Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

YURTSEVER CEPHE GENEL MECLİSİ'NİN 1 MAYIS'A DAİR KAMUOYUNA AÇIKLAMASIDIR

 

1 Mayıs 2007 için DİSK Başkanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamada, 1977'de yaşanan katliamın 30. yıldönümünde Taksim-1 Mayıs alanının kutlamaların merkezi olması öngörülmektedir.

 

Yurtsever Cephe bu yaklaşımın ilkesel olarak doğru olduğu kanısındadır.

 

Bugün Türkiye işçi sınıfının temel ihtiyacı siyasal anlamda kimlik ve kişilik kazanmaktır. 1977 Kanlı 1 Mayıs'ı, emekçileri 12 Eylül 1980'de karanlık bir diktatörlüğün ilanını kabullenmek zorunda bırakan tarihsel bir provokasyonun en önemli unsurlarından biridir. Bu süreç işçi sınıfımızın örgütsüzleştirildiği, halkımızın duyarsızlaştırıldığı bir süreç olarak yaşanmış ve bugünlere gelinmiştir. Aynı zaman süresince kazanan emperyalizm ve işbirlikçi kapitalist düzen olmuştur.

 

Türkiye toplumu, tarihin en ağır yoksulluk, en yaygın işsizlik, en derin eşitsizlik, en yoğun yozlaşma koşullarına, ülkemiz ve halkımızın parçalanmasına yönünde gerçek bir tehdidin varlığına karşı anlamlı bir karşı koyuş sergileyemiyorsa, suçun biricik kaynağı olarak geçmişin gösterilmesi, kuşkusuz yetersiz kalacak, yanlış olacaktır. Ancak yeni bir sınıf hareketinin ve onurlu bir direncin ortaya çıkarılması için tarihsel göndermelerin uyarıcı olacağı da açıktır.

 

1 Mayıs'ta emekçi sınıfların en geniş birliğinin temin edilmesi ile emperyalizme ve kapitalizme karşı ülkeye, emeğine sahip çıkışın sergilenmesi arasındaki bağ açıktır.

 

Yurtsever Cephe, bu siyasal değerlendirmeler ışığında, 1 Mayıs 2007'nin Taksim-1 Mayıs alanında kitlesel olarak kutlanması tutumunun doğru olduğunu ve bu tutumun arkasında durulması gerektiğini ilan etmektedir. Bu politikanın sonuç alması doğrultusunda Yurtsever Cephe yapıcı bir tavır sergileyecek, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününü sahiplenen tüm kesimlerin ortaklığının temin edilmesine katkı verecektir. Söz konusu kesimlerin de aynı yapıcı tutumu geliştirmesinin tarihsel bir sorumluluk anlamı taşıdığı unutulmamalıdır.

 

1 Mayıs 2007'de emperyalizme, işbirlikçiliğe, gericiliğe ve sömürüye karşı Taksim'deyiz.

 

YURTSEVER CEPHE GENEL MECLİSİ

Gönderi tarihi:
YURTSEVER CEPHE GENEL MECLİSİ'NİN 1 MAYIS'A DAİR KAMUOYUNA AÇIKLAMASIDIR

 

1 Mayıs 2007 için DİSK Başkanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamada, 1977'de yaşanan katliamın 30. yıldönümünde Taksim-1 Mayıs alanının kutlamaların merkezi olması öngörülmektedir.

 

Yurtsever Cephe bu yaklaşımın ilkesel olarak doğru olduğu kanısındadır.

 

Bugün Türkiye işçi sınıfının temel ihtiyacı siyasal anlamda kimlik ve kişilik kazanmaktır. 1977 Kanlı 1 Mayıs'ı, emekçileri 12 Eylül 1980'de karanlık bir diktatörlüğün ilanını kabullenmek zorunda bırakan tarihsel bir provokasyonun en önemli unsurlarından biridir. Bu süreç işçi sınıfımızın örgütsüzleştirildiği, halkımızın duyarsızlaştırıldığı bir süreç olarak yaşanmış ve bugünlere gelinmiştir. Aynı zaman süresince kazanan emperyalizm ve işbirlikçi kapitalist düzen olmuştur.

 

Türkiye toplumu, tarihin en ağır yoksulluk, en yaygın işsizlik, en derin eşitsizlik, en yoğun yozlaşma koşullarına, ülkemiz ve halkımızın parçalanmasına yönünde gerçek bir tehdidin varlığına karşı anlamlı bir karşı koyuş sergileyemiyorsa, suçun biricik kaynağı olarak geçmişin gösterilmesi, kuşkusuz yetersiz kalacak, yanlış olacaktır. Ancak yeni bir sınıf hareketinin ve onurlu bir direncin ortaya çıkarılması için tarihsel göndermelerin uyarıcı olacağı da açıktır.

 

1 Mayıs'ta emekçi sınıfların en geniş birliğinin temin edilmesi ile emperyalizme ve kapitalizme karşı ülkeye, emeğine sahip çıkışın sergilenmesi arasındaki bağ açıktır.

 

Yurtsever Cephe, bu siyasal değerlendirmeler ışığında, 1 Mayıs 2007'nin Taksim-1 Mayıs alanında kitlesel olarak kutlanması tutumunun doğru olduğunu ve bu tutumun arkasında durulması gerektiğini ilan etmektedir. Bu politikanın sonuç alması doğrultusunda Yurtsever Cephe yapıcı bir tavır sergileyecek, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününü sahiplenen tüm kesimlerin ortaklığının temin edilmesine katkı verecektir. Söz konusu kesimlerin de aynı yapıcı tutumu geliştirmesinin tarihsel bir sorumluluk anlamı taşıdığı unutulmamalıdır.

 

1 Mayıs 2007'de emperyalizme, işbirlikçiliğe, gericiliğe ve sömürüye karşı Taksim'deyiz.

 

YURTSEVER CEPHE GENEL MECLİSİ

Bsarilar size!! Umarim fasist ceteler gene azip Taksim meydanini kana bulamazlar!!!!!

Gönderi tarihi:
YURTSEVER CEPHE GENEL MECLİSİ'NİN 1 MAYIS'A DAİR KAMUOYUNA AÇIKLAMASIDIR

 

1 Mayıs 2007 için DİSK Başkanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamada, 1977'de yaşanan katliamın 30. yıldönümünde Taksim-1 Mayıs alanının kutlamaların merkezi olması öngörülmektedir.

 

Bu yazıyı iki yerde açmanızın sebebi ne görülmez düşüncesimi?ikincisi şu kalınlaştırdığım yere dikkat edin hem katliam hemde kutlama bu nasıl iş?

