Φ ERBAY Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Aşk Dediğin sen ellerimde büyüdün herkesin dilinde öyküydün masaldın belkide ben anlamadım güvercin sandım kanadı kırık cami avlusunda atılan yemlere yetişemeyen çaresiz bir köşede gözlerin parlak camsı hayalet bir akşam iniyordu istanbula karınca telaşında insanlar seni ne tanıyan ne bilen var ne de dikkat eden yalnızlığına kırığına kanadının buna telaşe diyorlar yanından geçenler bir ben telaşsız ortasında koca bir kentin önce çaresizliğini sonra seni sevdim sen benim ellerimde büyüdün başka bir kentin kordon boyunda deniz kokan sokaklarda kanatlarını onarıyordun son gördüğümde uçmak telaşındaydın sevinçliydin ellerin üşümüyordu aşıktın belliydin yanına yaklaştığımda tanımadın çünkü aşkın kollarında artık kördün kanatların uçmaya hazırken yolunu kaybetmiştin aşkın ormanında çıkmaya niyetli değildin görmeye hevesli değildin böyle yaşanırdı aslında aşk dediğin... Oğuzkan Bölükbaşı Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 YIKICILAR GELDILER Ve evin yüzü burkuldu Bir kipirti vardi şakaklarinda. Yikicilar geldiler, çatidan başladilar. Kiremitleri topladilar birer birer. Tahtalari söktüler, kanirtip çivileri Ellerinde keserler. Animsar misin denize karşi oturmuştuk. Ikimizde arkamizi dönmek istememiştik kiyiya. Susmuştuk uzun bir hesaplaşmayla. Iki sevgili vardi yan masada; Umurlarinda bile degildi deniz, Alinlari birbirine degecekti az daha. Yikicilar geldiler, Çikardilar kapi ve pencerelerin pervazlarini. Kör gözleri ve açilmiş agziyla Kaldi temelleri üstünde umarsiz ev. Sira balyozlardaydi artik, Çelik iskeletini evin ortaya çikarmak için. Benim gögüs kafesimde bir iskete, Iskeletimin bekçisi, içten bagli kemiklerime. Siçrayip duruyordu ordan oraya, Duyuyordum kipirtisini içimde. Bir bulut geçiyordu senin gözlerinden. Oturuyorduk; ben kizgin çölüm, sen yildizsin gögünle. Yikicilar geldiler; Düştü gürültüsüyle yüzü köhne evin, Göründü bazi odalari ve iç duvarlari. Ayni renklerle boyanmiş sofasi, isli mutfagi. Bir kesit kalmişti geriye şimdi o evden Eski bir yaşantiyi simgeleyen Çikip yürümüştük kiyi boyu Benim sivasi dökük yüzüm, senin çocuk gözlerinle. Oysa sen yürümeyi sevmezsin. Nasil da degişmişti görünüşü Yillardir görmedigimiz kentin Yürümüştük anisiyla eski cumbali evlerin. Yikicilar geldiler, yiktilar bütün duvarlari. Yalniz temel kaldi geriye ve birkaç tugla kirigi. Iş araçlarinda artik, Bir canavar agziyla deşmek için topragi. Ve temizleyecekler kazilan yerlerde Bizden kalan balçigi. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 YIKICILAR GELDILER Animsar misin denize karşi oturmuştuk. Ikimizde arkamizi dönmek istememiştik kiyiya. Susmuştuk uzun bir hesaplaşmayla. Iki sevgili vardi yan masada; Umurlarinda bile degildi deniz, Alinlari birbirine degecekti az daha. Yikicilar geldiler, Çikardilar kapi ve pencerelerin pervazlarini. Kör gözleri ve açilmiş agziyla Kaldi temelleri üstünde umarsiz ev. Sira balyozlardaydi artik, Çelik iskeletini evin ortaya çikarmak için. bu benım şiirimdır bılıyomusun Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 k hp kahkahalar şehrimin kaldırımlarında Bir tek ışık yanmıyor karşı evlerde Akrep ile yelkovanın Alelacele, Kaçarcasına, Sevişmelerinde Bakire değil artık gece... Bir kaç yıldız düşüyor, gözleri yere bakan yüzünden Bulutların ardına saklanmış Ansızın uykular bölünüyor biryerlerde.. Zamanın umursamaz akışına sürgün Siyahı beyaz geçe'nin karmaşasında Gri tonlu notalar süzülüyor gözlerinden.. Kimsesiz gecenin çığlığında Alabildiğine uzanan yalnızlık senfonisi Bir yerde bir çocuk üşüyor Bir yerde bir çocuk ağlıyor Şarkılar söyleniyor çocukluktan kalma Gecenin ağzı bozuk sözcükleriyle.. k hp kahkahalar yankılanıyor birbiri ardına Susuyor deniz Susuyor rüzgar Bakamıyor artık doğan güne.. Bakire değil artık gece Susuyor deniz Susuyor rüzgar Bir kaç yıldız düşüyor Gözleri yorgun ağlamaktan gecenin Gün