Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2019 6 yıl Hepimizin zevkle dinlediği Erol Sayan'ın rast eserini bilirsiniz. Sayın Yılmaz Topuz'un TRT repertuarına 11525 no ile kayıtlı olan güftesinde bu haliyle kafamı karıştıran bir husus var. İkinci kıta başlarken "Sensiz doğan güneşin yüzünde KARELER var" yazıyor. Oysa genelde bilinen ve anlamca da daha uygunmuş gibi görünen şekliyle bazı kaynaklarda "Sensiz doğan güneşin yüzünde HARELER var" şeklinde de yazılıyor. Araştırınca mevcut eserlerde ve notalarda da hâreler ve kareler şeklinde söylenen halleri ile ayrı ayrı notasyonları ve seslendirilmiş eserleri bulmak mümkün. Sanki sanat camiası bu konuda ikiye ayrılmış gibi. Eser kayıt altına alınırken daktilo hatası sonucu "h" yerine "k" yazılmış diye düşünmek de zor. Çünkü eserde iki ayrı yerde kareler diye geçiyor, yani hatanın iki kere yapılmış olması gerekir ki bu da pek mümkün değil gibi görünüyor. Osmanlıca Türkçe sözlükte kare kelimesini araştırınca da; (C.: Kâr-Kur) Dişi ayı. Meşe. Yüksek yer. Kabile ismi. Kare Anasından gözsüz doğan. Kör olarak dünyaya gelen. Koyun sürüsü. Kâre Arka yükü. anlamlarına rastladım. Lâkin bunların hiç biri cümleyi anlamlı kılmıyor. Yine de eğer gerçek "Sensiz doğan güneşin yüzünde KARELER var" şeklindeyse bu cümle ne manaya geliyor? Yorumlarınızı merak ediyorum dostlar...
Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2019 6 yıl Yazar Eserin bestekarı Erol Sayan, Yaprak Sayar ile birlikte eseri "Kareler var" olarak okuyor. Örneğin İlkay Armen ise aynı eseri "Hareler var" diye okuyor. Bir de bazı yörelerde karaya kare deniyor olabilir. Bu durumda "Sensiz doğan güneşin yüzünde karalar var" anlamında mantıklı olabilir.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.