Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 19 yıl Hayat tersten yaşanmalıydı.. Yasamin en tatsiz tarafi sona eris seklidir. Süphesiz ki yasami tersten yasamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu. Nasil mi ? Cami'de uyaniyorsunuz. Bir tahta sandik içersinde, herkes karsinizda saf durmus, iyiliginize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmis vaziyette. Tabuttan dogruluyorsunuz, yasli, olgun ve agirbasli olarak. torunlar hepsi hazir. Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz. Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor, aylik veya üç ayda bir maasinizi aliyorsunuz. Ne güzel, hazir maas, hazir ev.... Altmisli yaslara kadar hersey garanti, huzur içinde yasiyorsunuz. Sagliginiz gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalismak istiyorsunuz ve ise ilk basladiginiz gün size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altin kol saati veriyor patronunuz.. ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz. Herkes karsinizda elpençe divan... Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor. Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz. Diger hormonal aktiviteler artiyor, fevkalade..... Aman ne güzel günler basliyor... Derken birgün patron size artik Üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada Babaniz ortaya çikmis, "fazla çalistin" diyor "artik eve dön, isi birak, okumaya basla, harçiligin benden olsun..." Keyfe bakar misiniz ? Okudugunuz dersler gittikçe kolaylasiyor. Ekmek elden, su gölden bir dönem basliyor. Partiler, Diskotekler, Kizlarin sayisi artiyor. Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor, araba kullanma derdi de yok artik.... Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar, "evde otur, keyfine bak, oyuncaklarinla oyna" diyorlar... Mamaniz agziniza veriliyor, zaman zaman altinizi bile temizliyorlar, hatta bu durum aliskanlik yaratiyor ve hiç tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz. Derken Anneniz bir gün size süt verme kararini aliyor ve baska bir keyifli dönem basliyor. Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazir. Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için agzinizi açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sicacik, yumusacik, gürültü ve patirtisiz bir ortamda yasiyorsunuz. Kuculuyor, kuculuyor, ufacik bir hücre halini aliyorsunuz. Ve günün birinde müthis bir olayla hayatiniz bitiyor.... CAN YÜCEL Kolay Gelsin
Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 19 yıl Hayat tersten yaşanmalıydı.. Yasamin en tatsiz tarafi sona eris seklidir. Süphesiz ki yasami tersten yasamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu. Nasil mi ? Cami'de uyaniyorsunuz. Bir tahta sandik içersinde, herkes karsinizda saf durmus, iyiliginize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmis vaziyette. Tabuttan dogruluyorsunuz, yasli, olgun ve agirbasli olarak. torunlar hepsi hazir. Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz. Dogar dogmaz devlet size maas bagliyor, aylik veya üç ayda bir maasinizi aliyorsunuz. Ne güzel, hazir maas, hazir ev.... Altmisli yaslara kadar hersey garanti, huzur içinde yasiyorsunuz. Sagliginiz gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalismak istiyorsunuz ve ise ilk basladiginiz gün size hosgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altin kol saati veriyor patronunuz.. ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise basliyorsunuz. Herkes karsinizda elpençe divan... Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de basliyor. Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz. Diger hormonal aktiviteler artiyor, fevkalade..... Aman ne güzel günler basliyor... Derken birgün patron size artik Üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada Babaniz ortaya çikmis, "fazla çalistin" diyor "artik eve dön, isi birak, okumaya basla, harçiligin benden olsun..." Keyfe bakar misiniz ? Okudugunuz dersler gittikçe kolaylasiyor. Ekmek elden, su gölden bir dönem basliyor. Partiler, Diskotekler, Kizlarin sayisi artiyor. Derken Anne ve Babaniz sizi götürüp getirmeye basliyor, araba kullanma derdi de yok artik.... Günün birinde sizi okuldan da aliyorlar, "evde otur, keyfine bak, oyuncaklarinla oyna" diyorlar... Mamaniz agziniza veriliyor, zaman zaman altinizi bile temizliyorlar, hatta bu durum aliskanlik yaratiyor ve hiç tuvalet kullanmamaya basliyorsunuz. Derken Anneniz bir gün size süt verme kararini aliyor ve baska bir keyifli dönem basliyor. Mama artik her yerde, her an ve en taze seklinde hazir. Bir gün karanlik ilik ve sicak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için agzinizi açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sicacik, yumusacik, gürültü ve patirtisiz bir ortamda yasiyorsunuz. Kuculuyor, kuculuyor, ufacik bir hücre halini aliyorsunuz. Ve günün birinde müthis bir olayla hayatiniz bitiyor.... CAN YÜCEL Kolay Gelsin enigmanın öyle bi klibi vardı...return to innosence hesabı diyosun yani...
Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2005 19 yıl Hayat tersten yaşanmalıydı.. keşke mümkün olsaydı dimi aklıma tersine dünya diye bir film vardıya o geldi ne gülmüştük ama Dılemim Pandoram
Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 19 yıl HERŞEY SENDE GİZLİ Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... CAN YÜCEL
Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2005 19 yıl Kibrit Çakıyorsun Karanlıkta Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için ................................. ne güzeldir badem çiçekleri.......
Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2005 19 yıl Bileklerimde Bayat Bir İntihar Geliyormuşum Pencerelerde yaz Ve bileklerimde bayat bir intihar Oysa ölünecek bir şey yokmuş Gidince sen Yaşanacak bir şey olmadığı kadar Yanıyormuşum Vardığım yere bırakıp kendimi Atlasında yeryüzünün; Çılgın ve çirkin Ve hüzünle oyalanan Yüreğimde kül tadı nice yangından kalan... Ölüyormuşum Senin saçların uzuyormuş üstelik Ölünce ben Cigarayı da bırakıp sümerbank’a taksit ödüyormuşsun Bedenin tecritmiş gençliğinden İkisi de yalnızmış Geceler öpüyormuş memelerinden... Bense gençliğimi pazarlıksız Ve hızla geçtiğimden Bugünler saçlarımla birlikte şiir yazmayı da kısa kestiğimden **** kalmış aşklarla avutup kendimi Bileklerimde bayat bir intiharın dikiş izleri Gelip geçmiş yılların diş izleri ömrümde Neşter ve gül’müş hayat gülüyor...gülüyor...gülüyormuşum... Yılmaz Odabaşı YENİ GÖRDÜM DE BU ŞİİRİ SEVENLERİ VARDIR ELBET...PAYLAŞMAK İSTEDİM......
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.