Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bak yine soldu güneş

Yine akşam oluyor

Ömrümün kadehine

Sensiz bir doluyor

 

Sen yoksun diye inan

Dertliyim kederliyim

Gelmezsen kahrolurum

Yıkılırım sevgilim

 

Tadın sinmiş suyuna

Taşına toprağına

Bu şehirde ne varsa

Hepsi sana benziyor

 

Seni unutmak için

Ne yaptımsa olmuyor

Tüm çabalar boşuna

Elden birşey gelmiyor

 

Müslüm GÜRSES...

  • Cevaplar 1b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Bir içten bakışına delice tutulmuşum

Esrarlı gözlerine gönülden vurulmuşum

 

Zaman geçmek bilmiyor seni görmediğim an

Dünyam cennet oluyor benim olduğun zaman

 

Sevgini yıllar boyunca saklayacağım inan

Aşkını ömür boyunca yaşayacağım inan

 

Aşkının hatırası istiyorum bitmesin

Ömrümün o gecesi hayalimden gitmesin

 

Sıcak bir bakışına neler vermezdim ki ben

Mutluluğun önünde dize gelmedim mi ben

 

Aşkı hemde nesşeyi tattırmıştın sen bana

Mutsus bir insandım ben mutluluk verdin bana

 

 

Müslüm GÜRSES...

Gönderi tarihi:

Ne senle yasaniyor nede sensiz oluyor

Su garip bombos dunyada

Ne kahrin cekiliyor ne dertlerin bitiyor

Gulmuyor su yuzum gulmuyor

 

Ben senin kulunmuyum beni senmi yarattin

Keske seni gormeseydim

Seninle yasanmiyor sensizkende olmuyor

Keske seni seveseydim

Hem senin yokluguna hem kader oyununa

Nasil katlanirim ben nasil?

 

Ne umdun neler buldum

Mecnundan beter oldum

Oldurur beni bu sevda

Keske hic gormeseydim ask nedir bilmedeydim

Oldurur beni bu sevda

Ne kahrin cekiliyor ne dertlerin bitiyor

Gulmuyor su yuzum gulmuyor

 

 

Müslüm GÜRSES...

Gönderi tarihi:

Aldanma çocuksu masum yüzüne

Mutlaka terk edip gidecek bir gün

Kanma sever gibi göründügüne

Seni sevmiyorum deyip gidecek bir gün

 

Sevmek çok güzel aldanmak acı

Ruhunu saracak bir büyük sancı

O durmayan yolcu sen garip hancı

Hesabı vermeden gidecek bir gün

Seni sevmiyorum deyip gidecek bir gün

 

Ugruna yılları harcayacaksın

Aşkını ömrünle bir tutacaksın

Ne yazık sonunda aglayacaksın

Gururunu yere atıp gidecek bir gün

Seni sevmiyorum deyip gidecek bir gün

 

Müslüm GÜRSES...

Gönderi tarihi:

Yaşamak içimden gelmiyor artık

Öylesine dertli öyle üzgünüm

Bu dünya hiçbir tat vermiyor artık

Aldığım nefese cana küskünüm

 

Herşey boş anlamsız şimdi gözümde

Bin öfke bin nefret herbir sözümde

Yılların çilesi belli yüzümde

Aynada baktığım yüze küskünüm

 

Yanlızlık yaradı bende sarılmaz

Halimden derdimden kimse anlamaz

Nerde sevdiklerim neden anlamaz

En yakın dostuma küskünüm

 

 

Müslüm GÜRSES...

Gönderi tarihi:

bir çok rengi içinde barındıran arkadaşım egzoya paylaşımları için... :clover:

 

Aşk

 

 

Bunca gün, ah, bunca gün

 

görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,

nasıl öderim, neyle öderim?

 

 

Uyandı kana susamış

ilkbaharı koruların,

çıkıyor tilkiler

inlerinden

çiylerini içiyor yılanlar,

ve ben gidiyorum seninle

yapraklarda

çamlar ve sessizlik arasında,

sorarark kendime nasıl, ne

zaman

ödeyeceğim diye şu bahtımı

 

Bütün gördüklerim içinde

yalnız

sensin hep görmek istediğim

dokunduğum her şey içinde

senin tenindir hep

dokunmak istediğim:

seviyorum senin portakal kahkahanı

hoşlanıyorum

uykudaki görüntünden

 

Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim

bilmiyorum

nasıl sever başkaları

eskiden nasıl severlerdi,

yaşıyorum, bakarak,

severek seni,

aşk tabiatımdır benim

 

Her ikindi daha da hoşuma

gidiyorsun.