dönüyor Mevsim sonbahar Gece daha da üşüyor Üstelik bu sefer yalnız BİTİMDE Alışkanlıklarımı nasıl aşılayayım zamandışı kederli, yıldızlı alana? Bu ikinci varlıkta yaşayabilecek hatıralar, yürek denen, bir şeyin kokusu, sıradan bir yaşam için yalan. Sonra da yıldızlar dışında- sanki başka nerde gezebilirdim? Yaşardım sahipsiz bir yaşamı. Yoksun olduğum için, korkudan tir tir titrerdim, ve senin albümünde baş yeri alırdım. Herkesi görebilirdi: Düş ile kederin nasıl çarpıştığını sessiz gürültünün, yeraltında patladığını ! Mübera PASİÇ (Çeviren : Fahri Kaya Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 DİNMEYEN AŞK Bakmadan kara,yağmura, Göğüs vererek rüzgâra, Kayalar içinde ıslak, Sisleri aşıp koşarak, Sevmek, bıkmamak sevgiden! Dinlenmeden, ara vermeden! Ömrün tadını, neşesini Taşımadansa boş yere Ben ıstırabı, acıyı Üstün tuttum sevinçlere, O yakınlık duygusunu, Gönülden gönüle akışı; Ah bir şeye benzemez İnsanı yaratır acı! Nereye kaçayım, nereye? Ormanlara mı, ırağa mı? Boşuna her şey, boşuna! Huzura varmayan neşe Ey aşk! Her şeyin başı! Johann Wolfgang Von GOETHE Çeviri: Selâhattin BATU SEVGİLİ YAKINLIĞI Seni hatırlarım sulara günün Şavkı vurunca; Seni hatırlarım, dalgalara ay Renkler verince. Seni görür gözüm uzak yollarda Tozlar kalkarken; Derin gecelerde, dağ yollarında Yolcu titrerken. Seni işitirim, boğuk seslerle Su yükselince; Kırlarda sükûtu dinlerim gece Her şey susunca; Uzakta da olsan, ben yanındayım, Sen yanımdasın. Gün söner,yıldız ışır gökte, ah! Burda olsaydın. Johann Wolfgang Von GOETHE AŞKA ÖVGÜ Bu aydın gecede öyle mutluyum ki; Sonsuz bir hazzın yatağında saadetin Kaç kelime konuşulur bilmem, şamdanlar altında, Ama bir boğuşmadır başlar ışıklar kararınca Şimdi üzerime geliyor çıplak göğüsleriyle, Bir yanda sereserpe geceliği; Uyuyan gözkapaklarıma dayıyor dudaklarını, Aralık ağzından duyuyorum "uyuşuk" dediğini, Ne kadar kucaklaştık, ne kadar değişti kollarımız. Kimbilir kaç defa birleşti dudaklarımız. "Sakın dönmesin Venüs'ün aydınlığı karanlıklara, Gözlerimle buluruz biz aşkı yoksa... Helen'i çırılçıplak kaçırmadı mı Paris, Menelaus'un koynundan, Endymion'un çıplak bedeni değil mi Diana'yı kafesleyen." -Ya işte böyle bu hikâye, başlayıp biten. Kaderlerimiz birleşirken, bir yanda aşkla dolduruyorduk gözlerimizi Özlenen bir gece geliyordu üstümüze Ve ışıklar diyorduk bir daha dönmesin Tanrılar zincire vursunlar ikimizi Ki günışığı artık çözemesin. Şaşarım aşkın çılgınlığını zamana bağlayanlara Yağız atlar sürüp gidecek güneş, Toprak buğday arpadan, Sular yürüyecek çeşmelere Balıklar kuru derelerde yüzecek Yüceliği bilininceye değin aşkın. Varken elimizde bir fırsat, durdurmayın meyvasını hayatın. Bakarsın kuruyan çiçeklerin yaprakları düşer. Ve saplarından sepet örerler, Bugün geniş havasını alıyoruz aşkların Yarın bizi de kapatacak kader. Gerçi bütün sevgini veriyorsan da Gene de az veriyorsun sayılır. Bu acılarımı değiştirmem mümkün değil. Onunla sona erecek ömrüm, Ama böyle geceler yaşatsak bana her daim Yıllar boyunca uzar gider yaşamam. Birçok geceler sürsem böyle Tanrı olurum ben de zaman içinde. Ezra POUND Çeviri: M.T.KARAMUSTAFAOĞLU Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 bu benım şiirimdır bılıyomusun ciddimisiniz bu şiir sizinmi gercekten yollayan arkadaş isim eklememiş üzülmüştüm tebrikler Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 bu benım şiirimdır bılıyomusun öyle mi.. ciddimisiniz bu şiir sizinmi gercektenyollayan arkadaş isim eklememiş üzülmüştüm tebrikler unutmuşum arkadaşım,Metin Altıok şiiriydi.. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2007 ciddimisiniz bu şiir sizinmi gercektenyollayan arkadaş isim eklememiş üzülmüştüm tebrikler yanlış anladınız,benı anlatan şiirdir anlamında söylemiştim Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Dünde kalma asla, yarını sorma şu anı bi anla susup bi dinle Kimdin n'oldun niye öldün oldun çok zor mu buldun, yine Gülümse Sağdı Soldu Hepsi Aynı Sondur Yolun En Sonunu görürsen Durdun olmaz, gerildin olmaz delirdin olmaz devam et sen Sorsan sorun yok mudur dünya sorunla kaynar Dokunsan bin ah dinlersin herkes kendinde sanar Sorsan sorun çok mudur dünya soruyla kaynar Bulsan cevap gizlidir herkes kalbinde saklar Sen gel kederlenme be düşmez kalkmaz bir allah Engelleri yen gel de kendi derdine yanma ogün şanlısoy Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Acılar da acılaşıyor gittikçe Sanki Bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.. Edip Cansever ******** alnımı cama yaslayıp barkodumu okutuyorum; seni sevmeme izin vermiyor kalbinin morötesi cama vurup yüzümü kesiyorum; bugün sevmiyorum seni; sadece korkuyorum F.D ********* Dört kişi parkta çektirmişiz; Ben, Oktay, Orhan bir de Şinasi. Anlaşılan sonbahar: Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli; Yapraksız arkamızdaki ağaçlar. Henüz babası ölmemiş Oktay'ın, Ben bıyıksızım, Orhan Süleyman Efendi'yi tanımamış. Lakin ben hiç böyle mahzun olmadım. Ölümü hatırlatan ne var bu resimde? Halbuki hayattayız hepimiz. Melih Cevdet Anday ********* Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Adın Senin Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm Hangi ferman dokundu bakışlarına senin Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var Muhteris aynaların eskidiği yerdesin Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin Divan-ı harbe giden yiğitlerin ardında Kanayan kitaplara gül götüren yağmurum Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde Senin toprağın için çırpınıp ağlıyorum Memnu bir zerrin kadar edalı ve soylusun Gamzelerinde nazlı kıvılcımlar gizlenir Bağbozumunda bile yediveren boylusun Gün olur ki, kalbinde gözlerin filizlenir Bu sevda dayanılmaz bir ağıttır zülfünde Rüzgarın her busesi içimde kurşun olur Yıldız kayar, ay susar geceye güldüğünde Dağda çiğdem solarken çölde ceylan vurulur Ben bu yol ayrımında sensiz olsam ne çıkar Kahra göçen kuşların kanatlarında kaldın Ölümün gözyaşları bir gün hicranı yıkar Tarihe bir sır gibi düşer senin de adın Nurullah Genç Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Kalbin hala açık değil işte bu yüzden bozuldu tılsım. Seni o kadar sevdim ki.. Sen benim dersimdin, öğrenmek zorundaydım seni, Ben senin kalendim, yakmak zorundaydın beni.. Acı bazı şeylerin yanlış olduğunun uyarısıymış meğer Uzun sürmemesi için dua ediyorum şimdi. Madonna & Rick Nowels Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde Şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni, Yaşayacaksın gözlerimde. Sen göreceksin duyacaksın Parıldayan bir sevi sıcaklığı, Uyuyacak, uyanacaksın. Bakacaksın, benzemiyor Gelen günler geçenlere, Dalacaksın. Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır, Harcayacaksın. Seni yaşayacağım, anlatılmaz, Yaşayacağım gözlerimde; Gözlerimde saklayacağım. Bir gün, tam anlatmaya... Bakacaksın, Gözlerimi kapayacağım... Anlayacaksın. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Hiç Kimse Bilmedi Aynı bardağa konan şaraptan içtik Ayrı seslere aldırmadan Ta başında gönle dur demek kolaydı Biz zor olanı seçtik Bir bakış akılları yerinden aldı Gözümde parlayan ışık kaldı Tam kamaşmaya alışmaya başlamışken Her şey birden karardı Saklayacak ne kaldı Hiç kimse bilmedi Hiç kimse duymadı sandık Hiç kimse anlamaz Hiç kimse ayırmaz sandık hep Aynı daldan kopan elma seçtik Yasaklara aldırmadan Bu oyunda başrole ikimiz geçtik Sonu pek mutlu olmayan Hiç kaçış yolu yok içim daraldı Çözümü olmayan düğümler Bir bir arttı Yolları ayırmayı kabullenmek Bizden bir şey kopardı Kaybedecek ne kaldı Hiç kimse bilmedi Hiç kimse duymadı sandık Hiç kimse anlamaz Hiç kimse ayırmaz sandık (yargılamaz sandık) Öyle değilmiş meğer Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 dişlerimin arasında küfleniyor bir bir basireti bağlanmış kelimeler imgesiz çığlıklarını