmayı biliriz,   nerede duygu, nerede sevgi bilinmez...   Hayat öyle bir yazı yazmış ki alnımıza,   kezzapla da silsen silinmez...   Arada bir kaç insan çıkar, istisna da olsa.   Belki onlar da sapıtırdı, cepleri para dolsa...
Şükran duymak da bir yaklaşım tarzıdır ve bizim müteşekkir olacak o denli çok şeyimiz var ki...   Loise Redden isimli çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle bir manava girer. Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.   John Longhouse isimli manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terketmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçların
  • harmony
Onlarsa daha çok arayacaklardı. Bu huzursuzluk, güvensizlik ondandı. Herkes ayaklarını yere basabildiği ölçüde mutlu olabilirdi anneme göre. Geleceğin bu denli belirsiz oluşu da, ayakları o sağlam yerden uzakta koyardı. Önündeki yemeğe hışımla uzanıp herkesten çok yeme çabasında bir koca gövde. Büyük ağabeyim. Canlı, atak. Cesur yüreği kavgadan uzak koymazdı onu. Güçlü kolları taşı iyi yontardı ama ona güzelliğini verecek sabır yoktu yüreğinde. Bir gün geldi, asker olacağını söyledi. Orduya ka
Kombucha(Kombu çayı); çok eski zamanlardan kalmış olmakla birlikte,son teknolojiler kadar da moderndir ve yüzyıllardan beri, saç kaybından, sağlık kaybına kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılmış ve başarılı sonuçlar vermiştir. Kombucha, son zamanlarda medyanın da, dikkatini çekmiştir. Bazıları onu, sağlıkla ilgili son çılgınlık diye tanımlarken, bazıları yıllarca deneyip, sonuçları alınana kadar tedbirli davranmayı tercih ettiler. Ancak, bir avuç insan, Kombucha'nın insanlık tarihinde, ö
USTA'NIN HİKAYESİ...   Kulaklarımda keskinin taşa vuruş sesleri. Yüzlerce keskinin yüzlerce taşı işleyişinin sesleriyle her günkü gibi bir gün. Ustalarım harıl harıl ortalığı toza buluyorlar. Bir gün o toz kalkacak ve tanrıların lütfuyla onlara armağan olacak olan benim ellerimin çizdiği kutsal yapı çıkacak ortaya. Ben bu cesareti nereden buldum ? Kutsal olana kutsal armağanlar sunma cesaretini; yaratma cesaretini... Kızgın güneşin altında, toz bulutları arasında birbirleri üzerine eğilmiş
KUDS...   Kuds; birleşim noktası. Başlangıcı ve bitişi dünyanın. Kutsal olanın dünyaya sunulduğu, kutsal olanın bekçilerinden gizlendiği nokta. Bu kristal, dünyanın bereketli toprağı üzerinde durur, geldiği yerde... İşlenmemiştir, Belkıs'ın göğsünü süsleyen elmas gibi. İşlenmesine gerek yoktur. Işığı içindedir onun. Gücü, dünyanın gücüdür. Üzerinde, onu hazırlayıp oraya diken ellerin sadakatini, sevgisini taşır ona bakana. Aslında kararmamıştır. Yalnızca bakan gözlerin sadakatsizliğinden
BELKIS'IN MEZAR ODASI...   Siyah parlak bir taştan bütün mezar. Obsidiyen; ayna-taş. Öyle siyah ve öyle parlaktır ki; Belkıs'ın güzelliği sonsuza dek yansıyacak buradan ışık olup yeryüzüne. Mezarın üzerinde Belkıs'ın kutsal vücudunun kabartması var. Kutsal, çünkü o varlığın en güzel simgesiydi. Kendini öyle yarattı. Burada ondan başka hiç süs yok. Odanın hemen dışında, yukarı çıkan merdivenler var. Aynı taştan. Her birinin basamağında yaşamın, maddenin simgeleri kazınmış. Üzerlerine basmad
