Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Yine O Zihniyet!


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Birinden bir yumruk yeseniz, o an tepkiyle ya da savunma güdüsüyle siz de bir yumruk sallasanız ve saldırgan yere yıkılsa, size ne hukuki ne ahlaki açıdan söylenecek çok şey olmaz....

 

Ama durmaz, yere düşürdüğünüz adamın kafasına bir de tekme atarsanız, o zaman iş değişir; o an saldırılan ile saldırgan yer değiştirir, şiddet ve hak ihlali başlar.

 

Bunu "yasal fiziki şiddet tekeli"ni elinde bulunduran bir kurumun temsilcisi olarak, şiddet kullanma yetkinize dayanarak yaparsanız, o şiddet devlet şiddeti, o hak ihlali insan hakkı ihlaline dönüşür.

 

İstanbul Valisi Muammer Güler, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle eylemcilere polisin sert müdahalesiyle ilgili olarak, "Güvenlik güçlerinin zor kullanmaya adeta teşvik edildiği, tahrik edildiği belirlenmiştir" diyor.

 

Önceki gün, göstericileri kastederek "Özgürlüklerin de sınırı vardır" diyen Başbakan, dün bu sözlere "Özellikle kamu görevi yapan herkes, öncelikle toplumsal sorumluluğunun bilincinde olmak zorunda. Provokasyonlara dikkat etmeli..." ilavesini yapıyor.

 

Provokasyon, tahrik, teşvik...

 

Peki, televizyonlarda dakikalarca gösterilen, gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan "yerdeki genç kadının başına sallanan polis tekmesi", resmi tekme ne olacak?

 

Diyelim ki refleksler müsaade etmiyor ve Başbakan kendisini toplumun değil polis başbakanı görmekten alamıyor, ama sorumluluk mekanizması da mı çalışmıyor, akıl da mı devreye giremiyor?

 

Durum o kadar mı vahim?

Belli ki o kadar vahim...

Ama sadece bu konuda mı ?

 

Erdoğan ve Baykal el ele verip Ermeni soykırımıyla ilgili olarak "aslı astarı olmayan iddialar" açıklamasını yapıyorlar. Ama ardından ekliyorlar: "Tarihle hesaplaşmaya hazırız, haydi tartışalım"...

 

Pek güzel. Tartışılsın, eteklerlerdeki taşlar dökülsün, Türkiye kamuoyu da dünya kamuoyu da gerçeği bilsin...

 

İyi de gerçeği bildiğini söyleyenler, hangi gerçeği öğrenmek istiyor olabilirler...

 

Ne kadar eminiz kendimizden.

 

İttihatçı hükümeti, Talat Paşa'yı, Enver Paşa'yı "Türkler böyle şey yapmaz" duygusuna sahip olduğumuz için mi körü körüne savunuyoruz; yoksa bu tür bir iddialardan, zihniyetimizin, kimliğimizin özüne vurduğu için mi bu kadar tedirgin oluyoruz ve bugünün ittihatçıları haline geliyoruz?

 

Bırakın dünyayı, Türkiye içinde bile bu konuyu tartışmak isteyenleri neden boğuyoruz biz...

 

Bugün yaşayan hangi Türk, uzman olsun olmasın 1915'te neler olduğu tam anlamıyla biliyor? Paris Barış görüşmelerinden önce Ermeni tehciri suçlularını yargılayan İstanbul Örfi İdare Mahkemesi'nin dosyalarını imha etmiş bir gelenekten geliyoruz biz...

 

Hangi belgelerden söz ediyoruz?

 

1912 devlet resmi sayımlarına göre nüfusu 1,2 milyon olan Ermeniler Lozan resmi kayıtlarına göre 130 bini İstanbul'da olmak üzere 300 bine nasıl düştüler?

 

Türk tezlerinin bu rakamlarla ilgili açıklamaları muhtelif. Belgeye ve niyete göre açıklamalar değişiyor. Ermeni soykırımı iddialarını reddeden Türk tezleri başka açılardan da çeşitli. Kimi hiç böyle bir şeyin olmadığından dem vuruyor, kimi 250 ila 500 bin arasındaki Türk'ün Ermeniler tarafından katledildiğini söylüyor. Kimi örneğin Halacoğlu gibi tehcir sırasında 20 bin Ermeni'nin yol koşullardan dolayı öldüğünü söylüyor, tabiî Kamuran Gürün gibi ölen ve öldürülen Ermeni sayısını 400 bin olarak açıklayanlar da var.

 

Hangi tezler, hangi belgeler...

