Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Seçimlere sayılı günlerin kaldığı şu zaman diliminde bu ülkenin geleceğinden endişe eden bizler oldukça sıkıntılı günler geçirmekteyiz..

 

Emperyalizmin ve yavrusu siyonizmin kucağına müebbet bir Başimam, işi gücü hamâset politikası gütmek olan bir ana muhalefet lîderi, idâm kelimesini fetiş hâline getiren bir genel başkan; kendisine yarım asırdır taban bulan ve çalıp çırpmaya, eşe dosta ekonomik ve siyâsî rant sağlamaya dayalı kireçlenmiş bir zihniyeti şecere olarak seçmiş bir başka genel başkan ile ırkçı emperyalizmi Meclîs’e taşımaya kararlı, bu amaçla rejim değişikliği arzusunda olup federasyon fikrini bir şiar olarak kabûl eden bir siyâsî kadroya gözlerimizi diktik, 23 Temmuz sabâhı nasıl bir Türkiye’de uyanacağımızı merakla bekliyoruz..

 

Ne kadar ilginçtir ki şu lafazan matbuatta her gün çarşaf çarşaf ilânlarını gördüğümüz bu şahsiyetlerin ne doğru düzgün bir ekonomi politikasından haberiz ne eğitim ne sağlık ne kültür..

 

Ortalıkta bir urgandır dolaşıp duruyor, karikatürize edilmiş siyâsî ahlâksızlıklar cabası..

 

Bütün bunlar bana daha önceden tevsik ettiğim bir olgu hakkında ne kadar doğru düşündüğümü gösteriyor:

 

Hz. Peygamber’in ‘Veren el alan elden üstündür’ hadîs-i şerifini hiç anlamamanın ötesinde, son derece yanlış anlamışız..

 

Hangi politik şahsiyet daha fazla atıp tutarsa bu onun artı hânesine ekleniyor; bu saçmalıklara meydan okuyan ve reel politikalar geliştirme çabasında olan politik şahsiyetler de özellikle de lafazan matbuatın hışmıyla îtîbâr erozyonuna uğruyor..

 

Bu bol keseden atıp tutma yarışında kuşkusuz Cem Uzan ve GP önde gidiyor, bakacak olursanız GP’nin seçim bildirgesinde AIDS hariç her derde devâ var..

 

Türkiye bu Millî Takiye Partisi iktidârı döneminde daha fazla dindarlaştı mı bilmem ama hızla dînini darlaştırdığından emînim..

 

Arap özentisinin bir sonucu olsa gerek bu..

 

Hem ülkesini pazarlamak bir Arap geleneği değil midir..

 

Ne diyeyim; 23 Temmuz sabâhı Başimam Hazretleri eğer yeniden bir tek parti diktatörlüğü kuramayacağını düşünür ve buna kahrederse anasını alarak Dubâî’ye gitsin; yakın ahbâbı Şeyh Makdum dört gözle yolunu bekliyor olacaktır..

 

Bilenler bilir, Fransızların Râ’sı olma özlemiyle yanıp tutuşan ve kendisine bu amaçla “Güneş Kral” unvânını veren XIV. Louis ‘L’Etat c’est moi’ diyordu; yâni ‘devlet benim’..

 

Öyle görünüyor ki bizim seçilmiş krallarımızdan Başimam Hazretleri bu sözü ‘ülke benim’ şekline dönüştürdü; bu güzel ülkemizi önüne gelene pazarlıyor..

 

Millî Takiye Partisi iktidârı boyunca bu güzel ülkemizin hemen tüm doğal kaynaklarını emperyalist ve siyonist güç odaklarına tahsis ettiler, stratejik önemi tartışılamaz kamu kurum ve kuruluşlarını şahsî mülkleriymiş gibi satıp savurdular..

 

Hem sâdece onlar mı, biraz gerilere gidelim:

 

Daha önce de Süleyman Bey ‘Verimse ben verdim’ diye buyurmamışlar mıydı..

 

Kim, hangi sıfat ve yetkiyle, kimin malını kime veriyor!..

 

İşte, Başimam Hazretleri “millî görüş gömleği”ni çıkarttıktan sonra yamanmaya çalıştığı bu şecereye çoktan uyum sağlamış görünüyor, öyle değil mi..