serbest bırakamıyor yüreğim hasrete dur diyemiyor sönüyor yavaş yavaş umudun bekçisi gözler kuruyor dilde sözler vay halime vay zaman sensiz akıp gittikçe özlem yağmurları düşüyor umudun üzerine ıslanıyor yazılan her hece ve üşüyor yetim kalan gece kurşuni bulutlar arasında zil takmış oynuyor çengiler bilmezler özleyenler ne kadar çok sever fırtınalar kopuyor aşkın coğrafyasında gel kol kanat ger soluyor gökte ay vay halime vay susuyor yavaş yavaş yaşanması gereken zaman siniyor ruhuma an be an hicran vay halime vay Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2007 Acılar da acılaşıyor gittikçeSanki Bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.. Edip Cansever ******** Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2007 KIR(IN) KALEMİMİ… Kendi sonumun önünde diz çöküyorum. Arsız suretimi koydum,çökmüş omuzlarımın yük bilmez güçsüzlüğüne. Taşıyamadıklarını,bakışlarımı kaçırdığım aynalarda aradım. Baktıkça kaybolan yalancı lisanlarımın tüm harflerini kaldırdım hafızamın karanlığından. Kayboldum… Bakamadığım yüzsüz yüzlerden en öne kendi adımı çıkardım. Suçlu ararken kazanamadıklarıma,boğazımdaki eller kendi sıcaklığım. Tanıdım… Her bir adımım şahit tutulurken mizan meydanlarında, Şehrimin sokaklarında yankılanacak en kutlu peygamber soyuna yakışmayan sözde kalışlarım. Neydi…?kimdi…?nereyeydi…? Tıkanacak boğazıma düğüm düğüm zehir sunarak. Tıkanacakta,aynalardan silineni nerde paklayacağım…? Acı bir pas kokusuna aşikar derken inanmadığım kirli yansıması duvarlarıma vurmuş yüreğim, sıyrılacak soysuz yalanlarımdan. Kaçıncı tükenişin liste başı oluşu bu tekrarlanan. Yenilgileri tekrar etme seanslarımda hiç arkama bakmamış mıyım ki, varoluşta etime üflenen cismaniyetime bu kadar korkak kalmışım. Mübaşir bağırıyor ismimi avaz avaz. Ar ederde çöker bir duvar dibine diye beklediğim B-E-N , neden hala savunma telaşındayım…? Gereği düşünülmeden, bilinmezlik ve tutarsızlıklara mahkum ettiklerimin bende kalan hesaplarını kesiyorum. Ebediyete kadar kendi biçtiğim simsiyah feracelere saracağım bedenimin her yanını. Son yolculuk entarim,beyazlar diye deftere geçilmişken, hangi aklık yaraşır bu toz dumana karışmış zahir ömrüme. İyi ki soysuz intiharlarla tüketmemişim hakka layık gördüğüm kirli düş yanıklarımı. Cezamı noktası koyulmuş dolap diplerindeki hükümlüler arasına sızdırırken, müdafamı kabul buyurun benden uzak kalmış ben-deliklerim. Bu defa seferi beklemeden iniyorum gemiden. Bitiyorum. Kır(ın) kalemimi… TUBA YILMAZ Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2007 Harcadım hırpaladım çok zarar verdim beni affet insan tuhaf ne hoyrat ne şaheser ve nasıl ilkel hayret kibir bir canavar gibi bekliyor pusuda tıpkı bir volkan gibi uykusunda kalbini kurban veriyor sen aşkın talibi o galibi olmaya tutkun yok korkusuda küçük bir hayat var biliyor yanmam lazım daha yol almam lazım kendimden caymam lazım zor... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Küçük bir hediyeydi bir zamanlar... DEĞİŞİK Başka türlü birşey benim istediğim, Ne ağaca benzer ne de buluta benzer; Burası gibi değil gideceğim memleket, Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava; Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız Rengi başka, tadı başka. ___________________________Can YÜCEL Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2007 Bu Kez Anladım Bu kez anladım Kuru dallardan yapma Bir köprüden geçiyorum Ben ordaydım Erbab-ı yalnızları Yutan kentler biliyorum Bu kez anladım Hüzünlerden bozma Mutluluklar yaşıyorum Ben ordaydım Acemi aşıkları Boğan sular biliyorum Ne müttefik belli Ne sığınakların yeri Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim Hem suçsuz hem güçsüz hem halsiz... Bu kez anladım Kartonlardan yapma Siperlere pusuyorum Ben ordaydım Huzurlu zamanları Yıkan sonlar biliyorum Emre aydın Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Tutkunun ötesinde sevenler, Bir kez ‘kendine iyi