Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Şeriati esas alan yaşamda neler değişecek?


BrainSlapper

Önerilen İletiler

Herkesin dini inancı, toplumsal alana yansımadıkça, başkalarının hayatına müdahale etmedikçe bizi ilgilendirmez diye, defalarca yazdık. Kim neye istiyorsa ona tapsın, ister at'a, ister ot'a.

Tapındığı şey ister harem vaadetsin, ister buğday ambarı, ister çeşit çeşit fanteziler.

Hiçbirisi bizi ilgilendirmez.

 

Peki neden İslam'ın, Kuran'ın, Muahmmed'in sadece kendi dönemine ve kendi çıktığı kültüre ait bir düzenleme çabası olduğunu, o kültür ve o dönem dışında uygulanamayacağını söyleyip duruyoruz? Neden Kuran'ın -varsa- Tanrı'dan olmadığını söyleyip duruyoruz?

 

Nedeni şu: 7. yüzyıla ait Arap gelenekleri ile modern toplumu düzenleme çabalarının getirdiği ve getireceği acıları, kaosları, felaketleri önlemek için.

 

Haber

 

'Kızlar 9'unda evlenebilir '

İlahiyat Prof.'u Mustafa Yurtkuran aile ilmihali kitabında ki düşüncelerinden dolayı şimdi YÖK'e ihracı için başvuruluyor

 

İstanbul Tuzla Belediyesi'nin yeni evli çiftlere dağıttığı, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren'in yazdığı 'Delilleriyle Aile İlmihali' adlı kitap tepkilere neden olmuştu. 'Kızlar dokuz yaşında evlenebilir', 'Eşinizi iz bırakmadan dövebilirsiniz' gibi önerilerin bulunduğu kitap hakkında CHP Tuzla İlçe Örgütü Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunurken, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran ise yaptığı yazılı açıklamada, 'Döndüren'in mensubumuz olmasından utanç duyuyoruz' demişti. CHP Tuzla İlçe örgütünün suç duyurusu talebine ise C.Savcılığı, Prof. Dr. Döndüren'in devlet memuru olması ve hakkında 'lüzumu muhakeme' kararı bulunmaması nedeniyle görevsizlik kararı verdi.

 

Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü'nün üç öğretim üyesi tarafından sürdürülen soruşturma, kanıtların toplanıp, Prof. Dr. Döndüren'in ifadesinin alınmasından sonra tamamlandı. Soruşturma sonunda Prof. Dr. Döndüren'in kamu görevinden çıkartılması için YÖK'e öneride bulunulurken, Tuzla Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturma başlatması için de lüzumu muhakeme kararı çıkartıldı. Çıkartılan bu kararı içeren dosyalardan biri Tuzla Cumhuriyet Savcılığı'na diğeri ise Danıştay'a gönderildi.

 

YÖK'ün soruşturma sonucunu kabul etmesi halinde, Prof. Dr. Hamdi Döndüren'in kamu görevine son verilip üniversiteden çıkartılacak.

 

Daha önce müslüman arkadaşlarımızdan biri "peygamberimizi örnek alalım" dedi.

ben de bunun üzerine "mesela anaokulunun önüne gidip kendinize nişanlı beğenerek, veya "yok ben 9 yaşına kadar bekleyemem" diyorsanız ilkokul 3. sınıflar arasından eş beğenerek, peygamberinizi örnek almaya başlayabilrisiniz" demiştim, forum idaresi yazımı "hakaretamiz" bulmuş ki sansürledi o bölümü.

 

Umarım, medyaya çıkmış bu haberden sonra yukarıda tekrarladığım sözler de sansürden yemezler.

 

Eğer bu ülkede, Kuran Hukuku, yani Şeriat geçerli olursa neler olacağının göstergesidir bu haber.

