Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor

Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman

Herşey bir yalan gibi yandığı zaman

Yalnız olduğunu anlıyor insan

Anladım ve geçtim

Yaralı bir ceylanın kalbinden

 

 

Tanırlar beni

En iyi yalanlarını alırım onların

Adresler sorarım kimseler oturmaz orada

Ve kimseler olamaz ben sordukça

  • Cevaplar 174
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Mor silüetlerde can verir

Suskunluğunda üreyen yalnızlık

Ki aynı ölümdür

Öylece kalışlarında gözlerinde perdelenir

Sırılmak istedikçe

Ayağına dolanan

Sıradanlık!!!

Gönderi tarihi:

Bir dakika güzelim

Birkaç damla sahte yaş

Biraz ağıt biraz da feryatla

Aşkı bu kadar indirgeyemezsin.

Gerçekten sevmiş olsan

Ölmeyi düşünürsün bir an

Bir an cesaretlenirsin

Ama sevgin gelir aklına

Hayattan geçemezsin.

Gönderi tarihi:

gel deme

korkuyorum

korkmaktan.

dalları kırılmış,

boynu bükük

ve yetim yaşamaktan

özlesem de

gelemem...

ağlayana çok zordur

düşünmek bile

gülebilmeyi

kelepçeler tutmasa

istemez miyim

gelebilmeyi

kelepçeler benim

zindancı benim

mahkum olan yüreğim

koşardım inan

yeter ki

geleceğini bileyim

ben güçlü değilim

yok ki köklerim

gittiğin gün

yüreğimde acın beklerim

ve gelmezsin.

gelmediler bilirim.

adaleti sevmiştim

o da terk etti yeryüzünü

ve istediklerin

vermeyeceklerim

değil, belki

görmeyeceklerim.

kör yaşadın mı hiç

en zor o sanırsın

oysa kör olmak

engel değil hayale

sağır olmak en kötüsü

duyamamak

hadi konuş.

zor derler yazmaya

şiiri yaşamak

daha mı kolay

yine de çiğ damlası

düşmesin yapraklarına

çiğ değilim

delili

bak işte

göz bebeklerim.

çözülsün dillerin

özgürlüğünü ister

kelimelerim.

istediklerin

zor bilirim

sanırım onlar

asla veremeyeceklerin

Gönderi tarihi:
:(ne denırkı bu cümlelerin üstüne...

 

Duyuyormusun...

İçimde binlerce acı çığlık var.. Bir oraya, bir buraya savrulan... İçimde binlerce hüzünlü çığlık var..

Ve martılar.. Bu çığlıkların sahibi.. Havalanıp, sonra sessizce konan martılar.. Duyuyormusun onların bitmek tükenmek bilmeyen çığlıklarını... Görüyormusun çaresiz, kanat çırpışlarını..

 

 

denir....... :clover:

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu

 

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,

arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar

bırakılmasaydı eğer.

 

Dayanılması o kadar da zor değildir,

büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

 

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,

yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

 

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,

çalınan birinin kalbiyse eğer.

 

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,

insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

 

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,

hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

 

Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,

kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

 

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,

öylesine delice bakmasalardı eğer.

 

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı

belki de,

kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

 

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece

sohbetlerinin,

son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

 

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,

meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır

yaralamasaydı eğer.

 

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,

beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

 

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,

tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

 

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,

yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

 

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,

son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

 

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,

her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

 

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,

dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

 

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,

namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

 

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,

dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

 

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,

sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

 

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,

kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

 

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir

ayrılık gizlendiğine

belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci

dereceden failidir"

denmeseydi eğer.

 

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,

ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

 

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,

kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle

avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

 

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.

Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini

tutmak isterse...

 

Evet Sevgili,

Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim

uzanmak isterdi ince parmaklarına,

mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık

etmiş olmasalardı eğer!!

