Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

selam Akifce kardeşim!

 

forumdaki Hz. Ali ile ilgili tartışma seni oldukça etkilemiş görülüyor. san birkaç kelam da ben yazmak istedim. Öncelikle yazında "Maide 67" nin bunu belirtmek için geldi diyorsun. Bu doğru değil bunu nerden aldın kaynak belirtmemişsin. Bu ayette peygamberin genel vazifesinden bahsediyor tebliğ ayetin sonunda "Allah peygamberini kafirlerden korur" denilmiştir. bunun "ğadir hum" la hiçbir alakası yoktur. "Kırtas olayına" gelince Hz. Peygamberin ölmeden önce vasiyet yazmak istemesi ve Hz. ömerin karşı çıkması evet kaynaklarda anlatılıyor yalnız mahiyeti belli değildir. peygamberin orda zikrettiği bir isim yoktur. ben sünniyim ve bu olaylardan haberdarım ve hiç bir şekide hz. ali ye haksızlık yapıldığına inanmıyorum. hz. ali nin de gerek sünni gerek sia kaynaklarında doğrudan kendisinin "aldatıldığı, kandırıldığı ile ilgili bir sözü yoktur. daha sonraki asırlarda Şia alimlerinin tevilleri ve zorlama yorumları bu hadiseleri buraya getirmiştir. aslında meselenin özünde SAsanilerin Hz. ömer döneminde tarihe karışmasının gizli bir intikam hissi var

 

Hz Ali sevgisi değil; Hz. ebu Bekir ve Ömer düşmanlığından kaynaklandığı bellidir. Allahın Kur'an da ÖVDÜĞÜ Hz. Ebu Bekir " ikinin ikisi; (Tevbe Suresi) hilafeti döneminde komşusunun koyunlarını sağarak geçinen hiç bir şekilde şahsi çıkarında kullanıyan bir insan ölümü yaklaştığı bir zamanda bütün evliyanın ecdadına böyle hileler le oyun oynamaz. VESSELAM

Gönderi tarihi:

şu an Ehl-i Beyti kim temsil ediyor

kayıp olan imam'ı temsil ediyor

yada onun vasisi kim

şu anki vasisi kim ve nerede

tarihten buraya gelemeyiz bari buradan tarihe gidelim

 

sizin dediginiz gibi Ali(ra) seçilmiş olsa bu kadar önemli bir konuda Kur'an ya da sünnetde daha net ifadeler bulunması lazım degil mi?

sizin Ali(ra) için alıntıladıgınız hadislerin dogru olanlarının aynısı hadisleri daha bir çok sahabi hakkında bulabilirsin

 

İslam bütün insanları potansiyel masum kabul eder ve gene potansiyel günaha meyilli kabul eder

Peygambere kan bagıyla baglı olmak demek onun vasisi olmak demek degildir bu Kur'an'ın ruhuna tersdir.

nice peygamber akrabası bu yolda telef olmuştur ve diger insanlardan farkı sadece takva üzere

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

hz alinin 3 halifeye biat ettiğinide nerden çıkardınız ailesine zuluüm yapılıyor fedek bağları ellerinden alınıyor zorbalık yapılıyor bunun adına biat diyosunuz tıpkı lanet ona olsun yezidin hz. husynden istediği biat gibi

sizlerki muaviyey hz dersiniz hindeyi başta tutarsınız ebu süfyana selam gönderirisiniz

ehlibeyti TANIYIN ÖNCE

Gönderi tarihi:
hz alinin 3 halifeye biat ettiğinide nerden çıkardınız ailesine zuluüm yapılıyor fedek bağları ellerinden alınıyor zorbalık yapılıyor bunun adına biat diyosunuz tıpkı lanet ona olsun yezidin hz. husynden istediği biat gibi

sizlerki muaviyey hz dersiniz hindeyi başta tutarsınız ebu süfyana selam gönderirisiniz

ehlibeyti TANIYIN ÖNCE

 

 

 

ehlibeyt sevdalısına katılıyorum araştırın arkadaşlar başka türlü olmaz

Gönderi tarihi:

İslam 'da mezhep yoktur KURAN ve ALLAH tektir , aramıza serpilen ayrılık ve bağnazlık tohumlarına aldırış etmeden saflarımızı sıklaştıracağımıza yaptığınız bu tartışmanın anlamı yoktur.