 

Oysa ki bu sözler 1920’lerin Türkiye’sinde söylenmiş olsa kendilerini İhânet-i Vataniyye Kânununa muhalefetten İstiklâl Mahkemelerinde bulurlar, sonra da büyük bir olasılıkla yağlı urganla bu güzel ülkeden göçüp giderlerdi..

 

Sâdece bizde mi..

 

18. yüzyıl Fransa’sında olsak giyotinde, 1950’lerin Sovyetler Birliği’nde olsak idâm duvarının önünde, 1980’lerin ABD’sinde olsak elektrikli sandalyenin üzerinde..

 

Ne var ki 2000’lerin Türkiye’sinde bu şahsiyetler Çankaya’ya (bile!..) göz dikebiliyor ve hattâ malını, canını, nâmusunu hiçe saydıkları bu cumhurun başkanlığına bile yükselebiliyorlar..

Târihin garip bir cilvesi işte..

 

Ancak ne Süleyman Bey ne de şu an iktidarda bulunan Millî Takiye Partisi ve Başimam Hazretleri bu ülkenin aydınlık târihinde hiçbir zaman aklanmayı başaramayacaktır; bundan kimsenin şüphesi olmasın..

 

Aslâ unutulmaması gereken birşey var ki seçme ve seçilme hakkı demokrasinin unsurlarından yalnızca birisidir ve sâdece bu unsuru ön plâna çıkartıp diğer unsurları hiçe saymak demokrasiye ihânet etmenin de ötesinde, millete ihânettir..

 

Târihin hemen bütün büyük diktatörleri zâten seçimle gelmiştir; eğer seçimler bir demokratlık göstergesiyse Hitler demokrat olmamakla hiç mi hiç suçlanamaz..

 

Fakat güçler ayrılığı ilkesi, kurumlar arası eşgüdüm, hukukun üstünlüğü prensibi, insan hak ve özgürlüklerine saygı vb.. de demokrasinin unsurlarıdır ve bu unsurları çiğneyen bir demokrasi en kötü diktatörlüklerden bile daha kötüdür; çünkü değerleri hızla değersizleştirir..

 

Basit bir örnek: Millî Takiye Partisi iktidârı döneminde Türk siyâseti yeni bir mefhumla tanıştı: ‘yargısal infâz’; yâni yargı denetiminden kurtulmak için yargıyı denetim altına almaya çalışmak..

 

Çıkarttıkları hâkimler ve savcılar kânununu, bu konuda yayınladıkları genelge ve yönergeleri hatırlayınız..

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yapılagelen vurgunları inceleyen savcıların şu an nerelerde görev yapmakta olduğuna bir bakınız..

 

İşte, demokrasinin sâdece bu unsuru ön plâna çıkartıldığında olacakların basit birer örneği..

 

Sâdece bizde mi..

 

Gerek ABD gerekse insanlık târihinin görüp görebileceği en kanlı “demokrat diktatörler”den biri olan ve kendisini dünyânın ve daha çok Ortadoğu’nun vâlisi zanneden Başkan bush bu değerler adına Saddam Hüseyin’in infâz karârını onaylamadı mı..

 

İmdi demokrasinin sâdece bu unsuru ön plâna çıkartıldığında değerler adına yapılıp edilenler bu değerlerin dialektik olarak sonunu getiriyor; özgürlük adına özgürlükler çiğneniyor, adâlet adına adâletsizlikler özendiriliyor, yaşama hakkı adına yaşama hakları sonlandırılıyor..

 

Dünyâyı kendi çıkarlarınıza göre yeniden yaratmak değildir de nedir bütün bunlar..

 

Pekî bu güzel ülkemiz gitgide yolsuzluk ve insan hakları ihlâli cennetine dönüşürken ana muhalefet partisine; yâni Cumhuriyeti Halktan kopartma Partisine ve hizipçiliği bir yaşama biçimi hâline getiren genel başkanına ne demeli..

 

Ucundan kenârından siyâsî târih hakkında mürekkep yalamış bütün fânîler bilir ki târih boyunca yapılagelen hiçbir devrim kendisini referanduma sunmamıştır, sunmaz da..

 

Bir bakınız: ne Fransız Devrimi ne Amerikan Devrimi ne Ekim Devrimi..

 

Ne Fransız Devrimini yazıya döken İnsan ve Yurttaşlık Hakları Beyannâmesi ne ABD Anayasası ne de Bolşevik Kânunları referandumla kabûl edilmişken şimdi CHP ve hizipçi genel başkanı Cumhuriyet Devrimini ve dayandığı Kemalizmi açık bir referandum konusu hâline getirmiştir..