 

Nerde o? Hep bunu soruyorum

kaybolduğunda gözlerin

 

Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,

yoksul, aptal, kasvetli

duyuyorum kendimi

geliyorsun sen, bir esintisin

şeftali ağaçlarından

uçan.

 

Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil

o kadar neden var

ki, o kadar az,

böyle olmalı aşk

kuşatan, genel

üzgün, müthiş,

 

bayraklarda donanmış, yaslı,

yıldızlar gibi çiçek açan,

bir öpüş

kadar ölçüsüz.

 

pablo neruda..

Gönderi tarihi:

Bir haberin bile gelmiyor artık

Gelemedim senin gittiğin yere

Ne küstüm seninle nede darıldım

Ağlanmazmı sensiz geçen günlere

 

Tospembeydi dünyam karardı birden

Ayrılık getirdi rüzgar bir yerden

Şimdi gözyaşımın farkı yok sende

Ağlanmazmı sensiz geçen günlere

 

Fedadır uğruna çektiğim çile

Gözyaşım aşkına az gelir bile

Bu dünyada değil mahşerde bile

Ağlanmazmı sensiz geçen günlere

 

 

Müslüm GÜRSES...

Gönderi tarihi:

gözlerimde duman duman yaş

arzularım hep yarım kaldı

Allahım ne günah işledim

yüreğimi sancılar sardı

 

ağlattı kader ağlattı kader

gülmek istedikçe ağlattı kader

mutluluk sır oldu ben bilemedim

gülmek istedikçe aşlattı kader

 

doğduğuma pişman olmuşum

hayat yolunda yorulmuşum

yaşamayı ümit ederken ah

bir aşk için ziyan olmmuşum

 

Müslüm GÜRSES...

Gönderi tarihi:

Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...

Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...

Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,

Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...

Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.

Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.

Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.

Damla damla birikiyor insan.

Damla damla sevgili...

Bir gün akıp gideceğiz hayata...

Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.

Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...

Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.

 

Yılmaz Güney

Gönderi tarihi:
Adın düşmesede benim dilimde

Seni unutmaya çalışacağım

Kalbim titresede hep hasretinle

Sensiz yaşamaya alışacağım

 

Kolay olmayacak seni unutmak

Belki gece gündüz ağlayacağım

Ne olursa olsun artık sevgilim

Sensiz yaşamaya alışacağım

 

Nasıl olsa senle birleşemeyiz

Ben bu ayrılığa katlanacağım

Ayrılık derdine mahkum bu kalbim

Sensiz yaşamaya alışacağım.

Müslüm GÜRSES...

 

 

:clover::(

Gönderi tarihi:

Koydum sevinçlerimi önüme...

Baktım hepsi sensin!...

Yazdığım şiirlerin her hecesi...

Üzüldüğüm tüm filmler...

 

Yıpranmamış hayatlar büyük hüzünler bekler...

Her işte bir hayır bu işte hepsi sensin!...

 

Şimdi senden vazmıgeçmeli??..

Masal olup yola devam mı etmeli??..

Ben kalpten sorumlu...

Aşka sorunluydum anladım herşey sensin!...

Gönderi tarihi:

Dün hayat durdu benim için

Sanki bugün herşey farklı

Sanki bu ev benim değil

Bu nefes bana zararlı

Alışmaya çalışmak diye birşey yok

Alışmak zorundayım

Üzülmemek diye birşey yok

Üzülmem gerek

 

Severek unutmak olur iş mi

Bilerek uçuruma önden atlanır mı ki

Kaybettiğinin yerine ne koysan dolmaz

Boş bırakacağım yerini hep bomboş

Gönderi tarihi:

teşekkürler arkadaşlar.. :clover:

 

AÇ KAPIYI BEN GELDİM

 

Korka korka değil, usul usul değil

Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim

Aç kapıyı bak ne diyeceğim

Bir senin ellerinden, bir senin gözlerinden

Dişlerinden dudaklarından

Nergisler Ocak ayında açtı

Kendimden bahsetmeyeceğim

Yediveren güllerden

Duvardan sarkan güllerden

Çocuklardan, sabah erken okula giderlerken

Atlardan bahsedeceğim

Kan ter içinde atlardan.

