Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

hayattayken çocuklar

konuşmak gerek çocuklar

savaş ne demek,hiç durur mu başlarsa

 

kim kazanacak bu hırstan

kim ağlayacak sonunda

zamanın ruhu terkediver dünyayı

 

kimlerdensin,onlardan mı?

petrolden mi,hayattan mı?

kimlerdensin,onlardan mı?

yok,savaşa hiç gerek yok

 

yok faydası yok durmanın

büyük zorbamız durmalı

durana kadar gerçeği haykırmalı

 

paraya,güce,savaşmaya,ölüme

doymuyor,durmuyorlar

önce gerçekler solar,sonra masum hayatlar

 

kimlerdensin,onlardan mı?

petrolden mi,hayattan mı?

kimlerdensin,onlardan mı?

yok,savaşa hiç gerek yok

 

mor ve ötesi..

  • Cevaplar 1b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Biter mi sandın tüm dertlerin

Hemen ödenmez büyük borçlar

Hayata tersten baktığında

Bitip tükenmek çok kolay

 

Aslında bütün resim güzeldir

Sadece hatırlaman gerek

 

Gül kendine

Bak ne kadar güzelsin

Gül kendine

Dünya kadar güzelsin

Aslında dünya sensin

Her şey açık, her şey kolay

 

Zor zamanlar geldiğinde

Hep kaybedersin gerçeği

Sana imkansız görünse de

Bütün çözümler ellerinde

 

Aslında bütün resim güzeldir

Kendini hatırlaman gerek

 

Biter mi sandın dertlerin

Yenilmesen hiç büyümezdin

mor ve ötesi

Gönderi tarihi:

O kadar çok şey var ki, birer birer söylesem bile çok ağır kaçar

Bir de her zaman hayatın o bildik mutlak gerçekleri vardır

O zaman birazcık anlamsız konuşmam gerek

Sadece, sadece seslerle yetinmem gerek

 

Bazen doğru bazen yanlış

Bir şey söylemem imkansız

Eğlenmek lazım, uyumak lazım

Düşünme, dur neme lazım

 

Mutluluk her yanda, üzülmek için dinazor olmam gerek

Para varsa sorun yok, para olmaz mı, havalar nasıl?

Sonbahar gelince hiç kimse asla kaygılanmaz

Kışlar soğuktur ama evsiz yok, kimse takmaz

 

Bazen doğru bazen yanlış

Aslında her şey anlamsız

Eğlen zıpla coş düşünme

Açlık yok ki hiçbir yerde

 

Bazen doğru bazen yanlış

Kim demiş ülkem geri kalmış

Eğlen zıpla coş düşünme

Düşünme, dur!

mor ve ötesi

Gönderi tarihi:

Su damlası gibi hayat, özgürüm

Islak, çıplak, pırıl pırıl bir damla içimde

Uzak bir ışık, bir çığlık gibi

Çağırıyor beni

 

Biliyorsun az çok

Görüyorsun her şeyi

Biliyorsun az çoktur

 

Sahip oldukça hep bir yenisi daha

Islak, çıplak, pırıl pırıl bir dünya içinde

Uzak bir ışık, bir çığlık gibi

Çağırıyor beni

 

Biliyorsun az çok

Görüyorsun kendini

Biliyorsun az çoktur.

Gönderi tarihi:

Martimsi

.

bu sabah erken kalkan ben degilim

deniz burusturmus dudaklarimi

 

gece gögsümde bir ay unutmus

kimin eskicisiyim, kimin yenisi

 

hâlâ dünle bugün arasina sikismis dilin

yanlissin demek yerine yalnizsin diyorsun

 

ikimize dar gelir

gözlerin yalnizliginda kalabaliklasmak

 

sen diyorum sana

beni gözden çikardigin vakitlerde

 

ellerin

bütün beyazlari topluyor basima

 

senden önce gidiyor ömür

gün/ ah sizim demeye dilim varmiyor

 

bir duâyi islak biraktim sana

 

-yesilini kurutan kelebegi affet-

.

Tülay Sustam

.

Gönderi tarihi:

Ve gittikçe irayan

.

yaban bir yagmur sonrasi sesin

dallarina çekilmis durgun bir çinar

gibi sakin

suskunlugu telassiz sözlere sariyorsun

yüregim örselenmis kirik kanatlariyla

düserken avcuna

anlamiyorsun

 

böyle mi biter asklar

gün batimina uçan göçmen bir kusun

yitivermesi gibi

bir rüyanin ansizin bitivermesi gibi

 

nasil unutursun?

