Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2007 18 yıl Sen ne uslanmazsın.Allah Ademi yaratıp meleklere secde etmeni istedi de sen Olmaaaz! Sen beni ateşten yaratmıştın, o ise çamurdan geldi... Ben ondan daha üstün iken, nasıl olur da ona secde etmemi istersin!.. Etmiycem işte!..”dedin. Şu yasak meyvedeki hamleni asla affetmeyeceğim.O hamleyi yapmasaydın şimdi hepimiz cennette olacaktık.Senin okpmplo ve o iki insanı ayarlaman sayesinde cümbür cemaat nasılda dünayaya geldiniz. Neden o pskolojik sorunlarla bir psikologa gözükmedin.Melekler arasında muhabbetinin fazla olduğu hiçkimse yokmuydu?gördün mü şimdi bizi ve kendini,Madem ki sen cennette yaşıyorsun... Ve o kadar sevdiğin Allah, senden bir şey istemiş... Ne olur sanki, be adam; “ben”lik tutkusundan bir anlığına sıyrılıp da, Âdem’i selamlasan... İncelediğimiz olayın belki de en önemli yanı ya ben ya o..beraber olmaz tavrı..Eğer bizlerde bu harekette isek vay halimize..Gerçi, şeytan da haklı. O zamanlar henüz İş Stratejileri konusundaki kitap furyası başlamamış ki ortak iş olayına girsin.. Neyse uzun lafın kısası Allah ötelerde aranmadığı gibi şeytan da ötelerde aranmaz.Şeytan kişi değil kişiliktir.Böyle olmazsa birazda şaka içiiçe anlattığımgerçeklerden da anlaşıldığı gibi Allahın kullarını kullanması ortaya çıkıyor.ifadelerden biri şu iki elimle yarattığım ademe neden secde etmiyorsun.. Şeytan insanla artık ebedi düşmanlığa girmiş ya..Hepsine musallat olmuş..En büyük metodu da kibir.....Aynı tanrıya inanan farklı dinler, birbirlerine “sen şeytanın uşağısın” deyip, savaşır oluyorlar... Aynı dinin mensupları farklı mezheplere bölünüp, birbirlerini “münafık” diye öldürüyorlar. Aynı dünyada yaşayanlar, o biricik dünyanın küçücük bir kısmına sahip olmak için tamamını tehlikeye attıklarını göremiyorlar... Bu sembolleri taşladıktan sonra fikrimi söyleyeyim. Mutlak sonsuz ilk varlık iblis olarak sembolize edilen dürtünün işleyiş sisteminde isyan etmesi kaşısında hemen onu aşağılamamış ve soru sormuştur iki elimle yarattığım insana neden saygı göstermedin.? Allaha hiçbir şey benzemez genel kuralı düşünüldüğünde iki elle yaratılmanın da ancak bir sembol olması gerekir.Bunlar fiziki ve manevi güçler mi? Kötülüğün sembolu olan bu varlığın ondan üstünüm demesi karşısında hemen hzurundan kovulduğu anaşılıyor.Hani Allaha yer isnad edilmiyordu.İnsan bir hata karşısında bu hatanın sebebini söylediğimizde Allah bizi hemen huzurundan kovmuyor bilakis ölene kadar düşünme şansı veriyor.Şeytan hakkında neden o kadar acele davrandı acaba.Özür dilemesine zaman bile tanımadan huzurdan kovulan bu varlığın insana musallat olmasına ise izin veriliyor.hemde bu varlık meydan okuyor göreceksin nasıl kullarını yoldan çıkaracağım.Allah da sen ve sana tabi olanları bende ateşimde yakacağım.diye tehdit ediyor. Yer ve göğün yaratıcısı herşeyin aslı ve özü olan bir varlığın insan ait psikolojik durumlara sokulduğunu görmekteyiz.hemde iyi gözükmeyen hallere sabırsızlık,affetmeme,çabuk kızma, tehdit etme,zavalı kuluyla söz düellosuna girme v.s........ Kuranın ilk bakışta okunmasından anlaşılan budur.Genel kurallar olarak bildiğimiz Allahın sabırlı,affedici,kullarıya karşı eşit yaklaşımı anlamındaki adalet özelliği ile bu anlatılanlar elbette çelişiyor. Adem kavramı hakkındaki konulara girmeden İblisi ele alsak, her şeyden önce isyan ruhunu taşıyan bir benlik sahibi olarak divanelik olarak ifade edilen bir tür yaratıcı atılganlığın sembolüdür. İnsan ve İblis, her ikisi de kendileri hakkında İlahi takdir gereği verilen hükmün yerine gelmesi ve programlarının değişmezliği noktasında gam ortağıdırlar. Hallac, İbni Arabi, Abdulkerim Ceyli gibi bilginler, İblis’in kıyamet gününden sonra artık lanetinden kurtulacağını umuyorlar. Bazı bilginler