  • 5 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Erteleme

 

Ben yenildim, öyleyken de saçlarım uzarmış

...anladım

Hayatım ve tırnaklarım

Bir cenin umuduna aldandım

Yalnızım sapına kadar... ya erenler

Hüznümün alnımda münhal bir arsası var

Ölüm iki parsel... hayata kandım

 

Ben yenildim, böyleyim, tüyübitmedik ölüm

Ardımdan konuşur ve bankadaki hesabıma

...göz diker

Ben yenildim, 60 x 1,72 olarak yere serildim

İpim yok, ilacım eski... intiharı erteledim

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Sancısını yaşıyorsun kaç zamandır

Yeni bir güne sevinçle başlamanın

Yoluna ışık tutan sözcükler

Var mı o günün ışıltılı kanatlarında

Rüzgâra dost olan soluklar var mı

Altını çize çize soruyorsun nedense

Ki hep aldatmış olduğun kendine

 

Adın çoktan çocuğa çıkmış oysa

Çoktan anlaşılmaz olmuşsun

Şu güzel ömrün tam ortasında

Kuşları sora sora düşen yapraklarda

Ey çılgın

Kanadı kırık her kuşa

Kanat olmaktan yorulmuşsun -_-

 

Bulutları çarpışa çarpışa yorgun

Bir gökyüzüdür artık gülüşün

Gönderi tarihi:

Bir Su Yılı Denebilirdi...

 

Bir su yılı denebilirdi geldi geçti

Üstünde durmuyorum

Terledim, bulanık baktım

Ne varsa kendiliğindendi

Hemen hemen evden çıkmadım.

 

Sanki avuçlarımda sürekli

Yıkanmış, tabağa konmuş bir meyvenin ellenmişliği

Ola ki makyajı bir oyuncunun karışmış gözyaşlarına

Yeni kireçlenmiş bir duvarın kireci

Avuçlarımda sürekli

Bir su yılı denebilirdi üstünde durmuyorum

Kalmışsa kalmıştır bir çomak gibi

Kuru

Artık kullanılmayan bir demiryolu

Kararmış, kırık dökük

Üstünde bir yük vagonu.

 

Mavi bir araba kapımın önünde

Bütün yıl

Bir su yılı

Kapısını kimse açmadı

Açıp kapamadı hiç kimse

Aslında mavi de sayılmazdı pek

Balkıyıp duruyordu kırmızı bir şakayığın renginde

Yani sabah güneşlerini denizde

Günbatımını denizde

Severek yaşayan bir balık da denebilirdi ona

Çünkü düşler gerçekle

Gerçekler düşle

Anlayınca bir gün buluştuğunu

Geçirir her günceye kısa bir yolculuğu

Ama bir takı eksik gibidir bir sözcükte

Damağın dudağın alışkanlığına karşı

Kalbin atışlarıyla çok uyumlu bir de.

 

Hadi anlat deseler anlatamam

Bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi

Yani bir kunduzu karşıdan karşıya yüzdüren sezgi

Nedir ben bilemem ki

Belki bir raslantıdır da ondan mı sevdanın yeri

En yakın yeri

En uzak yeri

Bitmeyen yeri

Bitecek yeri

Farkedilmez zaten anlaşılmış sevdanın

Anlaşılmaz sevda ile bütün ekleri.

 

Gözlerim sevdim seni

Köklerim gözlerimin

Suyunu benden içen ıssız bir kasaba gibi

Gönderi tarihi:
Bir Su Yılı Denebilirdi...

 

Bir su yılı denebilirdi geldi geçti

Üstünde durmuyorum

Terledim, bulanık baktım

Ne varsa kendiliğindendi

Hemen hemen evden çıkmadım.

 

Sanki avuçlarımda sürekli

Yıkanmış, tabağa konmuş bir meyvenin ellenmişliği

Ola ki makyajı bir oyuncunun karışmış gözyaşlarına

Yeni kireçlenmiş bir duvarın kireci

Avuçlarımda sürekli

Bir su yılı denebilirdi üstünde durmuyorum

Kalmışsa kalmıştır bir çomak gibi

Kuru

Artık kullanılmayan bir demiryolu

Kararmış, kırık dökük

Üstünde bir yük vagonu.

