Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Sevgili Türkiye Halkı;

 

 

Cumhuriyet döneminden bu yana geçen süreçte, Türkiye siyasetinde en çok gördüğümüz şey, darbeler ve bölünmelerdir. Yıllardır belimizi büken bölünmeler yüzünden, önümüzü görebilmiş değiliz. Cumhuriyet döneminden bu yana geldiğimiz nokta, içler acısıdır. Buna neden olan en büyük etken ise, yanlış yönetimler ve siyasetin kirliliğidir. Bugüne kadar gerek sağ parti yönetimleri, gerekse sol parti yönetimleri hep başa geçmişler; ancak hiçbir yönetimde ülkenin gelişmesini sağlayamamışlardır. Cumhuriyet dönemi boyunca, ne Cumhuriyet yönetimini tam olarak uygulayabilmişler, ne de Atatürk’ü anlayabilmişlerdir. Ülkemizde sürekli bir kavram kargaşası yaşanmakta, her kavramın da içi boşaltılmaktadır. Dini değerlerimizi bilinçli bir şekilde algılamamıza izin vermemişler, dini savunanlar, en çok da dine zarar vermişlerdir. Öte yandan Atatürkçülüğü anlamamışlar, anlatamamışlar; Atatürkçülüğe ise yine en çok Atatürkçüyüm diyenler zarar vermişlerdir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bütün kitleler, sözde savunduklarını iddia ettikleri düşünceleri yıllardır sömürmüşlerdir. Karşı düşünceye saygıyı içselleştiremediğimiz için de, her zaman zıt düşüncelere sahip olanlar arasında gerginlik yaşanmış; yıllardır özlemini çektiğimiz birlik beraberlikten yoksun bir şekilde yaşamaya devam etmişizdir. Tüm bunların ceremesini de ne yazıktır ki, halkımız çekmiştir. Ve özellikle geçim sıkıntısı yaşayan halk, sadece insanca yaşayabilmek adına sürekli çalışmış didinmiş, sürekli sorunlar yaşamış, geçim derdinden, hayat derdinden kafasını kaldırıp da ülke meselelerine duyarlılığını bir türlü gösterememiştir. Bugün geldiğimiz noktada ise, bütün bunların yanı sıra, herkesin sıkıntılı olduğu bir hükümetle baş başa bırakılmışızdır. Ülkemizin her kesiminden acı sesler yükselmekte, ancak sesini duyuramamaktadır. Çünkü artık yönetimin kulağı tıkalıdır. Bütün bunlarla birlikte, bugüne kadar ülkemizi yönetenlerin, gerçekten bu ülke için mi uğraştığı, yoksa abd güdümlü bir yönetim mi sergiledikleri, abd ajanı mı oldukları konusunda şüphelerimiz de olmamış değildir. Ve bugüne geldiğimizde ise, seçim yılını yaşamakla birlikte, ülkemizin devlet başkanı seçilecektir. Bu durumda birçok isim gündeme getirilmiş ve sürekli sormacalar (anketler) yapılmaktadır. Ancak acı gerçek yine önümüzdedir. Çünkü devletin başkanı olarak seçilmeye aday olanların hiçbirisi, halk olarak içimize sinmemektedir. Başbakan ya da başbakanın yandaşlarından herhangi birinin Cumhurbaşkanı olmasının, ülkemiz için büyük bir vehamet oluşturacağı kaçınılmaz bir durumdur. Başbakan ya da o düşünceden birisi hiç fark etmez. Böyle bir durumda ülkenin geleceği karanlığa gömülecektir. Şu anda Cumhurbaşkanı ile, Genel Kurmay Başkanı ile, yani devletin başıyla bile geçinemeyen bir zihniyetin devletin başına gelmesi, olayın vehametini gözler önüne sermektedir. Durumun bu kadar vahim olduğunu görmek, biz bilinçli ve aydın insanların görevidir. Ancak, Başbakan ve çevresinden biri Cumhurbaşkanı olmasa bile, başka bir isim de, bu ülkede birlik ve beraberliği, bilinçli bir uyanışı sağlayacak kapasitede olamaz. Bu ülkede başta siyaset olmak üzere, Cumhurbaşkanlığında bile, tüm halkın içine sinecek, herkesin gurur duyacağı, başı dik, mağrur, onurlu, ülkemizi başarıyla ve gururla temsil edecek, Türkiye halkının kıpırdanmasını, canlanmasını, UYANMASINI sağlayacak bir isim görememekteyiz. Bizler, bu içler acısı durumda, Kuvayi Milliye ruhuyla görevin, artık biz bilinçli insanlarda olduğunu görmekteyiz. Böyle bir durumda bir şeyler yapmamak, seyirci kalmak, bunu acizce kabullenmektir. Ancak bizler, aciz olduğumuzu düşünmüyor; görev bilinciyle bir şeyler yapmamız gerektiği düşünüyoruz. Malumunuz, ülkemizin 2007 yılındaki gündemi, seçim ve tabi ki Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Cumhurbaşkanında bulunması gereken tüm özellikleri tek tek değerlendirdiğimizde ise; yıllardır yurt dışında büyük başarılara imza atmış, ecnebilere bilimi öğretmiş, hiçbir zaman yabancıların karşısında ezik olmamış, aksine Türklüğüyle, Asyalılığıyla gurur duymuş ve bu tavrıyla yabancıların takdirini toplamış, siyasi kimliği olmaksızın hayatını yurt dışında ülkeleri bilinçlendirmeye çalışmış, dünyada 26 yaşında profesör ünvanını alan tek kişi olan Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU’nu Cumhurbaşkanlığına aday görüyoruz. Hiçbir partiye, örgüte, herhangi bir oluşuma dahil olmayan bizler, sadece vatandaş olarak, HALK olarak, hocamız Oktay SİNANOĞLU’nu Cumhurbaşkanlığı makamında görmek istiyoruz. Unutmayın ki, bu bir oluşum hareketi değil, halk hareketidir. Sayın hocamızı bilenler, O’nun ne denli bilim adamı ve Türkçe savaşçısı, Türkiye savaşçısı olduğunu bilirler. Ancak bilmeyenler için, hocamızı kısaca tanıtmak istiyoruz.