 

Kitabın ilk ayeti olan OKU yerine Dinle yazmanın tam sırası !!!

Gönderi tarihi:

ALLAH RASULÜ HÜSEYİN’İNE AĞLIYOR

 

Bazen neden 1400 yıl sonra hâla acı verici bir olay için ağlıyorsunuz denildiğinde şöyle bir cevap veriyorum: Biz o yüce insan için şehadetinden sonra ağlıyoruz fakat sevgili Peygamberimiz daha şehit olmadan önce ağlamıştır. Dolayısıyla Hüseyin’e (a.s.) ağlamak peygamber efendimizin bir sünnetidir. Hasırdan hurma çekirdeğine kadar sünnetlere bağlı olan bazı kardeşlerimiz neden bu sünneti unutuyorlar acaba?

 

Burada tümü Ehl-i Sünnet kaynaklarından olmak üzere Allah Rasülü’nün sevgili torunu için ağladığını ve şehadetini haber verdiğini bildiren hadisleri sunuyoruz.. Umarız bütün Muhammed (s) ümmeti, şehitler efendisi İmam Hüseyin’in (a.s.) başına gelen büyük acılarla gözyaşı dökmenin manevi hazzına ve uhrevi sevabına ulaşır.

 

1- Esma bint-i Ümeys şöyle naklediyor:

“Ben Fatıma (a.s) oğulları Hasan ve Hüseyin’in ebesiydim. Hasan dünyaya geldiğinde... (Hz. Hasan’ın (a.s) doğumu ile ilgili bir kaç şeyi dile getirdikten sonra şunları ekliyor:) Hüseyin (a.s) dünyaya geldiğinde, Resulullah (s) yanıma gelerek “Ey Esma, çocuğumu bana getir.” diye buyurdu. Ben Hüseyin’i beyaz bir kundağa sararak Resulullah’a (s) verdim. Resul-i Ekrem (s) sağ kulağına ezan, sol kulağına ikamet okuduktan sonra, Hüseyin’i bana verdi ve ağlamaya başladı.

Esma diyor ki: “Resulullah’a (s) “Anam, babam sana feda olsun ey Allah’ın Resulü, ağlamanızın sebebi nedir?” diye sorduğumda, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber “Bu çocuğuma (ağlıyorum)” diye cevap verdi. “Bu çocuk dünyaya daha yeni geldi” dediğimde bana “Ey Esma, bu yavrumu zalim ve azgın bir grup öldürecektir. Allah-u Teâla benim şefaatimi onlara nasip etmesin.” diye cevap verdi. Daha sonra “Ey Esma, bunu kızım Fatıma’ya söyleme, çünkü o daha yeni doğum yapmıştır (ve bu haberi duymaya hazırlıklı değildir.)” buyurdu.”

 

2- Hakim Nişaburî şöyle rivayet etmiştir:

“Ümm-ül Fazl Resulullah’ın (s) yanına gelerek “Ey Allah’ın Resulü, dün kötü bir rüya gördüm.” dedi. Peygamber ne gördüğünü sorunca, Ümm-ül Fazl “Çok kötü bir rüya gördüm. Sanki senin bedeninden bir parça kesilip benim eteğime bırakılıyordu.” diye anlattığında, Resulullah (s) “Çok iyi bir rüya görmüşsün. İnşaallah kızım Fatıma yakında bir erkek çocuğu dünyaya getirecek ve o çocuk da senin eteğinde büyüyecek (sen onun dadısı olacaksın).” dedi. Böyle de oldu. Hz. Fatıma, Hüseyin’i dünyaya getirdi ve onun dadılık iftiharını bana verdiler. Bir gün Hüseyin’i Resulullah’ın (s) yanına götürdüm ve onun kucağına verdim. Aniden Hz. Peygamber’in yüzünü diğer tarafa çevirerek ağladığını gördüm. “Ya Resulallah, annem-babam sana feda olsun; size ne oldu? (Niçin ağlıyorsunuz?)” diye sorduğumda şöyle buyurdu:

“Cebrâil şimdi yanıma gelerek, ümmetimin bu çocuğumu öldüreceğini bana haber verdi. Cebrâil’e “Bu çocuğumu mu (öldürecekler)?” diye sorduğumda, “Evet” dedi. Daha sonra Hüseyin’in öldürüleceği yerden kan renginde bir avuç toprak bana getirdi.”