 

nasil unutursun

beni sevdin

harli atesler yaktin karanligima

asklarin haraç mezat satildigi dünyada

yildizlari birer birer indirdin saçlarima

 

seni sevdim

kocaman bir dag gibi genisledi yüregim

 

ne çok seyimiz vardi anlatacak

hiç kimsenin bilmedigi ne çok seyimiz

ne çoktuk ikimizdik,ne çoktuk

ne güzeldik,hiç olmadigimiz kadar

 

sen alirdin kendini

beni getirdin yüregindeki

öyle anlardi,asardik yazgisini insanin

nasil unutursun?

 

giderdin

masmada söylenmemis sirleri birakip

sen gelinceye kadar

nasil da yanlizlikti yastigimda unuttugun

yoklugun

ve artik hep yoklugun....

 

bir rüzgardi kapandi pencereler

son sesleri bunlar ezgimizin duyuyor musun?

gidiyorum

kal demiyorsun

 

simdi bozkirlarda usul usul aglayan

kahir yüklü yabanci gibiyim

kimsesiz bir askin ayak izinde

uzak yildizlara dogru yol alan

ve gittikçe irayan

ve gittikçe irayan

.

Ayten Mutlu

.

.

Gönderi tarihi:

.

Ellerim Günes Kokuyor

.

Her siirde bir dizeyim

Her dizede bir imge

Bazen daglara dayarim sirtimi

Bazen ufuktaki günese

 

Ellerim günes kokuyor

Ayaklarim toprak

Saçlarimda yildizlar akiyor

Gözlerim sanki bir safak

 

Örtün su bulutlari üstüme

Üsümesin koynuma aldigim bahar

Ve söyleyin saçlarimi tarasin

Saçlarimda akan o yildizlar..

.

Karahan Yilmaz

Gönderi tarihi:

Yikilmasi Mümkün Bir Önyargi

.

Inanmazdim bir erkek de yana yakila sevsin

Inanmam da...

Bir erkek

Ne diye yana yakila sevsin...

 

Yüzeyde yakamozlar,sesler ve kokular...

Bir erkek...

Ne diye derinlere insin...

 

Korunak koyak çepeçevre her bir yani

Bir erkek...

Aklini zirh gibi kusanmali.

 

Oysa külliyen delilik ister

Bu yüzyilda hayata

Usulünce yenilmek...

 

Asr-i felakette bir erkek...

Inanmazdim,inanmam da...

Sevda için günesten su çekecek...

 

15.11.2007/Ankara

.

Ceyda Çarpan Kutlucan

.

.

Gönderi tarihi:

Cezbe

.

Ölüm bir kuytuda bekler bizi

söylenmedik türkülerle

ve sade bir yalnizlik içer gözleri

bosluga uzanmis.

Köseli avuntularin gizlendigi

med-cezir heyecanlar

birakir yerini

sükunetin arz-i endamina

lakin

ne hasretin vardir tükenen

ne sevmelerin.

 

Önceleri dolasir ortalarda

sahipsiz bir mektup misali

ve yakalar sonunda

cevapsizliginda sorulari,

sorular cevap

cevaplar sorudur çünkü artik.

 

Bir umman açiliverir önünde birden

malum ve meçhule uzanan

öylesine saflasir ki hakikatler

hangi yana baksan üryan,

heyhat yarab heyhat!

 

Ölüm

meçhul zamanlarin

ötelenmis kayip türküsü

ölüm

asude zamanlarin

davetsiz misafiri.

.

Erol Erdogan

Gönderi tarihi:

.

Yasam

.

Tüm umutsuzluklara ragmen gülmeyi unutmadim.

Yasamayi ögrendim hayatta, ayakta kalmayi.

Insanlari ögrendim, yüzlerinde maske.

Savasmayi ögrendim, yenmeyi dövüsmeden.

 

Gözpinarlarim yasla dolsa da bunlari saklamayi ögrendim

Sevmeyi ögrendim, yalani, kini, öfkeyi sevmesem de.

Kacmayi ögrendim insanlardan, haksizligi, nefreti.

Kisaca insanligi yitirdigimizi ögrendim üzüldüm.

 

Dolu oldugum gecelerde bile dostumun kendim oldugunu ögrendim.

Arkadasi yanlis ifade ettigimizi ögrendim geç de olsa.

Gerçek dünyada yasayan yalan her seyi ögrendim.

Yasaminda yalan oldugunu ögrendim koskoca yalan.

.

Serkan Akoglu

Gönderi tarihi:

Ogrendim ki...

Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsiniz.

Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,

Gerisini karsi tarafa birakirsiniz.

Ogrendim ki...

Guveni gelistirmek yillar aliyor,

Yikmak bir dakika.

Ogrendim ki...

Hayatinda nelere sahip oldugun degil

Kiminle oldugun onemli.

Ogrendim ki...

Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mumkun

Ama sonrasi icin bir seyler bilmek gerek.

Ogrendim ki...

Kendini en iyilerle kiyaslamak degil

Kendi en iyinle kiyaslamak sonuc getirir.

