Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki öz düşünce Türklük ve Türkçülüktür. Türklük ve Türkçülük devletimizin temel felsefesi ve kuruluş nedenidir. Atatürk'ün ölümünden sonra, Türkçülüğün yükselişinden rahatsız olan emperyalist güçlerin yerli işbirlikçileri, Türkçülüğü etkisiz kılmak için Türkçülüğe ve Türklere karşı saldırıya geçmişler, Türkçülüğü ümmetçi ve Atatürk düşmanı olarak göstererek insanımızı yanlış yönde yönlendirmişler, böylece Türklük, Atatürk'ten kopartılmış ve yükselmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Bunu yapanlar Osmanlıcı, Ümmetçi sahte Ülkücüler ile Atatürk'ün adını kullanan sahte Atatürkçülerdir. Sahte Atatürkçüler, Türkçülüğü ırkçılık ve Atatürk düşmanlığı olarak gösterilmesini sağlayarak ve Türkçüleri devletle karşı karşıya bırakarak konumlarının sürekliliğini sağlamaya çalışmışlardır. Sahte Ülkücüler ise Türkçülüğü, esas amacından saptırmış bir şekilde kendi bünyelerine katarak Türklüğün yükselmesinin önüne geçmeye çalışmışlardır.

Türkçülüğe yapılan en son saldırı MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli' nin Türk milliyetçiliğini yeniden tarif etmesi olmuştur. Sayın Devlet Bahçeli' nin yaptığı açıklama şöyledir. ''Kan bağına ve soya dayalı milliyetçilik anlayışını reddediyoruz, Türk milliyetçiliği, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan, her türlü ayrımcılığı ve dışlanmayı reddeden, birleştirici, toparlayıcı ve bütünleştirici bir zihniyeti temsil eder'' Türkçülüğün özü kan ve soy bağına dayalıdır. Bunu biz değil Atatürk söylüyor. “Türk, Türk olduğu için asildir. Çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.” Sayın Bahçelinin bu açıklamaları bilgisizlik değilse kötü niyettir. Türk kanı taşımayanları ve etnik özürlü Kürtleri, Türk sayarak kime hizmet ettiği ortadadır. Sayın Bahçeli, hangi sıfat ve hakla Atalarımızın binlerce yıllık Türklük anlayışını yeniden tarif etmeye kalkışmaktadır. Açıkça Türklerin, Kürtlerle birlikte hareket etmesini ve onları Türk olarak kabul etmesini istiyorsunuz. Kimlere sevimli görünmek, kimlerden oy koparmak istiyorsunuz. Görüldüğü gibi Ümmetçi Ülkücülerin amacı Türklük ve milliyetçilik sıfatları ile kandırdıkları iyi niyetli insanları sömürmek ve Türkiye üzerindeki oynadıkları kirli oyunu onların üzerinden gerçekleştirmektir. Şerefli ve haysiyetli bir Türk vatandaşı, sayın Devlet Bahçeli ve MHP’nin bu tavrına ortak olmaz, kendi tavrını koyar ve gerçek Türk Birliği içerisinde davasına sarılır. Şerefli ve haysiyetli bir Türk, Türklüğe yapılanlar karşısında hala MHP ve ülkücü teşkilatlarda bulunuyorsa, kendi çıkarları için amaçlı olarak bu davayı kullanmaya çalışıyor demektir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin yakından uzaktan Türk milliyetçiliğiyle alakası yoktur. Türk milliyetçiliği adı altında insanlarımızın dini ve manevi duygularını sömürerek onların üzerinden rant sağlayan, oylarını sömüren ve kendi menfaatleri için kullanan MHP’dir. Onlar, 57. hükümette kişisel menfaatleri uğruna gidip Ecevit'in kucağına oturdular, Rahşan hanımın eteğini öptüler. Öte yandan Avrupa Birliğinden yana olduklarını kendi ifadelerinden bildiğimiz bu insanlar, 57. hükümette iken Avrupa Birliği uyum yasalarının altına imza atarak Kürtçe eğitimin önünü açmışlardır. Doğu Türkistan' da ırkdaşlarımız kan ağlarken, sayın Devlet Bahçeli, Çin devlet başkanı ile dostluk pozları vererek dostluk antlaşmaları imzalamıştır. Yine terörle mücadele antlaşmaları imzalayarak Doğu Türkistan’daki soydaşlarımızı terörist olarak nitelemişlerdir. Türkiye`de depremler olmuştur, bunu fırsat bilerek devletten dolaylı yönden ihaleler alarak, tüyü bitmemiş yetimlerin paralarını paylaşmışlardır. Türk tarımına en büyük darbeyi vuran 57. hükümet, yani MHP'nin bizzat kendisidir. Çiftçimize kotalar koyarak ve IMF’nin direktiflerini onaylayarak, çiftçilerimize kara günler yaşatan gene MHP'dir. Bir yandan PKK’lılara, komünist militanlara, katillere, vatan hainlerine aflar çıkarırken, öte yandan vergi borcu olan çiftçilerimizi üç kuruş borçları için hapishanelere tıkanlar sözde milliyetçi geçinen MHP’lilerdir. Bunun gibi yüzlerce örnek konulabilir.

