Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Sevgili taurusmutis,Sevgilerimi sunarim. 180 derece güneyden esen rüzgara ülkemizde kıble deniyor. Bununda sebebi kabenin o yönde olmasıdır. Eğer kabe güneyde değilde kuzeyde olsaydı o zamanda kuzeye kıble denecekti. Kıblenin asıl manası mekkeye yöneliştir. Neden asıl manası budur? Çünkü kabenin yönü, dünya üzerinde bulunduğunuz yere göre değişir. Kabe ne taraftaysa oraya kıble denir. Yani neticede o tepedeki yazıda, güneyden esen rüzgardan değil, asıl kabeden bahsediliyor, meselede bu zaten. Üzgünüm,bu da yanlış bilgi..Kabe ülkemize göre güney doğu yönündedir.Ve güneyden esen rüzgara Kıble denir.. Örneğin Güney Afrika'da yaşayan bir müslüman için namazda yöneldiği kıble,yaklaşık kuzey doğuya denk gelir.Orada o yönden esen rüzgaramı diyeceğiz kıble.. Seninle tartışmak güzel arkadaşım.. Sevgiler.. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Sevgili Aslan,Yazarınız Sami bey, "oğlum sana söylüyorum, gelinim sen anla" şeklinde bir hitap kullanmış ama nafile. Gördüğünüz gibi, benim anlama yeteneğim olmasa bile, benden başkalarıda onun ne demek istediğini pekde ala anlamış. Hepside onu banlamış. Saygılarımla bu yazar sizin anlamak istediklerinizi direk söylemekten aciz degil, burda konu başka '' Ebu Lehep '' tipindeki insanlar konu ediniliyor.Yoksa ''Ebu Cehil''den bahsetmiyor...... saygılar.... Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Merhaba sevgili Taurusmutis, Üzgünüm,bu da yanlış bilgi..Kabe ülkemize göre güney doğu yönündedir. Yanlış değil sevgili Taurusmutis, Ülkemizde bulunduğunuz yere göre kabenin yönü bir miktar değişir. Örneğin, hangi ilimiz olduğunu tam hatırlamıyorum ama (Sanırım Erzurum olmalı) , ordan baktığınızda tam güneyde kalır. Hatta Kars'tan baktığınızda çok azda olsa bir miktar güney batıya bile kayar. Zaten güney doğu ve güney batı ara yönler oldukları için, basitleştirmek adına, ana yön olan güney baz alınarak, güneyden esen rüzgara kıble adı verilmiştir. Her neyse, önemli olanda bu değildir zaten. Önemli olan, kıblenin ne olduğudur. Kıble kabenin bulunduğu araziye denir. Yani kıbleye yönelmek demenin rüzgarla filan bir alakası yoktur. Rüzgar karayel bile esse, bildiğiniz gibi, namaz kılarken yinede kıble tarafına dönülür. Bulunduğunuz yerden hangi yöne düşerse namazda da o yöne dÖnülür, çünkü kabe ordadır. Örneğin Güney Afrika'da yaşayan bir müslüman için namazda yöneldiği kıble,yaklaşık kuzey doğuya denk gelir.Orada o yönden esen rüzgaramı diyeceğiz kıble.. Güneyden esen rüzgara kıble denmesi Türkiyeye özgü birşeydir. Güney Afrika'da kıblenin/kabenin bulunduğu yöne ne isim vermişlerdir orasını bilemem. Rüzgarlara verilen isimler, ülkelere ve dillere göre değişir. Aslında sizle bu konuda anlaşmıyorda değiliz. Ben en iyisi esas konumuza döneyim. Sami Hocaoğlu bu yazısında ne rüzgardan nede yönlerden bahsediyor. Açıkça birilerine fırıldak, dönek dediği gibi bir sürüde küfür ediyor. Ve o kastettiği kişiler müslüman olmayan ve/veya benim gibi kafir kişilerdir. Az sonra size bunu açıklayacağım. En iyi dileklerimle. bu yazar sizin anlamak istediklerinizi direk söylemekten aciz degil, burda konu başka '' Ebu Lehep '' tipindeki insanlar