Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 tut ki bir yalnızım ben tut da kurtulayım bu soğuk bahçeden hızla geçti günün arzuları hızla geçti gecenin dinmeyen anıları sabır taşını ikiye böldüm geçtim binbir acıdan umuttan ayışığına muhtacız dedim dinlemediniz duaya muhtacız selâma muhtacız muhtacız bahara bahar sabahına tut ki bir yalnızım ben esintine muhtacım ey ulu rüzgâr bana bir sır gerek şafak vaktinden hatırama başdönmesi hüznün anlayışını isterim ey hüzün anlayışını isterim badısabanın sabahla dostluğunu badısabanın sabahla savaşını isterim ey badısaba ekmeğini aşını isterim isterim hızla geçen arzuyu bu dansın çağrısı beni bulur beni arar *Ebubekir Eroğlu* Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Aklıma geldiğin gecelerin sabahında **Mavi yastığımın gözyaşlarımla ıslandığını Senden saklayacak değilim * *toz kaçtı masalına inanmadıklarını biliyorum Gözlerimin buğusunu soranların Oysa ben gecenin karanlığında Dizlerimi koynuma çekerek hep sana ağlar Lanet olası gecenin sabaha bağlandığı grilikle Her başlayan güne gözlerim yaşlı uyanırdım…….. Senden saklayacak değilim!.. Sana söylemeye cesaret edemediğim duygularımı Sığdırdığım kağıtları her katlayışta Senin kalp atışlarına benzer sesler duyardım…. Birgün yaşattığın sevgili acıyla kalbimin duracağından korkup Sensiz ölmeyi düşünürken burkulduğumu, Senden saklayacak değilim. Artık gitmiyorum papatya tarlalarına Gelen sonbaharla beraber bir hüzün biriktiyor yüreğim Düşen her yaprağın ilkbahara inancımı azalttığını Gözlerime yalancı bir umut bıraktığını Senden saklayacak değilim… Okuduğum kitabı bir kenara atıp Bir umut uyurum diye uzandığım gecelerde Yüreğimin tam üstünde ki seni Aslında uyumaktan çok , uyutmayı istediğimi Senden saklayacak değilim. Kirpiklerimdeki özlemin gözyaşları Sırf sen incinmeyesin diye bugün dek söylemedim Bir bir çözerdin harflerimi, yanına gelemezdim Seversem ölecek gibiydim Kelimeleri can yerinden ilikleyip sineye çektiğimi, artık Senden saklayacak değilim… Aramadığın sormadığın günlerde Yüreğimi garip bir telaş, tarifsiz bir sızı alırdı Sensiz yattığım gecelerde Sana sarılıp uyuduğumu Senden saklayacak değilim..* alıntı Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Hayat Nedir Anne?* benim hiç sapanım olmadı anne, ne kuşları vurdum, ne de kimsenin camını kırdım... çok uslu bir çocuk değildim ama, seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım. ben hayatım boyunca bir tek kendimi vurdum! .. suskun görünsem de, fırtınalı ve mağrurdum anne. bir mızrak gibi, aynada hep dik durdum anne! .. ben sana hiç bir gün laf getirmedim, leke sürmedim. ama göğsümü çok hırpaladım, kalbimi çok yordum... ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ... benim hiç sevgilim olmadı anne, ne bir yuva kurdum, ne bir gün şansım güldü... öpemeden bir bebeğin gidişini, tükendi gitti çağım... kimi yürekten sevdiysem, yüreğini başkasına böldü... bir muhabbet kuşum vardı, o da yalnızlıktan öldü... sen beni göğsünde hep acılarla mı soğurdun anne? yoksa evlat diye, koca bir taş mı doğurdun anne? eziyet degilim, zahmet değilim, musibet hiç değilim; bir senin mi balına sinek kondu, söylesene! doğurdun da beni, ne ile yoğurdun anne? benim hiç hayalim olmadı anne... ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat... BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT! kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne... ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat... say ki yollardan akan, şu faydasız çamurdum anne... say ki ıslanmaktım, üşümektim, say ki yağmurdum anne! bunca yıldır gözyaşlarını, hangi denizlere sakladın? oy ben öleyim, SEN BENİ NE DİYE DOĞURDUN ANNE? ? ? * Yusuf Hayaloğlu* -- bu adamı sevmem ama şiir güzelmiş.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gözyaşı Üzerine Bir damla gözyaşına sığar Anlatmak istediklerinin tümü Bir damla gözyaşı İçinde taşır Mutluluğu Hüznü Hayat bu kadar basit ve güzel Bu kadar anlamlı Ve bir o kadar da içinden çıkılmaz çelişkiler yumağı Nasıl anlatabilirsin ki bir damla gözyaşının söylediklerini Bir cümle içinde Bir damla gözyaşı Güneş vurduğunda gökkuşağı Bir damla gözyaşı Gülümserken çiçek bahçesi Bir damla gözyaşı Gizler mi yürekteki ateşi Seni canımla taşıyorum Billur bir yürek içinde Dokunsan kırılacak Dokunmasan vurulacak gözlerine Ağlama Dokunuyor gözyaşların yaralarıma Kanatma Kabuk bağlamadan Acıtma bir yerlerimi Bir damla gözyaşı İlacım olmaz İlacım Kokunu koklamak Sabaha kadar Kan ter içinde Ateşim düşer Oğuzkan Bölükbaşı Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 KENDİSİNİ UNUTMUŞ Bütün aşkların kitabı elinde Sevilmemiş yinlerin balosuna gitti. Öylesine kalabalıktı ki, Sevdiğini anlamadı. Bütün kapıların anahtarı elinde Öpülmemiş dudakların balosuna gitti. Öyle aydınlıktı ki, Öptüğünü anlamadı. Işıklarla örtünmüştü çıplaklık, Renklere uzandı susamış, Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları. Gözleri yaşamıyordu artık. Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak. Elleri aranıyor tutamıyordu. Elleri, elleriydi kurtaracak, Artık yaşamıyordu. Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık, Aldıkça alan. Bir yanda giden bir noktaydı karanlık, Ellerinde başlayan, gözlerinde biten. Bağırdı, kan gibi aktı sesi, Aşamadı dişinin duvarından. Elinde bütün aşkların kitabı, Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından. Elinde bütün kapıların anahtarı, Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı... Varamadı. Ora öyle karanlıktı ki. Öldüğünü anlamadı. Özdemir ASAF Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 Gözyaşı Üzerine Seni canımla taşıyorum Billur bir yürek içinde Dokunsan kırılacak Dokunmasan vurulacak gözlerine Ağlama Dokunuyor gözyaşların yaralarıma Kanatma Kabuk bağlamadan Acıtma bir yerlerimi Oğuzkan Bölükbaşı güzel anlar biriktirdim senden, dudağıma solgun gülücükler getiren. özenle sakladım belleğimde, bir yığın oldu daha şimdiden. nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın. bir gün apansız gerçekleşiveren.. ve olduda yar.. Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Bir yağmur damlasıydım, yüreğine düştüm. Beni de götür yanında, fark etmez nereye döküldüğün... Ya "Hikayedendir" yaşadıklarımız, yaşadıklarınız... ya da "MaSaLdan" dır herşey... Sana bir yürek yollasam bin parçaya ayrılmış, Birini sevmeye gücün yeter mi? Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 sevgili erdal çok güzel bir şiir teşekkürler biliyorum imkansızdın. sana yetmek mümkün değil. denedim şansımı sınırların yoktu senin eline değdiğim dokunup sevdiğim sadece resmindi sen değildin sınırların yoktu senin kanatlarım yoktu benim sana yetmek mümkün değil denedim şansımı imkansızım sana emanet ümitlerim sen ne olur üzülme benim için ben dururum ayakta yine biraz keder,biraz pişmanlık birazda hasret içimde. umarım sözleri yanlış hatırlamıyorumdur.. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2007 seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım. ben hayatım boyunca bir tek kendimi vurdum! .. suskun görünsem de, fırtınalı ve mağrurdum anne. bir mızrak gibi, aynada hep dik durdum anne! .. ben sana hiç bir gün laf getirmedim, leke sürmedim. ama göğsümü çok hırpaladım, kalbimi çok yordum... ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum. içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin kelimelerin gücü Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 *Aşk denen efsunlu hâli başlatan gözse; onu görünür kılan, yaşatan, büyüten de sözdür. Söz hem örter aşkı hem gösterir. Aşk dile gelmek ister, söylenmek ister. Platon tam olarak ne demek istemiştir bilmiyorum ama platonik aşktan anlaşılan 'sevdiğini söylememek'se buna itirazım var benim. Yeryüzünde söylenmemiş, sevgilin ve dahi hiç kimsenin haberi olmamış bir aşk var mıdır? Yahut ona aşk denir mi? Aşk, bir çift göz, zifir saçlar, içli bir bakış mıdır? Yahut güzel pembe memeler, dolgun kalçalar, ince bel midir? İnsan bunlar için mi âşık olur? Size bir sır vereyim mi? İnsan konuşabileceği birine âşık olur. Aşk fena hâlde konuşma arzusudur. Sevgililer durmaksızın konuşmak, isterler. Heyecanla, coşkuyla, gözlerini yıldız yapıp nehir gibi, ırmak gibi konuşurlar, anlatırlar. Konuşacak bir şey kalmadığında, aşk biter! Eğer sevgililerin konuşacak bir şeyleri yoksa ortada aşk da yoktur. Yalnızlığı gidermek değil midir bir yerde aşk dedikleri şey? Herkes bir başına olmayı ister çoğu zaman ama kapıyı anahtarla açmak koyar herkese. Konuşacak birini arar. O bazı başlangıçlarda olan susup bir şey diyememe donakalma durumu da gelecekteki nice konuşmalar için bir 'es'tir sanki. Söylenmeyen şey unutulur. Üç beş yaşlarında yaptığınız yaramazlıkları anneniz, babanız, halanız, dedeniz o kadar çok anlatmıştır ki aklınıza kazınmıştır artık, yetmiş yaşına da gelseniz unutmazsınız. Oysa kimseye -kendinize bile- anlatmadğınız çok değil birkaç önceki bir olayı belleğinizin anımsaması çok zor olacaktır. Aşk, söylenmezse yalan olur, söner alevi. Almodovar'ın çok güzel bir filmi var: Konuş Onunla. Benim söyleyip isteyip de beceremediğimi sinemanın eşsiz diliyle anlatır o filmde usta yönetmen. Söz yoksa, kelimeler yoksa aşkdan söz edemezsiniz. Aşkla olmadı mı evren, kelimelerle yaratmadı mı herşeyi Tanrı? "Kûn" demedi mi? Adem'e en başta sözcükler öğretilmedi mi? Aşk kelimelerle yaşar, kelimelerle doğar, kelimelerdir aşk.. * alıntı Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 GüLLerde AgLar.. * İçimdeki güllerin boynu bükük * *Bir zaman kalakalıyorum öylece * *Saatlerce bakıyorum * *Boş duvarların belli belirsiz yerlerine * *Bir şeyler düşünüyor gibiyim * *Buğulu gözlerle * *Oysa beynim boş, fikirsiz düşüncelerle * *Herkes bir şeye üzüldüğümü biliyor gibi * *Oysa bir isim koyamıyorum acıma * *Ne beni biranda, apansız yıkan * *Nelerden sonra anlıyorum gittiğini * *İçimdeki güller ağlar ben ağlarım * *Şimdi anlıyor gibiyim * *Biranda iradesiz oluşumu * *Yıkılışımı dertlerimi * *Meğer ne çok sevmiş * *Bu deli gönül seni * *Oysa ardına bakmadan, gidenlerden * *değil miydik * *Ölenleri gözümüzden, yaş akmadan * *gömenlerden değil miydik * *Biranda iki duygu taşıyamaz * *yürekler derdim * *Bir yanda ölümüne sevgi, * *bir türlü kopmayış * *Şimdi sende yaşıyorum * *ve galiba seni şimdi anlıyorum.