hani hava sıcaktır..ofiste klima bozuktur..her baktığında balkondan aşağı atasın geliyordur..asfalt çatlamış..rüzgar yoktur..yaprak bile kıpramıyordur..mutfağa gidersin buzdolabına girmek istersin..yicek içecekten yer yoktur..yada mutfak görevlisi hararetlice tependedir..sırıtarak odana geri dönersin..ensendeki mendille terlemiş alnını silersin..koltuğuna geri oturur..masandaki müsvette bir kağıda, matematikten çakmayan bir ortaokul öğrencisinin tahtada anlatılan trigonometriye bakışındaki avellikle istemsizce karalarsın.. "ayy..! ne sefiliimmm..." ---

Hiç uykunuz yoktur sigaranızda bir tane kalmıştır gece gece

ayy ne sefil ne sefil

yapacak hiçbirşey bulamadığımda...

sefiller sizi

sefiller sizi

a..aaaaaaaaaaaa deme öleee.. hee biss sefilikk nolucakk..sense ellerin olsun diye semişin ona bak bikerem..iştee ölee..

kalabalık bir misafirlik ortamında,yalnız gitmişsem ve fazlaca ilgiye maruz kalmışsam...

 

karizmamın utanma ve kimseyle gözgöze gelememeye dönüştüğü dakikalarda yemekte olduğum herhangi birşeyi üzerime yahut yere dökersem,veya bir türlü kesemezsem..en kötüsü de içeceğimi devirirsem..

 

bir de resmi bir yere iki dirhem gidip,malesef iş işten geçtikten sonra üzerimdeki çıkması imkansız lekeyi veya söküğü farkedersem..

 

vb...

--bir yıpranmışlık sonrası kendimi ödüllendirmediğim zaman..

 

--aslında hayatın kolay olupta insanların zorlaştırdığını gördüğüm zaman..

 

--yakın arkadaşlıklarda oluşturulan anlamsız stratejilerden..

 

 

--ne bilem..kendimi sefil göresim var bu gün..ölee..

söylemek istediğini içinde tutmak zorundasındır ya bazen

sözcükler dilinin ucuna gelir ağzını kapar hapsedersin

içinden konuşursun kendi kendine bağırmak isterken