Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

BU NASIL TECRİT?...

“Abdullah Öcalan’ın Sağlığı ve Cezaevi Koşulları Oldukça İyi!..”

 

Abdullah Öcalan’ın sağlığını ve cezaevi koşullarını bahane ederek, Kürtleri yeniden şiddet ortamına çekmeye çalışan ve insani duyguları istismara çalışan PKK’nın, “Abdullah Öcalan’ın, İmralı’da ağır tecrit koşulları altında tutulduğu, sağlığı ve cezaevi koşullarının iyi olmadığı” yönünde yürüttüğü propagandaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.

 

İşte somut belge: PKK’nın yayın organı Toplumsal Demokrasi Gazetesi’nin 24 Kasım 2006 günlü yayınında manşetten yayınlanan fotoğraf, bu gerçeği teyit ediyor. İnanmayanlar, lütfen gazetede yayınlanan fotoğrafı dikkatlice incelesinler ve Öcalan ile ilgili gerçekleri görsünler…

“Ağır hücre koşullarında olduğu” iddia edilen Abdullah Öcalan’ın bulunduğu odadan bir kesit!.. Geniş bir pencere, aydınlık ve geniş bir oda… Kütüphane ve içinde çeşit çeşit yüzlerce kitap… Yatak, küçük dolap, kalemler, masa… En ilginç olanı ise, 1 litrelik pet şişede hazır su… Bırakın cezaevlerini, dışarıdaki milyonlarca insanın barınmak için yaşamsal bir ortam bulamadığı düşünülünce…

 

Aslında, Abdullah Öcalan’ın, günlük, aylık ve üç aylık periyotlarda doktor heyetleri tarafından düzenli olarak kontrolden geçirildiği ve kontrollerde bugüne kadar ciddi olarak nitelendirilebilecek bir rahatsızlığına rastlanmadığı çeşitli tarihlerde kamuoyuna duyurulmuştu.

 

Demokratik Toplum Partisi Gençlik Kolları tarafından geçen ay Şanlıurfa’da düzenlenen bir seminerde konuşan Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Hatice Korkut, PKK’nın iddialarının aksine, “Abdullah Öcalan’ın sağlık koşullarının oldukça iyi olduğunu, iklim koşullarına bağlı olarak alerjik birtakım problemlerinin bulunduğunu, ancak bunların önemli olmadığını” vurgulayarak, Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarına objektif bir biçimde dikkat çekmişti. Cezaevi çalışanlarının hem Abdullah Öcalan’a, hem de ziyaretçilerine ve avukatlara çok iyi davrandıklarını belirten Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Hatice Korkut, Öcalan’ın cezaevi koşulları hakkında ayrıntılı bilgiler vererek, şunları söylemişti; “Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşulları oldukça iyi. Cezaevi görevlileri Öcalan’ı aşağılayıcı hiçbir davranışta bulunmuyorlar ve ziyaretçilere de saygılı davranıyorlar. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden kardiyolog, dahiliye, psikolog, ortopedi ve diş hekiminden oluşan 5 kişilik uzman doktor heyeti, Abdullah Öcalan’ı ayda 2 kere check-up’tan geçiriyor. Abdullah Öcalan’a çok iyi davranan doktorlar, onun sağlığı için iyi niyetli olarak ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Abdullah Öcalan, tepeden tırnağa muayene edilerek, kan ve idrar örnekleri alınıyor, röntgeni çekiliyor ve diş tedavisi yapılıyor. Muayene sonunda doktorlar tarafından düzenlenen tutanaklar, Abdullah Öcalan tarafından da memnuniyetle imzalanıyor.”

 

Abdullah Öcalan da, muhtelif tarihlerde avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalarda (Roj TV, Özgür Politika Gazetesi, Ekim-Kasım 2005, Mart-Temmuz 2006) check-up’tan geçtiğini doğrulamış ve fiziki/ruhsal sağlığının iyi olduğunu vurgulayarak, “Fiziki ve ruhi sağlık açısından çok iyiyim. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ancak kronik anjin, faranjit ve sünizit gibi rahatsızlıklarım sürüyor. Doktorlar ellerinden geleni yapıyorlar” demişti.