konu ediniliyor.Yoksa ''Ebu Cehil''den bahsetmiyor......saygılar.... Ebu Lehep'in elleri kurusun. Zaten kurudu ya. Ama benim ellerim henüz kurumadı. Onun yerine o şahısa ben cevap yazarım. Nede olsa ebu lehep'de bir kafir olarak bizden biri. Az sonra onun kimden bahsettiğini aşağıda yazacağım. Saygı ve sevgilerimle Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Merhaba sevgili Taurusmutis,Yanlış değil sevgili Taurusmutis, Ülkemizde bulunduğunuz yere göre kabenin yönü bir miktar değişir. Örneğin, hangi ilimiz olduğunu tam hatırlamıyorum ama (Sanırım Erzurum olmalı) , ordan baktığınızda tam güneyde kalır. Hatta Kars'tan baktığınızda çok azda olsa bir miktar güney batıya bile kayar. Zaten güney doğu ve güney batı ara yönler oldukları için, basitleştirmek adına, ana yön olan güney baz alınarak, güneyden esen rüzgara kıble adı verilmiştir. Her neyse, önemli olanda bu değildir zaten. Önemli olan, kıblenin ne olduğudur. Kıble kabenin bulunduğu araziye denir. Yani kıbleye yönelmek demenin rüzgarla filan bir alakası yoktur. Rüzgar karayel bile esse, bildiğiniz gibi, namaz kılarken yinede kıble tarafına dönülür. Bulunduğunuz yerden hangi yöne düşerse namazda da o yöne dÖnülür, çünkü kabe ordadır. Güneyden esen rüzgara kıble denmesi Türkiyeye özgü birşeydir. Güney Afrika'da kıblenin/kabenin bulunduğu yöne ne isim vermişlerdir orasını bilemem. Rüzgarlara verilen isimler, ülkelere ve dillere göre değişir. Aslında sizle bu konuda anlaşmıyorda değiliz. Ben en iyisi esas konumuza döneyim. Sami Hocaoğlu bu yazısında ne rüzgardan nede yönlerden bahsediyor. Açıkça birilerine fırıldak, dönek dediği gibi bir sürüde küfür ediyor. Ve o kastettiği kişiler müslüman olmayan ve/veya benim gibi kafir kişilerdir. Az sonra size bunu açıklayacağım. En iyi dileklerimle. Ebu Lehep'in elleri kurusun. Zaten kurudu ya. Ama benim ellerim henüz kurumadı. Onun yerine o şahısa ben cevap yazarım. Nede olsa ebu lehep'de bir kafir olarak bizden biri. Az sonra onun kimden bahsettiğini aşağıda yazacağım. Saygı ve sevgilerimle şu kıble meselesi ; lugatda yön demek , ıstılahta kabeye dönmek, tasavvufta ise ALLAH© dönmek maddi ve manevi anlamda.en kestirme tanımlar diyelim de. bu alıntıda ise degerler olarak okumak daha dogru.vazgeçilmez degerleriniz varsa bir kıbleniz vardır. nedir vazgeçilmez ; herhangi bir metaa degişilmiyecek demek kısaca. şimdi Ebu Lehep ve Ebu Cehli bu açıdan degerlendirelim mi?? saygılar. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Şimdi!! Gel bakalım Sami efendi. Aslında senin bu yazdıklarını irdelemeye bile gerek yok, senin ne demek istediğin belli ama arkadaşlarda bunu açıklamak amacıyla irdelemeye mecbur kaldım. Kusuruma bakmayıver. Kıblesiz kelimesini küfür olarak kullanmak islam dinine inanmayanların tamamına hakarettir. Bunu pc'mizin bir kenarına yazalım bir kere. Bu kelime neden hakarettir? Çünkü bu kelimenin mecazi anlamı dışında birde gerçek anlamı vardır. Gerçek kıblesizler. Kimdir bu gerçek kıblesizler? İslam dinine inanmayanlar. islam dinine inanmayanlar neden kıblesizdir? Çünkü kıble onları bağlamaz. Peki, islam dinine inanmayanlar gerçek manada kıblesiz ise ve kıblesiz kelimesini yanar, döner, sözünde durmaz, dönek, v.s