Gönderi tarihi:

Amac 1 Mayis kutlamak degil,amac Türk devletine yumruk sallayip slogan atmak.Bu nedenle hem katliam hemde kutlama sözcüklerini kullaniyorlar.Her firsatta ülkeyi kaosa sürüklmeye calisan asiri sol dün oldugu gibibugünde yarinda görevini yerine getirmek icin sokak catismalari arayacaktir.Kendilerinden fazla bir farki olmayan karsi bozguncu kesime bir meydan okuma firsati olarak hep 1Mayis secilmistir bizim ülkemizde.1Mayis bütün dünyada isci bayrami olarak kutlanir,emekciler agirbasli,tahrikten uzak isteklerini o gün bir bayram havasi icinde anlatmanin mutlulugunu yasarlarken bizde bunu organize edenler maddi manevi destek verenlerin tek bir gayesi vardir,oda sivrlmis sloganlarla emekcinin isteklerinin hicbirisinin olmadigi konusmalarla devlete meydan okumak.Katliam ve kutlama sözcüklerini kullanmalarinidaki amac kutlarken öc almaya yöneliktir.Göreceksiniz,yine yüzleri maskeli kizil bayrak ve flamali gruplar(Bunlarin kimler olduklari gayet iyi bilinmektedir.)Tem'de polisle sopali tasli catisacaklardir,cünkü polis fasist devletin polisi olarak tanitilmistir onlara.Bu catismadan sonra TV.larda birileri cikacak ve polis cok sert davrandi diye konusmalar yapacaktir.Dikkat edin göreceksiniz 1Mayistaki sloganlardan biriside 301.madde olacaktir.Yani küfür özgürlügü.

Hicbirseyin ortasini bulamiyoruz,hep yakma yikma ile sartlandirilmisiz,Otobüsler yakilir,isyerlerinin cami cercevesi kirilir,arabalar taslanir,polis taslanir,bir zamanlarin kurtarilmis bölgeler varmis,örnegin;Filan sokak veya mahalle veya ilce il solcular icin kurtarilmis bölgelermis,diger taraftada karsi güclerin kurtarilmislari varmis.Sagcisi ile solcusu ile silah elde veya belde düsman aranirmis,saci uzun olan dayak yermis saclari icin,bazilarida biyik nedeni ile dayak yermis.Bu sartlarda 1Mayis 1977 gelip catmis,

Bir taraf sehitlerimiz diye isimler yayinlarlar diger tarafta devrim sehitlerimiz diye isimlerle ugrasirlar.Yani hic degisememisiz.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

öncelikle politaka ve suheda arkadaşlarıma teşekkür ederim.

1 mayıs ile 1977'de yaşanan katliamın ne alakası var?

1mayıs işçi bayramı........katliamla ne alaka......pkk paçavraları açmakla'mı 1 mayıs kutlanacak?

şimdi diyecksin'ki onu yapan ''''provakatörler'''ama buna izin veren'de sizlersiniz....buna müsade verilmese yapıla bilirmi?

Gönderi tarihi:

1977 1 mayısı. Devletin izin verdiği ve alan olarak gösterdiği Taksim Meydanı

 

500,000 işçi meydanda.

 

Miting başladıktan kısa bir süre sonra Polisin boşaltıp yerleştiği İnterconitenental oteli'nin (bugünkü adıyla The Marmara Oteli) Çatısından ve pencerelerinden 1 Mayıs'ı kutalayanların üstüne yaylım ateşi açılıyor. Tam bu dakikada bir sivil polis arabaları kitlenin arasına dalarak rastgele ateş açmaya başladı. Ardından polis panzerleri kalabalığın arasına dalarak insanları diri diri çiğnemeye başladı. . Vurularak, Polis Panzerleri altında ezilerek tam 34 kişi öldü.

 

Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 12 eylül belgeselinde. O gün görevli olan bazı polis müdürleriylede röportaj vardı. Ve müdürler, Panzerlere öyle yukarıdan emir verilmiştiki biz bile durduramadık diyorlardı. Katliamdan sonra, kalabalığın arasına dalan sivil polis otalarının plakaları tespit edildiği halde. Otelin çatısından ve pencerelerinden ateş açanların fotoğrafları çekildiği halde. Hiçbir soruşturma açılmadı.

 

Soruşturma açan savcı ise 1 günde görevden alındı.

 

ve şimdi Taksim meydanında 1 Mayısı kutlayanlar, azılı canavarlar ve onları katledenlerde kahraman oldu öylemi.

 

Bravo

Gönderi tarihi:
1977 1 mayısı. Devletin izin verdiği ve alan olarak gösterdiği Taksim Meydanı

 

500,000 işçi meydanda.

 

Miting başladıktan kısa bir süre sonra Polisin boşaltıp yerleştiği İnterconitenental oteli'nin (bugünkü adıyla The Marmara Oteli) Çatısından ve pencerelerinden 1 Mayıs'ı kutalayanların üstüne yaylım ateşi açılıyor. Tam bu dakikada bir sivil polis arabaları kitlenin arasına dalarak rastgele ateş açmaya başladı. Ardından polis panzerleri kalabalığın arasına dalarak insanları diri diri çiğnemeye başladı. . Vurularak, Polis Panzerleri altında ezilerek tam 34 kişi öldü.

 

Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 12 eylül belgeselinde. O gün görevli olan bazı polis müdürleriylede röportaj vardı. Ve müdürler, Panzerlere öyle yukarıdan emir verilmiştiki biz bile durduramadık diyorlardı. Katliamdan sonra, kalabalığın arasına dalan sivil polis otalarının plakaları tespit edildiği halde. Otelin çatısından ve pencerelerinden ateş açanların fotoğrafları çekildiği halde. Hiçbir soruşturma açılmadı.

 

Soruşturma açan savcı ise 1 günde görevden alındı.

 

ve şimdi Taksim meydanında 1 Mayısı kutlayanlar, azılı canavarlar ve onları katledenlerde kahraman oldu öylemi.

 

Bravo

 

Arkadaşım bir ülkenin polisi o ülkenin halkının üzerine neden durup dururken ateş açar?

Gönderi tarihi:
Arkadaşım bir ülkenin polisi o ülkenin halkının üzerine neden durup dururken ateş açar?

 

 

"

1 Mayıs 1977 İşçi Bayramı, 34 kişinin hayatını kaybettiği yaklaşık 130 kişinin yaralandığı gün, tarihe Kanlı 1 Mayıs adıyla geçmiştir.

 

1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı`nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı`nı doldurdu. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürmüş, miting de uzamıştır. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde İntercontinental Oteli`nin de üst katlarından ateş açıldı.

 

İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu`na itmeye başladı. Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu`ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.

 

28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişide panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır."

 

Wikipedia

 

Arkadaşım bunu bana niye soruyorsun. Katillere soracaksın bunu.

 

Neden insanları otel tepelerinden taradınız. Neden panzerlerle ezdiniz diye ?

 

Bunlar Sular İdaresinin üstünden kalabalığın üstüne ateş açanların resmi.

 

Web Siteme Git

 

buda sonuç

 

kazanci3.jpg

Gönderi tarihi:

Nail Güreli'nin yeniden yayımlanan '1 Mayıs 1977' (Ozan Yayıncılık, 2006) adlı incelemesini okurken kâbusa benzeyen o günleri anımsadım. Koskoca bir ülkenin insanları (bizler, sizler, hepimiz) nasıl da salakça üstlenmişler kendilerine verilen figürasyon rolleri! Tek tek ağaçlara bakmaktan nasıl da kaçırmışlar o koskoca ormanı! Sağcı olmuşlar, solcu olmuşlar, Maocu, Moskovacı, Ülkücü olmuşlar. Ama esas olarak figüran olmuşlar.