Ogrendim ki...

Insanlarin basina ne geldigi degil

O durumda ne yaptiklari onemli.

Ogrendim ki...

Ne kadar kucuk dilimlersen dilimle

Her isin iki yuzu var.

Ogrendim ki...

Olmak istedigim insan olabilmem

Cok vakit aliyor.

Ogrendim ki...

Karsilik vermek

Dusunmekten cok daha basit.

Ogrendim ki...

Butun sevdiklerinle iyi ayrilman gerek

Hangisi son gorusme olacak bilemiyorsun.

Ogrendim ki...

'Bittim' dedigin andan itibaren

Pilinin bitmesine daha cok var.

Ogrendim ki...

Sen tepkilerini kontrol edemezsen

Tepkilerin hayatini kontrol eder.

Ogrendim ki...

Kahraman dedigimiz insanlar

Bir sey yapilmasi gerektiginde

Yapilmasi gerekeni

Sartlar ne olursa olsun yapanlar.

Ogrendim ki...

Affetmeyi ogrenmek deneyerek oluyor.

Ogrendim ki...

Bazi insanlar sizi cok seviyor

Ama bunu nasil gosterecegini bilemiyor.

Ogrendim ki...

Ne kadar ilgi ve ihtimam gosterseniz

Bazilari hic karsilik vermiyor.

Ogrendim ki...

Para ucuz bir basari.

Ogrendim ki...

En iyi arkadasla sıkıcı an olmaz.

Ogrendim ki...

Dustugun anda seni tekmeleyecegini dusunduklerinden bazilari

Kaldirmak icin elini uzatir.

Ogrendim ki...

Iki insan ayni seye bakip

Tamamen farkli seyler gorebilir.

Ogrendim ki...

Asik olmanin ve aski yasamanin cok cesidi vardir.

Ogrendim ki...

Her sartta kendisiyle durust kalanlar

Daha uzun yol yuruyor.

Ogrendim ki...

Hic tanimadigin insanlar,

iki saat icinde,

senin hayatini degistirir.

Ogrendim ki...

Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatir.

Ogrendim ki...

Duvarda asili diplomalar

Insani insan yapmaya yetmez.

Ogrendim ki...

Ask kelimesi ne kadar cok kullanilirsa, anlam yuku o kadar azalir.

Ogrendim ki...

Karsisindakini kirmamak ve inanclarini savunmak arasinda cizginin

nereden gectigini bulmak zor.

Ogrendim ki...

Gercek arkadaslar arasina mesafe girmez.

Gercek asklarin da!

Ogrendim ki...

Tecrubenin kac yasgunu partisi yasadiginizla ilgisi yok,

Ne tur deneyimler yasadiginizla var.

Ogrendim ki...

Aile hep insanin yaninda olmuyor.

Akrabaniz olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve guven ogrenebiliyorsunuz.

 

 

Aile her zaman biyolojik degil.

Ogrendim ki...

Ne kadar yakin olursa olsunlar

En iyi arkadaslar da ara sira uzebilir.

Onlari affetmek gerekir.

Ogrendim ki...

Bazen baskalarini affetmek yetmiyor.

Bazen insanin kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Ogrendim ki...

Yureginiz ne kadar kan aglarsa aglasin

Dunya sizin icin donmesini durdurmuyor.

Ogrendim ki...

Sartlar ve olaylar,

Kim oldugumuzu etkilemis olabilir.

Ama ne oldugumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Ogrendim ki...

Iki kisi munakasa ediyorsa,

Bu birbirlerini sevmedikleri anlamina gelmez.

Etmemeleri de sevdikleri anlamina gelmez.

Ogrendim ki...

Her problem kendi icinde bir firsat saklar.

Ve problem, firsatin yaninda cuce kalir.

Ogrendim ki...

Sevgiyi cabuk kaybediyorsun, pismanligin uzun yillar suruyor.

 

 

Ataol Behramoğlu

Gönderi tarihi:

*Çınar ve Çocuk

 

 

**işleyerek kalbimi

henüz yazılmamış şiire

karanlığın dudağında gülümseyen gül

gibi girdiniz

....bir çocuk ağlıyordu

sesini arayarak

 

 

şafağın en tenha yerinde

çizilmiş gelincik miydiniz

rengi düşmüş kalbinizin

kırgın sözcüklerine

 

 

biçtiniz tülünü yalnızlıkların

akarsuya düşmüş iki yıldız

gibiydi gözleriniz

 

 

mevsim nar çiçeği göğsünde

bahardı kaldıran duvağını

elleriniz sevinci tutuşturan köz

ateşlerle girdiniz bu kuzey ülkesine

....bir çınar soluyordu

yitirilen her güne

ağıt gibi dökülen

*

 

 

*ÇİĞDEM SEZER*

Gönderi tarihi:

Gece yine büründü sessizligine;

Ben ezelden yana sessiz;

Geldim; dedin, gözlerimden kacarak;

Bense gittigini anladım;

Sensin beni tek anlayan derdin ya;

Seni anlamak, ilk defa beni benden etti!