İlkokul önlerinde eş seçen *****lar! (Kendim sansürledim, istediğiniz kötü kelimeyi koyun)

 

Hatta "ne olacak, ben de peygamber gibi 3 sene nişanlı gezerim, hem sünnettir" diyerek, ana okullarının önünde bile bekleşen *****lar! (Kendim sansürledim, istediğiniz kötü kelimeyi koyun)

 

Fetva gelmiş ne de olsa, hem de bilim adamı kılıklı bir yobazdan.

Belediye de herkese bedava dağıtıyor ki herkes örnek alsın, öğrensin uygulasın.

 

Böyle insanları durduracak, medeni kurumlar da olmayacak şeriat gelirse.

Sonra 50-60 yaşında bir adam ve 9-10 yaşlarında 4 kız çocuğu!

Herşey Şeriate göre yasal.

Çocukların aklı da ermediğinden başka kız çocukların gelmesine de sevinirler, evcilik oynarız diye, böylece "diğer eşlerin rızasını alma" işi de kitabına sığdırılmış olur.

Bir de muta nikahını işin içine kattığın zaman, *****ların keyfine diyecek olmaz.

Dünyanın her yerinden akın akın ***** gelir buraya.

Müslüman da olurlar ha.

4 kızçocuğu ile evlilik adı altında harem kurma imkanı olursa işin ucunda, sapıklar din de değiştiriler.

Türkiye mutlu mesurt bir ülke olur.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peygamberliğin gelişinden on yıl sonra, 50 yaşındayken eşi Hz. Hatice’yi kaybeden peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev işleri ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de İslâm’a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Sevde’yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir’ in kızı Hz.Ayşe’yi istetti.

 

Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin peygamberimizle evlendiği yaşın 17-18 olduğu ortaya çıkar.

 

Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı saadet” kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)

 

Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l enbiya Hz. Muhammed ve hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)

 

Aksine, çocuk po*nosuyla yakalananların yapısına baktığımızda bu yök sisteminin eğittiği eğitimli kişler olduğu ortadadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe'nin peygamberimizle evlendiği yaşın 17-18 olduğu ortaya çıkar.

 

Ben aksi yönde bir hadis vereyim:

 

Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Benî'l-Hâris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Rumân, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."

Buhari, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61;

Müslim, Nikah 69, (1422);

Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937);

Nesai, Nikah 29, (6, 82).

 

 

Ancak sizin iddianız da araştırılmalıdır. Zira başkalaarı da sizin verdiğiniz kaynağa dayanarak aynı iddiada bulundu.

 

Bu iddianız doğru ise, Uludağ Üniversitesindeki ilim adamı kılıklı şahısa tepkiyi bizden önce müslümanlar göstermelidir.

 

Bu dudumda, bir müslüman olarak, 9 yaşında kızla evlenmek caizdir diyen ilim adamı klıklı şahısın bir insanlık ayıbı olduğunu ve bu fikrinin kaynağı olan düşüncenin insanlık ayıbı olduğunu söyleyebilirmisin?

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peygamberliğin gelişinden on yıl sonra, 50 yaşındayken eşi Hz. Hatice’yi kaybeden peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev işleri ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de İslâm’a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Sevde’yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir’ in kızı Hz.Ayşe’yi istetti.

 

Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin peygamberimizle evlendiği yaşın 17-18 olduğu ortaya çıkar.

 

Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı saadet” kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)

 

Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l enbiya Hz. Muhammed ve hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)

 

Aksine, çocuk po*nosuyla yakalananların yapısına baktığımızda bu yök sisteminin eğittiği eğitimli kişler olduğu ortadadır.

Mü'min kardeşim;ayşenin 15 yaşında olması gerçeği değiştirmez,muhammed 50 yaşında koskoca adam!!

Sana ne öğretildi bilmiyorum ama bir de şöyle düşün;madem ki islamı yaymak çocuklara

bakmak için kadın yada kadınlara ihtiyacı vardı muhammedin,onları kendine

zevce mi yapmalıydı??evlatlık edinemezmiydi veya bir dernek,halkevi kurup bu kadınların

islam adına çalışmalar yürütmelerini sağlayamazmıydı?Ben sana söyleyeyim Onlarla pekala karıkoca hayatı

yaşamıştır muhammed bunu inkar edebilirmisin?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben aksi yönde bir hadis vereyim:

Ancak sizin iddianız da araştırılmalıdır. Zira başkalaarı da sizin verdiğiniz kaynağa dayanarak aynı iddiada bulundu.