 

Mavi bir araba kapımın önünde

Bütün yıl

Bir su yılı

Kapısını kimse açmadı

Açıp kapamadı hiç kimse

Aslında mavi de sayılmazdı pek

Balkıyıp duruyordu kırmızı bir şakayığın renginde

Yani sabah güneşlerini denizde

Günbatımını denizde

Severek yaşayan bir balık da denebilirdi ona

Çünkü düşler gerçekle

Gerçekler düşle

Anlayınca bir gün buluştuğunu

Geçirir her günceye kısa bir yolculuğu

Ama bir takı eksik gibidir bir sözcükte

Damağın dudağın alışkanlığına karşı

Kalbin atışlarıyla çok uyumlu bir de.

 

Hadi anlat deseler anlatamam

Bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi

Yani bir kunduzu karşıdan karşıya yüzdüren sezgi

Nedir ben bilemem ki

Belki bir raslantıdır da ondan mı sevdanın yeri

En yakın yeri

En uzak yeri

Bitmeyen yeri

Bitecek yeri

Farkedilmez zaten anlaşılmış sevdanın

Anlaşılmaz sevda ile bütün ekleri.

 

Gözlerim sevdim seni

Köklerim gözlerimin

Suyunu benden içen ıssız bir kasaba gibi

 

***

şiir dostum

teşekkür ederim...

yüreginize sağlık..

:clover:

Gönderi tarihi:

Vakit geçti,

Kapandi tüm kapilar.

Boşlugun uzaylaşti içimde,

Sensizlik atiyor yüregimde şimdi

Damar, damar.

 

Barajlarda hapsedilmiş,

Özgürlügüne aglayan

Sulara döndüm.

Yokluguna siziyorum şimdi

Azar, azar.

 

Sensiz bu yaşam

Bilmem ki neye yarar?

Sana varan yollar kesilmiş şimdi

Duvar duvar.

 

Sensizlik atiyor yüregimde şimdi

Damar, damar.

Gönderi tarihi:

yaralı martı

kanadına merhem olsam

solgun güneş

yüreğine ateş olsam

yansan,

yansam,

yakılsam...

Gönderi tarihi:

...Azalan birşey değilsin

 

Azalan birşey değilsin inan...

gün geçmiyor ki sana birikmişliğim

olmasın..

körfezine daha yakın bir

gemiyim şimdi...

çeyrek asırlık deniz aşırı

yolculuğumun

sevimli vuslat limanısın...

aşksamışlığımın- kara göründü-

dediği yerdesin.......

kokladıkça kokusu artan mis gibi

bir çiçek..

hissettiğim ama henüz adı bulunmamış

bir hissin konukluğundayım....

sen de ben...coşkumsun....

beni özgür kılansın...

yörüngesine çeken bir

gökparçasısın sanki..

çoğalmışlığım...

sarmalanmışlığım.....

dolunayımsın.....

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses,

esiyor bize değmeden, bizden almadan

hiç uğramadığımız bir yerlerden doğruca.

Uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla.

İbret olsun diye savuruyor

uzaklara bir meddücezir haritasını.

Ne uzanma, ne geri çekiliş;

biz varsayılanın ortasında

iki içine işleyen zaman,

iki uyurgezer nokta.

 

Şimdi sen bile bu şiir için

çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses,

kışın soğuk balıklardan takviminde

sadece kendine dökülen bir yapraksın.

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Yürümek;

yürümeyenleri

arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,

havaları boydan boya yarıp ikiye

bir mavzer gözü gibi

karanlığın gözüne bakarak

yürümek!..

 

Yürümek;

dost omuzbaşlarını

omuzlarının yanında duyup,

kelleni orta yere

yüreğini yumruklarının içine koyup

yürümek!..

 

Yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,

arkadan çelme attıklarını

bilerek

yürümek...