Kıbrıs göçmeni Alparslan Türkeş tarafından yıllarca söylenen, yıllarca dillendirilen “Kürtler bizim din kardeşimizdir, biz bir ağacın dallarıyız et ve tırnak gibiyiz ayrılmaz bir parçayız.” Sözü, Türk milletinin yıllarca düşmana karşı bilinçlenmesini baltalamış, Türklerin baş düşmanları dindaş adı altında, yıllarca kardeş gösterilmiş, bu yetmiyormuş gibi Türk gençlerinin Kürtlerle evlenmesinde, kız alıp vermesinde bir sakınca görülmemiş yıllarca din kardeşliği adı altında tüm bunlara göz yumulmuştur. Türk İslam Ülküsü adı verilen bu düşünce bozuk bir ideolojidir. Bu düşüncenin ne Türklükle ne Türkçülükle yakından uzaktan alakası yoktur. Türk İslam Ülküsü düşüncesi Türk ırkını içten içe kemiren ve Türk vatandaşlarının milli reflekslerini törpüleyen bozuk bir ideolojidir. Türkler Müslüman olmadan önce de Türk’tüler, Müslüman olduktan sonra da Türk olarak kaldılar, hiçbir şey değişmedi. Türk İslam Ülküsü düşüncesi Türkün kültürünü yozlaştıran ve Türk ırkının saflığını kırdırtan bir düşüncedir. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, diye yıllarca Kürtleri kardeş görmüşlerdir, kız alıp kız vererek melez bir kitle haline dönüşmüşlerdir. Günümüzde de bu insanlar kendilerine Türk milliyetçisiyim diyor. Türk milliyetçiliği adı üstünde Türk’ ün milliyetçiliğidir. Bir Kürt Türk Milliyetçisi olamaz, ama bu ülkücüler teşkilatlarına Kürtleri sokuyor ve etnik özürlü Kürtlerle kol kola milliyetçilik yapıyorlar. Bir Kürt o ocaklara gelen asil Türk evlatlarına ne verebilir ki, ancak Türk ırkını uykuya sürükleyen,Türk-Kürt kardeşliği masalını anlatır. Geçmişe bir göz atacak olursak Türkiye de dıştan gelme komünizm rüzgarlarının estiği dönemlerde, Kıbrıs göçmeni Alparslan Türkeş komünizm’e karşı 2 yıl Amerika da eğitilerek Türkiye’ye gönderilmiştir. ABD’nin ülkemizi sol ve sağ diye iki kampa bölüp, halkı Atatürk ve milliyetçilikten yıldırarak ılımlı İslam’ın kucağına atma planlarının yeni yeni şekillendiği o dönemde, ABD tarafından eğitilen Alparslan Türkeş Türkiye ye geldikten sonra Türkçülük hareketlerinin içine girmiş, Türkçülüğü ümmetçi çizgiye çekerek hızla Türk toplumuna yaymak için Türkiye’nin yeni siyasi yapılanmasını oluşturma yoluna gitmiştir. Bu amaçla Türk- İslam sentezini Türk Milliyetçiliğine yamayarak, ABD emperyalizmini ve Türkiye’deki bazı İslamcı akımları desteklemiştir. Alparslan Türkeş’ in Türk milliyetçiliğine Türk İslam Ülküsünü yamamasının nedeni emperyalist ABD’nin baskılarıdır. Bu şekilde Türkçülük rayından saptırılmış, iyi niyetli Türk vatandaşlarını kullanmaya yeltenmişlerdir. Şu an kendine ülkücüyüm diyenlerin gerçek Türk milliyetçiliği ile bir bağları kalmamıştır. MHP’ye baktığımızda da bu açık seçik ortadadır. Güney doğudaki ocakları Kürtlere devretmişlerdir. AKP ye baktığımızda 70 tane eski MHP kökenli milletvekili vardır. Bunların 30 tanesi Kürt’tür. Bir önceki ülkü ocakları başkanı Alişan Satılmış`da bir Kürt’tür. Türk milliyetçiliği bu insanlar tarafından sömürüldüğü için milli ve manevi duyguları kabarık olan gençlerimiz bunları milliyetçi sanıyor ve kolaylıkla bu ümmetçi sahte ülkücülerin eline düşmekte ve beyinleri yıkanmaktadır.