YAŞAMIN İLK ŞARKISI...   Süleyman dedi ki Usta'ya: “Buraya yaşamı işledin sen, her işarete. Burada her canlının yaşamı ve ölümü, varoluşu ve yokoluşu var. Ondan da ötede; burada varlık ve yokluk var. Kutup var. Kutupsuzluk var. Şimdi sana bunları anlatacağım, sen de işleyeceksin taşlara; sonsuza dek orada kalabileceklermiş gibi. Ve ben diyorum ki sen, ey ustam, bitirdiğinde, nasıl şimdi sen benim önümde eğiliyorsan öyle eğileceğim önünde. Çünkü benim sana anlatıp yaşayamadıklarımı sen anl
Zamanla zamansızlığın birleşimidir Süleyman Tapınağı. Yerin, denizlerin ve göklerin birleştiği noktadır. Her şeyin birleşip göğe yükseldiği noktadır. Yerlerle göklerin ayrı olmadığının bu dünya üzerinde bile yaşandığı noktadır. Güneşin yüzlerinden biridir Süleyman. Belkıs, ayın yüzlerinden biri. Güneş, Süleyman'ın bir yüzüdür, Ay , Belkıs'ın bir yüzü. Güneşle Ayın tapınağıdır Süleyman Tapınağı. Güneşle Ayın birbirine kavuştuğu ancak yine de hep ayrı kalacaklarını bildikleri o noktadır. Usta,
Gözlerimi kapamış oturuyorum halımın üzerinde. Taşı işleyen keski seslerini dinliyorum. Diyorum ki ustalara; vücut, insan vücudu kutsaldır. Kutsal şeyleri barındırır. Bu yüzden kutsaldır tapınaklar. Kutsal şeyler barındırırlar ve insan vücudunu yinelerler. Şeklini ya da oranlarını. Vücudun kalbi sarmaladığı, ruhun zırhı olduğu gibi. Ve kutsal yerlere ancak onu bilen ulaşabilir. Kalbin sesini bilen, o sesi dinleyen ulaşır. Duymak için kalbin yanında olmak gerekmez. Yapı, o sesi dışarıya en m
1957 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olup ihtisas yapmak üzere ABD'ye giden doktor Ömer Musluoğlu görev yaptığı hastahanede başından geçen çok enteresan bir hadiseyi şöyle anlatıyor: "Amerika 'ya gittiğim ilk yıllar ( 1957) lisanım pek o kadar iyi değil. Newyork'da Medical Center Hospital adlı bir hastahanede görev almıştım. Fakat vazifem kan almak, kan vermek, serum takmak, elektro kardiyografi çekmek gibi işler.. Hastaya o kadar önem veriyorlar ki yeni doktorlar hemen direk olarak
Microsoft şirketinde, temizlikçi olarak işe kabul edilen bir kişiye, şirket yetkilisi, giriş işlemleri için birkaç belge getirmesi gerektiğini söyler. ?Bana e-posta adresinizi veriniz ki? der, ?Ben de size, getirmeniz gereken belgelerin listesini göndereyim.?   Temizlikçi adayı, boynunu büker, ?Benim e-posta adresim yok, efendim? der, ?Çünkü henüz bir bilgisayarım bile yok.? Microsoft yetkilisi bu yanıttan hiç memnun kalmaz, ?Bir e-posta adresiniz olmadığına göre, ben de sizi, yaşayan bir kişi
1. "Keşke" sözcüğü yerine "bir dahaki sefere" demeyi dene!     2. "Özür dilerim" derken karşındakinin gözünün içine bak.   3. "Seni seviyorum" derken inanarak söyle.   4. Allaha güven - ama arabanı kilitle.   5. Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.   6. Anne ve babanın kahkahalarını banda kaydet!     7. Anneni say, sev, ara.   8. Arkadaşlarına borç verirken ihtiyatlı davran, ikisini de kaybedebilirsin!     9. Asla başkalarının hayalleriyle dalga geçme.   10. Asla birilerini