Yüregime dokunmuyor, gözlerin;

Isıtmıyor ellerin;

Sevmiyorsun;

 

 

Senden ne gelirse gelsin kabulum, bilirsin sen beni;

Cennetim de sensin, cehennemim de;

Şikayetci degilim, bu vurgundan;

Bekledigimdi, geldi;

Bilirim, beklenen ayrılıksa gelir!

Belki zamanında, kimbilir belki de cok zamansız;

Şimdi benim payıma düşen, sensizlik;

Uykusuz, zifiri karanlık geceler;

Her sözde, care arayısları;

Bugulu bakışlarda, seni görme arzusu;

Daraldı ruhum yine;

Aldırma sen bana;

Ben kandırırım kendimi;

Bilirsin!

 

 

Acıtmaz gidişin;

Sen beni iyi tanırsın;

Susuyorum, aglamıyorum, izin veriyorum gidişine sualsi;!

Korkma;

Ben sensizlige alışamam, senin bana alısamadıgın gibi;!

Birgün yine geleceksin, biliyorum ;sen; gibi;

Ve bana düşen, sıcacık bir "hoşgeldin" olacak;

Yine mühürleyecegim gönlümü sana, sualsiz!

Gidişini izledigim gibi, gelişini de izleyecegim hüzünlerimle;

Şimdi git;

Unutma;

Ben sartlı- şartsız tahliye ederim kendimi;

 

 

Alıntı

Gönderi tarihi:

Saklanıyorum...El değmemiş umutların suskun gelişini

bekliyorum..Yaşadıklarım yüreğimin köşesinde bir oda tutmuş kendine

kilitliyorum..Susuyorum düşüncelerimi dinliyorum..Aklımdan geçenlerden bir

ben geçemiyorum...

Hayat su gibi akıyor eşlik edemiyorum.Ne zaman yüzmeye kalksam yüzmeyi

bilmiyorum diyorum...Anlamıyorum hiç kendimi anlat deseler de zaten

anlatamam halimi biliyorum...

 

 

Saklanıyorum...Çeyiz sandığının en dibinde paslanmış bir eşya gibi

unutulmaya yüz tutmuşum!... Yüz karasıyım hayallerimin ne olur tutuklayın

beni suçluyum!...Zaman! Kapat kapılarını üşüyorum...Melodisi tatlı bir

şarkıda besleniyorum,kalbinden vurulmuş sözlerinden geliyorum...

 

 

Saklanıyorum..

Yaralıyım,halim içler acısı kanıyorum!..Belki de yaranın ta kendisiyim artık

kabuklarımı dökmeliyim...... *

 

 

Evren İÇENER

Gönderi tarihi:

Şu benim dertlerim bitmez dostlarım

Kışı kovalayan yaz olmayınca

Bütün umutlarım boşadır derim

Ardında durulan söz olmayınca.

 

 

Kavağın yanında söğüt cücedir

Ovanın yanında dağlar yücedir

Gündüzden sonrası elbet gecedir

Karanlıkta gören göz olmayınca.

 

 

Yağmurdan sonradır, selin sırası

Derin olur çaresizin yarası

Kötü insan dostuna yüz karası

O dostu neyleyim haz almayınca.

 

 

Kurunun yanında yaş da yakarlar

Dostlar atışmasın seyre çıkarlar

Vakitsiz tarlaya tohum ekerler

Hiç tohum biter mi, güz olmayınca.

 

 

Testiyi kıranla getiren bir mi

Getiren, kırana aferin der mi

Haksızlar, haklının hakkını yer mi

Yemez mi, utanır yüz olmayınca.

 

 

Virane yerlerde baykuşlar öter

Çeşmenin başında yılanlar yatar

Garibin ocağı ne ile tüter

Tüter mi, kırmızı köz olmayınca.

 

 

Alıntı

Gönderi tarihi:

Eksik Yanim

.

Bir kadin yüzü isterdim yüzümde

Toprak gibi bakabilirdim o zaman

Gözümün degdigi yerde bir hayat fiskirirdi

Nemini almamis tohumlarin bagrindan

Sussam; dünyanin bütün irmaklari yüzümden geçerdi

Bütün çigliklar gününü beklerdi

Dudaklarimin deltasinda

 

Bir kadin eli isterdim elimde

Topragi birakip kalktimiydi gökyüzüne

Tan yerinden yirtilirdi gecenin karanligi

Bir kadin eli isterdim elimde

Avuçlarimda mayalanirdi o çocuklar

Dünyayi sirtlamadan önce

 

Ne bir kadin yüzü yüzümde,

Ne elinde bir kadin eli

Ama bir kadin, hep aklimda

Hayati bulastiriyor elime yüzüme

Sesimden alip öfkemi kalbime veriyor

Sirtimi sivazliyor en zor günümde

Omzunu dayayip omzuma yürütüyor

Korkuyorum eksilmesinden

 

Iste bundan dostlarim iste bundan

Bir kadin isterdim kendimde

Susunca yüzüm kurumazdi o zaman

Gecenin ayazinda çatladi mi ellerim

Göge kaldirip yirtardim karanligi bagrindan

Iste bundan dostlarim,

Iste bundan

.