bak’ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine, ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kereden fazla kaldıramayacaklarını bilirler. ‘Kendine iyi bak’ derler ve giderler. ‘Bu sözlerin içinde ihanet yok, Hiçbir zaman olamaz’ derler ve giderler.! En büyük ihanet değilmidir aslında seni seveni, İhtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek.. ‘Kendine iyi bak’ derler ve giderler, Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Daha kötüsü, suçlayamazsın onları tüm bunlar için, ‘Kendine iyi bak’ deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır.. Suçlatmazlar kendini, Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın, Ama suçlayamazsın.! Yenildiğin için kızarsın, Ama suçlayamazsın.. Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, ‘Kendine iyi bak’ derler ve giderler.. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, Bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye, Unutulmayan nağmeler.. Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, Çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Her şey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. ‘Bitti’ diyemedikleri için, ‘kendine iyi bak’ derler, ‘Kırıldım affedemiyorum’ diyemedikleri için, ‘Seni istemiyorum, hayatımdan çıkaracağım, Ama bil ki hiç unutmayacağım’ diyemedikleri için, ‘Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum’ Diyemedikleri için ‘kendine iyi bak’ derler... Vicdanlarını rahatlatmak için ‘kendine iyi bak’ derler. Çünkü o kan uzun süre akacaktır, Ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler. Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman, ‘Kendine iyi bak’ deme bana, Sadece kötülükler noktalansın isterim ben, oysa sen iyisin.. Savaşsak aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her engeli aşardı? Hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden gitmesen, bitmesek olmaz mı? Peki o zaman, istediğin olsun öyleyse sen de kendine iyi bak. ALINTI Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Ceylanların Aşk Türküsü Yeni bir tutkuyu kaldırmaz o Yeni bir aşk öldürür ceylanı O sevdi mi çocuklar gibi sever Sen olsan ateşe verirsin tarlanı Çiçeklerini yerle bir edersin O bir duvar dibinde yatar sesizce Düş gibi görür inen akşamı Kelebekler yanaklarından öper O sevdi mi rüzgar gibi sever Sen olsan yere çalarsın şapkanı Yeni bir tutkuyu kaldıramaz o Yazık olur küçücük saçlarına Doyamadan gider derenin Işık beyazı çakıl taşlarına O sevdi mi yüreği bakakalır Sen olsan yeniler giyip gezersin Belki bir günde harcarsın paranı O yemeden içmeden kesilir Sevdiğini bir üzse bin üzülür Sen olsan üzersin sevdiğini O günde binkere ipe çekilir Afşar Timuçin Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Çok Sevdim Bir Zamanlar Seviyorum Yine De Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün Masal şehirlerini geçerken hızla Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de Ürpertili, sımsıcak tenini kadınların Salmak serin sulara gövdemi Düşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de Varolduğumu düşünmeyi, ürpererek.. Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibi Yağmurdan ve yalnızlıktan ürperek Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de Düşüncemi geniş ve sonsuz olanla birleştirmeyi Hırçın ve ele geçmezce atılgan Uysal ve usulcacık benim olan şeyi... Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de Ve hep seveceğim beynim ve tenim varoldukça bu dünyada Pırıl pırıl olani, her zaman bir güz diriliğinde Değişmez ve değişken olanı sonsuzca... Ataol Behramoğlu Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 Nicedir Özlemişim Nicedir özlemişim Bu rüzgarı Hani Doğu'da eser Bahar akşamları Nicedir özlemişim Bir elma ağacının Dibine oturmayı Nicedir özlemişim Şoseleri,dağları Nicedir özlemişim Bir dosta sarılıp Ağlamayı Ataol Behramoğlu Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.