 

Abdullah Öcalan’ı İmralı Cezaevi’nde ziyaret eden Avrupa Konseyi heyetlerinin, “mahkumiyet ve cezaevi koşullarının oldukça iyi olduğu” yönündeki raporlarının mevcudiyetine dikkat çeken “Frankfurter Rundscahu” (11.08.2006) ve “Welt Am Sonntag” (06.08.2006) gazetelerinde yayınlanan haberlerde ise; “Avrupa Konseyi heyetleri, çeşitli tarihlerde terörist Abdullah Öcalan’ı cezaevinde ziyaret ettiler. Heyetler, terörist Öcalan’ın mahkumiyet koşullarının iyi olduğunu saptadılar. Avrupa Konseyi heyetleri tarafından hazırlanan raporlarda; ‘Öcalan’ın hücresinin iyi ışıklandırıldığı ve uygun döşendiği, mahkumun yeterince hareket etme olanağının bulunduğu, gazete ve kitap okuyabildiği, radyo dinleyebildiği’ vurgulandı. Ancak tüm açıklamalara rağmen, PKK yönetimi, Öcalan’ın cezaevi koşullarının iyi olmadığı iddiasıyla, ‘şiddeti tırmandırma’ tehdidini sürdürüyor” denilmişti.

 

Tüm Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin hapishane, psikiyatri kliniği ve karakollarını “habersiz” ziyaret etme yetkisine sahip olan Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) tarafından açıklanan muhtelif tarihli raporlarda da, “Abdullah Öcalan’ın hiçbir şekilde kötü muamele görmediğine, cezaevi koşullarının çok iyi olduğuna” dikkat çekilmişti. Öcalan’ı cezaevinde ziyaret eden CPT Genel Sekreteri Trevor Stevens; “Abdullah Öcalan’ın hücresindeki maddi koşulları oldukça iyi olarak nitelendiriyoruz. Mahkumun sağlık kontrolleri düzenli olarak yapılıyor, her gün gazeteleri okuyabilme imkanı var. Avukatlarıyla periyodik olarak görüşebiliyor. Radyo dinleyebiliyor” diyerek, PKK/KONGRA-GEL tarafından “Öcalan’ın tecrid edildiği ve sağlık koşullarının iyi olmadığı” yönündeki propagandaların gerçeği yansıtmadığına dikkat çekmişti.

 

HAK-PAR’ın eski Genel Başkanı Abdülmelik Fırat ve selefi Sertaç Bucak ise, düzenledikleri basın toplantılarında, Abdullah Öcalan ile ilgili gerçekleri kamuoyuna şöyle aktarmışlardı; “Abdullah Öcalan, tek başına büyük bir adada özel doktor ve yemeklerle çok iyi besleniyor. PKK yönetimi, ‘Başkanın gözü ağrıyor, karnı şişti, balgamı birikti, kilo aldı’ vs. propagandalarla Kürtlerin insancıl ve yurtsever duygularını sömürerek, hayatta kalabilmek için müthiş bir tezgah kurmuştur. Aslında PKK yönetimi ve örgütün ipoteği altındaki Kürt siyasetçilerinin birçoğu, müebbet hapse mahkum edilmiş bir adamla Kürt sorununun çözülemeyeceğini, Abdullah Öcalan’ın Devlet tarafından hiçbir zaman muhatap alınmayacağını çok iyi bilmelerine rağmen bu oyuna alet oluyorlar. PKK, varlığını sürdürebilmek için ömür boyu hapiste kalacak bir adamdan medet umacak kadar aciz bir duruma düşmüştür. Taşeron olarak kullanılan PKK’nın şiddet politikasının, Türkiye’de yaşayan Kürtlerin zararına olduğunu herkes biliyor. PKK’nın, Abdullah Öcalan’ın sağlık koşulları ile ilgili provokasyon amaçlı söylemlerine karşı Kürtler uyanık olmalılar…”