Cem Salih Ün

.

.

Gönderi tarihi:

Bizden Sonra Doganlara..

.

BIZDEN SONRA DOGANLARA

 

I

Gerçekten, karanlik günlerde yasiyorum!

Dogru söz delilik. Düz alin

Kaniti vurdumduymazin. Gülen ki

Korkunç haberi

Henüz almamis.

 

Ne günlere kaldik, ki

Neredeyse suçtur agaç üzerine bir konusma

Içerir çünkü susmayi bunca kötülük üstüne!

Orda agirdan caddeyi geçen

Erisilmez mi dara düsen

Arkadaslari için?

 

Dogrudur: geçimimi sagliyorum daha

Ama inanin: bu bir rastlanti yalniz. Yaptigim

Hiçbir is doyma hakkini vermiyor bana.

Rasgele korunmusum. (Talihim dönüverse. Yokum.)

 

Bana diyorlar: ye iç! Bak keyfine!

Nasil yer içerim, kaparsam

Yiyecegimi bir açin elinden ve

Bardaktaki suyum bir susuzda yoksa?

Ve yiyip içiyorum gene de.

 

Isterdim bilge olmak.

Eski kitaplarda yazili nedir bilge

Kavga disi kalmak dünyada ve kisa yasamini

Korkusuz geçirmek

Zora basvurmadan edebilmek

Kötülüge iyilikle karsilik vermek

 

Isteklerine ermeyip, unutmak

Isi bilgenin.

Yapamam bütün bunlari:

Gerçekten, karanlik günlerde yasiyorum!

 

II

Sehre geldim bozuk düzen günlerde

Açiklik sürerken.

Insan arasina karistim ayaklanmada

Ve onlarla birlikte öfkelendim.

Böyle geçti zamanim

Yeryüzünde.

 

Yemegimi yedim iki savas arasi

Katillerin arasinda yattim

Sevgiye saygisiz

Ve dogaya sabirsiz baktim.

Böyle geçti zamanim

Yeryüzünde

 

Her yol bataga çikardi benim zamanimda.

Dilim durmaz ele verirdi beni.

Elimden gelen azdi. Ama hükmedenler

Daha rahat olurdu bensiz, buydu umudum.

Böyle geçti zamanim

Yeryüzünde.

 

Gücüm azdi. Hedef

Uzak mi uzak.

Apaçik belliydi, benim ulasmam

Mümkün degildiyse de.

Böyle geçti zamanim

Yeryüzünde.

 

III

Siz, siz ki çikacaksiniz

Battigimiz tufandan

Düsünün

Eksiklerimizden söz ederken

Karanlik çagi da

Sizin kurtuldugunuz.

Gittiydik, ayakkabidan çok ülke degistirip

Sinif savaslari arasindan, umarsiz

Yalniz haksizlik var da bas kaldirma yoktuysa.

 

Biliyoruz oysa:

Alçakliktan nefret bile

Çarpitir çizgileri

Haksizliga öfke bile

Kisar sesi. Ah, biz

Hazirlamak isterken dostluk yolunu

Dost olamadik kendimiz.

 

Siz ama, o gün gelince

Insanin insana el uzattigi

Anin bizi

Hosgörüyle.

 

...

O gün mavi eylül ayinda

Sessiz körpe bir erik agaci altinda

Tuttum onu, sessiz beyaz aski

Kolumda kutsal bir düs gibi.

Ve üstümüzde güzel yaz gögünde

Bir bulut vardi, çoktan gördügüm

Çok beyazdi ve çok yukarilarda

Ve basimi kaldirip baktigimda, degildi orda.

 

O günden beri birçok, birçok aylar

Geçti sessiz asagi kaydilar

Yok oldu o bütün erik agaçlari

Ve bana sorarsan ask n'oldu diye

Sana derim ki: hatirlayamiyorum

Ama gene de, inan ki, biliyorum ne demek

istedigini.

Ama gene de gerçekten hatirlamiyorum onun

yüzünü.

Yalniz: o zamanlar öpmüstüm onu, biliyorum.