gibi kötü sözlerle manalandırmak ne demek olur? Tabiki, islam dinine inanmayanlara hakaret olur. Şuna bir örnek takalım, birde öyle bakalım; Farzadelimki müslüman olmayan ülkelerin birinde müslümanlara "haçsızlar" diye bir isim taksa. Sonrada haçsızlar kelimesine dönek, sözüne güvenilmez, fırıldak gibi manalar yükleseler, bu kelimeyi kullanmak müslümanlara hakaret olmazmıydı? Olurdu dimi Sami efendi? İşte kıblesizler kelimeside aynı şekilde, kendi başına, yalın olarak bir hakarettir. Her ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, bu kelime zaten kendisi bir küfürdür. Sen bunları zatenmi biliyorsun? Bildiğini biliyorum ama ben şimdi senin ipliğini pazara çıkarıyorum. Bakalım kaç para ediyor diye. Arkadaşlar bu Sami efendi varya! Bu arkadaşın bu kelimeyi kullanması diğer insanlardan dahada sakıncalı. Neden? Çünkü bu şahıs dinci bir gazetede yazı yazan bir dinci. Bu sebeple, islam dışı kişilere taş atması zaten kuvvetle muhtemel. Hadi diyelimki taş atmadı ve buna göre söylediklerinin çoğunu es geçelim. Peki ya bunlar ne olacak? Asıl korkum, kıblesizlerdir; kıblesiz, pusulasız, yönsüz, yersiz… Bunlar Kur'an'ın tabiriyle “zenîm” tiplerdir: “soysuz ve fırıldak”... Bir ilavede ben yapayım. Zennim sadece soysuz ve fırıldak değil, aynı zamanda da p.ç manasınada gelir. Kuranda hiçbir zaman inananlara küfür eden bir ayet yoktur. Kurandaki bütün küfürler inanmayanlaradır. Sami efendide bunu bildiği gibi, kurandaki inanmayanlara edilen küfürleri aynen bize göndermiş. Kuranda bu küfürlerin mecazi anlamda olmadığını kendisi çok iyi bilir. Bu ülke, yine fi tarihinde, içerden ve dışardan, tepeden inme yöntemlerle kıblesini değiştirmeye zorlandı. Bu cinayete Batılılar kadar, Vatikan da ortak oldu. Neye zorlandı? Bir daha söyle bakayım. Kıblesini değiştirmeye mi? Ne demek oluyor bu? hristiyanlaştırmaya zorlandı dimi? Demekki kıblesiz kelimesi mecazi anlamda kullanılmamış. Zaten vatikanın da maksadı ne olabilir? Tabiki hristiyanlaştırmak, yani "kıblesizleştirmek". “Hıristiyanlaştırma” adına kendi değerlerinden koparılan, kendine karşı yabancılaştırılan zavallılar, sonunda iyi birer Hıristiyan olmadılar. “Hiçbir şey” oldular. Değersiz, dinsiz, imansız, seküler, ateist, animist, putperest vs… “Hıristiyanlaştırma” yani kıblesizleştirme adına, bakınız ne hale gelmiş zavallılar! İyi bir hristiyan olamamışlar, kıblesizleşmekle berbat insanlar oluvermişler. Yani kendi tabiriyle; değersiz, dinsiz, imansız, seküler, ateist, animist, putperest olmuşlar. Bu sözler, hristiyanlığa geçen kişilere hakaret olduğu gibi, aynı zamanda benim gibi, dinsiz, imansız, kıblesizlere de hakarettir. Vede ateist, animist, putperest kardeşlerimize de hakarettir. Hangi kitaptan öğrendi acaba böyle önüne gelene hakaret ve küfür etmeyi? Kur'an sayesinde bir şeyi daha biliyorum: “Sen, Kitap Ehli'ne tüm delilleri getirsen de, ne onlar senin kıblene yönelirler, ne de sen onların kıblesine yönelirsin. Dahası, onlar birbirlerinin kıblelerine de yönelmezler. Sana ilim geldikten sonra eğer onların keyiflerine uysaydın, bu durumda sen, kesinlikle zalimlerden olurdun.” (2:145) Yani sen ne kadar uğraşsanda onlar senin kıblene/Kabe'ne yönelmezler. Yani kıblesiz