 

Aç kapıyı bak ne diyeceğim

Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım, oynuyorlar

Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum

Penceremin dibinde açacak.

Ekinleri dolu vurmadı,

Çekirge gelmedi,

Kurak olmadı.

Yorgunum demeyeceğim,

Bir evimiz olsa demeyeceğim,

Yüreğim daralıyor demeyeceğim.

Bir baksan gözlerime

Başını çevirmeyeceksin,

Yürüyüp gitmeyeceksin,

Elini çekmeyeceksin.

Bir baksan gözlerime

Dağda yakılmış ateşler göreceksin.

Aç kapıyı kim geldi bak

Bak nasıl havalandı güvercin.

Açmam diyemezsin artık,

Aç kapıyı

Aç...

Bak ne diyeceğim!

 

 

 

Berin TAŞAN

 

Gönderi tarihi:

EĞER

 

 

 

O’nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör

 

boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...

Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu

 

neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda

 

diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...

O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine,

 

bir akrep kadar hain...

sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince

 

yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor,

 

mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,

ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size

 

bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...

dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter,

 

en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...

hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse...

elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse,

kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...

her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O... her roman O’ndan

 

söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa...

bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç

 

diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,

iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...

iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...

eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor,

 

dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...

mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor,

 

vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke

 

O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...

kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan,

 

teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...

özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...

hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...

O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...

ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...

gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;

bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine...

uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...

dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,

nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize

 

siz bile akıl erdiremiyorsanız...

kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk,

 

gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...

gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı,

 

bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...

Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz

 

kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...

...o halde bugün sizin gününüz!..

"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz

 

 

Can Dündar

Gönderi tarihi:

bende unutup gittiğin yalnızca bildiklerin değil

 

bilmediklerin

 

 

 

mecbur almaya geleceksin

 

 

 

çaresiz , bir gün

 

benim burada olmadığım bir gün

 

 

 

zamana işlemediğini göreceksin

 

pişmanlığın yanılmaz geometrisinin

 

 

 

Murathan Mungan

Gönderi tarihi:

Diloş'un defterinden..:blushing: burda da olsun istedim

 

Gidiyorum...

 

puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum.

yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken,

hüznüm ardından ağlıyordu

alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı,

arkama dönüp bakmadan gidiyorum..

 

sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen,

bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım,

vicdanım el vermedi

usulca soyundum

ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini,

gidiyorum..

 

umudum küçük bir kız çocuğu,

el sallayarak çağırıyor beni uzaklardan

ısrar etmeyeceksin kalmam için ama hani olur ya, yine de etme yapamadığım tek şeydi baharda kardelen yetiştirmek

sen onu istedin, mahcup oldu yüreğim,

gidiyorum..

 

oysa benim de hayallerim vardı;

dans edecektim yağmurda,

sonbahar’a vedaları değil gülüşleri yapıştıracaktım,

çiçekler alacaktım olur olmadık zamanlarda

fazla geldi çıplak elle çizdiğim resim tuvaline

konuşturma beni giderayak

çünkü ödünç aldım suskunluk adını verdiğin silahını,

gidiyorum..

 

eskiden olsa eteğimi çekiştirip beni kandırırdı içimdeki çocuk,

üzüleceğimi bile bile

gözlerine buzdan sarkıtları sen mi yerleştirdin..?

ki artık ağlayamıyor bile

onu bu kurak, duygusuz ve yeşili az topraklarda,

her şey iyi olacak gibi asılsız vaatlerle büyütüp,

hayata kazandırmam olanaksız

o çok sevdiğin korkularını,

her mevsime açık pencerenden içeriye bırakarak,

içimdeki her şeyden habersiz çocukluğumu yanıma alarak gidiyorum..

 

sen bir bedenle sevişmek istedin,

bense yüreğinle ve beyninle ve gözlerinle

adımlarımızın uyumsuz olduğunu neden hemen kabullenemedim diye kırılarak kendime,

gidiyorum..