 

Bu, Kemalizmi benimseyenlere bir hakârettir; benim gibi bir Kemalist olup da CHP’ye oy vermek istemeyenlerin demokratik hak ve özgürlüklerini tahakküm altına almaya çalışmak demektir..

 

İmdi bu politikanın geçmişte çok sık olarak dinlediğimiz ‘Bize oy vermeyen patates dînindendir’ söylemiyle birebir örtüşmesi gerçekten de çok ilginç değil mi..

 

Oysa ki hem dünyâmız hem de bu güzel ülkemiz büyük bir demokrasi bunalımı içinde ve böyle dönemlerde değerli bir sosyolog Max Weber’i hatırlamamak mümkün değil:

 

Weber böyle dönemlerde karizmatik lîderlerin hızla güçlendiğini ve iktidâra geldiğini savunuyordu..

 

Bugün îtîbârîyle bizde de AKP-CHP ve AKP-MHP kavgası hızla derinleşirken bütün bunlar şüphesiz Cem Uzan ve GP’nin işine yarıyor..

 

Ve ben her gece rüyâmda Hitler’i görüyorum; Hitler’in hayâleti evimde dolaşıyor, sonra da 23 Temmuz sabâhı kalkan bir trenle Kürt kökenli kardeşlerimizi balık istifi Irak’ın kuzeyine, Barzânî-hington’a gönderiyor..

 

Ne dersiniz, lîderlerimiz bu trene sağdan soldan kömür atmaktan ne zaman vazgeçecek..

 

Ya da vazgeçebilecekler mi!?

 

Pekî ya bizler bu treni seyretmek yerine ne zaman harekete geçeceğiz..

 

Fazla vaktimiz kalmadı çünkü..

 

***

Gönderi tarihi:
Seçimlere sayılı günlerin kaldığı şu zaman diliminde bu ülkenin geleceğinden endişe eden bizler oldukça sıkıntılı günler geçirmekteyiz..

 

Emperyalizmin ve yavrusu siyonizmin kucağına müebbet bir Başimam, işi gücü hamâset politikası gütmek olan bir ana muhalefet lîderi, idâm kelimesini fetiş hâline getiren bir genel başkan; kendisine yarım asırdır taban bulan ve çalıp çırpmaya, eşe dosta ekonomik ve siyâsî rant sağlamaya dayalı kireçlenmiş bir zihniyeti şecere olarak seçmiş bir başka genel başkan ile ırkçı emperyalizmi Meclîs’e taşımaya kararlı, bu amaçla rejim değişikliği arzusunda olup federasyon fikrini bir şiar olarak kabûl eden bir siyâsî kadroya gözlerimizi diktik, 23 Temmuz sabâhı nasıl bir Türkiye’de uyanacağımızı merakla bekliyoruz..

 

Ne bu seçimde ne daha sonrasında hiç birşey değişmeyecek,Dünyada ki sistemin çarkları ne zaman emperyalizmi ve siyonizmi öğütürse o zaman bizimde ülkemizdede farklı şeyler olacaktır,tabiri caizse çıkmaz ayın son çarşambasında....

Gönderi tarihi:
Seçimlere sayılı günlerin kaldığı şu zaman diliminde bu ülkenin geleceğinden endişe eden bizler oldukça sıkıntılı günler geçirmekteyiz..

 

.

.

.

Ya da vazgeçebilecekler mi!?

 

Pekî ya bizler bu treni seyretmek yerine ne zaman harekete geçeceğiz..

 

Fazla vaktimiz kalmadı çünkü..

 

***

Bütün bu yazilanlar sadece gerceklerin bir aynasidir ve alkislanmaya deger makalelerdir.Böyle bir yaziyi bize okuttugunuz icin size minnettarim.Evet basimam ve takunyaci takimi bu ülkeyi cok tehlikeli bir ucurumun esigine getirdiler,ülke büyük bir tehlikenin icindedir ve bu tehlike basimamla sürekasi tarafindan organize edilmekte ve taraftarlari sayesindede korunmaktadir.

Bu treni seyretmeye< devam ediyoruz ve ne kadar daha seyredecegimiz blinmiyor,ya biz bu treni durdurmak icin harekete gececegiz yada bu tren bir yere carparak kendiliginden duracaktir umariz ki carpmasi sadece kendisini parcalasin ve yok etsin baskalarina halel gelmesin .

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.