kalırlar. Kıblesiz kalıncada zalim olurlar. Buyrun bir hakaret daha. Herkesin kıblesi kendine, tamam da, bizim kıblesizler ne olacak? Yani benim gibi dinsiz imansız kafirler ne olacak dimi? Arkadaşlar, bu Sami efendinin yazısının ne manaya geldiği zaten ben anlatmasamda belli. Mesela sevgili GeceKuşum, GeceVakti bile, karanlıkta, kara kartalın gözleri gibi gözleriyle nasılda görmüş. Sadece o değil, sevgili by_x_man ve sevgili La Boheme kardeşimizde görmüş. Hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Sayın Sami efendi bey, Bu yazdığın yazındaki tüm kötü sözlerini paketledim ve express kargoyla sana geri gönderdim. Ödemeyi yapmadım, sözler artık senin olduğuna göre, ödemesinide sen yaparsın bir zahmet. Herkeze en iyi çiçeklerimle Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 şu kıble meselesi ; lugatda yön demek , ıstılahta kabeye dönmek, tasavvufta ise ALLAH© dönmek maddi ve manevi anlamda.en kestirme tanımlar diyelim de. bu alıntıda ise degerler olarak okumak daha dogru.vazgeçilmez degerleriniz varsa bir kıbleniz vardır. nedir vazgeçilmez ; herhangi bir metaa degişilmiyecek demek kısaca. şimdi Ebu Lehep ve Ebu Cehli bu açıdan degerlendirelim mi?? saygılar. Sevgili Aslan34, Aslında hiç gerek kalmadı yukarıda Sami beyin nasıl sağ gösterip sol vurduğunu açıkladım. Alıntılarım sizden ama cevaplarım size değil Sami beyedir, lütfen üstünüze alınmayın. Bence Ebu Lehep ve Ebu Cehli açısından da ele almaya gerek yok çünkü Ebu leheb'de neticede bir kafirdir. Ben şimdilik bu topice nokta koydum, başka topiclerde yine görüşürsek şeref duyarım. En derin sevgilerimle Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Şimdi!!Gel bakalım Sami efendi. Aslında senin bu yazdıklarını irdelemeye bile gerek yok, senin ne demek istediğin belli ama arkadaşlarda bunu açıklamak amacıyla irdelemeye mecbur kaldım. Kusuruma bakmayıver. Kıblesiz kelimesini küfür olarak kullanmak islam dinine inanmayanların tamamına hakarettir. Bunu pc'mizin bir kenarına yazalım bir kere. Bu kelime neden hakarettir? Çünkü bu kelimenin mecazi anlamı dışında birde gerçek anlamı vardır. Gerçek kıblesizler. Kimdir bu gerçek kıblesizler? İslam dinine inanmayanlar. islam dinine inanmayanlar neden kıblesizdir? Çünkü kıble onları bağlamaz. Peki, islam dinine inanmayanlar gerçek manada kıblesiz ise ve kıblesiz kelimesini yanar, döner, sözünde durmaz, dönek, v.s gibi kötü sözlerle manalandırmak ne demek olur? Tabiki, islam dinine inanmayanlara hakaret olur. Şuna bir örnek takalım, birde öyle bakalım; Farzadelimki müslüman olmayan ülkelerin birinde müslümanlara "haçsızlar" diye bir isim taksa. Sonrada haçsızlar kelimesine dönek, sözüne güvenilmez, fırıldak gibi manalar yükleseler, bu kelimeyi kullanmak müslümanlara hakaret olmazmıydı? Olurdu dimi Sami efendi? İşte kıblesizler kelimeside aynı şekilde, kendi başına, yalın olarak bir hakarettir. Her ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, bu kelime zaten kendisi bir küfürdür. Sen bunları zatenmi biliyorsun? Bildiğini biliyorum ama ben şimdi senin ipliğini pazara çıkarıyorum. Bakalım kaç para ediyor diye. Arkadaşlar bu Sami efendi varya! Bu arkadaşın bu kelimeyi kullanması diğer insanlardan dahada sakıncalı. Neden? Çünkü bu şahıs dinci bir gazetede yazı yazan bir dinci. Bu sebeple, islam dışı kişilere taş atması zaten kuvvetle muhtemel. Hadi diyelimki taş atmadı ve buna göre söylediklerinin çoğunu es geçelim. Peki ya bunlar ne olacak? Bir ilavede ben yapayım. Zennim sadece soysuz ve fırıldak değil, aynı zamanda da p.