de Allah’ın karşısında müstakil bir kötü kuvvet tasavvuru şeklinde düalist bir yaklaşım sergilemek yerine vahdet noktasında Allah’a ait bir kuvvet ve özellik olarak kabulleniyorlar. Yani İblis, Allah’a rağmen hareket eden bir varlık değil, bizatihi varlığını Alahın varlığından alan ve O’nun iradesinde hareket eden bir yapıdadır. Başka bir deyişle Allah’ın zatında mevcud olan gazap ateşi, kendi kibriyası ve öfkesi yüzünden ezeli ahengin dengesini değiştiriyor ve bu gazap özelliği doruk noktaya ulaşarak cehennemi husule getiriyor. İblis’in Allah’ın Kahır sıfatına bağlı oluşu da O’nun ebedi yaşamı noktasında fayda teşkil ediyor. İblis ve olayını bu sahnede ele aldığım gibi bir anlık bir tiyatro olarak görmek yanlıştır.Çünkü anlatılanlarda ruhsal özellikler baskındır.İblis kişiliğinde önce kibir vardır.Bu anlık bir kibir değildir.Eğer anlık olsaydı ben ondan üstünüm dediği vakit hayır üstünlük takvadadır denilir ve ona net bir şekilde yeni varlık hakkında bilgi verilirdi.Burada bize anlatılan bu varlı şahsında üstünlüğün kökende olmadığı,hatalar yapılsa dahi itiraf edilmesi gerektiği ve büyüklük taslamamak durumudur.İblis bu üç mantık sayesinde tevbe etmemiştir.O herşeyi bilmiş ve bilinçli olarak yapmıştır.o artık bizim için bir vesveseden ibarettir ve adı da şeytan olmuştur.Bizdeki şeytani yönler tamamen iblis kişiliği ile benzerlik göstermektedir.Bizdekiinsani yönler ise tamamen adem sembolünde gerçekliğini bulmaktadır. Kutsal kitaplar neden bunları neden sembolik bir dille ifade etmiş olabilir. Toplum değerlerimize paralel olarak, bilindışı dillerin sembolik olması kaçınılmazdır.Sembol dilinin temelinde kişisel tecrübe, his ve düşüncelerin sanki çevremizde oluşan olaylar ve bunların algılanmasıymış gibi olması yatar.Bu dilin mantığında önemli olan zaman ve mekan değilyoğunluk, anlam ve çağrışımdır.Bundan dolayı sembol dili, bütün insanlar tarafından paylaşılabilen, insanlığın geliştirdiği tek evrensel dildir. Kutsal kitaplarda anlatılan bu olayların bili dışında olduğu düşünülürse bunların kişileştirme ve her insanın anlayabilmesinisağlama noktasında bir zarurretten kaynaklandığıı görebiliriz
Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2007 18 yıl koskoca allah bir şeytana lafını geçirememiş yani helal olsun şeytana delikanlı adammış
Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2007 18 yıl Alın szie Lanetli bildiğimiz şeytandan şiir Hizmetim şimdi daha saf, zikrim daha parlak. Çünki lanetlenmeden önce sırf kendi zevkim için O’na hizmet etmekteydim. Şimdi ise O’nun arzusu uğruna didiniyorum. Biz, engelleme, savunma, zarar ve kâr arzusundan arınmışız. Biricik yaptı beni ve vecde getirdi. Hayrete düşürdü beni ve kovdu ki karışmayayım ihlaslılarla. Ağyardan (başkalarından) uzak tuttu beni, gayretim yüzümden. Değiştirip yeniledi beni hayretim yüzünden. Hayretlere attı beni gurbetim yüzünden. Mahrem tuttu beni, sohbetim yüzünden. Çirkinleştirdi beni midhatim (övülmüşlüğüm) yüzünden. Mükaşefem (gönül gözüyle görme gücü) yüzünden küstü bana. Vuslatım yüzünden mükaşefe lutfetti bana. Ayrılığım yüzünden vasletti (kavuşturdu) beni. Arzu ve emellerimin güçlülüğü ve çetinliği yüzünden fasletti (ayırdı) beni. O’nun hakikati üzerine yemin olsun ki ne tedbirde hata ettim ne de takdiri reddettim. Bana ebedler boyu azap etse de O’ndan gayrısına eğilmem. Ne bir kişi önünde secde ederim ne de bir ceset huzurunda diz çökerim. Ne oğul tanırım ne karşıt. Davam, sadıklar davasıdır. (Hem kendinin hem de insanın sadakat sınavını ifade İnkarlarım seni takdis Aklım önünde tehvis (şaşırmış durumda) Senden ayrı bir şey mi ki Adem? Orta yerde kimmiş İblis? Senden başkasına yok benim yolum Seni seven boynu bükük bir kulum. ”
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.