 

3- Harezmî önceki hadisi naklettikten sonra, Ümm-ül Fazl’dan şöyle rivayet etmiştir:

“Ben Hüseyin’i (a.s) Resulullah’ın (s) yanına götürdüğümde, onu benden alıp ağlamaya koyuldu ve bana onun ölümünü haber verdi.”

Ümm-ül Fazl devamında şunları ekledi: “Cebrâil bir grup melekle kanatları açık bir halde Resulullah’ın (s) yanına gelip, hepsi Hz. Hüseyin’in musibetine ağladılar. Cebrâil, Hz. Hüseyin’in şehit düşeceği yerin toprağından bir avuç getirmişti. O toprak etrafa misk kokusu saçıyordu. Toprağı Peygamber’e verdiğinde, “Ey Allah’ın Habibi, bu oğlun Hüseyin’in üzerinde şehit düşeceği topraktandır. Allah’ın rahmetinden uzak düşen bir grup Kerbela denen yerde oğlunu şehid edeceklerdir.” dedi. Hz. Peygamber de “Ey benim dostum Cebrâil, benim ve kızım Fatıma’nın oğlunu katleden grup acaba kurtuluşa erer mi?” diye sordu. Cebrâil “Hayır, Allah onları (bu yaptıklarından sonra) birbirlerine düşürecek ve ömür boyu kalp ve dilleri arasında ayrılık ve nifak bırakacaktır.” dedi.”

 

4- Hafız Cemaluddin Zerendi, Hilâl ibn-i Hübab’dan şöyle rivayet ediyor:

“Cebrâil Hz. Peygamber’in yanında olduğu bir sırada, Hasan ve Hüseyin Resulullah’ın yanına gelerek Hazretin mübarek sırtına çıkıp onunla oynamaya başladılar. Resul-i Ekrem (s), anneleri Fatıma’ya (a.s) “Niçin bunları bir şeyle meşgul etmiyorsun?” dediğinde, Hz. Fatıma onları aldı, ama çok geçmeden çocuklar annelerinden ayrılıp, Hz. Peygamber’in yanına gelerek onunla tekrar oynamaya başladılar. Resulullah (s) onları kucağına aldı ve dizleri üzerine oturttu. Bu sırada Cebrâil arzetti: “Ey Allah’ın Resulü, yavrularınızı çok sevdiğinizi görüyorum.” Peygamber Cebrâil’e “Elbetteki çok severim, onlar yaşantımın iki güzel (fesleğen) gülleridir.” diye cevap verdi. Cebrâil Hüseyin’e işaret ederek şöyle dedi: “Bil ki ümmetin bu oğlunu öldürecektir.” Daha sonra kanatlarıyla uçarak elinde biraz toprakla geri döndü ve Resulullah’a “Yavrun bu toprağın üzerinde öldürülecektir.” dedi. Hz. Muhammed (s) toprağın adını sorduğunda Cebrâil adının “Kerbela” olduğunu söyledi.”

Hilâl devamında şunları söylüyor:

“Hz. Hüseyin (a.s), musibetlere uğrayacağı ve düşmanları tarafından etrafı sarılacağı yere vardığında, yanına yakın bölgede yaşayan birisini getirdiler. Hz. Hüseyin o şahıstan bulundukları yerin ismini sorduğunda, “Kerbela” cevabını aldı. Hz. Hüseyin (a.s) “Allah Resulü’nün buyruğu doğrudur. Burası hüzün ve bela yeridir.” diye buyurdu. Daha sonra ashabına hitap ederek şöyle buyurdu: “İnin artık, sefer yükümüzü indireceğimiz ve kanlarımızın döküleceği yer burasıdır.”