Ve, aynı kaynaklardan sağlanmış silahlarla birbirlerini vurmuşlar da vurmuşlar...

Güreli'nin kitabında 1 Mayıs 1977 öncesinde çeşitli farklı kampların organlarından alınmış yazılar var. Herkes herkesi uyarıyor, ajan provokatörlerden, kışkırtıcılardan, dış servis tahriklerinden söz ediyor...

Ve sonra, 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim Meydanı'nda tahmin edilenden de korkunç şeyler yaşanıyor.

Tanrılarca sonu belirlenmiş bir Yunan trajedisinin kaçınılmazlığı var sayfalarda.

Uyarıların hiçbir işe yaramayacağını biliyorsunuz, senaryonun nasıl ilerleyeceğini biliyorsunuz. Öyle ya, aradan 29 yıl geçmiş.

Ama asıl failleri, senaryo yazarlarını, ajanları hâlâ bilmiyorsunuz. 29 yıl sonra bile... Alıntı

 

Artık figüran olmayalım arkadaşlar birilerinin kışkırtması ile hareket etmenin faturasını çok acı ödedi bu millet,fakat ne kadar acıdır ki hala aynı şeyler devam ediyor.

Aşırı sol her olayda faturayı ülkücülere kesti,ülkücülerde aşırı solculara oysaki durum böyle değil her iki tarafta yazarın söylediği gibi figüranlık yaptı.

Bu ülke iç savaşlardan döndü aynı şeyleri yeniden yaşamayı kim ister kardeş kardeşini vurdu,biz Türk halkı olarak çabuk dolduruşa gelen bir milletiz bu yüzdendir herkesin sağduyulu davranması gerekir.

Üstelik şu Amerikanın maşası olmuş faşist guruh lafını aynen iade ediyorum.

Amaçlanan bir provokasyonu eleştirmeyi Amerikan maşalığı ve faşistliğe yorumlamak ne tahlisiz bir cevaptır,düşüncelerini burda avaz,avaz söylerken sende Amerikadan istifade ettiğinide unutuyorsun galiba....

Gönderi tarihi:

Ve sayin Süheda,bugün hala devam ediyor,figuranliklar.Hala o günlerin özlemi icinde olanlar var.Hala birileri sokaklara dökülüp sen fasistsin Türk'üm dedin al sana,bir digeri vay sen devrimcisin al sana diye parmaklari tetikte bekliyorlar.Doymadilar kan akitmaya.Ülkesini savunanlara milletini savunanlara bir düsmanlik almis yürümüs.Sanki bu memleketi bize Marks veya Lenin hediye etti,yikildi gittiler ama hala izleri duruyor,70 yil insanliga zulmettiler,esaret altinda inlettiler.Hitler 6,5 milyon Yahudi'nin kanina girdi Mussolinisi,Frankosu,Isveci Norveci Danimarkasi insanlari kafataslarina göre degerlendirdiler.Söyleyin Allahaskina Türk'ün hangi tarihinde böyle bir zulüm vardir.Uydurma ve yinede Komunistlerin yalanlari ile Türk milletine yüklenmeye calisilan Ermeni soykirim yalanlari bile Türk'ün tarihini kirletemez.Zulüm gören Türkler oldu,Türkleri katledenler Ermenilerdi.Tarih ortada.Komunist ve Türk düsmani tarihcilerin tarihlerini degil,Türk olmaktan utanan romancilarin iftiralari bile Türk'lerin tarihini kirletemez.Türk milleti asla fasist ve Irkci degildir.Türk milleti vatanini ve o topraklarda yasayan herkesi sevmistir sevmektedir ama Türk milleti tarihin her sahifesinde sevdikleri tarafindan ihanete ugratilmistir.

Birbirimize kenetlenmemiz gereken su günlerde aramizi acmaya bizleri birbirimize düsürmeye calismaktadirlar.Birileri hala 1 Mayis 1977 nin intikamindan bahsetmektedirler.Doymadilar doyacaklarida yok.

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bak dostum ben gariban degilim ve gariban ayaklarinada yatmiyorum,ben ne Amerikaya ****lik yaptim nede Lenin'in stalin'in Mao'nun izinden gittim.

Siz Lenin felsefesi ugruna Fasist avina ciktiniz ve kan döktünüz size karsi olanlarda Komünist avina cikti ve kan döktüler.Birakin artik kan koklamayi ve insanca yasamanin yollarini arayin.Kimsenin birseyi carpittigi filan yok siz sadece herseye carpik bakmaktasiniz.

saygilarla

Gönderi tarihi:
Nail Güreli'nin yeniden yayımlanan '1 Mayıs 1977' (Ozan Yayıncılık, 2006) adlı incelemesini okurken kâbusa benzeyen o günleri anımsadım. Koskoca bir ülkenin insanları (bizler, sizler, hepimiz) nasıl da salakça üstlenmişler kendilerine verilen figürasyon rolleri! Tek tek ağaçlara bakmaktan nasıl da kaçırmışlar o koskoca ormanı! Sağcı olmuşlar, solcu olmuşlar, Maocu, Moskovacı, Ülkücü olmuşlar. Ama esas olarak figüran olmuşlar.

Ve, aynı kaynaklardan sağlanmış silahlarla birbirlerini vurmuşlar da vurmuşlar...

Güreli'nin kitabında 1 Mayıs 1977 öncesinde çeşitli farklı kampların organlarından alınmış yazılar var. Herkes herkesi uyarıyor, ajan provokatörlerden, kışkırtıcılardan, dış servis tahriklerinden söz ediyor...

Ve sonra, 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim Meydanı'nda tahmin edilenden de korkunç şeyler yaşanıyor.

Tanrılarca sonu belirlenmiş bir Yunan trajedisinin kaçınılmazlığı var sayfalarda.

Uyarıların hiçbir işe yaramayacağını biliyorsunuz, senaryonun nasıl ilerleyeceğini biliyorsunuz. Öyle ya, aradan 29 yıl geçmiş.

Ama asıl failleri, senaryo yazarlarını, ajanları hâlâ bilmiyorsunuz. 29 yıl sonra bile... Alıntı

 

Artık figüran olmayalım arkadaşlar birilerinin kışkırtması ile hareket etmenin faturasını çok acı ödedi bu millet,fakat ne kadar acıdır ki hala aynı şeyler devam ediyor.

Aşırı sol her olayda faturayı ülkücülere kesti,ülkücülerde aşırı solculara oysaki durum böyle değil her iki tarafta yazarın söylediği gibi figüranlık yaptı.

Bu ülke iç savaşlardan döndü aynı şeyleri yeniden yaşamayı kim ister kardeş kardeşini vurdu,biz Türk halkı olarak çabuk dolduruşa gelen bir milletiz bu yüzdendir herkesin sağduyulu davranması gerekir.

Üstelik şu Amerikanın maşası olmuş faşist guruh lafını aynen iade ediyorum.