Belgelerin hali böyle...

Peki fiili durumlar ne olacak?

 

Yukarda andığımız mahkemeler sonrası Yozgat-Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey neden idam edildi? Sanık olarak aranan Diyarbakır Valisi Reşit Bey yakalanmadan önce neden intihar etti?

 

Denir ki, Ermenilerin başına gelenler, her ne geldiyse, ihanetleri, kışkırtmaları, ayaklanmaları yüzündedir...

 

Şimdi dönelim başa...

Provokasyon, tahrik, teşvik...

 

Evet, ayaklanan asi olur, ama devlet ayaklanmayı bastırırken ipin ucun kaçırırsa insan hakkı ihlalinden sorumlu olur...

 

Batı ne diyor, ne yapıyor umrumda değil. Ben gerçekleri bilmek ve tartışmak istiyorum. Böyle düşünen binlerce insan olduğunu da biliyorum.

 

Aynı şeyi, merak ve sorumluluk duygusunu Başbakan'a da tavsiye ederim...

 

Ali Bayramoglu

Gönderi tarihi:

tartışmak isteyen binlerce insandan biriyim.osmanlı devletinin yaptıkları o zaman için kesinlikle bir insan hakları ihlali olmamıştır.eğer onlar ihlalse günümüzda alaları yapılıyor,biraz da o konulardan bahsedin.

Gönderi tarihi:

1912 devlet resmi sayımlarına göre nüfusu 1,2 milyon olan Ermeniler Lozan resmi kayıtlarına göre 130 bini İstanbul'da olmak üzere 300 bine nasıl düştüler?

 

  Ali Bayramoglu

2608[/snapback]

 

 

Öncelikle ben 1912 deki nüfus kayıtlarının güvenilirliğinden şüpheliyim.Biliyorsunuz ki o sıralarda Osmanlı üzerinde nüfuza sahip olan ülkeler doğuda bir ermeni devletinin kurulmasını istiyorlardı ve doğunun geleceğinin nüfus yoğunluğuna göre belirlenmesi kararlaştırılmıştı bu yüzden bence o sayımdaki ermeni nüfusu şişirilmiştir.

 

Tehcir ne demek onların ülke sınırlarından başka yerlere yerleştirilmeleri değil mi?Bence nüfustaki bu ani değişimin sebebi hem 1912 sayımlarının şişirilmiş olması hemde birçok ermeninin tehciri. Tabiki tehcir sırasında ölümler olmuştur fakat neden bizler öldürülmüş olan ermeniler üzerine tartışıyoruz sakın yanlış anlamayın onların canının hiçbir değeri yok manasında değil fakat bizimde ermeni çeteleri tarafından binlerce insanımız öldürülmüştür hiç düşündünüzmü neden insan hakları savunuculuğu yapan ülkeler öldürülen Türkler , işkenceye uğrayan Türkler hakkında da çıkıp birşeyler söylemiyorlar.Çünkü çıkarları bu yönde biliyorum bu devletlerin görüşleri sizi ilgilendirmiyor fakat külleri tutuşturmaya çalışanlar onlar.

 

İngiltere de mavi kitap adlı bir kitap yazılmış ve bu iddaların temeli bu kitap.Fakat bilinmesi gereken birşey var bu kitap İngiliz ordusu tarafından içerideki Türk sempatisini yok etmek için yazdırılmıştır.

 

Saygılar

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Ey padisah-i alem, düsman misin zekaya?

Erbab-i iktidari gördün mü saldirirsin;

Asrinda kaldi millet üstadsiz, kitabsiz,

Havf eylerim yakinda Kuran‘i kaldirirsin.

 

Besmele gus eyleyen Seytan gibi,

Korkuyorsun „höt“ dese bir ecnebi.

Padisahim öyle alcaksin ki sen,

Izzet-i nefsin Arap Izzet gibi!

 

SAIR ESREF ten

 

gerici ittihatci osmanli pasalarinin hatalarini cumhuriyete yüklemeye calisiyorlar.

Halifelik de iyiden iyiye empryal güclerin güdümüne girince,pasalar. (ENVER, TALAT VE CEMAL) üst üste hatalar yapmistir. Belgeler bu tarihi yanlislarla doludur.

Nihayetinde her ücü de ülke disinda öldürülmüslerdir. Adi gecen sahislar yurt disinda öldürülürken ülkede kurtulus savasini veren M.Kemal. Kazim Pasa ve Ali Fuat pasalar kalmistir.

 

Isteyene daha genis bilgi verilir.Kaynak gösterek.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.