 

Hadis Peygamberimizin sözleridir...orda Hz.Aişeye ait olduğu söylenen bir cümle vardır.

İslam tarihçileri burda belirtilen yaşı cerhetmişlerdir.

 

Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi.Hz.Aişenin Biyografisi ortadır ve aksisi yanlıştır..27 yaşından 9 çıkarttığımızda sonuç ortada diğer meselede yanlış bilgilendirme var, bu olaya günümüzde dedelerimizin bile hangi yılda doğduklarını bilmedikleri ve yaşlarını tam bilemedikleri gerçeğinide göz önünde tutmalıyız.Kaldıki 1400 yıl önceki kişi yaşı net söylene.

 

Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir:

 

Peygamber efendimiz kendi döneminde ‘Muhammedü’l-emin ‘ (güvenilir Muhammed ) olarak adlandırılmış ,sadece zenginlerin üye olabildiği ‘Hılfu’l-fudul’ derneğine zengin olmadığı halde kabul edilmiş ,çevresince kendine güvenilen ,genç,ahlaklı ve yakışıklı bir insandı.Kabeyi su bastığı zaman ‘ Haceru’l –esved ‘ taşını , kabile reisleri arasında tek reis olmayan peygamberimiz yerine koymuştur.Peygamber efendimiz peygamberliğini ilan ettiği zaman Mekkeli müşrikler peygamberimize şu teklifte bulunurlar : ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim.Yeter ki sen bu davadan yani islamı anlatmaktan vazgeç. ‘

 

Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’

 

Görüldüğü gibi Peygamberimizin dünya malına düşkün olması veya benzeri bir iddia gerçek olsa idi , daha genç iken tüm bu imkânları elinin tersi ile bir kenara itmemesi gerekirdi!Ama O Yüce insan , insanları battığı *****sızlık ve kötülük batağından kurtarmak için mücadele ve iftiralara zulme muhatap olma pahasına iyiliği tebliğ ve yayama yolunu tercih etmişlerdir...

 

Bu iddianız doğru ise, Uludağ Üniversitesindeki ilim adamına tepkiyi bizden önce müslümanlar göstermelidir.

Bu dudumda, bir müslüman olarak, 9 yaşında kızla evlenmek caizdir diyen ilim adamı klıklı şahısın bir insanlık ayıbı olduğunu ve bu fikrinin kaynağı olan düşüncenin insanlık ayıbı olduğunu söyleyebilirmisin?

 

Burda İlim adamımızın İslamda büyük bir yere sahip olan örfi hukukunu genelleme hatasını yaptığını söyleriz.Bu bizim örfümüze terstir.Herkes hata yapabilir.

Sicak bölgelerde kizlarin ergenlige erken girdiklerini gözönünde tutarsak bu evlilik Sıcak iklimli ülkelerde doğal karşılanmış ve örflerinde de yer etmiştir.Bu oraların örfüne uygunsa olabilir.

 

Mü'min kardeşim;ayşenin 17-18 yaşında olması gerçeği değiştirmez,muhammed 50 yaşında

 

Bu örfle alakalıdır.Örflerde bu olay doğaldır.

 

60-70 yaşındaki Biyoloji Prof.A.Demirsoy’da öğrencisiyle evlendi..Bunu kınanacak bir durum değildir.Burda örfler ön plandadır.İslamda örfi hukuk önemli yere sahiptir.

 

Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir.Örfe ters bir durum söz konusu değildi.Olağanüstü bir durum olsaydı onun düşmanları tarafından bu kullanılırdı.

sicak bölgelerde kizlarin ergenlige erken girdiklerinide gözönünde tutarsak bu evlilik doğaldır.