Amaçlanan bir provokasyonu eleştirmeyi Amerikan maşalığı ve faşistliğe yorumlamak ne tahlisiz bir cevaptır,düşüncelerini burda avaz,avaz söylerken sende Amerikadan istifade ettiğinide unutuyorsun galiba....

 

 

Suheda, soru başkadır.

 

Otelin, Sular idaresinin üstünden ateş açanlar, Bunu Polisin kontrolunde olan ve yalnızca polislerin bulunduğu binalardan yapmışlardır.

 

Kalabalığın arasına dalıp, insanları ezenler Polis Panzerleridir.

 

Kalabalığın arasına dalıp sağa sola yaylım ateşi açan, sivil polis otosudur.

 

Ateş açanların, resimleri çekilmiştir, hem sular idaresi, hem otelin üstündekiler, kalbalığın arasına dalıp yaylım ateşi açan sivil polis otosunun plakası bellidir.

 

Polis panzerlerine kalabalığın ortasına dalması emrini verenlerin kim olduğu bellidir.

 

Buna rağmen, hiçbiri hakkında soruşturma dahi açılmamış. Soruşturma açan savcı ise bir günde görevden alınmıştır.

 

Provakasyon, Kışkırtma gibi argümanlarla geçiştirilecek bir konu değildir. Tek suçları o gün oraya 1 Mayısı kutlamaya gelmek olan ve katledilen 36 kişi bu ülkenin çocuklarıdır. Ve bu katliamın sorumluları hesap vermelidir.

Gönderi tarihi:
1977 1 mayısı. Devletin izin verdiği ve alan olarak gösterdiği Taksim Meydanı

 

500,000 işçi meydanda.

 

Miting başladıktan kısa bir süre sonra Polisin boşaltıp yerleştiği İnterconitenental oteli'nin (bugünkü adıyla The Marmara Oteli) Çatısından ve pencerelerinden 1 Mayıs'ı kutalayanların üstüne yaylım ateşi açılıyor. Tam bu dakikada bir sivil polis arabaları kitlenin arasına dalarak rastgele ateş açmaya başladı. Ardından polis panzerleri kalabalığın arasına dalarak insanları diri diri çiğnemeye başladı. . Vurularak, Polis Panzerleri altında ezilerek tam 34 kişi öldü.

 

Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 12 eylül belgeselinde. O gün görevli olan bazı polis müdürleriylede röportaj vardı. Ve müdürler, Panzerlere öyle yukarıdan emir verilmiştiki biz bile durduramadık diyorlardı. Katliamdan sonra, kalabalığın arasına dalan sivil polis otalarının plakaları tespit edildiği halde. Otelin çatısından ve pencerelerinden ateş açanların fotoğrafları çekildiği halde. Hiçbir soruşturma açılmadı.

 

Soruşturma açan savcı ise 1 günde görevden alındı.

 

ve şimdi Taksim meydanında 1 Mayısı kutlayanlar, azılı canavarlar ve onları katledenlerde kahraman oldu öylemi.

 

Bravo

Ne yazabilirim elim, kolum, beynim duruyor...

İnsanım, düşünüyorum, varım deyebilenlere selam olsun... :clover:

Gönderi tarihi:
Amac 1 Mayis kutlamak degil,amac Türk devletine yumruk sallayip slogan atmak.Bu nedenle hem katliam hemde kutlama sözcüklerini kullaniyorlar.Her firsatta ülkeyi kaosa sürüklmeye calisan asiri sol dün oldugu gibibugünde yarinda görevini yerine getirmek icin sokak catismalari arayacaktir.Kendilerinden fazla bir farki olmayan karsi bozguncu kesime bir meydan okuma firsati olarak hep 1Mayis secilmistir bizim ülkemizde.1Mayis bütün dünyada isci bayrami olarak kutlanir,emekciler agirbasli,tahrikten uzak isteklerini o gün bir bayram havasi icinde anlatmanin mutlulugunu yasarlarken bizde bunu organize edenler maddi manevi destek verenlerin tek bir gayesi vardir,oda sivrlmis sloganlarla emekcinin isteklerinin hicbirisinin olmadigi konusmalarla devlete meydan okumak.Katliam ve kutlama sözcüklerini kullanmalarinidaki amac kutlarken öc almaya yöneliktir.Göreceksiniz,yine yüzleri maskeli kizil bayrak ve flamali gruplar(Bunlarin kimler olduklari gayet iyi bilinmektedir.)Tem'de polisle sopali tasli catisacaklardir,cünkü polis fasist devletin polisi olarak tanitilmistir onlara.Bu catismadan sonra TV.larda birileri cikacak ve polis cok sert davrandi diye konusmalar yapacaktir.Dikkat edin göreceksiniz 1Mayistaki sloganlardan biriside 301.madde olacaktir.Yani küfür özgürlügü.

Hicbirseyin ortasini bulamiyoruz,hep yakma yikma ile sartlandirilmisiz,Otobüsler yakilir,isyerlerinin cami cercevesi kirilir,arabalar taslanir,polis taslanir,bir zamanlarin kurtarilmis bölgeler varmis,örnegin;Filan sokak veya mahalle veya ilce il solcular icin kurtarilmis bölgelermis,diger taraftada karsi güclerin kurtarilmislari varmis.Sagcisi ile solcusu ile silah elde veya belde düsman aranirmis,saci uzun olan dayak yermis saclari icin,bazilarida biyik nedeni ile dayak yermis.Bu sartlarda 1Mayis 1977 gelip catmis,

Bir taraf sehitlerimiz diye isimler yayinlarlar diger tarafta devrim sehitlerimiz diye isimlerle ugrasirlar.Yani hic degisememisiz.

 

saygilarla

 

Konu ne 1 Mayıs

 

Kanlı 1 Mayıslarda hep ne olmuş. Birileri birilerini tahrik mi etmiş.

 

Hımm. Şöyle yani. Mesela 1977 1 Mayısında, 1 mayıs'ı kutlayan işçiler. Sadece Polislerin olduğu İntercontinental oteli ve Sular İdaresinin çatılarına sabahtan yerleştirilenleri "tahrik" etmişlerde onlarda dayanamayıp ateşmi açmışlar?

 

Kalabalığın ortasına dalıp rastgele sağa sola, yaylım ateşi açanlar "tahrik olmuş devlet görevlileri" midir.

 

Panzerleri kalabalığın üstüne salıp insanların panzerin altında ezilerek can vermesini sağlıyanlarda "tahrik olanlar" mıdır?

 

Peki Kazancı yokuşuna bir geceden önceden yokuş polis tarafından tamamen trafiğe kapatıldığı halde yatay bir şekilde parkedilip. Yokuşu kapatanda "tahrik olmuş" birisimidir.

 

1977 1 mayısı, Önceden planlanmış her ayrıntı ( İnsanların kaçacağı güzergah olan Kazancı yokuşuna bir kamyonet parkederken alanı daraltmaya kadar) düşünülerek ince hesaplar yapılmış ve tam zamanında gerçekleştirilen bir katliamdır.