 

Ve bu öpücügü de çoktan unutmus olurdum

O bulut olmasaydi orada

Onu bugün de hatirliyorum ve hep hatirlayacagim

Çok beyazdi ve yukarilardan geliyordu

Erik agaçlari belki çiçek açiyordur gene de

Ve o kadinin belki de simdi yedi çocugu olmustur

Ama o bulut yalniz birkaç dakika için açti

Ve yukari baktigimda, rüzgârda kayboluyordu

bile.

.

Bertolt Brecht

.

.

Gönderi tarihi:

Sonsuz bir gidistir 'hosça kal'

.

sustum…

sessizlikte fark edilmedi gidisin

 

keman yayi / rahvan gider tel üstünde

ölüm öpücügü / yan flüte konan dudak

çigligimi bastiran yangin / sön

nabzim duracak

 

deniz üstünü islak diliyle yalayan rüzgar

anlatma / öncesinden bilirim

sonsuz bir gidistir « hosça kal »

al koynuna / yelkenine dola her gidisin

 

dönüsü var midir söyleyin

kozasina geri döner mi kelebek

bellek isyani unutulmalar

ve bir ömür iskencesi degil midir / beklemek

 

kabugu erken çatlamis çali kusu misali

yuvamdan yilanlar geçer / sancisiz

beni / kaç kadin daha sevmeli

ve terketmeli acisiz / acimasiz

 

daha kaç notayi dizmeli parmaklarim

sol sesinden hüzün damlatiyor gitar

geciken telasli ezgileri gecenin

kokun misali üstümden mi silinsin

 

kaç sürgün daha yemeli bahçemdeki çinar

kaç budagi daha budaklanmali

yanginlar mi neden olmali / ki farkedilsin

 

kaç kirlangiç göç etmeden yuvasini terk eder

terk edilenler / kanadi kiriklar midir

acilarindan mi / kendilerini atarlar uçurumlara

uçurumlar... / ki uçmayi ögretir onlara

 

bir günlük yasamlarina

intihar süsü verir kelebekler

bir koza ugruna öldüler denilsin

acisin tanrilar ve bir hayat daha ikram edilsin

 

kan kaybediyor uçurtmam

yüregime pranga / dilime susmak düser

guguk kusu yumurtasini birakmis çocukluguma

büyüsem ne farkeder

 

mirildanir iki dudak bas ucumda

vücudum tenesir tasinda / çiplak

bunu da mi yasamak vardi

bu yasimda…

.

Atilla Ate

.

Gönderi tarihi:

Yoksan

.

Sen yoksan yüregim bir sabir tasi,

Buruk bir özlemle bekler gibidir.

Kirpikler, büyüyen bir damla yasi

Merakli gözlerden saklar gibidir.

 

Aydinlik tükenmis, karanlik baskin

Geceler arkadas, sabahlar küskün

Öfke doruktadir, tebessüm suskun

Ayrilik bagrimda oklar gibidir.

 

Kulaklar sagirdir ayak sesine

Arayan soran yok, kimin nesine

Yoklugun, ruhumun dinmez yasina

Kara bir bulutu ekler gibidir.

 

Bugün de anlamsiz, yarin da öyle

Dalgin bakislarla, yüklü çileyle

Bu yorgun bekleyis sürerken böyle

Nefesim gurbeti koklar gibidir.

 

Umutsuz beklemek zor bir bilmece

Uykusuz sabahlar boyu öylece

Seni özleyerek geçen her gece

Gögsüme bir sanci yükler gibidir.

 

Zaman öyle yavas, öyle durgun ki,

Öyle çaresizim, öyle yorgun ki,

Bedenim ruhuma öyle dargin ki

Beni ancak ölüm paklar gibidir.

.

Ahmet Yilmaz 3

.

Gönderi tarihi:

Anne Bak..! Yine Ihanet...

.

Kocaman adamligim eriyor kendimden uzaklastikça

ve gözsüz kuytulu uzaklara kaçiyorum

yine dar sokaklarda boguluyorum

yine mevsimler sadece ceza…

 

Yollarsa kendiliginden ayaklarima alisik

düs sarkan gölgelerde can çekisiyor huzurum

insan kokusuna gelmeyen yabanlar ariyorum…

 

Bir tarafim sasirmis üsüyor

halbuki ortasindan yirtilmis yilin arsizligi...

 

Kaçinci göbekten bu akrabalik bilmem

ve kaç hüsran bir intihar eder adam olana...

 

Anne..!

anne bak..! yine temmuz

anne bak..! yine ihanet…

 

Fark etmez sag ya da sol omzun

gözlerim altta kalsin yeter…

 

Söyle.., hangi baskasinin sikilmis avuçlarinda mutlulugum

ve hangi yürekteki çakil taslarina sükrüm…

 

Aldirma daginikligima, o sadece görüntü

ben aslinda mevsimlere takildim..(!)

..........