 

5- İbn-i Sa’d, Resulullah’ın zevcelerinden olan Ayşe’den şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah’ın (s) uyuduğu bir sırada, Hüseyin içeriye girdi ve Resul-i Ekrem’e (s) doğru yürümek istedi. Ben onu Resulullah’tan (s) uzaklaştırıp, işimin başına döndüm. Hüseyin tekrar iki alem serverinin yanına yaklaşınca, Hz. Muhammed (s) ağlar bir şekilde uyandı. Ben “Niçin ağlıyorsunuz, bir şey mi oldu?” diye sorduğumda, “Cebrâil bana Hüseyin’in şehid düşeceği yerin toprağını gösterdi. Allah’ın gazabı onun kanını dökenlere çok şiddetlidir.” diye buyurdu. Daha sonra Resulullah (s) elini açtığında (ince kum) toprağı gördüm. Resulullah (s) bana hitaben buyurdu ki: “Ey Ayşe, canım elinde olan Allah’a andolsun ki, bu olay beni çok üzüyor. Benden sonra Hüseyin’i ümmetimden kim öldürecek?”

 

6- Ebu Ümame şöyle rivayet ediyor:

Taberanî Ebu Ümame’den Hz. Resulullah’ın (s) kendi zevcelerine Hz. Hüseyin’i (a.s) ağlatmamaları hususunda tembihte bulunmuş olduğunu naklediyor. Ravi şöyle rivayet ediyor:

“Resulullah (s) Ümm-ü Seleme’nin evinde iken Cebrâil nazil oldu. Peygamber, Ümm-ü Seleme’ye hiç kimsenin içeriye girmemesini emretti. Bu sırada Hüseyin (a.s) geldi ve Resulullah’ı odada görünce içeri girmek istedi. Ümm-ü Seleme, Peygamber’in torununu kucağına alarak bir takım sözlerle meşgul edip içeri girmesine engel olmak istedi. Fakat Hüseyin’in şiddetli ağlamasıyla karşılaşınca, onu bıraktı ve Hüseyin Peygamber’in olduğu odaya girerek kucağına oturdu.

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:
HAK HALİFE HZ.ALİDİR BANA DEFALARCA KARŞI ÇIKTINIZ AMA BUNU OKUDUKTAN SONRAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ ÖĞRENEBİLİRMİYİM

 

 

 

Resulullah (s.a.a) kendisinden sonra İmam Ali b. Ebu Talib'i halife olarak tayin etmiştir ve bunu çeşitli münasebetlerde defalarca tekrar etmiştir.2 Mesela,

 

------------------

1- Zuhruf, 23

2- Resulullahlm (s.a.a) İmam Aliıyi (a.s) kendisinden sonra hali-

fe tayin etmesiyle ilgili hadisler yüzlerce kaynakta söz konusu edil- miştir. Bkz. Tarih-i İbn-i Cerir, c.2, s.562; Kenz'üI-Ümmal, c.6, s.392; Sünen-i Tirmizi, Sünen-i İbn-i Mace; Müsned-i Ahmed b. Hanbel; Müstedrek-i Sahihayn; Tefsir-i Kebir, Fahr-i Razi; es- Sevaik'ul-Muhrika.

 

24

 

Veda Haccından dönerken, Mekke ile Medine arasındaki Gadir-i Hum denen yerde, insanları bir araya toplayarak Ali'nin (a.s) elini kaldırmış ve "Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım! Ali'ye dost olana dost ol, düşman olana düşman. Ona yardım edene sen de yardım et, ondan yüz çevirene sen de yüz çevir." demiştir.

 

Sonra Peygamberimiz minberden inmiş (ve sayıları yüz bini aşan) Müslümanlara, "MüminIerin emiri olarak Ali'yi tebrik edin" diye buyurmuştur. O kalabalık da bir bir gelip, "Selam olsun sana, ey müminlerin emiri!" di ye- rek isteğini yerine getirmiştir. İşte bu sırada Ebubekir ile Ömer de Ali'nin yanına gelmiş ve kendisini tebrik et- mişlerdir. Ömer, "Ne mutlu sana ey Ebu Talib'in oğlu! Sen bugün benim ve kadın-erkek bütün müminlerin mevlası oldun." demiştir.l demek ki Peygamber'in (s.a.a) hak halifesi Hz. Ali'dir.