Gerçek Türk milliyetçiliğinde, dini siyasete alet etmek yoktur, gerçek Türk milliyetçiliğinde Türk ırkının üstünlüğüne inanma ülküsü vardır, her şey Türk için, Türk’e göredir. Türkçülüğün kıstaslarında dilde birlik ,amelde birlik, fikirde birlik, soyda birlik olgusu mevcuttur, yani önemli olan Türkün Türklüğüdür. Her insan inancında hürdür, inançları bahane ederek ve Türk İslam Ülküsü safsatasını ortaya atarak milli duygularımızı sömürmek hainlikle eş değer bozuk bir ideolojidir.

Saygı ve sevgilerimle….

Gönderi tarihi:

Bir Türkçüde Türklük esasında tartışmak vardır. Bugün ise sorun ne Mhp ne Bbp nede başka teşkilatlanmadır. Sorun bölünmüş milliyetçi hareket ve ona dair olan tüm cephelerdir. Fikri birliktelik istemeyen dış mihraklar milliyetçi hareketin kendini güncellemesini istemediler. Bunu ne acıdır ki başardılar. Milliyetçi hareket kendi problemleri yüzünden dış oyunları bozmaya vakit ayıramaz olmuştur.

Gönderi tarihi:

Şimdi Türkiyede Türkçü hareketin İttihat Terakki'den sonra nasıl şekillendiğine bakmak lazım.

 

Öncelikle bilelim ki. Türkçülük Alman Nazizminde çok etkilenmiştir 1930 larda.İstisnasız bütün Turancıların berlinde eğitim görmesi ve yurda döndüklerinde Yayılan Alman nazizminin etkilerini yurda taşımasıyla şöyle ki :

 

Türk Nasyonel Sosyalist (Nazi) hareketi ise 1930' larda, Alman Nasyonel Sosyalizminin, Türk halkının ihtiyaçlarına uyarlanması sonucu ortaya çıkmış ve 1933' ten 1939' a kadar, Türkiye'nin çeşitli illerinde Hitler posterli ve Gamalı Haçlı (Swatika) okuma odaları açılmıştır.

 

Ancak Almanlar' ın, II. Dünya Savaşı sırasında Turancı milliyetçilere milyonlarca Mark yardım yapması sonucu Turancı akımlar çok geniş propaganda olanaklarına kavuşmuş ve çok kısa sürede aşırı yaygınlık kazanmıştır. Almanlar, Türkiye' yi savaşa sokmak ve Türki halkları kışkırtmak ve dolayısıyla da Sovyetleri cephesini çökertmek, için bu akımları desteklemişlerdir.

 

Almanlar' ın Stalingrad yenilgisinde sonra Turancılık ve Turancılar takibata uğramış olsalarda, Soğuk Savaş' ın başlamasıyla Turancı akımlara sahip çıkan (Sovyetleri dağıtmak amacıyla) bu seferde ABD olmuş ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin Türklüğü iddiasına ve Turan devleti fikrine dayanan Turancı fikirler, Amerikalıların' da zorlamasıyla devletin bir çok kademesi tarafından desteklenmiştir.

 

Dolayısıyla bu yaygın Alman ve Amerikan propagandası sonucu Turancı akımlar Türkiye' de giderek yerleşirken, Türk Nasyonel Sosyalizmi fazla yaygınlaşamamış ve bugüne kadar çok uzun bir hareketsizlik dönemi yaşamıştır

 

Nihal Atsızın elinde kafatası örnekleriyle, Alman bilim adamlarına Türklerin Ari ırktan olduklarını (germen) ispatlama çalışması. Altemur Kılıç gibi dönemin türkçülerinin Nazileri desteklemesi sonucunda Dönemin hükümeti tarafından, Türkiye'nin savaştaki tarafsızlığına gölge düşürdükleri için haklarında soruşturma ve operasyonlar başlatılmıştır.

 

Nazilerin savaşı kaybetmesi. Ve savaş sırasında yaptıkları katliamların, toplama kamplarının vs ortaya çıkmasıyla, türk basınında hergün bu tür haberlerin manşetlerde yayılmasıyla, nazilerden etkilenen türkçüler ( ki işi gamalı hilal projelerine kadar vardırmışlardır ) bir durgunluk dönemine girmişlerdir. Yeni kurulan Demokrat Parti içerisinde de örgütlenselerde. O dönemin türkçüleri Demokrat Partinin islami renkleri fazlaca taşımasından rahatsız olmuş ve yollarını ayırmışlardır.

 

(Burada altı çizilmesi gereken nokta. 1960 lara kadar türkçüler, islamcı akımı ulusun düşmanı olarak görür. ve ümmetçi ideolojiyi başlıca düşmanlardan biri olarak kabul ederlerdi. İslam dininin ırka dayalı bir ayrımı katiyen reddetmesi Bir çoğunda türklerin ata dini olan şamanizme geri dönmesi gerektiği fikrini doğurdu. Bu gün dahi bilinir ki MHP şefleri arasında şamanist olan bir çok kimse vardır.)

