Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Bugün ülkemizde karşı karşıya olduğumuz tüm sorunların temelinde, emperyalizmin yattığını biliyoruz artık. Biliyoruz ki artık hiçbir emperyalizm uşağı, Türk insanını sahte hamasi söylemlerle, sahte ideoloji ve sentezlerle, kahramanlık öyküleri ile ikna edebilme gücüne sahip değil. Sağcılık, solculuk, batıcılık, Avrupacılık, devrimcilik, Kemalistlik, ülkücülük, alp erenlik, dincilik, ılımlı İslam, v.b. Bunların her birinin ülkemizin emperyalizmden kurtulmak için yapacağı her kımıldanış için, emperyalizmin elinde beklettiği farklı bir hamle olduğunu, şimdiye değin saf ve dürüst Türk insanından az veya çok destek alan bu hareketlerin, gerçekte emperyalizm tarafından oluşturulan ve şekil verilen hareketler olduğunu biliyoruz artık. Ama bilmediğimiz, bilemediğimiz bir şey var. Her gerçek vatansever Türk insanının kafasında bir takım renkler canlanıyor ama kimse bu renkleri bir araya getirip resmi tamamlamaya cesaret edemiyor. Bu cesaretsizliğin ardında belki de ortaya çıkacak resmin boyutlarının büyüklüğü korkutuyor insanları. Evet, bugün ortaya çıkarmamız gereken resim gerçekten çok büyük. Öyle büyük ki, 1919 da, büyük önderin tamamlamaya çalıştığı resimden bile daha büyük sanki. Çünkü o dönemdeki sömürgeci menfaatler ile günümüzdeki emperyalist kazanımlar karşılaştırıldığında, günümüzdeki şartlar lehine büyük farklar mevcut. O zamanki küçük toprak kazanımları yada Pazar kavgaları, günümüzde yerini enerji ve silah sanayilerinin büyük meblağlı Pazar savaşlarına ve devletlerden daha güçlü çok uluslu dev şirketler tarafından yönetilen büyük coğrafya paylaşımlarına karşı dik durmak gerekiyor. Bunun için tüm ulusumuzun katılacağı ikinci bir anti emperyalist Kurtuluş Savaşı başlatmamız gerekiyor. Ancak 1919 daki şartlar ile günümüz şartlarının farklılığı, bu gün başlatacağımız Kurtuluş Savaşının araç, yöntem ve hedeflerinin farklı olmasını gerekli kılıyor. Bugün karşımızda 1919 da olduğu gibi ülkemizi fiilen işgal eden emperyalist güçler yok, ama onlardan kata kat güçlü düşmanlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Atatürk’ün yaşamı boyunca işaret ettiği, emperyalist yöntemlerin artık neredeyse son hedeflerine ulaştığı, Atatürk’ ün kurduğu ülkenin emperyalist ülkelerin güdümünde milliyetsiz, ulussuz, amaçsız insanlar ülkesi haline dönüştürme çabalarının sonuçlanmasına beş kala başlatılacak ikinci anti emperyalist Kurtuluş savaşı için yapmamız gerekenleri ana hatları ile kısaca sıralamak istersek şunları söyleyebiliriz.