Gözlerini açmak için büyük mücadele etmesine rağmen henüz gözlerini açamıyordu. Nerede olduğunu ve kendini görmek istiyordu. Vücudu yeni şekillenmiş, artık bir bebeğe benzemeye başlamıştı. O dünyaya gelmeye hazırlanan, annesinin karnında mutlu mesut büyüyen bir cenindi. Kızdı ve isminin ne olacağını çok merak ediyordu. Arada bir ellerini hareket ettiriyor, bacaklarıyla neler yapabileceğini hesap etmeye çalışıyordu. En çok içinde bulunduğu yeri merak ediyordu. Kimi zaman sesler duyuyor, kulak kab
İnsanlar tekamül etmek için tekrar doğarlar. Ruh bütün evrenlere dağılmış olan Tanrı Kanunlarını, insan bedenini kullanarak araştırır ve öğrenmeye çalışır. Fakat bu bilgi tek bir hayat içerisinde elde edilemez, çünkü bilgi sonsuzdur. Ruhlar, evrenin her yerinde tekrar tekrar doğarlar. Her tekrar doğuşunda biraz daha bilgi ve tecrübe kazanarak yükselirler. Gerileme yoktur, yani insan gene insan olarak doğar; ceza olsun diye bitki ya da hayvan bedeninde doğmaz. Ruh, insan değildir; ruh, bitki ya d
Bir zamanlar birlikte yaşayan ve küçük bir toprak parçasını yine birlikte ekip biçen baba-oğul vardı. Yılda birkaç defa yetiştirdikleri sebzeleri satmak üzere bir öküzün çektiği arabalarına yüklerler ve en yakındaki şehre giderlerdi, isimleri ve üzerinde yaşadıkları toprak parçası dışında, baba ve oğlun paylaştığı hemen birşey yoktu. Birbirlerinin tam tersi yaratılıştaydılar. Baba ne kadar sakin ve ağır kanlıysa, delikanlı o kadar aceleci ve hırslı bir mizaçtaydı.   Işıl ışıl bir günün ilk saa
Edgar Cayce(1877-1945) bir medyum, bir şifacı olarak yaşadığı dönemlerde ün kazanmıştı. Özellikle çok uzaklarda bulunan ve hiç görmediği kişiler ile bir telefon konuşmasıyla, bulunduğu mekan, ruhsal durumu ve sağlığı konusunda yüzde yüze varan oranlarda doğru tahminlerde bulunmasıyla dikkatleri çekmişti. Cayce uzaktan şifa verme ve geleceği görme konularında da resmi olarak ispatlanmış pekçok deneye katılmıştı. Fakat Cayce asıl ününü okuma olarak nitelendirilen ve kişilerin geçmiş yaşa
Aşıklar sadece daha iyiyi umut etmeyi değil, onu yapmak için çaba göstermeyi de öğrenirler. Aşkı sıradan şeylerin tutsağı yapmak, onun tutkusunu almak ve onu sonsuza kadar yitirmek demektir.   Gerçek sevgi, kimin daha kârlı çıkacağını düşünmeden bir insana vermeyi düşünmektir.   Engellere üzerinden aşılacak fırsatlar olarak bakarsak sadece çözüm bulmakla kalmayız, kendimizin genel sorun çözme yeteneklerimizi de artırırız.   Sevgi yetişmek için en verimli toprağı sun
  • harmony
Yaşlı adam, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar. Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler.   Yaşlı adam huzursuzlanmış, 'acelesi oldugunu ve röntgen çektirmek için beklemek istemediğini' söylemiş. Hemşireler
  • harmony
Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını. Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp,dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu. Sonra nehre verdi su sırlarını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. Dere biraz daha yavaş olsada nehirden , o da götürdü suyun sırlarını bir başka bilinm
  • harmony

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.