 

şimdi notaları sahipsiz ve öksüz kalmış yarım bir şarkıdır sevmek

canımı daha fazla acıtamayacağını bilmek,

biraz olsun mutlu ediyor beni

sürüklenmiyorum dikkat et,

gidiyorum..

sessizce ve hiçbir şey yaşamamış gibi

 

bir süre sonra denize ulaşıp,

korunaklı seyir defterimin ilk sayfasına taze ve diri umutlar işleyeceğim

yüreğimi çıkartıp her şeyiyle masaya dökerken,

senden daha cesur olduğum için utanma sakın

bu cesaret,

çocukların masum dualarından çaldığım inatçı bir bekleyişti sadece

 

bana balonlar alabilecek kadar yürekli bir sevgiyi,

korkularıma rağmen başım dik karşılayacağıma dair söz vererek gidiyorum..

 

bir bedeni değil, bir yüreği özlediğin vakit,

umarım zamanın olur güneşin doğuşunu huzurla izlemek için

 

bana ait olan ve olmayan,

bütün soruları ve cevapları ardımda bırakarak gidiyorum..

 

az kullanılmış ve bayandan bir sevda bırakıyorum sana

yolun açık olsun..

 

Pelin Onay

Gönderi tarihi:

Bir Geliversen

.

.

 

 

 

Henüz aksam saatleri

Birazdan görünecek katran karasi aci gece

 

Nedir bu itirimsi hüzün kokusu

Acitacak canimi yine, yoklugunla gelen bayramlar

Saracak dört bir yanimi dalga dalga sensizlik saatleri

Sevdâ türküleri söylenecek dakilar boyu

Vuslata dair siirler okunacak gözler nemli

 

Ne zaman gelebileceksin

Deyiversen.

 

Bir geliversen...

 

Ne zaman sen kokacak odasi, kahve gözlü kadinin

Ne zaman açacak hüznünün çiçegi, kokusu vuslat

Gelisin hangi mevsim olacak?

 

Sancilarimi dindiren ilacim

Dizlerimin dermani dedigim

Sonbaharim bildigim

Bekleyislerimin umudu

Sen

 

Ahh sen...

Kara gece dogmadan

Bir geliversen.

.

Sevim Erdogan Tezel

Gönderi tarihi:

hoşgeldin sevgili zates :)

 

BALIK AĞZI

 

 

 

Bu bir kılıçbalığının öyküsü

 

Yazılmasa da olurdu

 

Ama bizi yeni sulara götürecek

 

akıntı durdu

 

Uskumrunun arkasından gidiyorduk

 

Sürünün içinde ben de vardım

 

Sırtımda bir zıpkın yarası

 

Bahtiyar olmasına bahtiyardım

 

Nedense gitmiyordu kulağımdan

 

Bir türlü o

 

''Ağ var'' sesleri

 

Denizkızı girmiş düşünceme

 

Ben iflah olmam

 

Dalyanları birbirine katmak

 

orkinosların harcı

 

Dolanınca ağa,

 

çok geçmeden küserim

 

Bir çocuk bile çeker sandala beni

 

Bu kadar çok ağır olmasam

 

Beni böyle koşturan yaşama sevinci

 

Kanal boyunca bir o yana bir bu yana

 

Siz yok musunuz siz

 

derya kuzuları

 

Kestim kılıcımla karanlığını dibin

 

Yakamoz içinde bıraktım suları

 

Ah aysız gecelerde olur ne olsa

 

Atın beni mor kuşaklı bir takaya götürün

 

İri gözlerimde keder

 

Kılıcımda hüzün

 

Satın beni.. satın beni!

 

Rakı için

 

 

 

Halim Şefik GÜZELSON

Gönderi tarihi:

hoş buldum sevgili frozen

 

 

Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.

Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum.

 

Ay´ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum.

 

Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum. Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum.

 

Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum.

 

Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; bir gölün kenarında durup gümüş ay´a ´EVET!´ diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.

 

Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğu beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum. Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum.

 

Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.

 

Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.

 

Oriah Mountain Dreamer (Kanada'lı bir Kızılderili)

Gönderi tarihi:

DUVARA TEBEŞİRLE YAZILAN

 

"Savaş istiyoruz!"

En önce vuruldu

bunu yazan

 

 

 

 

Bertolt BRECHT

Gönderi tarihi:

DERYADA DERYALIKLAR

Başlangıçlar yakıştırılır hep bahara

Süsen

Sümbül

Kardelenler

Leylaklar, kokusu şehvete uyaklı

Birazcık herkesin olan kiraz dalları

Kırların yenilmez askeri papatyalar

Kanatlarında bilenmiş umutlarla

Güneyleri arayan kırlangıçlar

genç yüreklerde merasimsiz uç veren

taze aşkların mevsimidir ilkbahar

Baharda başlar şöleni Demeter'in.