 

Nazilerin ırka dayalı ayrım fikirlerinin onlarla beraber dünyada yenilgiye uğraması. Nazilerin Almanyayı getirdikleri nokta ( batı almanya amerikalılarca, doğu almanya ise sovyetlerce işgal edildi) nazi modasının geçtiği ve o rüzgarın bittiği anlamına geliyordu.

 

Demokrat Parti iktidarının, ortalarından sonra artık hilafetçi bir izlenim vermeye başlaması, mason örgütlerinin ciddi anlamda güç kazanır olmasıyla. Türkçüler 1960 ihtilalin destekçileri arasında oldular. Ünlü İhtilal bildirisini Alparslan Türkeş'in okuması. Türkeş ve arkadaşlarının Yassıadada bulunan DP li sanıkların hepsinin idam edilmesini istemesi. Bu hususta Cemal Gürsel'le ters düşüp Türkeşin Hindistan'a sürgüne ( ateşe militer olarak) gönderilmesi. İdam cezası alan lardan sadece üçünün cezalalarının onandığını öğrenince türkçü ve solcu subayların silahlarını çekip idam cezalası alanların hepsini " O Halde biz infaz eder" diyerek öldürmeye kalkması. gibi.

 

Ancak 1960 ların ortalarına gelince, Türkçü harekette bir milad yaşandı. Yani İslami yönü ön plana çıkarmak. Bunda tabiki Demokrat Parti'nin devamı olan Adalet Partisi'nin ve ondan kopan Milli Görüşün kazandığı gücü görüp aynı argümanları geliştirme mantığı etkiliydi.

 

Peki nasıl oldu bu ?

 

Yani Hüseyin Nihal Atsız'ın İslam karşıtlığı bilinirken, ve türkçüler bu tarihe kadar, islami renklerden hep uzak durmuşken. Nasıl Türk İslam birliği gibi argümanlar geliştirdiler?

 

(Ûtüken, nr. II, Kasım 1970, s. 3-7, 14). Atsız bu yazısında insanların Hz. Âdem ile Havva'dan türemediklerini, Kur'ân-ı Kerîm'de genişçe anlatılan Nuh tufanının (bk. Hud 11/37-48) bir Sümer masalından ibaret olduğunu alaylı ifadelerle ileri sürmektedir. Aynı yazıda vahyi hafife almakta, Hz. Peygamber'in eski Sümer ve Mısır'dan gelip Yahudiler aracılığı ile öteki milletlere geçen çeşitli inançları ilâhî hakikatler diye insanlara sunduğunu söylemekte ve böylelikle Hz. Muhammed'in vahyini inkâr etme noktasında müsteşriklerle aynı hizaya gelmektedir

 

Açıkçası bir yandan İttihat Terakki sonrası türkçülerin fikir babası olan Nihal atsız böyle bir çizgi izlerken MHP altında toplanan türkçülerin argümanları nasıldı. Bence bu şüphesizki DP AP ve MSP gibi partilerin islami renklerle nasıl güç kazandığını görüp yapılan bir manevraydı ve kalıcılaştı.

 

80 sonrası hareketin içindeki Yazıcıoğlu ekibinin artık tamamen bir islami hareket olarak kalmak isteyip partiden ayrılması ve şu anda bilinen iç tartışmalarda var olan ana konu bu argümanlara devam edip edilmeyeceğidir.

Gönderi tarihi:

MHP Nazizmden etkilenmişitir demek bence yanlış bir yaklaşım oluyor. Nedeni ise ırkçılık ve nazizm eşdeğerde kavramlar iken milliyetçilik ise Osmanlı tabanlı bir oluşumdur. Bu bakımdan aslen Türk milliyetçiliği nazizmden eski bir harekettir. Bizlerin sağa veya sola yatkınlığı ekonomik olgularda olmuştur. Solcuların ise sola yatkınlığı da yine sınıfsal uçurumlar bakımından olmuştur. Kapital sistem karşıtı Karl Marx ideolojisine karşı Nazizm hareketi temelli MHP geldi derseniz hatalı bir tez öne sürmüş olursunuz. Bu teoriler Soner Yalçın kitaplarında vardır. Mhp tarihçesi vs. yazıları mevcuttur. Fakat Soner Yalçın bu konuda objektif bir görüşe sahip değildir. Çünkü solcudur. Konulara bakışını kitaplarında gizleme ihitiyacı bile hissetmez zaten. Bu bakımdan bir Türk miliyetçişsi olarak aslen Osmanlı tabanlı bir hareketin genel olarak Milliyetçi hareket olarak tanımlanabileceği kanaatindeyim Turan da bu kıstasta değer görür.

 

Saygı ile....

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.