 

Hani’ya ülkedir benim yüregim

elbet sütüme rengimi eklerim

temmuzlara asildim

solmayi beklerim….

.

Yalçin Giray Kaya

Gönderi tarihi:

Kadin

.

'San olsun 8 Mart'i yaratanlara'

 

 

bakisi berceste, gülüsü güldeste

sik yumrugunu, haykir kadin

sen adi konmamis sayfalara ask nakislayan

künyen çizileli sensiz isimadi tarihler

orta mezatlarda açik artirmalara sunulan

rahminden bebesi kazinan

her savasta ogul yitieren

yar yitiren sen

sensiz dalda yaprak kipirdamadi

bahar senin adindir

emek senin alinda namuslandi

vuruldun da dag doruklarinda

yine de bir kaç damla kan ugruna

damarlarindan kan kurutuldu

 

ah yavuklu

ah gedikli

ah eksik etegim

saçi uzunum

küp kalçalim

hesapsiz sevmelerin dogurgani

sik yumrugunu kadin

omuzlarinda yari gök yükselir

mavi senin adin, kizil sensin

sen esirsen esirdir yurdun

sen tutsaksan tutsaktir memleketinde hürriyet

ellerinin hünerinde ogula kiza kesen topraklar

koza içinde ipek

örgülerini baslik parasi edip

bir kisrak gibi sirtinda tasidign yari dünya

adi konmamis sevdalarini talan ettiler

 

ah Sirin’im

Asli’m

yavru yitirmis de yaslim

bu zindan

bu kanli devran

bu ah’i sende kalmis kahri zaman

gece ile günün yarisi

ayva sarisi

nar kizili

ipek döken yesili çaglam

omuzdasim

sik yumrugunu

haykir inci dis arasindan

haykir gonca gülüm

devrilmedikçe zulüm

hep kapidadir kara ölüm

 

sik yumrugunu haykir

bile kilicini hincin

sigmasin kinina

öyle karardi ki gökyüzü

dile gelmedi varligin

analigin bir yana

hala bir kaç koyun ederi kadinligin

 

ah saçi sirma gelinim

bin yillardir bagrini dagladilar

basini silahla bagladilar

halay çeker gibi

çapada, tütünde sen

ala öküze boyunduruk

sabani topragina sapladilar

sensiz yesermedi tomurcuk

al pürçek alin alti badem bakisli anam

sari basaklarin bereketi sensiz gelmedi sofralara

sik yumrugunu

ellerinde terleyen yari gök inlesin

inlesin ki

yüzü gülsün emegin

barisin, özgürlügün türküsü sarsin alemi...

.

Meral Vurgun

Gönderi tarihi:

.

Sürgün

.

sehrin esigi tren raylari

liseli vedalardan tanidigim

''mavi benekli sokak''

ah ayak izin

ve rengimin muhbiri kasim aylari

yeminime sadigim

çekiliyorum sehrin iyimserliginden

 

ey bagrimda hançer gibi tasidigim

sende bitiyor sehrin yollari

sari gül soruyorum çiçekçilerden

rüzgar tedirgin esiyor

üsüyor eli ayagi

üsüyor yüzü hayallerin

 

utanir olmus kuslar kanatlarindan

meydan utanir olmus

yagmalanmis ve segiren yüregimi

ellerine birakmisim bu yüzden

ellerin utanir olmus

 

biliyorsun

bu sehirde kelimesiz yasanir

vedalar ölüme ayarlidir

ve ben

kavgalara kurulmusum biliyorsun

dal olmusum belaya

sürgünlere savrulmusum yeniden

çekiliyorum sehrin iyimserliginden

 

ey bagrimda hançer gibi tasidigim

sende basliyor sehrin yollari

sari gül soruyorum çiçekçilerden

rüzgar tedirgin esiyor

korkuyorum yüregimden

yüregim benden korkuyor

.

Abdullah Çevik

.

.

Gönderi tarihi:

Sevdigim Kadin Adlari Gibi/ Irem

.

Bana söyle bir bak diyorsun

Alici gözüyle, tepeden tirnaga

Yeni dalinmis bir uyku gibi bak

Çobanlarin söndürmeyi unuttugu dag atesi

Kaleden kaleye uçurulan ak güvercin

Rüzgara emanet edilen fisilti gibi

Yazdan kalma bir gün gibi bak bana

 

Bana söyle bir bak diyorsun

Posta kutusuna gece yarisi birakilan bir mektup gibi

Kizagindan kayip bitmeden denize inen bir tekne

Gökyüzünün denizyildizlariyla doldugunu gören

Bir dalgiç gibi bak

Aksam kirilmaya baslarken içimde

Dagilan bir ilkokulun zili gibi bak bana

 