 

Yürümek;

yürekten

gülerekten

yürümek...

Gönderi tarihi:

seni düşlerime aldım,

uykusuz kaldım.

seni uykularıma aldım,

düşsüz kaldım.

başıma aldım, sensiz;

gönlüme aldım, başsız,

sensiz, yollarda pulsuz,

pullarda mektupsuz kaldım.

sana adlar aradım.

ardında adsız kaldım.

Gönderi tarihi:

Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun,

Daha bir dumanlı,

Daha bir derin!

Şu anda, omzumdan tanıdık bir el,

Tutup silkelese şöyle bir güzel,

Kurtulsam yükünden düşüncelerin!..

Gönderi tarihi:

Dağılacağız yıldızlara bir bir

Sarı ışıkları evlere bırakıp

Sen ve ben

Ardımıza bakmadan artık

 

Kanserli bölgeyi alacak çünkü

Yaşamımızdan bir el

Serum şişeden akarken

Hızlanan bir ivmeyle

Yerçekimini tersine döndürmek

Geçiyor içimden

Serum şişesine işemek

Damarlarımdan

Gözlerinin içine bakarak

Tükürerek suratına ölümün

Mümkünü yok

Ben bozulmuş insan eti

Sen gecesin bayat

Basat ölüm

Çekinik hayat

Dövüşürüz sövüşürüz

Sabreden sarılık

Karaciğerimde patlar

İçimde mayın tarlası var

Gönderi tarihi:

Yaşamın, kendi kendine ağırlık haline getirdiğin

şeylerin altında ezilmenin süreci olacak.

Yaşamı 'hafifçe' yaşayabilseydin, yaşamın olayları da

uçup giderler, sana yük olmazlardı - ama o zaman da,

uçucu, boş olurdu yaşamın. Bu yüzden, yaşadığın her

olayı 'ağır'laştıracaksın; ki uçup gitmesin, omuzuna

çöksün; sen de onun yükünü taşıyasın.

Yaşaman, yaşamın yükünü yüklenmek olacak.

Yaşam, yükleneceğin yüktür.

Yaşamın, yükündür.

 

Oruç aruoba

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

AŞK YAŞAYANLAR İÇİNDİR

Ağladığını istemem ben ölürsem.

Beni en sevdiğin halimle hatırla.

Uzak bir yerde çalıştığımı düşün.

Hayatta olduğuma inan

Bir gün gelir kendiliğinden

Geçer bütün üzüntün

Her yeni gelen günü

Yeni bir ümitle beklemeli

Her yeni gün yeni havalarla gelir

Gece, yağan yağmurla uyursun

Sabah, birde bakarsın odan güneşli.

Her gelen vapur, tren

Yeni insanlarla gelir...

Ben esmerdim güzelim

Bu sefer bir sarışını seversin

Aşk yaşayanlar içindir...

 

Necati CUMALI

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

“ Bazen,

Yıldızları süpürürsün ,farkında olmadan.

Güneş kucağındadır ,bilemezsin.

Bir çocuk gözlerine bakar ,arkan dönüktür.

Ciğerinde kuruludur orkestra,duymazsın .

Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın...

 

“ W.Shakespeare

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Beni geçmişin dehşetiyle besle

beni geleceğin özsuyuyla

 

Küpeler tak kulaklarıma kirazlardan

mendilimi fesleğenlerle yıka

 

Bana çılgın bir gürleyiş bellet

yankısıyla kapan üstüme geceleri

 

Benimle rüzgarları tanıştır

gözlerimi boralara düğümle

 

Beni kankardeşi bilsin gözyaşların

beni umudunla büyüle

 

Bana ıssız gecelerden yıldız kaymaları sun

beni ucu kıl birbirine sürtünen çakmak taşlarının

 

Koynuma başakları yıkayan yağmurunla yağ

kasıklarımı zeytin yapraklarıyla yenile

 

Ben seni esir alayım şiirlerle

Sen beni kul bil kendine

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.