* alıntı Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Hiç beklentisiz sevdiniz mi? Yani "Bugün telefon etmedi" demeden, "Şu an nerede acaba?" diye kendi kendinizi yemeden, "Yaş günümü hatırlayacak mı acaba?" diye bir beklenti içine girmeden... Sevdiniz mi hiç? Onun, size ait bir mal olmadığını kabul edip , onu özgür yaşamı ile sevmeyi denediniz mi? Yanındaki erkek arkadaşına aldırmamayı öğrenip ama aldırmıyormuş gibi yapmadan, gerçekten aldırmadan, "Bitecekse biter , bunu ben değiştiremem, beni sevmeyi bırakmasını değiştiremeyeceğim gibi" diye düşünüp. Onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan vazgeçebildiniz mi hiç? Hiç beklemeden çalan bir kapıda, onu karşınız da görmek ne güzeldir bilir misiniz? Beklemediğiniz bir anda hediye almak en sevdiğinizden... Ve beklemeden gelen bir "seni seviyorum" mesajının tadına varabildiniz mi hiç? Siz istediğiniz için değil, o istiyor diye yapıldı mı tüm bunlar? Ve beklentisiz sevmenin tadına bakabildiniz mi hiç? "Bugün beni hatırlamadı" yerine "Hiç beklemiyordum, senin geleceğini" diyebilmek ne güzeldir oysa... Onu boğmadan, kendinizi boğmadan sevebilmek ne güzeldir... Sahiplenme duygusundan uzak, sevmenin, sevilmenin tadına varabildiniz mi hiç? Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendinizi aşk çıkmazında kaybedeceğinize, Hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu oldunuz mu? Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum... "Niye aranmadım" diye düşünüp kendini kendinizi yiyeceğinize, hiç beklenmedik bir "Seni özledim" mesajı ile aşkı yakalayın.. Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum... O, sizin sevgiliniz oldu için değil. Ona tapulu malınız gibi, çantanız, arabanız gibi davranma hakkınız olduğunu düşünmeden. Onu sevdiğiniz, onun da sizi sevdiği için sevin... Sevgiye karışan "beklenti" denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından... Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir güzel... Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir romantik... Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını.. Ben, beklentisiz seviyorum... Onun nerede olduğunu merak etmiyorum... "Beni bugün neden aramadı" diye geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlarda... Geleceğe dair hayallerim de yok zaten... Ben, sevgiyi yaşıyorum... Onun yanımda olduğu anlar o kadar değerli, o kadar kıymetli ki... Gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anları... Beklentisiz seviyoruz... Sevdiğimiz için seviyoruz... Hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz... Anlık seviyoruz... Deneyin... Beklentisiz, sevmeyi deneyin bir gün... Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız... alıntı Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Sokaktan eve üç kilometre yol, Soğuk bir kıştı, üşüyordu heryerim, Soğuğa aldırmayan sadece ellerimdi, Parmaklarım buz tutmuş olsa bile aldırmıyordu soğuğa. Kocaman bir kıştı, sokaktaydım, Eve hayli yol vardı, üşüyordum, Ellerimde olmasa donacaktım, Ocaktı, kar gittikçe büyüyordu, Saçlarımda kardan bir şapka vardı. İnsanlar büyük bir uğraş içindeydi, Çoluk çocuk üşümesin diye, Akın etmişlerdi köyün merkezine, Yakacak odun, kömür, Herkes ne koparsa kardı satıcılardan, Efendisi olmuştu kar köyün, Bembeyaz bir efendi... Sarmıştı tüm asiliğiyle dörtbir yanı. Ocaktı, bir adam tren istasyonunda, Evsiz barksız bir adam, İki büklüm bir bankta, Onun heryeri üşüyordu, Elleri bile... Titriyordu, ama banamısın demiyordu, Yaşıyordu, donmadan, içinde bir ateş yanıyor gibi... Saç, sakal eşit uzunlukta, Yağan karları üzerinden atıp, Tekrar iki büklüm, titreye titreye, İçinde yanan ateş onu koruyordu. Ocaktı, eve az kalmıştı, Saçlarımda kardan bir şapka, Titriyordum, ellerim yine aynı, Çocuklar evlerin camlarından, Minik gözleriyle beni süzüyorlardı, Bembeyaz bir serüven eve az kalmıştı. Bir bank görmüştüm yolumun üstünde, Tren istasyonundaki adam gelmişti aklıma, Birazda yorgundum, oturdum bankın üzerine, Tuhaf