1-Yüce dinimiz İslam’ı sahte dincilerin elinden kurtarmalıyız. Bu söylem büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin bir ferdi olarak ilk bakışta iddialı yada tartışılabilir bir söylem olarak görülebilir. Ancak konuya geniş ve objektif bir açı ile batlığımızda ortaya çıkan manzara şudur.Ne yazık ki günümüz dünya coğrafyasına baktığımızda, dünyada önde gelen tüm İslam ülkelerinin emperyalizmin emrinde ve hizmetinde olduğunu görmekteyiz. Bir tarafta petrol zengini monarşilerin Arap ülkeleri, diğer yanda yaşamlarının bir parçası terör ve savaş haline getirilmiş Ortadoğu ülkeleri, bir diğer yanda doğal kaynakları emperyal güçler tarafından talan edilen az gelişmiş Afrika ülkeleri ve orta Asya ülkeleri ve yine emperyal güçler tarafından ucuz insan gücü kaynağı olarak kullanılan uzak doğu ülkeleri. Bu manzaraya bakıldığında günümüz dünya coğrafyasında, kendini emperyalizmin pençesinden kurtarabilmiş, gerçek anlamda özgür bir İslam ülkesi görmek ne yazık ki mümkün değildir.Bu ülkelerde emperyalist güçler tarafından beslenen ve filizlendirilen radikal İslamcı yada şeriatçı odaklar, ülkemizde emperyalist emellere hizmet etmek için kullanılmakta, bu sayede radikal İslam ile tanıştırılan Türk insanını, ölümü gösterip hastalığa razı edilen insanlar gibi ılımlı İslam adı altında başka bir emperyalist odağa razı etmeye çalışmaktadırlar.Diğer yandan yakın tarihimizde yaşadığımız özellikle 12 Eylül sonrası yoğunlaşan bu çalışmaların karşısına çıkarılan, yine ABD güdümlü odakların oluşturduğu sahte Atatürkçü, statükocu militarist güçler, türban sorunu gibi yapay sorunlar oluşturarak Türk ulusunun iki temel iskeletini oluşturan özgür inanç ve Atatürk arasındaki bağları gevşetmeye çalışmaktadırlar. Bu tuzağa düşen birçok vatansever Atatürkçü Türk insanı da tam da emperyalist güçlerin istediği gibi Türk insanını Atatürk ve inançları arasında seçim yapmaya zorlamakta, kamusal alan yada türban kargaşası içinde ülkemizi emperyalizmin kucağına bir adım daha itmektedirler. Bugün yapmamız gereken bu odakların etkisinde kalmış hiçbir masum Türk insanını dışlamadan, çektikleri tüm sıkıntılar karşısında belki de onları ayakta tutan tek şey olan, inançları nedeni ile hakir görmeden, onları aydınlatarak gerçekleri göstermek, Türk insanının dinini özgürce yaşamak için hiçbir emperyalist dış desteğe ihtiyacı olmadığına inandırmaktır. Diğer yandan vatansever Atatürkçü Türk insanlarına gerçek düşmanın inançlarını özgürce yaşamak isteyen kendi vatandaşlarımız olmadığını, bunun emperyalist güçler tarafından hazırlanan bir iyi polis kötü polis tuzağından başka bir şey olmadığını göstermemiz gereklidir. Vatansever Türk insanının 1919 yılından bu yana biç bir zaman inançları ile ilgili bir problemi olmamıştır, olamaz da. Türban yada kamusal alan sorunları gerçekte olmayan, kansere çare bulundu türünden yaratılan sahte ve sanal sorunlardır. Bize düşen bu gerçeği bir an önce görmek, görmemiş olanlara da göstermektir.

2-Atatürk’ü solcuların ve Kemalistlerin elinden yada tekelinden kurtarmalıyız. Çünkü büyük önderin sağlığında düşünmediği yapmadığı birlikteliği ne yazık ki onun ölümünden sonra Emperyalizm’in güdümüne giren statükocu ve İnönücü guruplar yapmış, kurdukları camdan saraylar içerisinde gittikçe halktan uzaklaşan bu guruplar kendilerine makyaj malzemesi olarak Atatürk’ü seçmişlerdir. Kullandıkları makyaj malzemelerine daha sonra batılıların Türkçe ye soktuğu Kemalist sıfatını alan bu guruplar giderek uzaklaştıkları halka biraz daha yakınlaşabilmek için sol ideolojiden yardım istemişler ve sonunda Atatürk’ün solcu olduğu gibi yanlış ve aslında emperyalist amaçlı bir ve ideoloji olan Kemalizm ideolojisini oluşturmuşlardır. Daha sağlığında iken bile kendi yaptıklarına bir ideolojik sıfat eklemek isteyen yandaşlarını eleştiren, bunu yapmamalarını isteyen, böyle bir yaklaşımın Türk ulusunun dinamizminin önünde bir engel olacağını ifade eden Atatürk’e karşın, Atatürk’ün güzel adını, sahip olduğu birçok vasıftan soyarak kendi emperyal güdümlü amaçlarına alet eden bu gurupların elinden kutsal emaneti geri alarak, Atatürk ve Atatürkçülüğü sahip olduğu tüm vasıfları ile yüce Türk ulusuna iade etmek gereklidir.