Gönderi tarihi:

slm ben yeni üye oldum. ĞADİR HOM olayını 2 gün sonra buraya aktaracam kanıtlarlada aktaracam...

Gönderi tarihi:

sen hiç diyanet kitaplarını okumuyor musun hz. hatice den sonra hz. ali inandı hz. muhammede 9 yaşında iken. ebubekir değil her yerde yazıyor ama siz hep tek yönlü kitaplar okuduğunuz için bunu bilmiyorsunuz ya da bilmemezlikten geliyorsunuz

Gönderi tarihi:

ĞADİR HOM

Hz. Muhammed veda haccından önce bütün müslümanları hacca çağırır. Geri dönerlerken HOM vadisi denilen yerde mola verirler burası hem serin hem de su kaynakları bulunan bir yerdir. O sırada bir ayet iner şöyle YE EYYUHEL RESULU BELLİĞ BİME ÜNZİLE İLEYKE MİN RABBİK anlamı EY RESUL RABBİNDEN SANA İNENİ BİLDİR. Bir düşünelim Hz. muhammed söylenmesi gereken herşeyi söylemişti namaz oruç zekat hac vs. Geriye kalan Hz. ali nin vasiyet etmesidir. Hz. Muhammed yaklaşık 120.000 kişiyi etrafında toplattırır. Develerin mimberlerinden büyükçe bir tepe yaptırır üstüne çıkar hutbe okur. Sonra Hz. alinin elinden tutar koltuk altları görünene kadar kaldırır ve şöyle der BENDEN SONRA HALİFENİZ ALİDİR BEN KİMİN MEVLASI İSEM ALİ DE ONUN MEVLASIDIR KİM ONA İYİLİK YAPARSA ALLAH ONA DA İYİLİK YAPAR KİM ONA KÖTÜLÜK YAPARSA ALLAH ONA KÖTÜLÜK YAPAR ONU SEVEN BENİ SEVER der ve ayet iner BUGÜN SİZE DİNİNİZİ İKMALE ERDİRDİM SÖYLENMESİ GEREKEN HERŞEYİ SÖYLEDİM ve Hz. aliyi ilk tebrik eden 2 kişi ömer ve ebu bekir şöyle derler BAHİN BAHİN LEKE YA ALİ EMSEYTE MEVLANA VE MEVLA KÜLLİ MUMİNİN VE MÜMİNETİN anlamı şöyledir TEBRİK EDERİZ SENİ EY ALİ, BİZİM HER MÜMİNİN VE HER MÜMİNENİN MEVLASI OLDUN. Kaynaklar

1.NURUL ABSAR

2.EL KAMİL

3.SAVAİK

4.SIRETUL HALEBİYYE

5.NUZULUL KURAN

6.TEFSİR KİTAPLARININ ÇOĞUNDA MAİDE SURESİNİN TEFSİRİNDE

ve daha 5 tane kaynak biliyorum şimdi aklımda değil sonra veririm.

Eğer tek yönlü kitaplar okumazsanız, tarafsız bir şekilde, tanassuptan uzak bir şekilde araştırma yaparsanız ilk halifenin kim olması gerktiğini anlarsınız.

BUYRUN CEVAP BEKLİYORUM

  • 1 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

CAREV 76 YA

 

nerden soktun bu kurdu beynimize

araştırdıkca kafam allakbullak oluyor. sendeki kaynaklardan nasıl elde edebilirim.

