Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2006 18 yıl IŞIĞA DOĞRU Namık Kemal ZEYBEK Ata Yaşasaydı... DÜNYA Gündemi adlı haftalık gazeteyi elime alıyorum. Hemen sol başta bir başlık: “Atatürk: Kudüs’ü Emperyalistlere Çiğnetmeyeceğiz.” Sözlerin devamı şöyle: “Şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Museviler’in ve Hıristiyanlar’ın nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz.” Bu sözler Mustafa Kemal’e ait diyor gazete... Amerika’nın Afganistan’a gireceği günlerde bana bir televizyon kanalında sorulmuştu: “Atatürk olsaydı bu işe ne derdi?” “Atatürk sağ olsaydı bu işler olmazdı ki!” diye karşılık vermiştim. Atatürk’ün kurduğu Sadabat Paktı’nı yaşatabilseydik şimdi Türkiye, İran, Afganistan ve Irak bir birlik içinde olurdu. Kimse ne Afganistan’a, ne Irak’a saldırmayı düşünmezdi, ne İran’a saldıracağını söylemeye de cesaret edemezdi. Ya Balkan Paktı? Onu da Atatürk bin bir emekle kurmuştu... Atatürk yaşasaydı coğrafyamız farklı olurdu. Elbette ki amacım Ata’ya ağıt yakmak değil... Her fâni gibi o da bir gün ölecekti... Ancak! TÜRKİYE Cumhuriyeti’ni kuran kişinin işleri nasıl yürüttüğünü hatırlatmalıyız ki biz de işlerimizi doğru yapalım. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler ve yönetenleri yönetenler, her önemli kararda şu soruyu sormalıdırlar: “Atatürk olsaydı ne yapardı?” İşte ATA’nın yolundan gitmenin anlamı budur. Yoksa “ilkelerin ve devrimlerin bekçisiyiz” tekerlemeleriyle yapılan içi boşaltılmış Atatürkçülük’ten ne hayır görülebilir ki? Atatürk’ü altı ok’a sığdırmak ve onları da Ata’nın anladığı gibi değil, işine geldiği gibi yorumlayanlar ve yapılmış sekiz yararlı dönüşümle işin bittiğini sananlar var ya... İşte onlardır Atatürk düşüncesine en büyük zararı verenler. “Devrimlerin bekçisiymişler...” Ne bekçisi kardeşim, hiç olmazsa bahçıvanı olsaydınız ya... İşte bu dar kafalı ve küçük dünyalı yaklaşım Atatürkçülüğü getirdi, hanımların başındaki bezi en büyük düşman ilan etmeye kadar daralttı... Başka bir kısım dar kafalı ve küçük dünyalılar da Müslümanlığı o bezden ibaret sayınca, buyrun cenaze namazına... Neyin cenaze namazına mı? Akıl ve bilim yolunun elbette... Olaylara en geniş boyutlarda ve en derin bilgilerle bakıp doğru durum değerlendirmelerle doğru kararlar alma yeteneğinin cenaze namazına... Biz yapmalıyız “ATATÜRK şimdi yaşasaydı ne yapardı” sorusunun çok açık karşılığını birlikte verelim. Öncelikle 1992’den başlayan fırsatı iyi değerlendirip, çoktan TÜRK DEVLETLERİ İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATINI kurmuş olurdu. Kesin olarak SAHİ-İŞBİR ya da ECO’yu canlandırır ve bölgede bir barış ve gelişme alanı oluştururdu... Asla AB’ye giriş süreci denilen sahtekârlığa izin vermezdi... AB ve Avrupa ülkeleriyle ilişkileri de karşılıklı saygı ve çıkara dayalı olarak en iyi boyutlarda götürürdü. Başka ne mi yapardı? Elbette çok şey yapardı da biz dış siyasetten söz ediyoruz. ABD’ye teslimiyet söz konusu olmazdı. Zaten Atatürklü bir Türkiye’den ABD’de böyle bir şey beklemezdi. Atamız bütün dünya ile iyi ilişkiler kurar ve Avrasya’nın derinliklerinden daha geniş güvenlik alanları oluştururdu. Yâni diyorum ki biz de böyle yapmalıyız.
Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2006 18 yıl IŞIĞA DOĞRU Namık Kemal ZEYBEK Ata Yaşasaydı... DÜNYA Gündemi adlı haftalık gazeteyi elime alıyorum. Hemen sol başta bir başlık: “Atatürk: Kudüs’ü Emperyalistlere Çiğnetmeyeceğiz.” Sözlerin devamı şöyle: “Şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Museviler’in ve Hıristiyanlar’ın nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz.” Bu sözler Mustafa Kemal’e ait diyor gazete... Amerika’nın Afganistan’a gireceği günlerde bana bir televizyon kanalında sorulmuştu: “Atatürk olsaydı bu işe ne derdi?” “Atatürk sağ olsaydı bu işler olmazdı ki!” diye karşılık vermiştim. Atatürk’ün kurduğu Sadabat Paktı’nı yaşatabilseydik şimdi Türkiye, İran, Afganistan ve Irak bir birlik içinde olurdu. Kimse ne Afganistan’a, ne Irak’a saldırmayı düşünmezdi, ne İran’a saldıracağını söylemeye de cesaret edemezdi. Ya Balkan Paktı? Onu da Atatürk bin bir emekle kurmuştu... Atatürk yaşasaydı coğrafyamız farklı olurdu. Elbette ki amacım Ata’ya ağıt yakmak değil... Her fâni gibi o da bir gün ölecekti... Ancak! TÜRKİYE Cumhuriyeti’ni kuran kişinin işleri nasıl yürüttüğünü hatırlatmalıyız ki biz de işlerimizi doğru yapalım. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler ve yönetenleri yönetenler, her önemli kararda şu soruyu sormalıdırlar: “Atatürk olsaydı ne yapardı?” İşte ATA’nın yolundan gitmenin anlamı budur. Yoksa “ilkelerin ve devrimlerin bekçisiyiz” tekerlemeleriyle yapılan içi boşaltılmış Atatürkçülük’ten ne hayır görülebilir ki? Atatürk’ü altı ok’a sığdırmak ve onları da Ata’nın anladığı gibi değil, işine geldiği gibi yorumlayanlar ve yapılmış sekiz yararlı dönüşümle işin bittiğini sananlar var ya... İşte onlardır Atatürk düşüncesine en büyük zararı verenler. “Devrimlerin bekçisiymişler...” Ne bekçisi kardeşim, hiç olmazsa bahçıvanı olsaydınız ya... İşte bu dar kafalı ve küçük dünyalı yaklaşım Atatürkçülüğü getirdi, hanımların başındaki bezi en büyük düşman ilan etmeye kadar daralttı... Başka bir kısım dar kafalı ve küçük dünyalılar da Müslümanlığı o bezden ibaret sayınca, buyrun cenaze namazına... Neyin cenaze namazına mı? Akıl ve bilim yolunun elbette... Olaylara en geniş boyutlarda ve en derin bilgilerle bakıp doğru durum değerlendirmelerle doğru kararlar alma yeteneğinin cenaze namazına... Biz yapmalıyız “ATATÜRK şimdi yaşasaydı ne yapardı” sorusunun çok açık karşılığını birlikte verelim. Öncelikle 1992’den başlayan fırsatı iyi değerlendirip, çoktan TÜRK DEVLETLERİ İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATINI kurmuş olurdu. Kesin olarak SAHİ-İŞBİR ya da ECO’yu canlandırır ve bölgede bir barış ve gelişme alanı oluştururdu... Asla AB’ye giriş süreci denilen sahtekârlığa izin vermezdi... AB ve Avrupa ülkeleriyle ilişkileri de karşılıklı saygı ve çıkara dayalı olarak en iyi boyutlarda götürürdü. Başka ne mi yapardı? Elbette çok şey yapardı da biz dış siyasetten söz ediyoruz. ABD’ye teslimiyet söz konusu olmazdı. Zaten Atatürklü bir Türkiye’den ABD’de böyle bir şey beklemezdi. Atamız bütün dünya ile iyi ilişkiler kurar ve Avrasya’nın derinliklerinden daha geniş güvenlik alanları oluştururdu. Yâni diyorum ki biz de böyle yapmalıyız. -Tebrikler sevgili Bozkurtmusti,dogruya dogru demek gerekir..
Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2006 18 yıl -Türkiye'nin ,Türk halkinin nasilsa basina gecmis olan birtakim insanlar,galip düsmanlar karsisinda,susmaya mahkummus gibi,Türkiye'yi atil ve cekingen bir halde tutuyorlardi.Memleketin ve Milletin cikarlarinin gerektigini yapmakta korkak ve mütereddit idiler.Türkiye'de fikir adamlari,adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardi.Diyorlardi ki; *Biz adam degiliz ve olamayiz. Kendi kendimize adam olmamiza ihtimal yoktur.* -Bizim canimizi,tarihimizi varligimizi bize düsman olan,düsman oldugundan hic süphe edilmeyen Avrupalilara kayitsiz sartsiz birakmak istiyorlardi.Onlar bizi idare etsin diyorlardi. 6Mart 1922-Mustafa Kemal ------------- Bugün icinde bulundugumuz vaziyet,yukarida Ata'nin söylediklerinden farkli bir yani varmidir.Bugün aydin denilen kisiler kalburüstü insanlar,siyasetciler ayni seyleri söylemiyorlarmi,biz yapamayiz o yüzden Avrupanin dedigi gibi olsun demiyorlarmi.onlarin sayesinde hersey istedigimiz gibi oluyor demiyorlarmimonlarin bize takindiklari düsmanca tutumlari göre göre ,Ya birakin bu paranoyalari Avrupa bizi neden bölsün demiyorlarmi.1922 yilinda bu tespitleri yapmis Atatürk,peki simdi ne degisti Allahaskina! SAYGILARLA *Size söylenen herseyi gercegin süzgecinden gecirin, baskalarinin sizi yaniltmasina izin vermeyin* ATATÜRK
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.