3-Halkçılığı ve sosyal adaletçiliği de solcuların ve Kemalistlerin elinden almalıyız. Atatürk’ün ölümünden hemen sonra başlayan yönetim dönemlerinde yaptıkları her türlü statükocu, halk karşıtı, halka rağmen, sosyal adaleti gözetmeyen ve tamamen kendi yandaşlarına yönelik tek parti döneminden sonra halktan uzaklaştıklarını fark eden İnönücüler, kurtuluşu ve tekrar halka yaklaşmanın çaresini daha önce unuttukları, halkçılık ve sosyal adalet kavramlarına yeniden sarılarak, bunu sol ideolojiye yaslanmanın bir aracı yapmak istemişlerdir. Bu kavramlar gerçekte Atatürk ve Atatürkçülülere ait olan kavramlar olup, gerçekte sol ideolojilerle hiçbir yakınlığı yoktur. Gerçekte Atatürk’ten önceki asırlardan bu yana Türk ulusuna, Türk örf ve törelerine ait olduğu bilinen halkçılık ve sosyal adalet kavramları, Atatürk tarafından doğru tespit edilerek, tekrar Türk ulusuna iade edilen kavramlardır. Sol ve Kemalist ideolojilerin halkçılık ve sosyal adalet kavramları ile bir ilgisi yoktur. Vatansever Türk halkına bu gerçeği de iyi anlatmak gereklidir.

4-Yüce ulusumuzun asırlardan beri simgesi olan Bozkurt’u bezirgan milliyetçilerin elinden kurtarmalıyız. Her Türk tarafından çok iyi bilindiği gibi Bozkurt, Türklerin Ergenekon dan bu yana gururla taşıdıkları bir simgedir. Atatürk tarafından son Türk Devleti olan yüce Türkiye Cumhuriyetinin bir simgesi olması önerilen Bozkurt’ un, ulusumuzun sahip olduğu birçok kutsal değer gibi, emperyalist amaçlara hizmet eden, yine Atatürk ve Atatürkçülüğün değişmez vasıfları olan Türk milliyetçiliği ve vatanseverliği kavramlarının bezirganlığını yapan guruplar tarafından suistimal edilmesine göz yummamalı, Bozkurt gibi Türk ulusuna ait kutsal bir değeri onun esas sahibi olan Türk ulusuna iade etmeliyiz.

5-Milliyetçiliği Emperyalizmin dümen suyunda seyredenlerin elinden kurtarmalıyız. Milliyetçilik Atatürk’ ün hayatı boyunca tüm davranışlarına rehber olmuş, tüm dünya emperyalistlerine karşı duruşunda en büyük desteği aldığı kavramdır. Milliyetçilik Atatürk’ e yedi düvele savaşma gücü vermiş, yediden yetmişe Türk halkı ile birlikte nefes almasını, birlikte düşünmesini, birlikte mücadele etmesini sağlamıştır. Oysa yakın tarihimizde bazı gurup ve siyasi partilerin elindeki milliyetçilik, olması gerekenin aksine ayrımcılığın, kardeşi kardeşe kırdırmanın, emperyalistlerin elinde oyuncak olmanın aracı olmaktan öte gitmemiştir. Öyleyse Atatürk’ün milliyetçiliği ile ondan sonra bazı gurup ve partiler tarafından sahiplenen milliyetçilik aynı şeyler olmadığı açıktır. Bir doğru ise diğeri sahtedir. Atatürk’ün sahip çıktığı milliyetçilik sahte olamayacağına göre diğeri sahte olmalıdır. Bu gerçeği görmeli, anlamalı, bu gurupların peşindeki vatansever Türk insanlarına ve gençlerine gerçek milliyetçilik, Atatürk milliyetçiliği anlatılmalıdır. Zaten gerçek milliyetçiliğin ana hatları ortaya çıkınca, Türk İslam sentezi gibi safsatalar ile sulandırılarak gerçek anlamından uzaklaştırılan Türk milliyetçiliğini, hak etmeyenlerin elinden alarak gerçek sahiplerine, yani Türk halkına iade etmemiz gerekir.

