Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2007 18 yıl Sözü edilen bu kitap Ermenistan'nın ilk Başbakanı Kaçaznuni'nin 1923'te parti konferansında sunduğu tebliğ metni olarak Mehmet Perinçek tarafından Rus arşivlerinde bulunmuş ve Kaynak Yayınları tarafından kitap olarak yayınlanmıştır. Bildiğim kadarı ile su anda İngilizce ve Fransızca olarak ta yayınlanmış, Almanca çevirisi de bitirilmiş olabilir. Daha bir kaç dile çevrileceğini de biliyorum. Hatta İsçi Partisi bu kitabi Avrupa'da parlamenterlere gönderiyor. Umarım devlette ya da sivil toplum örgütlerinde birileri akıl eder de böyle bir kitabı her dilde çevirip tüm dünya yayın organlarına, AB meclisi üyelerinin ev adreslerine, sivil toplum kuruluşlarına, kitapçılara, kütüphanelere gönderirler. Önemli olan dünyanın bilmesi. Türklere biz savaş açtık Burhaneddin AYDIN 11/09/2006 ERZİNCAN (İHA)- Uluslararası faaliyet gösteren Ermeni lobilerinin sözde soykırım iddiaları, Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni tarafından yalanlandı. Kaçaznuni'nin 1923 yılında Bükreş'te yapılan Ermeni meselesi ile ilgili Taşnak Partisi toplantısında sunduğu rapor gerçekleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Kaçaznuni'nin Osmanlı döneminde yaşananları anlattığı kendi imzasını taşıyan rapor, Türk Hava Kurumu (THK) tarafından Rusça'dan Türkçe'ye tercüme edilerek kitap haline getirildi. Kitapta yer alan bilgiler Türkler'in Ermeni soykırımı yaptığı iddialarını kesin bir dille yalanlarken, kitap Türkiye genelindeki bütün kütüphanelere ulaştırıldı. Kaçaznuni'nin yakın tarihe ışık tutan belge niteliğinde sözlerinin yer aldığı kitap, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı nasıl bir ihanet içinde olduklarını da gözler önüne serdi. Yıllarca sözde soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya çalışan Ermenilerin bütün tezlerini çürüten ilk başbakanları, 128 sayfalık raporunda şu çarpıcı ifadelere veriyor: Operasyona katıldık 1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya'da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. Sadece birkaç hafta içerisinde Ermeni devrimci Taşnaksutyun Partisi hem bu birliklerin kurulmasına hem de Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri askerî operasyonlara aktif biçimde katıldı. Barışı sabote ettik Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türkler'in düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye'den "denizden denize Ermenistan" talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye'ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika'ya resmî çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türkler'le savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki? Gerçekleri göremedik Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vadettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan'ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik. Aklımız dumanlanmıştı Biz Ermeniler kayıtsız şartsız Rusya'ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir gerekçe yokken zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında Çar hükümetinin Ermenistan'ın bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik. Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek, kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık. Türkler doğru yaptı 1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Bu yöntem en kesin ve uygun olanıydı. Kızgınlık ve korku içinde bulunan biz Ermeniler, 'suçlu' arıyorduk ve bu suçluyu Rus Hükümeti ve onun kalleşçe politikaları olarak belirledik. Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus Hükümeti'ne karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi. Siyasal bir parti (Taşnaksutyun) olarak biz, meselemizin Rusları ilgilendirmediğini ve onların gerektiğinde cesetlerimizi çiğneyerek geçip gidebileceklerini unutmuştuk. Barış teklifini reddettik 1914-1918 yıllarında emperyalistlere karşı savaşlarında bozguna uğrayan Türkler, direnerek iki yıl içerisinde tekrar kendilerine geldiler. Yeni genç ve milliyetperver duygularla hareket eden bir nesil ortaya çıkarak, Anadolu'da kendi ordusunu yeniden organize etmeye başlamıştı. Türkiye'de millî bilinç ve kendisini savunma içgüdüsü uyanmıştı. Onlar küçük Asya'da istiklâllerini hiç olmazsa bir şekilde temin edebilmek için Sevr Antlaşması'na askerî güçle karşı koymak zorundaydılar. Bizim bu dönemde barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Çok geçmeden sınırlarımıza askerî operasyonlar başladığında, Türkler bizimle bir araya gelmeyi ve görüşmelere başlamayı teklif ettiler. Biz ise onların bu teklifini geri çevirdik. Bu büyük bir hataydı. Bu, görüşmelerin kesinlikle başarıyla sonuçlanacağı anlamına gelmezdi ama bu görüşmelerde barışçı bir sonuca ulaşma ihtimâli vardı. Herkes bizi kandırdı "Kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) millî psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. Sanki uzak görüşlü olmamız bir kahramanlıktı, çünkü isteyen herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti. Oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık." Barışı sabote ettik Osmanlı'dan, Akdeniz'e uzanan bir Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf Devletlerinin bize vadettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik. HALAÇOĞLU: Bu itiraflar gerçeğin ta kendisidir Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni'nin itiraflarının gerçeğin ta kendisi olduğunu söyledi. Halaçoğlu, "1923'te başbakanlık görevine gelen Kaçaznuni, aynı yıl Bükreş'te Ermeni meselesinin ele alındığı Taşnak Parti Konferansı'nda, şimdi Türk Hava Kurumu tarafından kitap hâline getirilen 128 sayfalık raporu tebliğ olarak sunmuştur. Bu konferansa katılan SSCB ve Avrupalı delegasyonun huzurunda Kaçaznuni, bütün gerçekleri açıklamıştı. Kaçaznuni, buradaki konuşmasında, 'İtilaf devletleri bizi hep Anadolu'da bir Ermenistan hayaliyle kandırdı. Bu boş hayale kapılarak Taşnak çeteleri kurup, 7 cephede savaşan Osmanlı ordularına silah ve mühimmat götüren birliklere saldırdık. Sonuçta İtilaf devletleri verdiği sözü tutmadı. Biz de Osmanlı'ya ihanetimizin bedelini tehcir ile ödedik. Böyle yapmasaydık belki de bu tehcir olayı başımıza gelmezdi' diyerek bugünkü sözde soykırım iddialarını ortaya atanlara tokat gibi bir cevap vermiştir. Türk Hava Kurumu'nun bunu kitap hâline getirmesi sözde soykırım iddialarını savunan devletlere de ibret olacak bir harekettir. Bunda emeği geçenleri takdir ediyorum ve kendilerini destekliyorum" diye konuştu. Az önce bir arkadaş gönderdi. Bende sizlerle paylaşmak istedim.
Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2007 18 yıl Sayin Seyrekler,sadece Ermeniler degil insan olan herkes öyle bir katliam olmadiginda hemfikirdir. saygilarla Ermeni ve PKK davasini siyasi amaclari dogrultusunda Türkiye'ye karsi kullanan ve kullandiranlarin,Türkiye'deki siyasi rejimden hosnut olmayanlarin,Türkiye'yi birtürlü Marksist-Leninist,Maoist cizgiye getremiyenlerin disinda kalan vicdan sahibi herkes Ermeni soykirimi olmadigini tam aksine asil soykirima ugratilmak istenilenin Türk'ler oldugunu,PKK ya karsi Türk'lerin ülkelerini savunduklarini kabul etmektedir.Bunlarin aksini iddia edenler,Türk'lerin tarihi düsmanlariyla ayni rotada olanlardir.Anadolu'da dikilen anitlar tarihin gerceklerini haykirmaktadir,oralarda Ermenilerce katledilmis Türk'lerin toplu mezarlari vardir,ve arastirmalar araliksiz devam etmektedir.O insanlarin Türk olmaktan baska bir suclari yoktu,onlarin ruhlarinin huzurunda saygiyla egilemiyenler insanliktan bahsedemezler.. saygilarla
Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2007 18 yıl Daha bugün bile bu olayların canlı şahitleri vardır. ermeni çetelerin kars,ardahan,ığdır, erzurum bölgesinde köyleri nasıl basıp, insanları nasıl öldürdükleri anlatılmaktdır.. İnsan inanmak istemedikten sonra ne yaparsan yap onu inandıramazsın.... IĞDIR'DA türkler ait toplu mezarlar'bulundu tv ve gazetlerde 1 gün yayınlandı ...bir kaç basın'ın dışında kimsenın umrunda olmadı. yukarıda yayınladığınız koçazyuni'nın itiraflarını neden halkımıza tekrar ,tekrar anlatmıyoruz..... eğer kitap olduysa her yerde rahatlıkla bulunması gerikir. Okadar çok gündeme geliyorki neredeyse biz bile inandık soykırım yaptığımıza her ermeni soykırımı iddasında, bu itirfları neden yazmıyor basınımız... almaış değilim
Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2007 18 yıl Sayin Kafkasx,inanin ki eger Kacusni nobel kazanmis olsa idi simdi onun kitaplari elden ele dolasirdi. saygilarla
Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2007 18 yıl Sayin Seyrekler,sadece Ermeniler degil insan olan herkes öyle bir katliam olmadiginda hemfikirdir.saygilarla Sn.politika; Bizde hiçbirzaman demedik,soykıtım olmuştur diye. Orhan Pamuk'un o sözlerini onaylamadığımızıda söylemiştik hatırlıyorsanız. Bizim anlaşamadığımız nokta bu değildi,bildiğiniz gibi. Saygılar.
Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2007 18 yıl Sn.politika; Bizde hiçbirzaman demedik,soykıtım olmuştur diye. Orhan Pamuk'un o sözlerini onaylamadığımızıda söylemiştik hatırlıyorsanız. Bizim anlaşamadığımız nokta bu değildi,bildiğiniz gibi. Saygılar. Sayin seyrekler,önemli olan birbirimizi anlayabilmemizdir detaylar fazla önemli degil. saygilarla
Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2007 18 yıl Karabağ sorunun çözümü yörede ki bütün halkları rahatlatacaktır. Ermeniler Karabağı nasıl aldılar?
Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2007 18 yıl Ermeniler,Karabagi Ruslarin yardimi ile aldilar,Azerbaycan gücleri hem yeteri kadar düzenli Ordu durumunda degillerdi hemde karsi gücler silah ve deneyim yönünden üstündüler.Türkiye'nin Azerbaycana yardimi fazla önem tasimiyordu dolayisi ile aynen bugün Kerkük davasinda uyuyan yönetimimiz gibi o zamanki yönetimde uyumayi tercih ediyordu.Ne zaman ki Ermeniler Nahcivan'a saldirdilar ancak o zaman Türkiye Ermenistan'a nota vererek Nahcivan nedeni ile savasa girebilecegi uyarisinda bulundu.Bunun üzerine Rusyada Türkiyeyi uyararak Türkiyenin savasa girmesi durumunda 3.bir dünya savasinin cikabilecegi tehdidinde bulunmustur.Ama buna ragmen Ermeniler Nahcivan'a saldirmaktan vazgecmislerdir.olayin özeti budur. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.