 

PKK yönetimi, Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını bahane ederek, yeniden şiddeti tırmandırmak istiyor… Ancak Kürtler, PKK’nın şiddet tuzağına düşmemeliler ve PKK’nın yayın organında yayınlanan “Abdullah Öcalan’ın cezaevi fotoğrafına” biraz daha dikkatli bakarak, artık kimlerin, nasıl bir oyun peşinde olduklarını görebilmeliler. Ülkede huzur ve güvenliği güçlendirmenin yolu, duygusal tepkiler, öfkeler, hissi patlamalar, çatışmalar, kutuplaşmalar, itişip kakışmalar değildir. Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanda gelişip güçlenmesidir. Bu da, duygusal patlamalarla değil, gerçekçi yaklaşımlarla mümkün olabilir. Ülkesini seven, ve huzur, refah isteyen herkese bir görev düşmektedir: Provokasyonlara karşı sağduyu ve soğukkanlılığı kaybetmemek, tepkilerin hukuk çerçevesinin dışına çıkmaması…

 

Nail Amudi

[email protected]

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Batinin,cirkin yüzünü,ve nasil ikiyüzlü politika yaptigini anlamayanlarin su günlerde Irak'ta olanlara bakmalari gerekir.Saddam Hüseyin yargilandi idama mahkum edildi ve yüksek bir mahkeme tarafindan bu ceza onaylandi.Önce bir ay icinde asilmasi gündemde idi en son haberler ise Saddam'in 36 icinde asilabilecegi ile ilgili.Bu habere kimler seviniyor,basta Irak kürtleri,sonra Siiler.Amerika asilmasindan yana agirligini koymakta,Avrupa birligi karsi cikmaktadir.

Saddam,tabiki cezalandirilmasi gereken bir diktatördür.Yalniz burada ince bir nüans var.Yugoslavya Cumhurbaskani Milosevij,Den haagda yargilandi,veayni sekilde diger bazi suclular da orada yargilaniyor ve bir kismida aranmaktadir.Neden Saddam Iraklilar tarafindan yargilanmistir.yargilayanlar kimlerdir.Amerika hangi hukukla Saddami devirip üstelik onu Iraktaki düsmanlarina teslim etmistir.Neden Milosevij Arnavutlara teslim edilmezken Saddam bu uygulamaya tabi tutulmustur.Irak zaten kan gölüne dönmüs,bir taraftan Amerikanin parali ordusunun askerleri diger taraftan Siiler ve Sunniler ülkeyi kan deryasina cevirmisken,Saddam'in Amerika'nin Saddam'i astirmasi kimin isine yarayacaktir.Abdullah Öcalan icin ayaga kalkan Avrupa,onun gayet demokratik ve hukuka uygun yargilanmis olmasini hukuk disi bulan Avrupa neden Saddam konusunda ciliz bir sesle tepki koyabilmektedir.Avrupa ve Amerika kimlere yaranmak icin Saddam'i astirmaya calismaktadirlar.

Irak'in isgali,Saddam'in tarafsizlarca degilde düsmanlari tarafindn yargilanmis olmasi,Irakta dökülen kanlar hukuk ve insanlik disidir.Bunlara neden olanlar kim olursa olsunlar tarihin sahifelerinde karalanmislar olarak yerlerini almaktan kurtulamiyacaklardir.Demokrasi getirecegiz diye Saddam'in düsmanlari ile isbirligi yapanlar,insanlik düsmanlarini ülkenin basina getirenler gün gelecek ayni akibetlerle yüzyüze geleceklerdir,tarih hep böyle örneklerle doludur.

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.