Φ AynRand Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Herkes, her kişiye söyleyebilir. .. Marifet; Kendine söyleyebilmektir! !! ......................... Herkes oturabilir.. . Oturduğu yerden ilerlemeyi teşvik edip, ilerlemenin erdemlerinden dem vurabilir. Ama hüner, oturmak değil; Yürüyebilmektir! .................... Herkes durabilir yolun ortasında... Hakkıdır belki kim bilir, belki de yol onundur... Fakat karşıdan gelen de aynı şeyi söylüyor, hatta gerçekten aynı şeyi düşünüyor olabilir. Yiğitliğin büyüğü; karşısırndakini değil, nefsini yenip yolu açmaktır... Kabadayılık, inatlaşmak değil; Kenara çekilebilmektir! .. .................... Herkes ağlatabilir.. . İnsanlar yabancı değildir zaten, uzak değildir ağlamaya. Çoğu insan hazırdır ağlamaya... Güzellik; Güldürebilmektir! ........................ Herkes yıkabilir... Vurursun yıkılır, kırarsın yıkılır, itersin yıkılır, çekersin yıkılır, oyarsın yıkılıverir bir şeyler. Yere serilmiş olan yıkıntılar arasında; şimdilik ayaktaki kendisini çok büyük hissedenlerin yanılgısı da işte buradadır... Etrafındakileri küçültmek, büyümek değildir... Büyüklük; bozulanı onarabilmektir, devrileni kaldırabilmektir, yıkılanı yapabilmektir! ....................... Herkes küsebilir... Küsmek; akan muslukları kapatmak, yanan ocakları söndürmek, çalan radyoları susturmaktır. .. Marifet; Yüzleşebilecek kadar bile olsa konuşabilmektir, anlaşabilmektir. .. ................................. Sökmek kolaydır. Takdir edilecek olan; dikebilmektir. .. Yakmak kolaydır. Alkışı hak eden; yananı söndürebilmektir! Ezmek kolaydır. Cesaret; geçenlerin ayağı altında kalanlara el uzatabilmektir. .. ................. Mert adam, cesur insan nargile başında, aş başında değil; çile başında, iş başında belli olur... ........................ Herkes, her kişiye yazabilir, herkese söyleyebilir. .. Önemli olan; yazılanı okuyabilmek, kendine de söyleyebilmektir! .. Ve kendi söylediklerini, anlayabilmektir Alıntı
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2007 Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş..!! Hayat yıllardır kendi oyunuyla başımızı döndürüyor. Yaptıkları ya da bize yaptırdıkları sayesinde dünya bu hale geldi. Yaşarken o kadar az düşünüyoruz ki bizden ufak her güçten korkar hale geliyoruz. Oysaki o güçleri besleyen de bizim pısırık korkularımız. Maalesef yaşadığımız her şey bize yeni bir korku ve stres yaşatıyor. Sahiplendiğimiz korkular ve stresler o kadar evcil ki bazen onların yokluğunu arar hale geliyoruz. Her olayda ya da her başarıda kendimizi bu korkuların sağduyusuna bırakıyoruz. Aslında onlar ruhumuzun boşluklarına sığınıp .........................cırtlak naralar atmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Ne anlamsız karmaşık cümlelere ne de çok bildik nasihatlara kulak asarım. Sizler önce ama önce kendi içinize bir bakın. Emin olun ki eğer siz isterseniz her korkuyu yaşamadan geride bırakabilirsiniz. Korkular ve stresler hayatımız boyunca olacaktır. Onlara bir kazanç olarak bakarsanız başarıyı kendinizden göz yaşları ya da kalp yorgunlukları feda etmeden yakalayabilirsiniz. Şunu unutmayalım ki; her söylenenler ilk önce kendi içimizde başlar ve ancak kendi içimizde sonlanır. Kendine söyleyerek yaşamayı bilen ve onlara hakim olan insanlar .............her şeyden daha büyük bir dünyayı yönetirler. Bende kendime söylediklerim ve anlamaya çalıştıklarım bunlardır. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2007 Herkes, her kişiye söyleyebilir. ..Marifet; Kendine söyleyebilmektir! !! ......................... Herkes oturabilir.. . Oturduğu yerden ilerlemeyi teşvik edip, ilerlemenin erdemlerinden dem vurabilir. Ama hüner, oturmak değil; Yürüyebilmektir! .................... Herkes durabilir yolun ortasında... Hakkıdır belki kim bilir, belki de yol onundur... Fakat karşıdan gelen de aynı şeyi söylüyor, hatta gerçekten aynı şeyi düşünüyor olabilir. Yiğitliğin büyüğü; karşısırndakini değil, nefsini yenip yolu açmaktır... Kabadayılık, inatlaşmak değil; Kenara çekilebilmektir! .. .................... Herkes ağlatabilir.. . İnsanlar yabancı değildir zaten, uzak değildir ağlamaya. Çoğu insan hazırdır ağlamaya... Güzellik; Güldürebilmektir! ........................ Herkes yıkabilir... Vurursun yıkılır, kırarsın yıkılır, itersin yıkılır, çekersin yıkılır, oyarsın yıkılıverir bir şeyler. Yere serilmiş olan yıkıntılar arasında; şimdilik ayaktaki kendisini çok büyük hissedenlerin yanılgısı da işte buradadır... Etrafındakileri küçültmek, büyümek değildir... Büyüklük; bozulanı onarabilmektir, devrileni kaldırabilmektir, yıkılanı yapabilmektir! ....................... Herkes küsebilir... Küsmek; akan muslukları kapatmak, yanan ocakları söndürmek, çalan radyoları susturmaktır. .. Marifet; Yüzleşebilecek kadar bile olsa konuşabilmektir, anlaşabilmektir. .. ................................. Sökmek kolaydır. Takdir edilecek olan; dikebilmektir. .. Yakmak kolaydır. Alkışı hak eden; yananı söndürebilmektir! Ezmek kolaydır. Cesaret; geçenlerin ayağı altında kalanlara el uzatabilmektir. .. ................. Mert adam, cesur insan nargile başında, aş başında değil; çile başında, iş başında belli olur... ........................ Herkes, her kişiye yazabilir, herkese söyleyebilir. .. Önemli olan; yazılanı okuyabilmek, kendine de söyleyebilmektir! .. Ve kendi söylediklerini, anlayabilmektir dokunaklı bir yazı zaten en buyuk suçumuz da inandığımızın aksıne,savunduğumuzun tersıne davranıp çelişki yaratmak değil midir? herkes herkişiye söyler haklısınız,herkes herkişiyi eleştırır de..ama kendıne yapamaz başkasına kıyarken kendıne kıyamaz işte.çünkü suçlu olan başkasıdır,dürüst olmayan başkasıdır hep Alıntı
Φ AynRand Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 8 Haziran , 2007 dokunaklı bir yazı zaten en buyuk suçumuz da inandığımızın aksıne,savunduğumuzun tersıne davranıp çelişki yaratmak değil midir? herkes herkişiye söyler haklısınız,herkes herkişiyi eleştırır de..ama kendıne yapamaz başkasına kıyarken kendıne kıyamaz işte.çünkü suçlu olan başkasıdır,dürüst olmayan başkasıdır hep O nedenle bazı insanların süslü kelimelerin altında gerçeksizliklere inanmamak gerekir.. Kelimeler allanıp pullanmışdır,balla damıtılmışdır,ama içtenlıkten yoksundur,çünkü kişi kendıne söylememişdir,kendı inanmamışdır yapmamışdır ama karşıdan bekler.İşte bunlar zehırli bi şekerdır Alıntı
Φ AynRand Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 İNSANLAR HATA YAPAR Adam yeni aldığı arabasına bakmak için evinden dışarı çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle, arabanın kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve kaportaya vurduğu çekiçi alarak çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da, elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp, gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, "Babacığım, arabana zarar verdiğim için çok üzgünüm," demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: "Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?" Babası eve dönmüş ve intihar etmiş. Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Neden mi sen İnsanların verdiği hayat sevgidir. Niçin yalnız sana yazdığımı sorma, niçin yalnız sana geldiğimi… Sana gelişim işte bundan. Sen aşkı anlatıyorsun, yaşatıyorsun bana. Çünkü yaşıyorsun. O sözlerin kalbinden geldiğini kalbime vuruşundan anlıyorum ben. Sözlerin değil beni sana bağlayan, O sözlerini manasına vurgunum. Niçin mi sen? Sen benden önce vardın, varoluşun bu yüzden. Ve sen benden sonrada varsın, sana tutunmam aşka ve varlığa duyduğum özlemden! Sen benim sözlerimsin. Seni kalbime koyuşum bundan. Ve sen dostsun. Ruhuma sığınak ararken haykırmam hep bu yüzden… Ve sen dostsun, arkadaşsın. Sen içimi koruyan bir elbisesin. Ben ruhunun çıplaklığını örttüğün tenim. Sen de bunları yaşıyorsun ama saklıyorsun kendinden. Kalbinin sesini dinle bir an. Duyacak o zaman sevginin ve aşkın sesini. Bir liman aradığını ve bu limana sığınmak istediğini… Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Dinle şimdi yabancı.. Sana üç kez söyledim, üç kere süre verdim.. Ağzımdan çıkacak yeminin kuvvetini biliyordun.. Sonra pişman olmayalım dedim.. O gün, olacakları göze alarak yapmadığın şeyi bugün neden yapıyorsun.. "Sonra pişman olmayalım" sözünü doğrular gibi... Gömeceksin unutacaksın unutacağız.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.