 

 

Sayın Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu; dünyanın en genç yaşta profesör olmuş kişisi ve Nobel adayı. 1953 yılında Ankara’da TED’in Yenişehir Lisesini birincilikle bitirdi. O zaman lisenin eğitim dili tamamen Türkçe’ydi, takviyeli yabancı dil dersleri vardı, sonradan kolej oldu. TED tarafından Amerika’ya burslu Kimya Mühendisliği için gönderildi. 1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi. 1957’de Amerika Birleşik Devletlerinde MIT’den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi oldu. Alfred Sloan ödülünü aldı. 1959’da Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de; Kuramsal Kimya Doktorasını yaptı, doktorasını yaparken iki ödül kazandı. 1959-1960 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Merkezinde araştırmalar yaptı. 1961’de hem Harward, hem de Yale’de kendisinin yeni Nicem (“Kuvantum”Kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey derslerde yeni buluşlarını anlattı. 1962 yılında Batının 300 yılda en genç profesörü oldu (26 yaşında Yale Üniversitesinde); 1962 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör unvanını verdi. Türkiye’de de kuramsal kimya bölümünü kurdu. Ortadoğu Teknik Üniversitesinde eğitimin Türkçe olması için uğraş verdi. Ama, tabii olmadı. 1964’de Moleküler Biyoloji konusunda ikinci kürsüsüne Yale Üniversitesine atandı. 1973’te Almanya’nın en yüksek Aleksander von Humboldt Bilim Ödülünü ilk kazanan kişi oldu. 1975’te Japonya’nın Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülünü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu’na ilk ve tek, Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi. 1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerika Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Hindistan’ın Devlet Misafiri olarak, Hintli Bakanlarla ve Cumhurbaşkanıyla görüşmüştür. Meksika’da aynı seviyede Üçüncü Dünya Bağımsızlığı için çalışmıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi'nden yaş sınırında (67) emekli oldu.Yale'deki hayat kaydıyla, ömür boyu olan iki kürsülü profesörlüğünü, Türkiye'nin ve Türkçe'nin başına gelenlerle daha verimli mücadele edesilmek için, "emeritus professor" ünvanına çevirterek Türkiye'deki faaliyetlerini daha da yoğunlaştırdı. O ara Türkiye genelinde ki herhangi herhangi bir bir evrenkentte (üniversitede) yetenekli gençlere, fizik kimya, matematik, moleküler biyoloji dallarında Mastır, doktora araştırmaları yaptırması, herşeyi YÖK'ten soran rektörlerce engellendi.Ama Oktay Sinanoğlu, bir yandan bilimsel araştırmalarına dış ülkelerde devam ediyor. 1962’den günümüze dek ilk TÜBİTAK Bilim Ödülünü, ilk Sedat Simavi ödülünü, 1992’de Bilgi Çağı, 1995’te İLESAM Üstün Hizmet Ödülünü, ayrıca Yılın Fikir Adamı, Yılın Bilim Adamı ödüllerini aldı. Yesevi Kazakistan ve benzeri bir çok kuruluşta profesör, mütevelli heyeti üyesi, Atatürk Kültür Kurumu asli üyesidir. 2001'de Yerel gazeteler Birliği'nce "halk Kahramanı Ödülü" verildi. Bu yılda Antalya'da Uğur Mumcu Bilim Ödülü (2002), TÜRKSAV Türk Dünyası'na Hizmet Ödülü (2002) verildi. 250 kadar uluslararası bilimsel yayını, bilim kuramları, çeşitli dillere çevrilmiş kitapları vardır. Türkiye’de de Türkçe pek çok yayın yapmıştır. Değişik ülkelerde iki kez Nobel’e aday gösterilmiştir.