Pıtrak gibi selamlar erguvanlar

Hades'in isteksiz gelini Persofene'yi.

Sunaklar gider tanrılara.

Yamaçlar sevincinden ağlar

Oysaki hilafsız, sonbahar

bitişler, serzenişler mevsimi

yaprak dökümü

bağ bozumu

hüzzam makamı, mor bulutlar

ne bu sevda olaydı ne de bu ayrılıklar

Dünya orbitine duralı beri

hep böyledir mevsimlerin düzeni

Kışın kar,

baharın sevda,

güzün hüzün.

 

Mevsimlerim mi şaşırdı nedir,

bu yıl takvimini?

Hale KORAY

Gönderi tarihi:

Dokunulmamış düşlerim vardı benim. Kimseye söylemediğim ve kimsenin

bozmasına izin vermediğim düşlerim vardı. İçinde sen olan ama senin bile

bilmediğin, dokunulmamış, kirletilmemiş, bozulmamış düşlerim vardı. Beni bu

kadar mutlu eden onlardı.

Sana bakarken masallar yazardım ben, seni dinlerken, sana dokunurken, her

harfinde bir düşü saklayan masallar yazardım. Kimse bilmezdi. Sen de

bilmezdin. Kirlenmesin diye söylemezdim.

*Bazen söz biter

Acı kalır içinde

Gecelerin de geçmez olur

Gündüzlerin de *

Sonra bitti. Ansızın bitti. Sen gidiyorum dediğin an bozuldu düşlerim.

Beklemediğim bir zamandı, beklemediğim bir cümleydi, belki onun için bu

kadar yaktı canımı.

Kimselere dokundurmadığım düşlerimin üzerine basa basa gittin. Kirlendi

düşlerim.

Alışmaya çalıştım. Nefes almaya çalıştım. Yaşamaya çalıştım. Çalışmakla

olmuyordu. Yaşamam için yeni düşler gerekiyordu. Sen yoktun, kurduğum bütün

düşler yokluğunla kirleniyordu. Nefes almakla yaşanmıyordu.

Yaşamam için seni sevmem gerekiyordu.

Sonunda bıraktım kendimi..

*Rüzgara bırakırsın

Bir kuru yaprak misali

Nerede bulacaksın bilemezsin

Sonunda kendini*

Seni sensiz yaşamayı öğrendim sonunda. Seninle sensiz nefes almayı. İçinde

senin olduğun düşleri senden uzakta kurmayı. Sana bakmazken, sen dinlemezken

masallarıma düşler saklamayı.

Artık sadece seninle değil herkesle paylaştığım dünyada, sadece seninle

değil herkesle paylaştığım anlarım vardı. Sen olmayınca yaşam bir masal

değildi.

Yaşamdı.

Sıradandı.

*Sen Gittin

Herşey Gitti

Sevinçler

Mutluluklar

Hayaller

Artık herşey sıradan

Herşey basit

Ben de seni sevmekten hiç korkmadım Sevgilim*

Seni bu kadar çok sevdiğim için kızdım kendime. Bir gün gideceğini

anlamadığım için. Durmaksızın sonsuza kadar süreceğini sandığım düşler

kurduğum için kızdım. Yaşadıklarımı herkesin yaşadıklarından ayrı tuttuğum

için kızdım. Sen bitti dediğinde o kadar çok acı çektiğim için kızdım.

Hala bile bu kadar acı çektiğim için kızdım.

Gidiyorum dediğinde biraz daha kal demediğim için kızdım.

*Bazı anlar vardır ya

Ya vardır ya yoktur

Göremezsin karanlıktan

Çarparsın duvarlara

Ama yine de yürürsün

Bir sonraki adımın boşluk olsa bile

Gözlerine bakmaktan

Hiç korkmadım

Sevgilim...

O kadar çoktu ki sana biriktirdiklerim, sensizliğinde bitiremedim. O kadar

çok sevmiştim ki seni, sevmekten vazgeçemedim.

Oysa sen bitirdin.

Oysa sen vazgeçtin.

En Gitmez dediğimdin

Gittin..

Sen

Gittin.

Herşey Gitti...*

 

ALINTI

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.