 

Milliyetçilik, sadece slogan atmak değil. Hiçbiri Suçu olmadıkları halde Devlet Görevlileri tarafından katledilen 36 insanımızında kanının hesabını sormaktır. Onların acısını duymaktır.

 

Bu ülkenin en büyük meydanlarından birinde, bırak türkiyeyi dünyanın gözünün önünde 36 insan, devlet görevlileri tarafından katledilmiştir. Bunun lami cimi yoktur. 2+2=4 tür.

 

Devleti yönetenleri yaptıkları şeyler, her zaman milletin yaptığı anlamına gelmez. Bizim tartıştığımız millet değildir. Devleti yönetenlerdir.

Gönderi tarihi:
Ve sayin Süheda,bugün hala devam ediyor,figuranliklar.Hala o günlerin özlemi icinde olanlar var.Hala birileri sokaklara dökülüp sen fasistsin Türk'üm dedin al sana,bir digeri vay sen devrimcisin al sana diye parmaklari tetikte bekliyorlar.Doymadilar kan akitmaya.Ülkesini savunanlara milletini savunanlara bir düsmanlik almis yürümüs.Sanki bu memleketi bize Marks veya Lenin hediye etti,yikildi gittiler ama hala izleri duruyor,70 yil insanliga zulmettiler,esaret altinda inlettiler.Hitler 6,5 milyon Yahudi'nin kanina girdi Mussolinisi,Frankosu,Isveci Norveci Danimarkasi insanlari kafataslarina göre degerlendirdiler.Söyleyin Allahaskina Türk'ün hangi tarihinde böyle bir zulüm vardir.Uydurma ve yinede Komunistlerin yalanlari ile Türk milletine yüklenmeye calisilan Ermeni soykirim yalanlari bile Türk'ün tarihini kirletemez.Zulüm gören Türkler oldu,Türkleri katledenler Ermenilerdi.Tarih ortada.Komunist ve Türk düsmani tarihcilerin tarihlerini degil,Türk olmaktan utanan romancilarin iftiralari bile Türk'lerin tarihini kirletemez.Türk milleti asla fasist ve Irkci degildir.Türk milleti vatanini ve o topraklarda yasayan herkesi sevmistir sevmektedir ama Türk milleti tarihin her sahifesinde sevdikleri tarafindan ihanete ugratilmistir.

Birbirimize kenetlenmemiz gereken su günlerde aramizi acmaya bizleri birbirimize düsürmeye calismaktadirlar.Birileri hala 1 Mayis 1977 nin intikamindan bahsetmektedirler.Doymadilar doyacaklarida yok.

saygilarla

 

Çok haklısın sevgili politika,bu ülkede Türk'üm diyenin yaftası hazır "faşist"öyle bir duruma getirdiler ki bizi artık kimliğimizi bile söyleyemiyceğiz neredeyse.

Tarih dediğimiz şey aslında bir çeşit siyasettir herkes kendi tarihini yazarken siyasi görüşünü ve menfi çıkarlarını gözetir.

1 Mayıs dediğimiz şey işçi bayramı ben bu devletin resmi bir kurumunda işçi statüsünde çalışıyorum o zaman benim bayramım bu,ve benim bayramımda orak-çekiç bayrağının işi ne?benim bayramımda Leninin işi ne?Tıpkı kadınlar günü nedeni ile toplanıp terörist başının posterlerini taşımaya benziyor bu o zaman bir kadın olarak nefret ettim şimdide bir işçi olarak nefret etmek istemiyorum.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Devrimci 1 Mayıs Platformu’ndan tek, devrimci ve Taksim’de 1 Mayıs çağrısı yapıldı.

 

HABER MERKEZİ DİSK ve Emperyalizme Karşı Yurtsever Cephe'nin ardından Devrimci 1 Mayıs Platformu'nu oluşturan çeşitli devrimci yapılar da bu sene 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması için irade beyanında bulundu.

 

Devrimci 1 Mayıs Platformu'nu oluşturan Haklar ve Özgürlükler Cephesi, Halk Kültür Merkezleri, Kaldıraç, Köz, Odak, Partizan, Proleter Devrimci Duruş, Yeni Dünya İçin Çağrı, Alınteri, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Demokratik Haklar Platformu, Devrimci Hareket, Emekçi Hareket Partisi tarafından ortak yapılan açıklamada "Emperyalist işgalin ve saldırganlığın arttığı, milyonlarca işçi ve emekçiye kölelik ve sefalet koşullarının dayatıldığı, ırkçı, şovenist histeri dalgasının tırmandırıldığı, tüm bunlara devletin baskı, yasak ve terörünün eşlik ettiği bir dönemde 1 Mayıs'ı karşılıyoruz. Böylesi bir dönemde bu saldırılara karşı tarihsel ve güncel anlamına uygun birleşik, kitlesel, devrimci bir 1 Mayıs'ın örgütlenmesi hayati önem taşımaktadır" dendi.

 

Bu yılki 1 Mayıs'ın sınıf mücadelesi tarihinin önemli bir günü olan 1 Mayıs 1977 katliamının 30'uncu yıldönümüne denk geldiğine dikkat çekilen açıklamada, bunun bu 1 Mayıs'a tarihsel bir anlam yüklediği vurgulandı.

 

Bir araya gelme çağrısı

Açıklamada şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Bu anlam ile birlikte düşünüldüğünde 2007 1 Mayısının birleşik, kitlesel, devrimci bir tarzda Taksim'de kutlanması bir gerekliliktir. Nitekim kısa bir zaman dilimi içerisinde DİSK Başkanlar Kurulu ve bazı kurumlar da bu yönde bir karar almıştır. Bu kararlar olumludur. Diğer sendika konfederasyonları da bu yönde karar almalıdır.

 

Mevcut şartlar içerisinde işçi ve emekçilere kapatılan Taksim Meydanı'nda tarihsel ve güncel anlamına uygun bir 1 Mayıs eyleminin gerçekleşmesi herşeyden önce devrimci kurumların, sendika ve kitle örgütlerinin ortak bir irade göstermesine, daha bu günden biraraya gelerek etkin ve yaygın bir ön hazırlık çalışması yapmasına, en geniş kitleleri böylesi 1 Mayıs'a hazırlayarak devletin bu noktada oluşturacağı engelleri aşmasına bağlıdır. Bizler 2007 1 Mayısının emperyalist saldırganlığa, sosyal yıkım saldırılarına, neo-liberal politikalara, Kürt ulusuna yönelik imha ve inkar uygulamalarına, ırkçılığa ve şovenizme, devlet terörüne yanıt olacak bir tarzda tarihsel ve güncel anlamına uygun olarak Taksim'de kutlanmasını hedeflemekteyiz.