 

Peki neden sayın hocamız Oktay SİNANOĞLU Cumhurbaşkanı olmalı? Bu sorunun yanıtını da şöyle açıklamak istiyoruz:

 

 

NEDEN OKTAY SİNANOĞLU CUMHURBAŞKANI OLMALIDIR !

 

1. Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanına sahip ilk ve tek Türk bilim adamıdır.

 

2. 26 yaşında profesör olarak dünyanın en geç yaşta profesör olma unvanını elinde bulundurmakta ve yapmış olduğu bilimsel çalışmaları ile Türkiye'de ve dünyada saygın konuma gelmiş, adını taşıdığı kuramlarla bilim dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Ülkemizin, bilim ve teknoloji alanında atılım yapabilmesi için bu konularda da öngörüsü geniş bir Cumhurbaşkanı'na ihtiyacı vardır.

 

3. Başta Asya olmak üzere tüm dünyadaki belli başlı ülkelere yaptığı ziyaretlerle, ülkemiz ve diğer ülkeler arasında bilimsel ve kültürel bağlar kurmuş, Japon hükümetinin misafiri olarak gittiği bu ülkede "Uluslararası Seçkin Bilim Adamı" ödülünü almış ve iki ülkenin kültürel bağlarını ortaya koymuştur. Hindistan Cumhurbaşkanı ve hükümetinin devlet misafiri olarak davet ettiği Oktay Sinanoğlu, iki ülke arasında güçlü bağların oluşması için çalışmalar yapmıştır.

 

Bir siyasetçi kimliğine sahip olmadan, dünyanın bir çok ülkesine davet edilen ve bilim dışında da birikimlerini ve tecrübelerini paylaşan bir kişinin, uluslararası ilişkilerdeki başarısını dikkate aldığımızda Cumhurbaşkanlığı görevinin gereklerine ne kadar layık olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

4. Sosyal bilimlere ve bir ülkenin can damarı olan dile verdiği önemle takdir toplamış, ülke insanlarını birbirine bağlayan en önemli kültür öğelerinden biri olan dil hakkında yaptığı çalışmalar ve yazdığı kitaplar tüm Türkiye'de milyonlarca insan tarafından okunmuş ve kitapları üniversitelerde ve orta öğretim kurumlarında ödev konusu yapılmıştır.