 

saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Örftü mörftü bunların hepsi muhammedi aklamak için uydurulan hikaye.Burda sıradan bir inandan değil,insanlara örnek diye tantıtığınız sözde bir peygamberden bahsediyoruz.Muhammed örfe bağlı bir insan idi ise neden evlatlıkların eşleri ile evlememe örfünü şeyinin keyfi için ayet indirip değiştirmiştir?

 

 

Ahzap 37- Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.Muhammed örfe bağlı bir insan idi ise neden evlatlıkların eşleri ile evlememe örfünü değiştirmiştir?

 

Kur'an-ı Kerim bize yardımı emreder. İyilik de yarış yapmamızı, fakirleri doyurup yetimleri korumamızı emreder. İslam tarihinde "Sokak Çocuğu" deyimi görülmemiştir.Babasız ve annesiz kalan çocukları, hayır sever müminler, "ahirette peygamberimizin komşusu oluruz" diye himayelerine almışlar, besleyip, büyütüp, evlendirmişler, iş kurmuşlar. Sonra bu hayrı kurumlaştırmışlar ve "Daru'l-Eytam'ı" kurmuşlar. Buralardan sadrazamlar, kadılar, ilim adamları, paşalar çıkmıştır.

 

Allahu Teala yanımızda büyüyen çocukların adı anılırken, onların gerçek babalarının gizlenmemesi ve onuda anmamızı. Kendimize nispet etmememizi istemiştir..Bu hassasiyet ayetler de de belirtilmiştir.Toplumdaki asıl evlat gibi anılmamasını asıl evlattan farklı olduğu Onları din kardeşimiz ve dostlarımız olarak görmemiz istenmiştir.

 

Ahzab 5- Evlatlıkları (hakiki) babalarıyla çağırınız. Allah katında bu daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşlerinizdir ve dostlarınızdır.

 

Cahiliye döneminde evlat edinen insanlar, evlatlıklarını gerçek evlatları gibi görme gibi yanlış tabu oluşturmuşlardı.Bu yanlış örf bu Ahzab 37 deki durumla yıkılımıştır.

 

İslam özde yanlış olan hurafe türündeki örfleride kaldırmıştır buna bir diğer örnekte iki bayram arasında evlenmenin yanlış ve kötü olduğunu toplumda örfleşmesiydi ve Peygamberimiz(s.a.v) Hz.Aişe ile Ramazan bayramından sonra İki bayram arasında evlenerek bu yanlış hurafeyide bizzat uygulayarak yıkmıştır.

 

Hz.Muhammed (s.a.v)e o zamandaki düşmanları hiçbir zaman ona şehvet düşkünü çıkarcı rüşvetçi diyememiştir.Aksine bizzat düşmanları bile Emin (güvenilir) sıfatını vermişlerdir.

 

Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü yanlış cahiliye adetlerini yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.

 

 

ayrıca yazımdan yaptığın alıntı nasıl olduysa yanlış olmuş ben 15 yaş yazmıştım sen onu 17-18 alıntılamışsın??

Sayın Lucas,

 

Mesaj 3 te

Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin peygamberimizle evlendiği yaşın 17-18 olduğu ortaya çıkar.

 

Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı saadet” kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)

 

Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l enbiya Hz. Muhammed ve hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)

 

Hz.Aişenin yaşının mesajımda 17-18 olduğunu belirtmiştim.Sizde bu 3.nolu mesajımdan alıntı yaparak bana cevap verirken 15 rakamını belirtmediğim halde belirttiğim 17-18'i değilde 15 rakamını kullanmanızı yanlış yazmış olabilir düşüncesiyle değiştirdim.Eğer ben yanlış anladıysam özürdilerim.Eğer düşündüğüm gibi değilse bana cevap verdiğiniz mesajınızdaki 15 rakamını nerden buldunuz ki ben 15 rakamını belirtmedim?

 

 

bir dernek,halkevi kurup bu kadınların islam adına çalışmalar yürütmelerini sağlayamazmıydı?