 

anladığım kadarıyla çünkü çok farklı kaynaklardan araştırdım, hatta eski dinayet işleri başkanı süleyman ateşin bu yödeki yazı ve konuşmalarını da görünce tam allak bullak oldum, dediğim gibi anladığım kadarıyla kadiri ğum ve hz fatıma olayında doğruluk payı baya yüksek, ama bizim sunni kaynaklardada hz alinin halife tain edildiği fakat yaşının küçük olmasından dolayı halifeliğine karşı çıkıldı, bunun da islamın bekası için gerekli olduğu görüşü hakim. hz. fatıma olayındada olayın doğru olduğu fakat hz ömerin bu olaydan çok pişman olduğu hatta hz fatımadan özür dilemek için hz ali aracılığı ile görüşme talebinde bulunduğu ama hz fatımanın ben bu olanları babama sunacağım hakkımı ahrette arayacağım diyerek görüşmeyi kabul etmediği şeklinde bilgiler var. şimdi kafamı karıştıran bir soruda şu. tamam hz. ömer hata yaptı, kuldur olabilir ama hatasını anlayıp özürdilemek istemesi de önemli değilmi. belki tövbe etmiştir. yani ozaman oalnlar tam olarak nedir bilmiyoruzki.

 

bak carev 76 ben dinde ön yargılı olmam eğer kafamdaki o birkaç soruyuda cevaplaya bilirsem yani bana kaynak gonderebilirsen şia meshebine geçmeyi düşünüyorum. seninle nasıl dialok kurabilirim.

  • 10 ay sonra...
Gönderi tarihi:

HAK HALİFE HZ.ALİDİR BANA DEFALARCA KARŞI ÇIKTINIZ AMA BUNU OKUDUKTAN SONRAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ ÖĞRENEBİLİRMİYİM

 

 

 

Resulullah (s.a.a) kendisinden sonra İmam Ali b. Ebu Talib'i halife olarak tayin etmiştir ve bunu çeşitli münasebetlerde defalarca tekrar etmiştir.2 Mesela,

 

------------------

1- Zuhruf, 23

2- Resulullahlm (s.a.a) İmam Aliıyi (a.s) kendisinden sonra hali-

fe tayin etmesiyle ilgili hadisler yüzlerce kaynakta söz konusu edil- miştir. Bkz. Tarih-i İbn-i Cerir, c.2, s.562; Kenz'üI-Ümmal, c.6, s.392; Sünen-i Tirmizi, Sünen-i İbn-i Mace; Müsned-i Ahmed b. Hanbel; Müstedrek-i Sahihayn; Tefsir-i Kebir, Fahr-i Razi; es- Sevaik'ul-Muhrika.

 

24

 

Veda Haccından dönerken, Mekke ile Medine arasındaki Gadir-i Hum denen yerde, insanları bir araya toplayarak Ali'nin (a.s) elini kaldırmış ve "Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım! Ali'ye dost olana dost ol, düşman olana düşman. Ona yardım edene sen de yardım et, ondan yüz çevirene sen de yüz çevir." demiştir.

 

Sonra Peygamberimiz minberden inmiş (ve sayıları yüz bini aşan) Müslümanlara, "MüminIerin emiri olarak Ali'yi tebrik edin" diye buyurmuştur. O kalabalık da bir bir gelip, "Selam olsun sana, ey müminlerin emiri!" di ye- rek isteğini yerine getirmiştir. İşte bu sırada Ebubekir ile Ömer de Ali'nin yanına gelmiş ve kendisini tebrik et- mişlerdir. Ömer, "Ne mutlu sana ey Ebu Talib'in oğlu! Sen bugün benim ve kadın-erkek bütün müminlerin mevlası oldun." demiştir.l demek ki Peygamber'in (s.a.a) hak halifesi Hz. Ali'dir.

 

hocam sizin bu dedikleriniz kur'an'da geçiyor mu? kur'an.da maide suresinin 67. ayetinde bununla ilgili bir ayet var ama Hz Ali!'nin adı geçmiyor. siz bana kaynak gösteriyorsanız Kur'an'ı gösterin veya dört büyük imamdan kaynak gösterin. benim için Hz Ömer, Hz Ebubekir, Hz Osman ne ise Hz Ali da aynı. Hz Ali de Peygamber efendimizin izinden gidiyordu. ( Risaleyi Nur'da bununla ilgili bir yazı var okuyun tavsiye ederim.)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.