 

2007 1 Mayısının yukarıda çizilen çerçevede ‘77 katliamının hesabını sormak için, Taksim'de 1 Mayıs yasağına son vermek için, birleşik, kitlesel, devrimci 1 Mayıs'ı Taksim'de birlikte örgütlemek için' tüm devrimci yapıları, sendika ve kitle örgütlerini güçlerini birleştirmeye, biraraya gelmeye çağırıyoruz

Gönderi tarihi:

En genis kitleleri devlet aleyhine kiskirtarak Türkiyenin bölünme sürecini hizlandirmak Kuzey Irak Kürdistani ile Güneydogu Türkiye Kürdistanini birlestirmek ortak baskent olarak Diyarbakir ilan edilerek,derhal Bati Ermenistan elciligi acilmalidir.PKK ve Ermeni halklari birlesmeli ve Fasist Türk devletine karsi ayaklanilmalidir.Hirant Dink'in cenazesinde acilan mesale 1Mayis 2007 de Isgal devleti Türkiyenin Taksim meydanindatekrar yakilarak gelecegin Kürdistani Ermenistani Pontusu simdiden kutlanmalidir.

Iste Atatürkcülügü kimseye birakmayanlarin sloganlari,70 li yillarda temeli atilan Halklarin özgürlügünün bas hamisi DISK yine isbasinda.

Ve bunlar sözüm ona Atatürkcü olacaklar.Türkiyeyi bölmelk isteyenler Atatürkcü olamazlar.Onlar istedikleri kadar Atatürkün adini ansinlar,Atatürkün adini kirletemezler.Bu ülkeyi bölmek kolay degildir beyler.Güvendiginiz daglara kar yagabilir.Siz bu ülkeyi savunanlara gece gündüz hakarette etseniz amaciniza ulasamiyacaksiniz,cünkü size ancak sizin gibiler inanir.

Bu millet bir Canakkale destani yazmistir,bir Sakarya destani yazmistir,bir 30 Agustos destani yazmistir.Hic kuskunuz olmasinki bu millet daha cok destanlar yazabilecek karakterdedir.Türk milleti karakterini kaybedenlerden degildir.Siz olsanizda olmasanizda Türk milleti Türkiyeyi korumaya muktedirdir.Siz gidin size özgürlük vaadedenlerin eteklerinde gezinin.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Amac 1 Mayis kutlamak degil,amac Türk devletine yumruk sallayip slogan atmak.Bu nedenle hem katliam hemde kutlama sözcüklerini kullaniyorlar.Her firsatta ülkeyi kaosa sürüklmeye calisan asiri sol dün oldugu gibibugünde yarinda görevini yerine getirmek icin sokak catismalari arayacaktir.Kendilerinden fazla bir farki olmayan karsi bozguncu kesime bir meydan okuma firsati olarak hep 1Mayis secilmistir bizim ülkemizde.1Mayis bütün dünyada isci bayrami olarak kutlanir,emekciler agirbasli,tahrikten uzak isteklerini o gün bir bayram havasi icinde anlatmanin mutlulugunu yasarlarken bizde bunu organize edenler maddi manevi destek verenlerin tek bir gayesi vardir,oda sivrlmis sloganlarla emekcinin isteklerinin hicbirisinin olmadigi konusmalarla devlete meydan okumak.Katliam ve kutlama sözcüklerini kullanmalarinidaki amac kutlarken öc almaya yöneliktir.Göreceksiniz,yine yüzleri maskeli kizil bayrak ve flamali gruplar(Bunlarin kimler olduklari gayet iyi bilinmektedir.)Tem'de polisle sopali tasli catisacaklardir,cünkü polis fasist devletin polisi olarak tanitilmistir onlara.Bu catismadan sonra TV.larda birileri cikacak ve polis cok sert davrandi diye konusmalar yapacaktir.Dikkat edin göreceksiniz 1Mayistaki sloganlardan biriside 301.madde olacaktir.Yani küfür özgürlügü.

Hicbirseyin ortasini bulamiyoruz,hep yakma yikma ile sartlandirilmisiz,Otobüsler yakilir,isyerlerinin cami cercevesi kirilir,arabalar taslanir,polis taslanir,bir zamanlarin kurtarilmis bölgeler varmis,örnegin;Filan sokak veya mahalle veya ilce il solcular icin kurtarilmis bölgelermis,diger taraftada karsi güclerin kurtarilmislari varmis.Sagcisi ile solcusu ile silah elde veya belde düsman aranirmis,saci uzun olan dayak yermis saclari icin,bazilarida biyik nedeni ile dayak yermis.Bu sartlarda 1Mayis 1977 gelip catmis,

Bir taraf sehitlerimiz diye isimler yayinlarlar diger tarafta devrim sehitlerimiz diye isimlerle ugrasirlar.Yani hic degisememisiz.

 

saygilarla

 

1977 bir mayısını, sizinde benim kadar bildiğinizi tahmin ediyorum.Hal böyleyken;Nasıl önyargılı yorum yaptığınızı anlayamadım.

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Sayin seyrekler,1977 1 Mayisini biliyorum,bildigim icinde diyorum ki birakalim artik,eskileri tazeleyipdurmanin bir anlami yok,bunlar tazelendikce hicbirseyi degistiremezsiniz bu ülkede.ileriye bakmamiz lazin geriye degil.Bugün 1 Mayisin huzur icinde kutlandigi bütün ülkelerde 1 Mayislarin baslangiclari hep sancili olmustur.Bu sadece Türkiyeye has bir durum degildir.Bugün dünyanin her ülkesinde eskiler karistirilmadan ileriye dönük umutlarla 1 Mayislar kutlanir.Kavgalarla intikamlarla kan akar baska birsey degismez.Bu acilari Türkiye fazlasi ileyasadi,ölen solcularda sagcilarda bu milletin cocuklariydilar.Kardes kardesi öldürdü.Evlat babasini öldürdü,ne oldu neye yaradi.daha cok solcu öldü,sagcilardan ölen az oldu.bu ne demektir ya.Yani dahami ölsün gencler,Ülke elimizden gidecek nerdeyse biz hala 1977 nin intikamindan bahsediyoruz,bu nasil bir sartlanmisliktir anlasilir gibi degil.

Beni önyargili olmakla sucluyorsunuz,ben önyargili degilim.gerceklerden bahsetmek ne zamandan beri ön yargi oldu.Türkiyede birtakim gücler sinsi sinsi Türkiyenin parcalanmasi icin dis güclerle elbirligi icindeler.Türkiye hakkinda gercek olmayan haberleri dis medyaya iletiyorlar,ve Türkiyeye karsi Avrupa medyasinda resmen bir takim dolaplar cevrilmektedir.Avrupa medyasini takip edenler bunu gayet net olarak görebilirler.Avrupa medyasi Türkiyede kimlerden bilgi aldiklarini saklamiyorlar acik acik söylüyor ve onlarla söyleside yapiyorlar.