Bana söyle bir bak diyorsun

Bir isin demetine sarilir gibi bak

Unuttugum ve istemesem de

Yüzlerini bir türlü animsayamadigim

Çocukluk arkadaslarim gibi

 

Kahve fincanina damlayan gözyasi

Kara düsen kan damlasi gibi

Diyorsun ki- evet, mavi gözlerinden bile ürpertici bu-

Kinindan çikarilan bir hançer gibi bak bana

 

Bana söyle bir bak diyorsun

Yasama sevincini sana ben veriyormusum gibi

Sevgilin olmasam da sevgilinmisim gibi bak

Kumsalda birakilan ayak izi

Kanadin üzerine degen bulut gibi

Kayaliklara sürüklenen bir gemiye

Yanip sönen deniz feneri gibi bak bana

Çünkü unutmamanin esigidir

Ve animsamanin kapisidir bakmak

Sevgili Irem

Bunun için bile kibrit çakilabilir

Okyanusun kiyisinda

Karanlikta

Bir kedi gözü gibi

Pençeleriyle dolasirken ask.

.

Akgün Akova

Gönderi tarihi:

Meydan ve Deniz

.

Suda denizleri severim

Karada meydan!

Saat çalarsa ki çalacak bir gün

Meydan saati çalsin isterim

Yildizi bol Mayis gecelerinde

Gök denizden olsun!

 

Saat çalarsa ki çalacak bir gün

Deniz kadar dalgali büyük meydanda

Çalsin isterim.

 

Annem büyük deniz

Sen al koynuna beni

Istiridye yüreginin içinde

Inci gibi sakla beni

Inciler düsen yildizlari sayarmis

Yildizlar inci olurmus

Ak gerdana hasret...

 

Ben de yildizlari saymak isterim

Denizler meydan

Meydanlar deniz olunca! ..

.

Esref Yilmaz

.

Gönderi tarihi:

Sustum!

 

 

"Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı"

 

 

Herkesin konuştuğu dünyada

ben sustum!

ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...

yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime

kimse duymuyor...

 

 

Sustum!

Bin ah sürüp dudaklarıma

ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

sustu benimle deniz,

sustu deli dalgalar, sustu martılar...

umutlarımı sarıp rüzgarlara

uzaklara savuruyorum her gece

yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne

kimse görmüyor...

 

 

Sustum!

Tam acılarımı haykıracaktım ki,

sustum

ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...

içimdeki volkanları boğarak sustum!

açmadım kimselere yüreğimi

hançeri sadece kendime sapladım

sapladım ve sustum!

hüznü yüzümde,

acıları gözlerimde topladım sustum!..

 

 

Sustum!

sustu dudağımdaki şarkı,

gözlerimdeki şiir

yaraları yalayan rüzgar

sokaklarında kahrolduğum şehir

gözlerim konuşuyor yalnız!

 

 

Saçı ağarmış hayaller

nemli kirpiklerle

bulutlandığında gözlerim

gökte şimşek olup çakıyorum

kimse görmüyor...

 

 

Sustum!

tuz basıp yaralarıma!

ne kadar susulacaksa o kadar sustum!

içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi

yaslanıp yalnızlığın duvarına

gül döküp kalabalıklara her gece

kimsesiz geziyorum gönül ülkemi

kimse bilmiyor...

 

 

Sustum!

tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum

sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak

acılar konuşuyor şimdi yalnız

yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir

atıyorum uçurumlardan

kimse görmüyor

 

 

Ne zaman

dudaklarından öpmeye kalksam hayatı

saçlarını koklasam rüzgarların

içimde incecik bir sevgi ürperiyor

sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme

gelmiyor beklediğim bahar

yaralar merhem tutmuyor

gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara

kimse silmiyor

yağmur dinmiyor

sevdiğim bilmiyor

 

 

Sustum!

sustu benimle sarı sabır,

sustu hasret, sustu zaman

yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata

kimse duymuyor

 

 

Sustum!

İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi

sustum

sustu dudağımdaki şiir

gözlerimdeki nehir

gönlümdeki yara

bulutlar haykırdı isyanımı

şimşekler haykırdı

sadece ben duydum

sadece ben

 

 

Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat

ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi

yaralar merhem tutmuyor

geceler avutmuyor

ben sustum

acılarım konuşuyor yalnız

yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

 

 

Ben sustum!

susmuyor yüreğimi kavuran kasırga

pencereme vuran yağmur damlaları

susmuyor dışarda inleyen rüzgar

yıldızlar küs

ay üzgün

yağmur dinmiyor

içimde binlerce şiir kanıyor her gece

kimse bilmiyor

kimse duymuyor

 

 

sustum!

sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,

sustu hayat, sustu zaman

acılar konuşuyor yalnız

acılarım konuşuyor

kimse duymuyor...

duymuyor...

duymu...

duy...

 

 

Nuri CAN

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.