 

5. Devlet Planlama Teşkilatı Yükseköğretim ve İktisadi Gelişme Uzmanlar Kurulu’na katılan yüzü aşkın akademisyen tarafından başkan seçilen Oktay Sinanoğlu, ülkemizin hedefler doğrultusunda hareket etmesini, hedefsiz başarıya ulaşılamayacağını savunmuş, ülkemizin iktisadi, uluslararası ilişkiler ve eğitim alanında uzun vadelerde plan yapmasını ve bunların tavizsiz uygulanmasının başarıya ulaşmanın en önemli şartı olduğuna inanmıştır.

 

6. Bir çok siyasi parti tarafından saygı ile anılan Oktay Sinanoğlu, siyaset üstü kişiliğini asla siyasete girmeyeceğini beyan ederek perçinlemiş, tüm ülke insanını sağ-sol ya da çeşitli siyasi ve dini bölünmelere-kavgalara gitmeksizin ülke çıkarları adına birleşmeleri gerektiğini, ülke bağımsızlığının ve çıkarlarının ön planda olması gerektiğini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanlığı da siyaset üstü bir kurum olup halkın her kesimine, görüşlerine bakmaksızın kulak vermesi ve birleştirici unsurunu kullanması gerekmektedir.

 

Evet sevgili dostlar; ülkemizin içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için, artık bu ülke halkının birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Halk arasında hep bir kurtarıcı bekleyen zihniyetin artık değişmesi gerekiyor. Hocamız siyaset sevmiyor, çünkü kirliliğin fazlasıyla farkında. Hocamız partici değil, hocamızın sağ ya da sol eğilimi yok. Hocamız sadece bir Türkiye vatandaşı ve hocamız sağ ya da sol düşünce olmaksızın, “Türkiye” düşüncesiyle yaşıyor. Artık bir şeyler yapmanın zamanı geldi. Görev sizleri bekliyor. Halkımızın artık uyanma vakti geldi. Birlik ve beraberliğe bu kadar açken, hocamızın birleştiriciliği bizi, ülkemizi layık olduğu yere getirecektir. Gelin ülkemiz için bir şeyler yapması için siyasetçileri beklemeyelim. Çünkü bizler bunu hep bekledik, ancak olmadı. Gelin artık halk olarak biz yapalım bunu. Gelin hocamızı Cumhurbaşkanı yapalım! Hocamızla ilgili daha fazla bilgiyi, www.sinanoglu.net adresinden öğrenebilirsiniz. İçinde bulunduğumuz ve yapmayı düşündüğümüz bu oluşumu, yine www.sinanoglu.net adresinden yönetmekteyiz. Açtığımız fikir meydanı (forum) başlığında birleşmiş bulunmaktayız. Bu adrese geldiğinizde ve aramıza katıldığınızda, bu oluşumun büyüklüğünü, halk olarak neler yapabileceğimizi göreceksiniz. Görev sizi çağırıyor, lütfen!

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Bu da bizim sitemizin ortak çalışmasının bir ürünü olan izlencemiz:

 

http://www.youtube.com/watch?v=-K5aM45dZ-I

 

Her geçen gün çığ gibi büyüyoruz.

 

Sağ sol ayrımı olmaksızın vatanını ve milletini seven herkesi aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız.

 

Herkesi bekliyoruz.

 

www.sinanoglu.net

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Ben bütün kalbimle destekliyorum,Sayin Oktay hocamiz bu görevi layikiyle yerine getirebilecektir.

 

saygilarla

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

evet bu görevı gayet hakkıyla yapabilecek bir insan :clover:

Gönderi tarihi:

Oktay Sinanoğlu :clover: harika bir insan, ve o makama son derece layık, keşke imkan verilse, bütün toplumu kucaklayacak, Türkiye sevdalısı, aydın, kültürlü ve ordinaryus profesör olan tek Türk bilim adamı... ama daha adını bile bilmeyen insanlar var... -_-

Gönderi tarihi:

oscumhurbaskanivt4.gif

 

NEDEN OKTAY SİNANOĞLU CUMHURBAŞKANI OLMALIDIR !

 

1. Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanına sahip ilk ve tek Türk bilim adamıdır.

 

2. 26 yaşında profesör olarak dünyanın en geç yaşta profesör olma unvanını elde etmiş ve yapmış olduğu bilimsel çalışmaları ile Türkiye'de ve dünyada saygın konuma gelmiş, adının verildiği kuramlarla bilim dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Ülkemizin, bilim ve teknoloji alanında atılım yapabilmesi için bu konularda da öngörüsü geniş bir Cumhurbaşkanı'na ihtiyacı vardır.