Türkiye üzerinde bu kadar oyun oynanirken bizim 1977 1Mayisinda kalmamiz gercekten düsünülecek bir olaydir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sayin seyrekler,1977 1 Mayisini biliyorum,bildigim icinde diyorum ki birakalim artik,eskileri tazeleyipdurmanin bir anlami yok,bunlar tazelendikce hicbirseyi degistiremezsiniz bu ülkede.ileriye bakmamiz lazin geriye degil.Bugün 1 Mayisin huzur icinde kutlandigi bütün ülkelerde 1 Mayislarin baslangiclari hep sancili olmustur.Bu sadece Türkiyeye has bir durum degildir.Bugün dünyanin her ülkesinde eskiler karistirilmadan ileriye dönük umutlarla 1 Mayislar kutlanir.Kavgalarla intikamlarla kan akar baska birsey degismez.Bu acilari Türkiye fazlasi ileyasadi,ölen solcularda sagcilarda bu milletin cocuklariydilar.Kardes kardesi öldürdü.Evlat babasini öldürdü,ne oldu neye yaradi.daha cok solcu öldü,sagcilardan ölen az oldu.bu ne demektir ya.Yani dahami ölsün gencler,Ülke elimizden gidecek nerdeyse biz hala 1977 nin intikamindan bahsediyoruz,bu nasil bir sartlanmisliktir anlasilir gibi degil.

Beni önyargili olmakla sucluyorsunuz,ben önyargili degilim.gerceklerden bahsetmek ne zamandan beri ön yargi oldu.Türkiyede birtakim gücler sinsi sinsi Türkiyenin parcalanmasi icin dis güclerle elbirligi icindeler.Türkiye hakkinda gercek olmayan haberleri dis medyaya iletiyorlar,ve Türkiyeye karsi Avrupa medyasinda resmen bir takim dolaplar cevrilmektedir.Avrupa medyasini takip edenler bunu gayet net olarak görebilirler.Avrupa medyasi Türkiyede kimlerden bilgi aldiklarini saklamiyorlar acik acik söylüyor ve onlarla söyleside yapiyorlar.

Türkiye üzerinde bu kadar oyun oynanirken bizim 1977 1Mayisinda kalmamiz gercekten düsünülecek bir olaydir.

 

saygilarla

değerli politika 1 mayıs işçinin emekçinin emek denen değeri ve kazanımlarını kutladığı önemli bir gün.dünyada 1 mayıs çoğunluk sol dünya görüşü tarafından daha bir önemsenir.solun farklı renkleri kendilerini temsil etmek için bu toplantılara katılırlar. burada emeğe saygı duyan öğrenci esnaf,hangi meslekten olursa olsun insanların iştirak etmeside ayrı bir güzellik. 1980 öncesi 1 mayıslar amacına daha uygun ve içinde emekçi ve çalışan ağırlıklı törenlerdi.1977 deki katliamın anılması ve lanetlenmeside son derece doğal.son dönemde türkiyedeki özellikle istanbuldaki kutlamalar yasa dışı örgütlerin gösterisine döndü.1 mayısı amacına uygun kutlamak güçleşti .insanlar meydanlara çıkmaktan korkmaya başladı adeta bu gruplar yüzünden.dier taraftan sermaye kavramı daha fazla öne çıkmaya,emeğin üretimdeki gücü ve temel fonksiyonu hafifletilmeye çalışılıyor.soyut bir bilgi kavramı yaratıldı.artık emek değil bilgi önemlidir gibi söylemler.çalışanlar beyaz yakalı, mavi yakalı adı altında tasnif edilmeye çalışılıyor.emek ve emekçinin değeri azalan işgücü talep,i ile ucuzlatılmaya çalışılıyor.sendikalar çeşitli sebebler yüzünden zayıfladı.kısacası son 20 senedir şartlar emekçi açısından daha zorlaştı.bu günler 1 mayısların daha güçlü daha katılımlı kutlanması gereken dönemler.açıkçası (işçi olmadığım halde) geçmişte bir çok törene katılsamda meydanlardaki marjinaller yüzünden açık hava toplantılarına katılmayı düşünmüyorum.ve bence bu kutsal günü bize kutlatmayan,zehir edenleride kınıyorum.yaşasın 1 mayıs işçinin ve emekçinin bayramı.

Gönderi tarihi:
değerli politika 1 mayıs işçinin emekçinin emek denen değeri ve kazanımlarını kutladığı önemli bir gün.dünyada 1 mayıs çoğunluk sol dünya görüşü tarafından daha bir önemsenir.solun farklı renkleri kendilerini temsil etmek için bu toplantılara katılırlar. burada emeğe saygı duyan öğrenci esnaf,hangi meslekten olursa olsun insanların iştirak etmeside ayrı bir güzellik. 1980 öncesi 1 mayıslar amacına daha uygun ve içinde emekçi ve çalışan ağırlıklı törenlerdi.1977 deki katliamın anılması ve lanetlenmeside son derece doğal.son dönemde türkiyedeki özellikle istanbuldaki kutlamalar yasa dışı örgütlerin gösterisine döndü.1 mayısı amacına uygun kutlamak güçleşti .insanlar meydanlara çıkmaktan korkmaya başladı adeta bu gruplar yüzünden.dier taraftan sermaye kavramı daha fazla öne çıkmaya,emeğin üretimdeki gücü ve temel fonksiyonu hafifletilmeye çalışılıyor.soyut bir bilgi kavramı yaratıldı.artık emek değil bilgi önemlidir gibi söylemler.çalışanlar beyaz yakalı, mavi yakalı adı altında tasnif edilmeye çalışılıyor.emek ve emekçinin değeri azalan işgücü talep,i ile ucuzlatılmaya çalışılıyor.sendikalar çeşitli sebebler yüzünden zayıfladı.kısacası son 20 senedir şartlar emekçi açısından daha zorlaştı.bu günler 1 mayısların daha güçlü daha katılımlı kutlanması gereken dönemler.açıkçası (işçi olmadığım halde) geçmişte bir çok törene katılsamda meydanlardaki marjinaller yüzünden açık hava toplantılarına katılmayı düşünmüyorum.ve bence bu kutsal günü bize kutlatmayan,zehir edenleride kınıyorum.yaşasın 1 mayıs işçinin ve emekçinin bayramı.

Sayin seyrekler,bende yukardaki iletimde bunu anlatmaya calistim,tamam tabiiki hatirlansin 1977 ama intikam sloganlari da ne demek oluyor?Yani yinemi kan dökülsün?Bütün dünyada kutlanir 1 Mayislar ve hicbir olayda cikmaz,insanlar artik astilar düsmanliklari,sizin görüsünüze katilmamak elde mi,1 Mayis kutlamalari yasa disi örgütlerin anarsisine dönüsüyor artik.Televizyonlarda kizil flamali maskeli gruplari ellerinde sopalarla taslarla güvenlik gücleri ile catismalari,bu nasil bir kindir ki,birtürlü dimek bilmiyor.Ben bu gruplarin amaclarinin 1 Mayisi kutlamak olmadigini düsünüyorum,bunlarin amaclari olay cikarip Türkiyeyi taseronlugunu yaptiklari ülkelere özgürlüklerin olmadigi imajiyla tanitmaktir.Hala birileri cikip 1977 nin intikami diye slogan atiyorsa bu 1 Mayis kutlamasi cagrisi degildir bu savas cagrisidir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

ben bir anımı anlatayım.

