Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2006 18 yıl Basın! Halkın dili, halkın eli, halkın gözü kulağı basın. Dördüncü kuvvet basın. Devletin içinde bulunduğu keşmekeşlik, vurdumduymazlık basına da bulaşmış. Deveye sormuşlar; “ Boynun neden eğri?” Cevap vermiş; “Nerem doğru ki.” Her şey gibi basın da eğri. Basın hırsızların, soysuzların eline geçmiş. Basın halkın sesi olmaktan çoktan çıkmış. Tanzimatçı olsun, Yıldızcı olsun, hürriyetçi olsun, şeriatçı olsun, dünün kahraman kalemleri, hepsi sadrazamın emrine girmiş. Ya sadrazamın, ya İngiliz’in, ya Fransız’ın, ya Amerika’nın. Ya da sarayın. Ya da Bab-ı Ali’nin Saray? Bab-ı Ali? Halktan kopmuşlar. Halk Türk. Ya onlar? Ya Türk değiller, ya da Türklüğü kabul etmiyorlar. Alafranga. Frank. Frenk. Frenge benzeyen ya da frenkten yana olan. Alaturka. Türk gibi, Türk’e benzeyen. Türk’e benzeyen yok. Benzemek isteyen hiç yok. Gazete. Gazeteci. Gazeteci emir altında. Emir altında olmalı. Soylu gazeteci, soysuz gazeteci. Soysuz gazeteci emperyalizmin emrinde. Soylu gazeteci Türk Ulusu’nun. Soylu gazetecinin kalemi kırılmış. Soylu gazetecinin gazetesi kapatılmış. Soysuz gazeteci, saray ya da Bab-ı Ali’den otlanıyor. Paris, Londra, Brüksel ya da Vaşinkton’dan otlananlar da çok. Halk uyutuluyor. Magazin haberleriyle uyutuluyor halk. Hayata midesinden bağımlı soysuz gazeteci için her şey yine tozpembe, tüm bahçeler yine güllük gülistanlık. Memleketin altına ateş yakılmış, çatır çatır yanarken; popo resimleriyle, zennelerle sayfalarını dolduruyor. Devletin ve halkın içinde bulunduğu fecaati yazabilen soylu gazetecinin sesini duyan varsa beri gelsin. Midesinden bağımlı basın ve onun soysuz yazarı, hükümetin çalışmalarını sütunlarına, köşelerine manşet yapıp, boy boy nazır- vezir fotoğrafları basıyor. Hükümet adamlarıyla, hükümet kesesinden ziftlenenler el ele. Gazetelerinin sayfaları hükümete dizilen övgülerle dolu. Kadın etekleri topuğa kadar mı, daha mı aşağılara indirilmelidir? Komşunun bahçesindeki çiçekten bal özü alan arının yaptığı bal, helal midir, haram mıdır? Sokakta da tam bir terör havası esiyor. Vatan topraklarında İngilizlerin kışkırttığı Ermeniler, Rumlar köyleri basıp çoluğu çocuğu kesiyor. Ülke emperyalizmin kıskacında, Hükümet dostlarını kıracak değil ya. Kurmay Albay Yakup Şevki kumandasındaki 15 nci Kolordu Galiçya’ya ; Mustafa Hilmi Paşa kumandasındaki 6’ncı Kolordu Romanya’ya; Şükrü Naili Paşa kumandasındaki 20 nci kolordu Makedonya’ya olmak üzere tam otuz bin Mehmetçik, Alman, Bulgar, Avusturya menfaat ve toprakları için ölmek üzere yurt dışındaki cephelere gönderiliyor. Saray yalan söylüyor. Bab-ı Ali yalan söylüyor. Soysuz gazeteci yalan yazıyor. Hükümetin ve gazetelerin tüm iddialarının aksine, memleket her geçen gün karanlığa doğru adım adım giderken ; Midesinden bağımlı, halkın değil emperyalizmin emrindeki soysuz gazeteci, efendileri hükümet ile onların efendileri emperyalistlere yaranmak uğruna bu yangına körükle gidiyor. Vatanseverler inliyor. Ah basın! Soylu basın. Soylu gazeteci nerdesin? Bu yazı Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanarak paylaşılmasının planlarının uygulandığı dönemi anlatmaktadır. Güzel yurdumuzun, cennet vatanımızın, her şeyimiz olan Türkiye’mizin bugününü anlatan bir yazı olabilir mi?! Osmanlı devlet adamları, emperyalist dostlarının isteklerini kırmayarak yüz binlerce askerimizi onların emrine verdiler de, yaranabildiler mi? Ülkeyi değil, kendilerini kurtarabildiler mi? Osmanlı'nın parçalanma öncesini anlatan güzel bir makale. Sanki bugün yazılmış gibi. Gönderen dostumuza teşekkür ederim. Sizlerle paylaşmak istedim. Saygılarımla... _____________________________________________ Kaynak: İbrahim Sevinçler / YALOVA
Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2006 18 yıl Bir medyaa patronu düşün ki uyuşturucu kaçakcısı ama başbakan ile kolkala geziyor.. N güzelde aklanıyorlar bu ülkede.. Şİmdi BU İnsanlara BEY deniyor.. Varın düşünün artık medya nazarında daha nicelerinin satın alındığı bir ülkede yaşiyoruz.. BU şekilde giderse DİPNOT osmanlı gibi bizde çökmezmiyiz.. VAka ''yı bu bakımdan dan ele almak gerek birde.. Gelecektede böle giderse Bizim de makelemiz yazılır mail atılır bir dost tarafından.. Maalesef uyutuluyor millet İRTİCA hortladı diye.. TEk tehlike görülüyor.. Dost yüzlü Eşkiya suretliler ise Sinsi akşamlarda İhaneti soluyorlar.. SAyGIlAr..
Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2006 18 yıl ne yazık ki basın organları tek bi kişinin ve sermayenin başında olursa ortaya her şey çıkar. sermayeler de kendilerini üste çıkarmak için kullanıcak basın organı yaratmaya çalışıyolar ama çok ucuza olmadığı için sistem belli zümrelerin elinde. artık gazetelerde çıkan pek çok şeye inanmıyorum. siz de inanmayın bence. bunu bi kenara bırakırsak, basın semayenin elinde olup işlevini görememekle birlikte, sesini çıkaramayacak kadar da cılız. basının daha da büyümesi ve gelişmesi gerek. bu da daha çok gazete dergi demek. ama aynı sermaye grubundan olmayacak şekilde.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.