6-Türkçülüğü ırkçıların ve sadece Türk olmak ile yetinemeyenlerin elinden kurtarmalıyız.Türkçülük de, aynen milliyetçilik gibi Atatürk’ ün tüm hayatı boyunca sahip çıktığı, öğünerek vurguladığı bir kavramdır. Atatürk ömrünü Türklük vasfını Osmanlı toplumu içinde asırlardır mahkum edildiği ikinci üçüncü sınıf insan vasfından çıkararak layık olduğu asil yerine oturtmak için harcamıştır. Ancak Atatürk Türklük vasfını hiçbir zaman başka milletleri aşağılamak, tahrip etmek, yok etmek amacı ile kullanmamış, yani ırkçılık yapmamış, Türklük vasfını layık olduğu asil yerine oturtmuştur. Atatürk dünyadaki milletler içinde Türk insanının layık olduğu üst sıralarda yer alması için sadece Türklük vasfının yeterli olduğunu belirtmiş, kendisini olağanüstü yapan tek özelliğin Türklük olduğunu defalarca söylemiştir. Ancak bugün sözde Türkçülüğü savunan, Türkçülüğü ağızlarından düşürmeyen gurup ve siyasi odaklar, nedense Türklük vasfını yeterli görmemekte, Türk milletine yeni kardeş unsurlar aramakta, yeni sentezler geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu gurup ve siyasi odakların gerçek amacı Türklük vasfını yüceltmek değil, tersine Türk ırkını tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi, asil ırkların, sadık milletlerin arkasına itmektir. Bugünkü görevimiz Türklük vasfını layık olduğu yere, övünülecek, güvenilecek, Atamıza layık olan yerlere taşımaktır. SAYGI VE SELAMLARIMLA...

Gönderi tarihi:

oncelikle yazin icin tesekkurler...Umarim arkadaslar zahmet ederlerde okurlar..Acikcasi yazini okumaya basladigimda bu hangi taraftan diye aciz bir soru sordum kendime ilk madde islamiyetle alakali olunca heralde radikal islamci diye dusundum ama diger maddeleri okuyunca ne kadar yanlis dusundugumun farkina vardim Cunku birilerini o kadar dislamaya alismisiz ki hemen bi taraf secip karsimizdakini iyi ya da kotu diye kategorize ediyoruz .Su solcu su sagci derken yavas yavas uzaklasiyoruz birbirimzden...Bence yapmamiz gereken tek sey Ataturku gercekten anlamaktir....Ama gunumuzde bazilari Turklugu kendi kapsami altina aldiysa ayni seyi digerleri Ataturkculuk adi altinda yapiyorlar... ve digerlerini tamamen durumun disinda birakiyorlar.Oyle bi duruma geldik ki sanki dindar ya da milliyetci olan Ataturk karsitiymis Kemalizmi savunanlarda dinsiz olarak adlandiriliyor.Bence herseyden once bunlari asmaliyiz..Yoksa emperyalistlere karsi farkli gruplara ayrilmis bir sekilde mucadele etmemiz pek de kolay olmayacak.Bu da devletin gercekten iyi insanlar tarafindan yonetilmesine bagli.Oraya oturacak insaninbulundugu mevkinin yukunu kaldiracak vasifta olmasi sart... Goruslerinizi bekliyorum :clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.