 

3. Başta Asya olmak üzere tüm dünyadaki belli başlı ülkelere yaptığı ziyaretlerle, ülkemiz ve diğer ülkeler arasında bilimsel ve kültürel bağlar kurmuş, Japon hükümetinin misafiri olarak gittiği bu ülkede "Uluslararası Seçkin Bilim Adamı" ödülünü almış ve iki ülkenin kültürel bağlarını ortaya koymuştur. Hindistan Cumhurbaşkanı ve hükümetinin devlet misafiri olarak davet ettiği Oktay Sinanoğlu, iki ülke arasında güçlü bağların oluşması için çalışmalar yapmıştır.

 

Bir siyasetçi kimliğine sahip olmadan, dünyanın bir çok ülkesine davet edilen ve bilim dışında da birikimlerini ve tecrübelerini paylaşan bir kişinin, uluslararası ilişkilerdeki başarısını dikkate aldığımızda Cumhurbaşkanlığı görevinin gereklerine ne kadar layık olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

4. Sosyal bilimlere ve bir ülkenin can damarı olan dile verdiği önemle takdir toplamış, ülke insanlarını birbirine bağlayan en önemli kültür öğelerinden biri olan dil hakkında yaptığı çalışmalar ve yazdığı kitaplar tüm Türkiye'de milyonlarca insan tarafından okunmuş ve kitapları üniversitelerde ve orta öğretim kurumlarında ödev konusu yapılmıştır.

 

5. Devlet Planlama Teşkilatı Yükseköğretim ve İktisadi Gelişme Uzmanlar Kurulu’na katılan yüzü aşkın akademisyen tarafından başkan seçilen Oktay Sinanoğlu, ülkemizin hedefler doğrultusunda hareket etmesini, hedefsiz başarıya ulaşılamayacağını savunmuş, ülkemizin iktisadi, uluslararası ilişkiler ve eğitim alanında uzun vadelerde plan yapmasını ve bunların tavizsiz uygulanmasının başarıya ulaşmanın en önemli şartı olduğuna inanmıştır.

 

6. Bir çok siyasi parti tarafından saygı ile anılan Oktay Sinanoğlu, siyaset üstü kişiliğini asla siyasete girmeyeceğini beyan ederek perçinlemiş, tüm ülke insanını sağ-sol ya da çeşitli siyasi ve dini bölünmelere-kavgalara gitmeksizin ülke çıkarları adına birleşmeleri gerektiğini, ülke bağımsızlığının ve çıkarlarının ön planda olması gerektiğini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanlığı da siyaset üstü bir kurum olup halkın her kesimine, görüşlerine bakmaksızın kulak vermesi ve birleştirici unsurunu kullanması gerekmektedir.

Gönderi tarihi:

 

NEDEN OKTAY SİNANOĞLU CUMHURBAŞKANI OLMALIDIR !

 

1. Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanına sahip ilk ve tek Türk bilim adamıdır.

.

.

.

Cumhurbaşkanlığı da siyaset üstü bir kurum olup halkın her kesimine, görüşlerine bakmaksızın kulak vermesi ve birleştirici unsurunu kullanması gerekmektedir.

tek sözle harikasın sardunyam .....

ben düşünüyordum bu bu sitede oktay sinan oğlunu yazmayı ...

çok yaşa...

teşekkürler....

Gönderi tarihi:

:clover::clover:

Sevgili Türkiye Halkı;

Cumhuriyet döneminden bu yana geçen süreçte, Türkiye siyasetinde en çok gördüğümüz şey, darbeler ve bölünmelerdir. Yıllardır belimizi büken bölünmeler yüzünden, önümüzü görebilmiş değiliz.

.

.

.

Bu adrese geldiğinizde ve aramıza katıldığınızda, bu oluşumun büyüklüğünü, halk olarak neler yapabileceğimizi göreceksiniz. Görev sizi çağırıyor, lütfen!

:clover::clover::clover:

evet teşekkür ederim size...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.