bir istekle uzandım olduğum yerde, Kar yine aynı şiddetle devam ediyordu, Hava kararmak üzereydi, eve az kalmıştı, Yorgundum, gözlerim yorgundu, Ellerimde üşümeye başlamıştı. Ve sabaha karşı, Güneşin aydınlatan yüzünde, İki bankta, iki donuk ceset bulundu, Biri tren istasyonunda, Biri ise, eve az kalmıştı... Ocaktı, herşey kapkaraydı, Bembeyaz bir hikayenin bitişiydi... HASAN CAN Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 *Keşke Hayatın en derin, en koyu, en durgun, en hırçın rengidir keşke. Zift kadar siyahtır kimi zaman kimi zaman hüzün mavisidir kimi zaman ellerimizin uzanabileceği noktadan milyonlarca uzaklıktır keşke.. Keşke bir zaman olur tanrı gözükür deniz mavisi gözlerde, keşke biz zaman olur en temiz sevgilerin en durgun sularında boğar insanı, bir zaman olur bütün saflıkların üstüne ateşten daha kızıl bir maske olur, bir zaman olur sigaranın dumanında hayal olur, bir zaman olur baktığın gördüğün duyduğun olur... Keşkeler hayatın en çok amasıdır, keşkelerin olduğu cümlelerde bütün noktalama işaretlerin arasında ne çok soru işareti kullanılır ama soruların hiç bir zaman cevabını veremeyiz çünkü keşkeler kendimizden kaçıştır çünkü keşkeler görünmek istediğimiz yüzün en zayıf halkasıdır sorulara cevabı verdiğimiz zaman kendimizi tanıyamamakdan korkar bir kristal gibi parçalanmaktan korkarız. Oysaki keşkesiz hayat yaşanmamışlığın çok olduğu, hiçliğin en koyu renginin yaşandığı bir hayattır. Kah dilden dökülür. Kah kalem yazar. En hazin sözler. KEŞKE diye başlar... * alıntı Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 bu güzel şiirler için teşekkür ederim..iyiki varsın dostum bu kadar dik tutma eğ biraz şu inatçı,asi başını sonuçlarına katlanamazsın dinle sen şu garip arkadaşını sanma ki dikecekler meydanlara heykelini,taşını kuş gibi özgür uçmaya kalkma seller geçemez gözyaşını.... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 ne kadar çok acı var ne kadar çok ayrılık karanfili kopardılar yazık,çok yazık karanfil kalbimi vurdu aynaya bakamaz oldum uçurtmalar mateme durdu ben bir daha uçamaz oldum iyi ki aşk var dünyada! Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 sezen aksudan sözler yazarken bu akşam bu şarkısını yazamadan geçemiyeceğim Söylersem anlar mısınız Ben çıkamadım içinden İzlenip fişlenmeler Maksat kolaylık Arada ağlar mısınız Siz de yerli yersiz Gizlenip saklanmalar El mecburiyetinden Ah kelimeler dünyası Züğürdün Rüyası İçinizden hangisi cesursa Öne çıksın hemen Ama bence kaçın düello bu Kaçın manasız Yarıştırılıp yarıştırılıp Yatıştırılırsınız Yola çıkmalı,yola çıkmalı Yola çıkmalı hemen hemen Ne isem ne kadar isem Kabullendim gitti Hani yetebilseydim değiştirirdim vitrini Azıcıkmışım anladım görüp hissettikçe Suyun ağacın, toprağın bilgeliğini Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 Hani Allah Biliyor Ha Çizdim Ha Çizicem Eninde Sonunda Kafayı Huniyi Başıma Geçirip Çıkıcam Ortaya Deliyim Diycem Kurtarıcam Paçayı Denen O Ki Kız Gelerekten Dünyaya Başından Yemişim Zokayı Sıkıysa Baş Kaldır Gösterirler Abanın Altından Sopayı Aldatılmış Acılar İçindeyim Ama Dişi Kuşum Ben Bunu Da Anlıycam Hadi Diyorum Bozmayalım Kurulu Düzeni Ama Çat Diye Çatlıycam Ne Yapsın Adam Takdir Tabiattan Çok Farklıymış Seks Aşktan Yani Çektiğimle Kalıcam Üstüne Bi De Kuru Kuru Nasihat Alıcam Perişanım Paramparçayım Özgüvenim Yerle Yeksan Artık Beğenmiyorum Kendimi Kendi Gözümde Değerim Noksan Neler Yapmak Geçiyor Aklımdan Neler Utanmasam Şeytan Diyor Ağzının Ortasına Şak Şak İki Tane Çaksam Ben Taklidini İstemem Aşkın Duydun Mu Be Hey Şaşkın Doldum Doldum Da Taştım Kapalıyız Evde Yokuz Şablon Şablon Klişe Klişe Uyduruk Uyduruk Diklenmeler Baş Kaldırıyor Görünüp Sürüye Yandan Eklenmeler Ya Asap Bozucu Beylik Laflar Ya Da Laftan İbaret Haklar Acı Patlıcanı Aşk Paklar Son Nefesime Kadar Deniycem!! sezen aksu.. Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 . ...Ebruli Bir Zamana Mayalanmis Sevda . uslanmaz yanlarim geçiyor kasabalarin kiyisindan aydinliklar kusaniyorsun sen karanliklari degisiyorsun zamani sasirtarak göçebeligim yürüyor daglara mevsimleri pes pese deniyorum üzerinde kizgin yanindan kavriyorum günesi gözlerinle bak hem de yüreginle bak hep böyle bak iste oradayim zamana direnen o tepelerde daglarin gün görmez yanlarindayim senin sehrinin kuytu yanlarinda kaldigimda sarkilar birikiyor içime kim bilebilir içimizdeki böyle sususlarimizi kelimelerin parça parça dagilisini kim bilebilir bak hep susuyorum saçaklardan sarkan buzlar gibidir sairlerin sususu biriken bir bahardir karanlik anlardan geçisimiz ebruli zamanlara mayalanmasidir renklerin böyle olmali sevda sarkilar böyle ezberlenmeli bekleserek böyle durmaliyiz baharin gelincikli yanlarina susarak vurulmaliyiz dogru yanlarimizdan sen kasabalarda kilitlendikçe bir issizlik yürümeli tenime haydi orda dur sen uzakliginla dokun içime tenim oynasi olsun nehirlerinin . Muhammet Akyildiz Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 . Akvaryum baliklari . ister misiniz pencerenizin önünden bir akvaryum geçsin yarin sabah. söyle ellerinden biri cebinde, digeri kehribar tasli bir tespihte. sahi siz hiç göz göze geldiniz mi bir Japon baligi ile. kirilmis bütün duvarlar ne kadar cam varsa, açikta kalmis bütün baliklar. öksüz bir yilginlik pul olup düsmüs üzerlerine tüketmisler tüm havalarinin baloncuklarini. bir aksam üzerimiydi son yem kirintilari. ister misiniz pencerenizin önünden bir akvaryum geçsin yarin sabah. dayamis sirtlarini olmayan duvarlara gülüyor elbiseleri bayram renkli çiplak çocuklar ellerinde, olmayan uçan balonlar. . Cevat Çestepe Alıntı
Misafir zates2003 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Islik Çalmak . Baliklar için deniz lazim, Sevismek için issiz olmak Ve geceleri yatakta Duymamak için tabanlarin sizisini Zengin olmak lazim. Halbuki islik çalmak için Birsey lazim degil. . Melih Cevdet Anday Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 resimleri yaktım, birini saklasam dedim en çok onu yaktım. onu yaktım en çok.. akşam desem değil,yangın desem değil dışarda apansız bir kıyametti,kıyameti yaktım yar. seni yaktım yüreğimde. YAKTIM.. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 gemiler geçiyor şimdi sanki şakacıktan gidiyorlar mı geliyorlar mı belli değil. kuşlar uçuyorlar mı düşüyorlar mı belli değil. insanlar düşe kalka mırıldanmalarla yaşıyorlar mı ölüyorlar mı belli değil. işte bende öyleyim yar aynen böyle.. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 Sizin alınız al inandım Sizin morunuz mor inandım Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama sokaklar şöyleymiş Ağaçlar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Aşkım da değişebilir gerçeklerim de Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı Yangelmişim diz boyu sulara Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum Hiçbirinizle dövüşemem Benim bir gizli bildiğim var Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Ben tam kendime göre Ben tam dünyaya göre Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız. turgut uyar Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.