ç manasınada gelir. Kuranda hiçbir zaman inananlara küfür eden bir ayet yoktur. Kurandaki bütün küfürler inanmayanlaradır. Sami efendide bunu bildiği gibi, kurandaki inanmayanlara edilen küfürleri aynen bize göndermiş. Kuranda bu küfürlerin mecazi anlamda olmadığını kendisi çok iyi bilir. Neye zorlandı? Bir daha söyle bakayım. Kıblesini değiştirmeye mi? Ne demek oluyor bu? hristiyanlaştırmaya zorlandı dimi? Demekki kıblesiz kelimesi mecazi anlamda kullanılmamış. Zaten vatikanın da maksadı ne olabilir? Tabiki hristiyanlaştırmak, yani "kıblesizleştirmek". “Hıristiyanlaştırma” yani kıblesizleştirme adına, bakınız ne hale gelmiş zavallılar! İyi bir hristiyan olamamışlar, kıblesizleşmekle berbat insanlar oluvermişler. Yani kendi tabiriyle; değersiz, dinsiz, imansız, seküler, ateist, animist, putperest olmuşlar. Bu sözler, hristiyanlığa geçen kişilere hakaret olduğu gibi, aynı zamanda benim gibi, dinsiz, imansız, kıblesizlere de hakarettir. Vede ateist, animist, putperest kardeşlerimize de hakarettir. Hangi kitaptan öğrendi acaba böyle önüne gelene hakaret ve küfür etmeyi? Yani sen ne kadar uğraşsanda onlar senin kıblene/Kabe'ne yönelmezler. Yani kıblesiz kalırlar. Kıblesiz kalıncada zalim olurlar. Buyrun bir hakaret daha. Yani benim gibi dinsiz imansız kafirler ne olacak dimi? Arkadaşlar, bu Sami efendinin yazısının ne manaya geldiği zaten ben anlatmasamda belli. Mesela sevgili GeceKuşum, GeceVakti bile, karanlıkta, kara kartalın gözleri gibi gözleriyle nasılda görmüş. Sadece o değil, sevgili by_x_man ve sevgili La Boheme kardeşimizde görmüş. Hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Sayın Sami efendi bey, Bu yazdığın yazındaki tüm kötü sözlerini paketledim ve express kargoyla sana geri gönderdim. Ödemeyi yapmadım, sözler artık senin olduğuna göre, ödemesinide sen yaparsın bir zahmet. Herkeze en iyi çiçeklerimle Ebu Lehep de kafir Ebu Cehl de kafir.lakin arada mahiyet farkı var, farklı karakterler.ikisinin inkarda buluşması ortak noktaları çok anlamına gelmez.ikisi arasındaki fark karakter, seciye ve olaylar karşısındaki tavır alışlarıdır.Biri (cehil) küfründe samimi, digeri(lehep) inkarında bile samimiyetten yoksun.Birinin iyi kötü inandıgı degerler var, digerinin maddi çıkardan başka degeri yok.Biri kaypak, sözünde durmaz, inançları açısından pazarlıkçı digeri ise '' sen hakikati söylesende( gerçekte olsa) ben seni kabul etmiyorum '' diyecek kadar inkarında samimi ve tutarlı.Biri '' ya Rab ya Ömeri ya Hişamı ( cehil) bu dine kazandır '' duasına Peygamber agzıyla layık görülmüş, digerinin ve ona benzeyenlerin hakkında( Lehep) indigi ayet açık.Bu ikisi İslami anlayışa bu nitelikleriyle girmişlerdir. Son kez söylüyorum genel manada anlatılmak istenen bu tiplerdir. merak etmeyin üstüme alınsamdan gocunmam:) saygılar....başka başlıkda buluşuruz. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.