Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2006 18 yıl Türkiye'de hükümete karşı askeri bir darbe mi planlanıyor... Ankara, Washington ve bazı Avrupa başkentlerinde Başbakan ve AK Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın askeri bir darbeyle devrilebileceği söylentileri dolaşıyor. Potansiyel tehdidin de 30 Ağustos'ta göreve gelen Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'tan kaynaklandığı belirtiliyor. Büyükanıt'ın selefi Hilmi Özkök'e göre daha az reformcu olduğu ve sivil otoriteyi orduya tercih etmeye daha soğuk baktığı biliniyor. Kendisi laikliğin ve ülkenin toprak bütünlüğünün -Türkiye'nin kurucusu Atatürk'ün temel ilkeleri- ateşli bir savunucusu olarak tanınıyor. Orgeneral Büyükanıt'ın, AB'den gelen baskılar karşısında Erdoğan'ın Kürt ayrılıkçılara, Kıbrıs'taki Rumlara ve her şeyden önemlisi Atatürk'ün mirasını ortadan kaldırabilecek Türkiye'deki İslamcılara taviz vermesinden kaygı duyduğu belirtiliyor. Erdoğan ülkesinin AB'ye üye olması için reform ve demokratikleşme yolunda çok çaba sarf etti. AB ilişkileri sorunlu AB'yle görüşmeler bir yıl önce başladı ancak o zamandan beri ciddi zorluklar yaşanıyor. Nitekim 8 Kasım'da yayımlanması beklenen AB İlerleme Raporu'nun Türkiye'nin performansıyla ilgili olarak son derece eleştirel bir dil kullanması bekleniyor. Belgeden sızan bilgilere göre, Türkiye'nin reformları çok daha ileri bir noktaya taşıması isteniyor. Brüksel daha fazla ifade özgürlüğü, kadınlar, sendikalar ve azınlıklar için daha fazla hak, yargıda daha fazla bağımsızlık ve insan haklarına daha fazla saygı talep ediyor. Aynı zamanda Türkiye'nin limanlarını ve havaalanlarını Kıbrıs Rum gemileri ve uçaklarına açmasını da istiyor. Bazı gözlemciler, raporun Türkiye'nin gururunu ve sivri milliyetçiliğini son derece zedeleyip, hatta müzakerelerin askıya alınmasına bile yol açabileceğini ileri sürüyorlar. Bir diğer önemli faktör ise Erdoğan'ın İslamcı siyasi geçmişi. AK Parti İslamcı köklere dayanıyor. Erdoğan kadınların üniversitelerde ve kamu binalarında türban takmalarına izin verilmesi için çok çaba sarf etti. Eşi Emine Erdoğan'ın türbanlı olması onun resmi toplantılara ve diğer devlet etkinliklerine katılmasını engelliyor ve bu da laik askerlerin eleştirilerine neden oluyor. İslamcılar ve laikler arasındaki çatışma Türkiye'nin siyasi ve toplumsal yaşamında sürekli var olan bir gerginlik. Kuşkusuz Yaşar Büyükanıt'ın darbe yapıp iş başına geleceği söylentileri mahalle dedikodusundan öte anlam taşımaz. Askeri hiyerarşinin en tepesine gelmiş olan birisi, AB ve diğer uluslararası toplulukların kınayacağı askeri bir macerayı göze alamaz. Yine de kimse bundan emin olamaz. Türkiye askeri darbelere yabancı değil. Türkiye'de gelecek aylarda olası yeni bir darbe söylentileri ise, Washington'daki neocon'ların Erdoğan'a kızgın oldukları ve bu nedenle onu artık görevden uzaklaştırmak istedikleri şeklindeki raporlardan kaynaklanıyor. Orgeneral Büyükanıt'ın da yeni yılda Washington'a gidecek olması bu söylentileri körüklüyor. İsrail de sevmiyor Neoconlar İsrail'i eleştirdiği ve dış politikada da müslümanları kayıran bir çizgi izlediği için Erdoğan'ı sevmiyorlar. Washington'daki sertlik yanlıları, büyük ölçüde Irak savaşından kaynaklanan ve Türkiye'de bugünlerde çok güçlü olan Amerikan karşıtı duygulardan çok rahatsızlar. Türkiye açısından ise en kötüsü, savaşın Iraklı Kürtler arasında kışkırttığı milliyetçilik duygusunun kendi topraklarındaki Kürtleri de ayrılıkçılığa teşvik etme olasılığı. General Büyükanıt PKK gerillalarının yenilgiye uğratılmasının birinci önceliği olacağını söyledi. İsrail'in geçen yaz aylarındaki Lübnan savaşı da Türkler arasında İsrail ve Amerikan karşıtlığını güçlendirdi. Öte yandan, Türk ordusunun ise tersine İsrail'le uzun yıllara dayanan bir bağı var. Washington'daki neoconlar, askeri darbenin kısa süre önce soğuyan Türiye-İsrail ittifakını yeniden canlandırabileceğini düşünebilirler. Erdoğan'nın reformları Milli Güvnelik Kurulu'nda güç dengesini siviller lehine çevirdi. Ayrıca sivillere askeri harcamaları denetleme ve ülkeye yönelik tehditleri belirlemede öncelik hakkı verildi. Bu da her şeyden daha fazla Büyükanıt'ın tepkisine yol açabilir.
Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2006 18 yıl Ben böyle birşey olacağını düşünmüyorum. Ama eğer olursa halkın büyük bir çoğunluğuna karşı bir darbe yapılmış olur çünkü bu akp hükümetine oy veren tüm vatandaşların özgürlüğüne vurulmuş bir darbe demektir.Bunca insanın fikri,özgür iradesi hiçe sayılmış olur ve buda azımsanacak bir rakam değildir. Tabiki bu benim düşüncem saygılar,
Gönderi tarihi: 8 Kasım , 2006 18 yıl Ordunun görevi vatanı ve milleti iç ve dış tehlikelerden korumaktır. Hiç bir şekilde siyasi konulara ve YÖNETİME karışamazlar. (bu bir suçtur.) BUNLAR DEMOKRASİNİN İLKELERİNDENDİR. ... Ayrıca yönetimde her türlü insan olabilir. Onları HALK seçer. ORDUNUN GÖREVİ DE HALKA HİZMETTİR, HALKI YÖNETMEK DEĞİL.
Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2006 18 yıl Çok enteresan bir bakış açısı. Demokrasi mi savunulmalı? Atatürk çizgisinden ödün vermeyen Ordu mu? Nerede durmamız gerekir? Garip bir durum sözkonusu Ben demokrasiyi seçerim.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.