 

o zaman birinci sınıftaydım 1996 senesi Kadıköyde 1 mayıs mitingi vardı. Bizde katılmıştık. Daha miting başlamadan arama noktasında Polis Hasan Albayrak adlı 19 yaşında bir genci başından vurararak öldürmüştü. Resmen polis çekiyor tabancasını çocuğu başından vuruyor. Bütün haber kameralarıda çocuğun vuruluşunu, yere düşüsünü ölmesini falan kaydediyor.

 

Sonra ayrıldık biz olaylar falan çıkmış bir sürü. Ertesi gün televizyonda izliyorum. Haber aynen şu :

 

"Yasadışı örgütler 1 Mayısı karıştırdı"

 

şimdi bilmiyor olsam bende derimki vay be bak adamlara bir mayısı karıştırmışlar. Ama vaka ne. Polis bir genci başından vuruyor ve ortalık karışıyor. E şimdi kim yasadışı örgüt. Bu durumda polis oluyor yasadışı örgüt. Çünkü bir hukuk devletinde o polis memurunun ağırlaştırılmış muebbet ( o zamanki yasayla İdam cezası) ile yargılanması gereken bir suç işliyor polis. Bir insanı hiçbir suçu yokken vuruyor. Sonra olaylar başlıyor.

 

İşte ondan sonra haberlerdede eli sopalılar polise saldırdı falan filan diye verirler haberleri. Bu hep böyledir ama. Benim öğrenciliğim boyunca böyleydi. Kanunda "Hiç kimse önceden izin almaksızın, gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkına sahiptir" diye yazar.

 

Ama sol görüşlüler ne zaman yürüyüş düzenlese polis gelir saldırır. Adıda solcular ortalığı karıştırdı olur.

 

E kardeşim, yasalar adama protesto gösterisi düzenleme hakkı vermiş. Sen adamlar yasal hakkını kullanırken gelip joplarsan, biber gazı sıkarsan onlarda karşılık verir tabi. sonuçta yasadışı bir şey yapan sensin protestocular dğeil.

 

Ben bir b.k anlamadım bu memleketten hala.

 

Polistende bir b.k olmaz. onuda söyliyeyim ha.

 

Fatih camiinde adamlar Atatürke etmediği küfürü bırakmaz. Polis seyreder.

 

Karakolun on metre ötesinde eroin satarlar polis seyreder.

 

Tarlabaşında beyoğlu emniyet müdürlüğünün yirmi metre ötesinde travestiler, genelev işletir. binanın önünde müşterilerini çağırır pazarlık yapar polis seyreder.

 

Öğrenciler bir protesto gösterisi düzenleyince, panzerlerle biber gazlarıyla, düşmana hücüm eder gibi saldırır ama.

 

arkadaş demişki bütün dünyada 1 mayıslarda olay çıkmaz. E kardeşim polis gelip 1 Mayısı kutlayanlara saldırmazsa olay çıkmaz tabi. Niye çıksın. E gelip adamı başından vurursan silahla olay çıkar tabi.

Gönderi tarihi:

Haklisin kardesim,Türk polisi iste!Herkes yasa ici polis yasa disi bir kurulus oldugu icin protesto hakkini kullanan herkese saldiriyorlar .Slogansiz molotof kokteylsiz bir ülke demokratik olamaz zaten.Bunlari yasaklamak anti-demokratiktir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Önce memleketi gençlerin fikirlerinden dolayı işkence görmediği, gözaltına kaybedilmediği, meydanlarda kurşunlanmadığı bir hale getireceksin.

 

Gençlerin fikirlerini yasal alanda savunmalarını teymin edeceksinki, illegal yollara başvurmasınlar.

 

Dünyada hiçbir fikrin baskıyla yada öldürerek yokedilebildiği görülmemiştir. Sadece yasal alanda fikrini savunmasının önüne engeller konulursa illegale kayar.

 

Masallar anlatılsada bu ülkenin gerçeğidir. Bu ülkede yıllarca solcu gençler, fikirlerinden dolayı işkenceye uğramış, katledilmiş, gözaltında kaybedilmiştir. Manisa davasında olduğu gibi ki bu dava sadece buzdağının görünen kısmıdır. 17 yaşında lise öğrencisi gençleri, sırf solcu bir öğrenci derneğine üye oldukları için gözaltına alıp. işkenceden geçirmek, bayan öğrencilere cinsel tacizde bulunmak gibi icraatlara imza atarsa devlet. Elbette o gençler yasadışı yollara başvurur. Çünkü bizzat devlet en masumane taleplere bile en ********* yasadışı yöntemlerle cevap vermiştir.

 

Bir okulda bir genç oruç tutmuyor diye öldürülürse. Ve polis o gencin katilleri yakalamak yerine korursa. O gencin arkadaşları tabiki yasadışı yöntemlere kolayca yönlendirilebilirler.

 

Ben istanbul üniversitesinde okudum. İÜ de okula girmek için iki polis aramasından birde özel güvenlik aramasından geçer insanlar. Solcu bilinen öğrencilerin kalemtraş sokmalarına bile müsade edilmez okula. Kalemtraşın bıçağından silah yapabilirler diye. Ama sağcı öğrencilerin okula nasıl, satır, bıçak silah sokabildiği gün gibi ortadadır.

 

Okulda, yemekhanenin özelleştirilip Sodexo firmasına satılmasını protesto ettikleri için 20 öğrenciye soruşturma açılmış ve sırf bu yüzden 7 tanesi uzaklaştırılmıştı. 5 öğrenci polis tarafından alınıp gözaltında adli tıp raporuyla işkenceye maruz kalmıştı.

 

İstanbul üniversitenin önündeki meydanda beyazıt meydanında yani. Cuma namazlarından sonra, şeriat yanlısı gösteriler düzenlenirdi. Hiç kimse sesini çıkarmazdı. Ama o meydanda öğrenciler, harçlara yapılan zamları protesto edince. Düşmana saldırır gibi panzerlerle, joplarla saldırılırdı.

 

Bunlar bizim gözümüzle gördüğümüz yaşadığımız şeyler.

 

Türkiyede sadece adli tıp raporlarıyla belgelenen yüzlerce işkence vakası vardır. Polisi gözaltına aldıktan sonra kaybolan onlarca insan vardır. Ancak şu anda işkenceden dolayı hapis yatmış hiçbir polis yoktur. Hiçbir polis memuru işkence yüzünden cezalandırılmamıştır. İşkence en büyük insanlık suçudur.

Gönderi tarihi:
Önce memleketi gençlerin fikirlerinden dolayı işkence görmediği, gözaltına kaybedilmediği, meydanlarda kurşunlanmadığı bir hale getireceksin.

 

Gençlerin fikirlerini yasal alanda savunmalarını teymin edeceksinki, illegal yollara başvurmasınlar.

.

.

.

Türkiyede sadece adli tıp raporlarıyla belgelenen yüzlerce işkence vakası vardır. Polisi gözaltına aldıktan sonra kaybolan onlarca insan vardır. Ancak şu anda işkenceden dolayı hapis yatmış hiçbir polis yoktur. Hiçbir polis memuru işkence yüzünden cezalandırılmamıştır. İşkence en büyük insanlık suçudur.

Evet,haklisin aynen öyle oluyordu!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.