Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

philosophialoren

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1
  • Katılım

  • Son Ziyaret

philosophialoren Hakkında

  • Doğum Günü 08-04-1985

Diğer Bilgiler

philosophialoren - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde
  • İçerik Başlatan

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  2. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  3. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  4. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  5. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  6. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  7. philosophialoren doğum gününüz kutlu olsun!

  8. Evet yazılanları takib ettiğim kadarıyla bir tarafta tanrıyı (yaratıcı fikrini) inkar eden ve tanrının sorgulanmasını dinin sorgulanmasını isteyenler var. Diğer tarafta ise onları imana davet edenler var. Tanrıyı inkar eden cennetin umut duygusundan, cehennemin de korku duygusundan ortaya çıktığını iddia eden kişi en başta gerçekten süslü, güzel, entellektüel cümleler kurmaya çalışsa da cahilliği her halinden belli oluyor. Mantık ilminden haberi yok, felsefeden bîhaber kısacası tanrıyla ilgili (varlığı veya yokluğu konusunda) konuşulacak zeminde gerekli ilimlerin hiç birine ünsiyet kesbetmemiş ve kediden kaçan farenin köşeye sıkıştığında gözlerini kapatıp "kedi yok" demesi gibi bir iddiada bulunuyor sen gözünü kapatsan da kedi var kapatmasan da var. Şimdi Mantıkî (mantık; insana doğru düşünmenin yolunu aklı hatadan kurtarmanın yolunu gösteren ilimdir) olarak Tanrı nın varlığını anlatmaya başlarsak; 1. dünya sürekli bir değişim içindedir. buna itiraz eden yoktur herhalde çünkü sürekli bir değişim var; taşlar ufalanıp kum oluyor tepelerin şekli değişiyor yeni ağaçlar büyüyor bazı canlılar yok oluyor yerine yenileri geliyor. 2. dünyada böyle bir değişim varsa bunun bir başlangıcı olmak zorundadır çünkü mantık yani bilim bunu söylüyor. Yani bir ağacın değişimini zaman içinde geri alabilseydik onun tohum haline geri dönerdik, ağaç olarak yok tohum var yani sonradan olmadır dünyada böyle sonradan olmadır hatta alem de (kainat) böyle sonradan olmadır ve zamanı tersine çevirebilseydik onun olmadığı ân a giderdik yani Kâinat sonradan meydana gelmiştir buna hiçbir aklı başında itiraz edemez. KURAL: "bir hareket varsa zaman içinde tersine gidersek hareketin başlangıcına ulaşırız" 3. Klasik mantığa göre KURAL:"Her hareket edenin bir hareket ettiricisi vardır", her sonradan meydana gelenin bir meydana getiricisi vardır. eğer bu böyle olmasaydı bugün ağaçlar kendi kendisine mobilya olmalıydı durduk yerden hayvan ortaya çıkmalıydı, (afedersiniz) kadınlar kendi kendilerine hamile kalmalıydı hiçbir etkileyici olmadan kendiliğinden, yani sürekli yokluktan bir şeyler çıkmalıydı. Bu ne kadar saçmaysa tanrıyı inkar da o kadar saçamadır. inkar eden kişi eşinden bir yıl uzakta kalsa ve geldiğinde eşini hamile olarak bulsa hemen bunun failini (yapanı) aramayacak mı? yoksa "kendiliğinden olmuştur" mu? diyecek. Tanrı yoksa bütün Kâinat bütün ayrıntısıyla kendiliğinden olmuşsa bunu iddia eden ....... kişinin evi kendiliğinden soyulamaz mı? arabası kendiliğinden çalınamaz mı? eşi kendiliğinden hamile kalamaz mı? Neden bütün bunlara bu ...... kişi bir fail arıyor da, bütün mükemmiliği ile önünde duran Kâinatın var olan Fâilini inkâr etmeye çalışıyor? Çünkü KURAL: "Her yapılmışın, gerçekleşmişin bir yapıcısı gerçekleştiricisi vardır" Peki bütün bunlara rağmen kişi nasıl olur da ateist olabilirler ALTIN KURAL:"Altını olan kuralı koyar" yani Batının altını var ve kural koyma hakkına sahip ve insanları kendi işine gelmediği için apaçık bir gerçeği inkâra çağırıyor. Bunun nedeni din sıkıntı ve zorluklara sınırlı olan budünyada ve peşin olarak katlanmayı istiyor; mükafaatı ve cezayı ise sonsuz ve vadeli (yani öldükten sonra) vaad ediyor. İnsan da aceleci, sabırsız olduğu için ânı yaşamak istiyor ve bugün gelmeyen bela hiçbir zaman gelmez gibi peşin olarak sınırlı dünyada zevki tadıyor sonsuz dünyada da azaba sıkıntıya talip olabiliyor nasıl olsa daha ölmedi. bir büyük insan şöyle demiştir "her insanın zevki tatma hakkı vardır bunu dünyada yaparsa ölene kadar tadar ve ondan sonra sonsuza kadar acı çeker; eğer dünyada Allah için ölene kadar bile sıkıntı çekse de ve zevki tatmazsa öldükten sonra sonsuza kadar zevk içinde olur" Düşününüz taşınınız ve hangisi karlı ise onu yapınız!!!
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.