 

Bayanların bazı özel soruları oluyor ve bunu peygamberimize rahatça açarak konuşamıyorlardı.

 

Bu konuda Hz.Aişe eğitilmiştir.Eğer evlilik bağı olmasaydı varın dedikoduları büyüklüğünü siz düşünün.

 

Ona 'Hümeyra' lâkabını vermiş ve: "Dininizin yarısını bu Hümeyra'dan alınız" buyurmuşlardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kur'an-ı Kerim bize yardımı emreder. İyilik de yarış yapmamızı, fakirleri doyurup yetimleri korumamızı emreder. İslam tarihinde "Sokak Çocuğu" deyimi görülmemiştir.Babasız ve annesiz kalan çocukları, hayır sever müminler, "ahirette peygamberimizin komşusu oluruz" diye himayelerine almışlar, besleyip, büyütüp, evlendirmişler, iş kurmuşlar. Sonra bu hayrı kurumlaştırmışlar ve "Daru'l-Eytam'ı" kurmuşlar. Buralardan sadrazamlar, kadılar, ilim adamları, paşalar çıkmıştır.

 

Allahu Teala yanımızda büyüyen çocukların adı anılırken, onların gerçek babalarının gizlenmemesi ve onuda anmamızı. Kendimize nispet etmememizi istemiştir..Bu hassasiyet ayetler de de belirtilmiştir.Toplumdaki asıl evlat gibi anılmamasını asıl evlattan farklı olduğu Onları din kardeşimiz ve dostlarımız olarak görmemiz istenmiştir.

 

Ahzab 5- Evlatlıkları (hakiki) babalarıyla çağırınız. Allah katında bu daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşlerinizdir ve dostlarınızdır.

 

Cahiliye döneminde evlat edinen insanlar, evlatlıklarını gerçek evlatları gibi görme gibi yanlış tabu oluşturmuşlardı.Bu yanlış örf bu Ahzab 37 deki durumla yıkılımıştır.

 

Bir insanın evlatlığını gerçek evladı gibi görmesinin neresi yanlış onuda yazsaydınız. Hadi hatırınız kırılmasın diye yanlış diyelim, ve bu örf değişmesi gerekiyordu,ahzap 5 te demiş işte diyeceğini allah, illa evletlığın eşini muhammedin koynuna sokmasımı gerekiyordu?

 

Mademki kan bağı olmayanlar gerçek akraba sayılmıyorsa bu ayetilerin işi ne kuranda?

 

Ahzap 6- Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanımları da onların analarıdır. Akraba da Allah'ın kitabında birbirlerine, diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza

 

 

 

Ahzap 53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.

 

Muhammedin hanımları inananların gerçek anasımı? Niye o kadınlarla evlenme yasağı var?

 

Başkalarına gelince evlatlık mevlatlık tanımam sen benim öz evladım değilsin,kes sesini eşinle evlenirim işte,ama kendi hanımları söz konusu olunca hooop durun bakalım onlar sizin ananız evlenmek yasak.

 

Bu nasıl bir allah ki sürekli muhammede torpil geçiyor ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ateistlere zaten her platforumda mantıklı cevaplar veriliyor ama bir müddet sonra objektif olamadıkları için aynen sil baştan devam edilmekte bir objektifce yaklaşabilseler keşke..

 

Burada dinsizler tarafından dikkate getirilmiş olan dinsel sorunlara, müslümanlşar tarafından verilen "mantıklı" cevaplardan birkaçını alıntıla.

 

İnanç niteliğindeki şeylşeri bize mantıklı cevap diye sunmayın lütfen.

 

Burada tarafımızdan dikkate getirilmiş olan hiçbir İslami soruna mantıklı cevap verilmemiştir. Verilen sadece inançların desteksiz olarak tekrarından ibarettir.

 

Müslümanlardan biri Kuran'da işaret etttiğimiz çelişkilere falan mantıklı bir cevap verse, yazmayı bırakacağım.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.